Blog

  • Kilo almak istiyorsanız boza için

    Kilo almak istiyorsanız boza için

    Boza; zengin karbonhidrat, protein ve B vitamini içeriği nedeniyle büyüme çağındaki çocuklar, gebeler, emziren kadınlar ve kilo almak isteyenler için iyi bir enerji kaynağı oluşturur.

    IMG_3891

    Özellikle kış aylarında çok severek içilen boza, bilinen en eski Türk içeceklerinden biri. Darı irmiği, su ve şekerden üretilen mayalı bir kış içeceği olan bozanın yapıldığı tahıl türlerine göre birçok çeşidi var. Kimlerin tüketmesi gerektiğini, besin değeri ve saklama yöntemlerini anlatan Uzman Diyetisyen İpek Ağaca, özellikle sindirim sistemi üzerinde olumlu etkileri bulunduğunu belirtti.

    Unutulmayan lezzet

    Türkiye’de genellikle darıdan yapılan boza, başka ülkelerde yapıldığı yerin başlıca ürününe göre mısır, arpa, çavdar, yulaf, buğday, kara buğday, arnavutdarısı, gernik gibi tahılların unu, bazen da pirinç ve ekmek, nadir olarak da kenevir unu ve karamuk mayalandırılarak yapılıyor. Bozanın mevsimi eylül – mayıs ayları arası olarak biliniyor. Eli güğümlü, belinde bardaklık olan bozacılar sokaklarda dolaşmasalar da boza halen eski alışkanlıklarımızın ve geleneklerimizin bir parçası.

    Bilinmeyen özellikleri

    – Boza, enerji içeriği oldukça yüksek bir içecektir

    – 200 ml (1 su bardağı ) boza ortalama 350 kalori enerji verir.

    – Besleyici değeri yüksek olan bozanın; içeriğinde fosfor, çinko gibi mineraller, B1 ve B2 vitamini gibi vitaminler bulunur.

    – Sindirim sistemi üzerinde olumlu etki gösterir.

    – Aktif mayalar sayesinde sindirim sistemi üzerinde olumlu etkileri bulunur; yani bozanın probiyotik etkisi vardır. Mayalanması sırasında oluşan laktik asit de sindirim sistemi için oldukça önemlidir.

    Kilo Almak İsteyenler ! Tıklasın!

    Kimler rahatlıkla tüketebilir

    Bozayı; zengin karbonhidrat, protein ve B vitamini içeriği nedeniyle büyüme çağındaki gençler, gebeler, emziren bayanlar, sporcular, ve kilo almak isteyenler için iyi bir enerji kaynağı oluşturur. Fazla kilosu olan kişilerin boza tüketirken 1 çay bardağını geçmemeleri ve ara öğün yerine tüketmelerini tavsiye eden İpek Ağaca, bozanın serin bir ortamda 3-5 gün saklanabildiğini söyledi.3-5 günden fazla beklemiş olan bozanın tüketimi sonucunda besin zehirlenmeleri oluşabileceğinden tüketimde dikkat edilmeli.

  • Tırnakları beyazlatmanın püf noktaları

    Tırnakları beyazlatmanın püf noktaları

    Tırnaklarınızın üzerindeki lekelerden bu yöntemlerle kolayca ve etkili bir biçimde kurtulabilirsiniz.

    Oje bazı

    Uzun süre tırnaklarda bekleyen oje, sigara vb. etmenler tırnakların sararmasına neden olur. Her daim tırnaklarınıza baz sürerseniz sevimsiz lekelerden bir nebze de olsa kurtulabilirsiniz. Tırnaklarınızı sık sık nemlendirmeyi ve el kremini düzenli kullanmayı da unutmayın. Zira tırnaktaki sararmaların nedenlerinden biri de kuruluktur.

    Beyazlatıcı diş macunu

    Bebek diş fırçası ile beyazlatıcı etkiye sahip diş macununu tırnaklarınıza bastırmadan uygulayın. 1-2 dakika uyguladıktan sonra bol su ile durulayın. Düzenli olarak kullandığınızda tırnaklarınızın daha byaz göründüğünü fark edeceksiniz.

    Limon suyu ve karbonat

    Yarım limonu bir paket karbonat ile karıştırıp macun haline getirin. Yumuşak bir diş fırçası ile tırnaklarınızı fırçalayın ve gerekirse tekrarlayın. Ancak tırnaklarınızın kenarında yaralar varsa dikkatli olun. Limon suyu canınızı acıtabilir.

    Oksijenli su ve karbonat

    Macun kıvamında bir karışım elde edene kadar iki maddeyi karıştırın. Tırnaklarınızın üzerini kaplayın ve 3 dakika beklettikten sonra durulayın.

    tirnak_beyazlatici_kalemler

    Tırnak beyazlatıcı kalemler

    Kozmetik firmaları kadınların bu sorununu görmezden gelmemiş ve tırnakları beyazlatan kalem veya jel gibi ürünler üretmiş. Eczaneden alıp deneyebilirsiniz.

    Diş macunu ve limon ile tırnak beyazlatma güçlendirme için Tıklayınız!!!

  • İlk buluşmanızda ne giymelisiniz?

    İlk buluşmanızda ne giymelisiniz?

    İlk buluşmadan önce kara kara düşünülür “acaba ne giysem?” diye. Tabii ki dış görünümünüz önemli ancak bu durumu bu kadar stresli hale getirmeyin aksine, keyfini çıkarın. Sizin için derlenen ilk gün önerilerimize bir göz atın…

    1.Ayak bileğinizde biten botları tercih edebilirsiniz
    Bu tarz botlar sadece kendinize olan güveninizi sağlamakla kalmayıp aynı zamanda sizi seksi gösterecektir. Dar paça pantolonlarla veya taytlarla tercih etmenizi öneririz.

    2.Doğal makyajı tercih edin

    Abartılı makyaj yapmayı bir kenara bırakın, doğal olun bu her zaman daha dikkat çekicidir. Maskara, dudağınıza yakın renkte bir ruj ve hafif bir allık kullanabilirsiniz. Kendiniz olun ve doğallığınızla etkileyin.

    3.Tek renk giyinmeyi tercih edin

    Bu sezon tek renk giyinmek moda. Hangi renk giyeceğinize karar veremiyorsanız siyahı tercih edebilirsiniz. Eğer tek renk kullanırsanız takılarınızı da daha kolay seçebilirsiniz.

    ilk_bulusma_giyim

    Beyazlatıcı diş macunu

    Bebek diş fırçası ile beyazlatıcı etkiye sahip diş macununu tırnaklarınıza bastırmadan uygulayın. 1-2 dakika uyguladıktan sonra bol su ile durulayın. Düzenli olarak kullandığınızda tırnaklarınızın daha byaz göründüğünü fark edeceksiniz.

    4.Açık renk ojeler tercih edin

    Oje küçük bir detay gibi gözükebilir. Koyu renkler tercih etmek yerine, klasik olan french manikürünü yapabilirsiniz.

    5.Dar pantolonları tercih edin

    En sevdiğiniz dar pantolonunuzu giyebilirsiniz. Kıvrımlarınızı saracağından bacaklarınız da muhteşem gözükecektir. Hafif topuklu ayakkabılarınızla da kombininizi tamamlayabilirsiniz.

    fft20_mf5124084

    6.Mutlaka parfümünüzü sıkın

    Evden parfümünüzü sıkmadan çıkmayın. El bileklerinize ve boynunuza parfümünüzü sıkarsanız bu partneriniz için etkileyici olacaktır.

    7.Vücudunuzu en iyi siz tanıyorsunuz

    Vücudunuzda en hoşunuza giden bölgeyi ön plana çıkarabilirsiniz bu, sizi daha iyi hissettirecektir.

  • Öksürüğü geçirmenin yolları

    Öksürüğü geçirmenin yolları

    Özellikle sonbahar ve kış aylarında oldukça sık ve şiddetli şekilde boy gösteren öksürükten kurtulmak için yapmanız gereken çok basit 10 kural var. Yudum yudum su için, sıcak duş alın, geç saatte yemek yemeyin…

    Öksürük özellikle sonbahar ve kış aylarında hemen herkesin sorunu. Kimi zaman bizi gece boyunca uykusuz bırakan, kimi zamansa topluluk içinde oldukça zor durumda kalmamıza neden olan öksürüğü dindirmek içinse öncelikle bol bol su içmek gerekiyor. Çünkü uzmanlara göre en etkili formül; su!

    Sonbahar ve kış aylarında sıkça karşılaştığımız sinüzit, farenjit, larenjit, nezle ve soğuk algınlığı gibi üst solunum yolları enfeksiyonlarında gelişen öksürük, hemen hepimizin yakındığı önemli bir sorun. Bir yandan uyku kalitemizi bozarak ertesi gün halsiz kalmamıza yol açarken, bir yandan da bizi topluluk içinde zor durumda bırakabiliyor. Peki öksürük üst solunum yolu enfeksiyonu nedeniyle gelişmişse, dindirmek için ne tür önlemler almak gerekiyor? Aile Hastanesi’nden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Bahri Temüray öksürüğü hafifletmenin en etkili yolunun günde en az 2 litre su içmek olduğuna dikkat çekerek diğer formülleri de şöyle sıralıyor:

    1.Yudum yudum su için

    Üst solunum yolu enfeksiyonları nedeniyle oluşan burun akıntısı, boğazı tahriş ederek öksürüğe neden olabiliyor. Su, bu akıntıyı incelterek boğazın tahriş olmasını önleyebiliyor veya hafifletebiliyor. Bol su içmek ayrıca boğazın daha nemli kalmasına yardımcı olarak öksürüğün hafiflemesini sağlıyor. Bunların yanı sıra üst solunum yolu enfeksiyonu nedeniyle artmış olan vücudun sıvı ihtiyacının karşılanmasına da yardımcı oluyor. Günde en az 2 litre su içmeyi ihmal etmeyin. Vücudun, her damla suyu sizin lehinize kullanabilmesi için de suyu mutlaka yavaş yavaş ve yudum yudum içmeniz gerekiyor. Çünkü kafanıza dikerek ayakta içtiğiniz su midenize girmeyeceği için doğrudan böbreklere gidiyor ve 15-20 dakika sonra vücuttan idrarla atılıyor.

    2.Bitki çayına bal katın, nane limon kaynatın

    Ihlamur, kuşburnu, adaçayı, zencefil, nane limon gibi çaylar veya içecekler de yine öksürüğün hafiflemesine katkıda bulunuyor. Ayrıca çaya bal katarak içmek de öksürüğe iyi geliyor. Balın; vücuda giren mikroplarla savaşma gücünü arttırmak, hücrelerin yaşlanmasını geciktirmek, bağışıklık sistemini güçlendirmek ve iltihap gidermek gibi olumlu etkileri oluyor.Ayrıca su tutucu özelliğiyle boğaz kuruluğunu alarak boğazı yumuşatıyor ve öksürüğün süresinin azalmasında da etkili oluyor.

    3. C vitamininden zengin meyve yiyin:

    Öksürük üst solunum enfeksiyonuna bağlı gelişmişse, greyfurt, mandalina, portakal ve limon gibi turunçgillerin yanı sıra kara lahana, ahududu, domates, ıspanak, taze fasulye, bezelye ve soğan gibi C vitamininden zengin sebze ve meyve tüketin. Bunlar antioksidan etkisiyle hastalığın vücuttan atılma sürecini hızlandırıyor.

    4.Sigarayı bırakın

    Sigara dumanı da üst ve alt solunum yolunu tahriş eden etkenlerden biri. Ayrıca solunum yolunu koruyan mekanizmalarda da hasar oluşturuyor. Bu zararlı alışkanlığınızı bir an önce bırakmayı ihmal etmeyin.

    5. Odanızın nem düzeyini ayarlayın

    Evdeki kuru hava solunum yollarını kurutarak öksürüğü artırabilen önemli bir faktör. Evin nem seviyesini ideal duruma getirmek için nem giderici cihazlar ya da klima kullanın. Evdeki nem düzeyinin yüzde 30-50 arasında olmasına dikkat edin. Ancak nemlendirici cihazları uzun süre kullanmaktan kaçının. Ayrıca odanızı her gün havalandırmayı da ihmal etmeyin.

    6. Sıcak bir duş alın

    Sıcak duş burundaki salgıları hafifleterek öksürüğü azaltmaya yardımcı oluyor. Sıcak banyodaki buhar ayrıca alerji ve astımdan kaynaklanan öksürüğe de iyi geliyor.

    7. Parfüm ve temizlik ürünlerine dikkat edin

    Parfüm, ev temizlik ürünleri (çamaşır suyu gibi) boğazı tahriş ederek, öksürüğe neden olabiliyor. Hemen hemen her bünyeyi etkilediğini söylemek mümkün olmasa da alerjik bünyelerde ödem, bronkospazm geliştirme riskinin çok yüksek olmasından dolayı, yaşamsal önem taşıyan reaksiyonlara neden olabiliyor.

    8. Akşam 19.00’dan sonra yemek yemeyin
    Reflü sorununuz da varsa akşam 19.00’dan sonra yemek yemeyi bırakın. Çay, kahve, gazlı içecekler ve çikolata gibi reflünün şiddetlenmesine yol açan besin ve içeceklerden mümkün olduğunca kaçının. Yatarken yastığınızın başını yükseltmeyi de unutmayın.

    9. Nevresimlerinizi en az 55 derecede yıkayın

    Alerjik bünyeli kişilerde ev tozu akarları ile küf, kedi ve köpeğin ölü derisi de öksürük krizlerine yol açabiliyor. Bu tür alerjik etkenlere karşı önlem alın. Yün atlet, yorgan, yastık ile halı kullanmayın. Nevresim ve yastık kılıfınızı en az 55 derece ve üzerinde ısıda yıkayın. Yatak örtüsü ve perdelerden de sık yıkanabilecek özellikte olan pamuklu olanları tercih edin.

    10. Kumaş kaplı eşyadan kaçının

    Alerjik yapınız varsa, evinizde mümkün olduğunca az eşya bulundurun. Kumaş kaplı eşyalar yerine deri, sentetik veya ahşap eşyalar tercih edin. Çok toz tutabilecek eşyaları kapalı dolaplar içinde tutmaya özen gösterin.

    Öksürük 2 haftadan uzun sürüyorsa, hafife almayın
    Çoğumuz özellikle bu mevsimde üst solunum yolu enfeksiyonuna bağlı geliştiğini düşünerek bu önemli belirtiyi hafife alıp, doktora başvurmakta gecikebiliyoruz. Oysa savunma sisteminin önemli bir mekanizması olan öksürük 2 haftadan uzun sürdüğünde zatürree, KOAH ve gırtlak ya da akciğer kanserinin habercisi olabiliyor. Bu nedenle öksürük yakınmasında bir hekime başvurmak yaşamsal önem taşıyor.

  • Bebekler neden uyumak istemez?

    Bebekler neden uyumak istemez?

    Anne ve babalar çocuklarının ilk bir yılında epey zorlanırlar. Çünkü bebekler sadece mimik ve ağlamayla derdini anlatmaya çalışır. Hangi ifadenin ne anlama geldiği zamanla anlaşılır. Anlaşılana kadar da pek çok soru kafalarda birikir. İşte o soruların yanıtları

    Uzmanlar uyarıyor: Normalin üstündeki vücut ısısı olarak tanımlayabileceğimiz ateş, anne babaları korkutsa da aslında çocuk için zararlı değil hatta yararlı. Ancak özellikle ilk altı aydan beş yaşına kadar ateş takibi yapılmalı çünkü bu dönemdeki çocukların havale riski yüksek.
    Anne ve babaların belki de en merak ettiği konu yüksek ateş sırasında ne yapılması gerektiği. Uzmanlar, aileleri ateş konusunda “İlk altı ay ile beş yaş arasındaki çocukların havale riski var. Özellikle aile öyküsü pozitif olan çocuklar daha da büyük risk altında” şeklinde uyarıyor.

    uyumayan_bebek

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ersin Sarı, “Ateş her zaman koltuk altı, makat ve kulaktan ölçülmeli. Son zamanlarda ‘Çocuk durmuyor’ diye alından ateş ölçerler kullanılıyor ama bunların ölçümleri genelde yanlış oluyor” dedi. Koltukaltı ölçümde 37,5 derecenin normal olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Sarı, “Kulak ve makattan ölçümde 38’e kadar normal. Bu değerlerin üzerinde çıkarsa bebeği soyun. Artacakmış gibi hissediyorsanız ılık duş aldırın. Eğer olmazsa ateş düşürücü verebilirsiniz” diye konuştu.

    KİLO ALIMI NORMALSE SÜT YETİYOR DEMEKTİR
    Bebek beslenmesiyle ilgili olarak iki yaşına kadar anne sütünün kullanılması gerektiğine değinen Uzm. Dr. Ersin Sarı, “Annede hastalık gibi durumlar olursa emzirme önerilmiyor. Bazen de annenin süt durumu stres nedeniyle azaldığında destek tedavisi gerekiyor. Bu noktada aileler panikleyebiliyor. Ama paniklemesinler. Bebek günde 35 gram almalı. Bu da ayda yaklaşık 800 grama tekabül ediyor. Eğer kilo alımı olmazsa anne sütüne adapte mamalar kullanılıyor. Eskiden mamalardan korkuluyordu. Son 3 yıldır adapte mamalar üretiliyor. Her bebek beslenme öncesi ve sonrasında büyük abdestini yapabileceği gibi 48 saat boyunca bunu yapamayabilir. Bazı anneler telaşlanıyor. Sarı, sulu ve yumuşak kıvamda kaka varsa normaldir. Sürekli yeşilse beslenmede yetersizlik vardır. İdrar çıkışı da takip edilmeli. Üç saatte bir bezi ıslak olursa normaldir. Kilo başına 150 cc olarak süt hesabını yapabilirsiniz. 3 kiloluk bir bebek günde 450 cc almalı. Hızlı büyüyen bir bebeğe bu da yetmeyebilir” dedi.

    İLK ALTI AY SUYA GEREK YOK
    “Mama takviyesi yapılan bir bebeğe su vermek gerekmiyor” diyen Uzm. Dr. Sarı, “Mamaların yüzde 75’i de anne sütünün yüzde 75’i de sudan oluşur. Katı mamayla beslenmediği sürece su vermek gerekmez. Bebek derisi canlı ve parlaktır. Eğer derisinde bir değişiklik varsa, idrarı daha sarıysa sıvı takviyesi gerekebilir. Ek gıdalara geçince su verilir” şeklinde konuştu.

    UYUMAYAN BEBEKLER
    Bazı bebeklerin gece gündüz uykusunu ayırt edemediğini belirten Uzm. Dr. Sarı, “Çalışan annelerin bebekleri geceleri uykusuzluk çekebilir. Bazı bebekler de gündüz huzursuzluk yaşarsa gece uyumaz. Bazı bebekler de oyun oynamak istediği için uyumayabilir. Annelerin yapacağı tek şey sabırla bebeklerini sakinleştirmeye çalışmak.

  • Tüp bebek neden tutmaz? Neden Başarısız olur?

    Tüp bebek neden tutmaz? Neden Başarısız olur?

    Başarısız tüp bebek denemeleri çiftler açısından yıkıcı etkilere neden olabilir. Tedavide 3 kez başarısızlık elde edilmesi halinde tüp bebek başarısızlığı söz konusu olur. Başarısızlıklar çeşitli etkenlerden kaynaklanabilir. Bebek özlemi çeken çiftler bunu yaşadıklarında ya da tüp bebek tedavisi görmeyi düşünen çiftlerin bu konuda merak ettiklerini Sn. Prof. Dr. Yücel Karaman  ile görüştük. Hocamıza şimdiden teşekkür ederiz.

    tup_bebek_denemesi

    Sayın hocam başarısız tüp bebek denemeleri hangi sebeplerden kaynaklanabilir, bizi bu konuda aydınlatabilir misiniz?

    Tüp bebek tedavisinde başarıyı etkileyebilecek çok fazla sayıda etken bulunabilir. Bunların arasında kadına ait olan rahim kaynaklı sorunlar, anormal immünolojik yanıt, kan pıhtılaşma bozukluğu gibi etkenler olabilir. Bunun dışında genetik sorunlar, tüplerde sıvı birikimi, endometriyozis hastalığı olması da tedavinin başarısızlıkla sonuçlanmasına neden olabilir. Tedavide kadının yaşı bile başarısızlık sebebi olabilir. Kadının 35 yaşını geçmiş olması halinde, yumurtalık rezervinin azalması söz konusu olacağından yumurta elde edilemediğinde ya da kaliteli yumurta elde edilmediğinde tedavi başarısızlıkla sonuçlanabilir. Bunun dışında erkeğe ait olan faktörlerde bunda etkili olabilir. Erkeğin sperm verememesi, yeterli sayıda sperm elde edilememesi bunların arasında yer alır. bknz: Başarısız Tüp Bebek Denemeleri için Tıklayınız!

    Hocam tüp bebek başarısızlığından söz edebilmek için, nasıl bir gelişme olmalıdır?

    Tedavi uygulanırken tekrarlayan implantasyon başarısızlığının nedenleri konusunda kesin bir şey söylenemez. Tüp bebek başarısızlığı için çiftlerde yapılan 3 denemede en az 4 tane kaliteli embriyo transferi gerçekleştirilmesine rağmen, kadında gebelik elde edilememesi gerekir. Burada embriyo düşük kalitede olursa, başarısızlığın nedeni bu kabul edilir. Ancak embriyonun kaliteli olmasına rağmen, gebelik elde edilemediğinde, kadının rahmi ve embriyo incelenmelidir. Başarısız tüp bebek çiftleri hüsrana uğratır. Ancak bunların nedenlerinin ortaya konması son derece önemlidir.

    Hocam tüp bebek tedavisinde gebeliğin oluşturulmasında en önemli aşama ya da faktör nedir?

    Tüp bebek tedavisiyle elde edilen gebelikler için, sperm ve yumurta hücresinin laboratuvar koşullarında döllendirilmesi gerekir. Burada gebeliğin elde edilmesinde kaliteli embriyo oluşturulması ve bu embriyonun başarılı şekilde kadının rahmine transfer edilmesi gerekir. Bu gebeliğin elde edilebilmesi için, en önemli aşamadır. Daha sonraki aşamada embriyonun rahme tutunması ve burada gelişimini sorunsuz şekilde gerçekleştirmesi gerekir. Yani şöyle diyebiliriz, tüp bebek tedavisinde gebeliğin oluşturulmasında embriyonun ve rahim içinin büyük önemi vardır. Biz tüp bebek tedavisinde oldukça fazla yol aldık. Artık tedaviden önce embriyonun ve rahim içinin kontrolünü sağlayabiliyoruz. Kadına kaliteli embriyonun transfer edilmesini, rahim içindeki sorunların belirlenmesini sağlayarak, embriyonun rahme daha iyi tutunmasına yardımcı olabiliyoruz. Bunlar gebeliğin elde edilmesi açısından önemlidir. Bknz: Başarıyı Etkileyen Faktörler için tıklayınız!

    Hocam size şöyle bir soru sormak isteriz. Çiftlerde ilk tüp bebek tedavisinde başarısızlık elde edilmesini nasıl değerlendirebilirsiniz?

    Şöyle söyleyebilirim, çiftlere ilk defa uygulanan tüp bebekte başarısızlık elde edilmesini normal bir sonuç olarak değerlendirebiliriz. Biz doktorlar olarak tüp bebek tedavisini ertelemeyi, doğal yollardan istedikleri çocuğa sahip olamamış olan çiftler açısından gebelik şansını azaltan bir etken olarak görürüz. Burada erkekler açısından herhangi bir sorun bulunmamaktadır. Çünkü erkeğin üremesinde yaş faktörünün önemi yoktur. Ancak kadınlar bu konuda o kadar şanslı değildir. Yaşları ilerledikçe hem doğal yollardan, hem de tüp bebekle çocuk sahibi olma olasılıkları düşmektedir. Özellikle bebek sahibi olmayı ertelemiş olan kadınların yaşları dikkate alınarak, tüp bebek tedavisi sırasında birden fazla deneme yapılması zorunlu bir hal alabilir. Bu yaşlarda kadının yumurtalık işlevi azalır, bazen de genetik olarak sorunlar yaşanabilir. Başarısız tüp bebek denemesi olan çiftlerin, her açıdan değerlendirilmesi ve sebeplerin mümkün olduğu kadar belirlenmesi gerekir.

    tup_bebek_basarisiz_bruksel

    Hocam çiftlerin tüp bebek tedavisi sırasında yaşadığı stresi, tedavideki başarısızlıkla nasıl bağdaştırabilirsiniz?

    Bu konu tüp bebek tedavisinde oldukça önemsediğimiz bir etkendir. Çünkü stresin tedavi sırasında hem yumurtlamayı, hem de gebeliğin oluşturulmasını olumsuz şekilde etkilediğini biliyoruz. Tüp bebek tedavisinin başarılı olmasını, gebeliğin sağlanmasını ve devam ettirilmesini sağlamak için, kadının stresli bir durumda olmaması gerekir. Biz çiftlerin bu sorunu aşmaları için, tedaviden önce ve sonra psikolojik destek almalarını tavsiye ediyoruz. Tedavi sırasında çiftlerde uyumsuzluk olması, yoğun aile baskısı, tedavinin başarısız olacağını düşünmek gibi etkenler kadının stresli olmasına yetiyor. Bu nedenle çiftlerin tedavinin her aşaması hakkında bilgi sahibi olmasını istiyoruz. Bu tedavide başarı kadar, başarısızlığında yeri vardır. Ancak çiftler doğru bilgilere sahip olurlarsa, daha rahat bir tedavi süreci geçirebiliriz.

    Hocam başarısız tüp bebek tedavisinin aşılması niçin, çiftler nasıl bir yol izlemelidir?

    Biz tedavide önce çiftlerle görüşerek birbirlerine karşı anlayışlı olmalarını ve kararlarında birbiriyle uyum içinde olmalarını tavsiye ediyoruz. Bu zorlu süreci birlikte aşmaları gerekir. Tedavinin çoğu yükü kadının üzerinde olduğundan, baba adayının daha itinalı olması gerektiğini düşünüyoruz. Gerekiyorsa rahatlamak için meditasyon ve yoga gibi yöntemlerden faydalanabilirler. Stres içinde olmamak adına psikolog desteği alabilirler. Bu süreçte kafein ve nikotinden uzak durmaları, kendileri için hafif egzersizler yapmalarını öneriyoruz. Birde çok önemli olan bit konu var. Tüp bebek tedavisiyle ilgili çevrelerinden gelişigüzel bilgilere rağbet etmemelidirler. Bu onların daha fazla endişelenmesine neden olabilir. En doğru bilgileri doktorlarından alabilirler. Başarısız tüp bebek tedavisi her çift için farklı sebeplere dayanabilir. Elbette tüp bebek tedavisinde olan çiftlerin diğer aile bireylerinden destek almasının önemi de unutulmamalıdır.

    Kaynak : BRÜKSEL TÜP BEBEK

  • Karınıza Bunları Asla Söylemeyin!

    Karınıza Bunları Asla Söylemeyin!

    Çoğumuzun talebi biri sevmek onla anlaşmak, evlenmek ve bir ömür onla mutlu olmaktır. Karınıza bunları asla söylemeyin makalemiz eşinizle iyi geçinebilmeniz için uzak durmanız gereken cümleleri konu alıyor.

    Seni Artık Sevmiyorum!
    Kadınlar hassas, hisli varlıklardır. Onları duygusal olarak kırmak arada aşılamaz köprülerin oluşmasına neden olur.
    Bir kadına artık onu sevmediğinizi söylemek kalbini feci kırar ve bu sözü asla unutmazlar.

    Hala Yemek mi Yiyorsun?
    Kadınların yemesine karışmanız onu çok incitir.
    Şişman olduğunu düşünüp komplekse girerler.
    Asla yemesi içmesiyle ilgili bir yorum yapmayın, ya üzülüp size tepki gösterirler
    veya sizden bu sözün acısını fena çıkarırlar!

    Aynı Annen Gibi Oldun!
    Kayınvalidenizi sevmeyebilirsiniz, fakat bunu bu kadar açık sözlülükle de karınıza
    bildirmeyin!
    Bu sözü söylemeniz yalnız eşinizi değil kayınvalidenizi de rencide eder.

    Tüm Gün Ne Yaptın?
    Eşinizin yaptığı ev işlerini küçümsemek en büyük saygısızlık ve ukalalık örneğidir.
    Yalnızca bir gün eşiniz evi toplamasın bakın o ev ne hale geliyor!

    Sana Ben Bakıyorum!
    Şayet karınız çalışmıyorsa evin geçimini siz sağlıyorsanız asla ama asla bunu eşinizin başına kakmayın.
    Eşiniz evin düzenini sağlayandır, yemek yapar, evi temizler, size yarenlik eder.
    Eşinizin yaptığı lütufların maddi değeri hiç bir şekilde ölçülemez.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Şişmanlığın En Önemli Nedenleri

    Şişmanlığın En Önemli Nedenleri

    Obezite kişinin hem sağlığını olumsuz etkileyen, hem de estetik olarak kötü görüntülere yol açan bir sorundur. Şişmanlığın en önemli nedenleri makalemiz kilo almanın ve verememenin sebepleri konusunda sizleri bilgilendirmek için hazırlanmıştır.

    Genetik
    Obezitenin en önemli nedenlerinden biri genetik yatkınlıktır. Anne veya baba tarafınızdan üst kuşaklar kiloluysa, metabolizmaları yavaş çalışıyorsa maalesef siz de risk altındasınızdır.

    İşlenmiş Gıdalar
    Marketlerde satılan bisküviler, çikolatalar, cipsler, hamburger ve pizza tarzı yiyecekler
    kısaca tüm fabrikasyon gıdalar kilo almanın en büyük nedenleridir.
    Bu tür yiyeceklerin besleyicilik oranı yok denecek kadar az fakat vücuda verdikleri zarar büyüktür. Yüksek kalori içerikleri ile kısa sürede şişmanlar arasına girmenize neden olurlar!…

    Gıda Bağımlılığı
    İşlenmiş gıdalar beynimizdeki doyma sinyallerini bloke ederek, yemeklerin esiri olmamıza neden oluyorlar.
    Basın yayın, tvdeki reklamlar, kişileri tüketim çılgınlığına iterek, alkol, nikotin bağımlısı gibi yemek tiryakisi olmaya itiyor.

    İnsülin
    İnsülin enerji depolama sistemimizi düzenleyen önemli bir hormondur.
    Popüler diyetlerin çoğu insülin direncine yol açar. Bu durumda yağların enerjiye dönüşmek yerine vücutta depolanması ile sonuçlanır.
    İnsülini düşürmenin en iyi yolu gereksiz karbonhidrat alımını kesmektir.

    İlaçlar
    Bir takım ilaçlar kilo alma, şişkinlik, ödem gibi çeşitli kilo sorunlarına neden olurlar.
    Diyabet ilacı, antidepresanlar, antipsikotikler bu ilaçlardandır.

    Leptin
    Obeziteden sorumlu diğer önemli hormonun adı Leptindir.
    Bu hormon yağ hücreleri tarafından üretilir.
    Obez kişilerde leptin hormon aşırı salgılanır ve kişide doyma hissi algılanmamaya başlar.

    Hareketsizlik
    Hareketsizlik obezitenin baş nedenlerindendir.
    Günümüz modern dünyasında çalışma ortamları genelde ofislerdir ve kişilerin hayatları
    ev ofis arasında geçmektedir. Bu durumda alınan kaloriler direk yağ olarak depolanmaktadır.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Erkek Bebekleri İçin En Güzel Yelek Modelleri 2015

    Erkek Bebekleri İçin En Güzel Yelek Modelleri 2015

    Bir oğlunuz varsa veya erkek bebeğe hamile olup ona kendi emeğinizle bir şeyler hazırmak istiyorsanız erkek bebekleri için en güzel yelek modelleri 2015 resim galerimiz bu konuda
    size fikir verecektir. Örgü kadınlar için çok güzel bir uğraştır. Örgü sayesinde evin geçimine katkıda bulunabilir, çocuklarınıza çeşitli giysileri örerek daha uyguna getirebilirsiniz.
    Erkek bebek yelekleri için genelde tercih edilen renkler mavi, gri, beyaz, yeşilin tonları, kız çocukları için ise kırmızı, pembe ve sarıdır.
    İşte size fikir verebilecek en şık erkek bebek yelekleri 2015

    erkek_bebek_yelekleri (1)

    erkek_bebek_yelekleri (2)

    erkek_bebek_yelekleri (3)

    erkek_bebek_yelekleri (4)

    erkek_bebek_yelekleri (5)

    erkek_bebek_yelekleri (6)

    erkek_bebek_yelekleri (7)

    erkek_bebek_yelekleri (8)

    erkek_bebek_yelekleri (9)

    erkek_bebek_yelekleri (10)

    erkek_bebek_yelekleri (11)

    erkek_bebek_yelekleri (12)

    erkek_bebek_yelekleri (13)YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Omuz Ağrısı Nasıl Geçer? Omuz Ağrısı Tedavisi İçin Doğal Yollar

    Omuz Ağrısı Nasıl Geçer? Omuz Ağrısı Tedavisi İçin Doğal Yollar

    Omuzlardaki ağrının pek çok nedeni vardır, stres, sinir sıkışması, kaslardaki gerginliker bu sebeplerden bazılarıdır. Omuz ağrısı tedavisi için doğal yöntemler makalemiz omuz ve boyun ağrılarınızdan kurtulmanıza yardımcı yolları size sunuyor.
    Sıcak Su Torbası
    Yorgunluğu rahatlatan, stres ve aşırı iş yükü nedeniyle kaslarda oluşan gerginliği hızlı bir şekilde alan en etkili şey sıcak su torbasıdır. Uzanın ve sıcak su torbasını omuzlarınıza koyun.
    Bu torbalar omuz ve boyundaki kaslarınızdak iltihapların giderilmesine yardımcı olacak, 15 dakika içinde sizi rahatlatacaktır.
    Gece yatmadan omuzunuza koyun ve gece boyu bunla uyuyun.
    Sabaha ağrılarınızın hafiflediğini göreceksiniz.

    Soğuk Kompres
    Omuz ağrılarını gidermek diğer bir etkili yol da bu bölgeye soğuk kompres uygulanmasıdır.
    Sıcak veya soğuk buz kompresi bölgedeki iltihap ve ağrının tedavisinde yardımcı olur.
    Bunun için eczanelerde satın buz kutuları veya buzlu jeller işinizi görecektir.
    Bazı omuz ağrılarına sıcak çözüm olur, bazılarına soğuk, bunu ancak tecrübe ederek belirleyebilirsiniz.

    omuz_agrisi_tedavisi (3)
    Banyo Yapmak
    Sıcak bir duş almak, omzunuza sıcak torba uygulamakla aynı işi görür.
    Banyo kaslarınızı gevşetip sizi rahatlatır.
    Vaktiniz varsa küveti sıcak su ile doldurup yarım saat içinde kalın.
    Masaj
    Masaj yaptırmak, bedendeki her türlü ağrıya şifa müthiş bir yöntemdir.
    Masaj kaslarda birikmiş olan stres ve gerginliği alıp, vücudu rahatlatır.
    Hardal yağı, hint yağı gibi çeşitli yapları biraz ısıtın ve omuzlarınıza bunlarla yavaşca masaj uygulatın.
    Lavanta Yağı
    Lavanta yağı yatıştırıcı ve rahatlatıcı özellikleri ile yorgun kasları gevşeten mükemmel bir uçucu yağdır.
    Biraz lavanta yağını, hazırladığınız sıcak su dolu küvete dökün.
    Yarım saat içinde yağ vücudunuz tarafından emilecektir.

    Diğer bir yol ise lavanta yağını masaj yağı olarak kullanmaktır.
    Biraz zeytinyağını ısıtın ve içine organik bir kaç damla lavanta yağı katın.
    Bununla ağrıyan yerlerinize masaj yaptırın. Ağrılarınızdan arınacak, kendinizi kuş gibi hissedeceksiniz.

    omuz_agrisi_tedavisi (6)
    Su İçin
    Omuz ağrılarının en önemli nedenlerinden biri de kireçlenmedir.
    Günde 2-2,5 litre su içmek bedeninizden toksinleri atarak, ağrınızın hafiflemesine yardımcı olacaktır.

    omuz_agrisi_tedavisi (7)
    Limonlu Ballı Su
    Bir bardak suya bir limonu sıkın içine bir tatlı kaşığı balı ekleyin.
    Her sabah bundan için.
    Bu içecek bedenden toksinleri atacak, omuzlarınızdaki ağrıdan sizi kurtaracaktır.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.