Blog

  • Hasta Hakları doktorları köşeye sıkıştırıyor

    Hastayı koruma adına yapılan hasta hakları düzenlemeleri, doktorları her geçen gün daha çok köşeye sıkıştırıyor. Hastasından korkan doktor mesleğini icra etmekte zorlanıyor, risk almaktan kaçıyor. En akıllı doktor, gününü kurtaran doktor olarak kabul ediliyor. Alınmayan riskler, hasta bakımının kalitesini düşürüyor. Sonuçta zarar gören yine hasta oluyor.

    Sağlık sektörünün nabzını tutan ve kamu sağlığıyla ilgili gelişmeleri gündeme getiren Medipolitan Sağlık Grubu yayını SD (Sağlık Düşüncesi ve Tıp Dergisi) bu kez yine çok konuşulan bir konuyu mercek altına aldı: “Hasta Hakları”.

    Ülkemizde Sağlık Bakanlığı tarafından Hasta Hakları Yönetmeliği ve Uygulama Yönergesi’nin yayınlanması ile birlikte hastanelerde Hasta Hakları Birimleri, ilk kez 2005 yılında faaliyete geçti. Bu tarihten itibaren hasta-hasta yakını şikayetlerinin hızla arttığı görülüyor. Söz konusu şikayetlerin artışında, bir taraftan Avrupa Birliği Uyum Yasaları diğer taraftan toplumsal gelişimin ve dönüşümün sonucu olarak insanların en temel haklarından olan yaşam ve sağlık hakkı konusunda farkındalıklarının artmasının rolü bulunuyor. 6 yıldan beri Türkiye’de uygulanmakta olan Hasta Hakları Yönetmeliği’ni SD her yönüyle yeni sayısında ele aldı.

    İstanbul Medipol Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sabahattin Aydın SD’de uygulamayı değerlendirdi: “Ülkemizde her geçen gün birey kimliği ön plana çıkmakta, bireysel özgürlükler hatırlatılmakta, temel insan hakları talebi, demokrasi özlemi dile getirilmektedir. Vatandaşların devletten, toplumdan ve ilişki içinde oldukları hizmet sektöründen beklentileri de bu çerçevede olmaya devam edecektir. Dolayısıyla artık bugün yapılacak işi çeşitli engeller koyarak sonraya bırakma, sağlık talebinde bulunan kişinin mağduriyetinden dolayı ona yeterli değeri vermeme, gerektiğinde o mağduriyetini hiyerarşik bir ilişki gerekçesi haline getirme, yani üstten bakma, kaba davranma gibi davranış biçimleri gittikçe azalmak ve yok olmak zorundadır.

    Aydın, hastaların artık pasif hizmet alıcılar değil, bilgi ve talepkar tüketici konumunda olduğunu belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı: “Hizmeti talep eden hasta hizmete katılımı da talep edecektir. Bu katılımcılık hastanın kendi bedenindeki tasarrufu ve riskleri kabullenmesini kolaylaştıracak, tedavisinde daha kolay sonuç alınmasına, sonuca uyum göstermesine de fayda sağlayacaktır.

    Avrupa’da şimdiden hasta haklarının takipçi olan organizasyonların gittikçe arttığını ve güçlendiğini belirten Aydın, “1999’da İngiltere’de, hastaların bekleme zamanını takip edebilen yegane hasta organizasyonu Sağlık Koleji iken, önümüzdeki yıllarda Avrupa mevzuatı çerçevesinde sağlık hizmeti sunanların, detaylı performanslarını ve her aşamada hastalarının karşılaştığı sorunları ilan etmek zorunda kalmaları, şaşırtıcı bir gelişme olmayacaktır” dedi.

    “Hasta eğitim konusu olmaya zorlanamaz”

    Prof. Dr. Hüsrev Hatemi ise tıp eğitiminde hasta görmenin tıp eğitiminin vazgeçilmezi olduğunu belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı: “Bezmialem Hastanesi, Zeynep Kamil gibi hastanelerin halka yardım görüşünü Cumhuriyet dönemi üniversite hastaneleri de benimsemişlerdi. Devlete minnet duyan hasta, eğitim konusu olma cefasına tahammül ediyordu. Son 20 yıldan beri devlet üniversiteleri hastanelerinde bu görüş zedelendiğinden hastaların onayı alınmadan eğitim konusu olmaya zorlanmaları hasta haklarını ihlal sayılır. Hastanın eğitimde gözlem konusu olması ise tıp eğitiminin vazgeçilmez şartıdır. Şu halde eğitim hastanelerinde yatırılan hastadan onay alınarak eğitime izin verdiği gün sayısı üzerinden ona verilecek eğitime yardım bedeli hesaplanmalı, ücretli yatıyorsa hastane faturasından düşülmeli, ücretsiz yatıyorsa da bu bedel kendisine ödenmelidir.

    “Yılda ortalama 1 milyon şikayet”

    Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Ekrem Atbakan da Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi’nin (SABİM) hasta hakları konusundaki faaliyetlerini değerlendirdi. Alo 184 SABİM Çağrı Merkezi’ne yılda ortalama 1 milyon telefon geldiğini belirten Atbakan, “SABİM’i arayan vatandaşlar, sağlıkla ilgili her konuda talep şikayet, görüş ve önerilerini, varsa teşekkürlerini bildirmekte ve tüm çağrılar değerlendirilmektedir. Gelen çağrıların yüzde 95’i 24 saat içerisinde sonuçlandırılarak, vatandaşlara geri bildirim yapılmaktadır” dedi.

    Atbakan, SABİM’in başvuruları işleyişinde klasik kamu yönetimi esaslarından uzak durulduğunu da dile getirdi.

    “Babacı yaklaşım yerini özerkliğe bıraktı”

    Etik yönden hasta haklarını inceleyen Doç. Dr. Hanzede Doğan da şu değerlendirmelerde bulundu: “ Tıbbi kararlar bilimsel açıdan hekime ait olsa bile, bu kararların uygulamaya geçirilmesinin, kişilerin yaşamları ve buna verdikleri anlam üzerine büyük yansımaları vardır. Bunun için karar mekanizmasının iki taraflı bir anlaşma zemini içinde gerçekleştirilmesi, etik açıdan sağlıklı kararlar için ön koşul gibi görülmektedir. 20. yüzyılın ortalarına kadar hakim olan paternalistik (babacı) yaklaşım, bu yüzden yerini bazı toplumlarda yeri geldiğinde özerkliğe ve özerkliğin uygulamalarda kullandığı “aydınlatılış onam” gibi yaklaşımlara bırakmaktadır.

  • ABC Sensitive

    ABC’den bebeğinizin hassas cildine özel ABC Sensitive
    ABC Yumuşatıcı ailesine yeni katılan “ABC Sensitive” çamaşırlarınızı yumuşatırken hassas ciltlere özen gösteriyor.

    Gül Tutkusu, Lavanta Tazeliği ve Bahar Meltemi çeşitleri ile fark yaratan ABC Yumuşatıcı ailesine “ ABC Sensitive” de katıldı. Boya içermeyen formülü ile “ABC Sensitive Yumuşatıcı” narin ciltlere dost bir ürün.
    Çamaşırlarınıza sizin kadar özenli davranacak, kokusu günler boyu sürecek, bebeğinizin çamaşırlarını güvenle emanet edebileceğiniz yeni “ABC Sensitive Yumuşatıcı” ABC kalitesi ve hesaplı fiyatı ile raflarda sizleri bekliyor.

    Farklı çeşitleri ile tüketicilere benzersiz koku deneyimleri yaşatan ürünler sunan ABC Yumuşatıcı’nın Ürün Müdürü Deniz Özyer, “ABC Sensitive Yumuşatıcı, tüm ailenin çamaşırları için gönül rahatlığı ile kullanılabilecek bir ürün. Boya içermeyen formülü ve beyaz renkli şişesi ile tüketicilerin beğenisine sunduğumuz ABC Sensitive Yumuşatıcı, mis gibi kalıcı parfümüyle de deneyenlerin vazgeçilmez tercihi olacak. Dermatolojik olarak onaylanan ürünümüz, giysileri özenle yumuşatırken hassas ciltlere de zarar vermiyor.” dedi.

  • Yeşil, baharın ve yazın renklerini, heyecanını 2011 İlkbahar-Yaz koleksiyonu ile birleştirdi

    Rahatlık ve şıklığın vazgeçilmez adresi Yeşil’in hepsi birbirinden şık, yepyeni, ayrıcalıklı tasarımları ve değişmeyen kalitesi yeni koleksiyonuna da damgasını vuruyor

    Geniş ürün yelpazesi ile her yaş grubundan kadın ve erkeğe hitap eden Yeşil, 2011 ilkbahar-yaz sezonu için birbirinden iddialı modelleri görücüye çıkarıyor.
    .
    Yeşil’in bu sezon yılın trendlerini belirleyecek ilkbahar-yaz koleksiyonu ile modanın öncüsü olabilir ve şıklığınızı Yeşil koleksiyonunda yer alan farklı modellerle en mükemmel şekilde tamamlayabilirsiniz.

    Babet mi seviyorsunuz? Yoksa sandalet mi tercih ediyorsunuz?
    Fetalardan vazgeçemiyor musunuz?
    Hepsi ve daha fazlası 2011 ilkbahar-yaz Yeşil kadın koleksiyonunda…

    Hepsi birbirinden şık özgün tasarımlarıyla rahatlığı bileştiren Yeşil, yeni sezonda tüm modelleri ile kadınların favorisi olacak. Büyük bir titizlikle hazırlanan koleksiyonda her yaşa her zevke uygun modeller sunuluyor.

    Mavi, yeşil, kırmızı, pembe, mor gibi baharın ve yazın renklerini taşıyan koleksiyonda klasiklerden vazgeçemeyenler için siyah, beyaz, lacivert de yer alıyor. Sezonun modası pudra renginin de hakim olduğu koleksiyonu görmeden yeni sezon alışverişinize başlamayın.

    Koleksiyonda yer alan babetler ile günlük yaşamınızın hızlı koşuşturmacasında çok rahat edeceksiniz. İş yaşamının hızlı temposunda ayaklarınızın rahatlığına ve aynı zamanda şıklığına önem veriyorsanız Yeşil’in topuklu, şık, iş yaşamına uygun modelleri tam işinize göre…

    Dolgu topuktan vazgeçemeyen kadınlar için Yeşil koleksiyonunun başrol oyuncusu fetaları görmelisiniz… Sezon trendi hasır dolgu topuklu modeller şıklığınıza şıklık katacak. Yine sezonun trendi platform topuk ayakkabılar Yeşil koleksiyonunun ön sıralarında göze çarpıyor. Koleksiyonda yer alan abiye tasarımlar ile davetlerde sizden ve ayakkabınızdan konuşulacak.

    Yazın vazgeçilmezi sandaletleri unutmadık! Hepsi birbirinden şık, rahat ve trendi sandaletler arasında seçim yapmakta zorlanacaksınız.

    Hepsi birbirinden farklı modellerin yer aldığı, şıklığın, rahatlığın ve renklerin buluştuğu Yeşil ilkbahar-yaz koleksiyonu bu yaza damgasını vuracak.

    Yeşil, baharın ve yazın renklerini, heyecanını 2011 İlkbahar-Yaz koleksiyonu ile birleştirdi | 1

    Yeşil, baharın ve yazın renklerini, heyecanını 2011 İlkbahar-Yaz koleksiyonu ile birleştirdi | 2Yeşil, baharın ve yazın renklerini, heyecanını 2011 İlkbahar-Yaz koleksiyonu ile birleştirdi | 3Yeşil, baharın ve yazın renklerini, heyecanını 2011 İlkbahar-Yaz koleksiyonu ile birleştirdi | 4Yeşil, baharın ve yazın renklerini, heyecanını 2011 İlkbahar-Yaz koleksiyonu ile birleştirdi | 5Yeşil, baharın ve yazın renklerini, heyecanını 2011 İlkbahar-Yaz koleksiyonu ile birleştirdi | 6Yeşil, baharın ve yazın renklerini, heyecanını 2011 İlkbahar-Yaz koleksiyonu ile birleştirdi | 7Yeşil, baharın ve yazın renklerini, heyecanını 2011 İlkbahar-Yaz koleksiyonu ile birleştirdi | 8Yeşil, baharın ve yazın renklerini, heyecanını 2011 İlkbahar-Yaz koleksiyonu ile birleştirdi | 9Yeşil, baharın ve yazın renklerini, heyecanını 2011 İlkbahar-Yaz koleksiyonu ile birleştirdi | 10Yeşil, baharın ve yazın renklerini, heyecanını 2011 İlkbahar-Yaz koleksiyonu ile birleştirdi | 11Yeşil, baharın ve yazın renklerini, heyecanını 2011 İlkbahar-Yaz koleksiyonu ile birleştirdi | 12Yeşil, baharın ve yazın renklerini, heyecanını 2011 İlkbahar-Yaz koleksiyonu ile birleştirdi | 13Yeşil, baharın ve yazın renklerini, heyecanını 2011 İlkbahar-Yaz koleksiyonu ile birleştirdi | 14Yeşil, baharın ve yazın renklerini, heyecanını 2011 İlkbahar-Yaz koleksiyonu ile birleştirdi | 15Yeşil, baharın ve yazın renklerini, heyecanını 2011 İlkbahar-Yaz koleksiyonu ile birleştirdi | 16Yeşil, baharın ve yazın renklerini, heyecanını 2011 İlkbahar-Yaz koleksiyonu ile birleştirdi | 17Yeşil, baharın ve yazın renklerini, heyecanını 2011 İlkbahar-Yaz koleksiyonu ile birleştirdi | 18Yeşil, baharın ve yazın renklerini, heyecanını 2011 İlkbahar-Yaz koleksiyonu ile birleştirdi | 19Yeşil, baharın ve yazın renklerini, heyecanını 2011 İlkbahar-Yaz koleksiyonu ile birleştirdi | 20Yeşil, baharın ve yazın renklerini, heyecanını 2011 İlkbahar-Yaz koleksiyonu ile birleştirdi | 21Yeşil, baharın ve yazın renklerini, heyecanını 2011 İlkbahar-Yaz koleksiyonu ile birleştirdi | 22Yeşil, baharın ve yazın renklerini, heyecanını 2011 İlkbahar-Yaz koleksiyonu ile birleştirdi | 23Yeşil, baharın ve yazın renklerini, heyecanını 2011 İlkbahar-Yaz koleksiyonu ile birleştirdi | 24Yeşil, baharın ve yazın renklerini, heyecanını 2011 İlkbahar-Yaz koleksiyonu ile birleştirdi | 25Yeşil, baharın ve yazın renklerini, heyecanını 2011 İlkbahar-Yaz koleksiyonu ile birleştirdi | 26Yeşil, baharın ve yazın renklerini, heyecanını 2011 İlkbahar-Yaz koleksiyonu ile birleştirdi | 27Yeşil, baharın ve yazın renklerini, heyecanını 2011 İlkbahar-Yaz koleksiyonu ile birleştirdi | 28Yeşil, baharın ve yazın renklerini, heyecanını 2011 İlkbahar-Yaz koleksiyonu ile birleştirdi | 29Yeşil, baharın ve yazın renklerini, heyecanını 2011 İlkbahar-Yaz koleksiyonu ile birleştirdi | 30

  • Anne olmak istiyorsan, şişmanlama

    Anne olmak istiyorsan, şişmanlama | 61Tutarlı Diyet’ten Gizem Tutar, genç kızları ve kadınları uyarıyor:
    Anne olmak istiyorsan, şişmanlama!

    Eskilerin “iki dirhem et, bin ayıp örter” deyişi epeydir demode… Bilimin de aydınlattığı gerçekler, kişinin hem zayıf hem de sağlıklı olabileceğini gösteriyor. Kaldı ki fazla kiloların her geçen gün sağlık üzerinde yeni bir olumsuz etkisi bulunuyor. Tutarlı Diyet’ten Gizem Tutar, özellikle anne olmak isteyen hanımların, fazla kilolardan mutlaka uzak durması gerektiğini belirtiyor.

    Eskiler “can boğazdan gelir” öğretisiyle büyüdüğü için, bu alışkanlıklarını çocukları ve torunları üzerinde de uyguluyor ama göz ardı ettikleri bir gerçek var: Hareketsiz yaşam tarzı, insanları kilo almaya ve bu kilolarıyla yaşamaya adeta mecbur ediyor. Tutarlı Diyet’ten beslenme uzmanı, diyetisyen ve yaşam koçu Gizem Tutar da fazla kiloların sakıncalarına dair uyarılarda bulunuyor. “Şişmanlık, gebe kalmayı da zorlaştırabiliyor” diyen Tutar, vücutta yağ dokusu miktarının fazlalığı yüzünden kadınların adet düzensizlikleri yaşadığına ve doğurganlıklarının azaldığına dikkat çekiyor.

    Gizem Tutar, üç bin çift üzerinde bir yıl süren bir araştırma yapıldığını ve elde edilen sonuçlara göre normal vücut ağırlığına sahip kadınların, obez kadınlara göre %43 daha yüksek oranla gebe kalabildiğini dile getiriyor.

    Üstelik obez kadınların adetleri düzenli olsa da bu sonuç değişmiyor. “Obezitenin dereceleri de gebe kalmada etkilidir” diyen Tutar, 1.derecede obez kadınların gebe kalma olasılığı, normal vücut ağırlığındaki kadınlara nazaran %26 daha düşük olduğunu, buna karşılık morbid obez kadınlarda bu oranın %46’lara kadar çıktığını belirtiyor. Bütün bu bilgilere rağmen şişmanlıkla gebe kalma kapasitesi arasında ne gibi bir mekanizmanın devreye girdiği belli değil. Tutar, “Tokluk ve iştah ile ilgili leptin isimli hormonun aynı zamanda, doğurganlığı da etkileyebileceği düşünülüyor. Çünkü yumurtlama fonksiyonları normal olan obez kadınlar da gebe kalma ile ilgili beklenmedik sıkıntılar yaşayabiliyor. Bu arada obez kadınlarda östrojenin de fazla salgılandığı ve bu durumun da hormon dengesizliklerine yol açtığı biliniyor” diyor.

    “Adet düzensizliği olan, anne olmak isteyen ve tüp bebek tedavisi görmek isteyen kadınlara, doktorların ilk önerisi kilo vermeleridir” diyen Tutar, bir gerçeğe de dikkat çekiyor: Yumurtlama problemi olmayan veya herhangi bir hormon dengesizliği saptanmayan kadınlar, sadece zayıflayarak bile düzenli adet dönemi yaşamaya başlıyor ve gebe kalabiliyor.

    Tutarlı Diyet’te kendilerine başvuran ve anne olmak isteyen kadınların da kilo vermesi için yardımcı olduklarını belirten Gizem Tutar, “Burada önemli olan kas dokusundan değil, yağ dokusundan kilo vermektir. Dünya Sağlık Örgütü’nün açıklamasına göre; haftada 0.5-1 kg arası kilo kaybı sağlıklıdır. Tutarlı Diyet’te biz de bu kriterlere sadık kalarak obez hanımların ayda ortalama 4-6 kg kilo vermelerine yardımcı oluyoruz. Anne adayı hanımların daha fazla ve daha hızlı kilo vermelerini yanlış buluyoruz çünkü bütün o fazla kiloları su ve kas dokusundan kaybederek verecekleri için, gebeliklerini sağlıklı geçiremeyeceklerini biliyoruz” diyor.

    Gizem Tutar, birlikte çalıştığı jinekologlar kanalıyla Tutarlı Diyet’e gelen obez hanımların önce bir doktor kontrolünden geçtiğini, daha sonra bu hastaların yaş, sağlık durumu, varsa kullandıkları ilaçlar ve genel yaşam tarzı göz önüne alınarak kendilerine uygun bir beslenme programı hazırlandığını söylüyor. Tutarlı Diyet gözetiminde kilo veren hanımların vücut ağırlığında %10 kayıp yaşanmasıyla birlikte adet dönemlerinde düzelme gözleniyor ve bu hastalar arasında kendiliğinden gebe kalanlara sıkça rastlanıyor.

  • Astıma karşı Elma Suyu

    Astıma karşı Elma Suyu | 63Yapılan araştırmalar, elma suyu tüketiminin astım hastalarının tedavi sürecini olumlu etkilediğini gösteriyor. Dünyada en sık karşılaşılan kronik hastalıklardan biri olan astıma karşı uzmanlar, antioksidan içeriği yüksek olan elma suyu tüketimini öneriyor.

    Son yıllarda giderek yaygınlaşan astım hastalığının görülme sıklığında, besinler ve beslenme alışkanlıklarının önemli bir rol oynadığı tespit edildi. Uzmanlar bu hastalığa karşı, oksidatif hasarı ve inflamasyonu azaltması nedeniyle antioksidan ve vitamin yönünden zengin meyve suyu özellikle de elma suyu tüketiminin artırılmasını öneriyor. Erciyes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Neriman İnanç, astım ile antioksidan ilişkisinin İngiltere’de 5-10 yaş arasındaki 2 bin 640 ilkokul öğrencisi ile yapılan ve dünyanın astım ile ilgili önemli dergilerinden biri olan European Respiratory Journal’da yayınlanan araştırmada da açıklandığını söyledi.

    Elma suyu meyvenin kendisinden daha etkili

    Meyve suyu tüketen ve tüketmeyen öğrenciler arasında yapılan araştırmanın sonuçları hakkında bilgi veren Prof. Dr. İnanç, her gün konsantre elma suyu tüketen çocuklarda nefes darlığı sıklığının azaldığının belirlendiğinin ve elma suyu içmenin, çocukları astım belirtilerinden koruduğunun ortaya çıktığını ifade etti. Araştırma sürecinde, her gün en az bir bardak elma suyu tüketen çocuklarda, ayda bir bardaktan az tüketenlere göre nefes darlığı ataklarının daha az görüldüğünün tespit edildiğini belirten İnanç, yapılan diğer çalışmalarda da nefes darlığı ve astım semptomlarına karşı elma suyunun meyvenin kendisinden daha etkili olabileceğinin görüldüğünü kaydetti.

    Prof. Dr. İnanç, elma suyunun nefes darlığı ve astım semptomları üzerine tüm bu olumlu etkilerinden dolayı elma suyunun astımlı bireylerde yeterli ve dengeli bir beslenme tablosu içerisinde her gün bir bardak tüketilmesini önerdi. Meyve suyunun içeriğindeki vitamin, mineraller ve flavanoidlerle bağışıklık sistemini koruyucu özelik gösterdiğine dikkat çeken İnanç, vücudun su dengesini koruyan, C vitamini, karotenoid ve fenolik bileşik içerikleri ile astım dışında bazı kanser türleri ile kalp hastalıklarına karşı koruyucu etkisi olduğunu da vurguladı.

  • Avrupalı hijyenik ped markası HELEN HARPER Türkiye’de

    “Gerçek Rahatlık ve Koruma, Hoşgeldin Hayatıma”

    Avrupa’nın hijyenik ürünler devi Ontex, yeni markası Helen Harper ile hijyenik ped pazarına iddialı bir giriş yapıyor.

    Yumuşak üst yüzeyi ve üstün emme kapasitesi ile hijyenik kadın pedi kategorisinde en çok tercih edilecek markalardan biri olmaya aday olan Helen Harper; kendine güvenen, günlük hayatlarında rahatlığı ön planda tutan ve kişisel bakımına özen gösteren kadınların hayatının bir parçası olacak.

    Henüz tüketiciyle buluşmadan Helen Harper ürünleri hakkında yapılan ürün performansı değerlendirme araştırmasıda, marka hakkındaki beğeni seviyelerini gözler önüne serdi. GFK Türkiye tarafından yapılan araştırmada, beğeni ve satın alma seviyesi %89 çıkan Helen Harper ultra hijyenik pedlerin en beğenilen özellikleri; sızdırmazlık, kuruluk ve rahatlık oldu. Araştırma esnasında markanın ve ürünün ne olduğunu bilmeden ‘kör test’ yöntemiyle deneyen tüketiciler, ürün yüzey yumuşaklığını “Tam istediğim gibi” ortak söylemi ile tanımlarken; %91 oranında da kullanım öncesi “Bu ürün bana güven veriyor” yorumunda bulundu. Helen Harper ultra pedleri deneyen kadınların %68’i düzenli kullandığı diğer ürün yerine, test için kullandıkları bu ürünü tercih edebileceğini belirtti.

    Helen Harper’ın her yaştan kullanıcısının özel günlerine konfor getiren ürünleri, kadınların kendilerini güvende hissetmelerini de sağlıyor. Ultra ve kalın hijyenik pedlerin yanı sıra; günlük hijyen ve bakım için normal ve uzun boylarda günlük pedleri portföyünde bulunduran Helen Harper’in tek tek paketlenmis light günlük pedi de bulunuyor.

    Avrupalı hijyenik ped markası HELEN HARPER Türkiye'de | 65Avrupalı hijyenik ped markası HELEN HARPER Türkiye'de | 66

  • Cilt bakımı cilt temizliğiyle başlar

    Cilt bakımı cilt temizliğiyle başlar | 69Günlük cilt temizliği neden önemlidir ?

    Kirleri, istenmeyen yağları bakterileri etkili şekilde cildimizden arındırmak için yüzümüzü temizleriz. Eğer günlük cilt temizliğimizi düzenli yapmazsak bu istenmeyen yağ ve bakteriler zamanla siyah nokta ve sivilcelere dönüşebilir.

    Temizleme

    Cildinizi sabah akşam cilt tipinize uygun temizleme ürünü ile temizleyin. İsteğinize göre jel veya krem jel kullanabilirsiniz.

    Sıkılaştırma

    Cildinizi temizledikten sonra cilt tipinize uygun bir tonikle gözeneklerinizi sıkılaştırın.

    Nemlendirme

    Tonik kullanımından sonra cilt tipinize uygun bir nemlendirici ile cildinizi nemlendirin . Siyah nokta ve sivilceye yatkın bir cildiniz varsa yağsız nemlendirici kullanın.

    Peeling

    Haftada iki kez cildinizdeki ölü deriden kurtulmak için yüzünüze peeling yapın.

    Cilt temizliği için neden su ve sabun yeterli değildir ?

    Su ve sabun tek başına siyah nokta ve sivilcelere neden olan yağsı kirleri ve makyajı temizlemek için yeterli değildir.

    Makyaj temizleme ürünleri yüzünüzü temizlemek için yeterli midir ?

    Makyaj temizleme ürünleri makyajı temizler , ancak cildin derinlemesine temizliğe ihtiyacı vardır. Bu yüzden makyaj temizleme ürünlerinin yanında her gün bir yüz temizleme ürünü kullanılmalıdır.

    Pürüzsüz, Yumuşak Ve Berrak Bir Cilt

    Clean&Clear Peeling Özellikli Yüz Temizleme Jeli

    Makyaj temizleme ürünlerinden geriye kalan makyaj kalıntılarını temizler.

    İçerdiği mikro – tanecikler sayesinde, gözenekleri tıkayarak siyah nokta oluşumuna neden olan kiri, yağı ve ölü cilt hücrelerini temizler. Peeling özelliği ile cildinizi pürüzsüz, yumuşak ve berrak yapar.

    Tavsiye Edilen Tüketici Fiyatı: 10,99TL

  • Yenilenen Biolage Hydratherapie Serisi ile Saç nemini yeniden kazanıyor

    Yenilenen Biolage Hydratherapie Serisi ile Saç nemini yeniden kazanıyor | 71Bitkisel içerikli profesyonel bakımı
    Keşfedin!

    YENİLENEN BIOLAGE HYDRATHERAPIE SERİSİ İLE
    SAÇ NEMİNİ YENİDEN KAZANIYOR

    Hayal et… saç nemini yeniden kazanıyor
    Besler: aloe vera, maruçya meyvesi özü, kuruluk karşıtı bakım
    Nemlendirir: sürekli nem kaynağı
    Her zaman: ipeksi yumuşaklık, sağlıklı saçlar

    Sürekli nemlendirme ile
    Saç nemini yeniden kazanıyor

    Kuru ve elektriklenmiş saçlar için

    Kuru saçlar nemsiz bir döngü içerisindedir. Kuru saç nemi kolay emer fakat kısa sürede uygun bir bakım uygulanmadığında saç çok daha çabuk kırılganlaşır ve tekrar kurur.

    Yağmur ormanlarının her daim yenilenen nem döngüsünden ilham alınarak oluşturulan yeni Biolage Hydrathérapie, formülündeki aloe vera ve maruçya meyvesi özü ile saça nemini ve ipeksi yumuşaklığını yeniden kazanır.

    TEMİZLEME
    Saçlara yumuşaklık kazandırmak ve saçları kolayca kontrol altına almak için
    YENİ sürekli nemlendiren ve besleyen BAKIM ŞAMPUANI

    • Nazikçe temizlerken sürekli nemlendirir.
    Paraben ve boya içermez.
    • Boyalı saçlar için uygundur.
    • Çevre dostu şişeler %50’ye kadar tüketim sonrası geri dönüşümlü madde içerir.

    Yenilenen Biolage Hydratherapie Serisi ile Saç nemini yeniden kazanıyor | 72NEMLENDİRME
    Saçlara ipeksi, ışıltılı ve sağlıklı görünüm kazandırmak için
    YENİ Sürekli nemlendiren ve besleyen BAKIM KREMİ

    • Sürekli nemlendirici yenilemeyle kuru saçları yeniden canlandırır.
    • Paraben ve boya içermez.
    • Boyalı saçlar için uygundur.

    NEMLENDİRME
    Saçlara ipeksi, ışıltılı ve sağlıklı görünüm kazandırmak için
    YENİ Sürekli nemlendiren, besleyen ve KOLAY TARAMA SAĞLAYAN BAKIM

    • Nemlendirir, saçın kolay taranmasına yardımcı olur ve elektriklenmeyi hafif nemlendirme ile kontrol altına alır.
    • Doğan yumuşaklık ve parlaklık için.
    • Paraben ve boya içermez.
    • Boyalı saçlar için uygundur.
    • Çevre dostu şişeler %50’ye kadar tüketim sonrası geri dönüşümlü madde içerir.

    BAKIM
    Saçlara ipeksi, ışıltılı ve sağlıklı görünüm kazandırmak için
    YENİ Neme doyuran ONARICI BAKIM MASKESİ

    • Kuruluğa karşı sürekli bakım için derinlemesine nemlendirir. elektriklenmeyi hafif nemlendirme ile kontrol altına alır.
    • Besin yönünden zengin Ayçiçeği yağı ile haftalık nemlendirme bakımı.
    • Onarmaya ve düzenli ipeksi yumuşaklığı yeniden sağlamaya yardımcı olur.
    • Paraben ve silikon içermeyen formülüyle saçı ağırlaştırmaz.
    • Boyalı saçlar için uygundur.

    SON BAKIM
    Saçlara ipeksi, ışıltılı ve sağlıklı görünüm kazandırmak için
    YENİ Saça nemi hapseden ve elektriklenmeyi önleyen
    BAKIM SPREYİ

    • Ağırlaştırmadan nemlendirme, yumuşaklık ve parlaklık etkisi.
    • Nem kaybının önlenmesine yardımcı olur, elektriklenen saçları kontrol altına alır.
    • Oldukça hafif, besleyici zeytin ve hindistancevizi yağlarıyla durulanmayan bakım.
    • Temiz bir his ve yumuşak sonlandırma
    • Boyalı saçlar için uygundur.

    Matrix

  • Laura Baresse’de Aşkın Dili İtalyanca

    Laura Baresse'de Aşkın Dili İtalyanca | 75LAURA BARESSE’DEN SEVGİLİLERE ÖZEL KOLEKSİYON

    Laura Baresse 14 Şubat Sevgililer Günü için tasarlanan ürünleri beğenilere sundu. Ti Amo adı verilen koleksiyonda aşkın ve tutkunun rengi olan kırmızı ön planda yer alıyor.

    Sevgililer günü koleksiyonunda dantel ve saten kumaşların hakimiyeti görülüyor. Kırmızı ve siyah rengin ağırlıkta olduğu sutyen külot takımlarda yer alan ışıltılı taşlar, sevgiyi anlatan motifler büyük beğeni topluyor. Laura Baresse’nin sevgililer gününe özel olarak tasarladığı modellerde külotlar 19.90, sutyenler 44,90 TL’den satışa sunuluyor.

    Laura Baresse serisinin en romantik ve kadınların ruhuna hitap eden ürünleri www.laurabaresse.com web sitesinde, Laura Baresse Shoplar’da ve tüm seçkin iç giyim mağazalarında bulabilirsiniz. Laura Baresse'de Aşkın Dili İtalyanca | 76

  • Modern Alyans’ta 1 Şubat günü sadece altının gramını öde, işçilik hediye

    Türkiye’de 54 yıllık deneyimi ve tecrübesiyle alyans üretimi gerçekleştiren Modern Alyans, inanılmaz bir kampanya düzenliyor. Sadece 1 Şubat 2011 Salı günü geçerli olacak kampanyadan yararlanmak isteyenler yüzüklerin gram bedelini öderken işçilik bedeli ödemeyecek.

    Gram fiyatına altın

    Modern Alyans mağazalarında sadece 1 Şubat 2011 Salı günü altın gram fiyatına altın satılacak. Bu kampanyada altının takılar üzerinde yapılan ve takıların asıl ücretini belirleyen işçilik ücreti alınmıyor. Modern Alyans tercih eden çiftler bu kampanya çerçevesinde sadece altının gramajı kadar ücret ödenerek evliliklerinin simgesi alyanslara sahip olacak.

    Zengin model ve tasarım seçeneği

    Modern Alyans mağazaları ve satış noktalarında 150 farklı model ve binlerce değişik tasarım seçenekleri bulunuyor. Modern Alyans İstanbul ve Ankara’da bulunan mağazaları ve tüm Türkiye’ye yayılmış satış noktalarıyla ülkemizin en büyük alyans üreticileri arasında bulunuyor.

    Yeni yuva kuracak gençler ya da alyanslarını yenilemeyi düşünen çiftler önemli bir fırsata sahip olacakları mağazaları öğrenmek için www.modernalyans.com adresini ziyaret edebilir.

    Görsellerdeki yüzüklerin fiyatları

    Modern Alyans 1: 1.100 TL (çifti)

    Modern Alyans 2: 760 TL (çifti)

    Modern Alyans 3: 1.000 TL (çifti)

    Modern Alyans'ta 1 Şubat günü sadece altının gramını öde, işçilik hediye | 79

    Modern Alyans'ta 1 Şubat günü sadece altının gramını öde, işçilik hediye | 80

    Modern Alyans'ta 1 Şubat günü sadece altının gramını öde, işçilik hediye | 81

    Modern Alyans hakkında

    Kuyumculuk sektöründe 1957 yılından bu yana faaliyet gösteren Modern Alyans, uzmanlık alanı olarak alyansı seçmiştir. İmalat, toptan ve perakende satış gerçekleştiren şirket, çalışma alanını geniş bir yelpazeye yayarak daha büyük bir kitleye hizmet veriyor. Gerek modeller ve tasarımlar, gerekse üretim kalitesiyle her zaman en üst seviyeyi yakalamaya özen göstermektedir. Yaklaşık 150 adete yakın her ölçüde hazır model ve üzerinde her türlü değişikliğin yapılabildiği kişiselleştirilmiş alyans üretim hizmetleri sunan Modern Alyans, perakende mağazalarında ve tüm Türkiye’ye yayılmış satış noktalarında ürünlerinin satışını gerçekleştirmektedir.