Blog

  • 2014 bahar makyaj trendleri

    2014 bahar makyaj trendleri

    2014 bahar makyaj trendleri…

    bahar_2014_makyaj_trendleri (1)

    bahar_2014_makyaj_trendleri (2)

    bahar_2014_makyaj_trendleri (3)

    bahar_2014_makyaj_trendleri (4)

    bahar_2014_makyaj_trendleri (5)

    bahar_2014_makyaj_trendleri (6)

  • Hamsi fırın tarifi

    Hamsi fırın tarifi

    Hamsi fırın nasıl yapılır ? hamsi fırın malzemeleri nelerdir ? hamsi fırın tarifi…

    Hamsi fırın malzemeleri :
    1/2 kg. hamsi
    2 kuru soğan
    7-8 diş sarımsak
    1/2 bardak zeytinyağı
    1 limonun suyu
    Pul biber
    Tuz-karabiber
    Hamsi fırın yapılışı:
    Hamsilerin kılçıklarını temizleyin.Bol suyla yıkayıp iyice süzün ve biraz tuzlayın.Soğanları halka şeklinde kesin.Sarımsakları soyup bütün bırakın.Fırın kabınızı yağlayın.Halka kestiğiniz soğanları kabın tabanına dizin.Sarımsaklarla soğan halkalarının bıraktığı boşlukları doldurun.Üzerine fileto şeklindeki hamsileri üst üste gelmeyecek şekilde dizin.Tuz,karabiber ve pulbiberle baharatlandırın.1 limon suyunu üzerine gezdirin ve 1/2 çay bardağı zeytinyağını fırça yardımıyla balıklara sürün.Önceden 180 derecede ısıttığınız fırında yaklaşık 30-40 dakika pişirin.Sıcak olarak servis edin.

  • Cildinize doğru bakıyor musunuz?

    Cildinize doğru bakıyor musunuz?

    Cildimizi temizlerken, nemlendirirken bir sürü hata yapıyoruz. Ama bazı hatalarımız var ki, onlar aslında hata kaldırmıyor. Pek çoğumuz bakıma zaman ayırma konusunda sorun yaşadığı için gözünü de yüzünü de aynı ürünle temizlemek ister. İşte bu en sık yapılan yanlışlardan biri.

    Neden çocukların ürünlerini kullanmayı severiz. Sağlıklı olduklarını düşünürüz de ondan…Oysa yetişkinlerin cilt pH’ıyla çocuk ve bebeklerinki çok farklı. Bu nedenle bebek ve çocuk ürünleri yetişkinler için uygun değil. Yetişkin insanda üst tabaka epidermisin pH değeri 5.5. Ancak yenidoğan bebeğin cilt üzeri asit mantosu henüz oluşmadığı için pH değeri nötr.

    Bunlara dikkat!
    Sıkılaştırıcı ya da yaşlanmayı geciktirici anti-aging ürünlerin yoğun gece kremleri, mutlaka belli bir yaştan sonra kullanılmalı.

    Bazı ciltler yaz ve kış döngülerinde farklı ürünler kullanma ihtiyacı duyar. Örneğin karma bir cilt kışın kuruyabilirken yaza doğru yağlanma eğilimine geçer. Cildin neme ihtiyacı vardır, özellikle kuru ciltlerin kış aylarında bu nemi tutabilmesi zor olur.

    Kuru ciltlerin sert temizleyicilerden ve antibakteriyel sabunlardan kurtulması gerekir. Kuruma, pullanma ve kepeklenmeye neden olacağı için uzak durun. Alkollü tonik cildinizi kurutacağından tercih etmeyin. Yazın hafif yağlı, kışın ve sonbaharda yoğun yağ içerikli nemlendirici kullanın. Nemlendiricinin üzerine yaz ve kış güneş koruyucu sürün.

  • Kalıcı mutluluk için…

    Kalıcı mutluluk için…

    Hepimiz gerçek mutluluğun formülünü arıyoruz.
    Bize hep şu mesajı veriyorlar:
    “Mutluluk anlık zevklere bağlıdır.”
    “Mutluluk dışarıdan gelen bazı faktörlere bağlıdır.”
    Tüketimin arttırılmasına yönelik günümüz toplumunda, sanki mutluluk aşağıda “YAPMAYIN” başlığı altında sıraladıklarımıza bağlıymış gibi gösteriliyor bize.
    Biz de bu tuzağa düşmeyelim diye KALICI MUTLULUK için yapılmayacaklarla başlayacağız, sonra yapılacaklarla bitireceğiz:

    YAPMAYIN
    1.Mutluluğu dışarıdan gelecek ödüllere (ev, araba, terfi, alışveriş) bağlamayın.
    2.Mutlu olmayı gelecekte bir zamana ertelemeyin (emekli olunca mutlu olacağım vb).
    3.Başkasının Sizi mutlu edeceği beklentisinde olmayın (hayatımın erkeği ya da kadını gelecek, o zaman mutlu olacağım vb).
    4.Mutluluğu anlık zevklere bağlamayın.
    5.Duyguların alışkanlık haline gelmesine ve buna takılıp kalmaya izin vermeyin.
    6.Geçmişte takılıp kalmayın ya da gelecek korkusuyla yaşamayın.
    7.İçinizden gelen gerilim ya da çelişki sinyallerini göz ardı etmeyin.
    8.Kendinizi yeni tecrübelere kapamayın.

    YAPIN
    1.Kendinizden verin. Başkalarını kollayın, ilgilenin.
    2.Sevdiğiniz bir işte çalışın.
    3.Kendinize ulaşması uzun yıllar alacak, anlamlı hedefler koyun.
    4.Zihninizi dışarıdan gelecek görüş ya da bilgiye açık tutun.
    5.Geçmişten ders alın ve arkada bırakın. Bugün için yaşayın.
    6.Gelecekle ilgili planlarınızda endişe ya da korkuya yer vermeyin.
    7.Yakın ve sıcak sosyal ilişkiler kurun.

  • Göbek yağlarından kurtulma önerileri

    Göbek yağlarından kurtulma önerileri

    Haftalar boyunca diyet ve egzersiz yapmanıza rağmen hala skinny jeanlerinizin düğmesini ilikleyemiyor musunuz? Bikini Diyetini ortaya çıkaran uzmanlar zayıflamanıza engel olan nedenleri ve göbeğinizdeki yağlardan kurtulmak için neler yapabileceğinizi açıklıyor!  Bikini diyeti için tıklayın !

    İşte bu inatçı yağlardan kurtulamamanın olası sebepleri…

    Yanlış egzersizler

    Birçok kişi zayıflamak için uzun koşular gibi kardiyo egzersizlerine yöneliyor. Bu yaklaşımdaki problem, düzenli olarak yapılan 45 dakikalık koşular başlangıçta birkaç kilo vermenize yardımcı olsa da çok geçmeden metabolizmanız bu tempoya alışır ve kalori yakmayı durdurur.

    Peki göbeğinizden kurtulmak için daha etkili bir yöntem var mı? Ağırlık egzersizleri! Ağırlık kaldırmak kaslarınızda mikro yırtıklara neden olur ve kaslarınız kendini toparlarken iki katı enerji harcar. Kaslarınızın kendini yenilemesi egzersiz yaptığınız günden iki gün sonraya kadar devam edebilir.

    Magnezyum eksikliği

    Kalp ritmini dengede tutmak ve kan şekeri seviyesini dengelemek gibi 300 kimyasal reaksiyon için vücudumuzun magnezyuma ihtiyacı var. Sağlığa olan faydalarına ek olarak, bu besin maddesi kilo vermeye ve vücudumuzu şekle sokmamıza da yardımcı olur.

    Düz bir karın için, magnezyum yönünden zengin besinler tüketin. Örneğin yaşil yapraklı sebzeler, fasülye ve fındık magnezyum açısından zengin besinler. Beslenme şeklinizi değiştirmek istemiyorsanız doktorunuza başvurarak günlük magnezyum takviyesi alabilirsiniz. 30 yaşındaki kadınlar için önerilen günlük magnezyum takviyesi miktari 310mg iken, 30 yaş ve üzeri kadınlar için 320mg.

    Araştırmacılar kilo kaybında en etkili yöntemin yoğun interval egzersizler yani “HIIT” olduğunu açıkladı.

    İngitere’de yapılan bir araştırmada ise, sprint denen kısa ve hızlı koşuların yapıldığı egzersizlerin araştırmaya katılan kişilerde yalnızca iki haftalık egzersiz programıyla göbek ve kalçalarındaki yağlardan kurtulmaya başladıkları saptanmış.

    Düz bir karın için, yüzme, bisiklet ve koşu gibi istediğiniz birçok kardiyo egzersiz biçimiyle yoğun egzersiz programı HIIT hazırlayabilirsiniz.

    Gazlı içecekler

    Şekerli ve gazlı içecekler kesinlikle diyet felaketleri. Gazlı içeceklerin kalorisiz olanları bile göbeğinizin en büyük düşmanı.

    Obezite dergisinde 2012 yılında yayınlanan bir çalışmada normal gazlı içeceklerin karın bölgesinde yağlanmaya neden olduğu ortaya çıkıyor. Diğer yandan “light” ve şekersiz gazlı içecekler hiç de masum değil!

    Diyet gazlı içecekler hem karın bölgenizde yağlanmaya hem de vücudunuzun tüm bölgelerinde yağlanmaya sebep oluyor. Bunun nedeni light içeceklerin içinde yapay tatlandırıcıların bulunması ve vücudunuzun gerçek şeker ve enerji beklerken hiçbir şey alamıyor. Bu durumda ise vücudunuz açlık sinyalleri vererek daha çok yemek yemenize neden olabiliyor.

    Düz bir karın için, gazlı içecekler yerine doğal meyve sularını tercih edin. Mümkün olduğunca şekerli içeceklerden uzak durun.

    Uyku Düzeni

    Yapılan araştırmalara göre birçok kadın kendisi için yeterli düzeyde uyku uyuyamadığından şikayetçi. Uyku düzensizliği göbek bölgenizde hoş olmayan sonuçlara neden olabiliyor.

    Düzensiz ve az uyku, iştah düzenleyen ghrelin adlı hormonun seviyesini düşürüyor ve kadınlar geceleri tükettikleri yağlı yiyecekler nedeniyle kilo alıyor. Düz bir karın için; en az günde 7 saat uyku uyumanız şart!

    Kaliteli uyku için, yatak odanızdan elektronik cihazları çıkarın, odanızı havalandırıp serinletin ve öğle yemeğinden sonra kafeinden uzak durun

    Aşırı tuz tüketimi

    Tuzlu bir yemek yedikten sonra başınızın döndğünü hissediyorsanız, bunun nedeni beyininizdeki birşey değil.

    Önerilen tuz miktarı günlük 2,300mg iken, insanların %90’ı hergün bu sınırı aşıyor. Düz bir karın için; yemeklerinize tuz eklemekten vazgeçin. Bunun yerine yemeğinizi baharatlarla tatlandırmayı deneyebilirsiniz.

    Alkol tüketimi

    Yapılan birçok araştırmada alkol tüketiminin iştahı ve yemek yemeyi arttırdığı ortaya çıkıyor.

    Özellikle belli alkol çeşitleri göbek bölgesindeki yağlanmayla ilişkilendiriliyor. Danimarka’da 2013 yılında yapılan bir araştırma sonucunda bira tüketiminin göbek bölgesinde yağlanmaya neden olduğu ortaya çıkmış.

    Düz bir karın için; şekerli alkollü kokteyllerden uzak durun.

  • Spor severler için duvar kağıtları

    Spor severler için duvar kağıtları

    Spor severler için duvar kağıtları örnekleri galerimizde sizlerle…

    Spor severler için duvar kağıtları

    basketbol duvar kağıtları
    basketbol duvar kağıtları
    bezbol duvar kağıtları
    bezbol duvar kağıtları
    Spor severler için duvar kağıtları
    Spor severler için duvar kağıtları

    spor_severler_duvar_kagitlar_dekorasyon (4) spor_severler_duvar_kagitlar_dekorasyon (5) spor_severler_duvar_kagitlar_dekorasyon (6) spor_severler_duvar_kagitlar_dekorasyon (7) spor_severler_duvar_kagitlar_dekorasyon (8) spor_severler_duvar_kagitlar_dekorasyon (9) spor_severler_duvar_kagitlar_dekorasyon (10) spor_severler_duvar_kagitlar_dekorasyon (11) spor_severler_duvar_kagitlar_dekorasyon (12) spor_severler_duvar_kagitlar_dekorasyon (13) spor_severler_duvar_kagitlar_dekorasyon (14) spor_severler_duvar_kagitlar_dekorasyon (15) spor_severler_duvar_kagitlar_dekorasyon (16) spor_severler_duvar_kagitlar_dekorasyon (17) spor_severler_duvar_kagitlar_dekorasyon (18) spor_severler_duvar_kagitlar_dekorasyon (19) spor_severler_duvar_kagitlar_dekorasyon (20) spor_severler_duvar_kagitlar_dekorasyon (21) spor_severler_duvar_kagitlar_dekorasyon (22) spor_severler_duvar_kagitlar_dekorasyon (23) spor_severler_duvar_kagitlar_dekorasyon (24) spor_severler_duvar_kagitlar_dekorasyon (25) spor_severler_duvar_kagitlar_dekorasyon (26) spor_severler_duvar_kagitlar_dekorasyon (27) spor_severler_duvar_kagitlar_dekorasyon (28) spor_severler_duvar_kagitlar_dekorasyon (29)

  • Sakızlı hünkar muhallebi tarifi

    Sakızlı hünkar muhallebi tarifi

    Sakızlı hünkar muhallebisi nasıl yapılır ? Sakızlı hünkar muhallebisi yediniz mi? Yemediyseniz yapmak ister misiniz?

    4-5 kişilik
    5 dakika
    Tencerede orta ateşte 10 dakika

    Malzemeler

    Şeker (1.5 su bardağı, 250 gramam),
    Süt (5 su bardağı),
    Mısır nişastası (1.5 su bardağı, 150 gramam)
    Su (1 su bardağı),
    Çam sakızı (3 adet),
    File fıstık (1 su bardağı)

    Püf Noktası

    Servis sırasında dilerseniz tatlının üzerine taze çilek de koyabilirsiniz. Aynı şekilde içinde fıstık yerine hindistan cevizi de kullanabilirsiniz.

    Adım Adım Pişirme
    1. Orta ateşteki tencereye 5 su bardağı süt koyun ve üzerine 1.5 su bardağı şekeri ekleyin.

    2. 3 adet çam sakızını ince ince kıyın. Sütün içine çam sakızını ekleyip karıştırarak kaynamaya bırakın. Bu sırada 1. 5 su bardağı mısır nişastasını başka bir kapta, 1 bardak soğuk soğuk su ile iyice çırparak karıştırın. Nişastanın topaklanmamasına özen gösterin.

    3. Süt kaynamaya başlayınca içine file fıstıkları ilave edin.

    Hazırladığınız nişastayı yavaş yavaş tenceredeki sütün üzerine dökün. Bu sırada sütü bir kaşık ya da çırpıcı ile sürekli karıştırmayı ihmal etmeyin. Tüm karışımın orta ateşte 1-2 dakika kaynamasını sağlayın ve sonra ocağı kapatın.

    4. Hazırladığınız tatlıyı bir kaba dökerek soğumaya bırakın.

    Tatlı soğuduktan sonra dilediğiniz gibi şekil vererek kesin. Kesip dilimlediğiniz tatlıyı servis kaplarına alarak üzerine vişne sosu ve file fıstık ile süsleyerek soğuk servis yapın.

  • Dönüşüm diyeti

    Dönüşüm diyeti

    Bahar geldi, diyete başlamanın tam zamanı. Bu sefer farklı bir adım atmaya ne dersiniz? İşe günlük tutup yediklerinizi gözden geçirmekle başlayın, ardından besinleri tanıyıp öğünlerinizi dönüştürmeniz gerekiyor. İşte ipuçları…

    Sağlıklı beslenmek için önce bilinçlenmek gerektiğini artık hepimiz biliyoruz. Uzman Diyetisyen Simge Çıtak, besin gruplarını tanıyıp kendi yemek programını ayarlayan kişilerin ideal kilolarını rahatça koruyabileceğini söylüyor. Simge Çıtak savunduğu “Dönüşüm Diyeti”ni anlattı.

    Dönüşüm diyeti ne anlama geliyor?

    Vermeye çalıştığım ana mesaj şu şekilde: Duygularını bastırma, canının istediğini ye, sadece dönüştür. “Dönüştür”den kastettiğim; yediğiniz besinlerin ne anlama geldiğini anlamanız, besin gruplarını tanımanız, neyi ne kadar yemeniz gerektiğini öğrenmeniz ve öğrendiğiniz tüm bu bilgileri kullanarak kendi beslenme programınızı yapabilmeniz. Bir örnek verirsek; kişi bir İskender kebabının 2 kaşık yağ, 3 porsiyon et, 2 dilim ekmek hakkına eşit olduğunu bilmeli veya 1 kase hazır çorbanın 1 dilim ekmek demek olduğunun da farkında olmalı. Günün ortasına geldiğinde yediklerini hesaplayarak gün bitene kadar yemesi gerekenlerin planını yapabilmeli.

    Bu diyeti kimler, nasıl uygulayabilir? Diyeti sürdürülebilir kılmak için neler yapılabilir?

    Eğer beslenme alışkanlıklarınızı değiştirmez ve beslenmeyi öğrenmezseniz hayatınız boyunca vicdan azabıyla yemek yersiniz. Beslenmeyi öğrenmek için vakit ayırmanın zamanı geldi… Kendi beslenme programınızı yaratmayı öğrenin, bunu başardığınızda vicdan azabınız kalmayacak ve sağlığınız açısından gerçek anlamda kalıcı bir fayda elde edeceksiniz.

    Hangi besinleri tüketmeliyiz?

    Önemli olan ne yediğiniz ile birlikte ne kadar yediğiniz; hiçbir besin kilo aldırıcı ya da verdirici değildir. Düzenli ve sağlıklı bir beslenme ile keyif aldığınız yiyeceklerle ömür boyu istenen kiloda mutlu bir şekilde yaşayabilirsiniz. Ben insanlara yasak koymayı sevmiyorum, hayat ne kadar sınırlandırılırsa yapılmaması gereken şeyler hep cezbedici oluyor. Kişinin kendisini tanıyıp sevdiği besinleri nasıl yiyeceğini öğrenmesidir asıl olan. Böreği seviyorsa böreği nasıl yiyeceğini öğrenebilir, örneğin öncesinde bir çorba içilebilir. Yemek ya da yememek bir ceza veya ödül değildir, dolayısıyla beslenme psikolojimizde böyle bir duyguya yer vermememiz gerekiyor. Sorun kişiye ait, çözüm ise kişinin kendidir. Unutulmaması gereken, sağlıklı kilo verebilmek için besin çeşitliliği şart. Bu besinleri tüketirken mutlaka zevk almalısınız. Nasıl zevk alacağınızı bulacak olan da sizsiniz, hayal gücünüzü kullanın. Sağlıklı beslenmenin temel koşulu besin çeşitliliğidir. Beş ana besin grubu bulunuyor (süt, et, ekmek, sebze/meyve ve yağ grubu). Bu beş gruptan da yemelisiniz.

    Dönüşümün püf noktaları neler?

    * Kendinize inanmak olmazsa olmaz şart!

    Öncelikle bedeninize karşı dürüst olun. Kimsenin elinde sihirli bir değnek yok, kendi sihrinizi kendiniz yaratacaksınız.

    * Dört aşamalı sürece uyun

    Kendinizle yüzleşin, beslenmeyi öğrenin, kendi beslenme programınızı yaratın ve bilinçli yiyin!

    * Kendinizle yüzleşin!

    Bir beslenme günlüğü oluşturun. Böylece yediklerinizin farkına varacaksınız ama sakın kendinize kızmayın, ruhunuza ve bedeninize iyi davranın.

    * Beslenmeyi öğrenin!

    Temel beslenme bilgisi edinin, yemekten keyif alın ancak sağlıklı ve dengeli beslenin. Yemekten tat ve keyif almak da insanı insan yapan özelliklerin baflında geliyor. Ancak sağlıklı bir yaşam için yeterli ve dengeli beslenmek önemli koşul. Dengeli beslenmeye inanıp tüm besin türlerine beslenmemizde yer vermek gerekiyor, buna yağlar ve karbonhidratlar da dahil. Ancak hiçbirinin tüketiminde aşırıya kaçmayın.

    * Kendi beslenme programınızı yaratın!

    Listelerle yaflamak zordur. Beslenme programınızı iş ve sosyal hayatınızın içine uygun şekilde yerleştirmelisiniz. Bir süredir tuttuğunuz günlüğünüz size yeme alışkanlığınızı gösterecektir. Sabah kahvaltısını mı, öğle yemeğini mi daha fazla seviyorsunuz, öğlen az yiyip akşam mı daha fazla yiyorsunuz; alışkanlıklarınız bu deftere aldığınız notların yardımıyla ortaya çıkacaktır. Daha sonra da kendi programınızı oluşturmaya çalışın.

    * Bilinçli yiyin!

    Neyi ne kadar yemeniz gerektiği konusunda kendinizi bilinçlendirin.

    İşinizi kolaylaştıracak ipuçları

    1. Kaloriyi ve porsiyonları azaltın.

    2. Her gün mevsiminde bol sebze ve meyve tüketin. Bir dilim ekmek yerine bir kase çorba içerseniz arkasından daha az yiyerek doyarsınız.

    3. Sarımsak ve soğan tüketiminizi artırın. Bu sebzelerin yapısında bulunan kükürtlü bileşikler kötü kokmasına rağmen kansere karşı koruyucu ve bağışıklık sistemini güçlendirici etkilere sahip. Hastalıklara karşı harika savaşçılardır.

    4. Haftada iki-üç kez balık tüketin. İçeriğindeki Omega 3 yağ asitleri ve deniz ürünlerinde bulunan selenyum minerali yapılan pek çok araştırmada kalp damar sağlığına dost ve bağışıklık sistemini güçlendiren maddeler olarak bulundu.

    5. Günde en az iki kez süt ve süt ürünleri tüketin. Süt ve süt ürünlerinde bulunan kalsiyum, fosfor ve D vitamini kemik sağlığımız için son derece önemli.

    6. Vücudunuza su verin. Metabolik faaliyetlerimizin düzenli ve sağlıklı olabilmesi için su tüketimine dikkat edin. Ortalama günde iki litre su için.

    7. Hareketi artırın. Unutmayın, sebzeler, meyveler, tam tahıllar, kuru baklagiller, yağlı tohumlar sindirim sistemini çalıştıracak olumlu etkiye sahip.

  • Göz kuruluğunun nedenleri ve önleme yolları

    Göz kuruluğunun nedenleri ve önleme yolları

    Acıbadem Bakırköy Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. İffet Emel Çolakoğlu, toplumda “göz kuruluğu”, tıptaki adıyla “kuru göz” hastalığının oluşmaması için tavsiyelerde bulundu.

    Acıbadem Hastanesi açıklamasına göre, kuru göz hastalığının oluşmaması için üç koşul gerektiğini belirterten Çolakoğlu, bunları gözyaşı miktarının ve kalitesinin iyi olması, kornea yüzeyinin düzgünlüğü ve gözkapaklarının fonksiyonlarını iyi yapabilmesi olarak sıraladı.

    Kuru göz sorununu oluşturan 4 nedenin altını çizen Dr. Çolakoğlu, göz kırpma refleksinin azalması, kapak ve kirpiklere ilişkin sorunlar ile gözyaşındaki azalma nedeniyle göz sağlığının bozulmasını bu sebepler arasında gösterdi.

    GÖZ KIRPMA 9’DA 1’E İNİYOR

    Normalde bir kişi dakikada 12-15 kez göz kırparken, gözyaşı film tabakasının homojenliğini bozmadan 15-45 saniye kornea yüzeyinde kalabildiğine dikkati çeken Çolakoğlu, “Çok dikkatli bir noktaya odaklanmak, kitap okumak, bilgisayar başında uzun süreler geçirmek göz kırpma sayısını azaltabiliyor. Normalde saatte 900 defa göz kırparken, bu sayı 100’e inebiliyor. Klima ve sigara dumanı gibi faktörler de gözyaşı kırılma zamanını azaltıyor. Ayrıca A vitamini eksikliklerinde de kuru göz ortaya çıkabiliyor” ifadelerini kullandı.

    HASTALIK BELİRTİLERİ

    Çolakoğlu, kuru göz hastalığının başlıca belirtileri arasında kızarıklık, acıma, yanma ve batma, bulanık görme, yapışma, takılma hissi, aşırı sulanma geldiğini belirterek, göz kuruluğunun körlüğe kadar gidebilecek bir sorun olduğuna dikkati çekti.

    Gözyaşının fonksiyonları ortadan kalkınca, gözlerin enfeksiyona yatkın hale geldiğini aktaran Çolakoğlu, “Oksijen sağlıklı bir şekilde taşınamıyor. Kornea damarsız bir yapı olduğundan oksijenle besleniyor, bu beslenme bozulunca korneada damarlanmalar, çatlaklar meydana geliyor. Bunlar enfeksiyon için bir odak oluşturuyor. Gerçekten kalıcı görme kaybına neden olacak yapısal değişiklikler oluşabiliyor. Bu nedenle gözyaşını mümkün olduğu kadar korumak ve gözü ıslak tutmak önem taşıyor” açıklamasını yaptı.

    Çolakoğlu, kuru göz hastalığının başlıca nedenlerini şöyle sıraladı:

    “Göz kırpma refleksinin azalması durumunda bazı hastalıkların varlığı nedeniyle kırpma mekanizmasını düzenleyen sinirlerde sorunlar olabiliyor ve keratit oluşuyor. Kapak sorunlarında ise yüz felcinin gelişmesiyle kapak fonksiyonunda zayıflık ortaya çıkabiliyor. Tiroid veya tümör gibi nedenlerle gözün dışa fırlak olması, yaşlılıkta ya da travma sonrasında kapağın dışa doğru dönmesi gözyaşı taşınmasını bozan faktörleri meydana getiriyor.

    MENOPOZDA DA GÖZYAŞI AZALABİLİR

    Kirpik sorunları varsa, yağ bezlerinin enfeksiyonu, trahom gibi göz hastalıkları, özel konjoktivit tipleri, bazı ilaç reaksiyonları ve cilt hastalıkları göz yapısındaki dengeleri bozabiliyor. Gözyaşında azalma durumunda gözyaşı bezlerinde sorun oluyor. Bu sorunlar gözyaşı bezinin yokluğu veya küçüklüğü olabildiği gibi enflamasyon, tümör, radyasyon, yanık ve travma gibi nedenlerle gözyaşı bezinin zarar görmesi ile de ortaya çıkabiliyor. Vücutta salgı yapan diğer bezlerde de eş zamanlı bozuklukların araştırılması gerekiyor. Menopoz ve hamilelikte hormonal etkilerle gözyaşı miktarı azabiliyor.”

    Kuru göz hastalığının tedavisinin mümkün olduğuna ve tedavide birçok yöntem kullanıldığına dikkati çeken Çolakoğlu, şunları kaydetti:

    “Çeşitli ilaçlar yardımıyla gözyaşı üretiminin artırılması hedefleniyor. Gözyaşının kaçmasını engellemeye çalışılıyor. Gözyaşı normalde gözyaşı bezinden üretiliyor, kapak fonksiyonlarıyla taşınıp gözyaşı kesesine geliyor. Gözyaşı kesesinde bir kanal sistemi var, bu kanallar burnun alt kısmına açılıyor. Gözyaşını göllendirilirse kuruluk azaltabiliyor. Kanallara geçişi sağlayan minik delikler var, bunlar tıkanıyor. Laser uygulaması veya silikon tıkaçlar konuluyor. Bu tıkaçlar altı aydan bir yıla kadar orada kalabiliyor.

    Düşük su içerikli lensler ve/veya gözlük uygulamaları ile gözyaşının buharlaşmasını azaltmaya çalışılıyor. Gözyaşını yerine konulabiliyor. Bunlar damla ve jel şeklinde olabileceği gibi, pomat şeklinde de olabiliyor. Eğerr kişinin vücudunda A ve B12 vitamini eksikliği varsa vitamin desteği yapılıyor. PH oranının belli seviyede tutulması gerekiyor. Kapak dışa dönmüşse ve kapak felci varsa kapak cerrahisi yapılabiliyor. Kişinin çevresel faktörleri dengeleyerek daha sağlıklı bir ortam yaratması gerekiyor. Sigarasız ortam, klima kullanmamak, bilgisayarda daha az zaman geçirmek ve evin nem dengesini ayarlamak önemli. PH oranının belli seviyede tutulması gerekiyor. Kapak dışa dönmüşse ve kapak felci varsa kapak cerrahisi yapılabiliyor. Kişinin çevresel faktörleri dengeleyerek daha sağlıklı bir ortam yaratması gerekiyor. Sigarasız ortam, klima kullanmamak, bilgisayarda daha az zaman geçirmek ve evin nem dengesini ayarlamak önemli.”

  • İlkbahar / Yaz 2014 Moda Trendleri

    İlkbahar / Yaz 2014 Moda Trendleri

    İlkbahar / Yaz 2014 Moda Trendleri’de asimetrik desenler ve  3D elbiseler öne çıkıyor. Renkler için İlkbahar / Yaz 2014 Moda Trendleri için tıklayın! ilkbahar / yaz 2014 moda trendleri , ünlü moda evleri ve tasarımcılar tarafından sizlere sunuyoruz…

    İlkbahar / Yaz 2014 Moda Trendleri

    İlkbahar / Yaz 2014 Moda Trendleri
    İlkbahar / Yaz 2014 Moda Trendleri
    İlkbahar / Yaz 2014 Moda Trendleri
    İlkbahar / Yaz 2014 Moda Trendleri
    İlkbahar / Yaz 2014 Moda Trendleri
    İlkbahar / Yaz 2014 Moda Trendleri
    İlkbahar / Yaz 2014 Moda Trendleri
    İlkbahar / Yaz 2014 Moda Trendleri
    İlkbahar 2014 Moda Trendleri
    İlkbahar 2014 Moda Trendleri
    İlkbahar 2014 Moda Trendleri
    İlkbahar 2014 Moda Trendleri
    Yaz 2014 Moda Trendleri
    Yaz 2014 Moda Trendleri
    Yaz 2014 Moda Trendleri
    Yaz 2014 Moda Trendleri
    2014 moda trendleri
    2014 moda trendleri
    2014 moda trendleri
    2014 moda trendleri
    2014 moda trendleri
    2014 moda trendleri
    2014 moda trendleri
    2014 moda trendleri
    2014 moda trendleri
    2014 moda trendleri
    2014 elbise moda trendleri
    2014 elbise moda trendleri
    2014 kıyafet moda trendleri
    2014 kıyafet moda trendleri
    2014 kıyafet moda trendleri
    2014 kıyafet moda trendleri
    2014 elbise trendleri
    2014 elbise trendleri