Blog

  • Süt Diyeti

    Süt Diyeti

    Süt diyeti nasıl yapılır ?

    Süt ve süt ürünlerinin kuşkusuz insan sağlığındaki yeri ve önemi çok büyüktür. Uzman doktorlar her bireyin günlük en az 1 litre süt tüketmesini tavsiye ediyorlar. Yapılan araştırmalara göre yaklaşık olarak 100 gram sütte bulunan 87 gram su, 3.5 civarında çeşitli proteinler, 3.8 civarında yağ, 5 gram karbonhidrat, ve kalsiyum, fosfor, potasyum, sodyum, klor, magnezyum, krom, bakır, çinko vitaminlerden b 12, c, d, e ve k vitaminleri bulunmaktadır. Bir çok vitamin ve mineralleri bünyesinde barındıran süt sayesinde sağlıklı beslenebilirsiniz. Büyüme ve gelişmede faktörü çok büyüktür. Süt diyetinde hem sağlıklı zayıflayabilir, hem de yararlı bir diyet yapmış olursunuz.

    Süt ürünleri grubundan olan, yoğurt, peynir ve çeşitli ürünlerle birlikte oluşturacağımız diyet programını trdiyet.com olarak sizlerle paylaşıyoruz. Yapılan süt diyeti programını çeşitli fiziksel aktivitelerle ve egzersizlerle desteklemenizi tavsiye ederiz.

    Süt diyetinin yapılışı;

    Süt diyetinde ilk 3 gün; Sabah kahvaltısında 300 miligram süt, bir adet domates, bir adet salatalık, 2 dilim beyaz peynir ve iki dilim kepekli ekmek tüketmelisiniz. Öğlen öğününe geçmeden açlık hissi duyulursa istenilen miktarda mevsim meyveleri ve en fazla 8 adet diyet bisküvisi yenebilir. Öğle yemeğimizde; Bir kase lahana çorbası, bir kase süt grubundan yoğurt, mevsim salata ve iki dilim kepekli ekmek yenmelidir. Ara öğünlerde aç kalma durumunda diyet bisküvisi ve mevsim meyveleri tavsiye ediyoruz. Süt diyetinde akşam yemeği; 100 gram haşlanmış tavuk, bir kase yoğurt, mevsim salata ve iki dilim kepekli ekmek tüketilmelidir. Gece yatmadan önce 300 miligram süt tüketmelisiniz.

    Süt diyetinde son 4 gün; Sabah kahvaltısında 300 miligram süt, bir adet salatalık, bir adet domates, bir dilim beyaz peynir, 6 adet siyah zeytin, bir tatlı kaşığı bal ve iki dilim kepekli ekmek tüketilmelidir. Öğlen öğününde; Bir tabak taze fasulye, bir kase yoğurt, bir porsiyon mevsim salata ve iki dilim kepekli ekmek tüketilmelidir. Akşam öğününde; Bir adet orta boy patates haşlama olması gerekiyor, 9 adet köfte, bir kase yoğurt ve mevsim salata ile akşam öğününü tamamlayın.

    Yemekleri kalorinize göre değiştirebilirsiniz. Süt diyetinde önemli olan unsur her sabah 300 ml süt içmek, gece yatmadan önce 300 ml süt içmek ve her öğünde bir kase yoğurt yemektir.

    Süt diyetinde ara öğünlerde, mevsim meyveleri ve öğün aralarında en fazla 9 adet diyet bisküvisi tüketmelisiniz. Diyette önemli olan unsur, sabahları ve gece yatmadan önce 300 miligram yarım yağlı süt tüketmeniz. Bu diyet programını spor ile birlikte desteklemenizde fayda ve yarar vardır. Sağlıklı kilo vermek için spor yaparak size uygun diyet listelerini uygulamalısınız.

    İlgili Konular ;
    Süt Alerjisi Nedir?
    Diyet – Sağlıklı Beslenme

  • Çatı katları

    Çatı katları

    Çatı katı dekorasyonunun püf noktaları ve birbirinden şık çatı katı dekorasyonu örnekleri…

    Çatı katı dekorasyonuna eskiden pek rağbet edilmezdi . Ardiye ve depo alanları olarak kullanılan çatı katları günümüzde gerek modern dekorasyon tarzı gerekse farklı ve kullanışlı mobilya seçimleri ile şık, farklı -en güzeli de- kullanışlı mekanlar haline dönüştü.Sizlerle birbirinden farklı modern çatı katı dizaynlarını inceleyerek çatı katlarını nasıl dekore edebileceğiniz konusunda bilgi vermek yerine örneklerimizle sizleri aydınlatacagız.

    İlgili Konular ;
    Duvar kaplama modelleri
    Çok Fonksiyonlu Mobilyalar
    Sandalye Modelleri
    Tv üniteleri
    Pop Art Abajur
    Dekoratif Saatler 2012

  • Gün boyunca içilen bir bardak vişne suyunun yaratacağı mucizeleri biliyor musunuz?

    Gün boyunca içilen bir bardak vişne suyunun yaratacağı mucizeleri biliyor musunuz?

    Yakut kırmızı rengi ile reçelini yemeğe alıştığımız vişne, içerdiği mineral ve vitaminler sayesinde, birçok hastalığa karşı koruma kalkanı yerine geçiyor. İçeriğinde bulunan ve meyveye kırmızı rengini veren “antosiyanin” ise vişneye hücre yenileme yani antioksidan özelliğini kazandırıyor. Günde bir bardak vişne suyu tüketimi ile vücut günlük antioksidan ihtiyacını karşılıyor. Kalp ve damar hastalıklarından kansere hastalık riskini azaltmaya yardımcı olan vişne, kas ağrılarının hafifletilmesi, hafıza gelişimi ve kilo dengeleme gibi konularda da etkin rol oynuyor.
    Tam bir vitamin ve mineral deposu olan vişne meyvesinde bulunan A ve C vitamini ile sodyum, potasyum, kalsiyum ve fosfor mineralleri, özellikle ateşli hastalıklara karşı güçlü bir silah.

    Vişnenin “ekşi” artıları

    Ferahlatıcı etkisi yüksek bir meyve olan vişnenin şeker oranı kirazdan düşük olduğu için daha az kalori içeriyor. Diareyi kesmesi ve idrar söktürücü özellikleri, mide ve karaciğerin düzenli olarak çalışmasına yardımcı olmasının yanı sıra, vücutta biriken fazla suyun dışarı atılmasında etkin rol oynuyor. Sindirim sisteminin dengeli ve düzenli fonksiyonu için önemli bir meyve olan vişne ile ilgili yapılan ön araştırmalar gösteriyor ki; vişnedeki “antosiyanin”ler, kolon kanseri riskini de önemli ölçüde azaltıyor.

    Kırmızı ve mor renkli meyve ve sebzelerde, çiçeklerde, morumsu yapraklı ağaçlarda bulunan renk verici bir madde olan antosiyanin, içinde bulunduğu meyvede çok güçlü bir antioksidan yani hücre yaşlanmasını önleyici bir etki yaratıyor. Antosiyanin yardımıyla sağlıklı dokuları ve hücreleri koruyan vişne böylelikle, anti-aging özelliği de taşıyor ve kanser ile kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riskini azaltıyor. Antosiyanin oranının yükseldiği koyu renkli olan vişnelerde, aynı zamanda daha fazla miktarda minerale rastlanıyor.

    Japon beslenme uzmanları tarafından, Tsuda Üniversitesi’nde 2003 yılında gerçekleştirilen bir araştırmaya göre, hipoinsülinemi ve hipoglisemiye yol açabilen yüksek yağ içeren besinlerin verdiği söz konusu zararlar, antosiyanin sayesinde dengelenebiliyor. Diğer bir deyişle, şeker düzeyi düşük olan vişne, kilo kontrolünde önemli bir görev üstleniyor. Michigan Üniversitesi’nde yapılan çalışmalar, antosiyanin maddesinin kolesterolün, kan şekerinin düşürülmesi ve karaciğerde daha az yağ birikimi konusunda çok etkili olduğunu ortaya çıkarıyor. Vişne ise, antosiyanin açısından en zengin meyveler arasında yer alıyor.

    Beslenme uzmanları, günlük antioksidan ihtiyacının karşılanması adına günde 3,000 – 5,000 ORAC (Oksijen Radikalleri Emilme Kapasitesi) ünite alınmasını öneriyor. Yaklaşık 100 gram vişne suyu konsantresinde ise, 12,800 ORAC ünite bulunuyor. Bu da gösteriyor ki, günde bir bardak olarak tüketilecek vişne suyu, vücudun antioksidan

    Doğal ağrı kesici

    Michigan Eyalet Üniversitesi tarafından yürütülen bir araştırmaya göre, “antosiyanin” olarak bilinen kırmızı kimyasalların aynı zamanda kas ağrılarını hafifletebileceği belirtiliyor. Spor egzersizleri ve ağırlık çalışmalarının hemen sonrasında oluşan geçici kas zedelenmelerinde, içeriğindeki antosiyanin sayesinde vişne etkin rol oynuyor. Yaklaşık olarak 100 – 120 vişnenin antosiyanin içeriğine sahip olan bir şişe vişne suyu, ağrı kesici yerine doğal ve keyifli bir alternatif sunuyor.

  • Doğru giyinmenin püf noktaları

    Doğru giyinmenin püf noktaları

    Kısa boy, dar omuzlar, geniş kalçalar…Herkesin bir kusuru var! Önemli olan bunları gizlemenin yolunu bilmek.

    Kisa Boyluysaniz
    Pantolon: Eğer vücudunuzun üst kısmını uzun göstermek istiyorsanız düşük belli pantolonlar tercih etmelisiniz. Bacaklarınızı olduğundan uzun göstermek için ise yüksek belli ve düz inen pantolonlar seçin. Kontrast renklerden ve iri desenlerden kaçının. Canlı renkleri üstünüzle aynı tonlarda olmak kaydıyla rahatlıkla kullanabilirsiniz.
    Ceket ve gömlek: Fazla uzun veya belde biten kısa ceketlerden kaçının. Bele oturan ve kalça hizasında kalan modeller seçin. Düşük belli bir pantolon giymek istiyorsanız üzerine saçaklı, püsküllü veya payetli bir gömlek kullanabilirsiniz. Altla üst arasında renk kontrastları yapmayın, illa bir kontrast yapmak istiyorsanız, kumaş türü kontrastları uygulayın: ipek bir elbise üzerine jean ceket gibi.
    Elbise: Tek renk ve düz kesim elbiseler silueti daha uzun gösterir. Ayrıca kadınsı ve seksi kesimleri de rahatlıkla kullanabilirsiniz. Etek boyu baldırların ortasına hatta topukların hemen üstüne kadar inebilir.

    Şismansaniz
    Pantolon: Pantolonlarınızı mümkün olduğunca krep gibi dökümlü kumaşlardan seçin.
    Üst: Özellikle pantolon üzerine, bacaklarınızın üst kısmına dek inen uzun tunikler giyin. Göz alıcı, dikkat çekici büyük desenler yerine tek renk ve koyu tonları tercih edin. Dekolte kullanmaktan kaçınmayın ama kalın ve belinizi saran kemerlerden Kaçının!
    Ceket: Dökümlü kumaşlardan olanları tercih edin; mümkünse önünü iliklemeden giyin. Ceketlerinizde büyük vatkalar yerine daha küçük, omuzlarınızı hafifçe yükseltecek vatkalar kullanın.
    Elbise – Etek: Asla vücudunuzu sarmamalı: streç kumaşlara veda edin! Vücuda yapışmayan, uçuşan kumaşlar idealdir. Renk olarak daha çok tek renk ve koyu tonlar kullanın. Emprime seviyorsanız minik desenlileri tercih edin. Etek boyu baldırlarınızın hemen altına dek inmeli; daha uzun boylar da rahatlıkla kullanabilirsiniz.

    Genis Kalcaliysaniz
    Pantolon: Geniş pantolonlarla kalçalarınızı kamufle etmeye çalışmayın. Dökümlü kumaştan dikilmiş, düz kesim pantolonlar giyin. Her zaman koyu ve tek renk tercih edin. Asla ve asla tayt giymeyin!
    Üst: Üstünüz ince ve kalçalarınız genişse, vücudunuzdaki bu farkı yok etmeniz gerekiyor. O halde, dikkati vücudunuzun üst kısmına çekecek tarzda gömlek, kazak, tişört vb. giymekte tereddüt etmeyin. Çiçekler, geometrik şekiller, karışık renkler, hatta büyük aksesuarlar kullanın, minik dekolteler uygulayın. Göz ve dudak makyajına ağırlık verin.
    Elbise – etek: Eteklerinizde dökümlü kumaş ve nötr renkler (siyah, gri, bej gibi) kullanın. Verev kesim ve büzgülü modellerden kesinlikle kaçının. Bel oyuğu kalçanın hemen üzerinden başlayan kesimler tercih edin. Elbisede dikkat etmeniz gereken nokta, göğüslerinizi belirginleştirmek, kalçanızı ise saklamaktır. En doğru model, bel hattı olan ama bele fazla oturmayan, kalça yuvarlağını çıkarmayan düz kesimlerdir. Diz altı etek boyu en ideal olandır.

    Boyun Dekoltesi
    Boynunuz uzunsa, her tarzı uygulayabilirsiniz. Özellikle, yuvarlak açılmış dekolteler ve boyna bağlanmış küçük bir fular çok hoş duracaktır.

    Boynunuz kısaysa, “V” yakalı bluzlar veya “V” açılmış dekolteler tercih edin; boynunuz daha uzun görünecektir. Fular kullanmamaya çalışın; boynunuzu iyice kısaltıp omuzlarınıza gömülmüş gibi gösterir. Bunun yerine omuzlarınıza bir şal alın; böylece “V” dekolteniz de kapanmamış olacaktır.

    Omuz Dekoltesi
    Omuzlarınız kareyse, asimetrik omuz dekolteli veya kolsuz kıyafetler seçin.
    Omuzlarınız yuvarlaksa, ince askılı giysiler sizin için idealdir.
    Omuzlarınız düşük ve darsa, reglan kollu kıyafetler giymeyin. Omuz başlarını ortaya çıkaran, derin kol oyuğu olan giysiler omuzları daha geniş gösterir.

    Ayakkabi Secimi
    Topukta esas, kıyafetin etek uzunluğudur. Diz ve diz altı hizasındaki bir etek uzunluğuyla 7 cm.den uzun bir topuk giyilebilir. Mini bir etekle daha alçak topuk kullanmak gerekir.
    -Şişmansanız, vücudunuzla oransızlık yaratmamak için yüksek topuktan kaçının, orta boy topuk idealdir.
    -Kısa boyluysanız, yüksek ve ince topuk vücudunuzda dengesizlik yaratır, eğri ve kambur bir görünüm verir. 5-6 cm.lik bir yükseklik yeterlidir.
    -Uzun boyluysanız, yine de çok düz ayakkabılar seçmeyin. Az da olsa biraz topuk siluetinize çekicilik katacaktır.

    Ten Ve Saciniza En uygun renkler

    Bugday Ten – Sari Sac
    En uygun renkler
    Toz pembe, bebek mavisi, gri-mavi, lila, açık mor, açık yeşil ve nane yeşili

    Kaçının!
    Elektrik mavisi ve koyu kırmızı yüzünüze yakın kullanmanız halinde çok sert bir etki yaratır.

    Acik Ten – Sari Sac
    En uygun renkler
    Toz pembe, bebek mavisi, gri-mavi, lila, açık mor, açık yeşil ve nane yeşili.
    Kaçının!
    Elektrik mavisi ve koyu kırmızı yüzünüze yakın kullanmanız halinde çok sert bir etki yaratır.

    Acik Ten – Kizil Sac
    En uygun renkler
    Yeşilin açık tonları ile saman sarısı, kavuniçi, kayısı rengi, mercan ve gri-mavi.
    Kaçının!
    Toprak sarısı ve haki -yüzünüze yakın kullanmanız halinde- teninizdeki ışıltıyı alır.

    Acik Ten – Kahverengi Sac
    En uygun renkler
    Yeşilin açık tonları ile saman sarısı, kavuniçi, kayısı rengi, mercan ve gri-mavi.
    Kaçının!
    Toprak sarısı ve haki -yüzünüze yakın kullanmanız halinde- teninizdeki ışıltıyı alır.

    Koyu Ten – Siyah Sac
    En uygun renkler
    Pembe ve mavinin tüm tonları ile mor ve siyah.
    Kaçının!
    Kiremit kırmızısı, tunç ve doreli renkler sarı içerdikleri için saç ve ten renginizi donuklaştırır.

    Acik Ten – Siyah Sac
    En uygun renkler
    Pembe ve mavinin tüm tonları ile mor ve siyah.
    Kaçının!
    Kiremit kırmızısı, tunç ve doreli renkler sarı içerdikleri için saç ve ten renginizi donuklaştırır.

    Bugday Ten – Kahverengi Sac
    En uygun renkler
    Kırmızı ve yeşil tonları ile kavuniçi, kiremit rengi, doreli bej, toprak sarısı ve turkuaz.
    Kaçının!
    Maviye çalan tonlar, fuşya, duman grisi gibi renkler içlerinde dore tonları barındırmadıkları için saç ve ten renkleriniz için fazla soğuk.

    İş Hayatinda Giyim

    Kiyafet Secimi
    Çalışan bir kadınsanız biraz erkek egemen bir ortamdasınız demektir. Bu durum asla kadınca giyinmenizi engellememeli, kadınlığınızı gölgelememeli. İş hayatında giyinmenin altın kuralı, iş kolunuzun geleneklerine uygun ama kendinizi yansıtan bir tarz belirlemenizdir. İşinize ciddiyetle yaklaşımınızı ve becerinizi vurgulayacak zarif, temiz, uyumlu ve iyi dikilmiş kıyafetler seçin. Etek, pantolon takımlar, gömlekle kombine edilmiş etek ve pantolonlar, düz kesim elbiseler ideal olanlardır.
    Hoşunuza gitmeyecek bir konuma düşmemek için çok kısa etekler, vücudunuza yapışan kıyafetler ve derin dekolteler kullanmayın.

    Renk Paleti Çok canlı renkler seçmeyin ama kendinizi gri tonları içine de hapsetmeyin. Evet, gri, iş hayatında çok alışıldık ve ağırlık veren bir renk ama aynı etkiyi bırakabilecek başka renkler de var. Yeşil, bordo, lacivert, siyah, kahverengi, bej, toprak tonları ve lâl gibi renklerle gardırobunuzu çeşitlendirin.

    Aksesuarlar
    Her detayı düşünün! Ayakkabılarınız topuklu veya topuksuz olabilir ama mutlaka temiz ve cilalı olmalı. Çantanız hem kıyafetinizle uyumlu hem de çalıştığınız iş koluna ve konumunuza uygun olmalı: boncuklu bir çanta ile bankacılık sektöründe çalışmanız pek uygun olmaz! Abartısız ve zarif takılar kullanın; ama annenizin inci kolyesi ile de kendinize olduğunuzdan daha yaşlı bir hava vermeye çalışmayın!

    Makyaj
    Canlı renklerden, koyu ve yoğun uygulamalardan mutlaka kaçının. Sade ve doğal bir makyaj yapın: gözlere hafif gölgeler, 2 kat rimel, biraz allık ve ruj.

    Saç
    Saç, genel görünümde son derece etkilidir. Asla yağlı, kirli ve boyası gelmiş bir saçla işe gitmeyin. Rahat etmek için saçınızı toplayın; böylece sürekli düzeltmek zorunda da kalmazsınız. Kibar, kıyafet renginizle uyumlu tokalar tercih edin: payetli kelebek tokaları günlük hayatınıza bırakın!

    Parfüm
    Asla ağır kokular kullanmayın. Hafif, çiçeksi aromalardan yapılmış parfümleri tercih edin. Parfümünüzle banyo yapmayın, az sıkın, gerekirse tazelersiniz.

    Yaninizda Bulundurun!
    Ne olur ne olmaz diyerek el çantanızda bulundurmanız gerekenler:
    yedek bir çift çorap
    küçük bir ayakkabı cila süngeri
    iplik ve dikiş iğnesi
    diş fırçası ve macunu
    saç fırçası
    törpü
    kağıt mendil
    ve elbette makyajınızdaki parlamaları rötuşlayacak hafif bir pudra, dudak boyanızı gün içinde tazelemek üzere rujunuz ve parfümünüz.

    Hatirlatmalar
    Kendinizi sevin, kendinize güvenin ve gülümseyin. Gülümseyen bir yüz, aydınlık bakışlar ve güvenli bir tutum sizi her zaman olduğunuzdan daha şık ve bakımlı gösterecektir.

    Yürürken de otururken de dik durmaya özen gösterin.
    Giysileriniz temiz ve ütülü olsun.
    Renk uyumuna dikkat edin. Küçük aksesuarlarla kıyafetlerinizi hareketlendirin.
    İçinde rahat olmadığınız giysiler ve ayakkabılar giymeyin.
    Ayakkabılarınızı sık sık temizleyin ve cilalayın. Topuğu yenmiş, deforme olmuş ayakkabılar giymeyin.
    Saç, el ve tırnaklarınızdaki bakımsızlık şıklığı zedeleyen unsurlardır. Saç boyanıza ve temizliğine dikkat edin, el ve tırnaklarınıza özen gösterin.
    Takılarınız hem kıyafetinizle hem de birbirleriyle uyumlu olmalı. Sarı ve beyaz takıları bir arada kullanmayın (altın bir kolye, gümüş küpeler gibi). Ağır takılarla daha hafifleri de bir arada kullanmayın (boncuk bir bilezik ve pırlantalı bir yüzük gibi)

    İlgili konular ;
    Vücut Tipine Göre Giyinmenin Püf Noktaları!

  • Kredi Kartı Kullanımında Burçların Etkisi

    Kredi Kartı Kullanımında Burçların Etkisi

    Kart Monitör Araştırması adı verilen ve Bankalararası Kart Merkezi (BKM) tarafından 2011 yılı özelinde yapılan araştırmalar, Türkiye’de kredi kartı kullanımını değişik açılardan ele aldı. Bunlardan birisi de hangi burcun, kredi kartını nasıl kullandığı ile ilgili. İşte o ilginç tespitlerden bazıları:
    Koç Burcu

    Kredi kartı borcunun tamamını ödemek konusunda en zayıf burçlardan birisi olan iki burçtan biri olan Koç, farklı şifre kullanımında da % 36 oranla düşük kalıyor. Koç burçlarının % 91’i kredi kartı ekstrelerini inceleme konusunda ayrıntıcı olduğu ve % 70’inin de kart şifresini kimseyle paylaşmadığı görülüyor.
    Boğa Burcu

    Aylık kredi kartı borcu ödemesinde hassas davranan Boğa’lar, kart ekstresinin tamamını ödeyen iki burçtan birisi. Şifre gizliliği konusunda da Boğa’lar, burçlar içinde % 75 ile en hassas burç.

    İkizler Burcu

    Kart borcunu tamamen ödemek konusunda Boğa ile zirveyi paylaşan İkizler’in % 40’ı şifresini yakınlarıyla paylaşıyor.
    Yengeç Burcu

    Tüm burçlar içinde ekstrelerini imha etmeye en az eğilimli burç Yengeç… Yengeç’lerin % 74’ü şifresini kimseyle paylaşmıyor ve % 67 olan genel ortalamanın üzerinde, % 74’ü ekstresinin tamamını ödüyor.
    Aslan Burcu

    Ekstresini kontrol etmek konusunda ortalamayı geçemeyen Aslan’lar, ekstre imha etmek konusunda zirvedeki iki burçtan birisi. % 66 oranında ise tüm kartlarda farklı şifreye sahipler.
    Başak Burcu

    Borcu ödemek yerine kredilendiren Başak, ekstelerini daha çok posta ile alırken % 39 oranında e-posta ve % 3 oranında da SMS bilgilendirme ile alıyor.
    Terazi Burcu

    % 73’ü ekstrelerini daima kontrol eden Terazilerin % 65’i şifrelerini başkasıyla paylaşmıyor ve % 70’i ise kart borcunun tamamını ödüyor.
    Akrep Burcu

    Şüpheciliği ile tanınan Akrep, aynı şifre ya da farklı şifre kullanımı konusunda % 17 oranında cevap vermiyor. Şifre paylaşmama oranı % 71 olan Akrep’ler, bütün borcu ödeme konusunda zayıf kalarak % 61’e düşüyor.
    Yay Burcu

    Şifre paylaşmama konusunda en yüksek orana sahip olan Yay, ekstre kontrolünde ise ortalamanın biraz altında kalıyor.
    Oğlak Burcu

    Şifre paylaşımı ve ekstre kontrolünde hassas davranan Oğlak’lar, % 62 borç ödeme oranı ile ortalamanın altında kalıyorlar.
    Kova Burcu

    % 22 oranla nakit kullanmayı tercih eden Kova, % 75 oranında kredi kartını tercih ediyor. % 37 gibi bir oranda da şifresini en yakın çevresiyle paylaştığı görülen Kova’ların % 94’ü ekstresini her zaman kontrol ediyor.
    Balık Burcu

    Tüm burçlar içindeki en düşük ekstre kontrol etme oranı % 75 ile en düşük burç. Alışverişte % 51 kredi kartı kullanımı ile kart kullanımına çekimser davranan bir burç olan Balık, ekstrelerini % 59 oranında posta ile alıyor.

  • Seks Yogası

    Seks Yogası

    Cinsel enerji, en yaratıcı enerjidir. Eğer derinliklerine bakarsanız, büyük ve yaratıcı olanaklarını görebilirsiniz. Seksin sadece küçük bir yanı çocuklarınızı size sağlamış olmasıdır. Öteki, yani daha yüksek yanı, sizin sonsuzlukta yaşayabilmenize imkan oluşturmasıdır. Cinsel enerji, yaşam enerjisidir.

    Bedenin gerçeğini kavrayan kişi, evrenin gerçeğini de kavrayacaktır.” Uzakdoğu kökenli “seks yogası” olan “tantra”nın felsefesini özetleyen bu cümleler Uzakdoğulu bilge Bhagwan Shree Rajneesh’e, takipçileri tarafından kullanılan adıyla Osho’ya ait, “Okşanırken tatlı prenses, sevişmeye ebedi yaşam gibi katıl”, “Öteki yalnızca bir kapıdır. Bir erkekle sevişirken aslında varoluşun kendisiyle sevişiyorsun”, “Seks yalnızca başlangıçtır, son değildir. Ama başlangıcı kaçırırsan, sonu da kaçırırsın”. Bu cümleler de seksi temel enerji olarak alıp, onu dönüştürme ve yaşamı daha doyumlu bir hale getirme yöntemlerini içeren seks yogasının özünü anlatıyor.

    Zamanımızda cinselliğimizle yüz yüze gelmek konusunda önceki dönemlere kıyasla daha çok ilerleme kaydediyoruz. Sigmund Freud ve takipçilerinin çalışmaları, “cinsel tabu”cular ve toplumsal hayatın “gönüllü ahlak polisleri” gibi, insanların seks yaşamlarının karanlık köşelerde, utanç içinde yerine getirilmesi gereken müstehcen, onur kırıcı ve önemsiz bir şey olarak tanımlama eğiliminde olanları, yollarından döndürdü. Batı’da seks ancak Freud’dan sonra daha rahat bir şekilde açığa çıkabildi. Oysa binlerce yıl önce Uzakdoğu, seks konusundaki kompleksleri aşmış ve onu yaşamın bir parçası olarak kabullenmişti.

    Seks yogasında, kadın ve erkeğin cinsel ilişkisi, insan yaşamının tamamlayıcı bir parçası ve daha gelişmiş bir insan ırkına doğru evrimsel gelişmenin bir parçası olarak algılanıyor. Sevgi, şefkat, saygı, onur ve kutsallık, insanın daha göze görünür olan diğer fiziksel nitelikleri kadar, onun bir parçası olarak görülüyor. Seks yogasmda dişi, erkekten daha aşağı değil, biri diğerine zıt değiller; fakat her ikisi de yaşamın daha yüksek, daha tam ve daha derin zevklerini yansıtan bir birliği arıyor ve buna ulaşıyorlar. Seks yogası, bu birliğe hazırlanmak için eğitim ve disiplin sağlıyor. Bu bilgi, kadim tantra bilgeliğine’ dayanıyor. “Tantra yoga”, insan cinselliğiyle ilgilenen tek yoga türü. Karmaşanın yerine zevk, çaresizliğin yerine umut sunuyor. Hem de izlediği yöntemler ve öğrettiği adımlarla sadece yatakta değil; hayatın her alanında.

    Seks ayininden utanmayalım

    20 yıldan uzun bir süre jinekoloji ve psikosomatik tıp konusunda çalışmalar yapan, cinsel isteksizlik ve iktidarsızlık gibi pek çok konuda araştırmaları bulunan Omar Carrisun, “Tantrik düşünce ve yöntemler, doğru eşle, doğru zamanda ve doğru bir zihin durumunda yapılan cinsel birleşme, yaşamda yeni bir boyuta giden kapıyı açmanızı sağlar” diyor ve şöyle devam ediyor: “Günümüzde çok fazla erkek ve kadın kendilerini aslında hoşlanmadıkları kişilerle cinsel birleşme yaşamak zorunda hissediyorlar. Bu deneyimi, asgari bir zevk, azami bir yetersizlik ve hüsran duygusu hissederek aynı kişiyle ya da farklı eşlerle tekrarlıyorlar. Oysa seksin bir zorunluluk değil de seçim olduğunu, eşlerin de utanç verici, yavan bir süreçteki bir piyondan daha değerli ve arzulanabilir olduğunu düşünselerdi, ıstırapları sona ererdi.”

    Seks yogası öğrencileri olan guruların söylediklerine göre, tantranın cinsel prensiplerini içten bir şekilde inceleyip uygularsanız, cinsel birleşmenin tacı olan kendinden geçme anını, şimdi bildiğiniz gibi kısacık birkaç saniyeden bir saat ya da daha fazla bir zamana yayabilirsiniz. Bu aslında uzatmadan da öte. “Tantrik seks”, yorgunluk ye tükenmeyle değil, tam gevşeme ve yeniden canlanmayla sona eriyor.

    Osho, seks yogasının temelleri olan “sutra”ları şöyle sıralıyor: “Birinci sutraya göre, cinsel birleşme süresince, başlangıçtaki ateşi korumaya özen gösterin ve ateşi sonlandıran közleri önleyin, ikinci sutra’ya göre kucaklaşma anı duyularınızı yapraklar gibi sarsıyorsa, kiminle kucaklaştığınıza bakmadan kendinizi bu sarsıntıya bırakın. Üçüncü sutraya göre hiç bir dokunuş olmadan, sadece birleşmeyi hissetmenin bile bir dönüşüm olduğunun farkına varın.”

    Osho, tantra felsefesini gündelik hayatın bir parçası yapmanız için başka birkaç öneride daha bulunuyor: “Uzun zamandır görmediğiniz bir arkadaşını görüp sevindiğinizde, bu sevinci her yanınıza sindirin. Bunu, hoş hissettiğiniz pek çok farklı anda yapabilirsiniz. Öfkelendiğiniz zaman sizde bu öfkeyi uyandıran insana odaklanmayın; öfkenize odaklanın. O kişiye içinizde yatan bu gizli gücü açığa çıkardığı için minnet duyun. O sizde bir yere çarptı ve o çarptığı yerde aslında gizli bir yara vardı. Sadece bunun farkına varın. Sonra olumlu ve olumsuz duygularınızla ilgili farkındalıklarınızı kendiniz için kullanın. Farkına varmanız, bir şeyi derinleştiriyorsa bu iyi bir şeydir. Bir şey, farkına varmanız sayesinde yavaş yavaş yok oluyorsa bu kötüdür.”

    Seksin sekiz yönü

    Tantrik Hindu metinlerinde cinsel birleşmenin sekiz yönü olduğu anlatılıyor: “Smarnanam” yani düşüncenin sekse odaklanmasına izin vermek, “kirtanam” yani bir başkasıyla seks konuşmak, “keli” yani karşı cinse eşlik etmek, “prekshenam” yani flört etmek, “guhyabhashanam” yani karşı cinsle samimi konuşma yapmak, “sarrtkalpa” yani cinsel ilişki arzusu, “adhyavasayam” yani kendini ona vermek için kesin karar ve “kriyanishpatti” yani fiziksel birleşme.

    İşte seks yogası, tüm bu aşamaların farkına varmayı, orada gizlenen gücü açığa çıkarmayı ve bedeninizi kullanmayı öğretiyor. Omurganın seks yogasında büyük önemi var. Çünkü omurga, varlığın merkezi ekseni. Her biri farklı sinir sistemlerine bağlı olan omurlar da, omurilikten kuyruksokumuna kadar uzanan merkezi omurilik kanalı da seks yogası için yaşamsal. Çünkü tantra uygulamaları, bu geçit boyunca “kundalini” denilen, uyuyan gizemli gücü, omurganın tabanından başa doğru yükseltiyor. Kundalini, yükselirken beyne doğru giden yoldaki, adlarına “çakra” denilen, yedi güç merkezini harekete geçiriyor. Çakralar Uzakdoğu bilimlerine göre insanların yaşam enerjilerini aldığı ve beden içinde döndürürek dağıttığı yerler.

    Eğer seks yogası yapmak istiyorsanız, nefes alma tekniklerini öğrenmelisiniz. Gün içinde çok kısa aralar dışında nefes her iki burun deliğinden eşit olarak akmıyor. Bunun yerine yaklaşık 24 dakika boyunca sol burun deliğinden çıkıyor, sonra bu kadar süre için sağ burun deliğine geçiyor. Omurgadaki sağ ve sol oluklarda yer alan enerji kanalları, burun deliklerine kozmik enerji taşıyorlar. Sağ burun deliğinden akan akım eril, elektrikli, sıcak ve astral görüşe göre ateş kırmızısı renginde. Gurular bunu “güneş nefesi” diye adlandırıyorlar. Sol burun deliğinden akan yaşamsal hava ise dişi, manyetik, serin ve astral görüşe göre soluk beyaz renkte. Buna “ay nefesi” deniyor. Seks yogası konusunda deneyimli olanlar, nefeslerinin sağ ya da sol burun deliğinden akışını kontrol ederek günlük hayatlarındaki pek çok konuya hükmedebiliyorlar. Örneğin genel olarak fiziksel çaba, tutku, kuvvet ya da mücadele içeren tüm eylemler, seks, aktif sporlar, kumar ve hile ya da yarışmalar, nefes sağ burun deliğinden akarken kişiye başarı vaad ediyor. Müzik yapmak, dans, ibadet, herhangi bir konuda kursa başlamak, bilimsel çalışmalar, tohum ekmek, düğün törenleri gibi aktivitelerse, nefes sol burun deliğinden akarken daha doyurucu oluyor. Tantrayı ileri düzeyde uygulayanlar nefes akışını sadece irade ile kontrol edebiliyorlar. Tantrik metinlerde, gün doğumundan gün batımına kadar sadece sol burun deliğinden, gün batımından gün doğumuna kadar da sağ burun deliğinden nefes alınmasının hastalıkları uzak tuttuğu. Ömrü uzattığı ve bilgelik bahşedeceği de iddia ediliyor.

    Nefes akışına hakim olmak, tüm tantra uygulamalarında işlevsel bir devamlılık

    sağlıyor. Hindistan ve Tibet’te neredeyse guru sayısı kadar farklı nefes alma tekniği var. Ama tüm seks yogası yöntemlerinin üç soluma aşamasıyla ilişkisi bulunuyor: Nefes alma, tutma ve nefesi verme. Temel nokta, bu soluma döngüsünün üç anı arasında doğru oran kurarak ahenk sağlamak. Çünkü nefes almak, insanın bioritminin formunu da belirliyor. Solunum oranını yavaşlatıp hızlandırırsanız hem fiziksel, hem de” zihinsel değişiklikler ortaya çıkıyor.

    Tantracılar, düşüncelerini kontrol etmek istedikleri kişinin solunum oranına dikkat ederek, istedikleri herhangi biriyle telepatik iletişim kurabiliyorlar. Hatta bu şekilde diğer kişinin soluma hızını artırabiliyor ya da yavaşla tabiliyorlar.

    Renklerin sekse etkisi

    Hindistan ve İran’daki ilk gizemcilik okullarından bazılarında müritler yıllar boyunca tek bir rengin doğasını ve etkisini incelerlermiş. Örneğin mor ışık, dişi hormonların faaliyetini artırıyor, kırmızı ışık erkek üreme organlarını harekete geçiriyor. Seks yogasının asıl odak noktasını oluşturan gizli cinsel birleşme ayinine hazırlananlar, arınma safhasında renkleri kullanıyorlar. İnsan bedenindeki yedi enerji merkezi yani çakra, yedi renge karşılık geliyor. Kuyruk sokumunun olduğu kök çakra kırmızı, göbeğin iki parmak altındaki çakra sarı, göğüs kafesinin altındaki güneş çakrası sarı, kalbimizin olduğu yerdeki çakra yeşil, boğazımızın bulunduğu yerdeki çakra mavi, alnımızın ortasındaki çakra çivit ve kafamızın tepesindeki çakra mor renge sahip.

    Nefes ve renkler kadar sesin de tantrada büyük önemi var. Yapılan araştırmalar bir araba kornasından çıkan 90 desibellik bir gürültünün bile kalbe pompalanan kan miktarını iki katına çıkardığını ortaya koymuş. Tantraya göre alfabenin her harfin çıkarmamızı sağladığı sesin, bir enerji titreşim gücü bulunuyor. Örneğin tantra metinlerine göre “Om” sesi tüm yaradılışı kapsıyor. Güç sözlerinin en büyüğü olarak kabul edilen bu söz, doğru bir şekilde söylendiği zaman bedende ve zihinde ahenk ve denge yaratıyor. Sesler üzerinde deneyimler yaşamak, tantrayı öğrenen kisiye kendi iç sesini duyma ve farklı iç seslerin ne anlama geldiğini ayırt edebilme yeteneği kazandırıyor.

    Koku eğitimi de tantranın önemli adımlarından biri. Her yaşamın kendine özgü bir kokusu bulunuyor. Kötü bir yaşam da tıpkı azizlerin yaşamı gibi belli bir koku yayıyor. Bir keresinde ünlü Fransız dedektifi Vidocq şöyle demiş: “Beni bin kişilik bir kalabalığın ortasına koyun. Sadece koku duyusuyla ahlak yasalarını ihlal edenleri ayırt edeyim.” Vidocq, suç içeren her mesleğin kendine özgü bir kokusu olduğunu ve kendisinin bunları ayırt edebildiğini söylüyordu. Mesleğindeki sürekli başarısı belki de bunun bir kanıtıydı.

    En afrodizyak kokular

    Tantraya göre koku, insanın en eski içgüdüleri olan seksi ve dini güdüleri etkilemenin en kadim yolu. Güzel kokuların gizli gücünü bilen eski uygarlıklardaki rahipler ve büyücüler bedene sürülen yağları ve değerli merhemleri öyle güçlü bir şekilde hazırlamışlar ki, bunların bir kısmının kokusu binlerce yıl dayanmış. Kokunun gücünün en büyük ispatı ünlü fahişelerin ve büyüleyici kadınların tarihlerinde yer alıyor. Hem kutsal, hem de din dışı edebiyat, erkekler üstündeki tuhaf güçlerini çoğunlukla sihirli parfüm sanatına borçlu olan İsrail kralı Ahab’ın karısı İzabel, Samson’un Delilah’sı, Kleopatra, Kraliçe Josephine gibi kadınların hikayeleriyle dolu. Shakespeare, “Antomus ve Cleopatra” adlı oyununda Nil kraliçesinden şöyle bahsediyor; “O kadar parfüm sürmüştü ki, rüzgarlar sevdalanmıştı”.

    Örneğin seks açısından en ünlü kokulardan ve afrodizyak yönü çok güçlü olan tek bir misk tanesi bile, hacminde dikkate değer hiçbir eksiklik olmadan birkaç milyon küp havayı kokutabiliyor. Ama tek damlası bir odayı uzun süre kokutan miskin yarım kilosu 40 bin dolara satılıyor. Her zaman misk kokusuyla dolu dantel bir mendil taşıyan Kraliçe Josephine’in de en sevdiği kokuymuş bu. Söylentilere göre Napolyon’un tutkusunu alevlendirmek için bunu o kadar çok kullanırmış ki, dairesinin duvarlarından yıllar sonra bile bu koku yayılıyormuş.

    Sesk yogası uzmanlarının da özellikle kullandığı kokular var. Onlar kokulardan, kundalini enerjisinin çöreklendiği kuyruk sokumunu uyarmak için yararlanıyorlar. Seks ayinlerinde daha çok misk, yasemin, paçuli, hint sümbülü, sandal ağacı ve safran kullanıyorlar. Bazı tantracılar cinsel ritüeller sırasında partnerlerinin bedenlerinin farklı bölümlerini farklı parfümlerle sıvıyorlar. Eller için yasemin yağı, yanak ve göğüsler için paçuli, kasıklar için misk, uyluklar için sandal ağacı ve ayaklar için de safran. Siz de bunu sevişirken deneyin; ancak sentetik kokulardan kaçının.

    Bu yöntemleri iyi bilmenin ötesinde iyi bir seks yogası uygulayıcısı olmak istiyorsanız, tutkuları, tembelliği, asılsız bilgiyi ve öfkeyi de aşmış olmanız gerekiyor. Benzer şekilde zeki, duyularını kontrol edebilen, tüm varlıkları incitmekten kaçınan, her zaman ve herkese karşı iyi olan, saf ve inançlı olanlar tantra eğitimine kabul ediliyorlar. Obur, aşırı derecede sekse düşkün, arsız, açgözlü, cahil, ikiyüzlü, zevk düşkünü ve ayyaşlar özel olarak reddediliyorlar. Cinsel birleşme yani seks ayini, ancak uygun bir hazırlanma döneminden ve yeterliliğin ispatlanmasından sonra gerçekleşiyor. Bu süreç genellikle bir yıl alıyor.

    Seks yogasının cinsel birleşme aşamasına ancak bundan sonra geliniyor. Bu noktada, eğer bu aşamayı birlikte kat ettiğiniz bir eşiniz yoksa kendinize sizin gibi tantrayı öğrenmiş bir partner seçmeniz gerekiyor. Değişik sevişme pozisyonları, orgazm olmamak için kendini tutma yöntemleri ve saatler sürebilen bir teslimiyet, yani asıl eğlence ve gelişim ise bundan sonra başlıyor. Çünkü bu noktadan sonraki birkaç yıl süren deneyim süresince kuyruk sokumundaki kundalininin yılankavi gücü, doğal bir şekilde yukarıya doğru hareket etmeye başlıyor. Bu durum astral bedendeki tüm çakralarınızı harekete geçirse de, en güçlü etki cinsel organlarda yoğunlaşıyor ve bir dereceden sonra tamamen sizi sarmalayan güç ve eylem alanınız olan auranıza boşalıyor.

    Bu konuyla ilgileniyorsanız Osho’nun Okyanus Yayınları’ndan çıkan “Tantra Öğretisi” ve Omega Yayınları’ndan çıkan “Tantra, Spritüellik ve Cinsellik” isimli kitaplarıyla, Omar Garrison’un Okyanus Yayınları’ndan çıkan “Tantra/Seks Yogası” adlı kitabına göz atabilirsiniz.

  • Esmerler hangi parfümleri kullanmalı

    Esmerler hangi parfümleri kullanmalı

    Bazı kokular var ki esmerlere, sarışınlara, kızıllara, kumrallara daha çok yakışıyor.

    Parfüm seçiminde birçok kriter bulunuyor. Elbette kokusunu beğendiğimiz ve kendimizi iyi hissettiren kokular bu seçimde öncelikli yeri kazanıyor. Ama tip yani ten de parfüm seçiminde önemli bir kriter…

    Esmerlerin cildindeki yağ oranı daha fazla olduğundan, esmer tenlilerde parfümler daha kalıcı oluyor. Ciltteki yağ, parfümdeki koku moleküllerini çözer ve ciltte tutar. Bu nedenle yağ oranı arttıkça koku da yoğunlaşır. Daha uzun süre ciltte kalır. Ayrıca esmerlerin cildindeki doğal yağlar ile baharatlı ve oryantal kokular çok iyi örtüşüyor. Kimyasal bir etki diyebiliriz. İşte, bu yüzden esmerlere daha keskin ve sert kokular çok yakışırken, açık tenlilerde bu tarz parfümler ağır duruyor.

    Oryantal kokuların içeriğinde neler var?

    Oryantal kokulara egzotik kokular diyebiliriz. Sıcak ve şehvet uyandırıcı esansların karışımından oluşurlar. Temel notaları misk, vanilya, amber, değerli ağaçlardır. Bunlara genellikle egzotik çiçek ve baharat özleri eşlik eder.

    Esmerlere çok yakıştığı söylenen bazı parfümler:

    – Guerlain Shalimar
    – Guerlain Samsara
    – Chanel Chanel No 5
    – Dior Hypnotic Poison
    – Kenzo Jungle
    – Wish Shopard
    – Burberry Brit
    – Bulgari Black

  • Yüksek Tansiyon Diyeti

    Yüksek Tansiyon Diyeti

    Özellikle yaz aylarında tansiyonu sık sık yükselenlerdenseniz, hemen önleminizi yüksek tansiyon diyetiyle almanız gerekiyor. Öncelikle tuzu azaltmanız gerekiyor. Sonra konserve ve şarküteri ürünlerinden uzak durmanız gerekiyor. İşte yüksek tansiyonlular için her gün uygulanması gereken örnek mönü…

    Bir günlük örnek menü :

    Sabah: 1 kase yağsız yoğurt, 1 çorba kaşığı cornflakes, 1 tatlı kaşığı bal.
    Arada: 1 orta boy muz
    Öğle: 1 su bardağı sebzeli makarna, 150 gram haşlanmış patates ve taze fasulye ya da 200 gram ızgara kabak.
    Arada: 1 orta boy elma.
    Akşam: Büyük bir adet fırında alabalık ya da 100 gram ızgara tavuk butu, 150 gram sebze sarması (Tarifi için tıklayın), 2 adet kepek ekmeği

    Her gün: En az 1.5 litre su için. Tüm gün içinde 3 çorba

    İlgili Konular ;
    Yüksek Tansiyonun Tedavisi
    Diyet kişiye özeldir !