Blog

  • Pazılı Mısır Ekmeği Tarifi

    Pazılı Mısır Ekmeği Tarifi

    Pazılı Mısır Ekmeği
    Malzemeler:
    2 yemek kaşığı zeytinyağı
    250 gr pazı
    Tuz
    Karabiber
    3 adet yumurta
    1 su bardağı süt
    4/3 su bardağı sıvıyağ
    1 yemek kaşığı toz şeker
    1 tatlı kaşığı tuz
    2 su bardağı mısır unu
    1 su bardağı un
    1 su bardağı ufalanmış beyaz peynir

    Üzeri için:
    1 su bardağı taze kaşar – rende
    Çörekotu

    Hazırlanışı:
    Pazılarınızın saplarını ayıklayın ve temizleyin. İnce ince doğrayın. Bir tavaya zeytinyağı koyup ısıtın. Pazıları ilave edip kavurun. Tuz ve karabiber ilave edip tatlandırın. Kavurduğunuz pazıları kenara alıp soğutun.
    Derin bir kapta yumurta ve tuzu çırpın. Süt, sıvıyağ ve şekeri ekleyin çırpmaya devam edin. mısır unu, un ve kabartma tozunu ilave edip bir spatula ile karıştırın. Beyaz peynir ile kavurduğunuz pazıları ekleyip iyice karıştırın.
    Yağladığınız kek kalıbına koyup 10 dakika dışarda dinlendirin. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında 5 dakika pişirin. Fırından çıkarın rende taze kaşar peyniri ve çörekotu serpin, 20 dakika daha pişirin.

  • TÜİK 2016 yılı evlenme ve boşanma istatistikleri

    TÜİK 2016 yılı evlenme ve boşanma istatistikleri

    Evlenen çiftlerin sayısı 2016’da bir önceki yıla göre yüzde 1,4 azalarak 594 bin 493’e geriledi. Boşanan çiftlerin sayısı da bir önceki yıla göre yüzde 4,3 azalarak 126 bin 164 olarak gerçekleşti.

    Evlenen çiftlerin sayısı 2016’da bir önceki yıla göre yüzde 1,4 azalarak 594 bin 493’e geriledi. Boşanan çiftlerin sayısı da bir önceki yıla göre yüzde 4,3 azalarak 126 bin 164 olarak gerçekleşti. En fazla yabancı gelin Suriyelilerden, en fazla yabancı damat Almanlardan seçildi.

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2016 yılı evlenme ve boşanma istatistiklerini yayımladı.

    Buna göre, 2016’da evlenen çiftlerin sayısı bir önceki yıla göre yüzde 1,4 azalarak 594 bin 493 oldu. Kaba evlenme hızı ise binde 7,5 olarak kayıtlara geçti. Boşanan çiftlerin sayısı da bir önceki yıla göre yüzde 4,3 azalarak 126 bin 164’e düştü. Kaba boşanma hızı da binde 1,59 olarak hesaplandı.

    Ortalama ilk evlenme yaşı, geçen yıl erkekler için 27,1, kadınlar için 24 oldu. Erkek ile kadın arasındaki ortalama ilk evlenme yaş farkının ise 3,1 olduğu tespit edildi. Ortalama ilk evlenme yaş farkının en yüksek olduğu ilin 4,7 yaşla Kars olduğu görüldü. Kars’ı 4,3 yaşla Ağrı, 4,2 yaşla Bitlis, Ardahan ve Iğdır izledi. Ortalama ilk evlenme yaş farkının en düşük olduğu il 2,4 yaşla Karabük oldu. Karabük’ü 2,5 yaşla Şırnak ve Kastamonu izledi.

    Yollar ilk 5 yılda ayrılıyor

    İstatistiklere göre, 2016 yılındaki boşanmaların yüzde 39,1’i evliliğin ilk 5 yılı, yüzde 21’i ise evliliğin 6-10 yılı içinde gerçekleşti.

    Yabancı gelinlerin sayısı 2016 yılında 22 bin 583 olurken, yabancı gelinler toplam gelinlerin yüzde 3,8’ini oluşturdu. Yabancı gelinler uyruklarına göre incelendiğinde, Suriyeli gelinler (6 bin 495 kişi) yüzde 28,8 ile birinci sırada yer aldı. Suriyeli gelinleri yüzde 11,7 ile Alman gelinler (2 bin 644 kişi) ve yüzde 9,6 ile Azerbaycanlı gelinler (2 bin 170 kişi) izledi.

    Yabancı damatların sayısı geçen yıl 3 bin 777 olurken, toplam damatların yüzde 0,6’sını oluşturdu. Yabancı damatlardan Alman damatlar (bin 338 kişi) yüzde 35,4 ile birinci sırada yer aldı. Alman damatları yüzde 10 ile Suriyeli damatlar (377 kişi) ve yüzde 7,7 ile Avusturyalı damatlar (291 kişi) takip etti.

    Muhabir: Seval Ocak Adıyaman, Erdal Çelikel

    Kaynak: AA

  • Bebekte bu 6 reflekse dikkat

    Bebekte bu 6 reflekse dikkat

    Gözlerini dünyaya açtıkları anda korunmaya muhtaç olan bebekler, ufak reflekslerle kendilerini korumaya çalışıyor. Bebeğin eline dokunduğunuzda, parmaklarınızı kavraması ya da yüzüne yaklaştığınızda gözlerini kırpması da bu durumun göstergelerinden.

    Refleksler, kişilerin ani gelişen olaylara karşı verdiği istem dışı tepkiler. Bu içgüdüsel hareketler kişilerde doğumdan itibaren görülmeye başlıyor. Refleksler, özellikle bebekler için hayati öneme sahip. Bunların başında emme refleksi geliyor. Çünkü bir bebeğin yaşamını sürdürebilmesi için anne sütünü alabilme kabiliyetine sahip olması gerekiyor. Bu nedenle bebek, kimsenin bir şey öğretmesine ihtiyaç duymadan emme refleksi ile besleniyor.

    REFLEKSLER, BEBEK GELİŞİMİNDE ÖNEMLİ İPUÇLARI

    Bebekler için emme refleksi dışında önem taşıyan başka refleksler de olduğunu belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Hasan Ünlütürk, bunlar arasında arama-emme refleksi, moro sıçrama ve tonik boyun refleksi, yürüme, yakalama ve aksırma-öksürme refleksi olduğunu söyledi. Bu reflekslerin bebeğin santral sinir sisteminde herhangi bir problemin olup olmadığını gösteren ipuçları olduğunu aktaran Ünlütürk, bu nedenle bebeklerin doğumun hemen ardından mutlaka nörolojik muayenelerinin yapılması gerektiğini vurguladı. Dr. Ünlütürk, bebek gelişimi açısından önemli role sahip olan refleksler hakkında şu bilgileri verdi:

    ARAMA-EMME REFLEKSİ

    “Bebeğin doğumuyla görülen arama-emme refleksi, tamamen beslenme içgüdüsüyle ortaya çıkar. Dudak çevresine ya da yanaklarına dokunulduğunda bebek otomatikman yüzünü o yöne doğru çevirir ve emmeye hazırlık yapar. Bu refleks, 3 ile 7 aya dek sürebilir. Arama-emme refleksi daha uzun sürerse anne babaların çok dikkat etmesi gerekir. Çünkü 7 aydan fazla süren bu refleks, beyin hasarı habercisi olabilir. Arama-emme refleksinin hiç görülmemesi ise beyin sapında doğumsal bozuklukları, travma ve sinir sistemini içine alan ağır enfeksiyon durumlarını işaret edebilir.

    MORO (SIÇRAMA) REFLEKSİ

    Yeni doğan bebeklerin sağlıklı olduğunun bir göstergesi olan moro (sıçrama) refleksi, bebeğin duyduğu yüksek seslere ve ani hareketlere verdiği tepkidir. Cam veya kapıların hızla çarpması ya da bir cismin yere düşmesi durumunda bebeğin moro refleksi devreye girer. Bu refleks sonucu bebek, olduğu yerde sıçrar ve ellerini hızla göğsüne çeker. Sıçrama refleksi, genel olarak 3 aydan itibaren kaybolmaya başlar. Fakat bazen 6 aya kadar devam ettiği de görülebilir. Bu refleksin görülmemesi bebekte santral sinir sisteminin zedelenmesini ya da farklı bir hastalığın baskılandığının habercisi olabilir. Yanı sıra ani seslere ve hareketlere bebeğin tek bir kısmıyla (sağ ya da sol) tepki vermesi, hareket etmeyen diğer kol ya da bacakta sinir felcinin veya köprücük kemiğinde kırığın varlığını gösterebilir. Tek taraflı sıçrama refleksinin uzun sürmesi ise beyin hasarını işaret edebilir.

    YAKALAMA REFLEKSİ

    Avucuna ya da ayaklarına doğru parmak veya herhangi bir cisim uzatıldığında bebek, içgüdüsel olarak parmaklarını içeri kıvırarak cismi kavramaya çalışır. Bu durum yakalama refleksi olarak açıklanır. Bebekte bu refleks, anne karnındaki 28. haftada başlarken, doğduktan sonraki 2. ayda kendiliğinden kaybolur. Çünkü bebek, 2 aylıkken bilinçli olarak cisimleri yakalamaya başlar. Fakat bebeğin ayaklarındaki refleks 10. aya devam edebilir. Yine yakalama refleksinin görülmemesi gibi durumlarda sinirlerde oluşabilecek bozukluklardan şüphelenilebilir.

    TONİK BOYUN REFLEKSİ

    Yatar pozisyondaki bebeğin başı birden bire herhangi bir tarafa çevrildiğinde, otomatik olarak bebeğin kol ve bacağında dışa doğru açılma görülür. tonik boyun refleksi

    Denilen bu durum doğumdan 3 ya da 4 hafta sonra daha belirgin şekilde ortaya çıkar, 3 veya 4. ayda ise azalma gösterir. Bu refleksin 4 aydan daha uzun sürmesi serebral palsi hastalığını akıllara getirebilir.

    YÜRÜME REFLEKSİ

    Koltuk altlarından tutularak yere basması sağlanan bebeklerde adım atma eğilimi görülür. Gereken zamanda doğan bebekler ayak tabanlarını yere tam olarak basabilirken, erken doğan bebekler ayak parmaklarının ucunda yürümeye çalışır. Bu yürüme refleksi doğumdan sonraki 4. aydan itibaren kaybolur.

    AKSIRMA-ÖKSÜRME REFLEKSİ

    Yeni doğan bebekler hava yollarını açabilmek için yine içgüdüsel olarak aksırma-öksürme refleksi ortaya çıkarır. Bebekler bu refleks sonucu aksırarak üst, öksürerek ise alt solunum yolunu temizler. Bebekler bu refleksini ise yaşamları boyu kaybetmez.

  • İşte mutfağınızdaki 10 doğal antibiyotik

    İşte mutfağınızdaki 10 doğal antibiyotik

    Antibiyotik kullanmadan bağışıklık sisteminizi doğal formüllerle güçlendirmek mümkün. İşte kış aylarında tüketilmesi gereken 10 doğal antibiyotik…

    Bilimsel çalışmalar gereksiz antibiyotik kullanımı durumunda vücudun mikroplarla savaşma yeteneğinin azalmaya başladığını, bağışıklık sisteminin zayıfladığını, birçok ciddi hastalığa yol açabildiğini hatta vücutta bakterilerin antibiyotiğe karşı direnç kazanması sonucu ölümcül tabloya bile neden olabildiğini ortaya koyuyor.

    Nezle ve grip gibi hastalıkların yoğun olarak görüldüğü bugünlerde en iyisi hasta olmadan önlem almak ve bunun için de doğanın şifalı besinlerine soframızda yer vererek bağışıklık sistemini güçlendirmek!

    Acıbadem Bakırköy Hastanesi Fitoterapi, Beslenme ve Diyet Uzmanı Şeyda Sıla Bilgili “Bağışıklık sistemi insan vücudunu hastalıklara karşı koruyan, zararlı mikropları fark edip yok etmeye çalışan bir sistemdir. Antibiyotik kullanmadan bağışıklık sisteminizi doğal formüllerle güçlendirmeniz mümkün” derken, sonbahar ve kış aylarında tüketilmesi gereken 10 doğal antibiyotiği anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

    Sarımsak, soğan

    Binlerce yıldır birçok tıbbi amaçla kullanılagelen mucizevi besin sarımsağın bakteri, mantar ve virüsleri yok etme kapasitesi 19. Yüzyılda Louis Pasteur’ün araştırmalarıyla da doğrulanmış. Özellikle çiğ tüketildiğinde içeriğindeki sülfürlü bileşikler sayesinde bağışıklık sistemini güçlendiren, kansere karşı koruyan sarımsak hücre onarımını kolaylaştırıyor ayrıca helikobakter pilori gibi bazı bakterilerin çoğalmasını önlüyor. Ancak aşırı tüketimi vücutta kanamalara yol açabiliyor. Kokusundan dolayı pek çok kişinin tüketiminden kaçındığı sarımsağa her gün iki diş sofrada yer vermek çok faydalı. Aynı aileden olan soğan da hücre hasarına karşı koruyan ve bağışıklığı kuvvetlendiren çok güçlü bir antioksidan.

    Süt ve süt ürünleri

    Süt, hele de mikropların kol gezdiği bugünlerde vücut direncini artırmada birebir. Son yıllarda yapılan tüm çalışmalar, düzenli tüketildiğinde sütün üst solunum yolu enfeksiyonlarına karşı koruyucu olduğunu ortaya koyuyor. Süt ve süt ürünleri, gribal enfeksiyonlara karşı korurken, bağırsakta kanser oluşturan etkenleri engelliyor, probiyotik özelliği sayesinde sindirim sistemine yararlı oluyor. Ayrıca sinirsel rahatsızlıklara, iştahsızlık ve uykusuzluğa karşı da fayda sağlıyor. Ülser yüksek tansiyon, bronşit ve astım hastalarının tedavisinde de kullanılan süt hem çocukların hem yetişkinlerin mutlaka tüketmesi gereken bir besin.

    Ispanak

    Bağışıklık sisteminin süper besinlerinden biri olan ıspanakta A,B,C ve E vitaminleri ile kalsiyum, magnezyum, quarcetin hepsi bir arada bulunuyor. Enfeksiyonları önleyip, bağışıklığı güçlendiren ıspanağın içinde bol miktarda bulunan C vitamini ve folik asit sadece vücudu korumakla kalmıyor, aynı zamanda enfeksiyonlarla savaşıyor. Kalp dostu olan ıspanak beyin yaşlanmasını geciktirici etkiye de sahip. Sağlık vadeden ve tam da mevsimi olan doğanın bu mucizevi besinini bol bol tüketin.

    Turp

    “Turp gibi olmak” deyiminin boşuna söylenmediği aşikar. Zira içerisindeki zengin C vitamini, folik asit, fosfor ve yüksek diyet lifi sayesinde tam bir sağlık kaynağı. Çok güçlü bir antioksidan olan turp, soğuk algınlığı gibi hastalıkların tedavisinde birebir. Yüksek lifi sayesinde sindirim ve boşaltım sistemini destekliyor, öksürüğe iyi geliyor. Örneğin kış aylarında tezgahlarda rahatça bulacağınız kara turpu güzelce yıkayıp üst kısmından kesip içerisini oyun (İçinden çıkan parçaları atmayıp salatada kullanın. Oyduğunuz kısmına bal koyun). Bir su bardağının üzerine oturtun. Turpa alttan çok minik bir çizik atın ki, içerisine koyduğunuz bal turp suyu ile özdeşleşip bardağa akabilsin. Bir gece bekletip sabah- akşam içerek 2 yaş üzeri çocuklarda ve yetişkinlerde fayda sağlayabilirsiniz. Turpun en az kendisi kadar faydalı olan yapraklarını da salatalarınızda değerlendirebilirsiniz.

    Brokoli

    Fitoterapi, Beslenme ve Diyet Uzmanı Şeyda Sıla Bilgili; “Brokoli, içerdiği sulforan maddesi sayesinde antioksidan aktivite göstererek bağışıklığı destekler. C vitamini ve E vitaminini bir arada içerdiği için bağışıklık sistemini uyarır” diyor. ABD’de yapılan araştırmada, çoğunlukla sigaranın sebep olduğu ve her yıl tüm dünyada 100 binlerce insanın ölümüne yol açan Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı’nın (KOAH) hasarının engellenmesinde, brokolide bulunan bu “sülforapan” maddesinin etkili olduğu ortaya çıktı.

    Zencefil

    Doğanın mucizevi besinlerinden zencefil aşırıya kaçmamak koşuluyla üst solunum yolu enfeksiyonları ve gripten kansere dek birçok fayda sağlıyor. Sindirimi ve hazmı kolaylaştırmasının yanında mide bulantısına iyi gelen, kolesterolü düşüren ve kanın pıhtılaşmasını engelleyen zencefilin ağrı kesici özelliği de bulunuyor. ABD’de Michigan Üniversitesi’nde yapılan bir dizi araştırma, zencefilin yakın gelecekte kanser tedavisinde de kullanılabileceğini ortaya koydu. Mikropların kol gezdiği bu kış aylarında taze zencefili rendeleyip içine limon ve bal koyarak elde ettiğiniz karışımdan sabahları bir tatlı kaşığı yiyerek bağışıklığınızı güçlendirebilirsiniz.

    Kırmızıbiber

    Kırmızıbiber C vitamini ve potasyumdan zengin bir besin. İçerisinde bolca bulunan C vitamini bağışıklık sistemini güçlendirirken potasyum kalp krizi riskini azaltıyor. Ağrı kesici ve iltihap çözücü etkisinin yanında kolesterolü düşürüyor, mide asidini düzenliyor ve mikrop öldürücü özelliğiyle kış aylarında şifa kaynağı olarak öne çıkıyor. Gerek taze gerekse kurutulmuş kırmızıbibere sofralarınızda yer vererek hem lezzet hem sağlık açısından faydalanabilirsiniz.

    Kivi

    Antioksidan özelliği sayesinde bağışıklığı güçlendiren kivi tam bir C vitamini deposu. Öyle ki portakaldan daha fazla C vitamini içeren bir adet kivide günlük alınması gereken C vitamini ihtiyacından daha fazlası var. İçindeki pektin sayesinde vücudu toksinlerden arındırırken DNA’yı koruyor. Kan şekeri kontrolü için yararlı olan kivi, içeriğindeki lif sayesinde sindirimi kolaylaştırıyor, kolesterolü dengeliyor. İngiltere’de yapılan araştırmalar küçük çocuklarda öksürme, hapşırma, nefes darlığı gibi bazı hastalıklarda kivinin olumlu etki yaptığını ortaya koyuyor.

    Hem tokluk hissi veriyor hem de yağ yakıyor
    Hem tokluk hissi veriyor hem de yağ yakıyor

    Pırasa

    Sağlığa faydaları çok yüksek olan pırasa tam bir kalp dostu besin. İçerdiği flavonoid ve kamferol sayesinde kan damarlarında meydana gelen hasarları gidermeye yardımcı oluyor. Sülfürlü bileşikler sayesinde de özellikle kolon kanseri başta olmak üzere birçok kanser türüne karşı koruyucu etkisi bulunuyor. Ancak çok yüksek miktarda tüketildiğinde kalsiyumun vücutta kullanılmasını olumsuz etkileyebilir. Gaz yapan bir sebze olduğu için sindirim sistemi sorunları yaşayanların çok iyi pişirerek ve az miktarda tüketmesinde fayda var. Pırasayı sevmeyenler patates ile birlikte pişirerek püre haline getirilip çorbalarda tüketebilecekleri gibi, salatalara da soğan yerine doğrayabilir. Omlet ve menemene ilave ederek de kahvaltılarınızı daha sağlıklı hale getirebilirsiniz.

    Nar

    Özellikle kış aylarında artan gribal enfeksiyonlara karşı koruyan nar kalp ve damar dostu bir meyve. Fitoterapi, Beslenme ve Diyet Uzmanı Şeyda Sıla Bilgili; “1 nar günlük almamız gereken C vitamini ihtiyacımızın yarısını karşılamaktadır. İçerdiği polifenoller ve antosiyaninler sayesinde damar tıkanıklığını azaltıcı ve tansiyon düşürücü özellik göstermektedir. Kansere karşı koruyucu etkisi olan nar, fiziksel aktivite sonrası vücudun yorulmasını da geciktiriyor” diyor. Ancak bir avuç nar bir porsiyon meyveye denk geldiği için nar suyu tüketmek tansiyonu fazlaca düşürebilir ve gereksiz şeker alımına neden olabilir. O nedenle günde bir porsiyonu geçmeyecek ölçüde tüketilmesi gerekiyor.

  • Hem tokluk hissi veriyor hem de yağ yakıyor

    Hem tokluk hissi veriyor hem de yağ yakıyor

    Sports International diyetisyeni Şeyma Yılmaz, özellikle yağ yakımında çok iyi sonuç veren bu 5 besine dikkat çekiyor ve bir an önce forma girmeye karar verenlere bu yiyeceklerin yağ yakıcı etkilerini anlatıyor.

    Yılmaz, “Yağ yakıcı özelliği olan bu 5 besini hemen her yerde bulmanız mümkün. Hemen buzdolabına koşun hepsi olmasa bile en az 3 tanesinin sizi beklediğini göreceksiniz. Kilo vermeye karar verdikten sonra listenizde yer vermeniz gereken bu 5 besinin özellikle yağ yakımına yönelik egzersizlerle birlikte harika etkisi hayal ettiğiniz ölçülere kavuşmanızı sağlayacak.” ifadelerini kullandı.

    İşte kaloriyi düşürüp kilo kontrolünü gerçekleştirebileceğiniz her an her yerde bulabileceğiniz yağ yakımında etkili 5 besin;

    Kivi

    90’ların yemesi lüks sayılan meyvesi kivi artık ülkemizde de yetiştirilmekte, her yerde satılmakta hatta şu an belki de buzdolabınızda.

    Bu efsane meyve, portakal ve limona göre 2 kat daha fazla C vitamini içermektedir. C vitamini vücutta yağ yakma metabolizmasına etki eden karnitin sentezine yardım eder. Yapılan araştırmalar egzersiz öncesinde yeterli miktarda C vitamini alan bireylerin daha fazla yağ yakabildiklerini göstermektedir.

    Günde sadece bir kivi yemek günlük C vitamini ihtiyacını fazlasıyla karşılar. Bunların yanı sıra lif içeriği oldukça yüksek olan kivi tok kalmanızı sağlarken yüksek potasyum içeriği ile spor sonrası kas ağrıları için de birebirdir.

    Hem tokluk hissi veriyor hem de yağ yakıyor | 1

    Salatalık

    Su oranı iyi ve düşük kalorili bazı besinler ara öğünler için çok iyi bir tercih olabilir. Salatalık %95 su içeriğiyle midede doygunluk sağlar ve öğünde alacağınız kalorinin düşmesine neden olur.

    Kilo kontrolü için hazırlanan diyetlerde sınırsız tüketime sahiptir. Acıktığınızda salatalık iyi bir seçenek olacaktır. Lif içeriğinin azalmaması için kabuklu tüketimi tercih edilmelidir.

    Yoğurt

    Yoğurt ekmekle birlikte memleketimiz hanelerinin demirbaşı durumunda bir besin olup göbek yağlarını eritmekte 10 kaplan gücündedir. Fakat önemli olan yağ yakarken kas kitlesini de korumak olduğundan yoğurt yüksek kalsiyum içeriği ile hücrede yağ yakma metabolizmasını arttırırken yüksek protein içeriğiyle ise kas kitlemizi korur.

    Yapılan çalışmalarda her gün yoğurt tüketen bireylerin tüketmeyenlere göre daha fazla kilo verdikleri ve bel çevresindeki yağların daha fazla azaldığı görülmüştür. Aynı zamanda yoğurt yağ yakma metabolizmasında etkili olan Konjuge Linoleik asit içermektedir (CLA).

    Konjuge Linoleik asit süt yağında bulunmaktadır. Hem kaloriyi düşürüp kilo kontrolü sağlamak için hem de yağ yakmada oldukça etkili bu yağ asitinden faydalanabilmek için yarım yağlı yoğurt tüketilebilir.

    Enginar

    Karaciğer dostu olarak tanınan enginar, magnezyum, potasyum ve lif deposu. İçeriğindeki yüksek magnezyumla yağ yakımını hızlandırmakta aynı zamanda yüksek potasyum içeriği ile vücudumuzun sıvı dengesini sağlamaktadır.

    Yüksek lif içeriğiyle ise tok tutmaktadır. Çiğ veya haşlanmış olarak salatalarınıza ilave edebilir veya ara öğünlerinizde yoğurdunuzun içerisine rendeleyerek yağ yakma metabolizmanızı tetikleyebilirsiniz.

    Ahududu

    Sempatik ismi ve yüksek antioksidan içeriğiyle yaz aylarının detoks meyvesi ahududu son zamanlarda yağ yakıcı meyve olarak da yükselişe geçti.

    Bu dostumuz da yüksek lif içeriğiyle tokluk duygusu oluştururken aynı zamanda bağırsaklardaki fazla yağı bağlayarak dışkıyla atılmasını ve alınan kalorinin düşmesini sağlıyor. Bunların yanı sıra C vitamini ve potasyum içeriği oldukça yüksek. Üstelik bir çay bardağı (150 gr) ahududu yalnızca 51 kcal.

    Hem tokluk hissi veriyor hem de yağ yakıyor | 2

  • Oksijenli su ile saç rengi açma

    Oksijenli su ile saç rengi açma

    Oksijenli su hidrojen peroksit olarak bilinir. Bazen saçı yıpratsa da en doğal yöntemlerden biridir. Diğer yöntemlere göre çok daha çabuk sonuç verse de, saç için zararlı olmaması için kullanmadan önce ve sonra mutlaka saç kremi kullanılmalıdır.

    OKSİJENLİ SU İLE SAÇ RENGİ AÇARKEN KULLANILMASI GEREKEN TEKNİKLER

    Oksijenli su kullanırken bire bir oranla temiz su ile birlikte kullanılır. Böylece saç bakımı ve sağlığınızı da korumuş olursunuz. Oksijenli su ile saç açma yöntemi uygularken sprey şeklinde saçınıza sürebileceğiniz bir şişe bulup öyle sürmelisiniz.  Daha sonra bu sprey ile saçlarınıza karışımı sıkarak, fön makinesi veya saç kurutma makinesi ile saçınızın ısı almasını sağlayın. Ya da güneşe çıkarak bekleyin. En az 2 saat bu şekilde kalan saçlarınızı daha sonra şampuanla yıkayarak durulayın. Saçlar kuru ise işlem sonunda krem kullanılmalıdır. İstenilen tonu bulana kadar 2-3 günde bir uygulayabilirsiniz. Çok koyu renklerde şüphesiz ki dalgalı bir görünüm oluşturur dolayısıyla oksijenli su kumral ve sarışınlar da daha başarılı sonuç verir.

    OKSİJENLİ SU İLE SAÇ RENGİ AÇARKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

    Oksijenli su ile saç açma işlemi yapmadan önce saçlarınız ne kadar koyu ise o açıklığı o kadar belli olacaktır. Bunu bilmeniz gerekir. Saçlarınızın hasar görmemesi için iyice nemlendirmek şarttır. Saç rengi açma işlemi sırasında etrafa sıçratmamaya çalışın, iz kalabilir. Eğer cildinize dökülürse hemen bol suyla yıkayın. Saçların uç kısımlarına yaptırılan boyaları açmak için oksijenli su ile saç açma yöntemi kullanılmaz.

  • Sağlıklı Bir Cilt İçin Tuz İle Bakım

    Sağlıklı Bir Cilt İçin Tuz İle Bakım

    Cildimiz ne kadar bakımlı olursa o kadar geri dönüş sağlarız. Güzel ve pürüzsüz bir cilde sahipseniz makyaj yapmanıza bile gerek kalmaz. Güzel bir cilt için tuz ile bakım önerilerini duymaya hazır mısınız? İşte açıklıyoruz..

    Sağlıklı Bir Cilt İçin Tuz İle Bakım Önerileri

    Yumuşatıcı vücut kese

    Tuz cildiniz için de birçok fayda sağlayabilir. Deniz tuzunu 2 çay kaşığı hindistancevizi yağı ile karıştırdıktan sonra cildinizi hafifçe bu karışım ile ovun ve vücudunuzu bir duşla yıkayın. Bu yöntem ölü cilt hücrelerini ortadan kaldırmaya yardımcı olacak.

    Dengeleyici yüz maskesi

    Cildiniz hassas ve kolayca yıpranıyorsa bu maske güçlü anti-inflamatuar özellikleri nedeniyle tahrişleri önlemenize yardımcı olur.

    2 çay kaşığı deniz tuzu ve 4 çay kaşığı bal ile karıştırıp, bu karışımı temiz ve kuru bir cilde uygulayın. (göz bölgesinden uzak tutun) Bu karışımı cildinizde 10-15 dakika bekletin. Daha sonra ılık su ile durulayın.

    Yüz toneri

    Cilt gözeneklerine nüfuz etme ve temizleme özelliği nedeniyle yüz toneri olarak kullanılabilir. Bakterilerle savaşabilir ve yağ üretimini kontrol edebilir.

    Bir çay kaşığı deniz tuzu ve 4 bardak sıcak suyu bir sprey şişesinde karıştırın. Cildinizi temizlemek için günde 1-2 kez püskürtün, ancak gözlerden kaçının!

    Sizin önerileriniz neler?

  • Erkek arkadaşınız evlenme teklifine hazır mı?

    Erkek arkadaşınız evlenme teklifine hazır mı?

    Erkek arkadaşınızın sizinle evlenmek için mi eğlenmek için mi birlikte olduğunu anlamak için size vereceğimiz önerilere göz atabilirsiniz.

    Ailenizle tanışmak istiyorsa…
    Yaşantınızda önem taşıyan insanları merak ediyor ve sizi daha yakından tanımak istiyorsa bu uzun dönem ilişki sinyallerinin en büyük belirtisidir. Eğer siz kendinizi onun ailesi ile tanışacak kıvamda hissetmiyorsanız bunu yapmak zorunda olduğunuzu düşünmeyin.
    İhtiyaçlarınızı önemsiyorsa…
    Eğer sizin ihtiyaçlarınız için kendi önceliklerinden vazgeçiyor ve sizin için önemli olan ancak kendinin o kadar da önemsemediği şeyleri bile düşünmeye başladıysa ilişkiniz oldukça ciddi bir yere gidiyor demektir.

    Attığı adımlarda fikrinizi almaya ve planlarını size göre yapmaya başladığında hayatına içinde sizin de olduğunuz bir yön vermeye başladı demektir.

    İlerisi Hakkında Konuşuyorsa…

    Planları, hayalleri ve yapmak istediklerinden bahsediyorsa ve hikâyelerin içinde sizde geçiyorsanız en büyük işaretlerden birini daha yakaladınız demektir.

    Gidilecek geziler, yaşanacak ev, çocuk yetiştirme, çocuk isimleri, yaşlandığında olmak istediği yer gibi hayaller bunun en büyük göstergelerinden. Sadece gözlerinizi kapatın ve hayal etmenin keyfine varın.

  • Yatağınızda fazla yastık koyuyorsanız dikkat

    Yatağınızda fazla yastık koyuyorsanız dikkat

    Yatak odanızda rahat etmek ve şık ortam yaratmak istiyorsanız bazı hatalara dikkat etmelisiniz. İşte yatak odası dekorasyonunda en çok yapılan hatalar ve doğruları…

    Yatağın üzerine çok fazla yastık koymak

    Yatağa uzamak için üzerindeki yastıkları fırlatmak zorundaysanız o yastıkların yatağın üzerine işi yok. Sadece gerektiği kadar ve kullanacağınız türde yastıklar tercih edin.

    Oturacak yer olmaması

    Bir sandalye, puf, sandık… Ayakkabılarınızı giyerken oturabileceğiniz, üzerine bir şeyler atabileceğiniz herhangi bir şey olmalı.

    Birbirinin aynısı mobilyalar

    Bütün odalarda olduğu gibi yatak odasında da birbirinin aynısı renkte ve dokuda mobilyalar veya eşyalar kullanmak çok kötü bir fikir.

    Sadece tepe aydınlatması kullanmak

    Abajurlar, duvar lambaları, ayaklı lambalar odanızın havasını ve modunuzu tamamen değiştirebilir.

    Tıklım tıklım

    Çalışma masaları, bir sürü çerçeve, kitaplık… Bunları başka odalara koyabiliyorsanız yatak odanıza sokmayın. Yatak odası rahatlatıcı olmalı. Duvarların üstünüze üstünüze gelmesini istemezsiniz.

    Posta.com.tr
  • Bayat ekmeklerinizi değerlendirin!

    Bayat ekmeklerinizi değerlendirin!

    Sarımsaklı ekmek, bayat ekmeklerinizi çok çabuk değerlendirebileceğiniz harika bir atıştırmalıktır.

    İstediğiniz şekilde ve her tür ekmekle yapabileceğiniz gibi baharat ve sarımsak yoğunluğu da tamamen sizin damak tadınıza göre şekillenebilir. İster yemeklerden önce, isterseniz çay yanına ya da atıştırmalık olarak sarımsaklı ekmeklerinizi hemen hazırlayabilirsiniz.

    Malzemeler:
    -1 adet bayat ekmek
    -4 diş sarımsak
    -2 yemek kaşığı yumuşak tereyağı
    -3 dal taze kekik
    -200 gram parmesan tozu
    -1 çay kaşığı tuz

    Sarımsakları havanda iyice dövün. Oda sıcaklığına gelmiş olan tereyağını bir kaseye alın ve sarımsak, tuz, taze kekik yaprakları ile iyice karıştırın.

    Bayat ekmeği dilimlere ayırıp üstlerine hazırladığınız sarımsaklı tereyağından bolca sürün. Ardından yanmaz kağıt serilmiş olan fırın tepsisine dizip, ekmek dilimlerinin üstlerine parmesan tozu serpiştirin.

    180 derecede önceden ısıtılmış fırında 15 dakika pişirdikten sonra her türlü servise hazır demektir.

     

    haber7.com