Blog

  • Klima hakkında her şey

    Klima hakkında her şey

    Rekora giden sıcaklar klimayı gündem ürünü yapıp çıktı. Evlerinde klimalı hayat istemeyenler bile teslim oldu, klimacılara koştu. Çünkü yaşadığımız kapalı ortamlarda nemin yüzde 60-30, sıcaklığın 20-27 derece aralığında olması gerekiyor.

    Bu ideal rakamlar konfor bölgesi yaratıyor. Dışına çıkıldığında rahatsız edici oluyor. Konfor bölgeleri yaratmanın yolu da klima kullanmaktan geçiyor. İşte klima alırken ve kullanırken aklınızda bulunması gerekenler.

    Öncelikle hangi tipte klima alacağınıza karar verin. En yaygın olarak kullanılan modeller split klimalar. Bu modeller genelde iç ve dış üniteden oluşuyor. Birçok üniteden oluşan multi-split modelleri veya portatif klimalar da var.

    Portatif modellerin hortum yardımıyla dışarıya çıkışını vermek ve kısa aralıklarla su haznesini temizlemek gibi dezavantajları olabiliyor.

    Bütün evi tek bir ürünle serinletmeyi düşünenler için merkezi modeller var. Fakat uygulamaları split modeller kadar kolay ve ucuz değil. Bir klimanın büyük olması daha iyi olduğu anlamına gelmiyor. Çünkü mekanı homojen biçimde soğutamıyor.

    Sabit hızda çalışıp az dur kalk yapan küçük bir klima, sık sık çalışıp duran büyük bir klimadan daha verimli. Klima seçerken ilk kriter odanın boyutu. Metrekare başına 200-250 Btu klima gücü gerekli. Diğer faktörler tavan yüksekliği, yerel iklim, güneş gölge durumu, yön, pencere boyutları ve cinsi, duvarların yalıtım durumu, içerideki kişi sayısı ve içeride mevcut ısı üreten cihazlar. Bu karışık seçimin uzman mühendisin yardımıyla yapılması gerekiyor.

    Son yıllarda daha az elektrik harcayarak daha çok alanı soğutup ısıtabilen ürünler ön plana çıktı.Yeni modeller yüksek kalitedeki filtreleriyle ortamdaki havanın daha temiz olmasını sağlıyor. Filtrelerin bazıları sigara dumanını yok etmeye yararken, bazıları zararlı partiküllere son vererek bakterileri öldürüyor. Antibakteriyal filtrelerin sökülen ve yıkanarak yeniden takılabilen özellikte olmasına dikkat etmek gerekiyor.

    Otomatik sıcaklık kontrolü olanlar arzu edilen sıcaklık derecesi elde edilene kadar çalışıyor, iç ortamdaki ısıyı da sabit tutuyor. Hava yönlendirme kanatçıkları havayı sağa sola, aşağı yukarı homojen biçimde dağıtıyor. Bu dağıtım sayesinde serin hava bir yere yoğunlaşmıyor ve hastalıklar önleniyor.

    Uyku fonksiyonu olan modeller uyurken kendiniz için ideal sıcaklığı hazırlamanızı sağlıyor. Ürününüzün çalışırken ses çıkarmıyor olmasına dikkat etmek gerekiyor. Kolay anlaşılır uzaktan kumandalar, ürün özelliklerinin daha rahat kullanılmasını sağlıyor. Zaman ayarlı açma kapama sayesinde de eve dönüş saatlerinizde sizi serin hava karşılayabiliyor.

    Verimin yüksekliğini COP, EER gibi kısaltmalarla gösterilen sayının yüksekliğinden veya A, B, C, D, E, F gibi harflerle belirtilen enerji verimliliği sınıfından anlayabilirsiniz.

    Elektrik sisteminizin, klimanın elektrik ihtiyacını karşılayacak kapasitede olduğunu kontrol etmeniz çok önemli. Kullanılan gazın ozon tabakasına zarar vermeyip çevreye duyarlı olmasına da dikkat edin.

    Klimayı evin neresine monte ettireceğinize dikkat etmeniz lazım. Klimanın altında elektrikli bir cihaz bulunmamalı, ısı ve su buharına maruz kalmamalı, duvar klimayı taşıyacak sağlamlıkta olmalı.

    Klimanızın iç ünitesinin hava giriş çıkışının perde ya da mobilyayla kapanmamalı. Dış ünitenin hava giriş çıkışı serbest olmalı, mümkünse binanın gölgeli tarafına takılmalı.

    Kullanırken bunlara dikkat
    Düşürdüğünüz her bir derece, elektrik tüketiminizin yüzde beş artmasına neden olur. Klimanızı rahat edeceğiniz en yüksek sıcaklığa ayarlayın. İdeal sıcaklık, genellikle sokaktaki sıcaklığın 6-7 derece altıdır.

    Klima oturduğunuz veya uyuduğunuz alanın tam karşısına monte edilmesin. Yoksa serin rüzgar üzerinize vurur. Üfleme hızını gereğinden yüksek tutmayın. Filtrelerinizi belirli aralıklarla temizleyin.

    Kapı ve pencerelerinizi kapalı tutun. Çok nemli günlerde nem alma modunu çalıştırın. Evin güneş alan kısımlarının ağaçlarla gölgelenmesi, cam filmler ve tentelerle pasif soğutma uygulanması, klimanın yükünü azaltır. Elektrik kullanımı azalır.

    2013 Klima Fiyatları Ne Kadar?

     

    Baymak Elite 12 CHS
    Klima
    897-1.100 TL

    Samsung Maldives AQV12PSLN
    Klima
    1.432-1.790 TL

    Samsung Maldives AQV12PSLN
    Klima
    Inverter, Antibakteriyel Filtre, Toz Filtre, Kapasite: 12.000 BTU, Tip: Duvar
    1.432-1.790 TL

    Demirdöküm Inverter A410 12HP
    Klima
    1.334-1.790 TL

    Samsung Boracay AQ12TSMN
    Klima
    892-1.199 TL

    Alarko Carrier 53NQV035M X-Power Gold
    Klima
    1.740-1.862 TL

    Alarko Carrier 53NQV050M X-Power Gold
    Klima
    2.338-2.507 TL

    Airfel AS12-0933-INV
    Klima
    1.423-1.810 TL

    Toshiba RAS 18 SKV
    Klima
    2.621-2.849 TL

    Airfel AP09-3102/R2 (Mobil 410)
    Klima
    650-903 TL

    Demirdöküm A2-12 HP
    Klima
    765-1.099 TL

    Demirdöküm A-410-12 HP
    Klima
    823-1.090 TL

    Mitsubishi DXK12Z3-S
    Klima
    2.099-2.372 TL

    Samsung Crystal AQ12ESMNSTK
    Klima
    1.075-1.434 TL

    Samsung Boracay AQ18TSMN
    Klima
    1.359-1.630 TL

    Baymak Elite 18 CHS
    Klima
    1.471-1.750 TL

    Regal ZAC 12 Inverter
    Klima
    1.130-1.399 TL

    Toshiba RAS 16 SKVR
    Klima
    2.802-3.195 TL

    Demirdöküm A2-18 HP
    Klima
    1.194-1.885 TL

    Samsung Boracay AQ09TSMN
    Klima
    798-980 TL

    Demirdöküm Inverter A410 18HP
    Klima
    2.096-2.690 TL

    Airfel AS12-0930/R2 Green
    Klima
    916-1.149 TL

    Airfel AS18-0933-INV
    Klima
    2.034-2.600 TL

    Mitsubishi SRK35ZJP-S
    Klima
    2.125-2.291 TL

    Toshiba RAS 13 SKV
    Klima
    1.993-2.399 TL

    Mitsubishi SRK25ZJP-S
    Klima
    1.829-1.913 TL

    Samsung Jungfrau AQV12KBANSTK
    Klima
    2.106-3.090 TL

    Vestel Bio Plus 18
    Klima
    1.183-1.407 TL

    Bosch B1ZMA/I18602
    Klima
    1.598-1.879 TL

    Panasonic KIT-YE12-MKX
    Klima
    1.653-3.092 TL

    Demirdöküm DD A410 42 HP
    Klima
    2.808-3.950 TL

    Regal RAC18
    Klima
    1.144-1.453 TL

    Bosch B1ZMAI/12602
    Klima
    1.132-1.355 TL

    Demirdöküm Inverter A410 24HP
    Klima
    2.453-3.190 TL

    Alarko Carrier 53NQV025M X-Power Gold
    Klima
    1.452-1.581 TL

    Altus ALK-5096
    Klima
    669-853 TL

    Regal ZAC 18 Inverter
    Klima
    1.648-1.999 TL

    Alarko Flair FLR 12 AA
    Klima
    1.178-1.269 TL

    Baymak Elite 24 CHS
    Klima
    1.842-2.200 TL

    Altus ALK-5186
    Klima
    1.165-1.560 TL

    Mitsubishi SRK50ZJ-S
    Klima
    3.054-3.622 TL

    Toshiba RAS 10 SKV
    Klima
    1.653-2.115 TL

    Samsung Maldives AQV24PSLN
    Klima
    2.548-3.149 TL

    Daikin FTXN50L Enjoy
    Klima
    2.810-3.117 T

    Airfel AS09-0930/R2 Green
    Klima
    792-1.040 TL

    King K-6400 Duo Fresh
    Klima
    592-671 TL

    Airfel AS18-0925/R2 Turkuaz Gold
    Klima
    1.605-2.099 TL

    Vestel Inverter Plus 18
    Klima
    2.149-2.453 TL

    Bosch B1ZMA/I18750
    Klima
    1.847-2.099 TL

  • Neden cinsel içerikli rüyalar görülür?

    Neden cinsel içerikli rüyalar görülür?

    Rüyalar bilinçdışına açılan kapılardır

    Yorumlanmamış ve analizi yapılmamış bir rüya okunmamış bir mektuba benzer. Rüyalar; çocukluğumuza kadar uzanan ve bilinçdışımıza ittiğimiz, bastırdığımız ve kökeninde cinsel ve saldırganlık dürtüleri barındıran, bilinçdışımızda saklı, düşünce, his, korku, kaygı ve arzuların, kısa bir süre için de olsa bilinç düzeyine çık­masıdır. Yani bilinçdışımıza açılan kapılardır. Bilinçdışı ayıp, günah, yasak tanımaz. Bu nedenle rüyalar kişinin kendi kendine bile itiraf etmediği arzuları barındırır. Ayrıca rüyalar; uyanıkken aklımızı kurcalayan kaygı ve düşünceleri içeren zihinsel işleyişlerin bir sonucu da olabilir. Hatta eski Mısırlılar zamanında rüyaların gerçeküstü bir dünyanın ha­bercileri olduğu düşünülüyordu.

    Rüyalar sembolik anlamlar taşır

    Rüyaları gizil anlamlı rüyalar ve görünür içerikli rüyalar olmak üzere ikiye ayırmak gerekiyor. Gizil anlamlı rüyalar; bilinçdışı ve altbeyin rüyalarıdır ve sembolik anlamlar taşırlar. Takıntılar sembollerle ifade edilirler ve takıntıların daha az oluşması için; iki yaşından sonra çocukların, kardeşleri, anne ve babaları ile aynı yatakta yatmamalarını öneriyoruz. Vajinismustan erken boşalmaya kadar cinsel terapide yaptığımız psikolojik yorumları bu rüyalar üzerinden yaparız. Örneğin penis rüyalarda bir yılan, uzun bir ağaç yada sivri uçlu kalem şeklinde sembolize edilebilir. Görünür içerikli rüyalar ise; günlük hayatımızda duyduğumuz, yaşadığımız olaylarla bağlantılı olarak gördüğümüz üstbeyin rüyalarıdır. Patronuna kızan bir işçinin rüyasında patronunu döverken görmesi buna örnek olarak verilebilir.

    Cinsel içerikli rüyalar

    Cinsel içerikli rüyalar toplumda pek iyiye yorumlanmaz, çok yanlış bir şekilde tatsızlıklara, sıkıntılara ve dedikodulara işaret eder. Rüyaların görüldüğü REM uykusuna etkili moleküller arasında; asetilkolin, dopamin, dimetiltriptamin veya seks hormonları olarak bilinen östrojen ve testosteron vardır. Seks hormonlarının düzeyleri, FSH ve LH adlı moleküller tarafından kontrol edilir. LH hormonu, erkeklerde testosteron sentezini artırır. Rüyaların cinsel içeriği ve erkeklerde görülen cinsel organ sertleşmesi bu mekanizma ile meydana gelir. Cinsel içerikli rüya­lar, genellikle cinsel isteklerin uzun süreli karşılanamamasına bağlı görülebilir.

    Düş azması nedir?

    Genç erkeklerde yani ergenlerde irade dışı düş azması adı verilen ve erkeğin elinde olmadan uykuda boşalması durumlarına sık rastlanır. Çünkü ergenlik döneminde hormonların etkisiyle ve cinsel fantezilerin yoğun kurulmasıyla fazla meni birikir ve meni kanalında bir gerilim doğurur. Bu da penisin sertleşmesini sağlar ve meninin boşaltılmasını gerektirir. Bu tür boşalmalarda zaman zaman rüya da görülür ve genç erkek uyandığı zaman rüyayı anımsamayabilir. Hamamcı olduk, kayadan düştük veya rüyacı olduk deyimleri buradaki boşalmaya bağlı yıkanma gerekliliğinden isim almıştır. Bu gençlerde kendi kendinden nefret etme, uykusuzluk, sinir krizleri, suçluluk duygusu veya huzursuzluk görülebilir.

  • 2013 yılının en moda güneş gözlükleri

    2013 yılının en moda güneş gözlükleri

    Yaz mevsimi geliyor. Renk renk, birbirinden şık güneş gözlükleri modelleri ise akılları baştan alıyor.

    Güneş gözlüğü güneşin zararlı ışınlarından gözlerimizi korurken aynı zaman da şık bir aksesuar olarakta kullanılıyor.

    2013 yılının en moda güneş gözlükleri

  • Bilmeniz gereken 5 güzellik yalanı!

    Bilmeniz gereken 5 güzellik yalanı!

    Güzellik hakkında neler biliyosunuz? Belki de güzellik hakkında doğru bildiğiniz pek çok şey yanlış. İşte bilmeniz gerekn 5 güzellik yalanı:

    Yalan: Yaşam boyu güneş hasarının %80’i 18 yaşından önce oluşur
    Bu istatistik dermatologlar arasında neredeyse bir mantra halini almıştır. Ancak bunun yanlış olduğu artık kanıtlandı. Yakın zamanda yapılan bir çalışma gerçekte 18 yaşına kadar UV’ye maruz kalma oranımız toplamın yalnızca %23’ü düzeyinde. 40 yaşında bu oran %46’ya, 59’da %74’e çıkıyor. Bu bağlamda güneşten korunma yollarını kesinlikle bir kenara bırakmamak gerekiyor

    Yalan: Uyku deprivasyonu koyu göz altı halkalarına neden oluyor
    Uyku deprivasyonu, hafıza boşlukları ve kilo alma gibi bir çok şeye neden olabilir. Ancak koyu göz altı halkaları cildin bu çok ince bölgesindeki damarların konsantrasyonundan kaynaklanmaktadır. Bu durum genetiktir ve uyku miktarına göre değişmez.

    Yalan: Yağlı yiyecek ve çikolata isiliklere neden oluyor
    Gerçekte suşi ve kabuklu deniz ürünleri akneyi azdıran yegane besinlerdir, zira bunların yüksek iyot içeriği vardır.

    Yalan: Çok miktarda su içmek cildi nemlendirir
    Cildin nem seviyesi ortamdan (düşük nem ya da sert rüzgar gibi) ve yaştan (yağ üretimi zaman içinde azalır) etkilenir, ancak içilen su miktarından etkilenmez. Cildi yalnızca dışarıdan nemlendiriciler ile nemlendirebilirsiniz. Cildiniz dehidrasyona tepki verdiği gibi rehidrasyona da bir dereceye kadar tepki verecektir.

    Yalan: Bacak bacak üstüne atmak varislere neden olur
    Genler, hamilelik ve uzun süre ayakta durmak varislere neden olur. Bacak bacak üstüne atmak damarlarda bir baskıya neden olur ancak varis oluşması için aylar boyunca günde 12 saat bu pozisyonda kalmanız gerekir.

  • İnfertilite Çiftlerin Psikolojisini Nasıl Etkiler?

    İnfertilite Çiftlerin Psikolojisini Nasıl Etkiler?

    İnfertilite Çiftlerin Psikolojisini Nasıl Etkiler?

    Günümüzde 100 çiften 15’i istedikleri zaman anne-baba olma yetisine sahip değildir. Bunu fark ettiklerinde, fark edip bu yola çıktıklarında ise aşmaları gereken psikolojik bir sürecine girerler. Bahçeci Sağlık Grubu Umut Tüp Bebek Merkezi Psikolog Yasemin Topçu, “Kimi zaman bu süreç ayrılıklarla noktalanır kimi zaman ise çiftler daha fazla birbirine kenetlenir.” dedi…

    İnfertilite çiftler için gittikçe yaygınlaşan bir sorun haline geldi. Kadının kariyer merakı çiftlerde ileri yaş infertilite sorunun yaşanmasındaki sebebi artırırken, erkek de modern yaşamın getirdiği olumsuzluklara bağlı olarak sperm kalitesi sorunu gündeme gelmeye başladı. Çiftlerin evlat sahibi olamama sorunu fark etmesi ise karşılarına aşmaları gereken bir süreci getirdi. Bahçeci Sağlık Grubu Umut Tüp Bebek Merkezi Psikolog Yasemin Topçu konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu.

    İnfertilite Tedavi Süreci Eşlerde Farklı Duygu ve Tepkiler Yaşatır!

    Kadın ve erkek evlat sahibi olamama sürecini farklı duygularda ve farklı tepkilerde yaşar. Genellikle teşhis konulduktan sonra çocuk sahibi olamamayı; suçluluk duygusu, red etmek, öfke nöbetleri ‘neden ben’ ‘niçin ben’ ‘herkes gebe kalıyor, ben niye kalamıyorum?’ ‘Allahım nerede yanlış yaptım?’ gibi duygularla yaşayabilir ‘doktor yanlış teşhis koydu’, ‘tahlil sonuçları yanlış çıktı’ gibi söylemlerle de inkar yoluna gidebilirler. Bunu izleyen süreçte aşırı alkol-sigara tüketimi, dikkat güçlüğü, ağlama krizleri, yeme bozuklukları, asosyallik, nedeni belli olmayan ağrılar ortaya çıkabilir. Tekrar başka doktora gidilir, tekrar testler yaptırılır… İnkar aşaması hastadan hastaya göre de değişir. Bazıları bir problem yokmuş gibi davranıp bir yıl hiçbir şey yapmazken, bazıları da süreci hemen tamamlayıp tedaviye başlayabilir. Teşhis ve tedavi süreci eşlerin evlilik yaşamlarında aşmaları gereken en önemli barajı oluşturur.

    İnfertilite Kişilik Değil, Tıbbı Bir Sorundur!

    Doğurganlık yetisinin olmaması çoğu kişide başarısızlık olarak da algılanabilir. Halbuki bu tıbbi bir sorundur. Burada kabullenilmesi ve çiftlere söylenmesi gereken nokta şudur; doğurganlık yani infertilite sorunu bir kişilik sorunu değildir.

    Tedaviyi etkileyen diğer önemli etken; strestir. En yoğun stresi yaşayan vakalar arasında ABD’de yapılan bir araştırmada kanser vakalarının ardından ikinci sırada infertil çiftler yer alıyor. Bu araştırma şu gerçeği ortaya koyuyor; infertil olmak önemli bir stres kaynağıdır, infertilite tedavisi de ayrı bir stres kaynağıdır… Süreç bir kısır döngü içerisinde yaşanır. Stres infertiliteyi artırır, infertilite de stresi… Tüm bu süreç başta yumurta ve sperm kalitesi olmak üzere tedaviyi olumsuz etkiler.

    İnfertilite Çiftlerin Psikolojisini Nasıl Etkiler?

    Kadının doğal içgüdüsüdür, anne olmak. Bu nedenle problem kim de olursa olsun çözüm arayan, moral veren, tedaviye zorlayan, mücadele eden, sabır gösteren, doktoru bulan, gerektiğinde kolundaki bileziği bozduran kadındır. Doğurganlık kadınla başladığı için tedavi aşamasında da kadın fiziksel olarak yorulur.

    Erkekte yaşanan sorunlar ise tamamen farklıdır. Erkek bu konuları konuşmamayı, içinde yaşamayı tercih eder. Çevresel ve ailevi faktörlerden daha az etkilenir. Kadın ise çevresel ve ailevi faktörlerden daha çok etkilenir. Anne, kayınvalide, sıradan bir arkadaş toplantısında bile kendisine çocuk veya tedavi süreci ile ilgili sorular yönlendirilir. Kadının psikolojik yükü daha ağırdır öyle ki erkeğin infertil olması iktidarsızlık olarak algılandığı için kadın çoğunlukla problemi kendisinden kaynaklıyormuş gibi göstermeye bile çalışır. İnfertil olduğunu öğrenen erkek iç dünyasına sığınır, sigara veya alkol kullanımını artırır, evden uzaklaşma dahi yaşayabilir. Kadının her söylediğini suçlayıcı bir yorum olarak algılar, öfke kusar, kendisini kusurlu ve özürlü olarak algılar. Ve tüm bunları kendi iç dünyasında yaşar. Oysa kadının yükü daha ağır olmasına rağmen kadın çoğu zaman yaşadıklarını olduğu gibi kabul etmeye eğilimlidir. Erkek infertilitesinde yaşanan inkar sürecinde erkeğin eşini boşayıp, ikinci eşiyle tedaviye başladığı vakalar bile olabilir. Çünkü birçok vakada erkek infertilitesinde çözüm bulmak daha kolaydır. Fakat bu sırada kadının yaşı ilerlediği için tedavide başarısızlık gündeme gelir. Bu durumda erkek eşinden boşanıp daha genç bir kadınla evlenip, çocuk sahibi olmayı deneyebilir. Sonuç olarak; evliliklerde erkek kaynaklı infertilite olduğunda boşanma olayı daha az yaşanırken, kadın infertil olduğunda daha az boşanma yaşandığı gözlemlenmektedir.

    Uzmandan Psikolojik Destek Almaya Şart mı?

    Çiftlerden biri ya da ikisinde tedavi başlamadan veya tedavi başladıktan sonra baş-mide gibi ağrılar, dikkat toplamada güçlükler, ağlama krizleri, gerginlik, yeme bozukluğu, iştahsızlık, sigara veya alkol kullanımında artış, öfke nöbetleri yaşanıyorsa psikolojik destek alınmasını önerilir. İnfertilite tedavisi sırasında stresten uzak durmanın hem tedavi hem de birey üzerinde olumlu etkileri vardır. Kişinin yaşadığı stres tedavinin başarısı kadar önemlidir. Tedavinin olumlu yönde ilerlemesi için stresi kontrol altında tutmak gerekir. Bu süreçte eşler birbirine destek olmalıdır. Çiftlere hayatlarının en sakin döneminde tedaviye başlamalarını, iş, eş ve aile problemlerinin minimumda olduğu dönemde tedaviye başlamalarını önerilir. Çünkü tüp bebek tedavileri zaten doğal bir stres kaynağıdır. Özetle; infertil olmak bir stres, infertilite tedavisi ayrı bir strestir. Sonu belli olmayan sonucu belli olmayan bir infetilite tedavisi olmak, sonucu bilinmeyen bir şey için emek ve para harcamak, umut etmek yeterince stres kaynağı oluşturur.

  • Gül mantı tarifi

    Gül mantı tarifi

    Gün mantı tarifi nasıl yapılır ? Gül mantısı malzemeleri nelerdir ? Gün mantı tarifi..

    Malzemeler:
    3 adet yufka
    750 gr kıyma
    125 gr tereyağı
    3 adet soğan
    1 demet maydanoz
    Karabiber
    Üzeri için;
    1 kase yoğurt
    3 diş sarımsak
    1 tatlı kaşığı salça
    1 çay kaşığı pul biber
    2 yemek kaşığı tereyağı

    Yapılışı:

    750 gr kıyma rengi dönüp suyunu çekene kadar kavrulur. 2 adet soğan küçük küçük doğranıp suyunu çeken kıymaya eklenip arzuya göre tuz ve 1 tutam karabiber eklenir. 1 demet maydanoz ince ince kıyılıp kavrulan kıymayla karıştırılır. 125 gr tereyağı eritilir. Yufkalar üçgen kesilir. Erimiş tereyağı sürülen yufkaların boyuna kıymalı iç yerleştirilir. İnce uzun sarılan yufkalar gül gibi katlanıp fırın tepsisine dizilir. Yufkalar 175 derecedeki fırında yaklaşık yarım saat pişmeye bırakılır. 3 diş sarımsak ezilir ve yoğurtla karıştırılıp mantıların üzerine dökülür. 1 tatlı kaşığı salça, 1 çay kaşığı pul biber 2 yemek kaşığı tereyağında kızırılıp mantıların üzerine dökülür.
    Gül Mantısı servise hazırdır.

    Afiyet olsun…

  • Bitki çayları kilo vermede yardımcı

    Bitki çayları kilo vermede yardımcı

    Dr. Yasemin Bradley, zayıflamaya yardımcı en önemli bitkisel takviyenin bitki çayları olduğunu söylerek bitki çaylarının kullanımı konusunda önemli bilgiler verdi

    Dr. Yasemin Bradley, “Birçok nedene bağlı olarak gelişebilecek şişmanlığı besleyen kişisel etkenlerin başında yeme düzeni bozukluğu ve hareketsizlik geliyor. Şu ana kadar şişmanlığı önleyecek bir ilaç ya da aşı henüz geliştirilemedi. Piyasada ise zayıflattığı söylenen birçok zararlı kimyasal içeren kapsüller bulunuyor. Bu kapsüllerin içerikleri net olmadığı gibi kullanımı ölümcül sonuçlar doğuruyor. Bu ilaçların içeriklerinin tamamen bitkisel olduğu söyleniyor ancak incelendiğinde sonucun bu yönde olmadığı görülüyor. Bu noktada zayıflama ve kilo kontrolünü destekleyici olarak bitki çaylarının kullanımını öneriyoruz. Uzman firmalar tarafından üretilmiş, içeriği belli bitki çayları, günlük hayatımızda sağladığı kullanım kolaylığı ile beslenme programlarının vazgeçilmezi olarak yerini alıyor. İçerikleri ile vücutta yağ birikiminin engellenmesini, vücuttaki ödemin atılabilmesini, şeker metabolizmasının düzenlenmesini, bağırsaklarda besinlerin kalış süresinin kısaltılmasını sağlayan çaylar kilo kontrolüne yönelik uygulamalarda daha hızlı ve kalıcı sonuçlar alınmasına yardımcı oluyor.” dedi.

    Hangi bitki çayı zayıflatır Tıklayın !!!

    Bradley bitki çayları konusunda uyarıda bulunarak “Ancak bitki çaylarında da önemle altı çizilmesi gereken bir konu var. Güvenilir şekilde el değmeden paketlenmiş ürünleri tercih etmek, sağlımızı korumak adına atacağımız “bitki çayı kullanımı adımlarının” başında gelmeli. Açık olarak satılan ve kaynatılarak kullanıma sunulan bitkilerin üzerlerindeki küf, bakteri, ilaç kalıntısı ve fiziksel kirlilikler gibi tehlikeler asla göz ardı edilmemeli.Bir diğer önemli nokta ise hangi çayın, hangi bitkinin hangi etkiye karşı kullanılması gerektiğini bilmekten geçiyor. Burada ise biz hekimlerin, uzmanların ve bitki çayı üreten markaların tavsiyelerini dinleyerek ilerlemek gerekiyor.İçeriği tam olarak bilinmeyen, kuvvetli biyolojik sonuçlara yol açabilecek bitkileri kullanmadan önce yeterince araştırma yapmak şart. Yanı sıra bitki çayını kullanacak kişinin yaş grubu, ergenlik, hamilelik gibi özel durumları da göz önünde bulundurmak gerekiyor. Örneğin; hamileler için kafein içermeyen beyaz çay gibi ürünler tavsiye edilirken, ergenlik çağındaki bireylere ise vitamin ve mineral içerikli çaylar önerilmelidir” dedi

    Hangi çaylar zayıflamaya yardımcı?
    • Yeşil ve beyaz çay; Yağ yakıcı etkileri bilimsel olarak kanıtlanmış bu çaylar, zengin kateşin içeriği ile zayıflama sürecinin vazgeçilmezleri arasında yer alıyor.
    • Mate, kekik, biberiye içerikli çaylar; yağ yakıcı etkilerini yoğun olan bu bitkiler, değişik lezzetler ile harmanlanmış olarak kullanıma sunuluyor.
    • Barut ağacı, bağırsakların hzılı boşaltılamasına yardımcı olurken, kiraz sapı, funda yaprağı da vücuttaki ödemin atılmasına yardımcı oluyor.
    • Dut yaprağı ve tarçın kabuğu; şeker metabolizmasının düzenlenmesi ve insülin direncinin kontrol altında tutulması konusunda etkileri ortaya konulmuş bitkiler olarak diyetlerimizde yerini alabiliyor.

  • Aşık Olmanın Dayanılmaz Ağırlığı

    Aşık Olmanın Dayanılmaz Ağırlığı

    İnsan sevince aklı ve kalbi arasında sıkışır kalır. Bir yandan dünyanın en güzel çaresizliğini yaşarken, bir yandan da hayallerinin gerçekleşmesi ihtimaliyle gülümser. Artık kişinin hayatı aldığı nefeslerin toplamı değil, nefesini kesen anların toplamıdır…

    AŞK BÜTÜNLEŞME VE BİR OLMA İHTİYACININ DIŞA VURULMASIDIR…

    Aşk deneyimini yaşamak, hiç kimsenin kaçamadığı ve hayatının bir bölümünde mutlaka karşılaşıp kendi olmaktan vazgeçtiği bir kaderdir, kederdir. Aşk uyarılma ile başlar. İnsan, kabuğuna çekilmiş kaplumbağa misali, dış bir etken olan yoğun duygular tarafından dürtülerek uyanır. Aslında çok derinlerinde hissedilen arzunun ve eksiklik hissinin karşılanma ihtiyacıyla, insan gelecek olanın aşk olduğunu bilemeden, bilinçsiz bir şekilde uyanmayı bekler. Bu nedenle aşk, insanın çocukluktan getirdiği bütünleşme ve bir olma ihtiyacının sonucu oluşan bir duygudur aslında. Bu durumu âşıklar şöyle tarif ederler: ‘Kalp dediğin atıyor zaten, marifet ritmi değiştirebilende sevgili, yani sende, sende olan bende, bende olan sende sevgili!’

    AŞKIN GÖZÜ NEDEN KÖRDÜR?

    Denizden, köpükler içinde, boynunda incilerden bir kolye ile doğan Venüs, aşkın sembolüdür ve birçok yerde, elinde bir ayna ile kendine bakarken resmedilir. Bu tasvirde, deniz, ayrıştırılmamış yaşam enerjisini ve keşfedilmemiş derinlikleri temsil eder. Denizin içinde tüm yaşamlar aşk yanılsamasındaki gibi bir olur. Yüzyıllardır değerli süs maddeleri arasında yer alan ve bir canlı tarafından yaratılan tek mücevher incidir. Yumuşak ve tatlı pırıltılarıyla inci, hemen her dilde güzellik, aşk, saflık, masumiyet ve yüksek değerle eşanlamlı bir sözcük olarak kullanılır. İnci, başta istiridye, tarak ve bazı midye türlerinin içinde oluşur. Bunlar denizlerde yaşayan yumuşakçalar sınıfından kabuklu canlılardır. İşte, bu canlılar yumuşak vücutları içine giren yabancı bir maddenin zararsız duruma getirilmesi için çevrelerinde kılıflar oluşmaya başlarlar. Böylece soyutlanan yabancı madde zamanla kalınlaşır ve çeşitli katmanlarla yuvarlak bir biçim alır. Daha çok istiridyenin içinde gelişen bu kat kat kılıflar sedef katmanlarıdır. İnci bu katmanların tümünün küresel bir biçimde oluşmasıdır. Aşkta aynı inci gibi katmaları gibi oluşur, bir başkası ve ona ait olan duygular yabancı bir madde gibi insanın ruhuna girer ve zamanla değerli ve vazgeçilmez olur. Âşıklar birbirlerinin gözlerinin aynasında kendilerini görürler, eksik parçalarını bulurlar, denizin ayrıştırılmamış yaşam gücü gibi, ayrışmış ruhlarını bütünleştirmek isterler, farklı bir dünyayı fark ederler. Bu fark ediş inci gibi bir parıltılıdır ve gözü kör eder. Bu nedenle ‘Aşkın gözü kördür!’ derler. İncinin renk ve parlaklığı alttaki katmanların ışığı yansıtma ve kırmasıyla oluşan ilginç bir olaydır. Nasıl ki bir incinin değeri göz alıcı doğal pırıltılarının yanı sıra kendine özgü değeriyle ölçülüyorsa, aşkın değeri de âşıkların kendi değerleriyle ve gözlerindeki parıltılarla ölçülür. Nasıl ki bir incinin değeri ışığı yansıtmasının yanı sıra şeklinin düzlüğüyle ölçülüyorsa, aşkların değeri de âşıkların karakterlerinin düzgünlükleriyle ölçülür. Nasıl ki incinin rengi istiridyenin cinsine, suyun içirdiği tuzun niteliğine, suyun derinlik ve ısı derecesine bağlıysa, aşkların rengi de âşıkların derinliklerine bağlıdır. Nasıl ki inci genellikle beyaz, fildişi, pembe ya da açık gül renginde, mavimsi hatta siyah olabiliyorsa, aşkta rengârenktir ama en çok kırmızı ve türkuazdır. Nasıl ki, değerli inci için istiridyenin kabuğunun iç yüzeyini kaplayan sedef tabakasının parlak, düzgün ve temiz renkli olması gerekiyorsa, aşkın kalitesi için de âşıkların saf ve masum olması gerekiyor. Bu nedenle aşık olmanın dayanılmaz bir ağırlığı vardır.

    YALANCI AŞKLARI GERÇEK AŞKLARDAN AYIRMAK GEREKİYOR…

    Mevlana’ya sormuşlar ‘Sevgili” nasıl olmalı?’ diye; ‘Sevilecek biri olmadığı zamanlarda bile seni sevmeli. Sarılacak biri olmadığı zamanlarda bile sana sarılmalı, DAYANILMAZ OLDUĞUN ZAMANLARDA BİLE SANA DAYANMALI.’ demiş… Mevlana gerçek aşkı tarif etmiş. ‘Bu gece meltem gibi es yüreğime, ay ışığı vursun bensiz titreyen tenine, mehtap sarılırken çaresizce kadehime, sen de kana kana iç şerefime!’ dedirten gerçek aşk, gerçek inci gibidir; ‘Seni seviyorum, kalbim sende emanet, ona iyi bak!’ demektir. Yalancı aşk ise kültür incisi gibidir. Japonlar 1800 yıllarda istiridyeden daha çok ve daha ucuz inci elde etmenin yollarını geliştirmeye giriştiler. Bugün tüketim toplumunun bir yansıması olarak kültür incisi üretimi Japonya’da büyük bir sanayi durumuna geldi. Kültür incisi elde etmek için ufak ve yuvarlak bir sedef parçası canlı istiridyenin içine yerleştiriliyor. Sonra bunlar dibe serili ağdan yataklar üzerine indirilerek orada 3–5 yıl süreyle bırakılıyor. Böylece istiridye içinde oluşan inciler hem sayı bakımından çok oluyor hem de kısa sürede oluşuyor ama gerçek inciler kadar değerli olmuyorlar ve bunların iyileri gerçek incilerden ancak deneyimli gözler tarafından ayırt edilebiliyor. Şimdiki aşklarda kültür incisi gibi olmaya başladı. Sanal âlemde, barlarda veya cafelerde başlayan yakınlaşmalar aşk olarak görülüyor ve yalancı aşklar dışarıdan gerçek aşk gibi görünebiliyor.Gerçek aşk gönül işiyken yalancı aşk akıl işidir. Şems-i Tebrizi bu durumu şöyle anlatır: ‘Sanmayasın ki aşk akıl işidir, gül ki her gönlün mürşididir, kimini kokusuyla şad eder, kimini de dikeniyle irşad eder!’ Mevlana ise aşkın önce yüreğe düşmesi gerektiğini söyler ve ‘Aşk-ı zikretmek için söz dudağa gelmeden önce cemre gibi yüreğe düşmelidir!’ der. Bu nedenle gerçek aşkla yalancı aşkı birbirinden ayırmak gerekiyor.

  • Leonard ilkbahar yaz 2013 2014 defilesi

    Leonard ilkbahar yaz 2013 2014 defilesi

    Leonard ilkbahar yaz 2013 2014 defilesi galerimizde sizlerle…