Her dört kadından birinde hayatının bir döneminde ortaya çıkan miyomlar, kadınlarda en sık görülen sorunlardan birini oluşturmaktadır. Bunlar, rahim dokusundan kaynaklanan ve rahim şeklinin dışına taşan iyi huylu kitlelerdir.

Miyomların ortaya çıkmasında genetik yatkınlığın önem taşıdığı bilinmektedir. Hastaların çoğunda birden fazla miyomun olduğu görülür. Östrojen, miyomların büyümesine neden olduğu için özellikle üreme çağında, hamilelik döneminde büyüdükleri gözlenmektedir. Menopoz döneminde ise eğer hasta hormon ilacı kullanmıyorsa genellikle küçülmektedir.

Miyomlar, rahimdeki yerleşimlerine göre de farklılaşır ve rahim içi astar dokuya doğru büyüyebildikleri gibi rahim içi kas dokusunda da yer alabilir. Ayrıca, rahim dışına doğru büyüyen miyomlar ve saplı miyomlar da kadınlarda görülebilir. Bunun dışında yumurtalık bölgesinde gelişen miyomlar da olabilmektedir.

Belirtileri nelerdir?

Miyomların büyük çoğunluğu belirti vermeyip herhangi bir şikayet yaratmayabilir. Bununla birlikte miyomlarla ilgili en sık rastlanan şikayet ise düzensiz kanamalar olmaktadır. Ayrıca, hamilelikte olduğu gibi alt karın bölgesinde olan bir kitle ağrı ve bası hissi ortaya çıkabilmektedir. Bu durum idrar kapasitesini azaltarak sık tuvalete çıkma ihtiyacı yaratabilmektedir. Yine miyomu olan kadınlarda düzensiz kanamalara bağlı olarak demir eksikliği anemisi de gelişebilmektedir. Dolayısıyla da halsizlik, yorgunluk, nefes darlığı gibi sorunların da yine miyomlara bağlı olarak ortaya çıktığı görülmektedir. Hamileliklerde ise büyük yer kaplayan miyomların bası yaparak kanama, erken doğum sebebi olmaları mümkündür.

Rahim içi astar dokuya doğru büyüyen miyomlar kısırlık ve düşüklere sebep olabilmektedir.

Miyomların teşhisi jinekolojik muayene sırasında olabileceği ancak tanıyı ultrasonla koymak mümkün olabilmektedir.

Hangi miyomlar alınmalıdır?

Hangi miyomların alınması gerektiği kadının şikayetlerine ve neden olduğu sonuçlara göre belirlenir. Eğer miyomun çapı 5 santim veya daha büyükse veya miyom büyümeye devam ediyorsa ve aynı zamanda şikayetler hayat hayat kalitesini bozuyor ve yukarıda belirtilen hastalıklara neden oluyorsa tedavi gerektirir. Ancak herhangi bir şikayetin ya da büyümenin olmadığı durumlarda altı ayda bir jinekolojik takip ve ultrason muayenesi yeterli olacaktır.

Miyomlar ne zaman ameliyat edilmeli?

Kadın açısından miyomlar sıkıntı bir durum yaratmaya başladığında büyüme devam ediyorsa, ciddi bir baskı oluşturuyor ve şiddetli kanamalar yaşanıyorsa, gebeliğe engel oluyorsa ya da düşüklere sebep olabilecek durumlar söz konusu ise miyomlar tedavi gerektirir. Ameliyat açık cerrahi ya da laparoskopi veya histeroskopi yoluyla yapılır. Rahim içi astar dokuya doğru büyüyen miyomlar histeroskopi tekniği ile vajinadan girilerek alınır.

Miyom ameliyatlarında hangi yöntemler kullanılır?

Bugün birçok büyük merkezde miyom ameliyatları ağırlıklı olarak laparoskopik yolla yapılmaktadır. Miyomlar bu yöntemde karın hiç açılmadan göbek çukurundan girilerek (laparoskopi) ameliyat edilir. Ve eskiden sorun oluşturan büyük ya da çok sayıda miyomlar dahi deneyim ve teknik altyapı olanaklarının gelişmesiyle birlikte kapalı yöntemle ameliyat edilebilmektedir.

Eğer hasta menopozda veya menopoza yakın bir dönemdeyse rahmin tümünün alınması söz konusu iken henüz doğurganlığını tamamlamamış veya rahmini kaybetmek istemeyen hastada sadece miyom veya miyomların alınması mümkündür.

Özellikle büyük miyomlarda laparoskapik ameliyat ciddi bir deneyim gerektirir. Ancak bununla birlikte işlemen bu yolla yapılması hastaya önemle kazanımlar sağlar. Bunlar; karın kesisi olmadığı için estetik bir kaygı duyulmaz, ağrı ve kanama riski açık cerrahiye göre daha az olur. Komplikasyon riskinin düşük olması dolayısıyla da sosyal ve gündelik hayata çok daha hızlı bir geri dönüş yaşanabiliyor.

Miyomların ameliyatsız tedavisi mümkün müdür?

Evet, böyle bir yöntem mevcut. Magnet rezonans (MR) rehberliğinde ses dalgalarının fokuslanması (high-intensity focused ultrasound guided by magnetic resonance (MR-HIFU) işlemi binlerce hastada başarı ile uygulanmıştır. Narkoz ve ameliyat gerektirmeyen bu yöntem her dört miyom hastasından ancak biri için uygun olabiliyor. Başarılı sonuçlara ulaşabilmek için vakaların mutlaka doğru seçilmiş olması gerekir.