Yapımı kolay, bütçenize göre bir tatlı arıyorsanız size Çikolatalı Fudge tarifini tavsiye ederiz. Özellikle çocuklarınız bu tatlıyı çok sevecek…
Çikolatalı Fudge Malzemeler
3 su bardağı bitter çikolata
1yemek kaşığı tereyağı
1,5 su bardağı süt
1,5 tatlı kaşığı vanilya özü
1 bardak kıyılmış fındık
1 paket bisküvi
Çikolatalı Fudge Yapılışı
Çikolatanızı benmari usulü eritin.
2 yemek kaşığı tereyağ, süt, vanilya özünü ekleyip karıştırın.
İçine fındıkları ekleyin.
Ayrı bir kapta bisküvileri parçalayın.
Bu sütlü karışıma bisküvileri katın.
Üzerini streçle kaplayıp buzdolabına atın
2 saat sonra servis yapın.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.
Yazlık elbise modelleri 2015 biz kadınları kombinasyon derdinden kurtarıp, tek parçada şıklık sağlıyor.
Elbise modelleri 2015 yılında da kadınların vazgeçilmezi olacaktır.
Yaz aylarında kırmızı, sarı, mavi, yeşilin her tonu elbise tasarımlarını sokaklarda görmek yazımızı renklendiriyor.
Elbise kadına en çok yakışan giysidir, feminenliği, güzelliği, masumluğu çağrıştırır.
Sezonun en moda ve trend tasarımlarını görebileceğiniz yazlık elbise modelleri 2015 resim galerimiz yazlık
elbise almak isteyenlere fikir vermek amacıyla derlenmiştir.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.
Yazlık Elbise Modelleri 2015
yazlık elbise modelleri 2015yazlık elbise modelleri 2015yazlık elbise modelleri 2015yazlık elbise modelleri 2015yazlık elbise modelleri 2015yazlık elbise modelleri 2015yazlık elbise modelleri 2015yazlık elbise modelleri 2015yazlık kırmızı elbisebeyaz elbisesiyah elbisesiyah elbiseuzun elbiseuzun kırmızı elbiseuzun kırmızı elbiseuzun yeşil elbiseuzun beyaz elbise
Yaz aylarının, havada sıcaklıklarındaki artış ve nem oranının artmasından dolayı risk grubunu oluşturan hastalar açısından çok önemli olduğunu hatırlatan Avrasya Hospital Kalp ve İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ali Bayram, özellikle yüzde 60’ın üzerindeki nemlilik oranının hastalarda oluşabilecek riskleri artırdığının altını çizdi.
Türkiye nüfusunun yüzde 11’nin kalp ve damar hastalığı yaşadığına dikkat çeken Prof. Dr. Bayram, hastaların tatile (deniz kenarı veya yayla) çıkmadan önce mutlaka doktor kontrolünden geçmeleri gerektiğini söyledi.
Prof. Dr. Bayram, ‘’Uzun yola çıkmadan önce aracına bakım yaptırmayı ihmal etmeyenler, maalesef çoğu zaman kendilerini ihmal ederek sağlık kontrolü yaptırmamakta , kalp sağlığına gereken önemi ve özeni göstermemektedirler. Yüksek tansiyonu bulunan hastaların yarısında herhangi bir şikayetin olmaması, şeker hastalarında kalp krizinin ağrısız olabileceği, ani ölüme yol açan bazı doğumsal hastalıkların ancak hekim muayenesi ile belirlenebileceği dikkate alındığında, sağlık kontrollerinin ne derece önemli olduğu anlaşılmaktadır’’ dedi. TATİLİN ZEHİR OLMAMASI İÇİN GEREKLİ ÖNLEMLER ALINMALI
Tatilin amacının genel olarak bedenen ve ruhen dinlenmek, sıkıntı ve strese sebep olabilecek şeylerden uzaklaşmak, bedenen ve ruhen tazelendikten sonra işimize geri dönmek olduğunun altını çizen Prof. Dr. Bayram, tatilin bazen sağlık açısından zehir olabildiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Bayram, ‘’ Alınacak olan çok basit önlemlerle önlenebilecek sağlık sorunları konusunda ihmalkâr davranıyoruz. Bazen çok basit önlemleri almamak o tatili bize zehir edebiliyor. Yaz aylarında yüksek sıcaklık ve neme bağlı olarak gelişebilecek kalp ve damar hastalıkları, tansiyondaki ani çıkış ya da düşüşler, beyin felçleri gibi hastalıkların meydana gelmesi bazen bu basit önlemleri almamamızdan kaynaklanabiliyor’’ dedi. SICAKLIK VE NEM BAZI GRUPLAR İÇİN ÇOK DAHA RİSKLİ
Prof. Dr. Bayram, sıcak ve nemli havanın koroner arter hastalığı olanlar, yani kalp krizi geçirenler, balon-stent işlemi yapılanlar, by-pass hastaları, şeker hastaları, yüksek tansiyon hastaları, böbrek yetersizliği olanlar, beyin damarlarında tıkanıklık olanlar, felç geçirenler, kolesterol yüksekliği olanlar, ailesinde kalp hastalığı olanlar, kilo fazlalığı olanlar ve şişmanlar için çok daha riskli olduğunu ifade etti. Sedanter yani durağan bir yaşam sürenlerin, egzersiz ve spor yapmayanların ya da masa başında çalışanların da risk grubu içlerisinde yer aldığını belirten Prof. Dr. Bayram, alkol ve tütün mamullerini tüketenleri de sıcak havanın ciddi zararlar verebileceği kişiler arasında gösterdi. YAZIN OLUMSUZ ETKİLERİNE KARŞI UYARILAR VE ALINABİLECEK ÖNLEMLER
Prof. Dr. Ali Bayram, yaz aylarının olumsuz etkilerini önlemek için alınabilecek başlıca önlemleri şu şekilde sıraladı :
-Tatile çıkmadan önce mutlaka doktora gidin ve ve tüm sağlık kontrollerinden geçin. İlaçlarınızın yaza göre yeniden düzenlenmesi gerekebileceğini unutmayın.
Güneş ışınlarının dik ve etkili olduğu saat 11.00-15.00 arası sokağa çıkmayın, denize girmeyin. Bu saatlerde dışarı çıkmak zorunda kalırsanız süreyi kısa tutunuz. Şehirde yaşayanların sıcaktan daha fazla etkilendiğinizi unutmayın. Sık sık duş alın.
-Aşırı fiziksel etkinliklerden uzak durun, hafif sporları tercih edin. Egzersizleri sabah erken veya akşam saatlerinde yapın. Her gün 4-5 kilometre veya bir saat yürüyüş kalp sağlığı için çok önemlidir.
-Önerilen saatlerde 30-60 dakika yüzmek de iyidir. Ancak müsabaka ( yarışma) tarzında yüzmekten kaçınılmalıdır. Denize aç karnına girilmelidir. Cankurtaran olmayan plajlarda veya havuzlarda denize girilmemelidir.. Tedbirli olun, açıklarda yüzmek yerine kıyılarda yüzmeyi tercih edin, arkadaşsız, yalnız başınıza denize girmeyin. Vücudunuzun sesini dinleyin, en küçük bir şikayetiniz olursa aktiviteye ara verin.
-Güneşte fazla kalmayın, kumda güneş banyosu yapmayın.
-Terleme ile elektrolit kaybı ( özellikle sodyum) artar. Doktorunuzun önerilerini dikkate alarak tansiyonunuz yüksek değilse bolca tuzlu ayran için.
-Alkol ve uyuşturucu kullanımı sıcağın etkisini daha da artırmaktadır. Vücut ıssını artırdığı ve beynin ısı dengesini düzenleyen termoregülasyon merkezinin bozulmasına sebep olduğu için çeşidi fark etmeksizin tüm alkollü içeceklerden , uyuşturuculardan ve yatıştırıcılardan uzak durulmalıdır. Alkol hem terlemeyi hem de idrar miktarını artırdığı için sıvı kaybı şiddetlenir.
-Açık renkli, hafif, rahat, bol, terlemeyi artırmayan kumaştan yapılmış giysiler tercih edilmelidir.
-Hazmı kolay gıdalar tercih edilmeli, ağır ve yağlı yemeklerden kaçınılmalıdır. Az ve sık aralıklarla yemeli, sebze ve meyve ağırlıklı beslenilmelidir. Domates, havuç ve salatalık tercih edilmelidir. Ter ve idrar yoluyla kaybedilen Potasyum’ u karşılamak amacıyla kayısı tercih edilir.
-Yaz aylarında günlük sıvı ihtiyacı 2-3 litreyi bulmaktadır. Doktorunuz tarafından
aksi söylenmedikçe düzenli ve bol su için. Günde en az 8 bardak su içilmelidir. Şeker hastalığı olmayanlar kavun-karpuz gibi bol su içeren gıdaları fazlasıyla tüketebilirler. Çay ve kahveyi fazla içmeyin. Soda ve maden suyu ölçülü tüketilmelidir. Aşırı miktarda soda ve maden suyu tüketilmesi tansiyonu yükseltebilir, kalp yetersizliğine neden olabilir, mevcut yetersizliği artırabilir. Sakıncası yoksa, terlemeyle oluşan sıvı ve mineral (özellikle sodyum) gereksinimini karşılamak amacıyla günde 1-2 şişe maden suyu içilmelidir. SICAK HAVA İLAÇ KULLANIMINI ETKİLER Mİ?
Aşırı sıcak ve nemin metabolizmayı etkilediğinden ilaç etkinliğinin de değişebileceğini söyleyen Prof. Dr. Bayram, ‘’Tansiyon yüksekliği, kalp yetersizliği gibi nedenlerle idrar söktürücü ilaç kullanan hastalar yazın daha dikkatli olmalıdır. Aşırı terleme nedeniyle , idrar söktürücü ilaç ihtiyacı azalır. Bu gibi ilaçları kullananlar yeterli ölçüde sıvı almadıklarında tansiyon düşüklüğü ve böbrek fonksiyonlarında azalma tehlikesine maruz kalırlar. Kalsiyum kanal blokeri kullananlarda ayaklarda, bilek etrafındaki ödeme yani şişkinlikler gelişebilir, mevcut şişkinlik artabilir. Bu durumda tuz alımı daha da kısıtlanmalıdır’’ dedi. YAYLAYA ÇIKANLARIN DA DİKKATLİ OLMASI GEREKİYOR
Prof. Dr. Bayram, ülkemizde yaz tatili tercihi konusunda yaylacılığın da oldukça önemli bir noktada olduğunu vurguladı. Ancak yaylada yaz tatili yapmayı planlayanların da oldukça dikkatli olması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Bayram, ‘’Deniz seviyesinden yükseldikçe havadaki oksijen miktarı azaldığı için
kalp-damar hastaları, yüksek tansiyonlular, felç geçirenler, yaşlılar, akciğer rahatsızlığı olanlar son derece dikkatli olmalıdır. Bu hastalarda nefes darlığı, kalp krizi ve tansiyon yüksekliği görülebilir. Özellikle bu grup hastalar doktor kontrolünden geçmeden yaylaya çıkmamalıdır’’ ifadelerine yer verdi.
Kadınlar kulübü editörleri olarak araştırdık, modern banyo modelleri 2015 en güzel banyolarını sizler için bir araya getirdik, bu banyo tasarımları size ilham olacaktır…
Banyolar bizlerin sık kullanım alanlarıdır, bu nedenler bu yerlerin dekorasyonu mühimdir.
21. yüzyılın insanları olarak ev dekorasyonunda, iç dizaynda, hatta banyo modellerinde çok seçici olduk, haklı olarak yaşadığımız yerlerin en güzelinde yaşamak istiyoruz.
Banyolar stresten arındığımız günlük hayat kaygılarını suda bırakıp rahatladığımız yerlerdir.
Güzel bir duştan sonra kendimizi madden ve mannen temizlenmiş hafiflemiş hissederiz.
Yani banyo yalnızca kişisel temizlik yeri değil, kişilerin huzur bulduğu ortamlardandır.
Bu nedenle banyo dekorasyonu konusunda hassas davranmalı, küvetten banyo da kullanılan renklere kadar doğru seçimlerde bulunmalıdır.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.
Kadınlar kulübü editörleri olarak araştırdık dermatologlar tarafından belirlenen sivilceye neden olan yiyecekler yazımızı siz akne derdinden kurtulmak isteyen kişiler için hazırladık,
bu yiyeceklerden uzak durarak sivilcelere elveda diyebilirsiniz.
Sivilce ile ilgili probleminiz mi var? Denedikleriniz bir işe yaramıyor mu?
O zaman size önerimiz yediklerinizi içtiklerinizi gözden geçirip, size bildireceğimiz sivilceye neden olan yiyeceklerden uzak durmanızdır. Akne sorunu bir insanın başına gelebilecek en talihsiz şeylerdendir.Tükettiğimiz gıdalar ve sivilce arasında doğrudan bir ilişki vardır. Belli yiyecekleri yediğimizde, bunlar sivilceye neden olurlar.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.
Sivilceye Neden Olan Yiyecekler
Sivilceye Neden Olan Yiyecekler
Diyet İçecekler
Diyet içecekler, aspartam içerdiğinden yüzünüzde sivilce olarak size geri dönebilecektir.
Diyet içeceklerin sivilceye neden olmasının nedeni cildin pH seviyesini düşürmesindendir.
Bu tarz suni içeceklerden uzak durup evde taze taze hazırladığımız meyve sularını,
kompostoları içmek en sağlıklısıdır.
Sivilceye Neden Olan Yiyecekler
İşlenmiş Gıdalar
Marketler satılan paketlenmiş gıdalar, hazır meyve suları,
pizza, hamburger vb. gibi gıdalar işlenmiş gıdalar sınıfındandır.
İşlenmiş gıdaların sindirimi zor olduğundan sağlığımıza özellikle cildimize büyük zarar verirler.
Bu gıdalar ayrıca kimyasal madde içerdiklerinden alerji de yapabilirler.
Sivilceye neden olan yiyeceklerin neler olduğunu yani size
neyin dokunup neyin dokunmadığını tecrübe ederek test edebilirsiniz.
Yediklerinize dikkat edin, tüketiğinizde sivilceye neden olan gıdalardan uzak durun.
Sivilceye Neden Olan Yiyecekler
Baharat
Aşırı baharatlı gıda tüketimi sindirim sistemine zarar verebilir.
Bu durum ciltte sindirim sorunlarına dolaylı olarakta sivilceye yol açar.
Baharatların size zarar verdiğini tecrübe ettiyseniz, baharatı mutfağınızdan uzak tutun.
Sivilceye Neden Olan Yiyecekler
Şeker
Yüksek şeker alımı ve yüksek glisemik indeksli bir diyet sivilceye neden olan etkenlerdendir.
Bu beslenme tarzı, sivilceye neden olan hormonları tetikleyip, akne oluşturabilir.
Çikolata ve diğer şekerli gıdalar kan şekerini yükseltip, sivilce çıkarabilir.
Sivilceden kurtulmak için mümkün mertebe şekerden uzak durmalısınız.
Sivilceye Neden Olan Yiyecekler
Yağlar
Trans yağlar ve çok işlenmiş bitkisel yağlar cilt döküntülerinin en büyük sebeplerindendir.
Kanola yağı, mısır yağı, margarin ve diğer bitkisel yağlar, iltihabı teşvik eden yağlardır.
Şayet bu yağlarla yapılmış gıdaları tükettiğinizde sivilceleriniz azıyorsa, size önerimiz zeytinyağı kullanmanız.
Sivilceye Neden Olan Besinler
Şekerleme
Şekerlemeler şeker deposudur ve akne, kırışıklık, sağlıksız bir cildin baş sebepleridir.
Cildin kolajen yapısına ve elastin liflere büyük zarar verirler.
Bu dokular genç ve güzel bir cildin olmazsa olmaz elementleridir.
Şekerleme tarzı gıdaların diğer bir zararı ise cildinizi kurutup,
erken kırışıklıklarla sizi tanıştırmasıdır.
Güzel bir cilt için sağlıklı beslenin.
Sivilceye Neden Olan Besinler
Şeker
Yüksek şeker alımı ve yüksek glisemik indeksli bir diyet sivilceye neden olan etkenlerdendir.
Bu beslenme tarzı, sivilceye neden olan hormonları tetikleyip, akne oluşturabilir.
Çikolata ve diğer şekerli gıdalar kan şekerini yükseltip, sivilce çıkarabilir.
Sivilceden kurtulmak için mümkün mertebe şekerden uzak durmalısınız.
Sivilceye Neden Olan Besinler
Gluten
Gluten, iltihap ve sindirim sistemi rahatsızlıkları gibi sivilceyle ilgili sorunlara neden olmaktadır.
Un, makarna, ekmek gibi tahıl ve tahıl ürünleri gibi gıdalar gluten içerir,
bunları sık tükettiğinizde vücudumuzdaki iltihap oranı artar,
bu durumda yüzünüzde sivilce ile karşı karşıya kalmakla sonuçlanır
Gluten, şekerle benzer etki yaptığından, bu gıdaları çok tüketmekten kaçınmalıdır.
Sivilceye Neden Olan Besinler
Tuz
Tuz cilt dokusunda şişme ve kabarıklığı yol açıp, yüzünüzde kötü bir görüntüye yol açabilir.
Gıdaları tüketmeden önce tuz oranlarına bakıp öyle yiyin.
Et, pirinç, konserve sebze, fasulye gibi gıdaları yemeden, su ile yıkayın,
bu uygulama yiyeceklerin tuz oranlarının azalmasını sağlayacaktır.
“Ne giyeceğim ben” stresi ilk buluşma söz konusuysa daha da önem kazanır.
Okula, işe, gezmeye veya eğlenmeye gidiyor olalım hep bir “ne giysem” sorusu dolaşır. İlk buluşmada ne giyileceği ise hepsinden daha stresli bir konu olabiliyor. Ancak kızlar panik yapmaya gerek yok. İlk buluşma için nasıl hazırlanmanız gerektiği konusunda size yardımcı olacağız.
– Makyajınızda ve saçınızda abartılı olmaktan kaçının. Doğal bir görünüm her zaman avantaj sağlar.
– Kıyafetinizin ilk buluşmanın olacağı mekana uygunluk taşımasına özen gösterin.
– Kıyafetinizde renkleri çok karıştırmayın. Kat kat giyilen ve rengarenk kıyafetler dikkat dağıttığından erkekler tarafından da çok beğenilmemektedir.
– Kendi tarzınızı yansıtan sade kıyafetlerinizi takı ve aksesuarlarla zenginleştirebilirsiniz.Siyah mini bir elbise bu anlamda uygun olabilir. Dekolte miktarının çok olmamasına özen gösterin.
– Elbise tercih etmeyecekler ise güzel bir kot pantolon ve üzerine giyeceği sade ve şık bir gömlek ile fark yaratabilirler.
– Çok yüksek topuklu ayakkabılar giymemeye çalışın. Yüksek topuk sizi daha dişi bir görüntüye ulaştırsa da aşırı yüksek topuklar kendinizi gergin hissetmenize sebep olacaktır. Eğlencenizin bozulmasını istemezsiniz.
– Çantanızı hem aksesuar hem de acil durumlar için kullanın. Yanınıza alacağınız şık bir çantada gerekli olma durumuna karşı makyaj malzemelerinizi ve parfümünüzü bulundurmayı unutmayın.
– Parfüm şişesine girmişçesine parfüm sıkmayın. Kokular karşı taraf ile etkileşimde önemlidir. Ancak yoğun kokular rahatsızlık verici olabilmektedir. Ayrıca elinize sıkacağınız parfüm buluşma anında toklaştığınızda onun eline bulaşacaktır ve gün boyu kokunuzu hatırlamasında etkili olacaktır.
“35 yaşından küçük kadınlarda tüp bebekte canlı doğum oranı yüzde 35’i bulurken, 40 yaş üzerinde yüzde 5-14 gibi daha düşük oranlardadır. Buna bebek sahibi olamamanın stresini eklersek, tüp bebek uygulamasında yaşın ne kadar önemli olduğu görülmektedir”
Tüp bebek uygulamasında başarıyı bir çok faktörün etkilediği ancak bunların başında ”kadının yaşı”nın geldiği bildirildi.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Berker, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bebek sahibi olamamanın günümüzün önemli bir sağlık sorununu teşkil ettiğini belirterek, aile sağlığının, toplum sağlığını oluşturduğu noktasından hareketle bebek isteyen çiftlere bu mutluluğu yaşatmanın aslında en önemli sağlık hizmetleri arasında yer aldığını söyledi.
Bebek sahibi olmak isteyen çiftlere bu konuda en yardımcı yöntemin tüp bebek uygulaması olduğunu vurgulayan, Berker, ”doğal yoldan gebelik oranının en fazla yüzde 15-20’yi bulduğunu, tüp bebek başarısı oranlarının da bunun çok üzerinde olduğunu ifade etti.
Tüp bebekte uygulanan tedavi yöntemlerinin, gelişen teknoloji ve gelişen teknikler sayesinde bebek sahibi olamayan çiftler için umut olarak görüldüğünü anlatan Berker, ”Fakat çiftler bir tüp bebek uygulamasından hemen pozitif bir sonuç beklemektedirler, ki bu doğru bir beklenti değildir. Burada bilinmesi gereken en önemli nokta tüp bebek tedavisinin ‘eve bebek götürülünce’ sonuçlandığıdır” şeklinde konuştu.
Tüp bebek tedavisini sadece bir uygulama ile sınırlandırmanın doğru bir yaklaşım olmadığını ifade eden Berker, tüp bebek uygulama sayısı arttıkça başarı oranının da yükseleceğini kaydetti.
Tüm gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de evlilik yaşının arttığına dikkati çeken Berker, artık çiftlerin daha geç yaşlarda bebek sahibi olmak durumunda kaldığını söyledi.
Yaşla birlikte başarı oranı düşüyor Tüp bebek uygulamasında başarıyı etkileyen ”infertilite sebebi, yumurtalık kapasitesi, sperm sayısı” gibi birçok faktör bulunmakla birlikte, en önemli faktörün kadın yaşı olduğunu belirten Berken, ”tedavi uygulanacak kadının yaşı, tüp bebek tedavisinin başarısı için son derece önemlidir” dedi. Berker, şunları kaydetti: ”1-2 milyon yumurtalık rezervi ile dünyaya gelen bir kız çocuğunun yumurtalık rezervi adet görmeye başladığı yaşlarda 250-300 bine kadar düşmekte menopoz dönemine kadar hızla azalmaktadır. 37 yaşından sonra ise hem yumurtalık rezervindeki kayıp belirginleşmekte hem de yumurtanın kalitesi düşmektedir. Bir kadının hamilelik için en verimli yaşı 25-34 yaş arasıdır. Kadının yaşı ilerledikçe hem yumurta kalitesi hem de yumurta sayısı azalmaktadır, bununla beraber tedavinin başarı oranı ilerleyen yaşa bağlı olarak azalmakta, düşük riski de artmaktadır. 35 yaşından küçük kadınlarda tüp bebekte canlı doğum oranı yüzde 35 gibi yüksek bir değer iken, bu 35-37 yaş grubu için yüzde 28, 38-39 yaş grubu için yüzde 21, ve 40 yaş üzerinde yüzde yüzde 5-14 gibi daha düşük oranlardadır. Bir de bunlara bebek sahibi olamamanın stresini eklersek kadın yaşının ne kadar önemli olduğu görülmektedir.”
Türkiye’de SGK tarafından karşılanan ve çoğul gebelikleri önlemek amacıyla transfer edilecek embriyo sayısının maksimum 2 ile sınırlandırıldığını hatırlatan Berker, ”Bu yaklaşım çoğul gebeliklerin önüne geçmekte etkilidir ancak tüp bebek başarısını da sınırlamaktadır” dedi. Tüp bebek uygulamasına hazırlanmanın hem maddi hem manevi olarak çiftlerin üzerinde bir sıkıntı oluşturduğuna işaret eden Berker, Torba Yasa tasarısı ile Türkiye’de SGK tarafından karşılanan deneme sayısının 2’den 3’e çıkarılmasına dönük çalışmaların bebek özlemiyle dolu çiftler için çok güzel bir müjde ve tarif edilemez bir mutluluk olacağını söyledi.
Yaş sınırı 41’e çıkarılmalı
Ayrıca halen 39 yaşla sınırlı olan tüp bebek desteğinin günümüz koşulları dikkate alınarak daha ileri yaşlara çekilmesinin önemine değinen Berker, yaş sınırının geç yaşlarda yapılan evlilikler de dikkate alınarak, 41’e çıkarılması gerektiğini kaydetti.
Bebek sahibi olmak isteyen ve tedavi sırasında ümitlenen çiftler için tüp bebek uygulamasının başarısızlıkla sonuçlanmasının üzücü bir durum olduğunu belirten Berker, ”Yalnız başarısızlıklarda ümitsiz olmamak gerekir. İlk uygulamada başarısız olmak diğer denemelerde de böyle olacağı anlamına asla gelmez. Burada önemli olan zamanı iyi kullanmaktır. Morali bozup tüp bebek tedavisini ertelemek gebelik şansını azaltır” şeklinde konuştu.
Tüp bebek tedavisinde kullanılan hormonların vücutta birikmediğini ve hastaya hiçbir risk yaratmadığını da dikkati çeken Berker, bunların vücutta zaten doğal olarak bulunan ve çok kısa bir süre kalan hormonlar olduğunu, bu nedenle hastaların birden fazla tüp bebek tedavisi yaptırmasının hiçbir sağlık sorunu yaratmayacağını bilmesi gerektiğini söyledi.
Çocuk Abiyeleri 2015 yılı içinde birbirinden güzel modelleri bize sunuyor. Düğün, nişan doğum günü gibi özel günlerde çocuklarının sevimli ve şirin gözükmesini isteyen annelere tavsiyemiz
kız çocuk abiye elbise modelleri resim galerimizi incelemeleridir.
En şık, muhteşem ve göz alıcı tasarımlardan oluşan bu modelleri çocuklarınız da çok beğenecek.
Çocuk abiye elbisesi almadan önce size önerimiz internet sitelerini, abiye elbise satan mağazaları gezip çocuğunuza en yakışanı bulmanız ve elbise seçerken çocuğunuzun da fikrini almanızdır.
Özel günler için hazırlanmış çocuk abiyeleri 2015 resim galerimiz size fikir vermek için en güzel çocuk abiye elbise modellerinden derlenmiştir, çocuk abiye kıyafet alırken size ilham olabilecek bu resim galerinizi muhakkak gezmelisiniz.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.
Çocuk Abiyeleri 2015
çocuk abiyeleri 2015çocuk abiyeleri 2015çocuk abiyeleri 2015çocuk abiyeleri 2015çocuk abiyeleri 2015çocuk abiyeleri 2015çocuk abiye elbise modelleriçocuk abiye elbise modelleriçocuk abiye elbise modelleripembe elbisekırmızı elbisesarı elbisebeyaz straplez elbisekız çocuk abiyekız çocuk abiyekız çocuk abiyekız çocuk abiye
Fransız mutfağı dünyanın en lezzetli tariflerini sunuyor. Kuşkusuz bu başarıda pastalarının yeri büyük. Bugünkü tarifimiz olan fransız pastası da muhakkak denenmesi gereken bir tarif, yapımı kolay tadı enfes.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.
Evlilik tarihiniz yaklaştı ve mükemmel bir gelinlik arayışı içinde misiniz? o zaman size önerimiz modern gelinlik modelleri 2015 resim galerimizi muhakkak incelemeniz.
Gelinlik seçmek, bir modelde karar kılmak binlerce gelinlik çeşidi arasında kaybolmak zordur fakat yaşanabilecek en tatlı heyecanlardandır. Gelinlik modeli bakan genç kızlar için, düğün günü gibi özel bir günde güzel ve asil gözükmek çok önemlidir.
Bakışların size çevrildiği, odak noktası olduğunuz bir zamanda kim en güzel gözükmek istemez ki. Modern gelinlik modelleri burada devreye giriyor ve size birbirinden şık ve zarif gelinlik modelleri sunuyor
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.