Blog

  • Helmut Lang 2014 Bahar Koleksiyonu

    Helmut Lang 2014 Bahar Koleksiyonu

    Helmut Lang 2014 Bahar Koleksiyonu galerimizde sizlerle…

    Helmut Lang 2014 Bahar Koleksiyonu

    Helmut Lang 2014 Bahar Koleksiyonu
    Helmut Lang 2014 Bahar Koleksiyonu
    Helmut Lang 2014 Bahar Koleksiyonu
    Helmut Lang 2014 Bahar Koleksiyonu
    Helmut Lang 2014 Bahar Koleksiyonu
    Helmut Lang 2014 Bahar Koleksiyonu
    Helmut Lang 2014 Bahar Koleksiyonu
    Helmut Lang 2014 Bahar Koleksiyonu
    Helmut Lang 2014 Bahar Koleksiyonu
    Helmut Lang 2014 Bahar Koleksiyonu
    Helmut Lang 2014 Bahar Koleksiyonu
    Helmut Lang 2014 Bahar Koleksiyonu
    Helmut Lang 2014 Bahar Koleksiyonu
    Helmut Lang 2014 Bahar Koleksiyonu
    Helmut Lang 2014 Bahar Koleksiyonu
    Helmut Lang 2014 Bahar Koleksiyonu
    Helmut Lang 2014 Bahar Koleksiyonu
    Helmut Lang 2014 Bahar Koleksiyonu
    Helmut Lang 2014 Bahar Koleksiyonu
    Helmut Lang 2014 Bahar Koleksiyonu
    Helmut Lang 2014 Bahar Koleksiyonu
    Helmut Lang 2014 Bahar Koleksiyonu
    Helmut Lang 2014 Bahar Koleksiyonu
    Helmut Lang 2014 Bahar Koleksiyonu
    Helmut Lang 2014 Bahar Koleksiyonu
    Helmut Lang 2014 Bahar KoleksiyonuV
    Helmut Lang 2014 Bahar Koleksiyonu
    Helmut Lang 2014 Bahar Koleksiyonu
    Helmut Lang 2014 Bahar Koleksiyonu
    Helmut Lang 2014 Bahar Koleksiyonu

  • Saç derisinin bitkisel ilacı

    Saç derisinin bitkisel ilacı

    Kepeklenmenin altında üst derinin kuruması olan çeşitli deri hastalıkları da yatabilir. Mantar hastalıkları, sedef hastalığı, diskoid lupus gibi hastalıklarda da kepek dediğimiz beyaz pullanmalar görülür. Bu hastalıklar ancak dermatoloji uzmanlarının ele almasıyla düzelebilir.

    Stres, yorgunluk ve mevsim değişiklikleri kepeğin tetikleyicileridir. Ayrıca saç bakımınız deri yapınıza uygun olmayabilir. Kullanılan şampuan, saç boyaları kepeklenme yapabilir. Bu sebeplere bağlı olarak kepeklenme artıp azalabilir. Az su içmek, dengesiz beslenmek; özellikle biotin, çinko, omega3, A,D,E vitamini eksiklikleri cilt bozuklukları ile birlikte kepeklenmeye yol açar.

    Kullanılan kepek şampuanlarından etkili sonuç alınmadıysa cilt uzmanlarına danışma zamanı gelmiştir. Tabii her soruna olduğu gibi kepekli saça için de bitkisel çözümler vardır. Bitkiler cildimizin en içten dostu olabilir. Hem içten (taze meyve ve meyve suları, bitki çayları) hem de dıştan (losyon, tonik, maske, krem ve banyolar) tedavi edici etkileri vardır.

    Kepeğe karşı tonik

    * Kepeğe kayın, ısırgan otu, çay ağacı, limon otu, tere, öküzgözü, dulavrat otu, hodan yaprağı, hodan çiçekleri, kaynamış keten taneleri, hindiba kökü, hindiba yaprağı ve hindiba çiçekleri iyi gelir. 1 su bardağı kaynamış suya bu bitkilerden arzu edilen bir bitkiden 3 tutam alınarak hazırlanır. 5 dakika demleyerek saça banyo sonrası masaj yaparak uygulanır.

    * Gece yatmadan önce limonlu sirke, Hindistan cevizi yağı, nane yağı ya da zeytinyağını saçlı deriye uygulamamız hazırladığımız bitki losyonlarının etkilerini artırır.

    Kepeğe karşı maske

    Ezilmiş ıhlamur yapraklarından lapa, aloe vera yapraklarının jeli ya da ezilmiş çemen tohumu lapası uygulanabilir. Hem kaşıntı hem de pullar giderilebilir.

    Malzemeler

    1 tutam gül
    1 tutam civanperçemi
    1 tutam kekik
    1 tutam turunç
    1 tutam hindiba

    Hazırlanışı

    Bu bitkileri 5 dakika demleyin. Demlenmiş bitki çayını banyo sonrası saçlı deriye masaj yaparak uygulayın. Bu karışımı rahatlatıcı çay olarak da içebilirsiniz.

  • Tüp bebekte robotik kapsüller

    Tüp bebekte robotik kapsüller

    İnsan vücudu içerisinde dolaşabilen mikro robotik kapsüllerin dışarıdan yönlendirilmesiyle birçok hastalığın tedavisinin mümkün hale geldiğini söyledi…

    İstanbul’a gelen Carnegie Mellon Üniversitesi Nano Robotik Laboratuvarı’nın Direktörü Prof. Dr. Metin Sitti, insan vücudu içerisinde dolaşabilen robotik kapsüller sayesinde, erken teşhis ve hastalıklı bölgelere ilaç uygulama işlemlerinin daha kolay hale geleceğini açıkladı. Türkiye’ye gelen Carnegie Mellon Üniversitesi Nano Robotik Laboratuvarı Direktörü Prof. Dr. Metin Sitti’nin geliştirdiği teknolojiler yankı uyandırdı.

    “Nanoteknoloji ve Doku Mühendisliği Güncel Sorunlar ve Gelecek Öngörüleri” isimli toplantıda konuşan Prof. Dr. Metin Sitti, insan vücudu içerisinde dolaşabilen mikro robotik kapsüllerin dışarıdan yönlendirilmesiyle birçok hastalığın tedavisinin mümkün hale geldiğini söyledi. Sitti, “Amacımız, küçük robotların insan vücudu içinde rahatça dolaşıp tıbbi müdahaleler yapabilmesiydi. İnsan vücudunun içinde kullanılan şu anki tıbbi cihazlar acı veriyor. Bizim yaptığımız kapsüller yutulabileceği gibi acı vermeden hastalıklı bölgeye ya da vücudun herhangi bir bölgesine gönderiliyor. Bu kapsüller hem biyopsi yapabilecek, hem ilaç verebilecek hem de kamerayla görüntü sağlayabilecek şekilde tasarlanıyor. Kanser ilaçlarının yan etkilerinden kurtulmak için ilacı sadece hastalıklı bölgeye uygulamak da bu cihazlarla mümkün olabilecek. Bazen hastalara aşırı doz uygulaması gerekebiliyor ancak yan etkileri nedeniyle yeteri kadar doz verilemiyor. Bu robotlar sayesinde sadece hastalığın var olduğu bölgeye çok miktarda ilaç verilmesi mümkün hale gelecek. Kanserin erken teşhisi ve tedavisinde de sıklıkla kullanılacak bir teknoloji olacak. Çalışmalarına başladık ve önümüzdeki yıllarda hayvan testleri yapılacak” dedi.

    Türkiye’deki bir özel üniversitenin Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü ile Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi, Massachusetts Institute of Technology (MIT) Sağlık Bilimleri ve Teknoloji Bölümü, Boston, Carnegie Mellon ve Ortadoğu Teknik Üniversiteleri ile Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi uzmanları ortaklığında “Nanoteknoloji ve Doku Mühendisliği: Güncel Sorunlar ve Gelecek Öngörüleri” adlı bir toplantı düzenlendi.İki gün süren toplantının açılış konuşmasını İKÜ Rektörü Prof. Dr. S. Semahat Demir yaptı. Prof. Dr. Demir, toplantının uluslararası bilgi paylaşımı bakımından önemli olduğuna dikkat çekerek, katılımcıların alanlarında uzman ve ilgi çekici tıbbi konularda aydınlatıcı bilgiler vereceğini söyledi. Prof. Dr.Semahat Demir, toplantının katılımcılarına birer plaket sunarak tek tek teşekkür etti.

    TÜRK DOKTOR, EN İYİ SPERMİ SEÇEBİLECEK TÜP BEBEK TEKNOLOJİSİNİ GELİŞTİRDİ
    Dünyayı değiştirecek 35 bilim insanından biri olarak kabul edilen Türk Doktor Utkan Demirci, geliştirdikleri tüp bebek sistemini konferansta anlattı. Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi, Massachusetts Institute of Technology (MIT) Sağlık Bilimleri ve Teknoloji Bölümü’nde araştırmalarını sürdüren Demirci, “Milyonlarca ölü spermin içerisinden en canlı olanını seçebilirseniz tüp bebek konusunda bir adım önde oluyorsunuz tam olarak yaptığımız şey bu. En iyi spermi ayrıştırabilecek bir cihaz yaptık. Bu daha doğrusu bir çip. Bu cihaz sayesinde bebeği olmayanların şansını bir kademe daha arttırıyoruz” diye konuştu.

    Dr. Utkan Demirci ile birlikte cihazı geliştiren Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden Op. Dr. Selçuk Kılınç ise tüp bebek çipinin nasıl çalıştığı hakkında bilgiler verdi. Kılınç, “Geliştirdiğimiz çip spermlerin gideceği yolları inceliyor. Spermlerin doğasında bulunan yarışma güdüsünü kullanmak için bir ortam oluşturuyoruz. Dolayısıyla en iyi ya da en canlı spermin doğru kanaldan gitmesi sağlanabiliyor” diye konuştu.Toplantıda, Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Dr. Mehmet Dökmeci, çok fonksiyonlu nanosensörlerin tıpta kullanılmasından bahsetti. Dökmeci, Karbon nanotüpler olarak tasarlanan bu yapıların mekanik sağlamlık ve sıcaklığa dayanıklılık gibi özellikleri sayesinde değişen ortam şartları ile ilişkili biyomoleküllerin saptanabildiğini gösterdi.

    Boston Üniversitesi Mekanik Mühendisliği Bölümü’nden Dr. Kamil Ekinci ise nanosistemler aracılığı ile bakterilerde antibiyotik direncinin gözlemlenebildiğini açıkladı. Ekinci, benzer sistemlerin hastalarda yeniden organ yapımına yönelik olarak kullanılabileceğini anlattı.

    Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nden (ODTÜ) Prof. Dr. Nesrin Hasırcı polimerik materyallerin mikro ve nano düzeyde değişimlerinin tıpta kullanımlarına değinerek, özellikle kemik dokusunun nakli sonrası kullanılan materyallerden kaynaklı adhezyon ve enfeksiyon problemlerin altını çizerek antibakteriyel özellikte ve çabuk yara iyileşmesi sağlayan biyoaktif moleküller hakkında bilgiler aktardı.

    Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi, Massachusetts Institute ofTechnology (MIT) Sağlık Bilimleri ve Teknoloji Bölümü’nden Dr. Ali Khademhosseini mikro ve nano ölçekli 3 boyutlu akışkan biyomateryaller ile kök hücrelerden mühendislik temelleri ile yeni organ veya doku yapılması teknikleri konusunda toplantıya katılanları bilgilendirdi.

    Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Biyomalzeme ve Doku Mühendisliği Derneği Kurucu Başkanı Prof. Dr. Vasıf Hasırcı doku mühendisliğindeki potansiyel yaklaşımlar ve sınırlamalar ile biyomalzemelerin kullanımlarını anlattı.Toplantıda sonrasında düzenlenen oturumda ise konuşmalar hakkında genel bir değerlendirme gerçekleştirildi. İstanbul Kültür, MIT, Harvard, Carnegie Mellon, ODTÜ, Boston üniversitelerinden uzmanlar gelecekte potansiyel işbirlikleri, uygulama alanları, çok disiplinli projeler ve alan ile ilgili uygulama yapacak uzmanların yetiştirilmesi ile ilgili temalar hakkında fikir paylaşımında bulundu.

    Tüp bebek özel bölüm için tıklayın !

  • Erkeğinizin bu huylarını değiştirin…

    Erkeğinizin bu huylarını değiştirin…

    Sevmediğiniz özellikleri olmasına rağmen ondan ayrılmayı aklınızdan bile geçiremiyorsunuz. Öyleyse onu çaktırmadan değiştirmenin yollarını deneyin. İşte size erkeklerin sevmediğiniz huylarını nasıl değiştirebileceğinize dair altın ipuçları…

    Kötü giyiniyorsa

    “Bu giydiğin şeyle dışarı çıkmayı düşünmüyorsun değil mi” gibi aşağılayıcı ifadeler kullanmaktan kaçının. Ayrıca size kötü görünen, onun için bir tarz ifade edebilir. Böyle sert ifadeler yerine onu yönlendirmeyi deneyin. Örneğin, “Hayatım mavi gömleğin sana çok yakışıyor” ya da “Şu gri takımının içine bu kravat ne kadar yakışır!” gibi ifadeler çok daha yapıcı ve özendirici olacaktır.

    Temizliğe yeterince dikkat etmiyorsa

    Fırçalanmayan dişler, çıkarıldığı yerde bırakılan kıyafetler ve ter kokusu…

    Normal şartlarda, başka bir erkek olsa “Iyyy, iğrenç” diyiveririz. Ancak söz konusu olan sizin sevgilinizse biraz uğraşmaya değer. Temizlik gibi özbakım becerileri çocuklukta kazanılan becerilerdir ve eğer siz yetişkin birine bunları öğretmeye kalkarsanız ona annelik ediyor gibi algılanabilirsiniz, bu da ilişkinizi olumsuz etkiler.

    Öyleyse, anne olma değil, dürüst olma zamanı; rahatsızlığınızı açıkça dile getirin! Dişlerini fırçalamaması ve dağınıklığı konusunda da direkt söylemleri tercih edin. Dağınıklığından şikayetçiyseniz, evinizin toplu halinin ne kadar huzurlu olduğunu ona hatırlatın.

    Kıyafetlerinize karışıyorsa

    Siz onun kıyafetine karıştığınızda, ondan nasıl bir tavır bekliyorsanız aynı şekilde davranın. Sert yanıtlar, kızgın tavırlar, surat asmalar yok! Esprili bir kadın olduğunuzu hatırlayın ve mizahı işin içine sokun. Diyelim ki topuklu giymenize söyleniyor. O halde siz de, “Topuklu giymemi istemiyorsun ama biz kadınlar bu uzun çubukların üzerinde yürümek için yaratılmışız” diyebilirsiniz!

  • Vajinismus sorunu nasıl çözülür?

    Vajinismus sorunu nasıl çözülür?

    Çiftlerin büyük bir aşkla evlendikten sonra kabusu haline gelen vajinismus hastalığı, toplumsal baskı ve kız çocuklarının omuzlarına yüklenen sorumluluk sonucunda ilerleyen yaşlarda ortaya çıkabiliyor.

    Genellikle psikolojik nedenler ile ortaya çıkan vajinismusun tepkileri fiziksel oluyor. Cinsel işlev problemi olarak tanımlanan bu rahatsızlık, vajina girişini çevreleyen pelvis kaslarının istem dışı kasılarak cinsel birleşmede acı ve ağrıya neden olması veya bu sebeple cinsel birleşmenin hiç gerçekleşememesi şeklinde tanımlanıyor. Cinsel birleşme için herhangi bir fiziksel engel bulunmamasına rağmen, korku, kaygı, ayıp düşüncesi, suçluluk gibi henüz küçük yaşta ekilmiş düşünceler ve duygular kadınların cinsel ilişkiye izin verememesine neden oluyor.

    Cinsel kimlik çok erken yaşlarda şekilleniyor. Özellikle 3 ile 8 yaşlar arasında “ödipal dönem” adı verilen dönemde kız ve erkek çocuklarda cinsel kimlik belirginleşiyor. Pek çok psikolojik rahatsızlığın ve cinsel sorunun kökeninde bu periyotta aile, çevre tarafından verilen mesajlar ile yaşanılan cinsel travmalar yer alıyor. Cinselliğin erkekler için yaşandığını, yatakta rahat olan ya da gerçekten sevişmekten zevk alan kadının hislerini belli ettiğinde ahlaksız olarak görüleceği kaygısı ile kadın cinsel ilişki sırasında kendisini istem dışı olarak rahat bırakamıyor. Bunun sonucunda da hem duygusal hem de fiziksel yaralanmalar ortaya çıkıyor. Kendini cinsel ilişkiye hazır hissetmeyen ve bunu eşine karşı yerine getirmesi gerektiği bir görev olarak kabul eden kadın, hem yeterli ıslanma ve kayganlığa ulaşamıyor hem de daha sonra kendisini kullanılmış hissediyor. Bu durum da çiftlerin ilişkilerini negatif olarak etkiliyor.

    Nedir bu iyi kız olma sendromu?
    Hepimiz ailemizin iyi kızı olmak isteriz. Ama bahsettiğimiz “iyi kız olma sendromu”, bu masum isteğin biraz dışında gelişip, sonrasında başımıza bela olabiliyor. Terbiyeli, hanım hanımcık, oturup kalkmasını bilen, sevgilisi olmayan, çocuksu ve ayıp olarak öğretilen tüm unsurlardan uzak, cam fanus içerisinde yetiştirilen kız çocukları, ilerde başarılı ve ailenin istenilen öznesi olabiliyorlar ama maalesef bir tabu olarak gösterilen cinsel hayatları ve dolayısıyla evlilikleri pek de başarılı ve hayal ettikleri gibi yürümüyor. Burada parantez açmak gerek; mükemmeliyetçi, çalışkan, idealist ve disiplinli olan aileler, tutucu bir yaklaşımda olmasalar bile çocuğun üzerinde “ailemin yüzünü kızartacak en ufak bir davranışta bulunmamalıyım” baskısı ile vajinismusa neden olabilecek etkide bulunabiliyorlar. Günümüzde çoğu kadın, hangi eğitimi alırsa alsın, iyi kız olma sendromu yüzünden çocuk sahibi bile olamıyor. Pek çok çift vajinismus sorunu yüzünden tüp bebek yapmak için büyük bir çaba içerisinde. Peki bu sorunların çözümü mü? Tabii ki değil!

    Duygusal olalım ama nereye kadar?
    İlişkilerde duygular pek tabii çok önemli. Sevmediğiniz, kendinizi yakın hissetmediğiniz birisi ile birlikte olmak zaten pek mümkün değil. Ancak bize pembe panjurlu ev hayali kurduran duygularımız ile birlikte bir ilişkiyi devam ettiren başka etkiler de var; erkek ile kadın arasındaki çekim ve birbirine dokunarak, birbirine bağlanan vücutlar gibi. İlişkilerde kadınlar da erkekler gibi cinsel doyum yaşamalı ve yatakta eşi ile birlikte kendisini bir suç işliyormuş gibi hissetmemeli. Çünkü cinsel birleşmede yaşanan sorunlar, karşılıklı olarak açıkça konuşulup, ifade edilmediği sürece çiftler arasında duygusal kırılmalara ve ayrılıklara neden olabiliyor.

    Vajinismus olduğunuzu nasıl anlarsınız?
    Cinsel birleşme konusunda taşıdığınız olumsuz düşünceler sizin vajinismus olduğunuza dair kafanızda bir soru işareti oluşturuyorsa bunu çözmenin yolu öncelikle bir jinekoloğa görünmekten geçiyor. Çünkü her ne kadar vajinismus rahatsızlığının psikolojik nedenlerden dolayı çıktığı biliniyorsa da, çok az bir yüzde de olsa fizyolojik bazı nedenlerden de kasılmalar ve cinsel birleşmede zorlanmalar ortaya çıkabiliyor. Bu yüzden öncelikle sorunun temeline inip oradan hareketle hastalığın tanısının konulması ve bundan kurtulmak için hangi yolların denenmesi gerektiğine karar verilmesi gerekiyor. Eğer sorun psikolojik ise jinekolog sonrası psikiyatr ile görüşülmesi gerekiyor.

    Vajinismus ile ilgili olarak en çok görülen belirtilerden biri karşı cins ile cinsel ilişkiye girmekten korkma, bunu ertelemek isteme ya da sürekli olarak kaçınma. Bu durum küçüklükten itibaren erkeklerin zihnimizde ne şekilde konumlandırıldığı ile yakından ilgili. Sık görülen bir diğer belirti “disparoni” yani cinsel birleşme esnasında yaşanan ağrı ve acı. Bazı durumlarda cinsel birleşmenin tam olarak gerçekleşmemesi yani vajina içerisine penisin sadece bir bölümünün girmesi de söz konusu olabiliyor. Vajinismus belirtileri ayrıca kişinin jinekolojik muayeneden çekinmesi, tampon ya da tedavi amaçlı fitil ve benzeri ilaçların vajina içine yerleştirilememesi olarak da görülebiliyor.

    Tabii ki bu sorunlara aslında kadınları oldukça derinden etkileyen bazı tedavi yöntemleri ile yaklaşanlar da oluyor. Örneğin vajinismus olan bir kadının kızlık zarının sert olduğu düşünülerek kızlık zarı kesilebiliyor. Ya da kadın uyutularak eşi ile ilişkiye girmesi sağlanabiliyor. Bu durum çiftlerin ilişkilerini derinden sarsarken, bu sorunu yaşayan kadında da tecavüze uğramış hissi yaratıyor.

    Vajinismus sorunu nasıl çözülür?
    Vajinismus sorunu belirlendiğinde, jinekolog, psikolog ve psikiyatr ile görüşerek bir tedavi yöntemi belirlenmelidir. Görüşülecek kişilerin konusunda uzman olduğuna dikkat etmek gerekir. Çiftlerin birlikte doktora gitmesi ve sorunu birlikte çözmeye çalışması, vajinismus yaşayan kadının bu baskıyı üzerinden daha çabuk atmasını sağlayacaktır. Tedavi hemen cevap verebileceği gibi önce cinsel hayat ile ilgili bilgilendirme yöntemi ile çiftleri yanlış bildikleri bazı konularda rahatlatma, daha sonra da çiftler arasında uygulanabilecek bazı egzersizler ile sonuca ulaşılabilir. Eğer kadın cinsel uyarılma yaşıyor ancak istem dışı olarak pelvis kaslarının kasılması sonucu cinsel ilişkiye giremiyorsa, tedavi süreci çok daha kısa sürecektir. Eğer kadın yaşadığı bir travma sonucu cinsel birlikteliğe karşı soğukluk duyuyorsa tedavi süreci biraz daha uzayabilir. Ancak istenildiği ve doğru yöntemler uygulandığı sürece vajinismus çözülemeyecek bir sorun değildir.

    Vajinismus Nedir? Tecrübe ve deneyimlerimiz için tıklayın !

  • Bal kabaklı kek tarifi

    Bal kabaklı kek tarifi

    Bal kabaklı kek nasıl yapılır ? Bal kabaklı kek malzemeleri nelerdir ? Bal kabaklı kek tarifi…

    Bal kabaklı kek malzemeleri
    – 1 su bardağı şeker
    – 2,5 su bardağı un
    – 2 adet yumurta
    – 1 su bardağı süt
    – 1 su bardağı sıvı yağ
    – 2 paket vanilya
    – 2 paket kabartma tozu
    – 2 su bardağı bal kabağı rendelenmiş(çiğ
    olarak rendelenecek)
     Üzeri için;
    – Beyaz çikolata

    Bal kabaklı kek tarifi Hazırlanışı:
    İlk olarak yumurta ve şekeri köpürene kadar çırpın. Bal kabağı hariç tüm malzemeleri koyup iyice karıştırın.  En son bal kabağını da ekleyip karıştırın.  Yağladığınız kek kalıbına hamuru döktükten sonra 180 derece fırında 40 dakika kadar pişirin.  Ara sıra kontrol edin. Keki kalıptan çıkardıktan sonra benmari usülü erittiğiniz beyaz çikolatayla süsleyin. Afiyet olsun…

    Bal kabaklı kek tarifi
    Bal kabaklı kek tarifi
  • Düz bir karın hayal değil

    Düz bir karın hayal değil

    Her kadın, doğumdan sonra eski kilosuna ve vücut görünümüne kavuşmayı diler. Fakat ne yazık ki, özellikle hamilelik döneminde görülen karın sarkmaları, bu hayalin önünde bir engel olarak durur. Buna rağmen hamilelik öncesinde ve sonrasında alınacak birkaç önlemle düzgün bir karna sahip olmanız mümkün! Memorial Ataşehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Uz. Dr. Dilek Aytekin, karın sarkmalarına karşı alınabilecek önlemleri sizin için anlatıyor.

    Kilo Kontrolü sağlayın
    Hamile kalmadan önce ideal kilonuzda olmaya gayret edin. İdeal kilo tespitinizde Beden Kitle İndeksi’nden (BKİ) yararlanabilirsiniz. Normal bir BKİ’ye sahipseniz, hamilelikte 11,5–16 kg arasında kilo almanızı idealdir.

    Beslenmenize dikkat edin
    Hamile bir kadının, normal bir kadına göre günde fazladan 300 kaloriye ihtiyacı vardır. Bu da yaklaşık yüzde 15’lik bir artış, yani günlük 2300 kaloriye denk gelir. Fakat önemli olan, fazla miktarda yemek ve kilo almak değil, gerekli gıdaları dengeli ve yeterli miktarda almaktır.

    Egzersiz yapın
    Hamilelikte yaptığınız egzersizler, kontrollü kilo almayı sağlamasının yanı sıra, dolaşım sisteminizin daha iyi çalışmasına da katkıda bulunur. Düzenli egzersiz, doğum sonrasında da hızla toparlanmanızı sağlar ve aldığınız kiloları daha kolay vermenize yardımcı olur.

    Doğru Rejimi Uygulayın
    Doğum sonrasında, tıpkı hamileliğinizde olduğu gibi bebeğinizin ihtiyaçları ve vücudunuzun forma girmesi bir dengede tutulmalı, bu yönde beslenme rejimlerini uygulayabilirsiniz.

  • 2014 Ofis işyeri kombinleri…

    2014 Ofis işyeri kombinleri…

    2014 Çalışan kadınlar kombinlerinde genellikle iki parça modelleri tercih edebilirler. Etek gömlek kombini, ceket etek kombini ya da uzun tunikler altına bol kumaş pantolon kombinleri, 2014 ofis koleksiyonunda yer alan ürün çeşitleri arasında geliyor.Ofis şıklığı çalışan hanımlar için her zaman önemlidir. İş toplantılarında, davetlerde, günlük ofis şıklığında enerjik ve pozitif bir görünüm önemlidir… Sizler için derlediğimiz 2014 Ofis işyeri kombinleri galerimizde sizlerle…

    2014 Ofis işyeri kombinleri

    2014 Ofis işyeri kombinleri...
    2014 Ofis işyeri kombinleri…
    2014 işyeri kombinleri
    2014 işyeri kombinleri
    ofis kıyafetleri
    ofis kıyafetleri
    2014 ofis kıyafetleri
    2014 ofis kıyafetleri

    2014_ofis_isyeri_kombinleri (5)

    ofis kıyafetleri 2014
    ofis kıyafetleri 2014
    ofis kombinleri 2014
    ofis kombinleri 2014
    2014 ofis kombinleri
    2014 ofis kombinleri
    2014 kombinleri
    2014 kombinleri
    2014 çalışan kadın kıyafetleri
    2014 çalışan kadın kıyafetleri
    2014 çalışan kadın kıyafetleri
    2014 çalışan kadın kıyafetleri
    2014 çalışan kadın kıyafetleri
    2014 çalışan kadın kıyafetleri
    2014 çalışan kadın kıyafetleri
    2014 çalışan kadın kıyafetleri
    2014 çalışan kadın kıyafetleri
    2014 çalışan kadın kıyafetleri
    2014 çalışan kadın kıyafetleri
    2014 çalışan kadın kıyafetleri
  • Banyonun güzel kokması için ipuçları

    Banyonun güzel kokması için ipuçları

    Eski su tesisatı, borularda biriken bakteriler ya da rutubet gibi, kolayca halledemeyeceğimiz kötü koku kaynakları bu duruma neden olur. Banyonu güzel kokması için uygulanabilecek birkaç pratik yöntem bulunsa da, kötü kokudan kurtulmanın en etkili yolu elbette, kokunun ana nedenini bulup ortadan kaldırmaktır.

    Karbonat

    Klozet rezervuarına yarım bardak karbonat dökün. Karbonat yüzeyleri aşındırmayan, doğal bir koku önleyicidir ve rezervuarda biriken sudan kaynaklanan kötü kokular varsa onları emerek ortadan kaldıracaktır. Eğer rezervuardan güzel bir koku yayılmasını istiyorsanız, karbonat yerine yarım bardak limon suyu dökebilirsiniz. Limon suyu da hiçbir şekilde tesisata zarar vermeden, asidik yapısıyla kötü kokuları emecek ve dışarıya güzel bir limon kokusu yayacaktır.

    Limon Suyu

    Karbonatı kötü kokulara karşı kullanmanın başka bir yolu da bir bardak karbonatı kaba koyarak, banyoda özellikle rutubet alan ya da koku geldiğini düşündüğünüz yere yakın olarak yerleştirmenizdir. Banyonun büyüklüğüne göre birkaç farklı kap hazırlayabilirsiniz. Karbonat kötü kokuları çekecektir. Aynı uygulamayı bir kap limon suyuyla da deneyebilirsiniz. Limon suyu banyoya güzel bir koku yayacaktır.

    Beyaz Sirke

    Yarım bardak beyaz sirkeyi, gezdirerek klozetin içine dökün. Hatta dilerseniz sirkeyi bir sprey şişenin içine koyup zemine, lavabo ve küvete de sıkabilirsiniz. Klozet dışındaki yüzeyleri nemli bir bezle silmeniz yeterlidir. Sirke bakterileri öldürür ve katılaşmış su birikintilerini çözer. Dezenfektan özelliğiyle de beyaz sirke, doğal bir koku gidericidir.

    Su Giderleri

    Su giderlerinin tıkalı olmamasına özen gösterin. Tıkalı giderler kötü kokunun başlıca kaynaklarındandır. Suyun kesinlikle borulardan gitmediği hallerde lavabo açıcı gibi ürünlerden faydalanabilirsiniz ama daha doğal bir yöntem istiyorsanız, ayda bir kere giderlere bir bardak karbonat ve ardından bir bardak beyaz sirke dökebilirsiniz.

    Detaylı Temizlik

    Temizlik günlerinde klozet, lavabo ve küveti iyice ovarak, banyoyu bakterilerden arındırdığınıza emin olun. Eğer çamaşır suyu veya diğer kimyasal temizlik ürünlerini kullanıyorsanız, bunları uzun süre solumamaya çalışın. Temizlik sırasında maske ve eldiven kullanın. Temizlik sonrası banyoyu iyice havalandırmayı ihmal etmeyin.

    Kokulu Ürünler

    Banyonuzu sık sık havalandırın. Banyoya oda kokusu, kokulu sabunlar veya kokulu mumlar koyarak, etrafa güzel bir koku yayılmasını sağlayabilirsiniz.

  • 2014 yılbaşı makyaj önerileri

    2014 yılbaşı makyaj önerileri

    Yılbaşında gideceğiniz mekana göre makyaj uygulamak çok önemlidir. Gece kulubü, restoran ve aile yemeği gibi yerlerin her birinde farklı noktalar ön plana çıkarılmalı ve bazıları geri planda tutulmalıdır.

    Gece kulubü makyajı yaparken:

    Spot ışıklarının altında, sıcak bir ortamda tüm gece dans edeceğiniz ve eğleneceğiniz bir yılbaşı geçirecekseniz kesinlikle parlak renkler tercih etmelisiniz. Parlak rujlar, simli farlar ve allıklar kesinlikle elinizin altında olmalıdır. Önce yüzünüzü nemlendirin. Nitekim tüm gece kimyasal taşıyacak olan yüzünüzün bakımı önemlidir. Ardından fondöten uygulayın ve yüzünüzün üst kısmından başlayarak far, eyeliner, göz kalemi, rimel ve allık sürmeyi sırayı bozmadan yapın. Evden çıkarken yapacağınız son iş rujsürmek ve parfüm sıkmak olmalıdır. Açık bir elbise giyeceksiniz ton farkına dikkat edin. Teni bronz ancak yüzü fondöten nedeniyle bembeyaz bir kadın asla kabul görmeyecektir.

    Aile yemeği:

    Aile yemeği en az makyaj yapmanız gereken yerdir. Bakımlı ancak doğal havası vermeniz önemlidir. Far için şeftali tonları veya hafif simli pembe ve mavi kullanabilirsiniz. Fazla allık veya fondöten kullanmayın. Rujunun ise kesinlikle kırmızı olmasın. Daha hafif, ten rengi tonlarını tercih edebilirsiniz. Nitekim, aile üyelerinin ya da yaşlıların makyaja bakış açısı bellidir. Genelde sizi doğal görmekten hoşlanacakları için rahat edeceğiniz bir makyaj uygulaması tercih edin.

    Restoranda yemeğe giderken:

    Restoranda başbaşa yenilecek bir yemekte sevgiliniz veya eşinizin gözlerinin sürekli sizde olacağını unutmayın. O nedenle belki de en dikkatli ve pürüzsüz çalışmanız gereken konu restorana giderken yaptığınız makyajdır. Nemlendiricisiz asla makyaja başlamayın. Işıkların altında pudranın kuruttuğu bir cilt hiç hoş görünmeyecektir. Dudaklarınızı dolgun gösterecek bir ruj seçin. Göz makyajı en önemli adımdır. Nitekim tüm gece gözler üzerinizde olacak. Özellikle rimel sürerken çok dikkatli olun. Gözlük veya lens kullanıyorsanız ekstra özen gösterin.

    Bu yerler dışında bir mekanda yılbaşı kutlayacaksanız da ortama uygun makyaj tonlarını seçin. Bu bir ofis eğlencesi ise ciddi, arkadaşlarla kız kıza kutlanacak bir akşamsa sevimli tonlar tercih edilebilir.