Blog

  • Seksin güzelliğe etkileri

    Seksin güzelliğe etkileri

    Güzelleşmek için uzun saatler ve tonlarca para harcıyoruz. Peki, ama neden hayatın bize sunduğu doğal nimetlerden faydalanmıyoruz? Bu nimet ne mi? Tabii ki, seks.

    Seks, güzelliğinizi artırır. Neden mi?

    Doğal makyaj

    Her sabah evden çıkmadan makyaj yapıyorsunuz ve gün içinde tazelemeye ihtiyacınız oluyor, değil mi? Oysa günde sadece 15 dakikada yanaklarınız doğal yollardan pembeleşecek, dudaklarınız harika bir parlaklığa sahip olacak ve cildiniz parlayacak. Nasıl mı? Tabii ki seksle. Çünkü seks doğal bir makyajdır.

    Cleveland Kliniği’nden Dr. Michael Roizen, “Seks esnasında heyecanlanırsınız ve damarlarınız genişler. Bu da size kırmızı yanaklar, kanlı canlı ve parlak bakışlar kazandırır” diyor. Bir ekleme de biz yapalım: Seksin bu kanlı canlı bir yüz yaratma etkisi saatler sürer. Makyaj kadar kısa değildir ömrü.

    Cildinizi korur

    Güneş ışığına fazla maruz kaldığınızda cildiniz kırışıklıkların oluşması ya da artması sorunuyla karşılaşır. “Kalp krizini kalbinizdeki kırışıklık gibi düşünürseniz cildinizdeki kırışıklık da o derece büyük etkiye sahiptir” diyor Dr. Roizen. İyi kan akışı, cildinizi besler ve oksijen sağlar; bu da kırışıklık oluşumunu önler. Şimdi, bu cildinizi gençleştiren kan akışını neyin artırdığını bir düşünün. Evet, doğru tahmin ettiniz; seks.

    Seks, duruşunuzu düzeltir

    Hepimiz biliyoruz ki bir kadında en seksi duran şey, kadının kendine güven duyuyor olması. Amerikalı seksolog Mary Jo Rapini’ye göre kendinden emin bir şekilde topuklarını yere vurabilmek kadını havalı hale getiriyor. Rapini, “Bir erkeğe ‘Bir kadında en çekici olan taraf ne sence?’ diye sorduğumda, saydığı üç şeyin ilki kadının hareketleri oluyor” diyor.

    Daha cilveli olduğunuzda ister istemez daha feminen bir yürüyüşe sahip oluyorsunuz. Başınız dik, kalçalarınız bir o yana bir bu yana salınır halde, kelimenin tam manasıyla çalım atıyorsunuz. İşte bu tür bir kendine güven gösterisi, ancak seksin cazibesine kapılmakla mümkün olur.

    Seks saçları güzelleştirir

    Bu söyleyeceğimiz size çok dolaylı gelse de seks, saçların daha sağlıklı bir kafa üzerinde durmasını sağlar. Dr. Roizen, “Her saç kökü bir kan damarına sahiptir ve kan akışınız iç ve dış güzelliğin en büyük belirleyicisidir” diyor. Kan akışının hızlanması, saçlarınızın beslenmesi demektir. Kan akışının hızlanmasını da elbette seks yaparak sağlayabilirsiniz.

    Strese seks şifası

    Amerikalı seksolog Mary Jo Rapini, “Seks en büyük şifadır” diyor. Orgazm olmak, rahatlamayı ve nefes almayı öğrenmek demektir. Eğer düzenli olarak seks yapıyorsanız, bu rahatlatıcı etkiler birikir ve uzun vadede stresinizi azaltır. Rapini, “Normal bir seks aktivitesi 3 ila 20 dakika sürer. 20 dakika bile olsa bu çok uzun bir süre değildir ama etkileri tüm gün sürer. Hatta günlerce sürebileceğini bile söylemek mümkün” diyor. Ve tabii tansiyonun düşmesi yüzünüzün güzelliğine katkıda bulunacaktır.

    Göğüslere dirilik kazandırır

    Seks boyunca daha havalı olursunuz. Öyle ki göğsünüz yüzde 25 genişletir, meme uçlarınız bir santim kadar yukarı kalkar. Daha ne olsun!

    Seks egzersizdir

    Spor salonuna gitme konusunda kendinizi motive etmekte güçlük çekiyor olabilirsiniz. Ama unutmayın, seks size müthiş kardiyo çalışma imkanı sağlar. Üstelik sıradan bir spor salonunda sıkıcı aletlerle meşgul olmanın tatsızlığındansa seksin cazibesi çok daha yüksektir.

    Gençlik kaynağı

    Bir kadın ortalama bir seks hayatına sahipse gerçek yaşı, kimlik yaşından iki yaş daha genç gösterir. Bu da üç ciddi sağlık sorununun oluşma riskini azaltır: kalp hastalıkları, kanser ve depresyon gibi psikolojik sorunlar. Dolayısıyla partnerinizle birlikte seks hayatınızı canlı tutarak, kendinizi korkusuzca zamanın kollarına bırakabilirsiniz.

    Şimdi artık size güzelliğinizin sırrını soranlara yanıt verebilirsiniz!

  • Burçlara göre evlenirken yapılan hatalar

    Burçlara göre evlenirken yapılan hatalar

    Sonunda sevgiliniz o sihirli soruyu sordu ve siz, belki de gözleriniz dolarak, büyük bir heyecanla ”Evet!”dediniz. Şimdi sıra geldi nikah masasında “evet” demeye. Büyük bir düğün mü planlıyorsunuz yoksa“nikâh olsun, düğüne gerek yok” mu diyorsunuz? Nikah veya düğün… Her halükarda evlilik öncesi hazırlık yapmak gerek. Peki, bu hazırlıkları burcunuza göre değerlendirsek, nerede ne hatalar yapabileceğinizi söylesek size…

    Mükemmel, eksiksiz ve herkesin zevk aldığı bir evlilik töreni hepimizin hayali… Bu özel günde ve öncesinde başınıza gelebilecek hataları biz sizin için derleyip topladık. Unutmayın, gelinler de hata yapar. En güzel gününüzde bir aksilik yaşamamak için bu önerilere kulak verin ve gönül rahatlığı ile planlarınızı yapmaya başlayın.

    Burçlara göre evlenirken yapılan hatalar

    KOÇ
    Bir hışımla nişan ve bekarlığa veda partisi planları yapmaya başladınız, aklınızda bir sürü düşünce ve fikir var. Hepsini hayata geçirmek için aceleyle hareket ediyorsunuz ama bu enerjiniz büyük ihtimalle en fazla 2 hafta sürdü. Sonra işi başkalarına yıkıp, “benim istediklerim bunlar, gerisini ona göre siz halledin” diyerek olaydan paçayı sıyırdınız. Sıra düğüne gelince de aynı enerjiyle, kafada bir ton değişik fikirle ortaya atıldınız ama sonuç yine aynı.
    Başladığınız işi bir türlü aynı heyecan ve enerjiyle bitiremiyor, çabuk sıkılıyorsunuz. Eğer nişanla düğün arasında çok fazla zaman yoksa işiniz kolay, aceleci ve telaşlı yapınız her işi daha hızlı halletmenizi sağlayacak. Fakat nişandan düğüne kadar oldukça fazla bir süre varsa, ballandıra ballandıra etrafa anlattığınız organizasyon hayalleri suya düşecek, çünkü siz ilginizi farklı alanlara kaydırmış olacaksınız. Düğünü kafanızda bitirdiniz, sıra geldi balayına nereye gideceğinize.
    Aslında her şeyin bir anda olmasını isteyen aceleci biri olarak, bu tarz merasimler sizi bayağı bir kasıyor. Hemen olsa da bitse düşüncesiyle hareket ettiğiniz için düğün hazırlıklarında karışılacağınız en büyük sorun; son dakikaya sıkıştırılmış bir program. Ailenize ve sevgilinize de yazık değil mi ama? Onların da iki ayağına bir pabuca sokuyorsunuz.
    BOĞA
    Mümkünse en uzak tarih hangisiyse size onu versinler. Ağırkanlı yapınızla düğün hazırlıklarını anca tamamlarsınız. Hayır, bir de düşüncelerinizi etrafınızdakilerle paylaşsanız en azından yardım alacaksınız ama o da yok. Ketumsunuz ve bu özelliğiniz başınızı ağrıtacak gibi duruyor. En azından gezegeniniz Venüs, size estetik ve kombinasyon konusunda oldukça yardım edecek, zevkli seçimler yapmanızı sağlayacak.
    “Düğün yemeği ve müzikler nasıl olsun?” kısmında o kadar çok zaman kaybediyorsunuz ki… Düğün töreni sadece yemeklerden ve müzikten ibaret değil. Anlaşmış olduğunuz organizasyon şirketine biraz güvenmenizi tavsiye ederiz. Her yaptıklarını sorgulayıp, hep eleştirel bir tavırda olursanız onların da elini ayağını bağlarsınız, ne yapacaklarını şaşırırlar.
    Siz zaten nikaha şiddetle karşı çıkıp büyük bir düğün tercih edeceksiniz. Bir de her detayı kendi kafanızda tasarlayıp, kimseyi işinize karıştırmadan organizasyonu kendiniz yürütmeniz ne kadar doğru? Aklınızdaki gösterişli, ince detaylarla düzenlenmiş düğün sırf inadınız ve kibirli tavırlarınız yüzünden çok farklı bir noktaya gelebilir. Kendi düğününüze yabancı olmamak için çevrenizdekilerle de düşünceleriniz paylaşın. Bütün yükü siz omuzlamayın. Zaten oldukça yavaş hareket ediyorsunuz, bir de böyle davranmanız düğün tarihini sürekli ertelemenize neden olacak, bizden söylemesi.
    İKİZLER
    Düğünle falan ilgilenmek yerine, en iyi ve en eğlenceli düğün fotoğrafçısı kimdir, nerededir arayışındasınız değil mi? Hatta aklınızda düğün yerine, sade bir nikah var. Çünkü düğünde herkesle tek tek ilgilenip kendinizi yoracağınıza, nikahtan sonra yakın arkadaşlarınızla ve akranlarınızla eğlenceli bir mekanda düğün yemeği yiyip tabiri caizse kurtlarınızı dökmek, size daha mantıklı geliyor.
    Eğlenemediğiniz bir düğünü hayal bile edemiyorsunuz. Gereksiz protokoller ve tanımadığınız akrabalara gülücükler saçmak sizi yansıtmıyor. Siz eğlenmek istiyorsunuz, eğlendirmek değil! İşte bu noktada, iş müstakbel eşinize düşüyor. Onu ikna edebilirseniz hayal ettiğiniz o özel gün yaşanabilir. Ama geleneklerine bağlı biriyle birlikteyseniz, büyük ihtimal düğünde arkanızdan “gelin ne kadar da asık suratlıydı” lafları dolaşacak. Bunu önlemek için sevgilinizi ikna etmeniz şart. Eğlenemediğiniz yerde, yüzünüz sirke satıyor.
    Eğlenmek demişken, zaten çok detaylı bir tören hazırlamayacağınız için, bütün dikkatinizi düğün fotoğraflarınıza vereceksiniz. Renkli ve eğlenceli fotoğraflar çektirmek için harıl harıl mekan ve düğün fotoğrafçısı arayacaksınız. Bu konuyla kafayı bozmanız da mümkün. Fotoğraflarınız çekilirken de hayat dolu ve muzur halinizi herkese göstermek için yoğun çaba sarf edeceksiniz. Bu durum sevgilinizi şaşırtabilir, ne kadar kabiliyetli olduğunuzu tekrardan fark edebilir. Ama aşırı kaçmayın, yoksa yapmacık durabilirsiniz.
    YENGEÇ
    Damadın çiçeği ile sizinki arasında biraz renk farkı var, ya da pasta bitter çikolatalı değil de profiterollü olmuş. Kıyamet sebebi! İşte düğün günü sizi çileden çıkartacak sorunlar bunlar. Gösterdiğiniz büyük tepkileri, aslında aynada kendinize bakarak vermelisiniz. Çünkü bu küçük sorunlara sizin tutarsızlığınız sebep oluyor, farkında bile değilsiniz. Önce beyaz renk derken, 2 dakika sonra siyah olsun diyebiliyorsunuz. Bu tutarsızlığınız da en çok ev döşerken başınıza sorun olacak. Mobilyalar konusunda yaptığınız seçimler bir türlü içinize sinmeyecek ve aklınız hep diğerlerinde kalacak.
    Evcimen yapınız, evliliğinize olumlu yansıyacak ama işte düğüne kadar müstakbel eşinizin elinizden çekeceği var. Nikah töreni yerine, slow müziklerin çaldığı ve sınırlı sayıda davetlinin bulunduğu şık bir düğün hayal ediyorsunuz. Sözden, düğüne kadar ipler hep sizin elinizde olsun isteyeceksiniz. Nişanlınızın damatlığından tutun da, annesinin düğünde ne giymesi gerektiğine kadar herkese karışma olasılığınız var.
    Çeyiz olayına niçin bu kadar önem verdiğinizi de sorgulayabilirler. Sizin çeyiziniz zaten tam, eksiksiz. Fakat erkek tarafından gelen sandık için, özel bir liste hazırlamanız mümkün. Onları böyle bir zorunlulukla karşı karşıya getirmeniz saygısızlık olarak görülebilir. Daha yolun başında kayınvalideniz tarafından mimlenmek istemiyorsanız, bazı konularda sessiz kalmayı ve her şeye müdahale etmemeyi öğrenmeniz gerekiyor.
    ASLAN
    “En güzel gelin ben olacağım, en güzel düğün benimki olacak…” ile başlayan cümlelere sanırım çevrenizdeki herkes alıştı. Sürekli bu lafları tekrar ederken bir ayrıntıyı gözden kaçırıyorsunuz sanırım; düğün bütçesini. Gerçi siz daha düğün bütçesi bile yapmadınız değil mi? “Ben istiyorum, olacak” tavrınız biraz şımarık görünmenize neden olabilir. Unutmayın, evlenme aşamasında ilk planlanması gereken şey bütçedir. Herkes en iyisine sahip olmak ister tabii ki, ama bunu mantık çerçevesinde yapmak lazım.
    Aşırı lüks düşkünlüğünüz bir zaman sonra sevgilinizin de gözüne batmaya başlayacak ve “evlendikten sonra da böyle dikkatsizce para harcayacak mı?” gibi sorular kafasının içinde dönmeye başlayacak. Maddi durumu çok, çok iyiyse ne ala! Ama bu durumda bile siz illaki sınırı zorlayacak, isteklerinizi hep arttıracaksınız. Nikah masasında kötü bir sürprizle karşılaşmak istemiyorsanız, kendinize gelin!
    Gösterişli, lüks, gelen konuklara “Vayyyy!” dedirten bir tören hazırladınız diyelim. Sorunlar bitti mi? Hayır. Çünkü siz büyük ihtimal müstakbel eşinizin ailesinden biriyle kavga ettiniz. Bu kişi kız kardeşi olabilir mesela. Ona tahammül etmekte zorlanabilir, fikirlerini beğenmeyebilir, “her şeye karışmasa olmaz!” diyebilirsiniz. Düğün sizin düğünüzün, evet ama bu kibirli tavrınızla insanlar üzerinde hâkimiyet kurmaya gerek var mı? Tek bilen siz değilsiniz. Başkalarının fikirlerinin de değerli olduğunu bilerek hareket etmeli ve olumsuz eleştirilerinizi bu dönemde kendinize saklamalısınız. Hatırlatalım; evet, düğününüz de siz de o gün gerçekten göz alıcı olacaksınız.
    BAŞAK
    Önce bir kariyer yapayım dediniz, o bitti sonra da karşınıza çıkan kısmetlere hep bir bahane buldunuz. Ya tipten kaybettiler, ya aile yapıları size göre değildi, ya da çalıştığı işi beğenmediniz. Böyle ince eleyip sık dokuyarak, biraz geç de olsa evlenmeye karar verdiniz. Siz zaten bu kararı vererek başlı başına büyük bir adım atmışken, düğün telaşına mı yenileceksiniz? Tabii ki hayır! Oldukça pratik bir insan olmanız hazırlıkları kolaylaştıracak. Ama önemsiz şeylerin üstünde fazlaca durmaya başlarsanız işte bunun sonu gelmez, haberiniz olsun.
    Düğün mekanı arayayım derken kendinizi bir anda düğünün tarihçesinden, diğer ülkelerde nasıl yapıldığına kadar geniş kapsamlı bir internet araştırmasında bulabilirsiniz. Konudan koptuğunuz farkında bile olmadan, araştırmayı sonlandırabilir ve bu sefer kaç kişiye davetiye göndersek telaşına düşebilirsiniz. Oldukça az konuk sayısıyla ailenizin karşına çıkıp, hem onları hem de müstakbel eşinizi şaşırtmanız mümkün. Neden samimi olmadığınız ya da gıcık olduğunuz akrabalar düğünüzde yer işgal etsin ki?
    Davetli miktarındaki anlaşmazlık dışında her şey mükemmel de hazırlanmış olsa sizin içiniz hep bir huzursuz. Kuruntu yapmaktan, “terslik çıkar mı acaba?” diye düşünmekten bir türlü güzelliklere odaklanamıyorsunuz. Hayatı biraz da akışına bırakmak lazım, bu tarz kuruntuların kime ne yararı olabilir ki? İstediğiniz mekanı seçtiniz, istediğiniz konuklar geliyor. Sıra geldi biraz eğlenmeye, düğün sizin düğününüz, dans etmekten çekinmeyin.
    TERAZİ
    Şuan tek derdiniz “gelinliğim kabarık mı olsun, düz mü olsun? Üzerinde taşlar olsun mu, yoksa etek kısmı kat kat tül mü olsun?” Hadi gelinliğe karar verdiniz diyelim, peki ya saç modeli? “Topuz olmalı, asil bir duruşum olsun istiyorum” ile “saçlarım gayet havalı aslında, neden topuz yaparak onları saklayayım ki, açık kalsın” arasında gidip geliyorsunuz. Çok dertlisiniz, çok… Ne olacak sizin bu kararsız haliniz? Nişanlandınız, heyecanınız düğün yaklaştıkça artıyor.
    Allah’tan kibar ve anlayışlısınız da bu kararsızlıklarınız çok göze batmıyor. Ama işte düğün günü de hızla yaklaşıyor, biraz daha hızlı olmanızda yarar var. Gelinliğinize takılmışken kişisel bakımınızı ihmal etmeniz de söz konusu olabilir. Manikür, pedikür ve cilt bakımınızı 1 gün önceden yaptırmayı unutmayın. Hayatta her konuda yaptığınız gibi evlilik aşamasında da güzellik, zevk ve kolay hayat arayışınız devam edecek. Pembe veya lila rengin ağırlıkta olduğu, canlı müziklerle konukların zevk alacağı bir düğün planlıyorsunuz.
    Gelinlikten sonra en zorlanacağınız kısım düğün mekanı seçmek olacak. Sade ama şık bir yer olsun diye tutturduğunuzu duyar gibiyiz. Her ne kadar kır düğünleri aklınızı çeliyor olsa da, havuz başında konuklarınızı ağırlamanız sizin kişiliğinizi daha çok yansıtıyor. Bir de mekan konusunda kararsızlık yaşayıp, düğün tarihini ertelememeniz için bu da bizden size ufak bir öneri olsun.
    AKREP
    Beyaz orkidelerle süslü, sade bir kır düğünü ya da deniz kenarında, güneş batarken konuklarınızı ağırlayabileceğiniz, gürültülü müzikten uzak huzur dolu bir tören. Nişanlınız tüm isteğinizin bundan ibaret olduğunu düşünecek belki ama içinizde ne fırtınalar koptuğunu biz biliyoruz. Öncelikle, alyans ve pırlanta konusunda içiniz içinizi yiyecek “taşı çok mu küçük sanki?”. Sonra, nişan elbiseniz size biraz sönük gelmiş olabilir. Kan kırmızısı, dekolteli bir elbise hayal etmiştiniz oysa.
    Size tavsiyemiz, düğün süreci başladığında aklınızdan geçen her şeyi sevgilinizle paylaşmanız. İsteklerinizi bilmezse, istediğinizi alamazsınız! Sinirlendiğinizde ne kadar yıkıcı tepkiler verdiğiniz ortada. İçinize ata, ata nereye kadar gidebilirsiniz ki? Şimdi bu yazdıklarımızı okuyup da, sakın müstakbel eşiniz üzerinde bir baskı kurmayın, vur dediysek öldür demedik. Uçlarda yaşamak sizin kanınızda var, ama düğün telaşı biraz da eğlenceli olmalı. Gerginliğe gerek yok. Sakinliğiniz korursanız sorunsuz bir düğün süreci geçirirseniz. Nişanlınızın ailesine de düşmanınız gibi davranmaktan vazgeçin. Laf sokmak size göre değil…
    Düğün günü ayrıca stresli olmanız da mümkün, bu olumsuz durumu en aza indirmek için arkadaşlarınızdan yardım alabilirsiniz. Eğlenceli bir bekarlığa veda gecesi mutlaka yapmalısınız. Kız kıza eğlenmek üzerinizdeki düğün stresini atmanıza yardımcı olacak.
    YAY
    Konuklarınız için, eğlenceli ve unutamayacakları bir tekne düğünü düşüncesiyle, “düğüne gerek yok nikah olsun, ben balayında gönlümce eğleneyim” düşüncesi arasında gidip geliyorsunuz. İçinde “eğlence” olan konsept tamamlanınca sıra geldi aylarca arayacağınız gelinliğe. Hala bulamadıysanız size tavsiyemiz; mini etek, kısa gelinlik modelleri. Eğer teknede düğün yapacaksanız zaten o düğününün sonu denizde bitecektir. Sizin gibi yerinde duramayan biri için kısa gelinlik biçilmiş kaftan.
    Arkadaşlarınız arasında patavatsız biri olarak ün saldınız ama bunu aile toplantılarında yapmanız “sivri dilli gelin” olarak anılmanıza neden olabilir. Eleştirilerinizi, nişanlınızın ailesine direkt yapmak yerine biraz politik davranmak sizin yararınıza. Pek de ilginizi çekmeyen düğün çiçeği, davetiye şekli, düğün protokolü, kimin nerede oturacağı gibi ayrıntılar karşınızda konuşulurken; dalga geçmek ve bıyık altından gülmek ciddiyetsiz görünmenize neden olabilir. Aile büyüklerine saygı gösterme konusunda biraz daha dikkatli olmalısınız.
    Kafanızda düğün olayını çoktan bitirip, eğlence dozajını daha ne kadar arttırabilirim fikrini düşünüyor olabilirsiniz. Çokbilmiş tavırlarınız sevgilinizi cezp ediyor, fakat size yardım etmek isteyen dostlarınızı da kırmanıza neden oluyor. Ah şu dilinizi bir tutabilseniz…
    Ayrıca size ufak bir tavsiye; söz kesilmeden önce köpüklü kahve provalarına başlayın. Elinize tepsi alıp, misafirlere nasıl dağıtıldığını da mutlaka önceden deneyin. Sakarlığınız birilerinin yanmasına sebep olabilir. Aman dikkat!OĞLAK
    Sizin için evlenmek hiç de kolay değil. Evlilik dendiğinde o kadar çok teferruat aklınıza geliyor ki, kendinizi düğün gününün güzelliğine kaptıramıyorsunuz. Aslında en zor iş, sevgilinize düşüyor. Aylarca törenle ilgili her detaya önem vermesini bekleyecek ve ona türlü türlü görevler vereceksiniz. Sevgilinizin de sizin kadar, her detayla ilgilenmesini istemeniz aranızda sorun yaratabilir. O bir erkek, unutmayın. Süslü nikah şekerleri, şekilli düğün davetiyeleri ve kravatının rengi ile sizin kıyafetinizin aynı renk olması onu hiç mi hiç ilgilendirmiyor.
    Nazınız sadece müstakbel eşinize değil, yakın arkadaşlarınıza da geçiyor. Onlar da sizinle birlikte evleniyor gibi olacaklar neredeyse. Herkese bir iş bölümü yapıp, onları amirleri gibi gün be gün denetleyeceksiniz. Bunu yaparken üslubunuza dikkat etmenizi öneririz. Ayrıca size tavsiyemiz, gelinliğinizi bir beden küçük alın. Çünkü bu telaşede ve koşturmada kilo vermeniz olası.
    Ufak detaylarla boğuşurken, resmin bütününü gözden kaçırmayın. Kır düğünü olsun diye kararlaştırdıysanız mutlaka yer ayırtın ki, bin bir zahmetle seçtiğiniz yeri kimse kapmasın. Düğün detayları ile boğuşurken son dakika sürprizi yaşamak istemezsiniz. Geç kalmayın, planlarınızı kağıda dökeceğinize harekete geçin. “Her şeyin bir zamanı vardır, hallederiz mutlaka” mantığı, sizi soğukkanlı biri haline getirebilir ama yer ayırtmalar son güne kalmaz.
    KOVA
    Siz ya sıra dışı bir evlilik töreni hazırlayacaksınız ya da hiç kimseyi hesaba katmadan, sadece bir iki konukla birlikte kendi töreninizi düzenleyeceksiniz. Örneğin, denizaltında evlenme ya da uçaktan atlayarak “evet” deme! Bunlar kulağa çılgınca gelebilir ama siz de zaten öylesiniz.
    Bu hayaller sizi heyecanlandırsa da, maalesef her zaman kafamızda tasarladığımız şeyleri yapamayabiliyoruz. Bu çılgın fikirler ailenize ya da evleneceğiniz kişinin ailesine ters gelebilir. Bunu göz önüne alıp “normal” bir düğün töreni ile dünya evine girecekseniz unutmamanız gereken en önemli şey kimseye muhalif olmamanız! Yalnızca düğünde değil; sözde, nişanda ve bekarlığa veda partisinde kimsenin önerisini dinlemeyerek çevrenizdekileri çileden çıkarabilirsiniz. Müstakbel kayınvalideniz sizi düğün alışverişine götürmek istediğinde buna şiddetle karşı çıkabilir, düğün bohçasını çok saçma bulabilirsiniz. Tamam, bağımsızlık ve özgürlük sizi tanımlayan kelimeler ama sizin için önemli olmasa da toplumumuzda gelenek ve göreneklere bağlılık hala devam ediyor.
    Eğer düğün öncesi aileler arasında kıyamet kopmasını istemiyorsanız, bu tarz konuları aile büyüklerine bırakın ve düğününüze odaklanın. Unutmayın, siz yaratıcı bir yapıya sahipsiniz. Düğünüzün de orijinal fikirlerinizi en iyi yansıttığınız yer olacak. İsyankar olmanız sadece işleri yavaşlatır. En güzel gününü mahvetmeye değer mi?
    BALIK
    Küçücük bir kız çocuğuyken hayallerini kurmaya başladığınız düğününüze çok az bir süre kaldı. Ama siz alınganlıklarınızla sevgilinizi daha yolun başında yormaya başladınız. Anneniz de sizden çok şikayetçi, onu söyleyelim. Tamam, çevrenizde güvendiğiniz tek kişi o ama bütün işi de onun üstüne yıkmak biraz haksızlık değil mi? Sürekli her yaptığını, tekrar tekrar anlatmak zorunda kalıyor. Sizden daha tecrübeli biri olarak zaten dikkatli ve özenli olacaktır. Bu kadar sıkboğaz etmeyin.
    En sık yaptığınız hatalardan biri de ön yargılı olmak. “Düğünde kesin saçlarım çok kötü olacak, makyajım da akacak” diyerek bütün olumsuzlukları üstünüze çekiyorsunuz. Ön yargılı olmaya gerek yok, herkes peşinizde pervane olmuş durumda. İnsanların moralini bozmak, size fayda sağlamaz. Ama makyajınızın akması konusunda haklı olabilirsiniz. Çünkü sözde, nişanda, bekarlığa vedada ve düğünde bol bol ağlayacaksınız. Kalıcı makyaj yaptırabilirsiniz belki, en azından bu sorunu ortadan kaldırmış olursunuz.
    Ayrıca düğünde ufak kazalara da dikkat etmelisiniz. Büyük ihtimalle, kabarık ve ya kuyruğu uzun bir gelinlik tercih edeceğinizden, pistte dans ederken zorlanmanız mümkün. Müziğin ritmine kendinizi kaptırıp, komik kazalara sebep olmayın. Kendinizle birlikte başkalarını da aşağı çekersiniz, onlara da yazık.

  • Hızlı saç uzatma yöntemleri

    Hızlı saç uzatma yöntemleri

    Tamamen masrafsız olan ve zaman kaybına neden olmayan bu küçük ipuçlarını sizlerde kolaylıkla deneyebilirsiniz.

    Saçlarınızın hızlı uzaması için, belli aralıklarla uçlarındaki kırıkları kestirmelisiniz. Saçların kırıklarının fazla olması geç uzamasına neden olur.

    Saçlarınızı çok sıcak ve soğuk su ile yıkamayın. Sıcak su saç köklerinizi harekete geçirmez. Bu yüzden saçlarınızı ılık su ile yıkamayı tercih edin. Çünkü ılık su saç derinizdeki hücrelerin harekete geçmesini sağlar.

    Bazı insanların saçları çok zor uzar. Uzaması içinde yapmadıkları yöntem kalmaz. Ama aslında beslenme şekli, düzenli bakımı ve kesimi ile saçlarınızın uzamasında büyük etkileri vardır.

    Saçlarınızın hızlı uzaması için protein ağırlıklı yiyecekleri tercih etmelisiniz. Et, süt, yumurta gibi besinler saçların uzamasını kolaylaştırdığı gibi aynı zamanda beslenmesinde yardımcı olacaktır. Ayrıca kafeinli ve alkollü yiyeceklerden kaçının. Çünkü kafein ve alkol saçlarınızı yıpranmasına neden olur.

    Saç diplerinize uygulayacağız masaj da saçlarınızın uzamasında büyük bir öneme sahiptir. Bu masaja ile saç diplerinizi uyarmış olduğunuzdan saç kökleriniz canlanmış olur.

    Bol miktarda su tüketilmesinin saç uzamasında büyük rolü vardır. Su sağlığınıza yararı olduğu gibi saçlarınızı besler ve daha hızlı uzamasını sağlar.

    Unutulmaması gereken önemli ipuçlarından biri de, şampuanı saçlarınızın diplerine, saç kremlerini ise sadece saçlarınızın uçlarını sürmeniz gerekiyor.

    Eğer saçlarınızın biraz daha hızlı uzamasını istiyorsanız, sprey ve jöle şekillendiricileri bir müddet kullanmamalısınız. Bu maddeler saç diplerine ulaştığı zaman, saç köklerinizin tıkanmasına neden olacağından, daha yavaş uzamasına neden olur.

    Saç Uzatma Yöntemleri için tıklayın !

    Havuç maskesi ile hızlı saç uzatma yolları

  • 3D Elbise Modelleri

    3D Elbise Modelleri

    Bu teknolojik ilerleme önce hazırlanmış olan tasarımlar ile karşılaştırıldığında 3D moda tasarımları bu günlerde çok popüler oldu. 3D Elbise Modelleri galerimizde sizlerle…

    3D Elbise Modelleri

    3d_elbise_modelleri (1) 3d_elbise_modelleri (2) 3d_elbise_modelleri (3) 3d_elbise_modelleri (4) 3d_elbise_modelleri (5) 3d_elbise_modelleri (6) 3d_elbise_modelleri (7) 3d_elbise_modelleri (8) 3d_elbise_modelleri (9) 3d_elbise_modelleri (10) 3d_elbise_modelleri (11) 3d_elbise_modelleri (12) 3d_elbise_modelleri (13) 3d_elbise_modelleri (14) 3d_elbise_modelleri (15) 3d_elbise_modelleri (16) 3d_elbise_modelleri (17) 3d_elbise_modelleri (18) 3d_elbise_modelleri (19) 3d_elbise_modelleri (20)

  • İlgi çeken hobi evleri dekorasyonu

    İlgi çeken hobi evleri dekorasyonu

    İlgi çeken hobi evleri dekorasyon fikirleri…

    hobi_evleri (1) hobi_evleri (2) hobi_evleri (3) hobi_evleri (4) hobi_evleri (5) hobi_evleri (6) hobi_evleri (7) hobi_evleri (8) hobi_evleri (9) hobi_evleri (10) hobi_evleri (11) hobi_evleri (12) hobi_evleri (13) hobi_evleri (14) hobi_evleri (15) hobi_evleri (16) hobi_evleri (17) hobi_evleri (18) hobi_evleri (19) hobi_evleri (20) hobi_evleri (21) hobi_evleri (22) hobi_evleri (23) hobi_evleri (24) hobi_evleri (25) hobi_evleri (26) hobi_evleri (27) hobi_evleri (28) hobi_evleri (29) hobi_evleri (30)

  • Bu diyet hasta ediyor !

    Bu diyet hasta ediyor !

    Sağlık Bakanlığı, özellikle mankenlerin zayıflamak için başvurduğu “sıfır beden diyetleri” konusunda önemli uyarılarda bulundu.

    Bilinçsiz yapılan diyetlerin çok sayıda hastalığa yol açtığını belirten bakanlık, gençlerin doktor tavsiyesi olmadan diyetlere yöneldiğini açıkladı. Bilinçsiz yapılan diyetlerin yol açtığı sağlık sorunları ise şöyle sıralandı: “Baş ağrısı, konsantrasyon bozukluğu, yorgunluk, kalp ritminde bozukluk, tansiyon düşüklüğü, adet düzensizlikleri, kabızlık, kansızlık ve anoreksiya.” Bilinçsiz yapılan diyetlerin psikolojik ve fizyolojik olumsuz etkileri olduğuna dikkat çeken bakanlık ideal vücut ağırlığına ulaşmak ve bu kiloyu korumak için şu önemli uyarılarda bulundu:

    ‘KATI YAĞ KULLANMAYIN’

    – Haftada 1 kilo verin
    – Kısa sürede kilo kaybını sağladığı öne sürülen ilaçlar bilinçsizce kullanılmamalıdır.
    – Diyetisyen tarafından yaş, kilo, boy, fiziksel aktivite düzeyi ve beslenme alışkanlıklarınıza göre zayıflama diyetleri uygulanmalıdır.
    – Sağlıklı ve kalıcı ağırlık kaybının haftada en fazla 0.5-1.0 kg olması gerektiğini unutmayın.
    – Yemeklerde hayvansal yağlar yerine bitkisel sıvı yağları ve zeytin yağını tercih edin. Margarin, kuyruk yağı, gibi katı yağları kullanmayın.
    – Yemeklerinizi yerken iyice çiğneyin.
    – Haftada en az 3 kez ve 30 dakika süreyle düzenli fiziksel aktivite yapın.

  • Tatilcileri bekleyen gizli tehlike: Havuz sistiti

    Tatilcileri bekleyen gizli tehlike: Havuz sistiti

    Sağlık için gerekli şartlara sahip olmayan havuzlar ve kimi zaman da deniz suyu idrar yolu enfeksiyonlarına neden olabiliyor. Havuz enfeksiyonları arasında en sık rastlanan şikâyet ise ‘havuz sistiti’ olarak gösteriliyor.

    Medicana Samsun Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Op. Dr. Ahmet Gençbay tatilcilere önemli uyarılarda bulundu.

    Sistit nedir?
    Sistit; mesanenin (idrar kesesi) iltihaplanmasıdır. Anatomik olarak erkeklerden farklı olmalarından dolayı kadınlarda daha sık görülen sistit, ihmal edildiği takdirde kronikleşebilir ve üriner sistemde (mesane ve böbreklerde) kalıcı hasara neden olabilir.

    Bakteriyel sistitler genellikle 20-40 yaşları arasındaki genç kadınlarda daha sık görülür. Her 5 kadından biri, yaşamının herhangi bir döneminde en az bir kez sistit geçirmektedir. Kadınlarda sistitin daha fazla görülmesinin en sık sebebi üretranın daha kısa olmasıdır. Sistitin en sık görülen etkeni, vakaların yüzde 85’inden sorumlu olan Koli basilidir. Normalde bu bakteriler kalın bağırsakta bol miktarda bulunurlar. Bazı risk faktörlerinin varlığında bu bakteriler mesaneye ulaşarak sistite neden olurlar.

    Sistite neden olan risk faktörleri nelerdir?
    Kötü genital temizlik
    İdrar akımının engellendiği durumlar (üriner sistemde taş, tümör veya sonda gibi yabancı cisim bulunması)
    Nörolojik olarak mesanenin boşalamaması
    Şeker hastalığı
    Hamilelik
    Yaşlılık
    Düzensiz cinsel ilişki ( sistit yeni evlilerde daha sık görülür ki, buna ‘balayı sistiti’ denir )
    Menopoz dönemi
    Erkeklerde prostat ve üretra hastalıkları

    Sistitin belirtileri nelerdir?
    Dizüri (idrar yaparken yanma, sızı, ağrı)
    Pollaküri (sık idrara çıkma) ve az idrar yapma
    Acil idrar yapma hissi
    Tam boşalamama hissi
    Kötü kokulu ve bulanık idrar
    Disparoni (cinsel ilişki sırasında ağrı duyulması)
    Kasıklarda ve göbek altında ağrı olması
    Hematüri (idrarda kan olması)

    Sistitin tanısı nasıl konur?
    Sistitin tanısında en önemli bulgu anamnezdir. Hastaların çoğunda yukarıda bahsedilen şikayetlerden birçoğu vardır. Bu şikayetlerle gelen bir hastaya ilk yapılacak tetkik, idrarın mikroskobik incelenmesidir. Sistitli bir hastanın idrarında alyuvarlar, akyuvarlar ve bakteriler görülmelidir. Enfeksiyona neden olan bakteriyi tanımlayabilmek için de idrar kültürü gerekebilir. Sistite sebep olan birincil bir hastalık düşünülüyorsa hastaya üriner ultrason, İVP (ilaçlı böbrek filmi) ve sistiskopi (ışıklı bir aletle mesaneye bakma işlemi) de yapılabilir. Sistit ve altta yatan neden tedavi edilmezse, kronikleşebilir ve hastayı zayıf ve bitkin bırakabilir.

    Sistit nasıl tedavi edilmelidir?
    Bakteriyel bir hastalık olduğundan dolayı tedavide antibiyotikler kullanılmalıdır. Kültür sonuçları çıkana kadar tedaviye gram negatif basillere etkili ilaçlarla başlanmalıdır. Daha sonra tedavi kültüre göre düzenlenmelidir.

    Sistitten korunmak için neler yapılmalıdır?
    Günlük su alımı en az 2 litre olmalıdır. Su, bakterilerin mesaneye tutunmasını engeller ve dışarı atılmasını sağlar.

    Kahve, koyu çay, alkol gibi içecekler ve acılı baharatlı yiyecekler en aza indirilmelidir. Bunların mesane üzerinde uyarıcı etkileri vardır.

    Mümkün olabildiği kadar sık idrara çıkılmalıdır. İdrarı tutmak mesanedeki bakterilerin mesane duvarına yapışmasını ve enfeksiyon oluşmasını kolaylaştırır.

    Tuvaletten sonraki temizlik doğru olmalıdır. Temizlik önden arkaya doğru yapılmalıdır. Böylece bakterileri idrar kanalına doğru taşımamış olursunuz. Sadece kağıtla silinmek yeterli değildir. Anal bölge mutlaka bol suyla yıkanmalıdır. Ancak aşırı hijyen takıntısı normal vajinal florayı bozabileceğinden dikkatli olunmalıdır.

    Vajinal deodorant, parfümlü sabun, pudra kullanımı idrar kanalını tahriş edebileceğinden bu tür ürünler kullanılmamalıdır.

    İç çamaşırı tercihi doğru yapılmalıdır. Sıkı, dar pantolonlar ve naylonlu iç çamaşırları giymeyin. Bahsedilen giysiler genital bölgenin nemlilik oranını artırarak bakterilerin üremesini kolaylaştırır.

    Pamuklu iç çamaşırları tercih edilmeli ve her gün değiştirilmelidir.

    Cinsel ilişkiden sonraki erken dönemde idrara çıkılmalıdır. Bu durum bakterilerin yayılmasını önlemektedir.

    Menopoz sonrası dönemde östrojen kremleri kullanılmalıdır.

    Özellikle yaz aylarında havuz sistitine dikkat edilmelidir. Kalabalık ve kirli havuzlara girmekten kaçınılmalıdır.

  • Kakaolu dondurma tarifi

    Kakaolu dondurma tarifi

    Kakaolu dondurma nasıl yapılır ? Kakaolu dondurma malzemeleri nelerdir ? Kakaolu dondurma tarifi…

    Kakaolu dondurma malzemeleri

    1 su bardağı süt

    2 su bardağı krema

    1 su bardağı kakao

    1 paket vanilya

    1 su bardağı toz şeker

    2 yemek kaşığı mısır nişastası

    Kakaolu dondurma hazırlanışı
    Kakaolu dondurma: Süt, şeker, vanilya, nişasta ve kakaoyu bir kapta harmanlayın. Kremayı tencereye alıp orta ateşte ısıtın. Kakao karışımını ekleyip koyulaşıncaya kadar karıştırarak pişirin. Karışımı çelik bir kap içine aktarın ve buzdolabında 3-4 saat soğumaya bırakın. Kabı derin dondurucuya yerleştirin ve dondurma kıvamına gelinceye kadar her 30 dakikada bir çıkartarak çatal ile 2-3 dakika karıştırın. Dondurmayı kapaklı bir kaba aktararak birkaç saat soğuttuktan sonra servis yapın.
    Kakaolu dondurma artık hazır, afiyet olsun.

    Kızarmış dondurma tarifi için tıklayın !

  • Boşanma sebepleri

    Boşanma sebepleri

    Evlilikte yaşadığınız hangi sorunlar boşanma sebebi olarak sayılır, hangileri sayılmaz? Cinsel sorunlar yüzünden boşanma davası açılabilir mi? Haysiyetsiz hayat sürmek, anlaşmalı boşanmak ne demek?

    Her güzel başlayan evlilik başlarda umulduğu kadar iyi gitmeyebiliyor ne yazık ki… Ayrılık kapıya dayanıveriyor. Bu durumda akıllarda soru işaretleri oluşuyor: Hangi sebebi öne sürerek dava açabilirim? Eşimin ayrılmamıza neden olan davranışlarını mahkemede nasıl kanıtlarım? Benim sorun olarak gördüğüm eşime ait her davranış boşanma nedeni olarak geçerli mi? Hakim boşanma isteğimizi reddedebilir mi?

    Şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası nasıl açılır?

    Evlilik birliği içinde tarafların artık birbirlerine sevgi ve saygısının kalmadığı hallerde ya da taraflardan birinin evlilik birliğini veya toplumun ona yüklediği görevleri yerine getiremediği durumlarda, diğer taraf için evliliği sürdürmekten imtina edilmesi, evlilik birliği içinde fayda kalmaması halinde, “şiddetli geçimsizlik” kavramı içinde dava açılabilir.

    Davayı açmak isteyen eş, son altı ayda birlikte ikamet ettikleri yerde ya da fiilen ayrılarsa diğer eşin bulunduğu yerin mahkemesinde dava açabilir.

    Önemli olan, gerçekleşen olayların, davalının kusurunun geçerli delillerle ispat edilmesidir. Mahkemeyi ikna edecek mahiyette fotoğraf, doktor raporu, ceza dosyası, tanık delili gibi çoğaltılabilir deliller bu işte yardımcı olur. Hakim ikna olduğu takdirde boşanmaya karar verecektir. Aksi takdirde davanın reddi gerekir.

    Evlilikte yaşanan hangi sorunlar boşanma nedeni kabul edilir?

    Evlilik birliği içinde kanunun, toplumun eşlere yüklediği ve tarafların birbirlerine karşı yükledikleri yükümlülüklerin yerine getirilmemesi bir boşanma sebebidir. Tarafların birbirlerine olan sadakat yükümlülüğünün ihmali, zina, taraflardan birinin akıl hastalığına tutulması ve iyileşemeyecek durumda olması, hayata kast, birinin diğerine kötü muamelede bulunması gibi özel sebepler boşanma nedeni olabilir.

    Bunların dışında, genel olarak evlilik birliğinin artık yürümeyecek olması, tarafların birbirlerine saygı ve sevgilerinin kalmaması gibi hallerde de, gerçekleşen olayın niteliğine göre mahkeme boşanmaya karar verebilir.

    Boşanma sebeplerini tek tek saymak mümkün değildir. Çünkü boşanma, her iki tarafın da ortak bir hayal kurma ideali üzerine başlattıkları bir adımdır. Bu adımın devam etmesi için de tarafların her şeyden önce birbirlerine saygı göstermeleri gerekir. Saygı unsurunu ortadan kaldıracak her kusurlu davranış, boşanma sebebi olarak kabul edilir.

    Cinsel sorunlar boşanma nedeni olabilir mi?

    Taraflar arasındaki cinsel uyumsuzluk, birinin sahip olduğu ve tedavi ettirmek istemediği cinsel hastalıklar boşanma sebebi olarak sayılabilir. Cinsel hayatı olmayan bir evliliğin devam ettirilmesi beklenemez.

    Türkiye’de çok sık karşılaşılan durum, tarafların cinsel ilişkiye girememesidir. Burada önemli olan kusurun kimden kaynaklandığı, giderilip giderilemeyeceği ve kişinin tedaviye yanaşıp yanaşmadığıdır. Erkekler için ereksiyon sorunu, kadınlar için vajinismus gibi durumlarda evliliğin devam etmesi söz konusu olmaz. Çünkü evlilik içinde tarafların birbirlerine saygı ve sevgisiyle birlikte cinsel hayata da ihtiyaç vardır. Bunu sağlayamayan tarafın gerekli tedaviyi görmesi, sonuç alınamıyorsa da evlilik birliğini sonlandırması beklenir.

    Taraflardan biri eşinin cinsel sorunlarından dolayı mahkemeye başvurduğunda mutlaka o kişiyle alakalı doktor ya da adli tıp raporuyla birlikte boşanmaya karar verilmesi gerekir.
    Son yıllarda aile içi şiddet kavramı içinde cinsel şiddet de yer almaya başladı. Eşlerden biri diğerini cebren cinsel ilişkiye zorlamamalıdır. Bu aynı zamanda Türk Ceza Kanunu açısından da bir suç teşkil eder. Bu tip eylemle karşı karşıya kalan eşin ceza şikayeti yapma hakkı olduğu gibi bu sebebe dayanarak boşanma davası açma hakkı da mevcuttur.

    Hakim evlilikteki hangi sorunları boşanma nedeni olarak kabul etmeyebilir?

    Mahkemenin boşanmaya karar verebilmesi için davacının iddia ettiği vakaların gerçekliğinin ispatlanması gerekir. Ayrıca bu boşanma sebebinin ya kanunda sınırlı sayılan zina, akıl hastalığı terk gibi sebepler ya da genel olarak evlilik birliğinin temelinden sarsılması hususuna dayanması, bu birliğin davacı için devam etmesinin artık hukuki bir dayanağının kalmadığı gibi birliğin de artık çekilmez hale gelmiş olması gerekir. Kusurlu olduğu iddia edilen davalı eşin olumsuz davranışlarının mühim ve evlilik birlikteliğini devam ettirmeyi gerekli kılmayacak şekilde olması gerekir.

    Evlilik birliği içinde gerçekleşebilecek basit münakaşalar, tahammül edilebilir kusurlu davranışlar, temele dayanmayan fikir ayrılıklarının boşanma sebebi olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Bir taraf diğer tarafın kusurlu hareketlerine göz yumuyor ve affediyorsa belli bir süre sonra bunları boşanma davasına sebep olarak gösteremez. Karşı tarafın hayatını zorlaştıracak davranışlar ise boşanma davasında sebep olarak kabul edilebilir.

    Boşanma değil ayrılık kararı

    Hakim, davada tarafların daha sonra barışma ihtimalini görürse, evlilik birliğinin devamı ve toplum sağlığı açısından boşanma yerine ayrılık kararı verebilir. Ayrılık kararı 1-3 yıl arasında gerçekleşir. Bu süre içinde tarafların bir araya gelmeleri ve evlilik birliğini devam ettirmeleri umulur. Fakat bu gerçekleşmezse verilen sürenin sonunda boşanma davası açılabilir.

    Boşanma sırasında yaşanan sıkıntılar adlı yazısı da boşanmayı sorunsuz atlatmak için fikir verebilir.

    Haysiyetsiz hayat sürmek ne demektir?

    Eşlerden birinin haysiyetsiz hayat sürmesi Türk Medeni Kanunu’nda özel bir boşanma sebebi olarak sayılmıştır. “Haysiyetsiz hayat sürme”, net olarak tanımlanabilir bir ifade değildir. Önemli olan, bir tarafın yaptığı davranışların toplumun büyük kısmında infiale yol açacak, tepki çekecek nitelikte olması ve diğer taraf için bu evlilik birliğini yürütmenin imkansız hale gelmiş olmasıdır.

    Yapılabilecek en küçük bir hata, bu mahiyette olsa dahi, haysiyetsiz hayat sürme olarak kabul edilmeyebilir. Kişinin davranışının süreklilik arz etmesi gerekir. Bu sebepten ötürü kişinin evlilik birliğini yürütmesinin artık kendisinden beklenmeyecek ölçüde zorlaşmış olması gerekir.

    Eşin suç işlemesi boşanma nedeni sayılabilir mi?

    Eşlerden birinin suç işlemesi diğer eş için boşanma sebebi olarak sayılabilir. Burada önemli olan suçun niteliği ve kasıt ya da taksirle işlenip işlenmediğidir. Kasıtla işlenen hırsızlık, dolandırıcılık, hileli iflas gibi toplumun kabul etmediği ve Anayasa’da “yüz kızartıcı” olarak gösterilmiş olan suçlar daha ön plana çıkar.

    Önemli olan, suç sebebiyle taraflardan birinin evlilik birliğini devam ettirmesi için ortada geçerli bir sebebin kalmaması ve diğer tarafın boşanmayı istemesidir. Suç işlemek başlı başına bir boşanma sebebi olarak kabul edilmeyebilir. Suçun niteliği, tarafların durumları, sosyal statüleri önem kazanır. Her davada kişilerin ve olayın özelliğine göre ayrıca değerlendirilmesi gereken bir husustur.

  • Su içmenin cilde faydaları

    Su içmenin cilde faydaları

    Yazın dayanılmaz sıcaklığıyla tanıştığımız şu günlerde suyun vücudumuz için önemli bir gereksinim olduğ u tartışılmaz bir gerçek. Özellikle vücudumuzun koruyucu tabakası olan derimizin yaz aylarında kuruyup dökülmesini engelleyen, elastikiyet, ipek gibi bir görünüm ve canlılık kazandıran tek yaşam kaynağı su. Cildimiz vücudumuzun dış etkenlere, virüs, bakteri ve toksik maddelere karşı en büyük silahı.

    Derimiz, yaşamın zorlukları na karşı vücudumuzu koruyan elastik bir sınır. Cildimizde yer alan su, vücuttaki toplam suyun yüzde 20’sini oluşturur. Normal iklim koşullarında derimiz günde yaklaşık 400 ml su kaybeder. Derinin kusursuzluğu, esnek ve elastik doğası değişik tabakalarındaki su miktarına bağlıdır. Epidermis adı verilen derimizin en üst katmanı nı oluşturan ölü hücreler, esnek kalabilmek için suyla birleşmesi gereken keratin adında lifli bir protein içerir. Yüzey kuru dukça esneklik kaybolur, su kaybı cildimizin erken yaşlanmasına yol açar. Bu yüzden cildin nemlendirilmesi büyük önem taşır.

    Su cildi nemlendirir

    Su, mucizevi diye tanımlanan güzellik kremlerinin hiçbir zaman gerçekleştiremeyeceğini yapar ve cilde yaşam katar. Su, cildi doğal olarak nemlendirir. Çünkü gerçek nemlendirme ancak derinin altından, yani doğal suyla olur. Derinin nemi çeşitli dış etkenlerle azaldığında, ki bu yaz aylarında artış gösterir, deriyi dışarıdan nemlendirmek yetersiz kalır. Derinin nem dengesini sağlamanın tek yolu ise yeterli ve sağlıklı miktarda su içmek.

    Su cildi dirileştirir

    Hücrelerin canlılığını sürdürebilmesindeki en önemli element su. Vücudumuzdaki su dengesinin de cilt üzerinde büyük bir etkisi bulunur. Su, sağlıklı bir cildin temel besin kaynağıdır. Güneş, hava basıncı ve klimaların yarattığı sağlıksız ortamlarda cildimizin doğal parlaklığını bol bol su içerek koruyabiliriz.

    Su neden gerekli

    Vücudumuzdaki tüm enzim reaksiyonları suyla yapılır. Suyun, enzim reaksiyonlarını hızlandırıcı işlevi bulunur. Vücut suyumuzun yüzde 90’ı, vücudun ana suyolu diye adlandırılan kan plazmasında yer alır. Yiyecekler hücrelere bu ana suyoluyla taşınır ve daha sonra geriye kalan atıklar böbreklerden süzülerek idrarla birlikte dışarıya atılır. Vücudumuza aldığımız suyun yüzde 20’sini ise buharlaştırırız. Sindirim sistemi, yiyecekleri işlemek için vücudumuza aldığımız suyun çoğunu kullanır.

    Vücut, suyu kendini soğutmak için de kullanır. Dışarıda sıcaklık 33 derecenin üstüne çıktığında ya da spor yaptığımızda vücut ısınır. Sağlık açısından vücut ısısı mutlaka dağıtılmalıdır. Sistem içerisinde kan, kaslardan deriye doğru pompalanır ve suyla birlikte ciltte nem oluşmasını sağlayarak vücudu soğutur. nsan vücudu üç ana elementten oluşur. Kas, organik doku ve yağ. Vücudumuza bu yağın yalnızca yüzde 3’ü gereklidir. Yağın yerleşim alanı böbrekler ve mide gibi hayati organizmaların içi ve etrafıdır. Değişik hormon seviyeleri nedeniyle erkek ve kadın vücudunda depolanan yağ oranı farklıdır. Kadınlar, erkeklere göre daha çok yağ depolar.

    Forma girmek için su

    Fazla kilolarımız estetik açıdan olduğu kadar sağlığımız açısından da tehlike taşıyor. Kilo verme amaçlı uygulanan bir diyette günde üç litre su içmenin büyük yararı var. Çünkü su, yağların parçalanarak dışarı atılmasında önemli rol oynar. Hiç kalorisi olmadığı için sanıldığının aksine şişmanlatıcı etkisi yoktur. Metabolizmamızı hızlandırdığı için alınan besinlerin yararlı kullanımına ve gereksiz metabolik atıkların vücut dışına çıkarılmasına yardımcı olur.

    Sağlığın anahtarı su

    Normal bir yetişkinin günde en az 1.5 litre, sporcuların, hamilelerin ve emziren annelerin en az 2.5 litre su içmesi gerektiğini biliyoruz. Hiçbirimiz susuz bir hayatı düşünemezken sağlığımız için bu kadar önem taşıyan suyu acaba yeterince tanıyabiliyor muyuz? Suyunuzun nasıl olması gerektiği konusunda birkaç ipucu var:

    • Yerleşim yerlerinden uzak, hijyenik koşullarda şişelenen, doğal kaynak suyu olmalı.

    • Suyunuz bulanık olmamalı, renksiz ve berrak olmalı.

    • İçeriğindeki mineral yapısı dengeli olmalı.

    • Tokluk hissi verir.

    • Vücutta gereksiz su toplanmasını önler. Çünkü vücut az su alınca bunu tehlike işareti sayar ve her damlayı saklar. Bu da el, ayak, ve bacakların şişmesine yol açar.