Blog

  • Evlilik mi,Kariyer mi?

    Evlilik mi,Kariyer mi?

    Bu iki kelime arasında kararsız mı kalıyorsunuz? Bunların ikisi de önemli mi diyorsunuz? Gelgitler mi yaşıyorsunuz; bunun için mutlaka iyi düşünmelisiniz…

    Kariyer hayatınızın bir dönüm noktasıdır; çocukluk, eğitim, tecrübeler derken hayat akıp gitmeye ve yoğunlukları da beraberinde getirmeye devam eder. Hayatınızdaki tüm dönüm noktaları sizi gelecekte yapacaklarınızla karşılaştırır; eğer kariyer sahibi olmak istiyorsanız işkolik olmaktan geçtiğine inanırsınız, aslında kariyer sahibi olmakla işkolik olmanın hiç de alakası olmadığını belirtmek isterim. Aslında her yaptığınız şeyi kararında yaparsanız hayatın tüm mutluluk veren nimetlerinden yararlanabilirsiniz.

    Bunun için yapmanız gereken her şeyi kararında uygulamak; örneğin; iş için ayırdığınız zamanı iş için ayırın, eve iş getirmeyin eve geldiğinizde artık işten bahsetmeyin, sizi mutlu eden şeylerle meşgul olun. Evlilik kararı kolay verilecek bir karar asla değildir. Bunun için iyi düşünün karşınızdaki kişinin size ne kadar değer verdiğini, onun hayatında nerede olduğunuzu iyi bilin.

    Uzun süreli ilişkiler evlilik için en doğru adımı oluşturur. Bunu göz önünde bulundurarak ilişkiye başlayın. Sürekli kendinizi ön plana atmayın unutmayın ki karşıdaki kişinin de kendine ait bir hayatı var. Bunun için ikisi arasında seçim yapmaktan vazgeçin siz sadece hayatınızdaki şeyleri sıraya koyun ve planlı yaşayın, eğer bunu uygularsanız asla pişman olacak şeyler yaşamazsınız.

  • Seksin duyuları

    Seksin duyuları

    Size, seks yaparken beş duyuyu uyarabileceğiniz yöntemler öneriyoruz. Her biri seks hayatınıza değişik bir renk katıp mutluluk katsayınızı artıracak.

    DUYGUSAL

    Sıcak ve samimi bir ortam yaratmak aranızdaki arzunun yavaş yavaş alevlenmesine yardımcı olacak.

    Tatma: Çikolatanın pürüzsüz ve zengin tadı mükemmeldir. Fırından yeni çıkmış sıcacık çikolata parçalı kurabiyenizi ya da sıcak çikolata soslu dondurmanızı sevgilinizle paylaşın. Kakaonun içinde bulunan feniletilamin maddesi ruh halimizin delice aşıkmışız gibi değişmesine neden oluyor.

    Görme: Göz teması kurun. Yapılan araştırmalara göre güvendiğiniz kişinin gözlerinin içine bakmanız birbirinize bağlanmanızı sağlıyor. Birçok erkek genel olarak göz teması kurmaktan kaçındığı için bunu yaparsanız “Sana teslim oluyorum” mesajı vermiş olursunuz.

    Koku alma: Çam, sedir veya sandal ağacı aromalı mumlar yakın. Ağaçsı kokular almak şöminenin önünde birlikte geçireceğiniz samimi geceleri çağrıştırır. Ayrıca sandal ağacı eski çağlardan beri afrodizyak olarak kabul edilir ve kokusunun duyusal hislerin gelişmesine yardımcı olduğuna inanılır.

    Duyma: Her ikinizi de en çok baştan çıkartan şarkıların bir listesini yapın. Sevdiğiniz müzikleri dinlemek ikinizin de rahatlayıp yaşanan ana konsantre olmasına yardımcı olur.

    Dokunma: İsveç’te yapılan bir araştırmaya göre, seks sırasındaki yumuşak dokunuşlar beyindeki, duygulan harekete geçiren insula adlı bölümün uyarılmasını sağlıyor. Buna bağlı olarak mutluluk hormonu olarak bilinen dopamin salgılanıyor. Baş başa kaldığınızda birbirinizi yumuşak dokunuşlarla okşamanız rahatlayıp yakınlaşmanızı sağlayacak.

    ŞEHVETLİ

    Bir ada tatilinde yaşayabileceğiniz heyecan verici bir sevişmeden daha güzel ne olabilir? Bu ipuçlarını takıp edin ve ada hayallerinizi gerçekleştirin.

    Tatma: Mango ve ananas gibi tropikal meyveleri tercih edin. Yapılan araştırmalar tatlıların beynin ödül bölümünü uyardığını gösteriyor.

    Görme: Egzotik bir hava vermek için odanızı gösterişli çiçeklerle ya da saksılarla donatın. Araştırmalara göre çiçekler ve bitkilerin stres seviyelerini düşürdüğü gözlemleniyor.

    Koku alma: Birbirinize hindistancevizi özlü vücut kremi sürün. Yapılan bir araştırmaya göre kokular çok yoğun duygusal anıları uyandırabiliyor. Yaz mevsimiyle ilgili bağlantı kurduğunuz bir kokuyu içinize çekmek o dönemdeki seks hayatınızı ve dertsiz ruh halinizi size hatırlatır.

    Duyma: Tatilde yaptığınız seks çok ateşli olabilir çünkü daha sonra yapılacak iŞleriniz veya katılacağınız bir toplantı yoktur. Aynı zamanda yeni bir ortamda olmak da heyecanı artıran unsurlardandır. Aynı etkiyi yakalamak için, CD çalarınıza bir yağmur ormanı CD’si takın. Yağmur, rüzgar ve şelalelerin sesleri gerçek dünyanın seslerini örtecektir.

    Dokunma: Birlikte duşa girin. Sıcak suyun genital bölgelerinize gelmesi için duşun açısını ayarlayın. Aynı zamanda birbirinizi okşayın.

    ATEŞLİ

    Bu ipuçları yatakta heyecanlı saatler yaşamanızı sağlayacak.

    Tatma: Patates kızartması ve acılı sos gibi baharatlı mezeler hazırlayın. Kırmızı biberlerin içinde bulunan kapsaisin, kan dolaşımını artırıyor. Buna bağlı olarak tahrik edici duygular da gelişiyor. Sonra ağzınıza birer nane yaprağı atıp birbirinizi öpmeyi deneyebilirsiniz.

    Görme: Kırmızı iç çamaşırları giyin. Çeşitli araştırmalara göre ateşli renkler giymek ve görmek arzu duygularını uyandırıyor. Dolayısıyla ikiniz de aynı anda, aynı heyecanı hissedebilirsiniz. Kelime çağrışım çalışmalarında da cinsellikle en çok bağdaştırılan rengin kırmızı olduğu ortaya çıkıyor.

    Koku alma: Tarçın veya vanilya kokuları içeren tatlı baharatlı bir parfüm sıkın. Cesur bir koku olduğu için daha güçlü ve baştan çıkartıcı görünebilirsiniz. Birçok kültürde tarçın güçlü bir afrodizyak sayılır ve vanilya kokusunun erkeklerin genital bölgelerine doğru olun kan dolaşımının hızlanmasına sebep olduğu görülmüştür.

    Duyma: Hareketli bir Latin müziği açın. Güçlü ve ritmik temposu enerji seviyenizi yükseltip, zevkli bir atmosferin oluşması için temel atar. Aynı zamanda, seksin temposunu yoğun ve hızlı tutar.

    Dokunma: Yatakta birbirinizin dudaklarını ve boynunu hafifçe ısırarak vahşi tarafınızı ortaya çıkarın. Uyarılmanın ve saldırmanın aynı sinirsel yoldan geçtiğini unutmayın. Daha sert bir dokunuş ikinizi de hareketlendirecek ve heyecanınızı artıracaktır.

  • Yaban mersinli ve yoğurtlu kek tarifi

    Yaban mersinli ve yoğurtlu kek tarifi

    Yaban mersinli ve yoğurtlu kek nasıl yapılır ? Yaban mersinli ve yoğurtlu kek malzemeleri nelerdir ? Yaban mersinli ve yoğurtlu kek tarifi…

    Yaban mersinli ve yoğurtlu kek malzemeleri

    1.5 su bardağı un

    1 paket kabartma tozu

    1 paket vanilya

    3 yumurta

    1 su bardağı toz şeker

    1 su bardağı yoğurt

    Yarım su bardağı ayçiçeği yağı

    1 limonun suyu

    2 limonun rendelenmiş kabuğu

    1 su bardağı yaban mersini (taze veya dondurulmuş)

    üzeri için

    Pudra şekeri

    Frenk üzümü

    Yaban mersinli ve yoğurtlu kek hazırlanışı
    Yaban mersinli ve yoğurtlu kek: Derin bir kaba un, kabartma tozu ve vanilyayı eleyip karıştırın. Ayrı bir kapta yumurtaları ve toz şekeri, şeker eriyinceye kadar iyice çırpın. üzerine sırayla yoğurt, ayçiçeği yağı, limon suyu ve rendelenmiş limon kabuğunu ilave edip karıştırın. Kuru malzemeleri de ekleyip karıştırın. Yaban mersinlerinin üzerine az un serperek bulanmasını sağlayın. Fırın kabını önce tereyağı ile yağlayıp toz şeker serpin. Kek hamurunu kalıba döküp üzerine unladığınız yaban mersinlerini ilave edip kaşıkla hafifçe karıştırın. önceden ısıtılmış 150 dereceye ayarlı fırında yaklaşık 45-50 dakika pişirin. Soğuduktan sonra üzerine pudra şeker serpip, frenk üzümü ile süsleyip servis yapın.
    Yaban mersinli ve yoğurtlu kek artık hazır, afiyet olsun.

  • 2014 dekorasyon renk trendleri

    2014 dekorasyon renk trendleri

    Elbette 2014 yılının trend renkleri açıklanırken tek bir renkle yetinilmiyor. Parlak orkide rengini ve 2014 yılının diğer dekorasyon renklerini birlikte görelim.Parlak orkide rengi halı, yatak örtüsü, kırlent, tekli koltuk, yemek odası sandalye, mutfak tekstil ya da tek duvar rengi olarak kullanılabilir. Rengin oldukça çarpıcı olduğun, hem şık hem de yerinde duramayan, neşeli bir ruh halini çağrıştırdığı ortada.2014 için sıcak renk trendleri galerimizde sizlerle…

    2014 sıcak renk dekorasyon trendleri

    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renk trendleri
    2014 dekorasyon renkleri
    2014 dekorasyon renkleri
    2014 dekorasyon renkleri
    2014 dekorasyon renkleri
    2014 dekorasyon renkleri
    2014 dekorasyon renkleri

  • Kışı sağlıklı geçirmek için…

    Kışı sağlıklı geçirmek için…

    Prof. Dr. Çağatay Öktenli sağlıklı bir kış geçirmemiz için önerilerde bulundu.

    Anadolu Sağlık Merkezi İç Hastalıkları ve Check-Up Uzmanı Prof. Dr. Çağatay Öktenli sağlıklı bir kış geçirmemiz için önerilerde bulundu.

    Mümkün olduğunca aktif olun

    Çok soğuk havalardan korunmayla önerileriniz nelerdir?

    Evlerin ısısının sağlanması ve korunması çok önemlidir. Kapı ve pencereleri ısı kaybını önleyecek şekilde sıkıca kapatmak gerekir, ısı izolasyonu şarttır. Sıcak yiyecek ve içecekler tüketmek ısı dengesinin sağlanması için yararlı olacaktır. Mümkün olduğu kadar aktif olunmalıdır. Günlük hava durumu takip edilmelidir. Ayrıca dışarda iken titreme hissediyorsanız vücudunuzdan ısı kaybı oluyordur, hemen sıcak kapalı bir mekana gitmek gerekir. Soğuk ve soluk bir cilt, kendinizi çok halsiz ve uykulu hissediyorsanız, yürümede zorluk ve nefes darlığı oluyorsa ve kalp hızınız çok azaldı ise vücut ısınız düşmeye başlamış olabilir. Hemen sıcak bir ortama gitmek gerekir.Evin ısısını dengeleyin

    Kış aylarında evin ısısı nasıl olmalıdır?

    Gün içinde kullanılan tüm odalar ısıtılmalıdır. Dışarıya çıkıldığında ısıtıcı düşük ayarlarda çalıştırılarak evin çok soğuması önlenmiş olur, böylece ev ısınıncaya kadar geçecek zamanda üşünmemiş olunur. Evin ısısı, oturma odasında 21°C ve evin diğer bölümlerinde en az 16°C civarında olmalıdır. Yatarken oturma odasının ısısı azaltılabilir. Yatmadan önce yatak odası ısıtılmalıdır. Gece boyunca yatak odasının ısısının 18°C’nin altına düşmemesine dikkat edilmelidir. Eğer soba benzeri bir ısıtıcı kullanılıyorsa gece kapı ya da pencereyi bir miktar açarak havalandırmayı ihmal etmemek gerekir. Eğer elektrikli battaniye kullanılıyorsa, elektrik kapalı bile olsa asla sıcak su termoforlarını yatağınıza almayınız. Termostat kontrolü olmayan elektrikli battaniyelerin fişi yatmadan önce mutlaka çekilmelidir. Elektrikli battaniyelerin yıllık elektrik tesisatı kontrolleri ihmal edilmemelidir.

    Kışın en sık görülen alt ve üst solunum yolu problemlerinden korunmak için neler yapılabilir?

    Soğuğun vücut direncini düşürmesi, kapalı yerlerde uzun süre kalınması ve buraların iyi havalandırılmaması, sigara dumanı, yetersiz-dengesiz beslenme gibi nedenlerle kışın artış gösteren üst solunum yolu enfeksiyonları yaşlılar için önemli bir problemdir. Soba veya elektrikli ısıtıcılar oda havasını kurutarak inatçı bir öksürüğe neden olabilirler. Özellikle geceleri artan kuru öksürük yaşlının uyku kalitesini bozar ve yorar. Soba üzerinde sürekli kaynayan bir çaydanlık veya kalorifer üzerine konan su dolu kaplar ile oda havası nemlendirilebilir. Ortamı sık sık havalandırmak yararlı olabilir.

    Grip, yaşlıların yaklaşık % 15’inde, hastaneye yatış gerektirecek kadar ciddi sağlık problemlerine hatta ölümcül sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle özellikle 65 yaş üzerinde ve şeker veya böbrek hastalığı olanlar yüksek risk altındadır. Korunabilmek adına, düzenli olarak eller yıkanmalıdır. Böylece, kapı kolları ve ışık düğmeleri gibi diğer insanların da kullandığı yüzeylerden ellerinize bulaşan mikropları yok etmiş olursunuz. Soğuk algınlığı geçiren bir misafirinizin kullandığı bardak, havlu vb. gibi eşyalar temizlemeden kullanılmamalıdır. Eğer soğuk algınlığı geçiriyorsanız, kendi kendinizi tekrar enfekte etmemek için kumaş mendil yerine tek kullanımlık kağıt mendiller tercih edin. Grip aşısı gripten korunmanın en iyi yoludur. Yıllık tekrarlanması gerekir. Grip aşısı için en uygun mevsim Sonbaharda Eylül ile Kasım ayları arasıdır.

    Kışın görülebilen diğer sağlık problemleri nelerdir? Nasıl korunabiliriz?

    Kalp krizleri kışın yaygın olarak görülür. Aşırı soğuk kan basıncımızı artırarak kalbimizin yükünü artırır. Kalbimiz soğukta vücut ısımızı korumak için daha fazla çalışmak zorunda kalır. Bu nedenle evimizin ısısının yeterli olması gerekir. Dışarı çıktığımızda da sıkı giyinmek, sapka, atkı ve eldiven takmak çok önemlidir. Kar kürümek gibi zorlayıcı aktiviteler zaten soğukta üzerinde büyük bir yük bulunan kalbimizin daha da yorulmasına neden olacaktır. Bunun dışında, tüm mevsimlerde görülebilmesine rağmen kışın daha yaygın olan nörovirus sindirim sistemimizi etkileyen viral bir hastalık etkenidir. Bulantı, kusma ve ishal yapar. Bol sıvı ve mineral almak gerekir, bu sağlanamıyorsa serum tedavisi için bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Sebebi kesin olarak bilinmemekle birlikte bir çok artritli kişinin eklem ağrıları kışın daha fazla olmaktadır. Soğuk havanın eklem iltihabını artırdığına dair bir kanıt yoktur, sadece eklem ağrısı ve eklem sertliği gibi şikayetler artmaktadır. Buna kışın depresif yakınmaların artması neden olur ki sadece eklem şikayetleri değil bir çok tıbbi durum kışın daha fazla şikayetle ortaya çıkmaktadır. Günlük düzenli egzersiz kişinin mental ve fiziksel durumunu güçlendirir. Eklem şikayetleri için özellikle yüzme çok yararlıdır.

    Cilt kuruluğu yaşlıların çoğunun ortak sorunudur ve kışın daha da kötüleşir. Soğuk ve kuru hava, ortamın neminin az olması, klima cihazları kuruluğu artıran faktörlerdir. Kuruluk bacaklarda daha fazla olmak üzere ellerin üzerinde, kollarda ve gövdede görülür. Kaşıntı ile birlikte, bu bölgelerde cilt kuru, kepekli ve çatlak görünümdedir. Kış boyunca nemlendirici kullanımı gerekebilir. Popüler nemlendirici kremler ve losyonlar bilinenin aksine ciltten emilmezler. Bunun yerine ciltten buharlaşarak nem kaybını engelleyerek cildin doğal nemini koruyarak etki gösterirler. Nemlendiricileri uygulamak için en uygun zaman banyo ya da duş sonrası cilt hafif nemli iken ve yatmadan öncedir. Banyoyu ılık su ile almak daha uygundur. Çok sıcak su cildin kuru hissedilmesine neden olur ve kaşıntılara neden olabilir. Sıcak su aynı zamanda saçlarınızı kurutur ve matlaştırır.

     

  • Vera Wang 2014 koleksiyonu

    Vera Wang 2014 koleksiyonu

    Vera Wang 2014 koleksiyonu galerimizde sizlerle…

    Vera Wang 2014 koleksiyonu

    Vera Wang 2014 koleksiyonu
    Vera Wang 2014 koleksiyonu
    Vera Wang 2014 koleksiyonu
    Vera Wang 2014 koleksiyonu
    Vera Wang 2014 koleksiyonu
    Vera Wang 2014 koleksiyonu
    Vera Wang 2014 elbise modelleri
    Vera Wang 2014 elbise modelleri
    Vera Wang 2014 elbise modelleri
    Vera Wang 2014 elbise modelleri
    Vera Wang 2014 kıyafet modelleri
    Vera Wang 2014 kıyafet modelleri

    vera_wang_2014_koleksiyonu (7) vera_wang_2014_koleksiyonu (8) vera_wang_2014_koleksiyonu (9) vera_wang_2014_koleksiyonu (10) vera_wang_2014_koleksiyonu (11) vera_wang_2014_koleksiyonu (12) vera_wang_2014_koleksiyonu (13) vera_wang_2014_koleksiyonu (14) vera_wang_2014_koleksiyonu (15) vera_wang_2014_koleksiyonu (16) vera_wang_2014_koleksiyonu (17) vera_wang_2014_koleksiyonu (18) vera_wang_2014_koleksiyonu (19) vera_wang_2014_koleksiyonu (20) vera_wang_2014_koleksiyonu (21) vera_wang_2014_koleksiyonu (22) vera_wang_2014_koleksiyonu (23) vera_wang_2014_koleksiyonu (24) vera_wang_2014_koleksiyonu (25) vera_wang_2014_koleksiyonu (26) vera_wang_2014_koleksiyonu (27) vera_wang_2014_koleksiyonu (28) vera_wang_2014_koleksiyonu (29) vera_wang_2014_koleksiyonu (30) vera_wang_2014_koleksiyonu (31) vera_wang_2014_koleksiyonu (32) vera_wang_2014_koleksiyonu (33)

  • Turpla saç uzatma tarifi

    Turpla saç uzatma tarifi

    Saçın uzamasını sağlama özelliği ile bilinen turplu suyun, boyalı saçlarda tamir özelliği, saç derisinin ve saç köklerinin onarılması, saç kırıklarının giderilmesi gibi pek çok konuda da faydaları vardır.

    Turp Neden Saçlara Faydalı?
    Öncelikle belirtilmeliyiz ki turpun faydaları saç için değildir. Tüm vücudumuza ve bir çok organımıza fayda sağlayan bu gıda özellikle karaciğere olan faydaları ile bilinmektedir.İçerdiği yoğun C vitamini, yararlı K vitamini, fosfor, bakır, çinko, kalsiyum, B6 vitamini, manganez sayesinde güçsüz saçların güçlenmesine ve saç derisinin problemlerini gidermede katkı sağlar. Saç üzerindeki en büyük etkisi saç uzatma özelliğidir.

    Turpla saç uzatma yönteminin başarısı diğer önerilen kür ve yöntemlere göre oldukça önemli yer arz eder.

    Turpla saç uzatma işlemi nasıl uygulanır?
    Bu yöntemde kullanılacak olan turpun siyah olmasını öneririz. Siyah turp, kırmızıya nazaran daha fazla miktarda kükürt ve iyot kaynağıdır.

    Orta büyüklükte 1 adet siyah turpu dış kabuğuyla beraber rendeleyeniz. 3 bardak su ile bu rendelenmiş turbu yarım saat kaynatın ve sonrasında soğumaya bırakın. Ilık ısı durumuna geldiğinde bu karışımı süzün. Atıklardan arındırmış olacağınız suyun içerisine 1 adet yumurtanın sarısını ekleyerek karıştırın. Elde edeceğiniz karışımı komple saçlarınıza yedirerek sürün. Masaj ile süreceğiniz karışımın saçınızda bone ya da streç yardımıyla sarıldıktan sonra en az 3 saat olmak suretiyle bekletin.
    Bu işlemi haftada 3 defa yaparsanız turpla saç uzatma sırlarını keşfetmiş olacaksınız.

    Turpla saç uzatma kürü ilk uygulandığınız dönemlerde dökülmeyi arttırabilir ancak bundan endişelenmeyin. Bu saçlar sizin zaten ölmüş ya da ölmek üzere olan zayıf saçlarınızın kıllarıdır. Fayda sağlamanız için size önerimiz hafta 2 ya da 3 defa tekrarlanmak üzere 1 ay boyunca turpla saç uzatma kürünü uygulamanız sonrasında ise, 2 hafta ara vererek bu işlemi yinelemeniz olacaktır. Bu sayede saç bu sağlıklı iyileşme sürecine alışacaktır.

    Turpla saç uzatma sonuçları olarak hızlı uzama ve saçların canlanması sonuçları kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Ancak içerdiği bunca mineral ve vitaminin faydaları kim olursa olsun yadsınamaz. Özellikle kükürt saçın uzamasını olumlu yönde etkiler. Kür uygulamasına ilave etmenizi istediğimiz yumurta sarısının ise protein değeri tartışılmaz ölçüde hepimiz tarafından bilinir ve kabul edilir. Hızlıca uzatılan saçın güçlenmesinde büyük yeri vardır. Bu tavsiyelerden yola çıkarak günlük beslenmenizde de 1 yumurta ve turpun gerekliliğin altını böylelikle çizeriz.

    Saçlarınızı Hızla Uzatacak Doğal Formüller tıklayın !

  • Boşanacak çiftler baştan bellidir

    Boşanacak çiftler baştan bellidir

    Eğer evliliğinizle ilgili sorunları çok ciddi buluyor, bunlardan söz etmeyi yararsız görüyor ve yalnızlık çekiyorsanız sonun başlangıcındasınız.

    Hayatın her alanında olduğu gibi evlilikte de konuşmak, anlaşmak anahtar sözcükler. Çiftler bunu kendileri başaramıyorlarsa bir evlilik terapistinden yardım almaları gerekiyor. Davranış Bilimleri Enstitüsü Kurucu Başkanı Psikolog Emre Konuk, bazen insanların evlenecekleri insanla nerede oturacaklarından çocuk doğurup doğurmayacaklarına kadar pek çok konuyu ‘konuşmadıklarını’ söylüyor. Psikolog Emre Konuk anlattı:

    Geçmişte travma yaşayanların evlilikleri kötü mü gidiyor?
    Bu çok önemli bir risk. Eğer kişinin geçmişinde çözülmemiş ve hâlâ etkili travmatik olaylar varsa evlilik kalitesinin düşmesi olası. Mesela kişi şiddete maruz kalmışsa, ailesinde şiddet gözlemişse ya da cinsel taciz, ihmal edilme gibi sorunlarla karşılaşmışsa bu durum evliliği olumsuz etkileyebilir. Bir başka gözlemlediğimiz şey de şu: Eğer evli çiftler geçmişlerinden söz ederken iyi ve güzel şeyleri anlatıyorlarsa sorunları çözmek daha kolay. Buna karşılık evlilikleri çıkmaza girenler hep kötü anları hatırlıyor. Ya zamanında hatırlanacak yoğunlukta ve sıklıkta güzel bir an yaşamamışlar, ya da kötü anılar yüzünden iyiler de artık hatırlanmayacak hale gelmiş. Bir de bozuk aile ilişkileri evliliği riske sokar.

    Biraz açar mısınız? Bozuk aile ilişkilerinden neyi kastediyorsunuz?
    Bazılarının ortalama bir aileden farklı yaşam tarzları olabiliyor. Mesela eve ne zaman gelineceği, gidileceği, ne zaman yemek yenileceği, televizyonda hangi programın seyredileceği, giyim kuşamını nasıl olması gerektiği gibi bazı aile kuralları yerine oturmamış, herkes tarafından benimsenmemiş olabilir. Birçok aile, yaşamı içinde bu meseleleri halleder. Uzun boylu konuşmazlar bile! Akşam aile oturur televizyonda bir şeyler seyreder, birileri mızmız eder ama ciddi bir sorun çıkmaz. Akşamları yedi-sekiz arasında sofraya oturulur, yemek yenilir. Evin gençleri ne zaman sokağa çıkabileceğini, hangi koşullar altında izin alması gerektiğini bilir. Bütün aileler bu kuralları oturtmak zorundadır. Sofra kurulmasından bulaşıkların yıkanmasına kadar birçok şey, bazı ailelerde hiç halledilmeyen sorunlara dönüşebilir. Ve bozuk aile ilişkileri ortaya çıkar.

    Peki bu durum nasıl düzelir?
    Konuşmak ve anlaşmak anahtar sözcükler. Eğer kendileri bunu beceremiyorsa bir evlilik terapistinden yardım almaları gerekir. Aslında kritik nokta şu: Evlenirken insanlar nerede oturacaklarını, nerede yaşayacaklarını, hatta çocuk doğurup doğurmayacaklarını konuşmuyorlar. Çocuk doğduktan sonra ne yapacaklar? Kim kalkacak, kim bebeğin mamasını hazırlayacak? Anne çocukla uğraştığına göre alışverişi kim yapacak?

    Hangi sorunlar kalıcı olma ihtimali var?
    Biriyle berabersiniz ama dikkatinizi çekecek kadar alkol ya da bir madde kullanımı var. Akşam yemeklerine çıktığınızda sıkça sarhoş oluyor. Bu çok ciddi bir durum. Çünkü bağımlılık bugünden yarına kolay değişen bir şey değil. Dolayısıyla birinin alkol, kumar, at yarışı, televizyon gibi bağımlılıkları varsa bilin ki bu sorun evlendikten sonra da devam edecek.

    Evlenince düzelme ihtimali hiç mi yok?
    Genellikle bu çok küçük bir olasılık. Evliliğinde problem yaşayanlara soruyoruz: “Peki siz nişanlıyken şikâyet ettiğiniz bu sorunları görmüyor muydunuz?” Çok sık aldığımız yanıtsa şu oluyor: “Vardı! O zamanda böyle beni ihmal eder, çabuk öfkelenirdi ama düzelteceğimi sanıyordum.” Maalesef birçok kişi kendini Saba melikesi ya da Büyük İskender olarak gördüğü için her şeyi düzeltebileceğini sanıyor. Bir evlilikte en zararlı düşünce bu. Çünkü evlilik eğlencelik bir alan değil. Aile kurmak, çocuk sahibi olmak, başka doyumlar almak için evlenilir, eğlenmek için değil!

    Evliliklerinden doyum almayanlarla konuştuğumuz zaman niye evlendiklerini sorarız. Birçok çift eşinin saygı duyduğu nitelikleri konusunda bir şey söyleyemez. Ama birbirlerini çok sevdiklerini, âşık olduklarını kolayca anlatırlar. “Peki ama eşinin neyini beğeniyordun?” diye sorunca “Beni çok seviyordu, ben de çok âşıktım” diye yanıtlayabiliyorlar. Halbuki evliliği iyi gidenlere bu soruyu sorduğumuzda çiftler saygı duyduğu birkaç özellikten söz edebiliyor.

    Aşk bir evlilik için yeterli değil mi yani?
    Aynen öyle. Hatta bu açıdan bakarsak görücü usulüyle evlenmek daha garanti. Çünkü saydığımız bütün risk faktörlerini anne-baba eliyor. Eğitim farkı var mı, dürüst mü, ahlaklı mı, kötü alışkanlığı var mı? Bu risk faktörlerini eledikten sonra geriye bir tek iki insanın birbirine yakınlık duyması kalıyor. O da oluyorsa evleniyorlar. Oysa aşk dediğin zaman bu kriterlere bakmazsın bile. Bir başka tehlikeli durum da, seksin ilişkinin ana motoru haline gelmesi. Eğer ortak beğeniler, paylaşım yok, bir tek seks varsa ilişki tehlikede anlamına gelir. Evlenmeden önce cinselliği yaşayanların birçoğu sanıyorlar ki iyi seks evlendikten sonra da hep böyle mükemmel devam edecek. Böyle bir şey olmuyor tabii!

    Eşlerden biri evlilikteki sorunu anneye ya da babaya bağlıyorsa çözüm ne olmalı?
    Evliliklerde maalesef bu çok yapılır. Eğer bir sorun var ve bu aileye bağlanıyorsa o evlilikten hiç hayır gelmez. Sizi rahatsız eden şeyi ilişki problemi olarak algılamıyorsanız kaynanayı ne yapabilirsiniz ki? Kaynanayla uğraşamazsın. İlişkiyle uğraşabilir, onu değiştirebilirsin.

    İşin sonuna geldiğimizi nasıl anlarız?
    Birçok çift terapiye geldiğinde aralarında iletişim problemleri olduğunu, çocukla ilgili konularda anlaşmazlık olduğunu söyler. “Peki evliliğinizde ciddi bir sorun var mı?” diye sorduğumuzda “Hayır, yok” derler. Mesela nasır çok acıtır, bağırtacak kadar acıtır, ama öldürmez. Migren krizi bir hafta sonu evinde kapalı kalmanıza yol açabilir. Kendini yerden yere atarsınız, ama hayati bir sorununuz yoktur. İşte ne zaman “Evliliğimizde ciddi sorunlar var” cümlesi söylenirse anlayın ki o evlilik tehlikede. Taraflardan biri artık bir noktaya gelip, sorunları paylaşmak istemiyor. Ona göre artık sorunlardan söz etmek yararsızdır. Hele sorunlardan söz etmeyen kadınsa, anlayalım ki kadın o evliliğin ipini çekmiş.

    Neden kadın daha belirleyici?
    Erkekler çoğunlukla “Bunları paylaşmak, konuşmak bir işe yaramıyor. Daha çok kavga ediyoruz” diyor. Yani kavga çıkmaması için susabiliyor. Ama “Eşini seviyor musun?” diye sorduğumuzda “Çok seviyorum, çok iyi annedir. Bir tek dırdırı var” diyor. Bu konuşmadan anlıyoruz ki, erkek konuşmayı yararsız görüyor. Ama kadının konuşmayı yararsız görmesi artık o kocayı yararsız görmesi anlamına gelir. Boşanmadan az önce ya da aldatmaya doğru süreçte bir başka tehlikeli nokta da eşlerden birinin sorunları tek başına çözmeye çalışması. Mesela daha önce kadın eve geldiğinde çocuğunun okuldaki sorunlarını, kendi problemlerini anlatıyor ama bir zaman sonra bunlardan hiç bahsetmiyorsa kritik bir süreç başlamıştır. Kadın artık okulda bir problem varsa kocasına söylemez, okula gider, öğretmenle konuşur, kendi çözmeye çalışır. Veya kendiyle ilgili sorunları için arkadaşlarından destek alır. İşte bunlar artık evliliğin sonuna doğru gözlemlediklerimiz. Bir de bütün bunlar sırasında evlilikte paralel bir yaşam olur. Yani aynı ev paylaşılır ama kimse kimseyle konuşmaz, herkes kendi işine bakıp ihtiyaçlarını karşılar. Kronik olarak kendini yalnız hissetme depresif bir halin de belirtisi olabilir ama değilse o evlilikte ciddi bir sorun vardır.

    Aldatılan biri neler hisseder?
    İnsan canlısının yaşayabileceği en büyük acının sevdiği birinin ölümüyle yaşandığı söylenir. Bu yüzden de matem tutulur. Matem de makul bir sürede biter. Ama ihanete uğramış biri ömrünün sonuna kadar daha büyük bir acı yaşamaz. Aldatmada yaşanan tek bir duygu değildir. Çoğu zaman birçok duygu ve düşünce çelişir: Kızgınlık, öfke, çaresizlik, dışlanma, utanç, intikam, beğenilmeme, kendine olan güvenin sarsılması, ayrılmayı istemek ama aynı zamanda kazanmaya çalışmak, zarar vermeyi istemek, yalnız kalmaktan korku, başkaları ne diyecek, insanlar bana acıyarak bakacaklar ve daha bir sürü son derece yıpratıcı duygu ve düşünce. Bunlar aldatılan kadın veya erkeklerin ortak yaşantısı. Dışavurumu farklılık gösteriyor.

    Peki eşler neden aldatır?
    Konuyla ilgili çalışmalardan değil, yıllar içinde bana anlatılanlar, terapiye gelenler ve gözlemlerinden bir şeyler aktarabilirim. Aldatma konusunda kadınları ve erkekleri birbirinden ayırmak gerekiyor. Türk erkeği evlilik dışı ilişkiyi, kendisi için ahlaki bir sorun olarak görmez ve doğal karşılar. Bu erkekleri yoldan çıkmaya ciddi biçimde özendirir. Eğitim çok erken başlar. Anne baba ve diğer aile büyükleri oğullarının karşı cinse olan düşkünlüğünü, biçimini sorgulamadan alabildiğine destekler. Kız arkadaşıyla çıkarken başka bir kızla ilişki kurarsa, bu onun doğal hakkı olarak görülür. Aldatan Türk erkeğini sınıflandırdığımızda karşımıza şöyle bir tablo çıkıyor: Şeytana uyanlar, aldatmadan duramayanlar, romantikler ve eşiyle sorunu olduğunu söyleyenler.

    Kimlerin ‘şeytana uyma’ potansiyeli yüksek?
    Eşini aldatanların büyük bir kısmı biraz önce söylediğimiz bir eğitim sürecinden geçenlerden çıkar. Çevresindeki yetişkinler durmadan zamparalık hikâyeleri anlatırlar ve bununla övünürler. Önüne çıkan fırsatları değerlendirmeyenler, ‘anasının kuzusu’, ya da ‘light erkek’dir. Bir halt edip de yakalanırsa beyninin oyulacağını, çocuklarının hesap soracağını düşünenler uzun süre eşlerini aldatmadan işi götürürler. Yaklaşık bir istatistikle evliliğin ilk birkaç yılından sonra kader ağlarını örer ve olan olur. İşin cinsel yanı genellikle ön plandadır. Yakalanana kadar da böyle gider. Eşini aldatması için evliliğiyle ilgili önemli bir sorunu olması da gerekmez. İyi bir aile babası olarak, dersini de almışsa bir daha yaramazlık yapmadan önce 36 defa düşünür. Bu türün yarattığı tahribat, uslu çocuk olup denilenleri yaparsa nispeten kolay giderilir. Bu grupta boşanma oranı düşüktür. Ancak evliliğin kalitesi dikkat edilmezse ciddi biçimde etkilenir.

  • Erotizmin dansı

    Erotizmin dansı

    Her insanın için hem erkeksi hem de dişi bir yön var… Erkekte erkeksilik, kadında dişilik ön planda oluyor ve bunlar dengede olduğunda erkek erkeliğini, kadın kadınlığını daha kolay hissedebiliyor ve sağlıklı bir iletişim kurarak birbirini tamamlayabiliyor. Erkek az seks yaptığında ve yeteri kadar takdir edilmediğinde, kadın çok çalıştığında ve anlaşılmadığında denge bozuluyor ve ilişkilerde sorunlar yaşanmaya başlıyor. Bozulan dengenin yeniden sağlanabilmesi için çiftler romantizm ve erotizmin dansına ihtiyaç duyuyor.

    KADINLAR ROMANTİZMİ ERKEKLER EROTİZMİ SEVİYOR…

    Romantizm kadın-erkek ilişkilerinde büyük önem taşıyor. Çünkü günümüzde kadınlar genellikle erkeksi yanlarının ortaya çıkmasına neden olan geleneksel erkek işlerinde çalışıyor. Bu nedenle kadınlar biraz olsun rahatlayabilmek ve gevşeyebilmek için, dişiliklerini kazanmak konusunda eşlerinin yardımına gereksinim duyuyor. Bu konuda en iyi yardım romantizm… Romantizm kadınların zamanla uzaklaştıkları dişilik yanlarını yeniden keşfetmelerine ve erkeklerinde daha kolay erotizm almalarına yardımcı oluyor. Özellikle duygularını açıklayıp paylaşmaktan hoşlanmayan çiftler için romantik dakikalar oldukça önemli… Çünkü romantik anlarda kadınlar erkeklerin gözlerinde özel ve değerli olduklarını, anlaşıldıklarını, oldukları gibi koşulsuzca kabul edildiklerini, sahiplenildiklerini, saygı ve destek gördüklerini hissediyor. Bu hisler kadınların erkeklere erotizm sunmalarını kolaylaştırıyor. Erotizm sonucu yaşanan seks, erkeklerin duygularıyla ve içlerindeki dişi yönle bağlantıya geçmelerini ve kadınlarla daha iyi iletişim kurabilmelerini sağlıyor. Bu nedenle kadınlar romantizmi, erkekler erotizmi seviyor ve vazgeçemiyor. Böylece romantizmin ve erotizmin dansı, tango tadında gerçekleşebiliyor, çiftin arasındaki iletişim ve yakınlık güçleniyor, tutku artıyor.

    ROMANTİK ALIŞKANLIKLAR GELİŞTİRMEK GEREKİYOR…

    Romantizmin canlı kalabilmesi için çiftlerin aralarındaki iletişimin çok iyi olması gerekiyor. “Konuşmak” kadınların, “takdir edilmek” erkeklerin en önemli gereksinimlerinden biri… Romantizmin sürebilmesi için kadınlar dokunulmak, dinlenmek, duygularını paylaşmak ve anlaşılmak isterken, erkekler ise bir kral gibi takdir edilmek, onaylanmak ve zaman zaman yalnız bırakılmak istiyor. Erkekler “Seni seviyorum, sana değer veriyorum!”, kadınlar ise “Sana ihtiyacım var!” duygusunu belirtecek “romantik alışkanlıklar” geliştirdiklerinde aralarındaki yakın ilişki sağlıklı kalabiliyor. Romantik alışkanlıklar, erkeklerin sarılarak veya “İyi misin?” diye sorarak eşlerine değer verdiklerini gösteren ve kadınların partnerlerine “Sen harikasın!” gibi güzel sözlerle takdir ettiklerini belirten çok yalın davranışlar… Romantik davranışların sadece hediyeler ve lüks restoranlar için çok para harcamaktan geçtiğini düşünmek büyük bir yanılgı… Çoğu zaman baş başa mum ışığında yemek yeme, çiçek alma, iltifat etme, duyguları ifade etme, ilgi gösterme, elini tutma, koluna girme, sarılma, fotoğraf albümü hazırlama, beraber romantik bir film izleme, sevilen şarkılardan bir CD hazırlama, ilişkideki ilk’leri hatırlayıp kutlama, birlikte tango kursuna gitme gibi ufak tefek jestler romantizmi canlı tutabiliyor. Burada önemli olan günlük hayat içerisinde fazla vakit ve para harcamadan duygulara dokunabilmek… Bu nedenle “Kadının dişiliğini besle, erkekliğin desteklensin!”, “Bir erkeği sıkıntılı bir zamanında seksle kendine getiren kadın gibisi yoktur!” veya “Bunalımdaki bir kadını anlaşılmak ve dokunmak kendine getirebilir!” deyişlerini yabana atmamak gerekiyor.

    AFRODİZYAK TANGO…
    Son olarak dans etmek, romantizmi ve erotizmi çağrıştıran bir aktivite… Özellikle tango gibi, çiftin kıvrak hareketlerinden oluşan Güney Amerika dansları uyum ve ahenk, dokunma ve ritimgerektirdiği için cinsel sinyaller yayıyor ve aşk hayatlarını canlandırmak isteyen pek çok çift tarafından tercih ediliyor. Çünkü şehvete meyilli olan tango, “bedenlerin dans hali” olarak biliniyor. Sorunlu ilişkilere can suyu verebilen tango, çekiciliğin ve tutkunun dansı olmasının yanında, soluğu kesen, arzuya boyun eğdirten ve tutkuya en güzel yanıtın verildiği birbütünleşmeme ve bir olma oyunu olarak da biliniyor. Bu oyunun temel stratejileri ise, baştan çıkarma ve yakınlaşıp uzaklaşma… Oyunu erkek yönetiyor, kadın uyuyor, görünürde tangonun düzeni bu… Ama bedenlerin ilişkisine sızmış olan erotizm ve romantizm zamanla dengeyi değiştiriyor, kadın direniyor, erkeğe teslim ettiği bedenini bir bakışla geri alıyor, yönetim bedenden bakışa, erkekten kadına geçiyor. Erotizm ve romantizmin dansında yaratıcılık, teslimiyetin açık masumiyetinden yasak olanın gizli günahkârlığına dönüşüyor ve afrodizyak tangoda denge sağlanıyor.

  • Tv arkası dekorasyon fikirleri

    Tv arkası dekorasyon fikirleri

    Tv arkası dekorasyon modelleri özellikle doğal taşlar ile yapılmaktadır ve genel olarak onlar tercih edilmektedir. Onun yanı sıra iç mimaride tercih edilen bir diğer model ise şık sokak havalarını evinize taşımak. Tv arkası dekorasyon modelleri galerimizde sizlerle…

    Tv arkası dekorasyon fikirleri

    Tv arkası dekorasyon fikirleri
    Tv arkası dekorasyon fikirleri
    Tv arkası dekorasyon fikirleri
    Tv arkası dekorasyon fikirleri
    Tv arkası dekorasyon modelleri
    Tv arkası dekorasyon modelleri
    Tv arkası dekorasyon modelleri
    Tv arkası dekorasyon modelleri
    Tv arkası dekorasyon modelleri
    Tv arkası dekorasyon modelleri
    Tv arkası dekorasyon modelleri
    Tv arkası dekorasyon modelleri
    Tv arkası dekorasyon 2014 modelleri
    Tv arkası dekorasyon 2014 modelleri
    Tv arkası dekorasyon 2014 modelleri
    Tv arkası dekorasyon 2014 modelleri
    Tv arkası dekorasyon 2014 modelleri
    Tv arkası dekorasyon 2014 modelleri
    Tv arkası dekorasyon fikirleri
    Tv arkası dekorasyon fikirleri