Blog

  • İlişkide denge nasıl sağlanır?

    İlişkide denge nasıl sağlanır?

    İlişki içerisindeyken denge kurabilmek çok önemlidir. Bazı şeyleri aşırı ya da hiç olarak adlandırmanız yerine her şeyi dozunda ayarladığınızda, ilişkinizin ne kadar da sağlıklı olduğunu göreceksiniz.
    Eleştirmeyin!
    Yapmamanız gereken şeylerin başında; eleştirmek, alay etmek, küçümsemek…
    Masum gibi gözüken bu tarz sözler, karşınızdaki insanı tahmin etmeyeceğiniz kadar kırabilir. Özellikle üçüncü şahısların yanında bu tarz hareketlerden kaçınmalısınız. İlişkinizde de mutlaka insan içinde konuşulacaklar, aile içinde konuşulacaklar ve ikiniz baş başayken konuşulacaklar dengesini kurmak gerekir. Arkadaşlarınızın yanında, aslında ikinizin arasında kalması gereken konuları asla paylaşmayın. Eleştireceğiniz bir konu varsa bunu evde baş başayken yapın. Evde konuştuğunuz konular her zaman evde kalsın!
    Konuşun!
    Tüm kızgınlıkların içe atıldığı, hiçbir tartışmanın yaşanmadığı bir ilişki; sürekli kavga edilen ilişkiler kadar sağlıksızdır. Çünkü içe atılan tüm sıkıntılar ilişkinin ileri safhalarında çok daha büyük zedelenmelere yol açabilir. Sürekli kavganın da sağlıksız bir ilişkinin en büyük göstergesi olduğunu hepimiz biliyoruz zaten. Dolayısıyla burada dengeyi kurarak; gerektiğinde tartışabilmeyi, tartışmanın dozunu ayarlayabilmeyi ve uzlaşarak sona erdirebilmeyi iki tarafın da uygulaması yararlı olacaktır.
    Sevdiğinizi Söyleyin!
    Kimi insan karşısındakine sevgisini aşırı şekilde göstermekten hoşlanır. Sürekli onu sevdiğini söyler, sürekli onu öpmek ister ve kendisini tamamen ikinci plana atarak tüm planlarını ona adayarak yaşamaya başlamak onları çok mutlu eder. Bazıları da çok sevmesine rağmen karşısındakine sevgisini bir türlü gösteremez; dile getiremez, sarılıp öpemez, ilgisini gösteremez. Bu her iki durum da ilişki için oldukça sağlıksızdır.

  • 2014 Gelinlik Koleksiyonu

    2014 Gelinlik Koleksiyonu

    Marchesa’nın 2014 Gelin Koleksiyonunda dantel başrole taşınmış. Ayrıca kabarık etekler, straplez modeller, tüller, fırfırlar, peplum etekler dikkat çekiyor.

    2014 Gelinlik Modelleri

  • Sonia Rykiel ilkbahar yaz 2013 defilesi

    Sonia Rykiel ilkbahar yaz 2013 defilesi

    Sonia Rykiel ilkbahar yaz 2013 defilesi galerimizde sizlerle…

  • Neon aydınlatma mutfak dekorasyonu

    Neon aydınlatma mutfak dekorasyonu

    Neon aydınlatma mutfak dekorasyonu görselleri galerimizde sizlerle…

  • Ağrılı Cinselliğin Sebepleri

    Ağrılı Cinselliğin Sebepleri

    Cinsel ilişki sırasında ağrı ve veya acı duyulmasına veya rahatsızlık duymaya tıbbi olarak disparoni adı verilir.
    Bu ağrı veya acıma vajene giriş sırasında veya girdikten sonra veya penisin hareketi ile vajen girişinde, vajina içinde veya karın içinde hissedilebilir.

    Şikayet acıma, yanma, ağrı, karın içinde ağrı, basınç hissi, yırtılma gibi bir his veya rahatsızlık duyma şeklinde olabilir.

    Bu şikayetin nedeni iki tanedir.

    1-Bedensel bir nedenden (organik) dolayı olabileceği gibi

    2-Psikolojik nedenlerden dolayıda olabilir.

    Şikayetler ilk cinsel ilişki ile başlıyabileceği gibi,daha önce rahat ve zevkli ilişki yaşamış bayanlarda bile daha sonradan ortaya da çıkabilir veya ara ara da tekrarlayıp kaybolabilir, koşullara göre değişebilir.

    Hangi nedenden dolayı oluştuğu çok çok önemlidir, çünkü tedavi bunun tespitinden sonra nedene yönelik yapılacaktır ve tedavide nasıl bir yol izleneceği ancak muayene ile anlaşılır.

    Bedensel nedenler nelerdir?

    -kızlık zarıyla ilgili sorunlar (zarın kalın olması gibi )

    -vajinada ki darlıkların, kitlelerin yarattığı sorunlar

    -vajinadaki kuruluğa-ilişki öncesi ıslanamamaya bağlı şikayet olabilir. Bu bazı enfeksiyonlar sonucu orada ıslanmayı sağlayan bezlerin yapısının bozulmasından, veya yaşlılığa bağlı olarak veya kullanılan bazı ilaçlardan veya bazı tedavilerden veya bazen çok nadir doğuştan olabilir.

    -vajinal enfeksiyonların bazıları normalde bile yanma ve kaşıntı yaparlar ki bunlar ilişkide daha fazla sıkıntı yaratabilirler

    -herpes virusleride aktif olduklarında ilişkide ağrı,yanma, acıma yaparlar

    -bazen normal doğum sırasında vajende veya rahmi tutan bazı bağlarda meydana gelen harabiyetde daha sonra ilişkide şikayete sebep olabilir

    -yaşlılığa bağlı vajende esnekliğin azalmasıda acı sebebi olabilir, özellikle menopozdan sonra bu tip şikayetler olabilmektedir, dokular esnekliklerini yitirdiklerinden cinsel ilişki tahrişe ve ağrıya neden olabilir.

    – zor doğumlardan sonra yırtılma olduğunda veya doktor tarafında epizyotomi dediğimiz yöntemle doğuma yardım edildiğinde fazla dikiş veya iyileşmesi esnasında enfeksiyon olduğunda dikiş yerleri genelde sertleşerek vede yükselerek iyileşirler( nedbe oluşumu) ve bu nedbeler ilişkide ağrı duyulmasına neden olur.

    -allerjik nedenler; prezervatife, eşinin spermine, kullanılan jele veya diğer alerjik nedenlerden dolayı oluşur

    -karın içindeki kitleler,enfeksiyonlar

    -rahimdeki kitleler

    -endometriyozis denilen birhastalık sonucu oluşan yapışıklıklar

    -geçirilmiş bazı karın içi ameliaytların sonucu oluşan yapışıklıkların yarattığı şikayetler

    -leğen kemiği ( pelvis) kırıkları

    -idrar yollarındaki enfeksiyon ve diğer problemler

    -çok nadir bazı barsak hastalıkları (Crohn hastalığı-Divertikülit)

    -bazen kabızlık

    -erkeğin organının normalden büyük olması ve diğer bazı nedenler

    Psikolojik Nedenler Nelerdir ?

    Psikolojik nedenlerde genelde kadın duyduğu huzursuzluğu acı olarak tanımlamaktadır

    -gebe kalma kaygısı

    -nedensiz suçluluk duygusu ve ilişkiden kaçmak için kendine haklı sebep yaratma

    -ilişkide normalde kişiye zevk veren basınç hissini yanlış tanımlayıp acı olarak nitelendirmek

    -çeşitli korkular

    -fobik reaksiyonlar

    -partneri sevmemek, başka birini sevmek

    -partnerle uyumsuzluk

    -taciz, tecavüz gibi olayların yaşanmış olması

    -ilk ilişkide çok can acıması ve bunun korkusunun yerleşmesi

    -ilişkiye girememe nedeni korku olan yani vajinismuslu kadınlarda bu korkunun acı olarak ifade edilmesi

    Tedavi;

    Tedavi muayene ve gerekiyorsa yapılan test sonuçlarında bulunan nedenin giderilmesi olarak yapılacaktır.Tedavi bazen sadece bedensel,bazen sadece psikolojik bazende hem psikolojik hemde bedensel olarak yapılır.Psikolojik olaylarda ise altta yatan sebep olan olayın çözülmesine bağlıdır. Tedavide başarı oranı yüksektir.

    Tedavi için ;kadın doğum uzmanlarına baş vurabilirsiniz.

    Böyle bir probleminiz varsa;

    Şunu bilmelisiniz ki ilişkide acı hissi kadını cinsellikten soğutur,psikolojik problemler yaratır, kendine saygısını kaybetmesine neden olabilir,kendini yetersiz veya anormal görebilir.Partneri ile arasında soğukluk olur,genelde erkek canı yanan bir kadınla sevişmek istemez, zamanla çiftler arasında saygı kaybı yaşanır, suçlama ve aldatmalar yaşanabilir. Bunları kendinize ve karşınızdakine yaşatmamak ,hayatımızın merkezlerinden, kadınla erkeğin en önemli kontağı olan, vazgeçilmez olan cinsellikte ,daha güzel,mutlu, uyumlu bir cinsel ilişkiye kavuşmak , parnerinizle daha yakın olmak, kendinize saygı duymak istiyorsanız çekinmeden tedaviye gitmelisiniz.

    Dr.Cenk Kiper

  • Diyabette doğru bilinen yanlışlar

    Diyabette doğru bilinen yanlışlar

    İnsülin bağımlılık yapar mı? Şeker hastalığı kısırlığa neden oluyor mu? Tip 2 diyabet, yaşlı hastalığı mıdır? İşte soruların yanıtları!

    Halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen diyabette, egzersiz ve diyet tedavinin ömür boyu sürecek ayrılmaz bir parçası olurken, insülinin bağımlılık yapabildiği ve hastalığın kısırlığa yol açabildiği bilgileri gerçeği yansıtmıyor.

    Uzmanlar, stresin kan şekerinde etkili olabildiğini, ancak yüksek rakamların bununla açıklanamayacağını, altta yatan nedenlerin tespit edilmesi gerektiğini belirtiyor. Ani kan şekeri düşüklüğünde de “sinirlilik” halinin etkili olabildiğini ifade eden uzmanlar, kan şekeri yüksekliğinde ise bir etkisinin bulunmadığına dikkati çekiyorlar.

    Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Berrin Demirbaş, şeker hastalığı olarak bilinen diyabetin, pankreasın yeterli miktarda insülin hormonu üretmemesi ya da ürettiği insülin hormonunun etkili şekilde kullanılamaması durumunda geliştiğini söyledi.

    Demirbaş, diyabet hastalarının vücudunun, yediği besinlerden kana geçen şekeri kullanamadığını ve kan şekerinin yükseldiğini, gün içinde çok su içme, sık idrara çıkma, yorgunluk ve açıklanamayan kilo kaybının, hastalığın öne çıkan belirtileri olduğunu ifade etti.

    Demirbaş, diyabetin yaklaşık yüzde 90’ının erişkinlerde görülen Tip 2, yüzde 5-10’unun ise çocuklarda görülen Tip 1 şeklinde olduğunu, halk arasında diyabetle ilgili doğru bilinen birçok bilginin yanlış olduğunu söyledi.

    TİP 2 DİYABET YAŞLI HASTALIĞI MIDIR?

    Tip 2 diyabetin erken tanı konulduğunda ve düzenli ilaç kullanımı halinde tedavi edilebileceğini belirten Demirbaş, bu hastalarda egzersiz ve diyetin yaşam boyu devam etmesi gerektiğinin altını çizdi.

    Demirbaş, son yıllarda özellikle şişman ve hareketsiz çocuk sayısının artışına bağlı çocuk ve genç yaş grubunda da Tip 2 diyabetin görülmeye başladığına işaret etti.

    DİYABET HASTALARI “STRESTEN” ŞİKAYETÇİ

    Stresin kan şekeri üzerinde etkili olduğunu anlatan Demirbaş, genellikle hastalarının stresten şikayetçi olduklarını dile getirdi. Demirbaş, şöyle devam etti:

    “Hastalar, stres sonrasında kan şekerlerinin yükseldiğini ifade ediyorlar. Bu, bir bakıma doğrudur. Örneğin; kan şekeri 100 mg/dl olan birinin, stres sonrası 160 ve 170 mg/dl çıkması stresle açıklanabilir. Ama 300-400 mg/dl gibi yüksek rakamlar, kesinlikle stres ile açıklanamaz.

    Stresin, şekeri bu kadar da yükseltmeyeceğini bilmeli, hasta önlemini buna göre almalıdır. Stres belki hastanın diyet düzenini bozmasına, ilaçlarını aksatmasına neden olup şekerini yükseltebilir. Bu anlamda da kan şekeri yüksekliğine katkısı olabilir. Ancak hastanın stresten öte başka nedenleri araştırması ve bunlara ait önlemleri alması gerekir.”

    “ANİ KAN ŞEKERİ DÜŞÜKLÜĞÜ SİNİRLİLİK YAPABİLİR”

    Diyabetik hastaların, kan şekeri düzenli seyrettiği sürece sinirli olmayacaklarını vurgulayan Demirbaş, “Diyabette ani kan şekeri düşüklüğü olursa sinirlilik olabilir. Kan şekeri yüksekliği sinirlilik yapmaz” dedi.
    Şeker hastalarına ara öğünlerde meyve yemesi önerildiğini ve bunların porsiyon şeklinde olduğunu anlatan Demirbaş, bir bardak meyve suyu elde edilmesi için birkaç meyvenin sıkıldığını, bunun da hasta için arzu edilen ölçünün üstünde olduğunu söyledi.

    Demirbaş, sıvı gıdaların çok hızlı emildiğinden kan şekerini hızla yükselttiğini ifade ederek, şeker hastalarına hem sindirim sisteminin iyi çalışması hem de kan şekerinin iyi seyretmesi için meyve suyu içilmesi yönündeki önerilerin doğru olmadığını, bunun yerine meyvenin olduğu gibi tüketilmesi gerektiğini bildirdi.

    “DİYABETLİNİN KISIR OLACAĞINA İLİŞKİN BİLGİ YANLIŞ”

    Demirbaş, diyete bağlı kalmayan hastalarda şişmanlık görülebileceğini işaret ederek, diyabet hastalarının kısırlık sorunu yaşayacağına ilişkin bilginin yanlış olduğunu aktardı.
    Gebelik planlamasından 3 ay önce diyabet hastası anne adayına insülin tedavisi başlanacağını ve kan şekeri ayarlandıktan sonra hamile kalınabilineceğini anlatan Demirbaş, şeker hastası olan erkeğin de kan şekeri kontrol altındayken cinsel fonksiyonunda problem yaşanmayacağını belirtti.

    “İNSÜLİN BAĞIMLILIK YAPMAZ”

    Demirbaş, insülinin bağımlılık yapan bir madde olmadığını ve istenildiği zaman bırakılıp hap tedavisine geçilebileceğini dile getirdi.

    Sadece şekerli gıdaları tüketmeyerek kan şekerinin kontrol altına alınamayacağına dikkati çeken Demirbaş, “Diyabetik kişinin alması gereken kalorinin yüzde 50’si karbonhidrat, yüzde 30’u yağ, ve yüzde 15-20’si protein olmalıdır. Yağın içeriğinde yüzde 7’den azı doymuş yağ (tereyağı), yüzde 7 oranında çoklu doymamış yağ (ayçiçek yağı, soya yağı ve mısır özü yağı), yüzde 10-15’i tekli doymamış yağ (zeytinyağı) olmalıdır. Karbonhidrat alırken özellikle lifli gıdalar tercih edilmelidir. Diyabetik diyette tatlı gıdaların tüketilmesi yasaktır. Ayrıca bal direk glukoz içerdiğinden diyabetik bireyler için yasaktır.”

    AA

  • Düğüne bir gün kala bunları sakın yapmayın!

    Düğüne bir gün kala bunları sakın yapmayın!

    Pürüzsüz bir düğün ve prenses gibi bir gelin olmak istiyorsanız…

    Siz nasıl düğününüzün muhteşem geçmesini istiyor ve bekliyorsanız insanlarda aynı şeyi sizden bekliyorlar.

    Mükemmel bir gelinlik, harika bir dans, yeterli bir mekan ve olağan üstü bir damat… En önemli hikayenizi kusursuz hale getirmeniz için size farklı ipuçları sunuyoruz.

    Fazla aksesuardan kaçının. Anne yadigarı bir yüzük, dudağınız, gelin çiçeğiniz ve küpenizle gelinliğinizi tamamlayın.

    Abartılı makyajdan kaçının. Işıltılı bir kremle parlak bir cilt, gözlerinizi ortaya çıkaran rimeller, allık ve daha güzel bir gülümseme için ışıltılı ruj kullanın.

    En Güzel Gelin Parfümleri için tıklayın !

    Saçınızı açık bırakmak istiyorsanız kısa bir duvak alın. Eğer yüzünüz yuvarlar ise dar bir duvak, yüzünüz uzun ise daha hacimli bir model seçin.

    Straplez gelinlikler şüphesiz ki çok güzel duruyor ama sürekli aşağı kaydığı için sık sık yukarı çekmeniz ve düzeltmeniz gerekebilir. Buda hoş bir görüntü olmaz. Bu durumu göz önünde bulundurun. V yaka ya da tam bir üst seçebilirsiniz.

    Seçtiğiniz aksesuarların gelinliğinizle uyumlu olmasına özen gösterin. Parlak beyaz bir elbise giyiyorsanız altından uzak durun. inci ve ya platin takılar kullanın. Fil dişi rengi bir elbise tercih ettiyseniz altın ve gümüş takılar tercih edin.

    Gelin çiçeği tutmak önemsiz bir ayrıntı gibi gözükse de işin aslı önemlidir. Buketiniz sizi sollamamalı aksine sizi tamamlamalıdır. Buketinizi rahat tutun ve onu tutarken kasılmayın.

    Nikah kıyıldığı sırada çok heyecanlanacağınız için kambur durabilir, oturduğunuz yerde sallanabilirsiniz. Onlarca insanın gözü sizin üzerindeyken bunları yapmayın. Dik oturun ve derin nefes alıp rahatlamaya çalışın.

    İlk dansınızda bütün gözler üzerinizde olacak. Sakin olun ve eğer dansızının karmaşık bir koreografisi yoksa kendinizi eşinizin kollarına bırakın.

    Düğünden önce hızlıca kilo vermek istemeniz normal. Düğün günü çok güzel görünmek istiyorsunuz. Ama aç kalmak, yeterli besini alamamak ve stres sizi güçsüz kılar, yüzünüz solar ve sinirli yapar.

    Gülümseyin. Gülücükler yüzünüzden eksik olmasın… Gülmenin en güzel makyaj olduğunu unutmayın. Sahte kahkahalar atmak yerine doğal olun ve anın tadını çıkarın.

     

  • Sirkenin cilde faydaları nelerdir?

    Sirkenin cilde faydaları nelerdir?

    Kadın erkek herkes cildiniz güzelliğine özen göstermekte ve hepimizin hem sağlıklı, hem canlı hem de parlak ve sorunsuz görülen bir cilde sahip olmayı isteriz. İşte bu isteğimizi yerine getirmede en etkili doğal çözüm yollarından biri ise, sirke kullanımıdır. Sirke, cilt sorunlarını ortadan kaldırmada ve cilde güzellik katmada oldukça etkilidir. İşte sirkenin cilde faydaları ve cilt için kullanım önerileri…

    Güzellik merkezlerinde cildinizi daha sağlık ve güzellik kazandırmak için hem zaman hem de para kaybetmek istemiyorsanız, sirke ile kolay bir şekilde hazırlanan alternatif bakım önerilerini tercih edebilirsiniz. Sirke ile cilt bakımı yapmak hem paranızın cebinizde kalmasını hem de zamanınızı boşa harcamamanızı sağlamada da etkili bir yoldur. Her daim ışıldayan bir cilde sahip olmak için, bu zamana kadar bildiğiniz tüm bakım ürünlerini unutun ve sirke ile cilt bakımı yapın.

    Sirke ile cilt bakımı

    Daha önceden dinlenmiş olan şişe suyunun içine 1 çay kaşığı kadar sirke ilave edin. Önce yüzünüzü bu su ilegüzelce bir yıkayın. Ardından duşa girin ve banyo suyunun içine 4 yemek kaşığı sirke ekleyin. Sirkeli banyo suyunun içinde yaklaşık 15 dakika kadar kalın ve cildinizin ne kadar canlandığına şahit olun.

    Sirke, küçük kılcal damarların içinde bulunan kan dolaşımını hızlandıracak ve böylece cildinizin daha canlı görünmesini sağlayacaktır. Aynı zamanda sirkeli su kış aylarının soğuklarından etkilenen ve nemini kaybeden cildinize, nem takviyesi yapacaktır. Bunların yanı sıra cildi olumsuz etkileyen bateri, virüs ve mayaların çoğalmasını da engelleyip, sağlıklı bir cilt tipine sahip olmanıza muavenet edecektir.

    Sirkeli cilt bakımı yapmak, deri üzerinde bulunan yağlı bezelerin de ortadan kaldırılmasına olanak sağlayacak doğal bir tedavi yoludur. Deride çeşitli sebeplerle husule gelen pullanma ve soyulma sorunlarına da çözüm olacak ve cildin ph seviyesini de yükseltecektir.

  • Hanım göbeği tatlı tarifi

    Hanım göbeği tatlı tarifi

    Hanım göbeği tatlısı nasıl yapılır  ? Hanım göbeği tatlı malzemeleri nelerdir ? Hanım göbeği tatlı tarifi…

    Malzemeler:
    125 gr tereyağı
    1 ½ bardak un
    4 adet yumurta
    1 bardak su
    2 adet kesme şeker
    Kaymak
    Fındık
    Şerbeti için;
    4 bardak şeker
    3 bardak su
    2 damla limon suyu

    Yapılışı:

    125 gram tereyağı 1 bardak su, 2 adet kesmeşeker ve 1 tutam tuzla eritilir. Eriyen yağa 1 buçuk bardak un katılır ve devamlı karıştırılarak koyulaşana kadar pişirilir. Pişen hamur yoğurma kabına dökülür ve soğutulup 4 adet yumurta teker teker kırılarak yoğrulur. Yoğrulan hamurdan bezeler alınır ve yuvarlanıp ortaları delinerek kalın halkalar yapılır. Hamurlar ortalama 180 derecedeki fırında pişirilir. Şerbeti için; 4 bardak şeker 3 bardak suyla kaynatılır ve 2 damla limon suyu eklenip ocaktan alınır. Pembeleşen kadar pişen hamurlar şerbetin içine atılır. Şerbetini çeken hamurların üzeri kaymak ve fındıkla süslenir.
    Hanım Göbeği Tatlısı servise hazırdır.

    Afiyet olsun…