Blog

  • Diyet ürünlerden uzak durun !

    Diyet ürünlerden uzak durun !

    Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Akif Başaran, hayat boyu sürecek olan sağlıklı beslenme düzeninin oluşturulduğu takdirde, birçok kronik hastalığın önüne geçilebileceğini ve yaşlanmanın durdurulabileceğini ifade etti.

    Dr. Akif Başaran, insanların ilerleyen yaşlarına rağmen sağlığı yerinde, dinamik, kendiyle barışık ve mutlu bir hayat için bedenlerine saygı duymaları ve yiyip içtiklerine dikkat etmeleri gerektiğini vurguladı.

    Sağlıklı beslenme için sunduğu hareket planında patates, pirinç pilavı, mısır, kraker, sütlü çikolata, şekerli atıştırma ürünleri, sofra şekeri, meyve suyu, gazlı içecekler, tahıllı gıdalar gibi, kan şekerini arttırma hızı yüksek besinlerden uzak durulması gerektiğini kaydeden Dr. Başaran, “Bu yiyeceklerin yerine glisemik indeksi düşük besinler yemeliyiz. Bu besinler içinde de özellikle kırlarda dolaşan büyük ve küçükbaş hayvan eti olmak üzere her türlü et, baklagiller, her çeşit yeşil sebze, ev yoğurdu, kefir, siyah çikolata, kuruyemiş, tereyağı, sızma zeytinyağı, 3-4 adet yumurta var” açıklamasında bulundu.

    Sağlıklı beslenmede en önemli ve en zor olan konunun egzersiz olduğunu ifade eden Dr. Başaran, egzersiz için koşmanın veya spor salonuna gitmenin gerekmediğini, her fırsatta tempolu yürüyüşün, asansör yerine merdiven kullanmanın, hafif ağırlık çalışmanın, ayakta durmanın bile işe yaradığını söyledi.

    “DİYET ÜRÜNLERDEN UZAK DURUN”

    Dr. Başaran, sağlıklı beslenmek, obeziteden korunmak ve kilo vermek için diyet ürünlerden uzak durulması gerektiğini de vurguladı. Diyet ürünlerin kalorisinin az olmasına rağmen içindeki tatlandırıcı ve katkı maddelerin aşırı insülin salgılatarak acıktırdığını belirten Dr. Başaran, kolay zayıflamayı garanti eden doğal ve kimyasal madde veya gıdalara dikkat edilmesi gerektiği konusunda uyardı.

    Her gün yenisi çıkan zayıflatma ilaçlarının veya gıdalarının birçoğunun faydadan çok zarar verdiğini ifade eden Dr. Başaran, “Doktorunuza danışmadan zayıflama ilacı kullanmayın. Her ne kadar içinde yazmıyor olsa da gıda etiketlerini dikkatle okuyun, içinde fruktoz, gıda boyası, koruyucu madde, soya varsa uzak durun” dedi.

    3 ana öğün dışında mecbur kalmadıkça bir şey yenmemesi gerektiğini dile getiren Dr. Başaran, sağlıklı beslenme konusunda şunları söyledi:

    “Açlık insülin değerinizi 5 IU/ml altında tutun, bunu başarırsanız göbek yağlarından kurtulursunuz; şeker ve kalp hastalıklarından uzak kalırsınız. En önemlisi de yaşlanmayı durdurup sağlıklı bir hayatı garantilersiniz. Üç ana öğün dışında mecbur kalmadıkça bir şey yemeyin. Eğer bir şeyler yemek zorundaysanız öncelikle bir bardak su için, hala açlık hissediyorsanız kuruyemiş, peynir, domates, ev yoğurdu gibi glisemik indeksi düşük gıdalar tüketin.

    Meyvelere dikkat edin; birçoğu günlük ihtiyacımızın çok üstünde früktoz, yani meyve şekeri içeriyor. Bir zamanlar diyet yapan insanlara bol meyve önerilmekteydi oysa fruktozun sadece 15-20 gram kadarı vücut tarafından kullanılmakta, geri kalanı hızlıca trigliseride dönüşerek göbek yağımızı artırmakta, ayrıca diyabet, koroner kalp hastalığı ve hipertansiyon için zemin oluşturmaktadır.

    Obezite ve diyabetten korunmak için mutlaka D vitamini düzeyine baktırın, gerekirse doktorunuzdan takviye isteyin. Her fırsatta yanmayacak şekilde güneşlenmeyi ihmal etmeyin. Magnezyum, insülin direncini azaltan ve obeziteden koruyan en değerli minerallerden biridir.

    En çok bulunduğu gıdalar ıspanak, marul, kereviz, pırasa gibi yeşil sebzeler, ceviz, badem, siyah çikolata (yüzde 70 kakao) ve fındıktır. Ancak gıdalarla günlük yeterli miktara (350-400 mg) ulaşmak çok zordur. O yüzden takviye olarak alınması gerekebilir.

    Son olarak omega3 takviyesi almayı unutmayın. Malesef gıdalarda artık neredeyse hiç bulunmadığı için balık yağı olarak likid veya kapsül şeklinde günlük alınması gereklidir.

    Burada en önemli konu omega3 balık yağında bulunan EPA ve DHA miktarıdır. Toplamda günlük olarak 1 gram civarında alınması, kalp damar hastalığı başta olmak üzere bizi birçok hastalığa karşı koruyacaktır. Şeker hastalığının ilk belirtisi olan reaktif hipoglisemiye dikkat edin. Yemekten kısa süre sonra halsizlik, uyuşukluk, ellerde titreme, çarpıntı, terleme şikayetleriniz varsa ve şekerli bir besine ihtiyaç duyuyorsanız, bir an önce düşük glisemik indeksi olan besinlere geçiş yapın. Gerekirse doktorunuzla görüşüp tetkiklerinizi yaptırın.”

    İHA

  • Met Gala 2013

    Met Gala 2013

    “Punk: Chaos to Couture” sergisi çerçevesinde düzenlenen Met Gala, ünlü isimlerin sıra dışı görünümlerine sahne oldu. En beğendiğiniz görünüm kime ait?

  • Saçlarınız göz kamaştırsın

    Saçlarınız göz kamaştırsın

    Kadınların görünümleri konusundaki en önemli silahlarından biri de bakımlı saçlarıdır. İşte doğal saç tipinizi en iyi şekilde kullanmanıza yardımcı olacak öneriler.

    Saçın hayatımızdaki etkisini anlamak için yapılan bir çalışma ilginç sonuçlarıyla dikkat çekiyor. Bir araştırmaya göre, genç kızların yüzde 70′i kişiliklerini en iyi saçlarının yansıttığına inanıyormuş.

    Peki, saçlarla barışmak ve ömür boyu iyi geçinmek için neler yapmak gerekiyor? İşte doğal saç tipinizi en iyi şekilde kullanmanıza yardımcı olacak öneriler…

    Kıvırcık saçlar

    Kıvırcık saçlarınızı sevmeniz için o kadar çok neden var ki! Sözgelimi, herkesin istediği gibi dolgun ve havalı bir görünüm elde etmek için parmağınızı bile kıpırdatmanız gerekmiyor. Sadece saçlarınızın dilinden biraz daha anlayın yeter.

    Kıvırcık saçları daha iyi göstermek için katlı kesim yapılması şart… Saçlarınızı omuz uzunluğunda hatta daha da uzun olabilir. Böylece kabarmalarını engelleyebilirsiniz.

    Saç besleyici kompleks

    Ayrıca kesim sırasında saçlarınızın kuru olması kesim sonunda tam olarak istediğiniz boyu elde edebilmeniz için önemli…

    Saçlarınızın istediğiniz gibi şekil alması için banyo sırasında besleyici bakım kompleksi kullanmayı ihmal etmemeniz gerek. Daha hacimli durmasını istiyorsanız, saçlarınızı ıslakken tepede toplayın ve öyle kurutun.

    Dalgalı saçlar

    Saçlarınızı daha çok düz ya da hafif dalgalı şekilde kullanmayı seviyorsanız omuzlarda ya da biraz daha uzun bir boyu korumanız en iyisi. Daha yoğun dalgalı bir şekilde kullanacaksanız çene hizasında, katlı bir kesim ya da ellerinizle bile kolaylıkla şekil verebileceğiniz daha kısa bir kesim çok uygun…

    Saçınızı ağırlaştırmadan dolgunluk verecek ürünler çok iyi sonuç almanızı sağlayacak. Bu ürünü saç uçlarınıza daha yoğun biçimde uygulamanız saçlarınız daha iyi parlar.

    Banyodan sonra jöle

    Ayrıca banyodan sonra yine dolgunluk veren saç jölesi ve köpüğü kullanabilirsiniz. Saçınızı kuruturken başınızı öne eğip, ellerinizle karıştırmanız da daha dolgun bir görünüm elde etmenizi sağlayabilir.

    Düz saçlar

    Düz saçlar her türlü boyu ve kesimi iyi gösterebilir. Özellikle uzun ve yuvarlak kesilmiş düz saçlar çok güzel durur. Eğer saçlarınız gürse, hacmi azaltmak ve hareket kazandırmak için kuaförünüzden uçlarına katlı kesim uygulamasını isteyebilirsiniz.

    Düz saçların en büyük sorunu, özellikle ince telli saçlar için, hacimsiz ve donuk durmaları olabilir. Ayrıca saçların kuru ve sert oluşu da karşılaşılan diğer bir sorun. Bunu engellemek için düz saçlara uygun parlaklık veren şampuanlar ve saç bakım kompleksleri kullanabilirsiniz.

    Saçlarınızı kuruturken bir yandan da kalın telli, yuvarlak bir fırçayla taramanız saçlarınızın doğal bir parlaklığa sahip olmasını sağlayacak.

    İpucu: Kuru ve sert saçlarınızla aranızdaki savaşa ekstra yumuşaklık ve parlaklık veren ürünlerle son verebilirsiniz.

  • Hangi bölgede hangi estetik operasyonlar yapılıyor?

    Hangi bölgede hangi estetik operasyonlar yapılıyor?

    Türkiye’nin estetik haritasını çıkaran Op. Dr. Serkan Dinar, Karadeniz bölgesinde burun estetiğinin, İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da karın germe, yağ alma ve meme küçültme ameliyatlarının yaygın olduğunu belirtiyor. Ege’de göğüs büyütme ve liposuction, Akdeniz’de ise güneşin yoğun etkileri nedeni ile cilt lekelerinin tedavisine yönelik hücre spreyi tedavisine yoğun talep görülüyor. Marmara Bölgesi’nde ise tüm estetik operasyonlar yoğun olarak ilgi görüyor. Ayrıca Marmara Bölgesi’nde kadınlar kadar erkekler de estetik operasyon, özellikle saç ekimi yaptırıyor.

    Op. Dr. Serkan Dinar, Karadeniz Bölgesi’ndeki burun estetiği yoğunluğunu genetik geçişe bağlarken, Anadolu’da görülen karın germe, yağ aldırma ve meme küçültme operasyonu yaygınlığının hayvansal gıdadan zengin beslenmeye, fazla çocuk doğurmaya ve emzirmeye bağlı olduğunu aktarıyor.

    Türkiye’nin batısında ise estetik operasyonları daha çok dış görünüşe bağlı olarak tercih ediliyor. Ege Bölgesi’ndeki deniz ve güneşle iç içe geçen yaşam tarzı Egelileri meme büyütme ve estetik amaçlı liposuction ameliyatlarına yönlendiriyor.

    Akdeniz Bölgesi’nde güneşin tahrip edici etkisi nedeniyle ciltte lekelenme, Hatay Tarsus Adana bölgesinde vitiligo gibi cilt hastalıklarında yaygınlık nedeniyle hücre spreyi ameliyatları lazer tedavileri ve yine deniz kıyı şeridi olması nedeniyle meme dikleştirme ve meme büyütme ameliyatları yaygın olarak talep görüyor.

    Marmara Bölgesi Türkiye’nin estetik merkezi
    Marmara Bölgesi’nde en sık yapılan ameliyatlar burun estetiği, meme büyütme, meme dikleştirme, liposuction olarak dağılım gösteriyor. Ayrıca kadınların ekonomik bağımsızlığının daha yüksek olduğu bu bölge de yüz estetiği ile ilgili yüz germe, botox, dudak dolgusu gibi işlemler yaygın olarak uygulanıyor. Marmara Bölgesi’ni diğer bölgelerden ayıran bir başka unsur ise erkelerin de estetik operasyonlara sıcak baktığı bir bölge olması. Özellikle saç ekiminin yaygın olarak yapıldığı Marmara Bölgesi’nde erkeklerin kadınlar kadar talep gösterdiği bir diğer uygulama ise liposuction.

  • Haider Ackermann 2013 İlkbahar/Yaz

    Haider Ackermann 2013 İlkbahar/Yaz

    Renk konusunda ustalığını bu sefer grafik baskılara devreden Haider Ackermann, maskülen ve avangart siluetleriyle yine dikkat çekiyor. Sezon trendlerinden kolajı bambaşka bir şekilde yorumlayan tasarımcı, sıra dışı çizgisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

     

  • Kadınlar bu sorulardan çok utanıyor

    Kadınlar bu sorulardan çok utanıyor

    Kadınların, belki küçük yaşlardan itibaren ‘ayıp’ olduğu söylendiği için, belki de gerçeklerle yüzleşmeye cesaretleri olmadığı için sormaya korktukları soruların cevaplarını almak aslında zor değil. Biraz güvenle vücudunuzu tanıyabilirsiniz.

    Orgazm olduğumu nasıl anlayacağım?

    Bu soru, kadınların sormaya korktuğu soruların başında geliyor. Etraflarındaki diğer kadınlardan sürekli orgazm hikayeleri duyan kadınlar, kendilerinden şüphe etmeye ve bir sorunları olduğunu düşünmeye başlıyor. Oysa ilk olarak şunu kabul etmek gerekiyor; orgazm hemen olan bir şey değil. Uzmanlara göre orgazmı öğrenmek için belirli bir zaman gerekiyor, çünkü orgazm öğrenilen bir refleks olarak kabul ediliyor. Özellikle kadınlarda klitoris sinir yapısı bakımından çok zengin. Fakat her kadın her cinsel birleşmede orgazma ulaşamayabiliyor. Kadınlarda orgazm, klitorisin ya da diğer duyarlı bölgelerdeki basıncın, vücut gerilimini artırıp vajina, uteris ve rektumda kasılmalar yaratması, bu kasılmalar sırasında kalp ve kan basıncını artırmasıyla oluşuyor. Orgazmın süresi gibi şiddeti de kişiden kişiye değişiyor. Aslında kadınların orgazm olup olmadığını anlamaması gibi bir durum çok da söz konusu değil, çünkü bir kadın vücudundaki bu değişimleri kolayca anlayabiliyor.

    Cinsel ilişkiden sonra genital bölgenin temizlenmesi hamileliği önler mi?
    Cinsel ilişkiden sonra genital bölgeyi temizlemek hamileliği önlemiyor, çünkü spermler hızlı bir şekilde içeri giriyor ve gebeliği başlatabiliyor. Genital bölgenin dış kısmına boşalma olursa spermler temizlenerek gebelik ihtimali azaltılmış oluyor. Fakat buna da fazla güvenmemek gerekiyor, çünkü spermler uzun süre etkisini kaybetmeden yaşayabiliyor.

    Bazen cinsel ilişki sonrasında canım çok yanıyor, neden?

    Vajinal sıvının yeterli olmadığı durumlarda cinsel ilişki sonrasında acı duyulabiliyor. Bu ağrılar genelde bir şey ifade etmiyor ama ağrı sürekli hale geldiyse ve her birleşme sırasında tekrarlanıyorsa, mutlaka doktora görünmek gerekiyor. Çünkü bu tip ağrılar vajinal kistlerin ve yaraların habercisi olabiliyor.

    Üst üste orgazm olabilir miyim?
    Kadınlar erkeklere göre daha yavaş ve zor uyarılıyor. Fakat kadınların en büyük şansı üst üste orgazm yaşayabilmeleri oluyor. Kadının boşalması daha uzun sürüyor ve ard arda cinsel ilişkiye girebiliyor. Bu nedenle orgazmın da üst üste yaşanması mümkün olabiliyor.

    Regl döneminde cinsel ilişkiye girmenin zararları var mı?

    Bazı uzmanlar zararlı olduğunu savunurken bazıları da regl döneminde cinsel ilişkiye girilebileceğini belirtiyor. Vajina regl döneminde enfeksiyonlara daha açık oluyor, bu nedenle de temizliğe ve korunmaya daha da dikkat etmek gerekiyor. Fakat bazı kadınlar bu dönemde istekli olabiliyor ve eşleri de bundan rahatsız olmuyorsa birlikte olmalarında çok da büyük bir sakınca bulunmuyor.

    Vajina temizliğinde özel ürünler kullanmak şart mı?

    Kadınlar vajina temizliği hakkında özellikle son yıllarda çıkan temizleme jelleri, kremleri, mendilleri hatta spreyleri konusunda kararsız kalıyor. Aslında uzmanların bir kısmı bu ürünlerin kullanılması gerektiğini söylerken bir kısmı da kullanılmamasını savunuyor. Kısacası uzmanlar da bu konuda bir fikir birliğine varmış değil. Fakat bilinen bir gerçek var ki, o da vajina bölgesinin kendine ait bir florası var ve bu floranın dışarıdan uygulanan maddelerle bozulması bakterilere karşı zayıf kalmasına neden oluyor. Vajinanın içinde asidik bir ortam bulunuyor ve sabun, jel gibi ürünlerin asidik ortamı bozma ihtimali bulunuyor. Vajinayı sabunla yıkamak, yanma hissine neden olabileceği gibi bu bölgedeki iyi huylu bakterilerin ve vücut savunma elemanlarının yok olmasına neden olabiliyor. Bu da ciddi enfeksiyonlara yol açıyor. Vajina için üretilen temizleme sıvılarını vajinanın içine doğru değil sadece dış genital bölge üzerinde kullanılmasına dikkat etmek gerekiyor.

    Formsante Dergisi

  • Saç Dökülmesi Ne Zaman Ciddiye Alınmalı?

    Saç Dökülmesi Ne Zaman Ciddiye Alınmalı?

    Saçlarınız mevsimsel nedenler haricinde günde 100 telden fazla dökülüyorsa ciddiye alın. İşte detayları…

    Saç kaybından yakınan birçok insan yaşadığı her dökülmenin ardında bir sağlık problemi arıyor. Saç kaybından yakınan birçok insan yaşadığı her dökülmenin ardında bir sağlık problemi arıyor. Oysa ki saçın doğal döngüsünü tamamlayarak kökten ayrılması ile gerçekleşen saç dökülmesi normal bir durumken her sağlıklı bireyde günlük olarak 100 tele kadar dökülme gerçekleşebiliyor.

    Uzmanlara göre asıl saç dökülme problemi, stres, kimyasal uygulamalar veya hormonal nedenler gibi nedenlerle günlük kaybedilen saç teli sayısının 100’ün üzerinde çıkması ile başlıyor.

    Uzmanlar saçın doğal yaşam döngüsünü tamamlayarak kökten ayrılması ile gerçekleşen dökülmenin normal olduğunu ve her saç kaybının bir ‘saç dökülme problemi’ olmadığının altını çiziyor. Sağlıklı bir insanın günde 100 adet tele kadar saçının dökülebileceğini belirten Bioblas Laboratuvarları Ar-Ge Direktörü Dr. Özden Kasımoğulları “Asıl saç dökülmesi problemi stres, hormonal değişimler ve kimyasal uygulamalara bağlı olarak günde 100 adet saç dökülmesini aşan durumlarda başlıyor.

    Saç kırılması ve kopması ile karıştırılmamalı

    Bunun yanı sıra uçları kırılan saç teli de koparak dökülürken bu da kişi tarafından saç dökülmesi olarak nitelendirilebiliyor. Oysaki bu da gerçek bir saç dökülmesi değil saçların koparak dökülmesidir” diye konuştu. Gerçek saç dökülmesinin ise saçların ömrünü tamamlayarak kökten ayrılması ile anlaşılacağını belirten Özden Kasımoğulları “Saçlar koparak dökülmez sadece kırılırlar. Gerçek saç dökülmesi saçın kökten ayrılmasıdır. Dökülen saç teli sayısı ise 100’den fazla ise dikkate alınması gereken bir saç dökülmesi sorunuyla karşı karşıyasınız demektir.” şeklinde konuştu.

    Mevsim geçişlerinde 100 telden fazla dökülüyor

    Ömrünü tamamlanmasıyla görülen saç dökülmesinin dışında mevsim dönümlerinde özellikle kadınlarda artan stres, zayıflamak için sağlıksız diyetlerin uygulanması ve hava koşullarının değişimi gibi nedenler saç dökülmelerinde artış yaşanmasına neden oluyor. Özden Kasımoğulları bu gibi nedenlerden dolayı mevsim dönüşlerinde 100 den fazla günlük saç teli kaybının daha da artış gösterebileceğini bu sebepten saç sağlığını korumak için daha özenli olmak gerektiğini söylüyor.

    Saç Dökülmesi Neden ve Çözümleri için Tıklayın !

    Mevsim geçişlerinde saç bakımı tüyoları veren Kasımoğulları; “Saç sağlığı için beslenmenin de dengeli ve düzenli olması gerekir. Bu dönemde saçları bitkisel aktiflerle geliştirilmiş şampuanlarla yıkamak, devamında da saç bakımını tamamlayan bitkisel bakım ürünleri kullanmak saçların mevsim dönümlerinden daha az etkilenmesini sağlar.” şeklinde konuştu.

  • Bel fıtığı cinsel yaşamı nasıl etkiler?

    Bel fıtığı cinsel yaşamı nasıl etkiler?

    Uzmanlar bel fıtığının cinsel yaşamı olumsuz yönde etkilediğini söyledi. Ayrıntılar haberimizde…
    Bel fıtığı cinsel yaşamı olumsuz yönde etkiliyor. Fizyorem Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof.Dr.Gülçin Gülşen, tedavi edilmeyen ve ilerleyen bel fıtığının bir çok etkisi olduğunu söyledi. Bunlardan bir tanesi de cinsel yaşam… İdrar ve büyük abdest kaçırmalarına yol açan bel fıtığı hakkında her şeyi Gülşen’e sorduk.

    Bel Fıtığı ve Cinsel Yaşam!
    Fizyorem Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof.Dr.Gülçin Gülşen, “bel ve boyun fıtığı tarifini, boynumuzdaki ve belimizdeki omurların arasında iki omurun birbirine sürtünerek aşınmaması için varolan yüzde seksen sıvıdan oluşan disklerin aşınarak omurlar arasında sıkışması ve taşması anlamına geldiğini söyledi. Bu olağandışı durum sonrası bel ve boyunda ağrı oluşacağını belirten Gülşen, “söz konusu boyun fıtığı ise boyundan kollara giden sinirlere bası varsa, kollarda uyuşukluk, karıncalanma, yanma şeklinde şikayetler olur. Bel fıtığı durumunda ise, bel hareketlerinde kısıtlılık, bel de güçsüzlük, bacaklarda güçsüzlük, uyuşmalar, karıncalanmalar ve kuvvetsizlikler başlar. Bel fıtığının tedavi edilmeyen ilerleyen dönemlerinde ise aşağıdaki sinirlere bası sonucu, idrar ve gaita problemleri ve hatta kişinin cinsel hayatını olumsuz etkileyen sonuçlar doğabilir.

    Günümüz çocuklarında erken yaşlarda bel ve boyun fıtıkları görülüyor. Eskiden çocuklar sokaklarda oynar, koşar, ağaca tırmanır, bisiklete binerdi. Dolayısıyla kas gelişimi vardı. Şimdi 3 yaşından itibaren bakıyoruz bilgisayar başında saatlerce oturan hareketsiz çocuklarımız var. Kasları gelişmiyor dolayısıyla. Ayrıca gerçek hayattan kopan bu çocuklarımız aynı zamanda mutsuz ve hareketsiz bir hayatın parçaları durumundalar.

    Stresin kas güçsüzlüğüne yol açtığını belirterek stres sonucu tıbbi olarak “kas spazmı” tabir edilen rahatsızlığı önlemek için mutlaka spor yapılmalı, kaslar güçlendirilmelidir. Bunun için de günlük yaşantıdan sporu eksik etmemek gerekir. İşimiz bir ofiste hareketsiz geçmekteyse, bel ağrılarımız varsa yaşam şeklimizde mutlaka spora, özellikle de yüzmeye yer vermeliyiz” dedi.

  • Göz sağlığı ile ilgili neler biliyorsunuz?

    Göz sağlığı ile ilgili neler biliyorsunuz?

    Avrupagöz Grubu Medikal Direktörü Prof. Dr. Ömer Kamil Doğan, göz ile ilgili bilinen ‘doğruların’ yanlış olduğuna dikkat çekiyor.
    Göz ile ilgili bugüne kadar doğru bildiğimiz ancak birçok yanlış bilgiyi barındıran kavramın varlığına dikkat çeken Avrupagöz Göz Grubu Medikal Direktörü Prof. Dr. Ömer Kamil Doğan, havucun görüşü arttırdığı bilgisinin de doğru bilinen yanlışlardan olduğunu vurguluyor.

    ‘Dinlendirici gözlük baş ve göz ağrısını azaltmaz, çünkü dinlendirici gözlük diye bir şey yoktur.’ diyen Prof. Dr. Ömer Kamil Doğan, sözlerine şöyle devam ediyor: “Özellikle gençlerde net görmede problem olmamasına rağmen astigmat ya da hipermetrop gelişebiliyor. Çocuklarda ise sıklıkla görülen çok yakından televizyon izlemek ya da kitap okumak sanıldığının aksine gözleri bozmayıp ancak bir göz bozukluğunun habercisi olabiliyor.”

    Prof. Dr. Ömer Kamil Doğan, dinlendirici gözlük kavramının da doğru bir tanım olmadığına dikkat çekiyor:
    “Gözlük rakamlarla ifade edilen değerlere sahiptir ve takıldığı zaman görmeyi daha iyi yapıyor ise kullanılmalıdır. Yaygın olarak kullanılan ve dinlendirici olarak bilinen gözlüklerin herhangi bir tedavi edici özelliği bulunmamaktadır. Ayrıca katarakt ile ilgili de benzer doğru sanılan yanlış bilgiler mevcuttur. Bunlardan bir tanesi kataraktın yalnızca yaşlılarda göründüğü bilgisidir. Katarakt yaşlılarda sıkça görülmekle birlikte gençlerde, bebeklerde ve çocuklarda da rastlanabilen bir rahatsızlıktır. Katarakt bir gözden diğer göze geçebilen bir rahatsızlık olmayıp çoğunlukla çift taraflı oluşmaktadır.”

    Göz sağlığı ile ilgili doğru bilinen yanlışlar
    – Çok ağlamak gözyaşını kurutmaz, çünkü ağlamak psikolojik bir olaydır ve gözyaşı, göz çevresindeki çeşitli dokular tarafından sürekli üretilir.
    – Gözlükten kurtulmak için ‘gözü çizdirmek gerekir’ tanımı doğru bir ifade değildir. Görme kusurunun tedavisi için uygulanan lazer (excimer) tedavisinde, gözün saydam tabakası belirli bölgelerde inceltilir. Çizmek gibi bir işlem yapılmaz.
    – ‘Bebekler gözlük takmaz’ yine yanlış olarak bilinen ifadelerdendir. Göz muayenesi doğuştan itibaren yapılabilir ve 3 aylıktan itibaren bebekler gözlük takabilir.
    – ‘Bebeklerdeki şaşılık büyüdüğünde geçer’ yine doğru bilinen yanlışlardandır. Bebeklerdeki bazı şaşılıklar tedavi edilmediğinde ileriye dönük kalıcı görme kayıpları (göz tembelliği) gelişebilir.
    – Katarakt tekrarlayıcı bir unsur değildir, bazen katarakt ameliyatından sonra, göz içine yerleştirilmiş olan merceğin arkasındaki zarda kesifleşme olabilir ve bu yanlış olarak ‘katarakt tekrarladı’ şeklinde bilinir.
    – Göz damlası damlatıldıktan sonra gözü sık kırpıştırmak gerekli değildir. Çünkü göze damla uyguladıktan sonra bir dakika süre ile gözü uyut gibi kapatmak gerekir. Gözün sık kırpıştırılması, gözyaşı kanalı vasıtası ile damlanın burun boşluğuna geçerek etkisinin azalmasına yol açar.

    Avrupagöz Grubu Medikal Direktörü Prof. Dr. Ömer Kamil Doğan, göz ile ilgili herhangi bir rahatsızlık hissedilmesi durumunda ise hastaların, teşhis ve tedavi sürecini en kısa sürede başlatması gerektiğini de sözlerine ekliyor.

  • Katlı kesgen tarifi

    Katlı kesgen tarifi

    Katlı kesgen nasıl yapılır ? Katlı kesgen malzemeleri nelerdir ? Katlı kesgen Tarifi…

    Malzemeler:
    1 kg tuzsuz (künefelik) peynir
    200 gr kaymak
    2 su bardağı un
    Ceviz
    Şerbeti için;
    3 bardak toz şeker
    4 bardak su
    5 damla limon suyu

    Yapılışı:

    şerbeti için 3 bardak şekerin üzerine 4 bardak su dökülüp kaynatılır. 1-2 taşım kaynayan şerbet 5 damla limon suyu katılıp ocaktan alınır. Künefelik peynir rendelenir. Hamuru için 2 bardak un 1 tutam tuz ve biraz suyla toparlanana kadar yoğrulur. Yoğrulan hamur ceviz büyüklüğünde bezelere ayrılır. Her beze un serpilerek tatlı tabağı büyüklüğünde açılır. Açılan hamurun ortasına künefelik peynir yerleştirilir ve ikinci hamur yerleştirilip yuvarlak şekilde kesilir.Tüm hamurlar bu şekilde aralarına peynir yerleştirilip kesilir. İçi peynirli hamurlar kızgın yağda kızartılır. Kızaran hamurlar kesilir ve üzerine şerbeti dökülür. Kaymak ve cevizle süslenir.
    Katlı Kesgen servise hazırdır.

    Afiyet olsun…