Blog

  • Meme kanserinde tedavi nasıl planlanıyor?

    Meme kanserinde tedavi nasıl planlanıyor?

    Meme kanserinin tedavisi tümörün boyutu, yayılımı, hastanın ameliyata uygun olup olmadığı gibi etkenlere göre farklılık gösteriyor. Hastaya özel planlanan ve farklı branşlardaki doktorların bir arada yürüttüğü tedavi başarıyı da beraberinde getiriyor…

    Meme kanseri tanısı alan bir hastanın değerlendirilmesi ameliyata uygun olup olmadığı ile başlıyor. Tümörün boyutu, koltukaltı lenf bezlerinin tutulumu ve hastalığın başka organlara yayılımının araştırılması ile hastalık evrelendiriliyor. Meme kanserinin erken evrelerinde asıl tedavi cerrahi iken, ileri evre hastalıkta diğer tedavi türleri ön plana çıkıyor. Amerikan Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü, Meme Sağlığı ve Hastalıkları Ünitesi’nden Doç. Dr. Ece Dilege, meme kanseri tedavisinin nasıl planlandığını anlattı.

    Meme kanserinde tedaviye nasıl karar veriliyor?
    Tanı anında uzak metastaz varlığı geleneksel olarak ilk tedavinin ameliyat olmamasını gerektiriyor. Ayrıca tümörün göğüs duvarını tuttuğu durumlarda, meme cildinde yara ya da küçük tümör nodülleri varsa, hasta enflamatuar meme kanseri ise veya koltukaltında büyümüş ve birbirine yapışık, klinik olarak hastalıklı görünen lenf bezleri varsa ilk basamak tedavi kemoterapi (ilaç tedavisi) oluyor. Konsept olarak meme kanseri tedavisi lokal hastalığın cerrahi olarak tedavisi, radyoterapi (ışın tedavisi), kemoterapi, endokrin tedavi (hormon tedavisi), biyolojik tedavi veya bunların kombinasyonlarını içeriyor. Cerrahi tedaviyi takiben multidisipliner olarak hastanın takiben alacağı tedavi (adjuvan tedavi) planlanıyor.

    Koruyucu cerrahi hangi hastalara uygulanıyor?

    Meme kanseri ameliyatları iki bölümden oluşuyor. Hasta ameliyata alındığında meme ve koltukaltına iki farklı cerrahi uygulanıyor. Memeye yönelik yapılan iki temel ameliyat yönteminden biri meme koruyucu cerrahi de denilen, yalnız kanserli bölgenin çıkartılması, diğeri ise mastektomi yani memenin tamamının alınması oluyor.

    Meme koruyucu cerrahide tümör, etrafındaki bir miktar sağlam sınırlı meme dokusuyla beraber çıkartılıyor. Meme koruyucu cerrahide amacımız tümörün tamamını çıkartırken, geride estetik olarak kabul edilebilir bir meme bırakmak oluyor. Dolayısıyla tümör çapı ve meme volümü oranı önemli bir kriter olduğu için küçük meme ve büyük tümörlerde tercih edilmiyor. Memede farklı kadranlarda iki ve daha fazla tümör olduğunda ve yaygın kanser görünümlü mikrokalsifikasyon (kireçlenme) varlığında meme koruyucu cerrahi uygun olmuyor. Meme koruyucu cerrahinin en önemli şartı, ameliyat sonrasında kalan memeye radyoterapi yapılması… Radyoterapi hastalığın memede nüks etmemesi için yapılıyor. Eğer kişi sağlık durumu ya da sosyal durumu nedeniyle radyoterapi alamayacaksa meme koruyucu cerrahi yapılmıyor.

    Meme kanserinde kimlere cerrahi tedavi uygulanıyor?
    Hastalığın memede sınırlı olduğu hastalarda (evre 1, 2 ve bazı evre 3a’lar) ilk tedavi cerrahidir. Genel olarak meme kanserinde kesin tedavi ancak bu grupta mümkün oluyor.

    Tüm meme alındığında nasıl çözümler üretiliyor?
    Meme koruyucu cerrahiye uygun olmayan hastalarda mastektomi yapılıyor yani meme dokusunun tamamı alınıyor. Meme alındıktan sonra istenilirse rekonstrüktif cerrahi (plastik cerrahi) ile yerine ameliyat sırasında ya da ameliyat sonrası ek tedavilerin bitmesinin ardından yeniden meme yapılabiliyor. Uygun şartlarda yapıldığında mastektomi ve meme koruyucu cerrahi arasında yaşam süresi açısından bir fark bulunmuyor.

    Koltukaltı lenf bezleri de önemli
    Meme kanseri ameliyatının çok önemli bir kısmını da koltukaltı lenf bezlerinin değerlendirilmesi oluşturuyor. Memeden çıkan lenf sıvısının büyük kısmı ilk olarak koltukaltındaki lenf bezlerine gidiyor. Memedeki tümörden kopan hücreler de lenf sıvısıyla, lenf bezlerine gidebiliyor. Koltukaltı lenf bezlerinde metastaz olup olmaması hastalığın gidişatının tahmininde ve ameliyat sonrası yapılacak tedaviyi belirlemede büyük rol oynuyor. Koltukaltına yapılacak ameliyata karar verilirken, meme kanserinin tipine ve ameliyattan önce lenf bezi tutulumu bulgusu olup olmadığına bakılıyor. Günümüzde klinik olarak koltukaltı lenf bezi tutulumu olmayan hastalarda sentinel lenf bezi biyopsisi uygulanıyor. Yani cerrah memeden koltukaltına giden lenf sıvısını toplayan ilk lenf bezi/bezlerini bulup çıkartıyor. Bu lenf bezlerinde kanser yoksa, yapılan araştırmalar çok yüksek olasılıkla geride kalan lenf bezlerinde de kanser olmadığını ve daha fazla cerrahiye gerek kalmadığını gösteriyor. Kanser görüldüğünde ise cerrah koltukaltındaki diğer lenf bezlerini de çıkartıyor. Buna karar verirken, planlanan meme cerrahisinin türüne (meme koruyucu cerrahi/ mastektomi), hastalığın evresine ve sentinel noddaki bulunan kanser hücrelerinin miktarına bakılıyor.

    Tedavide multidisipliner yaklaşım
    Meme kanseri tedavisinin bir ekip işi olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Ece Dilege, “Multidisipliner meme ekibinde genel cerrahi uzmanı, medikal onkolog, radyasyon onkolojisi uzmanı, radyolog, patolog, psikolog, diyetisyen, plastik cerrahi uzmanı ve gereğinde kadın hastalıkları ve doğum uzmanı yer alıyor. Meme kanseri tedavisinin en önemli özelliklerinden biri hastaya özel tedavi yapılabilmesi. Hastanın tedavisine karar verirken hastalığın evresi ve tümörün biyolojik özelliklerinin yanında, hastanın mevcut ek hastalıkları, yaşı, menapoz durumu, sosyal durumu ve kişisel tercihleri de göz önünde bulunduruluyor” diyor.

    NE ZAMAN RADYOTERAPİ?

    Amerikan Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr. Yasemin Bölükbaşı, meme koruyucu cerrahi uygulandığında mutlaka meme radyoterapisi önerildiğini belirterek şunları söylüyor: “Eğer memenizin hepsinin alındığı mastektomi ameliyatı geçirdiyseniz, çıkartılmış olan hastalığınızın detayları incelenerek hastalığınızın aynı yerde geri gelme ihtimali değerlendirilerek, göğüs duvarınıza ve gerekirse koltukaltınıza radyoterapi uygulanması önerilebilir. Hastalığınızın boyutunun büyüklüğü, derecesinin yüksekliği, lenf nodu tutulumu yineleme riskini azaltmak için radyoterapi önermemizi gerektirebilir. Ameliyat sırasında koltukaltınızdan çıkarılan hastalık tutulumu gösteren lenf nodları tedavi planını ve uygulama şeklini belirlemede bizlere yol gösterici oluyor.”

    NE ZAMAN UYGULANIYOR?
    Genellikle cerrahi sonrası önce kemoterapi uygulanıyor ve kemoterapinin ardından üç-dört hafta içinde radyoterapi tedavisi başlıyor. Kemoterapi uygulanmadığı durumlarda radyoterapi cerrahiden sonraki üç-dört hafta içinde uygulanmaya başlıyor. Eğer kısmi meme ışınlaması yapılacak ise cerrahiden sonraki hafta ya da üç hafta içinde uygulanıyor.

    KİMLERE UYGULANMAZ?
    * Bölgeye daha önceden radyoterapi uygulanmış ise;
    * Skleroderma, vaskulit gibi sizi radyoterapiye aşırı duyarlılaştıran bir hastalığınız varsa;
    * Hamile iseniz radyoterapi size uygulanmıyor.

  • Kirazlı muzlu cheesecake tarifi

    Kirazlı muzlu cheesecake tarifi

    Kirazlı muzlu cheesecake nasıl yapılır ? Kirazlı muzlu cheesecake malzemeleri nelerdir ? Kirazlı muzlu cheesecake tarifi…


    Tabanı için:

    200 gram tam tahıllı kurabiyeler, ince bir şekilde ufalanmış
    100 gram margarin
    2 yemek kaşığı şeker

    Muzlu cheesecake dolgusu için:
    Oda sıcaklığında 450 gram krem peynir
    150 gram şeker
    1,5 yemek kaşığı un
    2 yumurta
    100 gram crème fraîche (taze krema)
    1 büyük, çok olgun muz, pürelenmiş

    Kirazlı dolgu için:
    Çok iyi sıkılmış 1 büyük bardak vişne (meyve suyunu bardağa toplayın)
    100 gram şeker
    4 yemek kaşığı kiraz suyu
    1,5 yemek kaşığı mısır nişastası

    1. 20 cm’lik yay formundaki tavayı yağlı kağıt sererek yağlayın. Fırını önceden 175 °C sıcaklığa kadar ısıtın.

    2. Margarini orta ateşin üzerinde bir sos tavasında eritin. İnce bir şekilde ufalanmış olan kurabiyeleri eritilmiş margarinle ve şekerle karıştırın ardından yay formundaki tavaya dökün. Bir çorba kaşığının tersinin yardımıyla hamuru aşağıya bastırın ve dolgu hazırlanıncaya kadar buzdolabında bekletin.

    3. Elektrikli mikserler krem peyniri çırpın. Şekerle unu karıştırın ve bunu pürüzsüz oluncaya kadar krem peynire ekleyin.

    4. Yavaş yavaş yumurtaları ekleyin, daha sonra crème fraîche’yi ve muz püresini ekleyin. Dolguyu hazırlanan tabanın üzerine pürüzsüzce yayın.

    5. Yay formundaki tavanın dışını alüminyum folyo ile sarın ve fırındaki geniş, derin bir pişirme kabının içine yerleştirin. Pişirme kabını yarı yüksekliğine akdar sıcak su ile doldurun. Su kekin düzgün bir biçimde pişmesini sağlar ve cheesecake’in çatlamasını engeller.

    6. Cheesecake’i 45 dakika süresince pişirin. Orta kısmı yumuşak görünecektir, ama soğuturken bu kısım sertleşecektir. Pastayı henüz fırından almayın, ancak ısısını kapattığınız fırında bir saat daha bekletin. Daha sonra fırından çıkartın ve gece boyunca buzdolabında bekletin.

    7. Servis etmeden kısa bir süre önce kirazlı sosu hazırlayın. Tüm malzemeleri bir sos tavasına ekleyin ve kısık ateşte kaynatın. Yaklaşık iki dakika sonra sosun kalınlaşması gerekir. Biraz soğuttuktan sonra sosu cheesecake’in üzerine dökün.

    Afiyet olsun

  • Kadın ve erkek arkadaş olabilir mi?

    Kadın ve erkek arkadaş olabilir mi?

    Ateşle barut yan yana durur mu? Kadın ve erkek yan yana geldiğinde illa ki aşk mı olur yoksa arkadaşlık, sırdaşlık kurulabilir mi? Psikolog Sezin Gündoğdu, “Çok sıkı dost bir kadın ve bir erkek yaratmak mümkün mü?” sorusunu yanıtlıyor.

    Kadınlar ve erkekler… Apayrı iki dünyanın, özgün iki ruhu… Peki bu ayrı dünyaların iç içe geçtiğini düşünürsek, ama sadece “arkadaşlık” çerçevesinden bunu yapmaya çalışırsak sonuç ne olurdu sizce? Çok sıkı dost bir kadın ve bir erkek yaratmak acaba mümkün mü?

    Cevap biraz evet, biraz hayır… Aslında çok az literatür kadınlar arası ilişkilere yer vermiştir. Kadın psikolojisi uzmanları kadınların daha çok erkeklerle kurdukları ilişkiler üzerine araştırmalar yapmıştır. Donovan ve Sanford, Kadınlar ve Benlik Saygısı (Women and Self-Esteem) isimli kitaplarında kadınlar arası ilişkilere ek olarak kadın ve erkeğin dost olup olamayacağına ve erkeklerin bu duruma bakışına değinmişlerdir.

    Kadınlar arası ilişkilerin temelleri çocuklukta atılır. O dönemde genelde kızlar beğenilerini birbirlerine gösterirler. Ancak ergenlikteki birtakım fiziksel ve psikolojik değişimler “kadın” benliğinin ortaya çıkmasını sağlarken, genç kızların birbirlerine gösterdikleri beğeniyi, erkek beğenisine dönüştürür. Artık kadınlar arası sohbetlerin konusu “erkek arkadaşlar” olmaya başlamıştır.

    Bir kadının yakın çevresini sadece kız arkadaşlar ve “seçilen bir erkek” olarak görmek elbette imkansızdır. Okul hayatı ve sonrasında iş çevresi, kadını birçok erkekle etkileşim kurmaya yöneltir. Kimi kadın birbirinden farklı erkeklerin oluşturduğu çevreden -“partner” olarak görmeksizin- erkek arkadaş seçme eğiliminde olabilir. Ancak “Kadınlar ve Benlik Saygısı”nda, bu eğilimde olan kadınların kadın-erkek arkadaşlığı kurma sürecinde birçok zorluğun ortaya çıkabileceğine dikkat çekilmiştir.

    Neden kadın-erkek dostluğu kurmak zordur?
    Kadınlarla erkekler arasında arkadaşlık kurulmasını zorlaştıran en önemli sebeplerden biri kadınların ve erkeklerin “arkadaşlık” kavramına yüklediği anlamların farklılığıdır. Kadına göre arkadaşlık duygu paylaşımını ifade ederken, erkekler için ortak bir aktivite yapabilmektir. Örneğin, bir erkek beraber futbol ya da bilardo oynayabildiği birini arkadaşı olarak görürken, kadın bir konu hakkında saatlerce fikir yürütüp, tartışabildiği birini arkadaşı olarak görür. Bu farklı anlamlandırmalar altında da doyurucu bir arkadaşlık kurabilmek zordur.

    Bunun dışında toplumsal cinsiyet rollerinin de arkadaşlığın şekillenmesi üzerinde önemli bir etkisi vardır. Kadınlar arkadaş olarak gördükleri kişilerle yakın temasta olmak, sarılmak ve duygularını aktarmak isterler. Oysa erkekler, kadın arkadaşlarına dokunurken kendilerini rahat hissetmediklerini dile getirmişlerdir.

    Erkeklerin daha çok cinsel ilişki kurmak istedikleri kadınlara karşı fiziksel ve sözlü temasta bulunmaya eğilimli oldukları da kitabın araştırma sonuçları arasında yer alır. Bunun dışında “arkadaşlık” çerçevesi içerisinde erkeklerin kadınlarla yaptıkları sözlü iletişimlerde kadınların konuşma tarzlarını kendilerine yakın bulmadıkları ve bu sebeple de kadınlarla arkadaşlık kurmaya gönülsüz oldukları da söylenebilir.

    Arkadaşlık aslında günlük hayatta sıkça kullandığımız bir kelime olmasına rağmen kadın ve erkekler için farklı dinamikleri içinde barındırır. Cinsiyet etkilerini göz önünde bulundurmaksızın, ideal arkadaşlığın eşit seviye ve ortak yaşantıya bağlı olduğu söylenebilir. Ancak kadın ve erkek bu tabloya dahil olduğunda durum farklı bir hal alır. Kadın ve erkeklerin kendilerine ait dünyalarının iç içe geçmesi zor gözükse de, bu iki dünyanın kesişim alanı ilişkilerin sağlıklı iletişimle desteklenmesi halinde kadın-erkek arkadaşlıklarına ev sahipliği yapabilir.

  • Diyet yapmadan kilo vermenin yolları

    Diyet yapmadan kilo vermenin yolları

    Açlık yaşamadan, uzun uzadıya listeler olmadan hatta diyet yapmadan kilo vermenin püf noktaları var. Basit hileler sizi istediğiniz görünüme kavuşturabilir.

    Bitmek tükenmek bilmeyen kilo savaşlarına karşı her gün yeni bir silah geliştiriliyor. Bunlar arasında ‘çaktırmadan’ kilo vermenizi ve bir daha da almamanızı sağlayacak etkili yollar var. Bunları uzman diyetisyen Serkan Tutar’dan öğreniyoruz.

    1) Her gün ekstra 100 kalori yakın

    Her gün fazladan yakacağınız 100 kalori diyet yapmadan bir yıl içinde 5 kilo vermeniz anlamına gelir. Bunu yakabilmek için her gün 1,5 km yürüyüş, 30 dakika ev temizliği veya 10 dakika yavaş tempolu koşu yapabilirsiniz.

    2) Geç saatte uyumayın

    Geç saatlere kadar oturanların kilo almaları için iki neden vardır: Birincisi atıştırmalara yönelir ve günlük kalori ihtiyacının üzerine çıkarlar. İkincisi ise yağ yakan hormon olarak adlandırılan ghrelin hormonunun en iyi salgılandığı saat 00.00 ile 02.00 arasındadır.

    Eğer bu saatleri uyumadan ayakta geçirirseniz bu hormonun salgılanma seviyesi ciddi anlamda düşer. Michigan Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmada düzenli uyuyan ve çok geç saatlerde uyumayan bireylerin ortalama yüzde 6 civarında kilo kaybı yaşadıkları gözlemlenmiştir.

    3) Akşamları hafif yemekler tercih edin

    Yağ içeriği yüksek, soslu yemekleri tercih etmek yerine su ve lif içeriği yüksek kalorisi düşük, mevsime uygun sebzeleri tercih etmeniz kilo kayıpları yaşamanızı sağlayacaktır.

    4) Her gün çorba için

    Öğle veya akşam yemeklerinin bir öğününde yemek öncesi çorba tercih edin. Özellikle uzun süre aç kaldıktan sonra yiyeceğiniz yemek öncesinde kesinlikle çorba tüketmeden ana yemeğe geçmeyin. Ve asla hazır çorba içmeyin.

    5) Kendinizi ödüllendirin

    Genel olarak yemekle ödüllen-dirilen bedenimizi kıyafetle ödüllendirmeyi tercih edin. Kendinize yüksek hedefler koymak yerine daha gerçekçi ve ulaşılabilir hedefler koydukça başarınızın arttığını göreceksiniz.

    6) İçecek seçiminizi değiştirin

    Akşam saatlerinde hareketsiz kalıp, bol kalori aldığımızda kilolar da eklenir. Bunu engellemek için kendi içeceğinizi kendiniz hazırlayın. Az şeker eklenerek hazırlanmış limonataya nane ve dondurulmuş çilek ekleyerek keyifli bir içecek hazırlayabilirsiniz. Bu şekilde günde ortalama 450 kalori daha az alır ve bir ay içerisinde kendinize 2,5 kilo eklemekten kurtulursunuz.

    7) Doğru bardakları kullanın

    Ülkemizde bardak konusunda herhangi bir standart yok. Hazır içecekleri büyük bardaklarda içmemiz aldığımız kalorilerin artmasına neden oldu. Uzun boylu ve sıska bardaklar yerine kısa ve geniş bardakları tercih edin. Cornell Üniversitesi’nde yapılan çalışmada meyve suyu, soda ve diğer içecekleri bu bardakla tüketmek içeceklerden aldığımız kalorinin yüzde 25 ile yüzde 30 arasında düştüğünü göstermekte.

    8) Sakız çiğneyin

    Atıştırma ihtiyacı hissettiğinizde çiğneyeceğiniz naneli sakızın besine yönelmenizi engellediğini göreceksiniz. Bu alışkanlıkla daha az kalori alacaksınız.

    9) Tabaklarınızı küçültün

    Toplum olarak tabağımızdakini bitirme alışkanlığımız olduğu için büyük tabak kullandığımızda tok bile olsak ekstra kalori alımı söz konusudur. Küçük tabak kullanarak günde 200 kalori azaltabilir bir yıl içerisinde bedeninize eklenebilecek 4 kilodan da kurtulabilirsiniz.

    10) Yemekleri yavaş tüketin

    Yemeğe başlarken saatinize bakın, yemeğinizi ortalama 20 dakikada tüketmelisiniz. Çünkü beynimizin tokluk hissini algılaması yaklaşık 20 dakika sürer. Tempolu yenilen büyük porsiyonlar yerine keyifle yenilen küçük porsiyonları tercih etmeniz ve yavaş yemeniz daha az besinle tokluk hissini yaşayarak masadan kalkmanızı sağlar.

    Serkan Tutar

  • Dolce & Gabbana 2014 İlkbahar / Yaz Defilesi

    Dolce & Gabbana 2014 İlkbahar / Yaz Defilesi

    Dolce & Gabbana ilkbahar yaz defilesi harika bir koleksiyon çıkarmış. Aksesuarlarını kaçırmayın. Görselleri galerimizde sizlerle…

    Dolce & Gabbana 2014 İlkbahar / Yaz Defilesi
    Dolce & Gabbana 2014 İlkbahar / Yaz Defilesi
    Dolce & Gabbana 2014 İlkbahar / Yaz Defilesi
    Dolce & Gabbana 2014 İlkbahar / Yaz Defilesi
    Dolce & Gabbana 2014 İlkbahar / Yaz Defilesi
    Dolce & Gabbana 2014 İlkbahar / Yaz Defilesi
    Dolce & Gabbana 2014 İlkbahar / Yaz Defilesi
    Dolce & Gabbana 2014 İlkbahar / Yaz Defilesi
    Dolce & Gabbana 2014 İlkbahar / Yaz Defilesi
    Dolce & Gabbana 2014 İlkbahar / Yaz Defilesi
    Dolce & Gabbana 2014 İlkbahar / Yaz Defilesi
    Dolce & Gabbana 2014 İlkbahar / Yaz Defilesi
    Dolce & Gabbana 2014 İlkbahar / Yaz Defilesi
    Dolce & Gabbana 2014 İlkbahar / Yaz Defilesi
    Dolce & Gabbana 2014 İlkbahar / Yaz Defilesi
    Dolce & Gabbana 2014 İlkbahar / Yaz Defilesi
    Dolce & Gabbana 2014 İlkbahar / Yaz Defilesi
    Dolce & Gabbana 2014 İlkbahar / Yaz Defilesi
    Dolce & Gabbana 2014 İlkbahar / Yaz Defilesi
    Dolce & Gabbana 2014 İlkbahar / Yaz Defilesi
    Dolce & Gabbana 2014 İlkbahar / Yaz Defilesi
    Dolce & Gabbana 2014 İlkbahar / Yaz Defilesi
    Dolce & Gabbana 2014 İlkbahar / Yaz Defilesi
    Dolce & Gabbana 2014 İlkbahar / Yaz Defilesi
    Dolce & Gabbana 2014 İlkbahar / Yaz Defilesi
    Dolce & Gabbana 2014 İlkbahar / Yaz Defilesi
    Dolce & Gabbana 2014 İlkbahar / Yaz Defilesi
    Dolce & Gabbana 2014 İlkbahar / Yaz Defilesi
    Dolce & Gabbana 2014 İlkbahar / Yaz Defilesi
    Dolce & Gabbana 2014 İlkbahar / Yaz Defilesi
    Dolce & Gabbana 2014 İlkbahar / Yaz Defilesi
    Dolce & Gabbana 2014 İlkbahar / Yaz Defilesi
  • Vajinal hisler

    Vajinal hisler

    Aile Sağlığı Araştırma Derneği Başkan Yardımcısı Dr. Ece Hattat vajinal ve klitoral bölgedeki duyumların azalmasının cinsel uyarılma, orgazm mekanizmalarını zorlaştırdığını, cinsellikten zevk alamama şikayetini ortaya çıkarttığını söylüyor.

    Dr. Hattat’ a göre vajinal ve klitoral bölgedeki duyumların azalmasına yol açan pek çok neden bulunuyor. Hormonsal dengesiz veya eksiklikler, diyabet, MS gibi altta yatan hastalıklar, doğum veya menopoz, kullanılan ilaçlar, geçirilen travma veya ameliyatlar vajinal ve klitoral bölgedeki hislerin azalmasına sebep olabiliyor. Cinsel uyarılma bozukluğu yaşayan kadınlarda da bu duruma neden olabilecek organik, psikolojik, ilişkiye dair faktörler araştırıldıktan sonra kişiye uygun bir tedavi planı uygulanıyor.

    İşte bu noktada vajinal ve klitoral bölgedeki duyumsal seviyeyi objektif olarak ölçmek çok büyük önem kazanıyor. Artık uluslararası tedavi protokolleri düzenlenirken, öncelikle Biothesiometre ölçümü ile vajinal ve klitoral bölgedeki duyumsal seviyeyi tespit etmek gerekiyor. Dr. Hattat kadın hastalarda objektif olarak bu seviyeyi tespit eden Biothesiometre sonuçlarını yorumlayarak tedavi sürecinizde gerekli düzenlemeleri yapmanın çok önemli olduğunu belirtiyor.Tabii cinsel uyarılma sorunu yaşayan kadınlarda orgazm veya istek problemi de görüldüğünden birden fazla tedavi gerekebiliyor.

    Tedavide bazı lokal veya sistemik hormon tedavileri, damarsal ilaçlar kullanılabiliyor.  Risk faktörleri azaltılıyor, altta yatan sağlık problemleri tedavi ediliyor.  Sosyo-kültürel faktörler, ilişki sorunları veya depresyon-kaygı-performans endişesi gibi nedenler terapi ile tedavi ediliyor. Partnerle iletişim uyarılma sorunlarında önemli.  Kadınların cinsel sorunları olduğunda mutlaka eşleriyle konuşması gerekiyor. Amaç her zaman cinselliğin kalitesini, tatmin seviyelerini arttırmak dolayısıyla hayat ve ilişki kalitesini düzeltmektir. Kadının kendisine neyin zevk verdiğini öğrenmesi, kendi cinselliği ile barışık halde olması ve partneri ile iletişimde olması da tedavi açısından gereklidir.
    Her seferinde orgazm olmak şart mıdır?Kadınlarda her seferinde orgazm olmak bir zorunluluk değildir.  Bunu zorunluluk gibi gören ve bu beklenti içinde olan kadınlarda bir kere orgazm sorunu oluşursa bu beklenti nedeniyle performans endişesi yaratabilir.  Bu da orgazm sorununu ilerletebilir.  Orgazm cinsel ilişkinin fiziksel, duygusal ve ruhsal tatmin hissini ifade eden bir durumdur.  Ancak her seferinde yaşanmasını beklemek yanlış olabilir.  İnsanların organik, psikolojik durumu, cinselliğe hazır olmayan ruh hali, iyi konsantre olamama, cinsellik sırasında heyecanlarını yok eden bir olay yaşanması gibi faktörler nedeniyle cinsel ilişki sırasında bazen orgazm yaşanmayabilir.  Orgazm olmadığında “hiç iyi bir cinsellik değildi” anlayışı doğru değildir.
    Orgazm olamayan bir kadın ne zaman doktora başvurmalı?Dönemsel olarak bahsettiğimiz faktörler nedeniyle orgazm sorunu yaşanabilir.  Ancak bu problem ısrarlı bir şekilde devam ediyorsa tedavi için mutlaka doktora başvurmak gerekir.

    Uyarılma sorunları orgazm problemlerine yol açar mı?Hazırlayıcı faktör olarak uyarılma eksikliği, ağrı problemleri orgazm problemine yol açabilir.  Biz zaten kadın cinselliğinde birden fazla problemin bir arada görüldüğünü görüyoruz.  Cinsel uyarılma bozukluğu tekrarlayan şekilde ya da sürekli biçimde cinsel uyarılara cevabın olmaması ve/veya yeterli vajinal kayganlığın devam ettirilememesidir. Bu durum aslında fiziksel uyarılma eksikliğinden değil, daha çok uyarılmanın kişisel olarak algılanamaması ile ilgilidir. Bazı durumlarda kadında vajinal kayganlık yani lübrikasyon oluşsa da hiçbir cinsel uyara karşı cinsel heyecan ve zevk hissi oluşmaz.  Bazen de kadın cinsel olarak uyarıldığını hissetse de vajinal lübrikasyon veya vajinal dokularda kanlanma artışı gibi cinsel uyarılma belirtileri oluşmaz.  Yani kadın dokunsal, görsel, işitsel veya zihinsel uyarılardan heyecan duyar ama vücudu buna yanıt vermez.

    Tabii bazı durumlarda biz bu iki durumu birden yaşayan kadınlar da görüyoruz.  Yani kadın ne heyecan ve uyarılma hissini yaşıyor ne de vajinal olarak uyarılara cevap gösteriyor.  Bu durumda da orgazm da olamıyor.

  • Manikürlü tırnaklara bakım önerileri

    Manikürlü tırnaklara bakım önerileri

    Kıyafetlerinize ve gideceğiniz ortamlara uygun ojeler kullanmak istediğinizi biliyoruz ancak yine de her önünüze gelen oje şişesini alıp manikür salonuna gitmeyin.

    Kadınlar için manikür, pedikür yaptırmak çok önemli. Özellikle tırnak bakımı yapılmış ellere sürülecek ojeler, kadın elinin zarafetini çok daha iyi gösterir. Sıcak havalarda hafif kıyafetler, yüzde hafif makyaj, bakımlı saçlarla, tırnaklarınızın da bakımlı görünmesi gerekiyor.

    Dondurma renkleri kıyafetinize göre seçin

    Şeftali, lavanta, nane yeşili ve bebek mavisi, son dönemin moda oje renkleri. Giysilerinize uyum sağlayacak, tırnaklarınızda kötü durmayacak, dondurma hissi veren bu renkleri tüm yaz boyunca kullanabilirsiniz. Eğer sahil kenarında iseniz, mayonuzdaki tonlarla uyumlu renkleri tırnaklarınızda kullanabilirsiniz.

    Maceracılara uygun pastel 5’lisi

    Eğer içinizde maceraperest bir kadın taşıyorsanız, pastel renklerle de çılgınlık yapabilirsiniz. Her tırnağı farklı bir pastel renge boyayarak, değişik bir görüntü yaratabilirsiniz. Ancak bunu yaptığınızda kıyafetinizin tek renk olmasına özen gösterin. Yoksa çok komik görünecektir.

    Bu renkleri kullanırken, kendi içinde uyumlu olmasını sağlayın. Şeftali, pembe, turuncu, mavi ve uçuk yeşil…

    Neon ojeleri, beyaz giysilerle tamamlayın

    Geçen yıl başlayan neon modası, gücünü eksiltmeden devam ettiriyor. En sevdiğiniz neon rengi seçin ve manikürünüzü bu renkle yaptırın. En etkili görünümü yaratmak için, beyaz bir kıyafetle giymek iyi bir seçim olacaktır.

    Eğer farklı bir etki yaratmak istiyorsanız, neon renklerin üstünde beyazla vitray deseni oluşturacak biçimde çatlatma çalışmaları yapabilirsiniz. İsterseniz sonra her bir alanı farklı bir neon renge boyayarak değişik bir görünüm elde edebilirsiniz.

    Pırıltılı ojelerle sihirli dokunuşlar

    Pırıltılar sadece tatil günlerinde kullanılır diye bir kural yok değil mi? O zaman bir pastel renk seçin ve üzerinde altın veya gümüş pırıltılarla gösteriş ekleyin. Bir sonraki adım ise, çok abartılı olmayan kıyafetler seçmek olmalıdır. Tırnaklarınızı gölgede bırakmayın.

    Eğer her tırnakta pırıltının çok abartılı olduğunu düşünürseniz, tek bir yüzük parmağı veya işaret parmağı üzerinde de çalışabilirsiniz.

    Tırnaklarınıza bunları yapmayın!

    Yaz aylarında siyah ve koyu renk oje kullanmayın. Bu sonbahar ve kış zaten yeterince karanlık geçecek. Yaz sıcaklarının bu son anlarında tıpkı rengarenk dondurmalar gibi hayatınıza renk katın…

    Uzun ve sivri tırnaklar kullanmayın. Eğer ellerinizle birine zarar vermeyi düşünmüyorsanız, bu yaz tırnakların uzun ve sivri kullanılmadığını bilin. Uzun tırnak seviyorsanız, oval kesimlerle kullanın. Takma tırnak, protez tırnak kullanıyorsanız, tırnaklarınıza doğal bir görüntü vermeye dikkat edin.

    Fransız Manikürü’nün modası geçti

    Fransız manikürünün modası geçti. Eğer gelin olmuyorsanız veya markete alışverişe gitmiyorsanız, beyaz Fransız manikürü kullanmayın. Eğer mutlaka kullanacaksanız, çok kısa tırnaklarda bu uygulamayı yapın. Bu arada yaz bitene kadar etiket süslemeler tırnaklarda kullanılmıyor. Yapıştırma çiçekler ve nazar boncukları out!

    Tırnak Cilaları, Ojeler tıklayın !

  • Modern dış mekan tasarımları…

    Modern dış mekan tasarımları…

    Modern mekan tasarımları galerimizde sizlerle…

    Chic-outdoor-patio Clean-lined-urban-oasis Colorful-seating-in-a-welcoming-outdoor-space Crisp-modern-green Gravel-in-a-modern-outdoor-space modern_dis_mekan_tasarimlari Modern-landscaping-with-native-plants Modern-Los-Angeles-outdoor-space Modern-oudoor-space-with-eclectic-style Modern-outdoor-living-meets-English-charm Modern-patio-with-colorful-chairs Modern-seating-area-with-a-water-feature1 Modern-seating-in-an-outdoor-space-with-a-view Modern-tile-in-an-outdoor-space Modern-villa-outdoor-style Native-meets-modern-in-an-outdoor-space Topiaries-meet-modern-design Wild-and-tame-combine-in-a-modern-yard

  • İsminizin baş harfine göre karakter tahlili

    İsminizin baş harfine göre karakter tahlili

    İsimlerimizin baş harfleri karakterimizi yansıtıyor. Yapılan araştırmaya göre, ismi A harfiyle başlayanlar, flört edecek kadar sabırlı olmazken, Z ile başlayanlar samimi, hassas, duygusal ve hayalperest oluyormuş…

    A: İlla da ilişkilerinizde romantizm diye tutturduğunuz söylenemez! Daha çok aksiyonla ilgilisiniz. Hareket lazım size, hareket. Üstelik uğraştığınız her şeyde. Flört edecek kadar sabırlı değilsiniz. Ama dobralığınıza söyleyecek hiçbir şey yok. Eşiniz çok çekici olmalı. Özellikle fiziksel yönden. Çünkü bir şehvet düşkünü olarak siz buna çok önem verirsiniz.

    B: Duygusallık ve romantizm sizin özelliğiniz. Mum ışığında yemek, ay ışığında yürümek sizin için ideal. Sevgiliniz size hediye almak zorunda çünkü bu tur numaralardan hoşlanıyorsunuz. Özellikle seks konusunda iradeniz çok kuvvetli. Sevginizi ifade in ideal. Sevgiliniz size hediye almak zorunda çünkü bu tur numaralardan hoşlanıyorsunuz. Özellikle seks konusunda iradeniz çok kuvvetli. Sevginizi ifade etme kabiliyetiniz muazzam.

    C: Sosyallik paçalarınızdan akıyor. Siz flörtsüz duramazsınız. Sevgiliniz yandı her an yanınızda olmak zorunda. Tamam duygulu ve duyarlısınız ama seks de önemli değil mi? Biraz bencilsiniz, ne ayıp, sankieşiniz, sevgiliniz size tapmak zorunda! Seksi sevmenize rağmen çok uzun süre hayatınızda seks olmadan yaşayabilirsiniz.

    D: Kafaya takmaya görün! Onu mutlaka elde edersiniz. İmkansız olsa bile kolay kolay vazgeçmezsiniz. Yardımseverliğin bu kadarı da fazla. Popülerliğinizin kaynağı da bu. Sıfatlarınız şunlar; Seksi, sadık, kıskanç ve bencil.

    E: Seks sizin için zevkten daha öte bir şey! İş, stres, para, dış etkenler seks hayatınızı olumsuz yönde kolayca etkileyebiliyor. Ama her şeye rağmen asla seks duygunuzu tamamen kaybetmiyorsunuz. İhtiyacınız sürekli ilgi. Allah kolaylık versin.

    F: İdeal sevgili, ideal romantik. Sevgilinizi ilahlaştırıyorsunuz. Üstelik bundan zevk alıyorsunuz. Dışarıdan gösteriş düşkünü olarak görülebilirsiniz ama içinizde sıcak ve romantik bir insan var. Umarım peşinde koştuğunuz ideal sevgiliye ulaşırsınız.

    G: Sizin için söylenecek iki sözcük: Müşkülpesent ve ayrıntıcı. Biraz özentisiniz. Statüsü sizden yüksek insanlarla ilişki kurmaya bayılıyorsunuz. Ayrıca bir özelliğiniz daha var, erotizmin zirvesine nasıl ulaşabileceğinizi iyi biliyorsunuz.

    H: Sürekli bir arayış içindesiniz. Üstelik ne aradığınızı da biliyorsunuz: Sizi her yönden zenginleştirecek bir partner. Onun için her şeyi yapabilirsiniz. Ama bunu yatırım gözüyle yapmanız iyi değil. İtiraf edin bazen yapıyorsunuz!

    I – İ: Sevilmek için yaratılmış birisiniz. Sevgilinizin size tapması için her şeyi yapabilirsiniz. Ama unuttuğunuz bir şey var her şeyi hep ondan bekliyorsunuz. Bu kadar çabuk kırılmanızın nedeni bu. Sizin için aslolan güven duygusudur. Seks ise sadece doyurulması gereken bir ihtiyaç.

    J: Müthiş bir fiziksel enerjiniz var. Sevişirken hiçbir güç sizi durduramaz. Partnerinizin yorulması hariç! Sizin için karşı cinsle ilişki bir meydan okuma. Romantik olduğunuz söylenebilir ama sizi asil ilgilendiren baştan çıkarmak. İdeal aşka inanıyorsunuz. İşiniz kolay değil.

    K: Ketum ve utangaçmış gibi görünüyorsunuz ama son derece şehvetli ve duyarlı bir insansınız. Ama bunu kimseye çaktırmıyorsunuz. Ticari kabiliyetlerinize maşallah. Bu işin bütün ayrıntılarına hakimsiniz. Ciddi görüntünüz insanlarda çekingenlik yaratıyor. Aldatmaktan ve aldatılmaktan nefret edersiniz.

    L: Aşk, sizin için tutkuyla eşdeğer. Sevilmekten çok sevmeye önem veriyorsunuz. Birine bağlanmak sizin için çok değerli. Aşk konusunda her alanda basari garanti. Bu yüzden biraz maymun iştahlısınız. Yeni tatlar deneme potansiyeline sahipsiniz. Tuzlu mu, tatlı mı, ekşi mi? Sevgilinizin işi zor çünkü entelektüel olmak zorunda.

    M: Çok duygusalsınız. Bir ilişkiye girdiğinizde tüm benliğiniz eriyip gidiyor. Seks özgürlüğüne inanıyor gibi görünseniz de, lafta, doğru değil. Fantezileriniz ve seksüel enerjiniz tükenecekmiş gibi durmuyor. Birlikte olduğunuz insanı çocuk gibi koruyup, kolluyorsunuz. Ama onun bundan sıkılabileceğini hiç düşünmüyorsunuz.

    N: Sizi yakından tanıyanların asla inanmadığı iki sıfatınız var: Masum ve çekingen. Bu sadece dış görünüşünüz. Son derece aldatıcı. Seks konusunda çok yeteneklisiniz. Sekste tekdüzeliğe asla tahammülünüz yoktur. Maalesef mükemelliyetçisiniz. Bu yüzden de sizin standartlarınıza uygun birini bulmanız çok zor oluyor.

    O – Ö: Sekse çok düşkünsünüz! Ama biraz da çekingensiniz. Enerjinizi başka alanlara yönlendirmeniz bu yüzden. Para ve güç sizin için çıkış yolu. Düşkün olmanıza rağmen seksi ciddi bir iş gibi görüyorsunuz, karşınızdakini de seksüel bir obje gibi. Bu yüzden itirazlar geliyor.

    P: Sizin için hayatın anlamı sosyal statü. Biriyle birlikte olabilmeniz zor. Çünkü eli yüzü düzgün olmayan biri sizin statünüzü düşürür. Üstelik çok da zeki olmalı çünkü siz tartışmadan duramazsınız. Bu sizin için bir ihtiyaç!

    R: Birlikte olmak için en iyisi kendinizi kopyalamanız olurdu. Çünkü sizin tıpkı kendiniz gibi birine ihtiyacınız var: Entelektüel ve zeki. Akil sizin için fiziksel güzellikten daha önemli. Ama bu seksin önemsiz olduğu anlamına gelmiyor. Eşiniz yatakta etkili değilse, öğretmekten, zevk alırsınız.

    S – Ş: Gevezesiniz. En büyük zevkiniz konuşmak. Esiniz dinlemekten hoşlanmıyorsa yandınız. Eş değiştirmek zorundasınız. Çünkü konuşmak sizin için bir ihtiyaç. Hayatınızdaki her şey derli toplu olmalı. Uyumsuzluk ve karmaşadan nefret ediyorsunuz. Siz her şeyi kontrol etmek istiyorsunuz. Çok flört ediyorsunuz. Sizin için flört seksten önemli. Ama bir kere kalbinizi kaptırmaya görün, dünyanın en sadik insani oluverirsiniz. Size uygun sevgili bulamazsanız, iyi bir kitapla da idare edebilirsiniz.

    T: Tam bir romantik. Aşka düşkünsünüz. Flört için ideal bir tipsiniz. Aşık olduğunuzda romantiksiniz ve bu yüzden de kırılgansınız. Ufak bir aksilik ayaklarınyn her şeyi yapabilirsiniz. Ama unuttuğunuz bir şey var her şeyiızın yere basmasını sağlar. Anında gerçekçi olursunuz.

    U – Ü: Tam bir paradoks. Aşık olduğunda gerçekçi, aşık olmadyn duygusudur. Seks ise sadece doyurulması gereken bir ihtiyaığı zamanlarda aşka aşık bir tip. Her zaman değer verecek birini arar. Sevmek için yaratılmıştır. Sevgilisini her şeyin üzerinde tutar.

    V: Sizden adam olmaz, her zaman özgürlük ve heyecan peşindesiniz üstelik gizemli insanlar ilginizi çeker, sizi büyüler. Ya yaşça büyük ya da küçük insanların peşinde koşarsınız. Bu yüzden bütün ilişkileriniz tehlikelidir.

    Y: Bağımsızlık, sloganınızdır. Biriyle olmanız zor, haliyle. Her zaman kendinizi ispatlamak zorundasınız. Özellikle sevgilinize karşı. Ya o da kendini ispatlamaya kalkarsa? Ama Allah için son derece açık ve çekici bir insansınız. Sekse önem veriyorsunuz. Ama para daha önemli. Ne ayıp!

    Z: Aşkın acı çekmek olduğunu artık biliyorsunuz. Samimi, hassas, duygusal ve hayalperestsiniz. Başı dertte olan insanlar için, sizden daha iyi biri bulunamaz. Üstelik her zaman da sevgilinizin kurtarıcısısınız. Ama paylaşmaktan çok hoşlanmıyorsunuz. Özel hayatınızı, sırlarınızı kendinize saklıyorsunuz. Belli olmasa da seksi seviyorsunuz. Evlenmek zorundasınız yoksa yapamazsınız.

  • Diş estetiğini ihmal etmeyin

    Diş estetiğini ihmal etmeyin

    Düzgün, beyaz ve bakımlı dişler kişinin kendine olan güvenini artırıyor; iş, aile ve arkadaş çevresinde daha sosyal bir insan olmasını sağlıyor. Öte yandan sağlıklı bir ağız, insanların iş hayatındaki performansını da olumlu etkiliyor. Her geçen yıl bu gerçeklerin daha fazla farkında olan Türk insanı da diş hekimlerinin kapısını daha fazla çalıyor, altı ayda bir diş kontrollerini ihmal etmiyor. Hatta diş estetiğinde talepler de hızla artıyor. Diş Hekimi Hakan Hepsev’e diş estetiğindeki son trendleri sorduk.

    DİŞ BEYAZLATMA

    Diş renginin birkaç ton açılması için uygulanan bu yöntem, diş ve diş etleri ile ilgili önemli sorunları çözümlenmiş hastalarda sadece estetik amaçlı olarak uygulanıyor. Diş Hekimi Hakan Hepsev, yöntemin ev tipi ve muayene tipi olarak iki şekilde uygulandığını belirterek şunları söylüyor: “Ev tipi beyazlatmada diş temizliği yapılan hastalarımızın diş ölçülerini alıp şeffaf kalıplar hazırlıyoruz. Beyazlatma malzemesi bu kalıpların içine konularak uygulanıyor. Hastalarımız evde bir film seyrederken ya da dinlenirken bu kalıpları ağızlarında taşıyor. Üç-dört gün üçer saatlik uygulama ile sonuca ulaşılıyor.” Muayenehane tipinde ise hastalara beyazlatıcı ışık altında 20-30 dakikalık seanslarla malzeme uygulanıyor. Diş Hekimi Hepsev, sonuçların beklentileri karşıladığını belirterek, “Bembeyaz dişler morallerini yükseltiyor. Ancak sigara ve boyayıcı maddeler zamanla geri dönüşüme yol açabiliyor. Bu nedenle iki yılda bir tedaviyi tekrarlamak gerekebiliyor” diyor.

    Geçmişte hastalar birtakım beyazlatma tozları, karbonat ya da çamaşır suyu gibi sakıncalı maddelerle dişlerini beyazlatmaya çalışırken, bugün diş ve diş etinin zarar görmesi engellenerek çok daha beyaz sonuçlar alınabiliyor.

    DİŞ ETİ ESTETİĞİ

    Diş etleri sağlıklı olduğu halde diş boylarının çok kısa olmasından yakınan hastalarda diş eti estetiği uygulanabiliyor. Pembe estetik de denilen bu yöntem, diş eti dokusunun dişlerin üzerini çok fazla örttüğü durumlarda da uygulanabiliyor. Diş Hekimi Hakan Hepsev, lokal anestezi ile uygulanan yöntemi şöyle anlatıyor: “Diş eti kesilerek ya da lazerle yakılarak yapılan uygulama tek seansta tamamlanıyor. Sonrasında ağrı şikayeti olmuyor. İşlemden sonra gerekirse dişler beyazlatılıyor ya da lamina veya zirkonyum porselenlerle daha da estetik hale getiriliyor.”