Blog

  • Hangi korunma yöntemi size göre?

    Hangi korunma yöntemi size göre?

    Günümüzde kadınlar kariyer planlaması ya da farklı nedenlerle çocuk sahibi olmayı erteleyebiliyor. Bu konuda kadınların en büyük yardımcıları da birbirinden farklı doğum kontrol yöntemleri. Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Başar Önal, gebelikten korunmada en çok tercih edilen yöntemler olan rahim içi araçlar ve doğum kontrol haplarını karşılaştırarak, bilgi verdi.

    Rahim içi araç
    Üİkemizde ve gelişmekte olan ülkelerde en çok tercih edilen korunma yöntemi olan rahim içi araçlar (spiral) yüzde 99 oranında etkili oluyor. Standart, bakırlı, altınlı ve hormonlu olmak üzere değişik tipleri bulunan bu korunma yöntemi; rahim içinde yer kaplayarak döllenmiş yumurtanın yerleşmesine engel olma prensibiyle çalışıyor. Hormonlu tipleri ise salgıladıkları progesteron hormonu etkisiyle yumurtlama sürecine engel oluyor. Rahim içi araç (RİA) uygulamasının, tercihen adet döneminde yapılması gerekiyor. Uygulamayı takip eden ilk ayın ardından kontrol muayenesi yapılıyor. Bu sayede aracın rahme uyum sağlamaması veya yerinden kayması gibi durumlar fark edilebiliyor. Kasık ağrılarının çok şiddetli olması, iki ay içinde azalmaması veya kanamaların normal miktarının iki katına ulaşması gibi durumlar halinde RİA’nın çıkarılması gerekiyor. Yabancı bir cisim olan RİA kullanan kadınlarda, genital organların iltihabi hastalıklarına sıkça rastlanabiliyor. Bu tür hastalıklarla fazlaca karşılaşan hastaların değişik bir korunma yöntemi tercih etmesi gerekiyor. Öte yandan doğum yapmamış kadınlarda, iltihabi hastalık riski nedeniyle RİA’nın ilk tercih edilen yöntem olmaması öneriliyor.

    Doğum kontrol hapı
    Gebelikten korunmada en sık tercih edilen bir başka yöntem de oral kontrasepti (OK) yani doğum kontrol hapı kullanımı oluyor. Bu ilaçların uzun süreli kullanımda yumurtalık ve rahim kanserine yakalanma oranlarını düşürdüğü ancak 10 yılı aşan sürelerde meme kanseri riskini az oranda da olsa artırdığı biliniyor. Doğum kontrol hapı korunmanın yanı sıra sancılı adet görme, adet düzensizliği, yumurtalık kistlerinin tedavisi ve kıllanma gibi durumlarda da kullanılıyor. Kadınlarda adet kanamalarının miktarını ve süresini azaltan bu ilaçların östrojen ile progesteron hormonu içeren türü olduğu gibi yalnızca progesteronlu çeşitleri de bulunuyor. Genellikle 21 ile 28 haplık tabletleri bulunan bu ilaçların kullanımına ilk ay adetin birinci gününde başlanıyor. 21 tane hap tamamlandığında yedi gün ara verilip, yeni kutuya başlanması gerekiyor. 28 hap içeren kutularda ise ilaca yine ilk ay adetin birinci günü başlandıktan sonra aralıksız kullanılması önem taşıyor. Ailesinde meme kanseri öyküsü bulunan, kalp damar rahatsızlığı ve pıhtılaşma bozukluğu olan kişiler ile 35 yaşın üzerinde, sigara kullanan kadınların bu yöntemi doktoru ile görüşerek ve risk faktörlerini kabul ederek kullanması gerekiyor.

    Hangisi size göre?
    Her iki yöntemin de koruyuculuğu yüzde 99 oranında seyrediyor. RİA’nın koruyucu etkisi takıldığı anda başlıyor, çıkarıldığında da son buluyor. Bu yöntemde kadının her gün bir ilaç almak gibi yükümlülüğü bulunmuyor. Doğum kontrol hapı kullanımında tıbben sakınca varsa RİA tercih ediliyor. Kanamaları fazla, adetleri sancılı olan, sık genital iltihabi hastalık geçiren ve RİA ile rahat edemeyen kadınlara ise doğum kontrol hapı öneriliyor. Hangi doğum kontrol yönteminin uygun olduğu konusunda bir uzmana danışılması, gerekli muayene ve tetkiklerden sonra yöntemin belirlenmesi önem taşıyor.

  • Rumeli böreği tarifi

    Rumeli böreği tarifi

    Rumeli böreği nasıl yapılır ? Rumeli böreği malzemeleri nelerdir ? Rumeli böreği tarifi…

    Malzemeler

    6 su bardağı un
    1 çorba kaşığı sirke
    Bir buçuk tatlı kaşığı tuz
    Yeteri kadar ılık su

    Aralarına sürmek için:
    3 su bardağı sıvıyağ

    İçi için:
    750 gram pırasa
    2 adet soğan
    1 çorba kaşığı tereyağı
    250 gram kıyma
    Tuz, karabiber, pulbiber

    Üzerine:
    1 adet yumurta sarısı

    Rumeli Böreği Yapılışı
    Yoğurma kabına unu eleyin. Sirke ve tuz ilave ettikten sonra kulak memesi yumuşaklığında bir hamur elde edene kadar ılık su katarak yoğurun. Üzerini nemli bir bezle örterek 15-20 dakika dinlendirin ve 3 parçaya ayırın. Her parçayı 10 adet bezeye ayırın ve toplam 30 adet beze elde edin. Önce 10 adet bezeyi unlayarak kahve tabağı büyüklüğünde açın. Aralarına 1 su bardağı sıvıyağ sürerek üst üste koyun. Daha sonra tek bir yufka olacak şekilde açın. Diğer bezeleri de aynı şekilde hazırlayın. Toplam 3 adet büyük yufka elde edin. İç harç için tereyağı, kıyılmış pırasa ve soğanı tencereye alıp kavurun. Kıyma katın ve 2-3 dakika daha kavurduktan sonra ocaktan alın. Tuz, karabiber ve pulbiber ilave ettikten sonra tüm malzemeyi karıştırıp, soğumaya bırakın. Soğuyan iç harcı üçe ayırın. Açtığınız 3 adet yufkayı ortadan ikiye kesin ve toplam 6 adet yarım yufka elde edin. Yufkanın yuvarlak kısmına pırasalı iç harçtan koyun ve rulo şeklinde sarın. 7-8 cm uzunluğunda kesip, yağlanmış fırın tepsisine dizin. Diğer yufkaları da aynı şekilde hazırlayın. Böreklerin üzerine yumurta sarısı sürün ve önceden ısıtılmış 200 derece fırında üzerleri kızarana kadar pişirin. Sıcak olarak servis yapın.

  • Diesel Black Gold 2014 Koleksiyonu

    Diesel Black Gold 2014 Koleksiyonu

    Diesel Black Gold 2014 Koleksiyonu galerimizde sizlerle…

    Diesel Black Gold 2014 Koleksiyonu

    Diesel Black Gold 2014 Koleksiyonu
    Diesel Black Gold 2014 Koleksiyonu
    Diesel Black Gold 2014 Koleksiyonu
    Diesel Black Gold 2014 Koleksiyonu
    Diesel Black Gold 2014 Koleksiyonu
    Diesel Black Gold 2014 Koleksiyonu
    Diesel Black Gold 2014 Koleksiyonu
    Diesel Black Gold 2014 Koleksiyonu
    Diesel Black Gold 2014 Koleksiyonu
    Diesel Black Gold 2014 Koleksiyonu
    Diesel Black Gold 2014 Koleksiyonu
    Diesel Black Gold 2014 Koleksiyonu
    2014 Diesel Black Gold
    2014 Diesel Black Gold
    2014 Diesel Black Gold
    2014 Diesel Black Gold
    2014 Diesel Black Gold
    2014 Diesel Black Gold
    2014 Diesel Black Gold
    2014 Diesel Black Gold
    2014 Diesel Black Gold
    2014 Diesel Black Gold
    2014 Diesel Black Gold
    2014 Diesel Black Gold

  • Yılbaşı 2014 dekor hazırlıkları…

    Yılbaşı 2014 dekor hazırlıkları…

    Yılbaşı 2014 dekor hazırlıkları dekor fikirleri galerimizde sizlerle…Her yılbaşı yeni umutların, hedeflerin, hayallerin ve güzel dostlukların başlangıcıdır. 2014 yılının en özel yılınız olması dileğiyle..

    Yılbaşı 2014 dekor

    Yılbaşı 2014 dekor
    Yılbaşı 2014 dekor
    Yılbaşı 2014 dekor
    Yılbaşı 2014 dekor
    Yılbaşı 2014 dekorasyon
    Yılbaşı 2014 dekorasyon
    2014 Yılbaşı dekorasyon
    2014 Yılbaşı dekorasyon
    2014 Yılbaşı dekor
    2014 Yılbaşı dekor
    2014 Yılbaşı dekor
    2014 Yılbaşı dekor

    2014_yilbasi_dekor_hazirliklari (7)

    2014_yilbasi_dekor_hazirliklari (8)

    2014_yilbasi_dekor_hazirliklari (9)

    2014_yilbasi_dekor_hazirliklari (10)

    2014_yilbasi_dekor_hazirliklari (11)

    2014_yilbasi_dekor_hazirliklari (12)

    2014_yilbasi_dekor_hazirliklari (13)

    2014_yilbasi_dekor_hazirliklari (14)

    2014_yilbasi_dekor_hazirliklari (15)

    2014_yilbasi_dekor_hazirliklari (16)

    2014_yilbasi_dekor_hazirliklari (17)

    2014_yilbasi_dekor_hazirliklari (18)

    2014_yilbasi_dekor_hazirliklari (19)

    2014_yilbasi_dekor_hazirliklari (20)

    2014_yilbasi_dekor_hazirliklari (21)

    2014_yilbasi_dekor_hazirliklari (22)

    2014_yilbasi_dekor_hazirliklari (23)

    2014_yilbasi_dekor_hazirliklari (24)

    2014_yilbasi_dekor_hazirliklari (25)

    2014_yilbasi_dekor_hazirliklari (26)

  • Kış sezonu aslında diyet sezonudur…

    Kış sezonu aslında diyet sezonudur…

    İstenilen ölçülere sahip olmak için de ideal bir mevsim olduğunu ifade ederek, “Kış sezonu aslında diyet sezonudur” dedi.

    Beslenme ve Diyet Uzmanı Fatma Merve Kalelioğlu, kış mevsiminin insanların kendine vakit ayırmak için oldukça uygun bir zamanken, istenilen ölçülere sahip olmak için de ideal bir mevsim olduğunu ifade ederek, “Kış sezonu aslında diyet sezonudur” dedi. Beslenme tarzının, gelecekteki sağlık ve hastalıklardan korunma ile günlük yaşantıyı etkilediğini ifade eden Medical Park Tokat Özel Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Fatma Merve Kalelioğlu, her gün farklı aromalar, yeni lezzetler ile karşımıza çıkan gıda sektörünün kimi zaman sağlıklı yiyecekleri önümüze sunarken kimi zamanda sağlığı çok da önemsenmeyebildiğini söyledi.

    Halk arasında genelde “iyi ve kötü besinler” diye bir görüş olduğunu ifade eden Kalelioğlu, “Aslında iyi veya kötü olması değildir olay, kime göre iyi, kime göre kötü? Yeni başlangıçlar yapmak, zayıflamak, sağlıklı olmak, kilo almak hiçbiri için geç kalınmaz, ne zaman isterseniz o zaman yeni başlangıçlar yapılabilirsiniz. Hedefleriniz olmalı asla vazgeçmemeli ve vazgeçilse de tekrar başlanmalı. Kış mevsimi, kendinize vakit ayırmak için oldukça uygun bir zamanken, istediğiniz ölçülere sahip olmak için de idealidir. Kış sezonu aslında diyet sezonudur, yeni yıla yaklaştığımız günlerde sizlerde sağlığınız için formunuz için bir diyetisyene danışınız” diye konuştu.

    Medical Park Tokat Özel Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Fatma Merve Kalelioğlu, önemli olanın geç kalmadan tedavi sürecinin başlaması olduğunun altını çizerek, “En son ne zaman kendiniz için bir şey yaptınız? Uzun zamandır hissettiğiniz ağrılarınız için, halsizliğiniz için ne zaman bir uzmana danıştınız? Peki, ağırlığınıza bakmak için son tartıldığınız günü hatırlıyor musunuz? Araçlarınızı düşünün, belirli aralıklarla periyodik bakıma götürür, yağ kontrollerini, lastik kontrolleri vs bakımlarını yaptırırsınız. Evinizde kullandığınız elektronik cihazları sık sık kontrol ettirirsiniz ki bozulursa geri dönüşü olmayan arızalar vermesin diye. Peki kendiniz için ne yaparsınız? Hiç acaba vücut yağ oranım ne kadar, BKI’iniz (beden kütle indeks) hangi aralıkta, ’acaba ağırlığım boyuma göre normal mi, yoksa 1-2 kg mı fazlam var ya da obez miyim’ diye düşündünüz mü? Bizler genellikle sağlık ile ilgili sıkıntılar ortaya çıkana kadar dikkatsizce yaşamaya devam eder, sonra sıkıntılar başladığı zaman da çözüm bulmak için aranır dururuz. Aslında yapılacak iş çok basit sağlıklı beslenmek, ideal kiloda olmak” şeklinde konuştu.

  • Ketojenik diyet

    Ketojenik diyet

    Ketojenik diyet nöbetleri tedavi etmek için kullanılan özel bir yüksek yağ diyetidir. Krema, ve bitkisel yağlar gerekli olan yağı temin etmek için kullanılır. Diyet; şeker, ekmek, yulaflı kahvaltı gevreği, makarna ve süt gibi yiyeceklerin tuketimine izin vermez.Bütün yiyecekler gram bazında tartılıp dikkatle hazırlanmalıdır. Diyetin etkili olması için, her öğün bütünüyle yenmelidir.

    Diyet ilk defa 1920’lerde kullanılmış ama yeni anti-epileptik ilaçların gelişimiyle yıllarca kullanım dışı kalmıştır.

    Diyet nasıl çalışır?
    Ketojenik diyetin içindeki özel yiyecek kombinasyonları vücudun enerji olarak yağ kullanmasına neden olur. Sonuç olarak vücut ketonları üretir.

    Ketojenik diyet hangi tip nöbetlere iyi gelir?
    Diyet farklı türde nöbetlerde işe yarar ve herhangi bir nöbetle sınırlı değildir.

    Diyet nöbetleri kontrol altına almada ya da gidermede ne kadar etkilidir?
    Ketojenik diyetteki çocukların uzun süre takip edildiği çalışmalarda, ketojenik diyette olan çocukların 1/3’ünün %90’dan daha fazla nöbet kontrolü sağladığı ve bu çocukların yarısının nöbetlerinden tamamen kurtulduğunu bildirmiştir. Bir diğer 1/3’ü nöbet sayısında %50’den daha fazla azalma göstermiştir. Geri kalan 1/3’ü ise diyetin etkisizliğine ya da zorluğuna bağlı olarak devam etmemiştir.

    Diyet nasıl başlatılır?
    Diyet yakın tıbbi gözetim altında hastanede başlatılır. Diyet, yavaş yavaş arttırılarak tam miktarına 3-4 günlük bir süreç içinde ulaştırılır. Bu süre zarfında kanda şeker ve keton oranları gözlemlenir. Diyete başlamak için açlık periyodu gerekmese de bazı tıbbi merkezlerde kullanılır. Çocuk tam ketojenik diyet yiyebildigi zaman eve gidebilir.

    Diyetin nöbetleri azaltması ya da gidermesi ne kadar zaman alır?
    Diyet etkin hale hemen gelebilir ya da birkac ay gerekebilir. Her çocuk ve her bunye kendine özgüdür Genellikle ilk 12 hafta içerisinde iyileşme gözlenir.

    Çocuğum diyete başladıktan sonra anti-epileptik ilaçları durdurulacak mı?
    Eğer çocuk birden fazla epilepsi ilacı kullanıyorsa ketojenik diyete başladığında bir tanesi azaltılabilir. Geri kalan anti-epileptikler çocuğun nöbetleri zamanla iyileştikçe azaltılır.

    Diyet çocuğum için sağlıklı mıdır?
    Diyet kendi başına vitamin ve mineral açısından yetersizdir. Çocuğunuz ketojenik diyet tedavisindeyken onun için özel takviyeler reçete edilecektir. Diyet 2-3 yıl kullanılır. Daha sonra daha sıradan bir diyet uygulanır.

    Ketojenik diyetin herhangi bir yan etkisi var mıdır?
    Diyetin en sık rastlanan yan etkisi kabızlıktır. Bu problemi engellemek için diyette izin verilen yüksek lifli sebzeler yemek, bol su içmek gibi birçok seçenek vardır. Daha az gözlenen bir yan etki ise böbrek taşıdır. Bu problem çocuğunuzun yeteri kadar su içmesini sağlayarak engellenebilir. Başka az rastlanan bir yan etki ise yükselmiş lipid seviyesi ve azalmış büyüme oranıdır.

    KETOJENIK DIYET YOLCULUGU

    Ketojenik diyet, bakımı üstlenen kişinin zamanını, çocuğun ise irade gücünü gerektiren çok sıkı bir diyet programıdır. Son tıbbi araştırmalar, bu tedaviyi kullanan çocukların en az yarısında iyileşen nöbet kontrolü bildirmiştir. Çocuğunuz aşağıda belirtilen bir ya da daha fazla yarardan faydalanabilir.
    Nöbet sayısında azalma
    Nöbet şiddetinde azalma
    Nöbetlerin uzunluğunda (süresinde) azalma
    Anti-epileptik ilaçlarda azalma
    Zihinsel uyanıklıkta gelişme
    Çoğu ebeveyn ketojenik diyetin denemeye değer ve küçük yaşta başlamanın çocuğun büyümesini beklemekten daha iyi olduğu konularında hemfikirdir. Eğer diyet etkili olursa ve nöbetler daha iyi kontrol edilirse, diyete devam etme motivasyonu çok daha kolay bulunur. Ketojenik diyet ilk başta çok eziyetli olabilir, ailenizin dışarı çıkmasını hatta aile olarak beraber yemenizi sınırlandırabilir. Diyete başlamadan önce kendinizi, çocuğunuzu ve ailenizi hazırlamak, ailenizi mahrum ettiğiniz duygusunun stresini gidermeye yardım edebilir.

    Ketojenik diyet, yakın tıbbi takip gerektiren bir tedavidir. Diyetin çocuğunuzun büyümesine ve gelişmesine olanak tanımak için zaman içinde ayarlanacağını aklınızda bulundurun. Diyet eğer gerekirse nöbet kontrolünü arttırmak için de ayarlanabilir. Bu tedavi süresince doktorunuzla ve diyetisyeninizle devamlı iletişim halinde olacaksınız.

    Çocuğu ketojenik diyette olan çoğu ailenin diyet alışkanlıkları, planlanmış zamanlı öğünlerle ve ketojenik diyetin gerektirdiği meyve ve sebzelerin öğünlerde kullanılmasıyla degistirilir. Ketojenik diyette olan çocuklar, çoğu zaman özel yiyecekleri konusunda hassastırlar ve başka bir şey yemeye kalkışmazlar. Fakat bazı çocuklar uzun süren bir alışma sürecinden geçerler ve daha fazla ya da daha değişik yemekler için yalvarırlar. Kararlılık ve olumlu davranışları yüreklendirme ile gelişebilen diyette, davranışsal alışma süreci olduğunu bilmek çok önemlidir. Küçük çocuklar diyetlerin özel ve alternatifleri olmadığını bir kere öğrendiklerinde boyun eğerler. Daha büyük çocuklar ise hayal kırıklıklarını belli edip, öğün planında daha özel değişiklikler istemeyi öğrenirler.
    Diyetin ilk günlerinde, diyetteki bir çocuk için keto olmayan yiyeceklerin varlığı cezbedici olabileceği için bütün aile bireylerinin yardımında ısrarcı olun. Abur-cubur dolabını temizlemeniz gerekebilir. Tatiller ve doğum günleri için şeker yerine, ödül olarak sticker, oyuncak, sinema bileti gibi yemek olmayan şeyleri düşünün.

    Büyükanne ve babalar, akrabalar, bakıcılar diyetin amacını açık bir şekilde anlamalılardır. Böylelikle çocuğun diyetini şeker ya da diğer tatlıları vererek bozmamalılardır. Son olarak sizin gibi benzer deneyimlere sahip olan başka ailelerle konuşmak yardımcı olur. Diyetisyeninize eğer böyle bir aile telefon numarasını bu amaç için bıraktı mı diye sorun. Ketojenik diyette başarılı olmuş olan birçok aile diğer ailelere yardım etmek için heveslidir.

    Ketojenik diyet programı

    Ketojenik diyet, nöbet kontrolü için epilepsi uzmanları, nörolog, diyetisyen, hemşire, eczacı ve soysal hizmet çalışanlarının uzmanlıklarının gerektiği bir tedavidir. Eğer çocuğunuz için ketojenik diyetin yararlı olduğu kanıtlanırsa, bu diyette 2 yıl kadar kalacaktır. Bu süre zarfında çocuğunuzun tıbbi takımı tarafından yakından gözlenmesi önemlidir. Diyetin güvenli olarak yönetildiğinden emin olmak için atacağınız adımlar aşağıdaki gibidir:

    1. Nörolojik değerlendirme ve Ketojenik diyet programına yönlendirme
    2. Diyetisyen ile tanışma. Bütün ebeveyn ve bakımı üstlenen kişilerin katılması teşvik edilir. Diyet detaylı bir biçimde açıklanır. Diyetisyen çocuğunuzun beslenmesini değerlendirir. Bu sırada hastaneye yatış zamanı belirlenebilir.
    3. Ketojenik diyet öncesi laboratuar çalışmaları, nörolog tarafından belirlenen metabolik bozuklukların olasılıklarını ekarte eder.
    4. Ketojenik diyet için hastaneye yatış. Yatış süresi 3-4 gündür. Çocuğunuz hastaneye yattığı günde ya da ertesi gunu diyete başlar. Laboratuar çalışmaları hastaneye yatmanın sabahında yapılabilir.
    5. Ketojenik diyet takip yönetimi, medikal takımınızı görmek için nöroloji kliniğine düzenli programlanmış ziyaretlerinizi içerir. Diyet ve ilaçlardaki ayarlamalar en iyi nöbet kontrolünü sağlamak için yapılacaktır. Diyetisyen her ziyaretinizde besin değerlendirmesi yapacaktır. Her ziyaretinizde laboratuar çalışmaları tekrarlanacaktır.

    Tedarik Listesi
    Yiyecekleri tartmak için tartı: taşınabilir gram ölçekli 1 gram hassaslığında.
    Tartılar düzenli olarak evde kalibre edilmelidir.
    Önerilen mutfak aletleri
    Az miktar yemekler için küçük plastik saklama kapları
    Sıvılar için kapaklı plastik içecek şişeleri
    Küçük çocuklar için dökülmeyi önleyen kapaklı bardaklar
    Yemeklerin her lokmasını sıyırabilmek için küçük ve ucu silikon olan spatulalar
    Sıvıları ölçmek için mililitreli ölçme kabı
    Bükülebilir plastik kamışlar
    Mikrodalgada pişirebilmek için mikrodalgaya dayanıklı küçük kaplar
    Öğünle seyahat edebilmek için küçük soğutucular ya da yalıtılmış çantalar
    Okul yemekleri ya da seyahat için yalıtılmış şişeler ya da kaplar
    Yemeklerin küçük parçalarını yiyebilmek için kürdan
    Blender
    Kremayı çırpmak için milkshake karıştırıcısı ya da el çırpıcısı
    Yemek kaplarını etiketlemek için bant
    Mikrodalga fırın
    Küçük porsiyon hazırlamak için küçük tava

    Gözlemleme aletleri
    Çocuğunuzu her hafta evde tartabilmek için banyo tartısı
    Kan keton ve seker stikleri ve İdrar keton testi çubukları (eczanelerde bulunur)

    Diyete başlamak
    Ketojenik diyetin başlangıcı için çocuğunuz hastaneye yatırılacaktır. Bu süre zarfında ketojenik takım onu dikkatlice gözlemleyecektir.
    1. Gün
    Hastaneye gitmeden önce çocuğunuza sağlıklı bir kahvaltı yaptırtın. Şeker, kurabiye, pasta, turta ve çörek gibi şeker miktarı yüksek yiyeceklerden kaçının.

    Ketojenik diyet öncesi kan testleri laboratuarda yapılacak ya da çocuğunuz hastanedeyken kan alınacaktır (daha önceden de kan alınmış olabilir).

    Öğlen veya aksam yemeği saatinde Ketojenik diyet hastanede başlatılacaktır.

    Çocuk, su ve kafeinsiz diyet sıvıları her 1-2 saatte bir içmesi için teşvik edilecektir.

    Parmaktan alınan kanla, kan şekeri ve keton duzeyi bir test çubuğu ile ölçülecektir.

    Çocuğunuzun diyetisyeni sizinle görüşüp diyet başlangıcını açıklayacak ve sorularınızı cevaplayacaktır.

    2. Gün

    Diyet birinci günden daha fazla miktar yemek ve özel formülle ilerleyecektir.

    Çocuğunuz her 1-2 saatte bir sıvı içmeye devam eder.

    Kan şekeri ve keton seviyeleri ölçülmeye devam edilecektir.

    Tartıyı ve ketojenik diyet öğünlerini hazırlamayı öğrenmeye başlayacaksınız.

    Diyetisyeninize çocuğunuzun evdeki öğünlerini planlaması için yardım edeceksiniz.

    Çocuğunuza eve gittikten sonra her gün vereceğiniz özel vitamin ve mineralleri öğreneceksiniz.

    3. Gün

    Diyet toplam miktarda katı gıda ya da özel formüllü mama miktarına çıkartılır.

    Çocuğunuz her 1-2 saatte bir sıvı içmeye devam eder.

    Kan şekeri ve keton seviyeleri ölçülmeye devam edilecektir.

    Hastalıklar sırasında diyeti nasıl ayarlamanız gerektiğini öğreneceksiniz.

    Çocuğunuz yemeği reddederse ya da çok acıkırsa neler yapmanız gerektiğini
    öğreneceksiniz.

    Kabızlığı engellemek için diyeti nasıl ayarlamanız gerektiğini öğreneceksiniz.

    Eve götürmek için çocuğunuzun 2 ya da 3 öğününü hazırlayacaksınız.

    Eğer çocuğunuz 3 tane yemeği yemiş ve midesinde tutmayı başarabilmişse eve gitmeye hazırdır. Eğer çocuğunuz kusuyorsa ya da düşük kan şekeri varsa ekstra bir gün kalmaya ihtiyacı olabilir.

    Takip
    Çocuğunuz eve döndükten sonra Ketojenik Diyet Takımı telefon ya da elektronik posta yoluyla sizinle yakın irtibatta olacaktır. Takip randevularınız için her 3 ayda bir hastaneye gelmeniz gerekecektir. Ilk randevunuz diyet baslangicindan 1 ay sonra olacaktir.Bu randevularda büyüme kontrolü, laboratuar çalışmaları ve nörolojik ve besin değerlendirilmeleri yapılacaktır.

  • Ten rengini beyazlatan bitkisel formül

    Ten rengini beyazlatan bitkisel formül

    Suna Dumankaya’dan evde hazırlayıp uygulayabileceğiniz bir tarif.

    Malzemeler

    1 tatlı kaşığı lanolin(Yaprağıdan elde edilen, eczacılıkta ve parfümeride kullanılan, sarımtırak renkte bir yağ)
    1 çorba kaşığı vazelin
    1 çorba portakal suyu
    1 tatlı kaşığı taze elma suyu
    1 çorba kaşığı beyaz kil

    Hazırlanışı

    Lanolin ve vazelini benmari usulü eritin. İçine 1 çorba portakal suyu, 1 tatlı kaşığı taze elma suyu, 1 çorba kaşığı beyaz kili ekleyin. Bu karışımı bir cam şişede, soğuk yerde saklayın. Evde olduğunuz zamanlarda bu karışımı yüzünüze sürün. Kalabildiği kadar kalması ve daha sonra da cildin durulanması, aynı uygulamanın haftada 3 gün uygulanması öneriliyor. Dışarıya çıkarken de en az 20 faktörlü bir krem kullanması gerektiği belirtiliyor.

    Ten rengi beyazlatma önerileri için tıklayın !

  • Yatakta sessiz kalmayın

    Yatakta sessiz kalmayın

    Bunun için başlangıç olarak sevişme sırasındaki yüz ifadenizden utanmayı bırakın. Yüzünüzdeki kan dolaşımının artması yanaklarınızın parlamasına ve terlemenize neden olurken, gözleriniz ve ağzınız gerilmekle gevşemek arasında gider gelir. Bu görkemli anları en iyi şekilde yaşamak için verdiğimiz ipuçlarını takip edin.

    Derin nefes alın!

    “Derin ve yavaş yavaş nefes almak, konsantre olmanızı sağlar. Sizi, dış dünyanın karışıklığından, tüm duyularınızın daha yoğun olduğu ve bu sayede kolayca rahatlayıp, gevşeyebileceğiniz, iç alanınıza doğru çeker” diye anlatıyor Touch Me There! (Buraya Dokun!) adlı kitabın yazarı, cinsellik uzmanı Yvonne Fulbright. Beyniniz tümüyle duygularınızın etkisi altındayken fiziksel kusurlarınıza kafa yormanız da imkansız olacaktır.

    Onu takip edin!

    Fulbright, “Sevgiliniz gözlerini kısıp, dudaklarını ısırdığında ya da herhangi bir keyif belirtisi gösterdiğinde onun yüzüne odaklanın” diyor. Onun aldığı keyfi yaşamak için sevgilinizin tepkilerinden faydalanabilirsiniz. Keyifle karşılayacağı bu durum ayna etkisi yaratarak size heyecan olarak geri dönecektir. Göreceksiniz; mutluluk daha çok mutluluk getirir.

  • Dişleri doğru fırçalama yöntemleri neler?

    Dişleri doğru fırçalama yöntemleri neler?

    Diş fırçalama, diş ve diş etlerinin sağlığını korumak açısından büyük önem taşıyor. Dişlerini temizlemek isterken, yanlış fırçalama tekniği yüzünden pek çok kişi istemeden diş ve diş etlerine zarar verebiliyor. Nazik hareketlerle, dişlerin mümkün olan her yerine ulaşarak yapılması gereken diş fırçalama işlemi, sert ve yanlış müdahalelerle diş sağlığını tehdit edebiliyor. Doğru diş fırçalama tekniğinin de en az diş fırçalamanın kendisi kadar önemli olduğunu belirten Diş Hekimi ve Protez Uzmanı Çağdaş Kışlaoğlu, konuyla ilgili görüşlerini paylaşıyor.

    Doğru diş fırçalama ile ömür boyu sağlıklı dişlere sahip olmayı garantileyin

    Doğru bir diş temizliği için öncelikle diş fırçasının kullanımdan önce ıslatılmaması gerektiğini bilmek ve yaklaşık nohut büyüklüğünde diş macunu kullanmak gerekiyor. Dişlerin bulunduğu tüm yüzeylerin diş fırçasıyla fırçalanması da, doğru diş fırçalamanın olmazsa olmazları arasında yer alıyor.

    Diş fırçalama işlemine en az 2 dakika ayırmak gerektiğini ve dolgu, protez gibi işlem görmüş dişlere ekstradan özen göstermenin önemli olduğunu belirten Diş Hekimi ve Protez Uzmanı Çağdaş Kışlaoğlu, dişlerin düzenli olarak günde 2 kez, sabah ve akşam yemeklerden sonra fırçalanması gerektiğini sözlerine ekliyor. Çağdaş Kışlaoğlu, konuyla ilgili görüşlerini şu sözlerle sürdürüyor:”Tek yönlü, ileri geri ve sert hareketlerle yapılan diş fırçalama işlemi, dişin doğal yapısına ve diş etlerine zarar verebilmektedir. Diş fırçası, diş etinden dişlere doğru kullanılmalı, alt ve üst çene ayrı ayrı özenle fırçalanmalıdır. Ağız içindeki tüm dişlerin, tüm yüzeyleri dairesel hareketlerle fırçalanmalı, iç yüzeyler de dış yüzeyler kadar önemsenmelidir. Diş fırçalamada öne çıkan bir diğer konu ise, diş fırçalama işlemi sırasında dilin de fırçalanması gerektiğidir. Dilin üst düzeyi, dişlerde çürümeye ve ağızda kötü kokuya neden olması muhtemel pek çok bakteriye ev sahipliği yapmaktadır. Bu nedenle, uçtan geriye doğru dilin üst düzeyi de temizlenmelidir.”

    Doğru diş temizliği için diş fırçanızı 3 ayda bir yenileyin

    Doğru diş temizliğinde, diş fırçalarının niteliği ve kullanım süreleri de büyük önem taşıyor. Ağız içi hijyenini korumak için, diş fırçalarının 3 ayda bir mutlaka yenisi ile değiştirilmesi gerekiyor. Genellikle kullanımından sonra yerine ıslak olarak bırakılan diş fırçalarında bakterilerin üremesi ve diş fırçasıyla ağız içine yerleşmesi daha kolay oluyor. Diş fırçalarının, diş hekiminin kişiye özel olarak önereceği şekilde, diş yapısına uygun sertlik ve nitelikte olması da diş temizliğinde önemli bir diğer konu olarak öne çıkıyor. Doğru diş fırçalama tekniğiyle dişleri temizlemenin yanı sıra, bu hususları da dikkate almak gerekiyor.

  • Evli kadınlar daha stresli

    Evli kadınlar daha stresli

    stres, kadınları da erkekleri de farklı etkiliyor.

    “Kadınlar ve erkekler strese zihinsel ve fiziksel olarak farklı tepkiler verirler” diyen Uzman Psikolog Ayben Ertem, stresle baş etmenin yollarını anlattı.

    Kadınlar fiziksel belirtiler gösteriyorlar

    Yapılan çalışmalarda kadınlar stresle ilintili daha çok fiziksel belirtiler rapor etseler de, hayatlarının içinde diğer insanlarla bağlantıda kalmaya devam ediyorlar. Bu da onların stresle baş etmelerinde önemli stratejilerden biri oluyor.

    Kadınlar ve erkekler ortalamada benzer stres seviyeleri rapor etseler de kadınlar stres seviyelerinin hep en yüksekte ve hep yükselişte. Bir başka farklılık kadınlar, erkeklere oranla daha fazla fiziksel ve duygusal belirtiler gösteriyorlar.

    Evli kadınlar daha stresli

    Ertem’e göre kadınları erkeklerle kıyas etmenin yanı sıra evli kadınların stres seviyelerini bekar kadınlarla kıyaslamak da gerek, çünkü stresi farklı deneyimliyorlar. Araştırmada evli kadınlar, bekar kadınlara göre yaklaşık yüzde 33 daha yüksek stres seviyeleri olduğunu rapor etmişler. Aynı çalışmada evli kadınlar son 5 yıl içerisinde stres seviyelerinin artarak devam ettiğini de eklemişler. Öte yandan bekar kadınlar stresleri olsa bile başa çıkabildiklerini söylemişler. Evli kadınların en çok rapor ettiği durumlar ise artarak devam eden ağlama isteği, kızgın hissetme, huzursuz hissetme, baş ağrıları ve yorgunluk.

    Kadınlar konuşur, erkekler kaçar

    UCLA’ daki profesörlere göre erkekler stresli durumlarda “savaş ya da kaç” tepkisini kullanırlarken kadınlar, “yönelme ve dostluk kurma” tepkisini kullanıyorlar. Bu yönelme de stresi azaltmak ve kendini korumak için; kendisinin ve çocuğunun bakımıyla ilgilenme, şefkat, ilgi gerektiren aktivitelerdir. Dostluk kurma tepkisi ise sosyal ağ yaratma, arkadaşlık kurma ve devam ettirme gibi aktiviteler stresli süreçte onlara oldukça yardımcı oluyor. Erkeklerde savaş ya da kaç tepkisinin olmasının sebebi de erkeklerde oksitosin hormonunun daha az salgılanmasıdır. Stres durumunda erkek ya dışa vurmayıp kaçacak ya da savaşacak. Ayben Ertem’e göre, zaten günlük yaşama baktığınız zaman kadınlar stresli durumlarda birileriyle konuşmayı destek almayı ya da ne yapması gerektiğini sorma ihtiyacı hissederken erkekler stresli durumlarda kaçmayı, konuşmamayı tercih ederler ya da golf gibi streslerini atacakları ve odaklanmalarını gerektiren bir spor yaparlar.

    Stresin kaynağı, fiziksel ve duygusal belirtileri ne olursa olsun kadınlar ve erkekler stresle farklı yollarla baş ediyorlar. Amerikan Psikoloji Birliği’nin araştırmalarına göre; kadınlar arkadaşlarıyla ya da aileleriyle zaman harcamayı tercih ederken, erkekler spor faaliyetlerinde bulunmayı ya da kitap okumayı tercih ediyorlar. Kadınlar strese girdiklerinde yemek yediklerini rapor ederken; erkekler daha fazla spor yaptıklarını, hastalanmak istemediklerini ve kendilerini meşgul ettiğini dile getiriyorlar.

    Stresle baş etmenin yolları

    Spor yapmak, yürümek, masaj yaptırmak, ılık banyo yapmak, bir arkadaşla buluşmak, dans etmek, müzik dinlemek, nefes egzersizleri yapmak, kitap okumak stresle baş etmede etkili olabilecek yöntemlerdir. Ancak baş etmek mümkün olmadığında yardım almaktan kaçınmamak gerekir. O zaman da psikoterapi, biofeedback gibi yöntemlerden faydalanabilirsiniz. Biofeedback stresle baş etmede oldukça etkili bir yöntemdir.