20 yaşında evlilik isteği...

Oyle bi yazmis ki benim bile evlenesim geldi (32) Hayati yasayip sinirlarini gormek varken 21 yasinda evlenip 22 yasinda cocuk yapmak ... tek bi hayatim var ve bunu yapmadigima o kadar mutluyum ki . Kariyerimi tamamladim ve her gun sevdigim isi yapiyorum , beni seven ve sevdigim biri ile birlikteyim. Bu dediklerin insani duygular ve kendi gorusum bunun icin evlilik sacma geliyor bana. Evlenmek guzeldir iyidir ama bu sebeple evlenmek acayip sacma geliyor bana.
Burayi yillardir takip ederim 19 yasinda hayatinin askini buldugunu soyleyenleri mi gormedik, 20 yasinda tamamen cahil ama biz birbirimizi seviyoruz diye evlenenleri mi okumadik.. sevmek sevilmek guzel ama once hayat ya..19 yasinda neyi gordun deneyimledin de asktan bahsediyorsun diyesim geldi hep..
velhasil kelam birinin benle cinsellik icin evlenmesini istemezdim. Bu mu yani sadece :/
 
Selamın aleyküm değerli ablalarım ve büyüklerim,
Öncelikle yazacağım şey birçok konuya değindiğim bu nedenle biraz uzun olacak olan fakat genel olarak evlilikle ilgili düşüncelerime dalan bir sorun olacak… Hatta bir nevi içimi dökme daha çok. Bir de, psikolojik olarak nasıl bir çare sunulabileceğine dair bir fikriniz varsa çok ihtiyacım var, lütfen paylaşın.

Ben 20 yaşımda oldukça genç bir kızım, fakat konu şu ki çok derin bir evlilik isteğim var. Bana oldukça küçük olduğumu söyleyeceksinizdir, biliyorum çok haklısınız. Zaten hayatımda biri de yok hani, kararı verip vermeme aşamasında falan değilim. Sorunum benim bunu nasıl yenebileceğim, ya da bununla nasıl yaşayacağım…
Ben küçüklüğümden beri asla ve kat’a evlenmeyeceğim vs. yorumlarında bulunmadım, yani o ergenliğin verdiği bir isyan yoktu bende evliliğe karşı.



Ayrıca maalesef bizim nesil cinselliğe erken yaşlarda şahit oluyor, benim çok açık seçik videolara şahit olmam ilköğretime kadar dayanır diyeyim size. Bunu niye anlattım, biyolojik olarak tetiklediğini düşündüğümdendir belki. Çünkü ergenliğimden beri her yatağıma girdiğimde, istisnasız her gece olmak üzere, yanımda biri olsun istedim. Birine sarılma ihtiyacı duydum. Bu biri dediğim de tabii ki bir erkek.. Hep bir iki yastık fazlasıyla uyurum ben, sarılmak isterim çünkü. Hayal ederim zihnimde, canlandırırım. Kendimi daha çok farkına vardığım 17’li 18’li yaşlara doğru eskiden duyduğum sarılma ihtiyacı bir de yavaş yavaş cinsel istekte buldu kendini. Doğal olarak hormonların fırladığı dönemler, anlıyorum. Ama her akşam yatağa girdiğimde bu erkek sıcaklığını istemek ve buna dair canlandırmalar yapmak beni gerçekten çok yoruyor. Şu an 20 yaşımda, hâlâ, her yatışımda biri diyorum sarılsa keşke, öpüp koklasa… O kadar ihtiyacım var ki..
Ben dindar, başörtülü bir kızım ve şu vakte kadar flörtüm olmadı hiç, lisem kız lisesiydi ve şimdi üniversitede de biri olmadı tabii ki. Hem ortalama güzellikte bir kızım, içe kapanık biriyim bu yüzden ortamlara girmek de benlik değil, kendi küçük çevremde takılmayı seviyorum. Dolayısıyla dışımdan beğenilmeyince içimi de merak edip gelen olmadı hiç. Zaten evlilik dışı bir ilişkiye de asla razı olmam Allah doğru yoldan ayırmasın.

Ben kendimi bu konuda birine açmak istediğimde bana hayatta birçok başka meşguliyetlerimin olduğunu, onlarla ilgilenirsem unutacağımı, zaten evliliği düşünmek için yaşımın çok erken olduğunu vs söylüyorlar.

Ben bu cevapları hatmettim, ama şu konuda empati yapılmıyor bana karşı: Ben şu an Türkiye’deki akla gelen ilk iyi üniversitelerden birinde okuyorum. Yani meşguliyet dediğimiz durum benim için olağan, tam olarak kendimi veremesem de akademik olarak çabalayan, başarılı bir altyapısı olan biriyimdir.
Ayrıca gün içinde ne kadar meşguliyet içinde olursam olayım benim o gece gideceğim yer yatağım oluyor. Ve 13-14 yaşlarımdan beri o yatak kavramı ve o yalnızlık hissiyatı benim kafamda eşitlenmiş durumda. Yani ne kadar gün içimi dolu dolu geçirirsem geçireyim, her gece ben yatağa girdiğimde bunu kesin olarak yaşıyorum, bu duygu durumumdan kaçışım söz konusu değil. Ki ister istemez gün içine de bir hayli sıçrıyor bu durum. Odaklanmamı zorlaştıracak derecede.
Biraz açıkça yazacağım: Çok utanarak söylüyorum ki, libidom da çok yüksektir, hemen yükselebiliyorum hatta cinsel içerikli videolar izlediğim dönemler oldu ve yine yakın zamanlarda kendime dokunduğum bir sırada orgazmı keşfettim yanlışlıkla. Yanlışlıkla diyorum çünkü amacım bu değildi, hep çekinirdim kendime daha fazla dokunmaya. Ama o sırada kendime iyi hissettire hissettire orgazma kadar geldim. O sıra farkında değildim ama kahkaha attım, dedim ki orgazm oldum sanırım… Sonra Rabbim dedim, bir insan vücuduna böyle bir hissiyat mekanizması koymuşsun, şükürler olsun muhteşem bir şey… Fakat öyle üzüldüm ki, yaşadığım klitoris orgazmı olsa da keşke bunu evlendiğim insanla ilk olarak tatsaydım dedim. Bir de bu hissiyatı tekrar ve tekrar yaşamak istedim, aralıklarla mastürbasyon yapmaya başladım. Geçenlerde bunu kestim, çünkü nefsime bahane olarak hep helal bir dairede, kocam olmadığı için kendimi bu şekilde tatmin etmek tek yolum diyordum. Kendimi yatağa girdiğimde zor tutuyorum maalesef, çünkü o yalnızlık hissiyatını unutturan, beni kısacık bir an bile olsa cinsel bir hazza kavuşturup rahatlatan, uykuya daldıran bir çareydi. Ben kolay uyuyabilen biri değilim, ancak ve ancak gerçekten yorgun olursam 10-15 dkda dalma olabilir. Onun dışında her gün 30+ dakika uyumaya çalışırım. Buna yalnızlığı tattığım süre de diyebilirsiniz.
Şu vakte kadar elimde olmayan sebeplerden dolayı her Allah’ın günü, gün içinde en az yarım saat olmak üzere bu konu hakkında beynim yoruluyor. Düşünün, kaç yıldır günlük yarım saatinizi ayırdığınız bir şey olsa kim bilir ne raddeye gelirdiniz.

Bakınız, şunu unut deyince, ya da iç sesinize kes sesini dediğiniz zaman da susturamazsınız onları. Yani bu yüzden elimde değil diyorum. “Belki sorun bulunduğun yataktır, değiştirirsen hislerin de değişebilir. ” diye belirtecek olursanız da cevap hayır, sorun yatak kavramında. Yani herhangi bir yatma alanı beni bu sıcaklığı aramaya götürüyor.

Daha arkaplanda çok fazla konu var.. Biraz psikolojik olarak deli duruyorum değil mi? Her neyse, işte bu yüzden evliliği hayatımın çok önemli bir alanına koyuyorum. Sanki bir ilaç, bir şifa kaynağı olacakmış gibi..

Benim nihai sorum ise: evlenmeden bunun çaresini bulabilir miyim?
Biliyorum ki bir insanı, bir erkeği direkt ilaç olarak görmek acayip tehlikeli olsa gerek. Bazen de deniliyor ki, kendinize dönün bakın, evliliği her şeyi çözecekmiş gibi bir yanılsamaya sokmayın.. Fakat ben nasıl kurtulacağım bundan? Allah’ım bir erkeği vesile kılamaz mı yani?

Her gece yanım boş uyuma, yalnızlık duygularını ezberledim. Artık beynim, bilincim, vücudum ve kalbim bu ezberi tekrarlayıp duruyor, istisnasız her gece. Evlilik yoksa, benim somut olarak nasıl bir şifam olabilir ablalarım soruyorum size? Psikiyatriye öfke problemimden dolayı gitmiştim, hatta düşük dozda da olsa bi 6 ay ilaç kullanımım oldu. Çözümlendirdiğim için bıraktım, fakat antidepresan gerçekten şeker falan değildir, sevmediğim için ne kadar hızlı bıraksam o kadar iyiydi, buna zorunda kalmadıkça Allah kimseyi düşürmesin. Zaten bu tarz bir soruna da ilaç ne yapabilir ki?

Psikoloğa gitmedim, ama gitsem ne olur ki diyorum.. O derin, yoğun arzuyu konuşarak nasıl aşabilirim? Yatağa yattığımda nasıl dur diyebilirim ki kendime? Bunların aktarımını da en yakın arkadaşlarıma yaptım, yani olay içini dökmekte de değil…

Allah’ıma çok dua ediyorum, doğru olan insanı, hayırlı olan insanı karşıma çıkarması için. Üniversitede de nasip olursa evlenirim diyordum hep, okurken evlenmek ya da erken evlenmek beni korkutan olgular değil. Arkadaşlarımla eve çıktığım için yemek yapmayı da pratikleştiriyorum, ev sorumluluklarımı yerine getirmeye çalışıyorum. Dediğim gibi hiç “evlenmeyeceğim” düsturuna sahip olmadığım için beynim kendini hep ikna ediyor ve pasif olarak buna hazırlıyordu.

Çokça toplu taşıma araçlarına biniyorum, üniversite ortamı deseniz malum. Hiçbir erkekten etkilenmemek için kafamı kaldırmıyorum bile artık. Bir erkeğin kısacık da olsa gözlerine bakmak o kadar içimi yakıyor ki inanın mantığım kuvvetli bir insan olmasam kendi kendimi kaptırıp duygusal acı çektireceğim çok vaktim olurdu.
Şu anda mecburen devamlı grup içerisinde bulunduğum bir ortam var ve gruptaki bir erkeğin davasını kovalayışına, duruşuna ve olgunluğuna o kadar hayranım ki… Etrafımda da Maşallah çok güzel kızlar var, bana gelene kadar ohoo diyorum. Psikolojik olarak bir de buradan yıpranıyorum.. İnsan kendini kabul etmeli: güzel değilim, eli yüzü düzgünüm sadece. Yani beğenilme sıralarında geride olurum. Erkekler de güzele bakan varlıklar, ne yapalım.. Kız olunca teklif de edemiyorsun erkek gibi, beklemen gerekiyor. Ben güzel olsam belki yol kısmını döşerdim de neyime güveneyim.


Bunları kendimi aşağılamak için değil, kendimi kabul ettiğim için söylüyorum. Yani ben Türkiye ortalaması kızlardan aklen, mantıken daha ilerideyim, akademik başarı olarak da yani. Ama güzellik pek yok işte. Zaten erkeklerde genelde güzelliği az çok ikinci plana atma tutumu +30 yaşlardan başlıyor. Ondan öncesinde tanışmalar hep fiziksel güzellikten başlıyor gibi geliyor bana.. Yani ben geç vakte kalan adaylardayım gibi..

Günümüzde evlenme yaşları bayağı gecikti. Bir de benim çevremde, akrabalarımda falan öyle kız arayan da yok yani. Muhtemelen beni de yaşı küçük olarak görürler şu hâlimle de. Yani ablalarım ben ne yapacağım bilmiyorum. Dualara çok ihtiyacım var sanırım, hayırlı bir kısmet için. Bir de insan neyi çok istiyorsa onunla imtihan edilirmiş. Bu yüzden de çok geriliyorum, çünkü evlilik isteğim sönmüyor bir türlü…

Lütfen benim için dua edin. Ahlakı yerinde, uyumlu, doğru ve hayırlı insanı bulmam için… Bana nasihatleriniz, yorumlarınız, çözümleriniz varsa da dinlemekten çok memnun olurum. Buraya kadar okuyan varsa çok teşekkür ederim, sağlıcakla kalın.
Tamamını okuma fırsatı buldum , cinsellikle erken yaşta tanışmana şaşırdım muhafazakâr bir ailede büyüyüp buna maruz kalmanız sasirtici, bana kalırsa cinsellik tabu gibi sürekli konuşulduğu, size ulaşılmaz göründüğü için bu kadar mesguliyetiniz haline dönüşmüş,kendinizi hissettikleriniz için suclamiyor olmanızda bu süreçteki en iyi şey gibi . Eşinizle mükemmel bir uyum içinde olmanız belki de mümkün olmayacak zaten fikir olarak evlen denmesini beklemiyor gibisiniz belki cinsel terapi alınabilir yada her ihtiyaç duyduğunuz da mastürbasyon yapabilirsiniz bu belki arzunuzu azaltır , bunu imtihaniniz gibi düşünmekte işinizi kolaylaştırır bu kadar yüksek libido ile basetmek sizin imtihaniniz böyle kabul ederseniz imtihanı evlilikten cinselliğe evirmis olursunuz
 
Ya cinsellik yasamadan, bakireyken libidosu tavanda gezen var miydi, bana sank Mahmut abinin cani sikilmis gibi geldi. Gerci cok da okuyamadim sinirim bozuldu vhdhf
 
Ya cinsellik yasamadan, bakireyken libidosu tavanda gezen var miydi, bana sank Mahmut abinin cani sikilmis gibi geldi. Gerci cok da okuyamadim sinirim bozuldu vhdhf
Libidodan ziyade romantizm. Evet bakire kadının libidosu olur, mast yaparken parmağım kaçtı kızlık zarım bozulmuş mudur diye tonla konu açılıyor.
 
Selamın aleyküm değerli ablalarım ve büyüklerim,
Öncelikle yazacağım şey birçok konuya değindiğim bu nedenle biraz uzun olacak olan fakat genel olarak evlilikle ilgili düşüncelerime dalan bir sorun olacak… Hatta bir nevi içimi dökme daha çok. Bir de, psikolojik olarak nasıl bir çare sunulabileceğine dair bir fikriniz varsa çok ihtiyacım var, lütfen paylaşın.

Ben 20 yaşımda oldukça genç bir kızım, fakat konu şu ki çok derin bir evlilik isteğim var. Bana oldukça küçük olduğumu söyleyeceksinizdir, biliyorum çok haklısınız. Zaten hayatımda biri de yok hani, kararı verip vermeme aşamasında falan değilim. Sorunum benim bunu nasıl yenebileceğim, ya da bununla nasıl yaşayacağım…
Ben küçüklüğümden beri asla ve kat’a evlenmeyeceğim vs. yorumlarında bulunmadım, yani o ergenliğin verdiği bir isyan yoktu bende evliliğe karşı.



Ayrıca maalesef bizim nesil cinselliğe erken yaşlarda şahit oluyor, benim çok açık seçik videolara şahit olmam ilköğretime kadar dayanır diyeyim size. Bunu niye anlattım, biyolojik olarak tetiklediğini düşündüğümdendir belki. Çünkü ergenliğimden beri her yatağıma girdiğimde, istisnasız her gece olmak üzere, yanımda biri olsun istedim. Birine sarılma ihtiyacı duydum. Bu biri dediğim de tabii ki bir erkek.. Hep bir iki yastık fazlasıyla uyurum ben, sarılmak isterim çünkü. Hayal ederim zihnimde, canlandırırım. Kendimi daha çok farkına vardığım 17’li 18’li yaşlara doğru eskiden duyduğum sarılma ihtiyacı bir de yavaş yavaş cinsel istekte buldu kendini. Doğal olarak hormonların fırladığı dönemler, anlıyorum. Ama her akşam yatağa girdiğimde bu erkek sıcaklığını istemek ve buna dair canlandırmalar yapmak beni gerçekten çok yoruyor. Şu an 20 yaşımda, hâlâ, her yatışımda biri diyorum sarılsa keşke, öpüp koklasa… O kadar ihtiyacım var ki..
Ben dindar, başörtülü bir kızım ve şu vakte kadar flörtüm olmadı hiç, lisem kız lisesiydi ve şimdi üniversitede de biri olmadı tabii ki. Hem ortalama güzellikte bir kızım, içe kapanık biriyim bu yüzden ortamlara girmek de benlik değil, kendi küçük çevremde takılmayı seviyorum. Dolayısıyla dışımdan beğenilmeyince içimi de merak edip gelen olmadı hiç. Zaten evlilik dışı bir ilişkiye de asla razı olmam Allah doğru yoldan ayırmasın.

Ben kendimi bu konuda birine açmak istediğimde bana hayatta birçok başka meşguliyetlerimin olduğunu, onlarla ilgilenirsem unutacağımı, zaten evliliği düşünmek için yaşımın çok erken olduğunu vs söylüyorlar.

Ben bu cevapları hatmettim, ama şu konuda empati yapılmıyor bana karşı: Ben şu an Türkiye’deki akla gelen ilk iyi üniversitelerden birinde okuyorum. Yani meşguliyet dediğimiz durum benim için olağan, tam olarak kendimi veremesem de akademik olarak çabalayan, başarılı bir altyapısı olan biriyimdir.
Ayrıca gün içinde ne kadar meşguliyet içinde olursam olayım benim o gece gideceğim yer yatağım oluyor. Ve 13-14 yaşlarımdan beri o yatak kavramı ve o yalnızlık hissiyatı benim kafamda eşitlenmiş durumda. Yani ne kadar gün içimi dolu dolu geçirirsem geçireyim, her gece ben yatağa girdiğimde bunu kesin olarak yaşıyorum, bu duygu durumumdan kaçışım söz konusu değil. Ki ister istemez gün içine de bir hayli sıçrıyor bu durum. Odaklanmamı zorlaştıracak derecede.
Biraz açıkça yazacağım: Çok utanarak söylüyorum ki, libidom da çok yüksektir, hemen yükselebiliyorum hatta cinsel içerikli videolar izlediğim dönemler oldu ve yine yakın zamanlarda kendime dokunduğum bir sırada orgazmı keşfettim yanlışlıkla. Yanlışlıkla diyorum çünkü amacım bu değildi, hep çekinirdim kendime daha fazla dokunmaya. Ama o sırada kendime iyi hissettire hissettire orgazma kadar geldim. O sıra farkında değildim ama kahkaha attım, dedim ki orgazm oldum sanırım… Sonra Rabbim dedim, bir insan vücuduna böyle bir hissiyat mekanizması koymuşsun, şükürler olsun muhteşem bir şey… Fakat öyle üzüldüm ki, yaşadığım klitoris orgazmı olsa da keşke bunu evlendiğim insanla ilk olarak tatsaydım dedim. Bir de bu hissiyatı tekrar ve tekrar yaşamak istedim, aralıklarla mastürbasyon yapmaya başladım. Geçenlerde bunu kestim, çünkü nefsime bahane olarak hep helal bir dairede, kocam olmadığı için kendimi bu şekilde tatmin etmek tek yolum diyordum. Kendimi yatağa girdiğimde zor tutuyorum maalesef, çünkü o yalnızlık hissiyatını unutturan, beni kısacık bir an bile olsa cinsel bir hazza kavuşturup rahatlatan, uykuya daldıran bir çareydi. Ben kolay uyuyabilen biri değilim, ancak ve ancak gerçekten yorgun olursam 10-15 dkda dalma olabilir. Onun dışında her gün 30+ dakika uyumaya çalışırım. Buna yalnızlığı tattığım süre de diyebilirsiniz.
Şu vakte kadar elimde olmayan sebeplerden dolayı her Allah’ın günü, gün içinde en az yarım saat olmak üzere bu konu hakkında beynim yoruluyor. Düşünün, kaç yıldır günlük yarım saatinizi ayırdığınız bir şey olsa kim bilir ne raddeye gelirdiniz.

Bakınız, şunu unut deyince, ya da iç sesinize kes sesini dediğiniz zaman da susturamazsınız onları. Yani bu yüzden elimde değil diyorum. “Belki sorun bulunduğun yataktır, değiştirirsen hislerin de değişebilir. ” diye belirtecek olursanız da cevap hayır, sorun yatak kavramında. Yani herhangi bir yatma alanı beni bu sıcaklığı aramaya götürüyor.

Daha arkaplanda çok fazla konu var.. Biraz psikolojik olarak deli duruyorum değil mi? Her neyse, işte bu yüzden evliliği hayatımın çok önemli bir alanına koyuyorum. Sanki bir ilaç, bir şifa kaynağı olacakmış gibi..

Benim nihai sorum ise: evlenmeden bunun çaresini bulabilir miyim?
Biliyorum ki bir insanı, bir erkeği direkt ilaç olarak görmek acayip tehlikeli olsa gerek. Bazen de deniliyor ki, kendinize dönün bakın, evliliği her şeyi çözecekmiş gibi bir yanılsamaya sokmayın.. Fakat ben nasıl kurtulacağım bundan? Allah’ım bir erkeği vesile kılamaz mı yani?

Her gece yanım boş uyuma, yalnızlık duygularını ezberledim. Artık beynim, bilincim, vücudum ve kalbim bu ezberi tekrarlayıp duruyor, istisnasız her gece. Evlilik yoksa, benim somut olarak nasıl bir şifam olabilir ablalarım soruyorum size? Psikiyatriye öfke problemimden dolayı gitmiştim, hatta düşük dozda da olsa bi 6 ay ilaç kullanımım oldu. Çözümlendirdiğim için bıraktım, fakat antidepresan gerçekten şeker falan değildir, sevmediğim için ne kadar hızlı bıraksam o kadar iyiydi, buna zorunda kalmadıkça Allah kimseyi düşürmesin. Zaten bu tarz bir soruna da ilaç ne yapabilir ki?

Psikoloğa gitmedim, ama gitsem ne olur ki diyorum.. O derin, yoğun arzuyu konuşarak nasıl aşabilirim? Yatağa yattığımda nasıl dur diyebilirim ki kendime? Bunların aktarımını da en yakın arkadaşlarıma yaptım, yani olay içini dökmekte de değil…

Allah’ıma çok dua ediyorum, doğru olan insanı, hayırlı olan insanı karşıma çıkarması için. Üniversitede de nasip olursa evlenirim diyordum hep, okurken evlenmek ya da erken evlenmek beni korkutan olgular değil. Arkadaşlarımla eve çıktığım için yemek yapmayı da pratikleştiriyorum, ev sorumluluklarımı yerine getirmeye çalışıyorum. Dediğim gibi hiç “evlenmeyeceğim” düsturuna sahip olmadığım için beynim kendini hep ikna ediyor ve pasif olarak buna hazırlıyordu.

Çokça toplu taşıma araçlarına biniyorum, üniversite ortamı deseniz malum. Hiçbir erkekten etkilenmemek için kafamı kaldırmıyorum bile artık. Bir erkeğin kısacık da olsa gözlerine bakmak o kadar içimi yakıyor ki inanın mantığım kuvvetli bir insan olmasam kendi kendimi kaptırıp duygusal acı çektireceğim çok vaktim olurdu.
Şu anda mecburen devamlı grup içerisinde bulunduğum bir ortam var ve gruptaki bir erkeğin davasını kovalayışına, duruşuna ve olgunluğuna o kadar hayranım ki… Etrafımda da Maşallah çok güzel kızlar var, bana gelene kadar ohoo diyorum. Psikolojik olarak bir de buradan yıpranıyorum.. İnsan kendini kabul etmeli: güzel değilim, eli yüzü düzgünüm sadece. Yani beğenilme sıralarında geride olurum. Erkekler de güzele bakan varlıklar, ne yapalım.. Kız olunca teklif de edemiyorsun erkek gibi, beklemen gerekiyor. Ben güzel olsam belki yol kısmını döşerdim de neyime güveneyim.


Bunları kendimi aşağılamak için değil, kendimi kabul ettiğim için söylüyorum. Yani ben Türkiye ortalaması kızlardan aklen, mantıken daha ilerideyim, akademik başarı olarak da yani. Ama güzellik pek yok işte. Zaten erkeklerde genelde güzelliği az çok ikinci plana atma tutumu +30 yaşlardan başlıyor. Ondan öncesinde tanışmalar hep fiziksel güzellikten başlıyor gibi geliyor bana.. Yani ben geç vakte kalan adaylardayım gibi..

Günümüzde evlenme yaşları bayağı gecikti. Bir de benim çevremde, akrabalarımda falan öyle kız arayan da yok yani. Muhtemelen beni de yaşı küçük olarak görürler şu hâlimle de. Yani ablalarım ben ne yapacağım bilmiyorum. Dualara çok ihtiyacım var sanırım, hayırlı bir kısmet için. Bir de insan neyi çok istiyorsa onunla imtihan edilirmiş. Bu yüzden de çok geriliyorum, çünkü evlilik isteğim sönmüyor bir türlü…

Lütfen benim için dua edin. Ahlakı yerinde, uyumlu, doğru ve hayırlı insanı bulmam için… Bana nasihatleriniz, yorumlarınız, çözümleriniz varsa da dinlemekten çok memnun olurum. Buraya kadar okuyan varsa çok teşekkür ederim, sağlıcakla kalın.
Annene söyle eğer hormonların normalden fazla ise psikolog a git veya evlenmek istediğini herkese citlat
 
Selamın aleyküm değerli ablalarım ve büyüklerim,
Öncelikle yazacağım şey birçok konuya değindiğim bu nedenle biraz uzun olacak olan fakat genel olarak evlilikle ilgili düşüncelerime dalan bir sorun olacak… Hatta bir nevi içimi dökme daha çok. Bir de, psikolojik olarak nasıl bir çare sunulabileceğine dair bir fikriniz varsa çok ihtiyacım var, lütfen paylaşın.

Ben 20 yaşımda oldukça genç bir kızım, fakat konu şu ki çok derin bir evlilik isteğim var. Bana oldukça küçük olduğumu söyleyeceksinizdir, biliyorum çok haklısınız. Zaten hayatımda biri de yok hani, kararı verip vermeme aşamasında falan değilim. Sorunum benim bunu nasıl yenebileceğim, ya da bununla nasıl yaşayacağım…
Ben küçüklüğümden beri asla ve kat’a evlenmeyeceğim vs. yorumlarında bulunmadım, yani o ergenliğin verdiği bir isyan yoktu bende evliliğe karşı.



Ayrıca maalesef bizim nesil cinselliğe erken yaşlarda şahit oluyor, benim çok açık seçik videolara şahit olmam ilköğretime kadar dayanır diyeyim size. Bunu niye anlattım, biyolojik olarak tetiklediğini düşündüğümdendir belki. Çünkü ergenliğimden beri her yatağıma girdiğimde, istisnasız her gece olmak üzere, yanımda biri olsun istedim. Birine sarılma ihtiyacı duydum. Bu biri dediğim de tabii ki bir erkek.. Hep bir iki yastık fazlasıyla uyurum ben, sarılmak isterim çünkü. Hayal ederim zihnimde, canlandırırım. Kendimi daha çok farkına vardığım 17’li 18’li yaşlara doğru eskiden duyduğum sarılma ihtiyacı bir de yavaş yavaş cinsel istekte buldu kendini. Doğal olarak hormonların fırladığı dönemler, anlıyorum. Ama her akşam yatağa girdiğimde bu erkek sıcaklığını istemek ve buna dair canlandırmalar yapmak beni gerçekten çok yoruyor. Şu an 20 yaşımda, hâlâ, her yatışımda biri diyorum sarılsa keşke, öpüp koklasa… O kadar ihtiyacım var ki..
Ben dindar, başörtülü bir kızım ve şu vakte kadar flörtüm olmadı hiç, lisem kız lisesiydi ve şimdi üniversitede de biri olmadı tabii ki. Hem ortalama güzellikte bir kızım, içe kapanık biriyim bu yüzden ortamlara girmek de benlik değil, kendi küçük çevremde takılmayı seviyorum. Dolayısıyla dışımdan beğenilmeyince içimi de merak edip gelen olmadı hiç. Zaten evlilik dışı bir ilişkiye de asla razı olmam Allah doğru yoldan ayırmasın.

Ben kendimi bu konuda birine açmak istediğimde bana hayatta birçok başka meşguliyetlerimin olduğunu, onlarla ilgilenirsem unutacağımı, zaten evliliği düşünmek için yaşımın çok erken olduğunu vs söylüyorlar.

Ben bu cevapları hatmettim, ama şu konuda empati yapılmıyor bana karşı: Ben şu an Türkiye’deki akla gelen ilk iyi üniversitelerden birinde okuyorum. Yani meşguliyet dediğimiz durum benim için olağan, tam olarak kendimi veremesem de akademik olarak çabalayan, başarılı bir altyapısı olan biriyimdir.
Ayrıca gün içinde ne kadar meşguliyet içinde olursam olayım benim o gece gideceğim yer yatağım oluyor. Ve 13-14 yaşlarımdan beri o yatak kavramı ve o yalnızlık hissiyatı benim kafamda eşitlenmiş durumda. Yani ne kadar gün içimi dolu dolu geçirirsem geçireyim, her gece ben yatağa girdiğimde bunu kesin olarak yaşıyorum, bu duygu durumumdan kaçışım söz konusu değil. Ki ister istemez gün içine de bir hayli sıçrıyor bu durum. Odaklanmamı zorlaştıracak derecede.
Biraz açıkça yazacağım: Çok utanarak söylüyorum ki, libidom da çok yüksektir, hemen yükselebiliyorum hatta cinsel içerikli videolar izlediğim dönemler oldu ve yine yakın zamanlarda kendime dokunduğum bir sırada orgazmı keşfettim yanlışlıkla. Yanlışlıkla diyorum çünkü amacım bu değildi, hep çekinirdim kendime daha fazla dokunmaya. Ama o sırada kendime iyi hissettire hissettire orgazma kadar geldim. O sıra farkında değildim ama kahkaha attım, dedim ki orgazm oldum sanırım… Sonra Rabbim dedim, bir insan vücuduna böyle bir hissiyat mekanizması koymuşsun, şükürler olsun muhteşem bir şey… Fakat öyle üzüldüm ki, yaşadığım klitoris orgazmı olsa da keşke bunu evlendiğim insanla ilk olarak tatsaydım dedim. Bir de bu hissiyatı tekrar ve tekrar yaşamak istedim, aralıklarla mastürbasyon yapmaya başladım. Geçenlerde bunu kestim, çünkü nefsime bahane olarak hep helal bir dairede, kocam olmadığı için kendimi bu şekilde tatmin etmek tek yolum diyordum. Kendimi yatağa girdiğimde zor tutuyorum maalesef, çünkü o yalnızlık hissiyatını unutturan, beni kısacık bir an bile olsa cinsel bir hazza kavuşturup rahatlatan, uykuya daldıran bir çareydi. Ben kolay uyuyabilen biri değilim, ancak ve ancak gerçekten yorgun olursam 10-15 dkda dalma olabilir. Onun dışında her gün 30+ dakika uyumaya çalışırım. Buna yalnızlığı tattığım süre de diyebilirsiniz.
Şu vakte kadar elimde olmayan sebeplerden dolayı her Allah’ın günü, gün içinde en az yarım saat olmak üzere bu konu hakkında beynim yoruluyor. Düşünün, kaç yıldır günlük yarım saatinizi ayırdığınız bir şey olsa kim bilir ne raddeye gelirdiniz.

Bakınız, şunu unut deyince, ya da iç sesinize kes sesini dediğiniz zaman da susturamazsınız onları. Yani bu yüzden elimde değil diyorum. “Belki sorun bulunduğun yataktır, değiştirirsen hislerin de değişebilir. ” diye belirtecek olursanız da cevap hayır, sorun yatak kavramında. Yani herhangi bir yatma alanı beni bu sıcaklığı aramaya götürüyor.

Daha arkaplanda çok fazla konu var.. Biraz psikolojik olarak deli duruyorum değil mi? Her neyse, işte bu yüzden evliliği hayatımın çok önemli bir alanına koyuyorum. Sanki bir ilaç, bir şifa kaynağı olacakmış gibi..

Benim nihai sorum ise: evlenmeden bunun çaresini bulabilir miyim?
Biliyorum ki bir insanı, bir erkeği direkt ilaç olarak görmek acayip tehlikeli olsa gerek. Bazen de deniliyor ki, kendinize dönün bakın, evliliği her şeyi çözecekmiş gibi bir yanılsamaya sokmayın.. Fakat ben nasıl kurtulacağım bundan? Allah’ım bir erkeği vesile kılamaz mı yani?

Her gece yanım boş uyuma, yalnızlık duygularını ezberledim. Artık beynim, bilincim, vücudum ve kalbim bu ezberi tekrarlayıp duruyor, istisnasız her gece. Evlilik yoksa, benim somut olarak nasıl bir şifam olabilir ablalarım soruyorum size? Psikiyatriye öfke problemimden dolayı gitmiştim, hatta düşük dozda da olsa bi 6 ay ilaç kullanımım oldu. Çözümlendirdiğim için bıraktım, fakat antidepresan gerçekten şeker falan değildir, sevmediğim için ne kadar hızlı bıraksam o kadar iyiydi, buna zorunda kalmadıkça Allah kimseyi düşürmesin. Zaten bu tarz bir soruna da ilaç ne yapabilir ki?

Psikoloğa gitmedim, ama gitsem ne olur ki diyorum.. O derin, yoğun arzuyu konuşarak nasıl aşabilirim? Yatağa yattığımda nasıl dur diyebilirim ki kendime? Bunların aktarımını da en yakın arkadaşlarıma yaptım, yani olay içini dökmekte de değil…

Allah’ıma çok dua ediyorum, doğru olan insanı, hayırlı olan insanı karşıma çıkarması için. Üniversitede de nasip olursa evlenirim diyordum hep, okurken evlenmek ya da erken evlenmek beni korkutan olgular değil. Arkadaşlarımla eve çıktığım için yemek yapmayı da pratikleştiriyorum, ev sorumluluklarımı yerine getirmeye çalışıyorum. Dediğim gibi hiç “evlenmeyeceğim” düsturuna sahip olmadığım için beynim kendini hep ikna ediyor ve pasif olarak buna hazırlıyordu.

Çokça toplu taşıma araçlarına biniyorum, üniversite ortamı deseniz malum. Hiçbir erkekten etkilenmemek için kafamı kaldırmıyorum bile artık. Bir erkeğin kısacık da olsa gözlerine bakmak o kadar içimi yakıyor ki inanın mantığım kuvvetli bir insan olmasam kendi kendimi kaptırıp duygusal acı çektireceğim çok vaktim olurdu.
Şu anda mecburen devamlı grup içerisinde bulunduğum bir ortam var ve gruptaki bir erkeğin davasını kovalayışına, duruşuna ve olgunluğuna o kadar hayranım ki… Etrafımda da Maşallah çok güzel kızlar var, bana gelene kadar ohoo diyorum. Psikolojik olarak bir de buradan yıpranıyorum.. İnsan kendini kabul etmeli: güzel değilim, eli yüzü düzgünüm sadece. Yani beğenilme sıralarında geride olurum. Erkekler de güzele bakan varlıklar, ne yapalım.. Kız olunca teklif de edemiyorsun erkek gibi, beklemen gerekiyor. Ben güzel olsam belki yol kısmını döşerdim de neyime güveneyim.


Bunları kendimi aşağılamak için değil, kendimi kabul ettiğim için söylüyorum. Yani ben Türkiye ortalaması kızlardan aklen, mantıken daha ilerideyim, akademik başarı olarak da yani. Ama güzellik pek yok işte. Zaten erkeklerde genelde güzelliği az çok ikinci plana atma tutumu +30 yaşlardan başlıyor. Ondan öncesinde tanışmalar hep fiziksel güzellikten başlıyor gibi geliyor bana.. Yani ben geç vakte kalan adaylardayım gibi..

Günümüzde evlenme yaşları bayağı gecikti. Bir de benim çevremde, akrabalarımda falan öyle kız arayan da yok yani. Muhtemelen beni de yaşı küçük olarak görürler şu hâlimle de. Yani ablalarım ben ne yapacağım bilmiyorum. Dualara çok ihtiyacım var sanırım, hayırlı bir kısmet için. Bir de insan neyi çok istiyorsa onunla imtihan edilirmiş. Bu yüzden de çok geriliyorum, çünkü evlilik isteğim sönmüyor bir türlü…

Lütfen benim için dua edin. Ahlakı yerinde, uyumlu, doğru ve hayırlı insanı bulmam için… Bana nasihatleriniz, yorumlarınız, çözümleriniz varsa da dinlemekten çok memnun olurum. Buraya kadar okuyan varsa çok teşekkür ederim, sağlıcakla kalın.
Evlen canım
 
Selamın aleyküm değerli ablalarım ve büyüklerim,
Öncelikle yazacağım şey birçok konuya değindiğim bu nedenle biraz uzun olacak olan fakat genel olarak evlilikle ilgili düşüncelerime dalan bir sorun olacak… Hatta bir nevi içimi dökme daha çok. Bir de, psikolojik olarak nasıl bir çare sunulabileceğine dair bir fikriniz varsa çok ihtiyacım var, lütfen paylaşın.

Ben 20 yaşımda oldukça genç bir kızım, fakat konu şu ki çok derin bir evlilik isteğim var. Bana oldukça küçük olduğumu söyleyeceksinizdir, biliyorum çok haklısınız. Zaten hayatımda biri de yok hani, kararı verip vermeme aşamasında falan değilim. Sorunum benim bunu nasıl yenebileceğim, ya da bununla nasıl yaşayacağım…
Ben küçüklüğümden beri asla ve kat’a evlenmeyeceğim vs. yorumlarında bulunmadım, yani o ergenliğin verdiği bir isyan yoktu bende evliliğe karşı.



Ayrıca maalesef bizim nesil cinselliğe erken yaşlarda şahit oluyor, benim çok açık seçik videolara şahit olmam ilköğretime kadar dayanır diyeyim size. Bunu niye anlattım, biyolojik olarak tetiklediğini düşündüğümdendir belki. Çünkü ergenliğimden beri her yatağıma girdiğimde, istisnasız her gece olmak üzere, yanımda biri olsun istedim. Birine sarılma ihtiyacı duydum. Bu biri dediğim de tabii ki bir erkek.. Hep bir iki yastık fazlasıyla uyurum ben, sarılmak isterim çünkü. Hayal ederim zihnimde, canlandırırım. Kendimi daha çok farkına vardığım 17’li 18’li yaşlara doğru eskiden duyduğum sarılma ihtiyacı bir de yavaş yavaş cinsel istekte buldu kendini. Doğal olarak hormonların fırladığı dönemler, anlıyorum. Ama her akşam yatağa girdiğimde bu erkek sıcaklığını istemek ve buna dair canlandırmalar yapmak beni gerçekten çok yoruyor. Şu an 20 yaşımda, hâlâ, her yatışımda biri diyorum sarılsa keşke, öpüp koklasa… O kadar ihtiyacım var ki..
Ben dindar, başörtülü bir kızım ve şu vakte kadar flörtüm olmadı hiç, lisem kız lisesiydi ve şimdi üniversitede de biri olmadı tabii ki. Hem ortalama güzellikte bir kızım, içe kapanık biriyim bu yüzden ortamlara girmek de benlik değil, kendi küçük çevremde takılmayı seviyorum. Dolayısıyla dışımdan beğenilmeyince içimi de merak edip gelen olmadı hiç. Zaten evlilik dışı bir ilişkiye de asla razı olmam Allah doğru yoldan ayırmasın.

Ben kendimi bu konuda birine açmak istediğimde bana hayatta birçok başka meşguliyetlerimin olduğunu, onlarla ilgilenirsem unutacağımı, zaten evliliği düşünmek için yaşımın çok erken olduğunu vs söylüyorlar.

Ben bu cevapları hatmettim, ama şu konuda empati yapılmıyor bana karşı: Ben şu an Türkiye’deki akla gelen ilk iyi üniversitelerden birinde okuyorum. Yani meşguliyet dediğimiz durum benim için olağan, tam olarak kendimi veremesem de akademik olarak çabalayan, başarılı bir altyapısı olan biriyimdir.
Ayrıca gün içinde ne kadar meşguliyet içinde olursam olayım benim o gece gideceğim yer yatağım oluyor. Ve 13-14 yaşlarımdan beri o yatak kavramı ve o yalnızlık hissiyatı benim kafamda eşitlenmiş durumda. Yani ne kadar gün içimi dolu dolu geçirirsem geçireyim, her gece ben yatağa girdiğimde bunu kesin olarak yaşıyorum, bu duygu durumumdan kaçışım söz konusu değil. Ki ister istemez gün içine de bir hayli sıçrıyor bu durum. Odaklanmamı zorlaştıracak derecede.
Biraz açıkça yazacağım: Çok utanarak söylüyorum ki, libidom da çok yüksektir, hemen yükselebiliyorum hatta cinsel içerikli videolar izlediğim dönemler oldu ve yine yakın zamanlarda kendime dokunduğum bir sırada orgazmı keşfettim yanlışlıkla. Yanlışlıkla diyorum çünkü amacım bu değildi, hep çekinirdim kendime daha fazla dokunmaya. Ama o sırada kendime iyi hissettire hissettire orgazma kadar geldim. O sıra farkında değildim ama kahkaha attım, dedim ki orgazm oldum sanırım… Sonra Rabbim dedim, bir insan vücuduna böyle bir hissiyat mekanizması koymuşsun, şükürler olsun muhteşem bir şey… Fakat öyle üzüldüm ki, yaşadığım klitoris orgazmı olsa da keşke bunu evlendiğim insanla ilk olarak tatsaydım dedim. Bir de bu hissiyatı tekrar ve tekrar yaşamak istedim, aralıklarla mastürbasyon yapmaya başladım. Geçenlerde bunu kestim, çünkü nefsime bahane olarak hep helal bir dairede, kocam olmadığı için kendimi bu şekilde tatmin etmek tek yolum diyordum. Kendimi yatağa girdiğimde zor tutuyorum maalesef, çünkü o yalnızlık hissiyatını unutturan, beni kısacık bir an bile olsa cinsel bir hazza kavuşturup rahatlatan, uykuya daldıran bir çareydi. Ben kolay uyuyabilen biri değilim, ancak ve ancak gerçekten yorgun olursam 10-15 dkda dalma olabilir. Onun dışında her gün 30+ dakika uyumaya çalışırım. Buna yalnızlığı tattığım süre de diyebilirsiniz.
Şu vakte kadar elimde olmayan sebeplerden dolayı her Allah’ın günü, gün içinde en az yarım saat olmak üzere bu konu hakkında beynim yoruluyor. Düşünün, kaç yıldır günlük yarım saatinizi ayırdığınız bir şey olsa kim bilir ne raddeye gelirdiniz.

Bakınız, şunu unut deyince, ya da iç sesinize kes sesini dediğiniz zaman da susturamazsınız onları. Yani bu yüzden elimde değil diyorum. “Belki sorun bulunduğun yataktır, değiştirirsen hislerin de değişebilir. ” diye belirtecek olursanız da cevap hayır, sorun yatak kavramında. Yani herhangi bir yatma alanı beni bu sıcaklığı aramaya götürüyor.

Daha arkaplanda çok fazla konu var.. Biraz psikolojik olarak deli duruyorum değil mi? Her neyse, işte bu yüzden evliliği hayatımın çok önemli bir alanına koyuyorum. Sanki bir ilaç, bir şifa kaynağı olacakmış gibi..

Benim nihai sorum ise: evlenmeden bunun çaresini bulabilir miyim?
Biliyorum ki bir insanı, bir erkeği direkt ilaç olarak görmek acayip tehlikeli olsa gerek. Bazen de deniliyor ki, kendinize dönün bakın, evliliği her şeyi çözecekmiş gibi bir yanılsamaya sokmayın.. Fakat ben nasıl kurtulacağım bundan? Allah’ım bir erkeği vesile kılamaz mı yani?

Her gece yanım boş uyuma, yalnızlık duygularını ezberledim. Artık beynim, bilincim, vücudum ve kalbim bu ezberi tekrarlayıp duruyor, istisnasız her gece. Evlilik yoksa, benim somut olarak nasıl bir şifam olabilir ablalarım soruyorum size? Psikiyatriye öfke problemimden dolayı gitmiştim, hatta düşük dozda da olsa bi 6 ay ilaç kullanımım oldu. Çözümlendirdiğim için bıraktım, fakat antidepresan gerçekten şeker falan değildir, sevmediğim için ne kadar hızlı bıraksam o kadar iyiydi, buna zorunda kalmadıkça Allah kimseyi düşürmesin. Zaten bu tarz bir soruna da ilaç ne yapabilir ki?

Psikoloğa gitmedim, ama gitsem ne olur ki diyorum.. O derin, yoğun arzuyu konuşarak nasıl aşabilirim? Yatağa yattığımda nasıl dur diyebilirim ki kendime? Bunların aktarımını da en yakın arkadaşlarıma yaptım, yani olay içini dökmekte de değil…

Allah’ıma çok dua ediyorum, doğru olan insanı, hayırlı olan insanı karşıma çıkarması için. Üniversitede de nasip olursa evlenirim diyordum hep, okurken evlenmek ya da erken evlenmek beni korkutan olgular değil. Arkadaşlarımla eve çıktığım için yemek yapmayı da pratikleştiriyorum, ev sorumluluklarımı yerine getirmeye çalışıyorum. Dediğim gibi hiç “evlenmeyeceğim” düsturuna sahip olmadığım için beynim kendini hep ikna ediyor ve pasif olarak buna hazırlıyordu.

Çokça toplu taşıma araçlarına biniyorum, üniversite ortamı deseniz malum. Hiçbir erkekten etkilenmemek için kafamı kaldırmıyorum bile artık. Bir erkeğin kısacık da olsa gözlerine bakmak o kadar içimi yakıyor ki inanın mantığım kuvvetli bir insan olmasam kendi kendimi kaptırıp duygusal acı çektireceğim çok vaktim olurdu.
Şu anda mecburen devamlı grup içerisinde bulunduğum bir ortam var ve gruptaki bir erkeğin davasını kovalayışına, duruşuna ve olgunluğuna o kadar hayranım ki… Etrafımda da Maşallah çok güzel kızlar var, bana gelene kadar ohoo diyorum. Psikolojik olarak bir de buradan yıpranıyorum.. İnsan kendini kabul etmeli: güzel değilim, eli yüzü düzgünüm sadece. Yani beğenilme sıralarında geride olurum. Erkekler de güzele bakan varlıklar, ne yapalım.. Kız olunca teklif de edemiyorsun erkek gibi, beklemen gerekiyor. Ben güzel olsam belki yol kısmını döşerdim de neyime güveneyim.


Bunları kendimi aşağılamak için değil, kendimi kabul ettiğim için söylüyorum. Yani ben Türkiye ortalaması kızlardan aklen, mantıken daha ilerideyim, akademik başarı olarak da yani. Ama güzellik pek yok işte. Zaten erkeklerde genelde güzelliği az çok ikinci plana atma tutumu +30 yaşlardan başlıyor. Ondan öncesinde tanışmalar hep fiziksel güzellikten başlıyor gibi geliyor bana.. Yani ben geç vakte kalan adaylardayım gibi..

Günümüzde evlenme yaşları bayağı gecikti. Bir de benim çevremde, akrabalarımda falan öyle kız arayan da yok yani. Muhtemelen beni de yaşı küçük olarak görürler şu hâlimle de. Yani ablalarım ben ne yapacağım bilmiyorum. Dualara çok ihtiyacım var sanırım, hayırlı bir kısmet için. Bir de insan neyi çok istiyorsa onunla imtihan edilirmiş. Bu yüzden de çok geriliyorum, çünkü evlilik isteğim sönmüyor bir türlü…

Lütfen benim için dua edin. Ahlakı yerinde, uyumlu, doğru ve hayırlı insanı bulmam için… Bana nasihatleriniz, yorumlarınız, çözümleriniz varsa da dinlemekten çok memnun olurum. Buraya kadar okuyan varsa çok teşekkür ederim, sağlıcakla kalın.
Evlilik cok Buyuk bir sorumluluk yazdiginin hepsini okuyamadim k.bakma...Belki de bu cinsel istegini,erkek arkadasinin olmamasi vs.sonuc olarak evlilikte cozum ariyorsun ama evlilik de tek cinsellikten ibaret degil,yasin evet kucuk, acikcasi muhafazakar oldugunu belirtmissin saygi duyarim ama sunu da demek isterim ki cinsel istek ayridir evlilik apayridir.Ben her seyin asirisina karsiyim tabii ama bana gore cogu bosanmalar,Bazi seylerin eksikliginden ve sonuc olarak o gozde buyuttugumuz evlilikteki beklentilerden olusuyor.
Bana gore masum dozunda bir iliski,daha sonrasinda bodozlama evlilikten ve kotu sonuclarindan daha iyidir.
 
Selamın aleyküm değerli ablalarım ve büyüklerim,
Öncelikle yazacağım şey birçok konuya değindiğim bu nedenle biraz uzun olacak olan fakat genel olarak evlilikle ilgili düşüncelerime dalan bir sorun olacak… Hatta bir nevi içimi dökme daha çok. Bir de, psikolojik olarak nasıl bir çare sunulabileceğine dair bir fikriniz varsa çok ihtiyacım var, lütfen paylaşın.

Ben 20 yaşımda oldukça genç bir kızım, fakat konu şu ki çok derin bir evlilik isteğim var. Bana oldukça küçük olduğumu söyleyeceksinizdir, biliyorum çok haklısınız. Zaten hayatımda biri de yok hani, kararı verip vermeme aşamasında falan değilim. Sorunum benim bunu nasıl yenebileceğim, ya da bununla nasıl yaşayacağım…
Ben küçüklüğümden beri asla ve kat’a evlenmeyeceğim vs. yorumlarında bulunmadım, yani o ergenliğin verdiği bir isyan yoktu bende evliliğe karşı.



Ayrıca maalesef bizim nesil cinselliğe erken yaşlarda şahit oluyor, benim çok açık seçik videolara şahit olmam ilköğretime kadar dayanır diyeyim size. Bunu niye anlattım, biyolojik olarak tetiklediğini düşündüğümdendir belki. Çünkü ergenliğimden beri her yatağıma girdiğimde, istisnasız her gece olmak üzere, yanımda biri olsun istedim. Birine sarılma ihtiyacı duydum. Bu biri dediğim de tabii ki bir erkek.. Hep bir iki yastık fazlasıyla uyurum ben, sarılmak isterim çünkü. Hayal ederim zihnimde, canlandırırım. Kendimi daha çok farkına vardığım 17’li 18’li yaşlara doğru eskiden duyduğum sarılma ihtiyacı bir de yavaş yavaş cinsel istekte buldu kendini. Doğal olarak hormonların fırladığı dönemler, anlıyorum. Ama her akşam yatağa girdiğimde bu erkek sıcaklığını istemek ve buna dair canlandırmalar yapmak beni gerçekten çok yoruyor. Şu an 20 yaşımda, hâlâ, her yatışımda biri diyorum sarılsa keşke, öpüp koklasa… O kadar ihtiyacım var ki..
Ben dindar, başörtülü bir kızım ve şu vakte kadar flörtüm olmadı hiç, lisem kız lisesiydi ve şimdi üniversitede de biri olmadı tabii ki. Hem ortalama güzellikte bir kızım, içe kapanık biriyim bu yüzden ortamlara girmek de benlik değil, kendi küçük çevremde takılmayı seviyorum. Dolayısıyla dışımdan beğenilmeyince içimi de merak edip gelen olmadı hiç. Zaten evlilik dışı bir ilişkiye de asla razı olmam Allah doğru yoldan ayırmasın.

Ben kendimi bu konuda birine açmak istediğimde bana hayatta birçok başka meşguliyetlerimin olduğunu, onlarla ilgilenirsem unutacağımı, zaten evliliği düşünmek için yaşımın çok erken olduğunu vs söylüyorlar.

Ben bu cevapları hatmettim, ama şu konuda empati yapılmıyor bana karşı: Ben şu an Türkiye’deki akla gelen ilk iyi üniversitelerden birinde okuyorum. Yani meşguliyet dediğimiz durum benim için olağan, tam olarak kendimi veremesem de akademik olarak çabalayan, başarılı bir altyapısı olan biriyimdir.
Ayrıca gün içinde ne kadar meşguliyet içinde olursam olayım benim o gece gideceğim yer yatağım oluyor. Ve 13-14 yaşlarımdan beri o yatak kavramı ve o yalnızlık hissiyatı benim kafamda eşitlenmiş durumda. Yani ne kadar gün içimi dolu dolu geçirirsem geçireyim, her gece ben yatağa girdiğimde bunu kesin olarak yaşıyorum, bu duygu durumumdan kaçışım söz konusu değil. Ki ister istemez gün içine de bir hayli sıçrıyor bu durum. Odaklanmamı zorlaştıracak derecede.
Biraz açıkça yazacağım: Çok utanarak söylüyorum ki, libidom da çok yüksektir, hemen yükselebiliyorum hatta cinsel içerikli videolar izlediğim dönemler oldu ve yine yakın zamanlarda kendime dokunduğum bir sırada orgazmı keşfettim yanlışlıkla. Yanlışlıkla diyorum çünkü amacım bu değildi, hep çekinirdim kendime daha fazla dokunmaya. Ama o sırada kendime iyi hissettire hissettire orgazma kadar geldim. O sıra farkında değildim ama kahkaha attım, dedim ki orgazm oldum sanırım… Sonra Rabbim dedim, bir insan vücuduna böyle bir hissiyat mekanizması koymuşsun, şükürler olsun muhteşem bir şey… Fakat öyle üzüldüm ki, yaşadığım klitoris orgazmı olsa da keşke bunu evlendiğim insanla ilk olarak tatsaydım dedim. Bir de bu hissiyatı tekrar ve tekrar yaşamak istedim, aralıklarla mastürbasyon yapmaya başladım. Geçenlerde bunu kestim, çünkü nefsime bahane olarak hep helal bir dairede, kocam olmadığı için kendimi bu şekilde tatmin etmek tek yolum diyordum. Kendimi yatağa girdiğimde zor tutuyorum maalesef, çünkü o yalnızlık hissiyatını unutturan, beni kısacık bir an bile olsa cinsel bir hazza kavuşturup rahatlatan, uykuya daldıran bir çareydi. Ben kolay uyuyabilen biri değilim, ancak ve ancak gerçekten yorgun olursam 10-15 dkda dalma olabilir. Onun dışında her gün 30+ dakika uyumaya çalışırım. Buna yalnızlığı tattığım süre de diyebilirsiniz.
Şu vakte kadar elimde olmayan sebeplerden dolayı her Allah’ın günü, gün içinde en az yarım saat olmak üzere bu konu hakkında beynim yoruluyor. Düşünün, kaç yıldır günlük yarım saatinizi ayırdığınız bir şey olsa kim bilir ne raddeye gelirdiniz.

Bakınız, şunu unut deyince, ya da iç sesinize kes sesini dediğiniz zaman da susturamazsınız onları. Yani bu yüzden elimde değil diyorum. “Belki sorun bulunduğun yataktır, değiştirirsen hislerin de değişebilir. ” diye belirtecek olursanız da cevap hayır, sorun yatak kavramında. Yani herhangi bir yatma alanı beni bu sıcaklığı aramaya götürüyor.

Daha arkaplanda çok fazla konu var.. Biraz psikolojik olarak deli duruyorum değil mi? Her neyse, işte bu yüzden evliliği hayatımın çok önemli bir alanına koyuyorum. Sanki bir ilaç, bir şifa kaynağı olacakmış gibi..

Benim nihai sorum ise: evlenmeden bunun çaresini bulabilir miyim?
Biliyorum ki bir insanı, bir erkeği direkt ilaç olarak görmek acayip tehlikeli olsa gerek. Bazen de deniliyor ki, kendinize dönün bakın, evliliği her şeyi çözecekmiş gibi bir yanılsamaya sokmayın.. Fakat ben nasıl kurtulacağım bundan? Allah’ım bir erkeği vesile kılamaz mı yani?

Her gece yanım boş uyuma, yalnızlık duygularını ezberledim. Artık beynim, bilincim, vücudum ve kalbim bu ezberi tekrarlayıp duruyor, istisnasız her gece. Evlilik yoksa, benim somut olarak nasıl bir şifam olabilir ablalarım soruyorum size? Psikiyatriye öfke problemimden dolayı gitmiştim, hatta düşük dozda da olsa bi 6 ay ilaç kullanımım oldu. Çözümlendirdiğim için bıraktım, fakat antidepresan gerçekten şeker falan değildir, sevmediğim için ne kadar hızlı bıraksam o kadar iyiydi, buna zorunda kalmadıkça Allah kimseyi düşürmesin. Zaten bu tarz bir soruna da ilaç ne yapabilir ki?

Psikoloğa gitmedim, ama gitsem ne olur ki diyorum.. O derin, yoğun arzuyu konuşarak nasıl aşabilirim? Yatağa yattığımda nasıl dur diyebilirim ki kendime? Bunların aktarımını da en yakın arkadaşlarıma yaptım, yani olay içini dökmekte de değil…

Allah’ıma çok dua ediyorum, doğru olan insanı, hayırlı olan insanı karşıma çıkarması için. Üniversitede de nasip olursa evlenirim diyordum hep, okurken evlenmek ya da erken evlenmek beni korkutan olgular değil. Arkadaşlarımla eve çıktığım için yemek yapmayı da pratikleştiriyorum, ev sorumluluklarımı yerine getirmeye çalışıyorum. Dediğim gibi hiç “evlenmeyeceğim” düsturuna sahip olmadığım için beynim kendini hep ikna ediyor ve pasif olarak buna hazırlıyordu.

Çokça toplu taşıma araçlarına biniyorum, üniversite ortamı deseniz malum. Hiçbir erkekten etkilenmemek için kafamı kaldırmıyorum bile artık. Bir erkeğin kısacık da olsa gözlerine bakmak o kadar içimi yakıyor ki inanın mantığım kuvvetli bir insan olmasam kendi kendimi kaptırıp duygusal acı çektireceğim çok vaktim olurdu.
Şu anda mecburen devamlı grup içerisinde bulunduğum bir ortam var ve gruptaki bir erkeğin davasını kovalayışına, duruşuna ve olgunluğuna o kadar hayranım ki… Etrafımda da Maşallah çok güzel kızlar var, bana gelene kadar ohoo diyorum. Psikolojik olarak bir de buradan yıpranıyorum.. İnsan kendini kabul etmeli: güzel değilim, eli yüzü düzgünüm sadece. Yani beğenilme sıralarında geride olurum. Erkekler de güzele bakan varlıklar, ne yapalım.. Kız olunca teklif de edemiyorsun erkek gibi, beklemen gerekiyor. Ben güzel olsam belki yol kısmını döşerdim de neyime güveneyim.


Bunları kendimi aşağılamak için değil, kendimi kabul ettiğim için söylüyorum. Yani ben Türkiye ortalaması kızlardan aklen, mantıken daha ilerideyim, akademik başarı olarak da yani. Ama güzellik pek yok işte. Zaten erkeklerde genelde güzelliği az çok ikinci plana atma tutumu +30 yaşlardan başlıyor. Ondan öncesinde tanışmalar hep fiziksel güzellikten başlıyor gibi geliyor bana.. Yani ben geç vakte kalan adaylardayım gibi..

Günümüzde evlenme yaşları bayağı gecikti. Bir de benim çevremde, akrabalarımda falan öyle kız arayan da yok yani. Muhtemelen beni de yaşı küçük olarak görürler şu hâlimle de. Yani ablalarım ben ne yapacağım bilmiyorum. Dualara çok ihtiyacım var sanırım, hayırlı bir kısmet için. Bir de insan neyi çok istiyorsa onunla imtihan edilirmiş. Bu yüzden de çok geriliyorum, çünkü evlilik isteğim sönmüyor bir türlü…

Lütfen benim için dua edin. Ahlakı yerinde, uyumlu, doğru ve hayırlı insanı bulmam için… Bana nasihatleriniz, yorumlarınız, çözümleriniz varsa da dinlemekten çok memnun olurum. Buraya kadar okuyan varsa çok teşekkür ederim, sağlıcakla kalın.
Merhaba sitede gezinirken ilgimi cektimi yazdigin yazi. Cunku birebir ayni seyleri yasadim. Su an 23 yasindayim. Ama 1sene oncesine kadar ben de anlattigin gibi biriydim. Evlilik meraklisi cinsel istek tavan yapmis durumda vs vs. Ama sonra tum bunlarin toplum tarafindan bize dayatildigini kavradim. Asiri dindardim hem de delicesine. Sana gore kotu bir yola gitmis olabilirim ama ben kendimi buldum. Uzulerek soylemeliyim ki surekli degisip donusen su dunyada hicbir ideolji din evrensellik iddiasinda bulunamaz. Olamaz yani imkansiz bu. O donem icin belki islam mukemmeldi ama bu donemde bizim sorunlarimiza care bulamiyor artik. Cogu kadin ayni bunalimlari yasiyor. Erkeklerde bu yok cunku bu din onlara hizmet ediyor. Kisiligimizi karakterimizi her turlu istegimizi hep bastirmak zorundayiz. Neden erdemli olmak icin. Sahiden kuranda zina gunah olarak gecmeseydi o zaman ne yapacaktin? Istedigini dimi? E demek ki sen tum bunlari dogru oldugu icin degil vahiy diye yapiyorsun. Duygularimizi bastirdikca en kotu sekilde bir yerlerden patlak verir. Ben kendimi erkeklerden sakinmaya calistim ama kuran kursunda farkinda olmadan birine asik olmustum. Asik olmak gibi degil de.. genciligin verdigi hisleri dogal sekilde karsilayamadigim icin escinsel olmadigim halde sacma sapan seyler yasadim. Yanlis anlasilmasin escinsel olmak bana gore normal. Sadece ben heteroyum manasinda diyorum. Ben boyle anlattigimda insanlara bana benim dini yanlis anladigimi soyluyorlar. Allah askina kim dogru anliyor yeter artik. Kimse dogru anlayamaz cunku bir sey vadetmiyor bu din. Tek yaptigi sey psikolojiyi bozmak. Yine de sen bilirsin. Bu durumla muhafazakar sekilde kalarak basacikabilecegini sanmiyorum. Insanin kendini bulmasi ozgur olabilmesi kadar guzel bir sey yok. Iyi ki cesaret etmisim yaptigim bu seylere. Sana hayatta basarilar dilerim
 
Merhaba sitede gezinirken ilgimi cektimi yazdigin yazi. Cunku birebir ayni seyleri yasadim. Su an 23 yasindayim. Ama 1sene oncesine kadar ben de anlattigin gibi biriydim. Evlilik meraklisi cinsel istek tavan yapmis durumda vs vs. Ama sonra tum bunlarin toplum tarafindan bize dayatildigini kavradim. Asiri dindardim hem de delicesine. Sana gore kotu bir yola gitmis olabilirim ama ben kendimi buldum. Uzulerek soylemeliyim ki surekli degisip donusen su dunyada hicbir ideolji din evrensellik iddiasinda bulunamaz. Olamaz yani imkansiz bu. O donem icin belki islam mukemmeldi ama bu donemde bizim sorunlarimiza care bulamiyor artik. Cogu kadin ayni bunalimlari yasiyor. Erkeklerde bu yok cunku bu din onlara hizmet ediyor. Kisiligimizi karakterimizi her turlu istegimizi hep bastirmak zorundayiz. Neden erdemli olmak icin. Sahiden kuranda zina gunah olarak gecmeseydi o zaman ne yapacaktin? Istedigini dimi? E demek ki sen tum bunlari dogru oldugu icin degil vahiy diye yapiyorsun. Duygularimizi bastirdikca en kotu sekilde bir yerlerden patlak verir. Ben kendimi erkeklerden sakinmaya calistim ama kuran kursunda farkinda olmadan birine asik olmustum. Asik olmak gibi degil de.. genciligin verdigi hisleri dogal sekilde karsilayamadigim icin escinsel olmadigim halde sacma sapan seyler yasadim. Yanlis anlasilmasin escinsel olmak bana gore normal. Sadece ben heteroyum manasinda diyorum. Ben boyle anlattigimda insanlara bana benim dini yanlis anladigimi soyluyorlar. Allah askina kim dogru anliyor yeter artik. Kimse dogru anlayamaz cunku bir sey vadetmiyor bu din. Tek yaptigi sey psikolojiyi bozmak. Yine de sen bilirsin. Bu durumla muhafazakar sekilde kalarak basacikabilecegini sanmiyorum. Insanin kendini bulmasi ozgur olabilmesi kadar guzel bir sey yok. Iyi ki cesaret etmisim yaptigim bu seylere. Sana hayatta basarilar dilerim

baya saçmalamışsın zina kadına yasak sa erkeğe de yasak sen kültürle dini karıştırmışsın islam dininde fıtrata aykırı birşey yok evlenmek için önünde engel yok ama sende evleneceğin kişide Allaha kulluk bilincinde olacak ki birbirinize köstek değil destek olacaksınız insanların yanlışını dine mal etmeyin
 
Selamın aleyküm değerli ablalarım ve büyüklerim,
Öncelikle yazacağım şey birçok konuya değindiğim bu nedenle biraz uzun olacak olan fakat genel olarak evlilikle ilgili düşüncelerime dalan bir sorun olacak… Hatta bir nevi içimi dökme daha çok. Bir de, psikolojik olarak nasıl bir çare sunulabileceğine dair bir fikriniz varsa çok ihtiyacım var, lütfen paylaşın.

Ben 20 yaşımda oldukça genç bir kızım, fakat konu şu ki çok derin bir evlilik isteğim var. Bana oldukça küçük olduğumu söyleyeceksinizdir, biliyorum çok haklısınız. Zaten hayatımda biri de yok hani, kararı verip vermeme aşamasında falan değilim. Sorunum benim bunu nasıl yenebileceğim, ya da bununla nasıl yaşayacağım…
Ben küçüklüğümden beri asla ve kat’a evlenmeyeceğim vs. yorumlarında bulunmadım, yani o ergenliğin verdiği bir isyan yoktu bende evliliğe karşı.



Ayrıca maalesef bizim nesil cinselliğe erken yaşlarda şahit oluyor, benim çok açık seçik videolara şahit olmam ilköğretime kadar dayanır diyeyim size. Bunu niye anlattım, biyolojik olarak tetiklediğini düşündüğümdendir belki. Çünkü ergenliğimden beri her yatağıma girdiğimde, istisnasız her gece olmak üzere, yanımda biri olsun istedim. Birine sarılma ihtiyacı duydum. Bu biri dediğim de tabii ki bir erkek.. Hep bir iki yastık fazlasıyla uyurum ben, sarılmak isterim çünkü. Hayal ederim zihnimde, canlandırırım. Kendimi daha çok farkına vardığım 17’li 18’li yaşlara doğru eskiden duyduğum sarılma ihtiyacı bir de yavaş yavaş cinsel istekte buldu kendini. Doğal olarak hormonların fırladığı dönemler, anlıyorum. Ama her akşam yatağa girdiğimde bu erkek sıcaklığını istemek ve buna dair canlandırmalar yapmak beni gerçekten çok yoruyor. Şu an 20 yaşımda, hâlâ, her yatışımda biri diyorum sarılsa keşke, öpüp koklasa… O kadar ihtiyacım var ki..
Ben dindar, başörtülü bir kızım ve şu vakte kadar flörtüm olmadı hiç, lisem kız lisesiydi ve şimdi üniversitede de biri olmadı tabii ki. Hem ortalama güzellikte bir kızım, içe kapanık biriyim bu yüzden ortamlara girmek de benlik değil, kendi küçük çevremde takılmayı seviyorum. Dolayısıyla dışımdan beğenilmeyince içimi de merak edip gelen olmadı hiç. Zaten evlilik dışı bir ilişkiye de asla razı olmam Allah doğru yoldan ayırmasın.

Ben kendimi bu konuda birine açmak istediğimde bana hayatta birçok başka meşguliyetlerimin olduğunu, onlarla ilgilenirsem unutacağımı, zaten evliliği düşünmek için yaşımın çok erken olduğunu vs söylüyorlar.

Ben bu cevapları hatmettim, ama şu konuda empati yapılmıyor bana karşı: Ben şu an Türkiye’deki akla gelen ilk iyi üniversitelerden birinde okuyorum. Yani meşguliyet dediğimiz durum benim için olağan, tam olarak kendimi veremesem de akademik olarak çabalayan, başarılı bir altyapısı olan biriyimdir.
Ayrıca gün içinde ne kadar meşguliyet içinde olursam olayım benim o gece gideceğim yer yatağım oluyor. Ve 13-14 yaşlarımdan beri o yatak kavramı ve o yalnızlık hissiyatı benim kafamda eşitlenmiş durumda. Yani ne kadar gün içimi dolu dolu geçirirsem geçireyim, her gece ben yatağa girdiğimde bunu kesin olarak yaşıyorum, bu duygu durumumdan kaçışım söz konusu değil. Ki ister istemez gün içine de bir hayli sıçrıyor bu durum. Odaklanmamı zorlaştıracak derecede.
Biraz açıkça yazacağım: Çok utanarak söylüyorum ki, libidom da çok yüksektir, hemen yükselebiliyorum hatta cinsel içerikli videolar izlediğim dönemler oldu ve yine yakın zamanlarda kendime dokunduğum bir sırada orgazmı keşfettim yanlışlıkla. Yanlışlıkla diyorum çünkü amacım bu değildi, hep çekinirdim kendime daha fazla dokunmaya. Ama o sırada kendime iyi hissettire hissettire orgazma kadar geldim. O sıra farkında değildim ama kahkaha attım, dedim ki orgazm oldum sanırım… Sonra Rabbim dedim, bir insan vücuduna böyle bir hissiyat mekanizması koymuşsun, şükürler olsun muhteşem bir şey… Fakat öyle üzüldüm ki, yaşadığım klitoris orgazmı olsa da keşke bunu evlendiğim insanla ilk olarak tatsaydım dedim. Bir de bu hissiyatı tekrar ve tekrar yaşamak istedim, aralıklarla mastürbasyon yapmaya başladım. Geçenlerde bunu kestim, çünkü nefsime bahane olarak hep helal bir dairede, kocam olmadığı için kendimi bu şekilde tatmin etmek tek yolum diyordum. Kendimi yatağa girdiğimde zor tutuyorum maalesef, çünkü o yalnızlık hissiyatını unutturan, beni kısacık bir an bile olsa cinsel bir hazza kavuşturup rahatlatan, uykuya daldıran bir çareydi. Ben kolay uyuyabilen biri değilim, ancak ve ancak gerçekten yorgun olursam 10-15 dkda dalma olabilir. Onun dışında her gün 30+ dakika uyumaya çalışırım. Buna yalnızlığı tattığım süre de diyebilirsiniz.
Şu vakte kadar elimde olmayan sebeplerden dolayı her Allah’ın günü, gün içinde en az yarım saat olmak üzere bu konu hakkında beynim yoruluyor. Düşünün, kaç yıldır günlük yarım saatinizi ayırdığınız bir şey olsa kim bilir ne raddeye gelirdiniz.

Bakınız, şunu unut deyince, ya da iç sesinize kes sesini dediğiniz zaman da susturamazsınız onları. Yani bu yüzden elimde değil diyorum. “Belki sorun bulunduğun yataktır, değiştirirsen hislerin de değişebilir. ” diye belirtecek olursanız da cevap hayır, sorun yatak kavramında. Yani herhangi bir yatma alanı beni bu sıcaklığı aramaya götürüyor.

Daha arkaplanda çok fazla konu var.. Biraz psikolojik olarak deli duruyorum değil mi? Her neyse, işte bu yüzden evliliği hayatımın çok önemli bir alanına koyuyorum. Sanki bir ilaç, bir şifa kaynağı olacakmış gibi..

Benim nihai sorum ise: evlenmeden bunun çaresini bulabilir miyim?
Biliyorum ki bir insanı, bir erkeği direkt ilaç olarak görmek acayip tehlikeli olsa gerek. Bazen de deniliyor ki, kendinize dönün bakın, evliliği her şeyi çözecekmiş gibi bir yanılsamaya sokmayın.. Fakat ben nasıl kurtulacağım bundan? Allah’ım bir erkeği vesile kılamaz mı yani?

Her gece yanım boş uyuma, yalnızlık duygularını ezberledim. Artık beynim, bilincim, vücudum ve kalbim bu ezberi tekrarlayıp duruyor, istisnasız her gece. Evlilik yoksa, benim somut olarak nasıl bir şifam olabilir ablalarım soruyorum size? Psikiyatriye öfke problemimden dolayı gitmiştim, hatta düşük dozda da olsa bi 6 ay ilaç kullanımım oldu. Çözümlendirdiğim için bıraktım, fakat antidepresan gerçekten şeker falan değildir, sevmediğim için ne kadar hızlı bıraksam o kadar iyiydi, buna zorunda kalmadıkça Allah kimseyi düşürmesin. Zaten bu tarz bir soruna da ilaç ne yapabilir ki?

Psikoloğa gitmedim, ama gitsem ne olur ki diyorum.. O derin, yoğun arzuyu konuşarak nasıl aşabilirim? Yatağa yattığımda nasıl dur diyebilirim ki kendime? Bunların aktarımını da en yakın arkadaşlarıma yaptım, yani olay içini dökmekte de değil…

Allah’ıma çok dua ediyorum, doğru olan insanı, hayırlı olan insanı karşıma çıkarması için. Üniversitede de nasip olursa evlenirim diyordum hep, okurken evlenmek ya da erken evlenmek beni korkutan olgular değil. Arkadaşlarımla eve çıktığım için yemek yapmayı da pratikleştiriyorum, ev sorumluluklarımı yerine getirmeye çalışıyorum. Dediğim gibi hiç “evlenmeyeceğim” düsturuna sahip olmadığım için beynim kendini hep ikna ediyor ve pasif olarak buna hazırlıyordu.

Çokça toplu taşıma araçlarına biniyorum, üniversite ortamı deseniz malum. Hiçbir erkekten etkilenmemek için kafamı kaldırmıyorum bile artık. Bir erkeğin kısacık da olsa gözlerine bakmak o kadar içimi yakıyor ki inanın mantığım kuvvetli bir insan olmasam kendi kendimi kaptırıp duygusal acı çektireceğim çok vaktim olurdu.
Şu anda mecburen devamlı grup içerisinde bulunduğum bir ortam var ve gruptaki bir erkeğin davasını kovalayışına, duruşuna ve olgunluğuna o kadar hayranım ki… Etrafımda da Maşallah çok güzel kızlar var, bana gelene kadar ohoo diyorum. Psikolojik olarak bir de buradan yıpranıyorum.. İnsan kendini kabul etmeli: güzel değilim, eli yüzü düzgünüm sadece. Yani beğenilme sıralarında geride olurum. Erkekler de güzele bakan varlıklar, ne yapalım.. Kız olunca teklif de edemiyorsun erkek gibi, beklemen gerekiyor. Ben güzel olsam belki yol kısmını döşerdim de neyime güveneyim.


Bunları kendimi aşağılamak için değil, kendimi kabul ettiğim için söylüyorum. Yani ben Türkiye ortalaması kızlardan aklen, mantıken daha ilerideyim, akademik başarı olarak da yani. Ama güzellik pek yok işte. Zaten erkeklerde genelde güzelliği az çok ikinci plana atma tutumu +30 yaşlardan başlıyor. Ondan öncesinde tanışmalar hep fiziksel güzellikten başlıyor gibi geliyor bana.. Yani ben geç vakte kalan adaylardayım gibi..

Günümüzde evlenme yaşları bayağı gecikti. Bir de benim çevremde, akrabalarımda falan öyle kız arayan da yok yani. Muhtemelen beni de yaşı küçük olarak görürler şu hâlimle de. Yani ablalarım ben ne yapacağım bilmiyorum. Dualara çok ihtiyacım var sanırım, hayırlı bir kısmet için. Bir de insan neyi çok istiyorsa onunla imtihan edilirmiş. Bu yüzden de çok geriliyorum, çünkü evlilik isteğim sönmüyor bir türlü…

Lütfen benim için dua edin. Ahlakı yerinde, uyumlu, doğru ve hayırlı insanı bulmam için… Bana nasihatleriniz, yorumlarınız, çözümleriniz varsa da dinlemekten çok memnun olurum. Buraya kadar okuyan varsa çok teşekkür ederim, sağlıcakla kalın.
Cinsellikten, bedenini kesfetmekten dolayi kadınların suçlu hissettirilmesine karşıyım. Bunu da yine toplum yapiyor, değiştirecek olan da bizleriz. İlk birlikteligini eşinden başkasıyla yaşamamak da doğal bir tercih, ben de eşimle yasadim bunu. Ama mastürbasyon gayet normal bir durum, bunun için kendini suçlu hissetme. Bir ablan olarak şunu soyleyebilirim (29 yaşındayım) evlilik tam bir libido killer 😄 Şimdi evlenmek için çok küçüksün. Gerçekten bunu aklına bile getirme. Gez, toz, eğlen. Evlendikten sonra bir sürü sorumlulugun olacak eskisi kadar rahat eglenemeyeceksin. Cinselliğin keyfi de maksimum 3-5 cicim ayı kadar sürer. Zaten bir süre sonra aklına bile ayda bir falan gelmeye başlıyor. Maddi, manevi birçok problemi de beraberinde getirir evlilik. Eşinin ailesi, geçim sıkıntısı, sağlık sorunları, çocuklar. Mesela ben çocuklarımı coookkk cookkk seviyorum. Bambaskalar melek onlar. Ama evlilik çocuk oyuncağı değil. Beraberinde getirdiği birçok zorluk var ve mesleğini eline almadan, hayatını düzene oturtmadan evlenmeyi doğru bulmuyorum. Güzelliğe fazla takılma, herkes güzel olmak zorunda değil. Ama seni çekici kılan, parlayan bir özelliğin olmalı. Bir kere donanımlı ol, iyi eğitim al, becerikli ol, merhametli, çalışkan ol. Güzelliğin yerini dolduracak birçok şey var. Enn fazla abartili olarak begenmedigin yerlerin varsa estetik yaptırabilirsin. Al sana guzellik. Kendine acıma, kendi kendini baltalama. Özgüvenli ve girişken olmak çok önemli. Kendini ezme. Negatif enerji verme kendine.
 
ya bence kendinize uygun bir meşgale bulmanız lazım, bu spor yapmak, kurslara katılmak veya online olarak 2. üniversiteye başlamak olabilir. spor olarak sizi yoracak tarzda cardio çalışmalarını ya da ağırlık kaldırmayı tavsiye ederim. ortalama güzellikteyim demişsiniz, her erkek de kıvanç tatlıtuğ değil yani, çoğunluğu averaj.
 
Selamın aleyküm değerli ablalarım ve büyüklerim,
Öncelikle yazacağım şey birçok konuya değindiğim bu nedenle biraz uzun olacak olan fakat genel olarak evlilikle ilgili düşüncelerime dalan bir sorun olacak… Hatta bir nevi içimi dökme daha çok. Bir de, psikolojik olarak nasıl bir çare sunulabileceğine dair bir fikriniz varsa çok ihtiyacım var, lütfen paylaşın.

Ben 20 yaşımda oldukça genç bir kızım, fakat konu şu ki çok derin bir evlilik isteğim var. Bana oldukça küçük olduğumu söyleyeceksinizdir, biliyorum çok haklısınız. Zaten hayatımda biri de yok hani, kararı verip vermeme aşamasında falan değilim. Sorunum benim bunu nasıl yenebileceğim, ya da bununla nasıl yaşayacağım…
Ben küçüklüğümden beri asla ve kat’a evlenmeyeceğim vs. yorumlarında bulunmadım, yani o ergenliğin verdiği bir isyan yoktu bende evliliğe karşı.



Ayrıca maalesef bizim nesil cinselliğe erken yaşlarda şahit oluyor, benim çok açık seçik videolara şahit olmam ilköğretime kadar dayanır diyeyim size. Bunu niye anlattım, biyolojik olarak tetiklediğini düşündüğümdendir belki. Çünkü ergenliğimden beri her yatağıma girdiğimde, istisnasız her gece olmak üzere, yanımda biri olsun istedim. Birine sarılma ihtiyacı duydum. Bu biri dediğim de tabii ki bir erkek.. Hep bir iki yastık fazlasıyla uyurum ben, sarılmak isterim çünkü. Hayal ederim zihnimde, canlandırırım. Kendimi daha çok farkına vardığım 17’li 18’li yaşlara doğru eskiden duyduğum sarılma ihtiyacı bir de yavaş yavaş cinsel istekte buldu kendini. Doğal olarak hormonların fırladığı dönemler, anlıyorum. Ama her akşam yatağa girdiğimde bu erkek sıcaklığını istemek ve buna dair canlandırmalar yapmak beni gerçekten çok yoruyor. Şu an 20 yaşımda, hâlâ, her yatışımda biri diyorum sarılsa keşke, öpüp koklasa… O kadar ihtiyacım var ki..
Ben dindar, başörtülü bir kızım ve şu vakte kadar flörtüm olmadı hiç, lisem kız lisesiydi ve şimdi üniversitede de biri olmadı tabii ki. Hem ortalama güzellikte bir kızım, içe kapanık biriyim bu yüzden ortamlara girmek de benlik değil, kendi küçük çevremde takılmayı seviyorum. Dolayısıyla dışımdan beğenilmeyince içimi de merak edip gelen olmadı hiç. Zaten evlilik dışı bir ilişkiye de asla razı olmam Allah doğru yoldan ayırmasın.

Ben kendimi bu konuda birine açmak istediğimde bana hayatta birçok başka meşguliyetlerimin olduğunu, onlarla ilgilenirsem unutacağımı, zaten evliliği düşünmek için yaşımın çok erken olduğunu vs söylüyorlar.

Ben bu cevapları hatmettim, ama şu konuda empati yapılmıyor bana karşı: Ben şu an Türkiye’deki akla gelen ilk iyi üniversitelerden birinde okuyorum. Yani meşguliyet dediğimiz durum benim için olağan, tam olarak kendimi veremesem de akademik olarak çabalayan, başarılı bir altyapısı olan biriyimdir.
Ayrıca gün içinde ne kadar meşguliyet içinde olursam olayım benim o gece gideceğim yer yatağım oluyor. Ve 13-14 yaşlarımdan beri o yatak kavramı ve o yalnızlık hissiyatı benim kafamda eşitlenmiş durumda. Yani ne kadar gün içimi dolu dolu geçirirsem geçireyim, her gece ben yatağa girdiğimde bunu kesin olarak yaşıyorum, bu duygu durumumdan kaçışım söz konusu değil. Ki ister istemez gün içine de bir hayli sıçrıyor bu durum. Odaklanmamı zorlaştıracak derecede.
Biraz açıkça yazacağım: Çok utanarak söylüyorum ki, libidom da çok yüksektir, hemen yükselebiliyorum hatta cinsel içerikli videolar izlediğim dönemler oldu ve yine yakın zamanlarda kendime dokunduğum bir sırada orgazmı keşfettim yanlışlıkla. Yanlışlıkla diyorum çünkü amacım bu değildi, hep çekinirdim kendime daha fazla dokunmaya. Ama o sırada kendime iyi hissettire hissettire orgazma kadar geldim. O sıra farkında değildim ama kahkaha attım, dedim ki orgazm oldum sanırım… Sonra Rabbim dedim, bir insan vücuduna böyle bir hissiyat mekanizması koymuşsun, şükürler olsun muhteşem bir şey… Fakat öyle üzüldüm ki, yaşadığım klitoris orgazmı olsa da keşke bunu evlendiğim insanla ilk olarak tatsaydım dedim. Bir de bu hissiyatı tekrar ve tekrar yaşamak istedim, aralıklarla mastürbasyon yapmaya başladım. Geçenlerde bunu kestim, çünkü nefsime bahane olarak hep helal bir dairede, kocam olmadığı için kendimi bu şekilde tatmin etmek tek yolum diyordum. Kendimi yatağa girdiğimde zor tutuyorum maalesef, çünkü o yalnızlık hissiyatını unutturan, beni kısacık bir an bile olsa cinsel bir hazza kavuşturup rahatlatan, uykuya daldıran bir çareydi. Ben kolay uyuyabilen biri değilim, ancak ve ancak gerçekten yorgun olursam 10-15 dkda dalma olabilir. Onun dışında her gün 30+ dakika uyumaya çalışırım. Buna yalnızlığı tattığım süre de diyebilirsiniz.
Şu vakte kadar elimde olmayan sebeplerden dolayı her Allah’ın günü, gün içinde en az yarım saat olmak üzere bu konu hakkında beynim yoruluyor. Düşünün, kaç yıldır günlük yarım saatinizi ayırdığınız bir şey olsa kim bilir ne raddeye gelirdiniz.

Bakınız, şunu unut deyince, ya da iç sesinize kes sesini dediğiniz zaman da susturamazsınız onları. Yani bu yüzden elimde değil diyorum. “Belki sorun bulunduğun yataktır, değiştirirsen hislerin de değişebilir. ” diye belirtecek olursanız da cevap hayır, sorun yatak kavramında. Yani herhangi bir yatma alanı beni bu sıcaklığı aramaya götürüyor.

Daha arkaplanda çok fazla konu var.. Biraz psikolojik olarak deli duruyorum değil mi? Her neyse, işte bu yüzden evliliği hayatımın çok önemli bir alanına koyuyorum. Sanki bir ilaç, bir şifa kaynağı olacakmış gibi..

Benim nihai sorum ise: evlenmeden bunun çaresini bulabilir miyim?
Biliyorum ki bir insanı, bir erkeği direkt ilaç olarak görmek acayip tehlikeli olsa gerek. Bazen de deniliyor ki, kendinize dönün bakın, evliliği her şeyi çözecekmiş gibi bir yanılsamaya sokmayın.. Fakat ben nasıl kurtulacağım bundan? Allah’ım bir erkeği vesile kılamaz mı yani?

Her gece yanım boş uyuma, yalnızlık duygularını ezberledim. Artık beynim, bilincim, vücudum ve kalbim bu ezberi tekrarlayıp duruyor, istisnasız her gece. Evlilik yoksa, benim somut olarak nasıl bir şifam olabilir ablalarım soruyorum size? Psikiyatriye öfke problemimden dolayı gitmiştim, hatta düşük dozda da olsa bi 6 ay ilaç kullanımım oldu. Çözümlendirdiğim için bıraktım, fakat antidepresan gerçekten şeker falan değildir, sevmediğim için ne kadar hızlı bıraksam o kadar iyiydi, buna zorunda kalmadıkça Allah kimseyi düşürmesin. Zaten bu tarz bir soruna da ilaç ne yapabilir ki?

Psikoloğa gitmedim, ama gitsem ne olur ki diyorum.. O derin, yoğun arzuyu konuşarak nasıl aşabilirim? Yatağa yattığımda nasıl dur diyebilirim ki kendime? Bunların aktarımını da en yakın arkadaşlarıma yaptım, yani olay içini dökmekte de değil…

Allah’ıma çok dua ediyorum, doğru olan insanı, hayırlı olan insanı karşıma çıkarması için. Üniversitede de nasip olursa evlenirim diyordum hep, okurken evlenmek ya da erken evlenmek beni korkutan olgular değil. Arkadaşlarımla eve çıktığım için yemek yapmayı da pratikleştiriyorum, ev sorumluluklarımı yerine getirmeye çalışıyorum. Dediğim gibi hiç “evlenmeyeceğim” düsturuna sahip olmadığım için beynim kendini hep ikna ediyor ve pasif olarak buna hazırlıyordu.

Çokça toplu taşıma araçlarına biniyorum, üniversite ortamı deseniz malum. Hiçbir erkekten etkilenmemek için kafamı kaldırmıyorum bile artık. Bir erkeğin kısacık da olsa gözlerine bakmak o kadar içimi yakıyor ki inanın mantığım kuvvetli bir insan olmasam kendi kendimi kaptırıp duygusal acı çektireceğim çok vaktim olurdu.
Şu anda mecburen devamlı grup içerisinde bulunduğum bir ortam var ve gruptaki bir erkeğin davasını kovalayışına, duruşuna ve olgunluğuna o kadar hayranım ki… Etrafımda da Maşallah çok güzel kızlar var, bana gelene kadar ohoo diyorum. Psikolojik olarak bir de buradan yıpranıyorum.. İnsan kendini kabul etmeli: güzel değilim, eli yüzü düzgünüm sadece. Yani beğenilme sıralarında geride olurum. Erkekler de güzele bakan varlıklar, ne yapalım.. Kız olunca teklif de edemiyorsun erkek gibi, beklemen gerekiyor. Ben güzel olsam belki yol kısmını döşerdim de neyime güveneyim.


Bunları kendimi aşağılamak için değil, kendimi kabul ettiğim için söylüyorum. Yani ben Türkiye ortalaması kızlardan aklen, mantıken daha ilerideyim, akademik başarı olarak da yani. Ama güzellik pek yok işte. Zaten erkeklerde genelde güzelliği az çok ikinci plana atma tutumu +30 yaşlardan başlıyor. Ondan öncesinde tanışmalar hep fiziksel güzellikten başlıyor gibi geliyor bana.. Yani ben geç vakte kalan adaylardayım gibi..

Günümüzde evlenme yaşları bayağı gecikti. Bir de benim çevremde, akrabalarımda falan öyle kız arayan da yok yani. Muhtemelen beni de yaşı küçük olarak görürler şu hâlimle de. Yani ablalarım ben ne yapacağım bilmiyorum. Dualara çok ihtiyacım var sanırım, hayırlı bir kısmet için. Bir de insan neyi çok istiyorsa onunla imtihan edilirmiş. Bu yüzden de çok geriliyorum, çünkü evlilik isteğim sönmüyor bir türlü…

Lütfen benim için dua edin. Ahlakı yerinde, uyumlu, doğru ve hayırlı insanı bulmam için… Bana nasihatleriniz, yorumlarınız, çözümleriniz varsa da dinlemekten çok memnun olurum. Buraya kadar okuyan varsa çok teşekkür ederim, sağlıcakla kalın.
Hissettiklerin gayet normal açıkçası. Sen bu konuda hiç düşüncem olmasın dersen asıl normal olmayan o olur. Küçük değilsin üniversite öğrencisisin. Tamam evlenmeden olmaz demişsin yapma zaten ama flörtleşebilirsin bu çok normal bir şey. Kendini bu konuda kapama derim. Din olayı için yok olmaz öyle şey diyorsan kendi başına kendini tatmin edebilirsin ben kendime yeterim diyerek.
Sana buradan evlenecek bir erkek atamayız sonuçta.
Ek olarak uyumadan önce kitap okuyun, dizi izleyin son raddeye kadar belki düşünmeden uyuyabilirsiniz o şekilde.
 
çoğu kişi evlen demiş de bence evlenmek yerine bir sevgi,li bul git seviş :KK70: ay bu kadar kafa yormaya gerek yok.
Kapaliymis, evlenmeden olmaz yazmis.

Madem inancina ters geliyor, biran once evlenip sevismeye baslasa iyi olacak 😁. Ortalama guzel ve icine kapaniksa tabi kendi bulmasi zor, aile buyuklerine "Beni acil basgoz etmeniz lazim" diye haber salsa iyi olacak atesli genc konu sahibinin.

Olur da bu atesli konu sahibi evlenirse, gelecek konular simdiden belli oldu.
 
Selamın aleyküm değerli ablalarım ve büyüklerim,
Öncelikle yazacağım şey birçok konuya değindiğim bu nedenle biraz uzun olacak olan fakat genel olarak evlilikle ilgili düşüncelerime dalan bir sorun olacak… Hatta bir nevi içimi dökme daha çok. Bir de, psikolojik olarak nasıl bir çare sunulabileceğine dair bir fikriniz varsa çok ihtiyacım var, lütfen paylaşın.

Ben 20 yaşımda oldukça genç bir kızım, fakat konu şu ki çok derin bir evlilik isteğim var. Bana oldukça küçük olduğumu söyleyeceksinizdir, biliyorum çok haklısınız. Zaten hayatımda biri de yok hani, kararı verip vermeme aşamasında falan değilim. Sorunum benim bunu nasıl yenebileceğim, ya da bununla nasıl yaşayacağım…
Ben küçüklüğümden beri asla ve kat’a evlenmeyeceğim vs. yorumlarında bulunmadım, yani o ergenliğin verdiği bir isyan yoktu bende evliliğe karşı.



Ayrıca maalesef bizim nesil cinselliğe erken yaşlarda şahit oluyor, benim çok açık seçik videolara şahit olmam ilköğretime kadar dayanır diyeyim size. Bunu niye anlattım, biyolojik olarak tetiklediğini düşündüğümdendir belki. Çünkü ergenliğimden beri her yatağıma girdiğimde, istisnasız her gece olmak üzere, yanımda biri olsun istedim. Birine sarılma ihtiyacı duydum. Bu biri dediğim de tabii ki bir erkek.. Hep bir iki yastık fazlasıyla uyurum ben, sarılmak isterim çünkü. Hayal ederim zihnimde, canlandırırım. Kendimi daha çok farkına vardığım 17’li 18’li yaşlara doğru eskiden duyduğum sarılma ihtiyacı bir de yavaş yavaş cinsel istekte buldu kendini. Doğal olarak hormonların fırladığı dönemler, anlıyorum. Ama her akşam yatağa girdiğimde bu erkek sıcaklığını istemek ve buna dair canlandırmalar yapmak beni gerçekten çok yoruyor. Şu an 20 yaşımda, hâlâ, her yatışımda biri diyorum sarılsa keşke, öpüp koklasa… O kadar ihtiyacım var ki..
Ben dindar, başörtülü bir kızım ve şu vakte kadar flörtüm olmadı hiç, lisem kız lisesiydi ve şimdi üniversitede de biri olmadı tabii ki. Hem ortalama güzellikte bir kızım, içe kapanık biriyim bu yüzden ortamlara girmek de benlik değil, kendi küçük çevremde takılmayı seviyorum. Dolayısıyla dışımdan beğenilmeyince içimi de merak edip gelen olmadı hiç. Zaten evlilik dışı bir ilişkiye de asla razı olmam Allah doğru yoldan ayırmasın.

Ben kendimi bu konuda birine açmak istediğimde bana hayatta birçok başka meşguliyetlerimin olduğunu, onlarla ilgilenirsem unutacağımı, zaten evliliği düşünmek için yaşımın çok erken olduğunu vs söylüyorlar.

Ben bu cevapları hatmettim, ama şu konuda empati yapılmıyor bana karşı: Ben şu an Türkiye’deki akla gelen ilk iyi üniversitelerden birinde okuyorum. Yani meşguliyet dediğimiz durum benim için olağan, tam olarak kendimi veremesem de akademik olarak çabalayan, başarılı bir altyapısı olan biriyimdir.
Ayrıca gün içinde ne kadar meşguliyet içinde olursam olayım benim o gece gideceğim yer yatağım oluyor. Ve 13-14 yaşlarımdan beri o yatak kavramı ve o yalnızlık hissiyatı benim kafamda eşitlenmiş durumda. Yani ne kadar gün içimi dolu dolu geçirirsem geçireyim, her gece ben yatağa girdiğimde bunu kesin olarak yaşıyorum, bu duygu durumumdan kaçışım söz konusu değil. Ki ister istemez gün içine de bir hayli sıçrıyor bu durum. Odaklanmamı zorlaştıracak derecede.
Biraz açıkça yazacağım: Çok utanarak söylüyorum ki, libidom da çok yüksektir, hemen yükselebiliyorum hatta cinsel içerikli videolar izlediğim dönemler oldu ve yine yakın zamanlarda kendime dokunduğum bir sırada orgazmı keşfettim yanlışlıkla. Yanlışlıkla diyorum çünkü amacım bu değildi, hep çekinirdim kendime daha fazla dokunmaya. Ama o sırada kendime iyi hissettire hissettire orgazma kadar geldim. O sıra farkında değildim ama kahkaha attım, dedim ki orgazm oldum sanırım… Sonra Rabbim dedim, bir insan vücuduna böyle bir hissiyat mekanizması koymuşsun, şükürler olsun muhteşem bir şey… Fakat öyle üzüldüm ki, yaşadığım klitoris orgazmı olsa da keşke bunu evlendiğim insanla ilk olarak tatsaydım dedim. Bir de bu hissiyatı tekrar ve tekrar yaşamak istedim, aralıklarla mastürbasyon yapmaya başladım. Geçenlerde bunu kestim, çünkü nefsime bahane olarak hep helal bir dairede, kocam olmadığı için kendimi bu şekilde tatmin etmek tek yolum diyordum. Kendimi yatağa girdiğimde zor tutuyorum maalesef, çünkü o yalnızlık hissiyatını unutturan, beni kısacık bir an bile olsa cinsel bir hazza kavuşturup rahatlatan, uykuya daldıran bir çareydi. Ben kolay uyuyabilen biri değilim, ancak ve ancak gerçekten yorgun olursam 10-15 dkda dalma olabilir. Onun dışında her gün 30+ dakika uyumaya çalışırım. Buna yalnızlığı tattığım süre de diyebilirsiniz.
Şu vakte kadar elimde olmayan sebeplerden dolayı her Allah’ın günü, gün içinde en az yarım saat olmak üzere bu konu hakkında beynim yoruluyor. Düşünün, kaç yıldır günlük yarım saatinizi ayırdığınız bir şey olsa kim bilir ne raddeye gelirdiniz.

Bakınız, şunu unut deyince, ya da iç sesinize kes sesini dediğiniz zaman da susturamazsınız onları. Yani bu yüzden elimde değil diyorum. “Belki sorun bulunduğun yataktır, değiştirirsen hislerin de değişebilir. ” diye belirtecek olursanız da cevap hayır, sorun yatak kavramında. Yani herhangi bir yatma alanı beni bu sıcaklığı aramaya götürüyor.

Daha arkaplanda çok fazla konu var.. Biraz psikolojik olarak deli duruyorum değil mi? Her neyse, işte bu yüzden evliliği hayatımın çok önemli bir alanına koyuyorum. Sanki bir ilaç, bir şifa kaynağı olacakmış gibi..

Benim nihai sorum ise: evlenmeden bunun çaresini bulabilir miyim?
Biliyorum ki bir insanı, bir erkeği direkt ilaç olarak görmek acayip tehlikeli olsa gerek. Bazen de deniliyor ki, kendinize dönün bakın, evliliği her şeyi çözecekmiş gibi bir yanılsamaya sokmayın.. Fakat ben nasıl kurtulacağım bundan? Allah’ım bir erkeği vesile kılamaz mı yani?

Her gece yanım boş uyuma, yalnızlık duygularını ezberledim. Artık beynim, bilincim, vücudum ve kalbim bu ezberi tekrarlayıp duruyor, istisnasız her gece. Evlilik yoksa, benim somut olarak nasıl bir şifam olabilir ablalarım soruyorum size? Psikiyatriye öfke problemimden dolayı gitmiştim, hatta düşük dozda da olsa bi 6 ay ilaç kullanımım oldu. Çözümlendirdiğim için bıraktım, fakat antidepresan gerçekten şeker falan değildir, sevmediğim için ne kadar hızlı bıraksam o kadar iyiydi, buna zorunda kalmadıkça Allah kimseyi düşürmesin. Zaten bu tarz bir soruna da ilaç ne yapabilir ki?

Psikoloğa gitmedim, ama gitsem ne olur ki diyorum.. O derin, yoğun arzuyu konuşarak nasıl aşabilirim? Yatağa yattığımda nasıl dur diyebilirim ki kendime? Bunların aktarımını da en yakın arkadaşlarıma yaptım, yani olay içini dökmekte de değil…

Allah’ıma çok dua ediyorum, doğru olan insanı, hayırlı olan insanı karşıma çıkarması için. Üniversitede de nasip olursa evlenirim diyordum hep, okurken evlenmek ya da erken evlenmek beni korkutan olgular değil. Arkadaşlarımla eve çıktığım için yemek yapmayı da pratikleştiriyorum, ev sorumluluklarımı yerine getirmeye çalışıyorum. Dediğim gibi hiç “evlenmeyeceğim” düsturuna sahip olmadığım için beynim kendini hep ikna ediyor ve pasif olarak buna hazırlıyordu.

Çokça toplu taşıma araçlarına biniyorum, üniversite ortamı deseniz malum. Hiçbir erkekten etkilenmemek için kafamı kaldırmıyorum bile artık. Bir erkeğin kısacık da olsa gözlerine bakmak o kadar içimi yakıyor ki inanın mantığım kuvvetli bir insan olmasam kendi kendimi kaptırıp duygusal acı çektireceğim çok vaktim olurdu.
Şu anda mecburen devamlı grup içerisinde bulunduğum bir ortam var ve gruptaki bir erkeğin davasını kovalayışına, duruşuna ve olgunluğuna o kadar hayranım ki… Etrafımda da Maşallah çok güzel kızlar var, bana gelene kadar ohoo diyorum. Psikolojik olarak bir de buradan yıpranıyorum.. İnsan kendini kabul etmeli: güzel değilim, eli yüzü düzgünüm sadece. Yani beğenilme sıralarında geride olurum. Erkekler de güzele bakan varlıklar, ne yapalım.. Kız olunca teklif de edemiyorsun erkek gibi, beklemen gerekiyor. Ben güzel olsam belki yol kısmını döşerdim de neyime güveneyim.


Bunları kendimi aşağılamak için değil, kendimi kabul ettiğim için söylüyorum. Yani ben Türkiye ortalaması kızlardan aklen, mantıken daha ilerideyim, akademik başarı olarak da yani. Ama güzellik pek yok işte. Zaten erkeklerde genelde güzelliği az çok ikinci plana atma tutumu +30 yaşlardan başlıyor. Ondan öncesinde tanışmalar hep fiziksel güzellikten başlıyor gibi geliyor bana.. Yani ben geç vakte kalan adaylardayım gibi..

Günümüzde evlenme yaşları bayağı gecikti. Bir de benim çevremde, akrabalarımda falan öyle kız arayan da yok yani. Muhtemelen beni de yaşı küçük olarak görürler şu hâlimle de. Yani ablalarım ben ne yapacağım bilmiyorum. Dualara çok ihtiyacım var sanırım, hayırlı bir kısmet için. Bir de insan neyi çok istiyorsa onunla imtihan edilirmiş. Bu yüzden de çok geriliyorum, çünkü evlilik isteğim sönmüyor bir türlü…

Lütfen benim için dua edin. Ahlakı yerinde, uyumlu, doğru ve hayırlı insanı bulmam için… Bana nasihatleriniz, yorumlarınız, çözümleriniz varsa da dinlemekten çok memnun olurum. Buraya kadar okuyan varsa çok teşekkür ederim, sağlıcakla kalın.
Gayet normal bunları hissetmen. Ama birilerini tanımak için fırsat ver kendine doğru kişiyi bulman hızlanır ve evlenebilirsin yani bunda bir şey yok. erken yaşta çok güzel evlilik yapanlar var. Ama yok flört etmem görüşmem dersen o zaman uzun bir süreç sonunda ancak görücü usulü biri denk gelebilir.
 
X