Blog

  • Krep pasta tarifi

    Krep pasta tarifi

    Krep pasta nasıl yapılır ? Krep pasta malzemeleri  nelerdir ? Krep pasta tarifi…

    Krep pasta malzemeleri

    3 yumurta

    2.5 su bardağı süt

    2 su bardağı un

    Yarım su bardağı toz şeker

    50 gr kakao

    1 paket vanilya

    1 çay kaşığı kabartma tozu

    Krema için

    200 ml krema

    1 paket vanilya

    üzeri için

    200 gr bitter çikolata

    200 ml krema

    Krep pasta hazırlanışı
    Krep pasta: Krep için yumurta, süt, un, şeker, kabartma tozu, vanilya ve kakaoyu karıştırma kabına alın ve mikser ile iyice çırpın. Yapışmaz yüzeyli tavaya çok hafif yağ sürün ve karışımdan yaklaşık 1 kepçe dolusu alarak tavaya aktarın ve önlü arkalı hafif kızarıncaya kadar pişirin. Tüm hamur bitinceye kadar işlemi tekrarlayın. Krema ile vanilyayı mikserle koyulaşıncaya kadar çırpın. 10 dakika buzdolabında soğutun. Servis tabağına bir krep yerleştirin. üzerine bir miktar krema sürüp ikinci krebi yerleştirin. Aralarına krema sürerek tüm krepleri üst üste dizin. Buzdolabında bekletin. Kremayı sos tenceresine alarak ısıtın. çikolatayı küçük parçalara bölerek ekleyin ve eriyinceye kadar karıştırın ve soğumaya bırakın. Pastanın üzerini çikolata karışımı ile sıvayın ve süsleyerek servis yapın.
    Krep pasta artık hazır, afiyet olsun…

    Krep pasta nasıl yapılır ?
    Krep pasta nasıl yapılır ?
  • Madonna’nın diyeti ile 6 haftada 10 kilo

    Madonna’nın diyeti ile 6 haftada 10 kilo

    Ünlülerin diyetlerini puanlayan Prof. Dr. Mocan: Protein ve sebzenin tüketildiği ve egzersizle desteklenen diyetler sağlıklıdır

    İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ziya Mocan; starların diyetlerini puanladı. Mocan; bu diyetlerin bazılarının iki-üç günden fazla yapılamayacak kadar tehlikeli olduğu konusunda da uyardı.

    TRACY ANDERSON DİYETİ (70 PUAN)
    Madonna ve Gwyneth Paltrow’un diyet hocası Tracy Anderson’un hazırladığı bu diyet; altı haftada 10 kilo verdirmeyi amaçlıyor. Tracey Anderson diyeti; tavuk, salata, balık ve hindi eti üzerine kurulu… Ancak bu diyet uygulanırken, sporun ihmal edilmemesi gerekiyor. Prof Dr. Ziya Mocan bu diyetle ilgili şunları söylüyor: “Buradaki temel problem; diyetin içinde kırmızı etin hiç olmaması. Bu nedenle bu uygulama bir aydan daha uzun süre yapılamaz çünkü demir ve B12 vitamini eksikliği ile kansızlığa yol açabilir. Tüm diyetlerde mutlaka egzersiz olmalıdır. Egzersize günde 45 dakika ayırılmalıdır.”

    PALEOTİK DİYET (80 PUAN)
    Et, tavuk, balık, yumurta, meyve ve sebzenin bol bol tüketildiği bir diyet. Jessica Biel, Megan Fox gibi ünlüler bu diyeti tercih ediyor. Mocan’a göre; Paleotik Diyet, pek çok rejime kıyasla daha uzun süre yapılabilecek bir uygulama. Ancak burada etin yağsız olması, yumurta sarısının birden fazla olmaması lazım çünkü aksi taktirde kolesterolü yükseltebilir. Tok tutucu bir diyettir. Öte yandan yanında sporla desteklenmelidir.

    DETOKS DİYETİ (80 PUAN)
    Jessica Alba ve Salma Hayek gibi dünyaca ünlü isimlerin uyguladığı detoks diyeti bol sıvı tüketmeye dayanıyor. Bu diyetin başrolünde ise; kereviz, lahana, salatalık ve limondan yapılan yeşil içecek var. Bu diyete 80 puan veren Prof. Dr. Mocan, “Uygun bir diyet ama en fazla 10 gün devam edilmelidir. 10 gün yaparsınız, 10 gün ara verirsiniz, sonra bir 10 gün daha yapabilirsiniz. Haftalık kürler halinde yapıldığında etkili olur. Ancak bu diyet kesinlikle başka diyetlerle desteklenmeli” diyor.

    HARLEY PASTERNAK DİYETİ (90 PUAN)
    Hollywood yıldızlarının antrenörü Harley Pasternak’ın diyetinin formülü; günde beş öğün, yemeklerde beş malzeme, günde beş dakikadan haftalık 25 dakika egzersize dayanıyor. Günde iki porsiyon düşük yağlı zengin protein, üç porsiyon karbonhidrat, dört porsiyon lif, bir porsiyon sağlıklı yağ tüketmek gerekiyor. Prof. Dr. Mocan “Kişi aç kalmıyor. Ara öğünlerde yağsız gıdalar yiyor. Vitaminlerini de alabiliyor. Benim verdiğim programa benziyor” diyor.

    VALERIE WATERS DİYETİ (90 PUAN)
    Jennifer Garner, Cindy Crawford, Bradley Cooper bu diyeti takip edenler arasında… Büyük kas gruplarını hedef alan bu diyet programında; sekiz değişik egzersizin, 20 tekrardan, 50-55 dakika içinde yapılması gerekiyor. Bu rejimde kesinlikle şeker, alkol ve nişasta yok! Bol bol sebze ve protein tüketmek gerekiyor. Prof. Dr. Mocan; bu diyetin, kişiye uygun şekilde düzenlendiği taktirde yapılabileceğini söylüyor: “Kaslara verilen yükün doğru ayarlanması, egzersizlerin yavaş yavaş artırılması gerekiyor. 55 dakika ilk gün için çok fazla. İlk başta 15 dakika ile başlayıp her gün beşer dakika artırılmalı.”

    HIZLI DİYET VE ARALIKLARLA EGZERSİZ (60 PUAN)
    Dr. Michael Mosley’nin bulduğu bu diyette; haftanın beş günü istenilen her şey yenir ama geri kalan iki gün boyunca sadece günde iki yumurta ya da buharda pişirilmiş balık yenebilir. Bu arada aralıklarla egzersizler yapılır. Ben Affleck ve Beyonce gibi ünlüler bu diyetle fazla kilolarından kurtulmuş. Bu diyetin sağlıklı olmadığını belirten Prof. Dr. Mocan, şöyle konuştu: “Her şeyin serbest olması çok yanlış; kişinin şekerini, ürik asidini ve kolesterol seviyesini artırabilir.”

    TEHLİKELİ DİYETLER
    BÜYÜK TEMİZLİK (50 PUAN)
    Bu diyet, size bütün gün limon suyundan, akça ağaç şurubundan ve biberden yapılmış bir içeceği yudumlamanızı emrediyor. Beyonce bu diyetle iki haftada beş kilo verdi. Ancak Prof. Dr. Mocan “Bu diyet beş günden uzun süre yapılamaz. Bir diyet yapılamıyorsa; kötü bir diyettir” diyor.

    KAVANOZ BEBEK MAMASI DİYETİ (50 PUAN)
    Heidi Slimane ve Lady Gaga bu diyeti yapıyor. Diyetin ana fikri; günde iki öğün ezilmiş meyve ve sebzeden oluşan bebek maması yemek üzerine kurulu. Prof. Dr. Mocan bu diyete 50 puan veriyor ve “İki-üç günden fazla yapılamaz. Geçerliliği olabilecek bir diyet değil” yorumunu yapıyor.

    Bebek Maması Diyeti için tıklayınız!

    Not : Doktorunuza Danışmadan Deneyemyiniz !

     

  • En kötü güzellik alışkanlıkları

    En kötü güzellik alışkanlıkları

    Hepimiz güzel görünmek için her gün elimizden gelenin fazlasını yapıyoruz.

    Hepimiz güzel görünmek için her gün elimizden gelenin fazlasını yapıyoruz. Ancak bazen güzel görünmek adına yanlış alışkanlıklar edinip, istemeden güzelliğinize gölge düşürebilirsiniz.

    İşte en kötü güzellik alışkanlıkları:

    Saçı ıslak havlu ile sarmak
    Ne kadar saçlarınızı güçlendirici şampuan ve bakım kremi kullanırsanız kullanın, eğer ıslak saçlarınızı havlu ile sarma alışkanlığınız varsa, saçlarınız kırılacak ve hasara yol açacaktır. Eğer saçlarınızın yıpranmamasını ve saç tellerinizin kırılmamasını istiyorsanız, onlara nazik davranmalı ve geniş dişli tarak tercih etmelisiniz.

    Güneşlenme
    UV ışınlarına aşırı maruz kalmak size hayal edebileceğinizden daha çok zarar verebilir. Uzun süre güneş ışınlarına maruz kalmanız cildinizin kırışmasına, sarkmasına ve hatta cilt kanserine bile yol açabilir. Bu sebeple hem güneş koruyucu kremler kullanmalı hem de uzun süre aşırı güneşlenmeden kaçınılmalı.

    Sivilce sıkmak
    Herkeste zaman zaman rahatsız edici sivilceler olabiliyor. Eğer bunları sıkarsanız içerisinde yer alan bakterilerin dışarı çıkmasıyla kalıcı izlere ve yaralara yol açabilirsiniz. Eğer cildinizde bulunan sivilceler sizi rahatsız edecek boyutta ise, o zaman profesyonel yardım alarak bu sorunla başa çıkabilirsiniz.

    Lastik bant kullanma
    Lastik bantlar sıcak ve nemli bir gün de hayat kurtarıcı gibi gibi görünse de, saçınıza zarar verebilir. Lastik şeklinde olması saçlarınızın kırılmasına, sıkışarak yıpranmasına neden olur. bunun yerine kumaş kaplı, geniş saç bantlarını tercih edebilirsiniz.

    Kirli makyaj fırçası
    Kirli bir makyaj fırçası güzellik ürünü kullanmanızı engellemenin yanında cildinize temas ettiği için bakteriler oluşmasına neden olur ve cilt sağlığınızı kaybedersiniz.

  • Polikistik over sendromu diyet yapması

    Polikistik over sendromu diyet yapması

    İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Faruk Buyru, bir tür hormon bozukluğu olan polikistik over sendromu tedavisinde diyet ve egzersizin, en az ilaçlar kadar etkili olduğunu söyledi.

    Polikistik over, kilo problemi yaşayan, yumurtalıklarda çok sayıda kisti bulunan ve seyrek adet gören kadınların sendromu olarak biliniyor.

    İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Faruk Buyru, “Günümüzde kadınlarda çok sık görülen bir tür hormon bozukluğu olan polikistik over sendromu görülen kişilerin diyet ve egzersiz yapması, en az ilaçlar kadar etkili oluyor” dedi.

    Sendromunun kadın hayatının her evresinde bir takım problemlere yol açtığını ifade eden Buyru, “Uyguladığımız tedaviler sendromu ortadan kaldırmıyor. Kadın hayatının evresine göre yarattığı şikayetleri ortadan kaldırıcı bir takım tedaviler düzenliyoruz” diye konuştu.

    Yaşam şekillerinin değişmesi ve obezitenin giderek daha da problem olması nedeniyle polikistik over sendromuna daha sık rastlanıldığını vurgulayarak, şöyle konuştu: “Polikistik over sendromlu kadınların ve genç kızların yarıdan fazlası obezite problemiyle başa çıkmaya çalışıyor. Günümüzde kadınlarda çok sık görülen bir tür hormon bozukluğu olan polikistik over sendromu görülen kişilerin diyet ve egzersiz yapması, en az ilaçlar kadar etkili oluyor. Yüzde 5-10 kilo kaybı bile hastanın adetlerinin düzene girmesini ve yumurtlamasının normale dönmesini sağlayabiliyor. İleri yaşlardaki hastalar doğurganlıktan sonra eğer düzenli adet görmezler ve tedavi almazlarsa, kilo problemiyle beraber şeker ve kalp hastalığı bu kadınlarda daha fazla görülüyor.”

    İNİSÜLİN DİRENCİ GELİŞEBİLİR
    Buyru, obezite probleminin yanı sıra polikistik over sendromuyla ilgili ortaya çıkan diğer bir problemin de insülin direnci olduğunu aktararak, şeker metabolizmasıyla ilgili bozuklukların hastalığın ortaya çıkışını etkilediğini belirtti. Şeker metabolizmasıyla ilgili problemlerin erkeklik hormonunun artışına ve kilo problemine neden olduğunu aktaran Buyru, “İnsülin direncini düzeltip şeker metabolizmasını normale öndürdüğünüzde hastalar normal adet görür hale geliyorlar. Yumurtlama problemi ortadan kalkıyor ya da tüylenmede iyileşme elde edebiliyorsunuz” diye konuştu.

    Sendromun tedavisinin cerrahi yolla değil ilaçla yapıldığını belirten Buyru, genç kızların kendilerine daha çok adet düzensizliği ve tüylenmede artış şikayetiyle başvurduğunu, doğurganlık çağında ise gebe kalamama problemi şikayeti yaşadıklarının belirterek, rahatsızlığın kontrol edilmemesi durumunda rahim içi kanseri ile yumurtalıklarla ilgili bir takım problemlerin bu kadınlarda daha sık görüldüğünü sözlerine ekledi.

    Menopoz, Gebe, Emzikli ve P.O.S. Beslenmesi için tıklayın !

  • Hayatınızdaki adamı şımartmanın yolları

    Hayatınızdaki adamı şımartmanın yolları

    Eşinize ya da sevgilinize karşı nasıl davranıyorsunuz? Ona olan ilginizi açıkça ortaya koyuyor musunuz? Yoksa kendinizi ilgili göstermekten kaçınıyor musunuz?

    Şu bir gerçek ki, onu mutlu edecek hareketlerde bulunmak, daha çok yakınlaşmanızı, size olan bağlılığının daha fazla artmasını sağlar. Siz ona ne kadar özel olduğunu gösterirseniz, o da size aynı şekilde karşılık verecektir.

    İltifat edin
    Erkekler, erkeksi yanlarının öne çıkarılmasından hoşlanırlar. Bu özelliklerini anlatan güzel sözler duymak isterler. Mesela onun yanında kendinizi güvende hissettiğinizi söyleyerek onu mutlu edebilirsiniz.

    Özel kahvaltı hazırlayın
    Her zaman birlikte kahvaltı ediyorsunuzdur zaten ve belki de bu kahvaltıların çoğunu siz hazırlıyorsunuzdur. Ama zaman zaman özel kahvaltılar hazırlamaya ne dersiniz? Yatağına götüreceğiniz kahvaltı tepsisiyle, ona kendini özel hissettirebilirsiniz. Bu kahvaltıya siz de eşlik eder ve yatakta birlikte keyifli dakikalar geçirirseniz, daha ne olsun…

    Sevdiği yemekleri yapın
    Tüm gününüzü mutfakta geçirin demiyoruz elbette. Onu mutlu etmek için ziyafet çekmeniz de gerekmiyor. Sadece sevdiği bir yemeği pişirebilirsiniz. Ya da daha basit bir yol önerelim. Sevdiği içkiden alın ve yanına da mısır patlatın ya da başka atıştırmalıklar hazırlayın. Bu sürpriz bile onu şımartmaya yetebilir.

    Sevişmede ilk adımı siz atın
    Cinsel yaşamınızda eşit konumda olduğunuzu bilmelisiniz. Sevişmek istiyorsanız, pekala ilk adımı atan siz olabilirsiniz. Bundan utanmanıza ve çekinmenize gerek yok. Hem erkekler, her zaman kendilerinin başlattığı bir sevişmedense karşı tarafın istekli olduğunu gördükleri bir sevişmeden daha çok zevk alırlar. Farklı dokunuş teknikleri deneyin.

    Not yazın
    Sevgi notları sadece flört dönemlerine özgü değildir. Pekala, ilişkinin ilerleyen zamanlarında da sevginizi belirten küçük sürprizler yapabilirsiniz. Sabah, ondan önce çıkacağınız bir gün yastığının yanına, ceketinin cebine, çantasının içine ya da okumakta olduğu kitabın arasına “seni seviyorum” notu bırakmayı deneyebilirsiniz.

    Hastalandığında ona çocuk gibi bakın
    İnsan hastalandığında onunla ilgilenecek birine ihtiyaç duyar. Eşiniz ya da sevgiliniz hastalandığında ona en yakın kişi olarak siz ilgilenirseniz onu mutlu edersiniz. Her ne kadar bir şeye ihtiyacı olmadığını, iyi olduğunu söylese de… Ona en sevdiği çorbayı yapmak, dinlenmesini sağlamak, ilaçlarını içirmekle şımartabilirsiniz. Erkeklere hastalık zamanlarında yardımcı olmak, güven duygusunun inşa edilmesini kolaylaştırır.

  • Seks güzelleştiriyor

    Seks güzelleştiriyor

    Güzel olmak için yalnızca krem kullanmak, masaj yaptırmak, spor yapmak yada bakım uygulamak gerektiğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz! Kadınların seks yaparak da güzelleştiği kanıtlandı. Yapılan araştırmalar cinsel yaşamından memnun olan ve uzun yıllar seks yapan kadınların genç ve güzel kaldığını ortaya çıkarttı.

    Seks sırasında kan basıncının artması, kasların çalışması ve mutluluk hormonunun aşırı derecede salgılanması kalıcı güzellikte önemli etkenler arasında. Haftada 3 defa seks yapan kadınlar, en az 10 yaş daha genç ve güzel görünüyorlar.

    İyi bir cinsel hayatın, beyin için de yararı büyük. Bunun sebebi ise beynin cinsel ilişki sırasında normalden çok daha fazla çalışıyor olması. Üstelik seksle birlikte başağrısı, stres gibi sorunlar da son buluyor. Kısacası, hem genç ve güzel kalmak hem de sağlığınızı korumak için uzmanlar seksi öneriyor.

  • Sonbahar kış 2013- 2014 Kıyafet Modelleri

    Sonbahar kış 2013- 2014 Kıyafet Modelleri

    Sonbahar kış 2013- 2014 Kıyafet Modelleri…

    sonbahar_kis_2013_2014_kiyafet_modelleri (1) sonbahar_kis_2013_2014_kiyafet_modelleri (1) sonbahar_kis_2013_2014_kiyafet_modelleri (2) sonbahar_kis_2013_2014_kiyafet_modelleri (2) sonbahar_kis_2013_2014_kiyafet_modelleri (3) sonbahar_kis_2013_2014_kiyafet_modelleri (3) sonbahar_kis_2013_2014_kiyafet_modelleri (4) sonbahar_kis_2013_2014_kiyafet_modelleri (4) sonbahar_kis_2013_2014_kiyafet_modelleri (5) sonbahar_kis_2013_2014_kiyafet_modelleri (6) sonbahar_kis_2013_2014_kiyafet_modelleri (7) sonbahar_kis_2013_2014_kiyafet_modelleri (8) sonbahar_kis_2013_2014_kiyafet_modelleri (9) sonbahar_kis_2013_2014_kiyafet_modelleri (10) sonbahar_kis_2013_2014_kiyafet_modelleri (11) sonbahar_kis_2013_2014_kiyafet_modelleri (12) sonbahar_kis_2013_2014_kiyafet_modelleri (13) sonbahar_kis_2013_2014_kiyafet_modelleri (14) sonbahar_kis_2013_2014_kiyafet_modelleri (15) sonbahar_kis_2013_2014_kiyafet_modelleri (16) sonbahar_kis_2013_2014_kiyafet_modelleri (17) sonbahar_kis_2013_2014_kiyafet_modelleri (18) sonbahar_kis_2013_2014_kiyafet_modelleri (19) sonbahar_kis_2013_2014_kiyafet_modelleri (20) sonbahar_kis_2013_2014_kiyafet_modelleri (21) sonbahar_kis_2013_2014_kiyafet_modelleri (22) sonbahar_kis_2013_2014_kiyafet_modelleri (23) sonbahar_kis_2013_2014_kiyafet_modelleri (24) sonbahar_kis_2013_2014_kiyafet_modelleri (25) sonbahar_kis_2013_2014_kiyafet_modelleri (26) sonbahar_kis_2013_2014_kiyafet_modelleri (27) sonbahar_kis_2013_2014_kiyafet_modelleri (28) sonbahar_kis_2013_2014_kiyafet_modelleri (29)

  • Yemek masası tasarımları

    Yemek masası tasarımları

    Yemek masası tasarım fikirleri…

    yemek_masasi_tasarimlari (25) yemek_masasi_tasarimlari (24) yemek_masasi_tasarimlari (23) yemek_masasi_tasarimlari (22) yemek_masasi_tasarimlari (21) yemek_masasi_tasarimlari (16) yemek_masasi_tasarimlari (17) yemek_masasi_tasarimlari (18) yemek_masasi_tasarimlari (19) yemek_masasi_tasarimlari (20) yemek_masasi_tasarimlari (15) yemek_masasi_tasarimlari (14) yemek_masasi_tasarimlari (13) yemek_masasi_tasarimlari (12) yemek_masasi_tasarimlari (11) yemek_masasi_tasarimlari (6) yemek_masasi_tasarimlari (7) yemek_masasi_tasarimlari (8) yemek_masasi_tasarimlari (9) yemek_masasi_tasarimlari (10) yemek_masasi_tasarimlari (5) yemek_masasi_tasarimlari (4) yemek_masasi_tasarimlari (3) yemek_masasi_tasarimlari (2) yemek_masasi_tasarimlari (1)

  • Genetik yapıya göre diyet

    Genetik yapıya göre diyet

    Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi Beslenme ve Diyet Uzmanı Arzu Gökmen, beslenme ile genetik yapı arasındaki ilişkiyi ve genetiğin zayıflamadaki önemini anlattı.

    Yaptığınız tüm diyet denemelerinde kan ter içindeki spor aktivitelerine rağmen zayıflayamıyorsanız geninize baktırmanızda fayda var! Zira genetik şifrenize uygun bir diyet ve egzersiz programıyla 2.5 kat daha hızlı zayıflamanız mümkün. Basit bir kan ya da tükürük testi sonrasında genetik yapınıza göre planlanacak diyet programı sayesinde boşa kulaç atmaktan kurtulursunuz

    Günümüze kadar gelen klasik beslenme anlayışı, besin öğesi eksiklikleri ve bunların sağlık üzerindeki etkilerine odaklanmaktadır. Son yıllarda beslenmeyle ilgili gelişmelere baktığımızda ise özellikle diyette bulunan biyoaktif bileşenler ile bireylerin sağlık durumunu iyileştirmek, sonuçta toplumun genelindeki sağlık düzeyini geliştirmek ve hastalıkların önlenmesini sağlamak amaçlanmaktadır.

    *Nutrigenomik, besinlerin gen ifadelerindeki rolünü araştıran bir beslenme dalı olarak tanımlanır. Nutrigenomik, genotipe bağımlı kronik hastalıkları önleme ve yönetimlerini kolaylaştıracak ve sağlık durumlarını geliştirecek diyetler geliştirmede yardımcı olur. Nutrigenomik ve nutrigenetik; iki yeni bilimsel alan olup, beslenmeye ilişkin faktörlerle, genetik faktörlerin etkileşimi ve bunların sağlık üzerindeki etkilerini incelemektedir.

    GENETİK YAPIYA GÖRE BESLENME

    *Nutrigenetik, genetik yapımıza uygun beslenmeyi belirlerken, nutrigenomik besinlerin genetik yapımızın değişimi üzerindeki etkisini inceler. Nutrigenetik, insanların besinlere genetik yapıları nedeniyle verdikleri cevapları incelerken, nutrigenomik insan genomunun besin öğelerine verdiği yanıt ile genlerin ekspresyonunu incelemektedir.

    *Bazı bireylerde beslenmenin belirli hastalıklar açısından ciddi bir risk faktörü olabileceğinden hareketle nutrigenetik (beslenme genetiği), beslenme ile kişinin genetik yapısı arasındaki ilişkiyi moleküler seviyede araştıran ve ortaya koyan bir bilimdalıdır.

    *Nutrigenetik ve nutrigenomik bilim teknolojilerinde; bireylerde gözlenen hastalıklarda genetik varyasyonlar dikkate alınmakta, bunların doğası ve derecesi, orijini ve devamlılığı, aileler ve toplumdaki dağılımı, çevre ile etkileşimi, gelişme ve homeostaz üzerindeki etkilerinin sonuçları araştırılmaktadır. Bu iki teknolojiyi klasik beslenme yaklaşımlarından ayıran en önemli özellik; beslenmenin insan üzerindeki etkisini genotipi temel alarak açıklamasından kaynaklanmaktadır.

    GENETİK ŞİFRENİZİ ÇÖZÜN 2.5 KAT HIZLI ZAYIFLAYIN

    *Besinler ve hastalık arasındaki ilişkiyi çözmek için uzun yıllar boyunca çeşitli beslenme biçimleri ileri sürülmektedir. Aynı toplumdan, hatta aynı aileden bireyler aynı besinlerle beslenseler bile bireysel genetik farklılıklar nedeniyle bir kısmı sağlıklıyken, bazılarında aşırı zayıflık, obezite, kanser, kalp kalp hastalıkları ve diyabet hastalığı görülebilir. Bu da kişinin genetik özelliklerinden kaynaklanmaktadır.

    *Bu programda; basit bir tükürük ya da kan testiyle, bireylerin genetik özelliklerine bakılarak, bireye özel bir beslenme programı çıkarılmaktadır. Obeziteyi değerlendirdiğimizde, genetik şifrenize uygun bir diyet ve egzersiz programı ile 2.5 kat daha hızlı zayıflamanız mümkündür.

    Diyetinizdeki karbonhidrat, yağ ve protein oranı nasıl olmalı, yoğun bir egzersiz programımı size daha uygundur yoksa hafif egzersiz programımı zayıflamanız için yeterlidir sorularının cevabına göre bir beslenme ve egzersiz programınız planlanacaktır.

    *Kilo kontrol programında da; çocuk, ergen ve yetişkinlerde uygulanabilen, kişiye özel planlanan, herhangi bir besine yasak koymadan kendinizi daha yakından tanıyarak, hızlı, kolay ve kalıcı bir şekilde kilo vermek amaçlanmıştır.

    ÖNCE GENETİK UZMANI SONRA DİYETİSYEN

    *Gen dizilimlerindeki değişimleri sağlamak için hekim ve diyetisyen kontrolü mutlaka gerekli. Testin sonuçlarının elde edilmesinin ardından da bir hekimin hastayı ve sonuçlarını klinik açıdan değerlendirmesi gerekir. Diyetisyenin de bireye özgü bir beslenme programı planlaması gerekmektedir.

    Yeşil çay ve sarımsak fonksiyonel besinler

    Nütrigenetikte fonksiyonel besinler ve fonksiyonel besin bileşenleri oldukça önemli bir yer tutar. Fonksiyonel besinler; içerdikleri ya da içlerine eklenen fizyolojik aktif bileşenler ile sağlıklı beslenmemize katkıda bulunmanın yanı sıra, iyi hal ve sağlığı geliştirici, hastalık riskini azaltıcı potansiyel etkileri ile vücuttaki bir veya daha fazla hedef fonksiyonda yararlı etkiler oluşturduğu bilimsel olarak kanıtlanan besin bileşenleridir. Örneğin, yeşil çay veya sarımsak fonksiyonel besinlerdendir.

    HERKESiN diyeti kendine

    *Tüm insanların gen diziliminin yüzde 99,9’u birbirinin aynı olmakta ve gen dizilimindeki yüzde 0,1’lik farklılık, yani varyasyonlar, insanlar arasındaki çeşitliliğin genetik kökenini açıklamaktadır. Kişiye özgü gen farklılıklarına bağlı olarak her insanın diyet değişimine verdiği tepkiler farklılık gösterebilmektedir.

    *Örneğin; aynı diyeti aynı miktarda tüketen bireylerin bazılarında LDL kolesterol, trigliserit ya da ürik asit seviyeleri normal düzeyde tespit edilirken diğerlerinde oldukça yüksek bulunabilmektedir. Benzer gıdalar tüketip aynı işi yapan, aynı yaştaki iki kişiden biri ideal kilosunu korurken, diğeri sürekli kilo alabilmektedir. Bütün bunlar bireyin beslenmesi ile genetik yapısı arasındaki yakın ilişkisinden kaynaklanmaktadır.
    *Bireylerin genetik özellikleri, hastalıklara yatkınlıkları ve besinlere verdiği cevaplar değişken olurken, bu bireylerin hastalıklardan korunmak için izlemesi gereken beslenme ve yaşam tarzının da farklı olduğu bir gerçektir.

    Gen profilinize göre protein oranını belirleyin

    *Genler besin öğelerinin metabolizmasını değiştirir ve sağlık durumunu etkiler. Bu nedenle bu programla bireylerin genlerine ve bireysel özelliklerine göre planlanan “Kişiye Özel” bir beslenme programı ile daha hızlı ve kolay kilo vermek mümkün olacaktır.

    *Bu program ile kişinin gen profili çıkarılarak, hangi oranlarda karbonhidrat, yağ ve protein alması gerektiği ortaya konacaktır. Yani bireyin genetik şifresi çözülerek beklenenden 2.5 kat daha hızlı ve kolay kilo vermesi sağlanacaktır.

    *Örneğin, insanların yüzde 45’i karbonhidratlı beslenme ile daha kolay kilo alırken, yüzde 39’u ise daha yağlı beslendiği zaman kilo almaktadır. Bu oranlar toplumlara göre değişiklik göstermektedir.

    Kemikleriniz kahve içmekten erimesin

    *İleri yaşlarda meydana gelen hastalıkları nasıl önleriz sorusuna, genetik yapıyı araştırarak şeklinde bir cevap verilebilir. Örneğin, ilerleyen yaşlarda meydana gelen kalça kemiklerinde kırılmaların aslında genetik ve beslenmeyle ciddi ilişki içinde olduğu ortaya konuldu. VDR geninde polimorfizm( değişme) olan bir genç insanın osteoporoza normalden daha yatkın olacağı anlaşıldı. Dolayısıyla VDR geninde polimorfizm oluşan bir kişi kahveyi daha az tüketip, kalsiyum içeren besinleri daha fazla tüketirse osteoporoza yakalanma riski çok daha az olur.

    Antibiyotik ve aşı yerine nutrigenlik

    *Türkiye’deki tüm ölümlerin ilk sırasında koroner kalp hastalıkları bulunuyor. Kanser vakalarının kadınlarda yüzde 60’ı, erkeklerde yüzde 40’ı, beslenme alışkanlıklarına bağlı. Meme, kolon ve mide kanseri en fazla görülen kanser türleridir. Türkiye’de beslenmeye bağlı kronik hastalıklardan olan diyabet ve osteoporoz ise giderek artmaktadır.

    *Nütrigenetik, Türkiye’de beslenmeyle ilgili olan bu hastalıklardan kaynaklanan ölüm rakamlarına rağmen hâlâ çok fazla tanınan bir bilim değil. Ancak 19. yüzyılda aşıların ve antibiyotiklerin yaptığı işi 21. yüzyılda nütrigenetiğin yapacağı ortadadır.

    KALORİ DEĞİL GEN HESABI!

    *Nütrigenetik biliminde işin can alıcı noktasını “Kişiye Özel Diyet”ler oluşturmaktadır. Yani genel geçer diyet yoktur. Kişiye özel beslenme programları vardır. Ortak diyetler, size doktor tarafından verilen bir ilacı, bir yakınınıza al sen de kullan demeye benzer. Nütrigenetik genetik testi değil…

    Kalori hesaplaması yani zayıflama programı hiç değil… Nütrigenetikte amaç, metabolik bozuklukları beslenme ile önlemek, hayat kalitesini artırmak ve kişinin kendini tanımasını sağlamaktır. Kendinizi yakından tanıyacaksınız ve daha çok seveceksiniz…

  • Labneli cevizli incirli sigara böreği tarifi

    Labneli cevizli incirli sigara böreği tarifi

    Labneli cevizli incirli sigara böreği nasıl yapılır ? Labneli cevizli incirli sigara böreği malzemeleri malzemeleri nelerdir ? Labneli cevizli incirli sigara böreği tarifi…

    Malzemeler

    200 g Labne
    1 su bardağı Süt
    1 yemek kaşığı Tereyağı
    3 adet yufka
    1/2 su bardağı dövülmüş ceviz
    2 yemek kaşığı pudra şekeri
    5 adet kuru incir
    1 yemek kaşığı un
    1 çay kaşığı vanilya

    Labneli Cevizli İncirli Sigara Böreği Yapılışı
    Tavada tereyağını eritin ve unu ilave edin. Kısık ateşte 1-2 dk kavurun. Sonra sıcak süt, vanilya, 2 yemek kaşığı pudra şekerini ilave edin. Muhallebi kıvamına gelinceye kadar pişirin. Kuru incirleri küçük küp şeklinde doğrayın. Muhallebiyi ateşten alıp Pınar Labne, incir ve cevizi ilave edin. Karıştırarak ılınmaya bırakın. Yufkaları sekize bölün. Yufka dilimleri içerisine 1 tatlı kaşığı iç malzemesinden koyun. Sigara böreği şeklinde sarın. Üzerlerini fırça ile hafifçe yağlayın ve önceden ısıtılmış fırında 200ºC’de pişirin. Üzerlerine pudra şekeri dökerek servis edin.