Anksiyete Hastalığı Bilinmesi Gerekenler Ve Tedavi Yöntemleri

firdevshanim

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
17 Haziran 2011
11
1
Anksiyete veya endişe canlılarca deneyimlenen kaygı,korku,gerilim,sıkıntı halidir.Canlıların dış ortama çabasında koruyucu bir tepkidir.Denetim dışına çıkıp kişinin işlevselliğini aksattığında anksiyete bozuklukları olarak incelenir.Psikiyatride bir grup hastalığın genel adıdır.
Terleme,titreme.çarpıntı vs. gibi bedensel belirtileri görülebilir.Başına kötü bir şey geleceğini düşünme,rezil olmaktan veya komik duruma düşmekten korkma gibi bilişsel (düşünsel) fakat çoğu kez nedeni belirsiz,tanımlanamayan bir gerginlik durumudur.
Anksiyete genelde kavramsal,somatik,duygusal ve davranışsal bileşenlere sahip olmak biçiminde tanımlanır.Kan basıncı ve kalp atışının artması,terleme,ana kas gruplarına ani kan akışının hücum etmesi nedeniyle kaslarda gerginlik,bağışıklık ve sindirim sistemi fonksiyonlarının yavaşlaması gibi fiziksel etkileri vardır.Bunlara ek olarak mide bulantısı,el ayaklarda soğukluk,titreme,üşüme hissedilir.
Duygusal açıdan ise hastalık korku ve panik hissine neden olur.Kişi her şeyi olabilecek en olumsuz yönü ile ele alır,kişinin moral seviyesi ise en alt düzeydedir.Davranışsal olarak ise hasta anksiyete kaynağından kaçma eğilimi gösterir.Yinede anksiyeteden sadece patolojik bir durummuş gibi bahsetmek yanlış olur.Bu his,korku,kızgınlık,üzüntü ve mutluluk gibi duygularla beraber gelen,insanoğlunun hayatta kalmasıyla bağlantılı temel duygulanımlardan birisidir.Anksiyete'nin oluş nedenleri ise
1-Psikolojik Varsayımlar
A-Psikoanalitik Varsayım:Bu görüşe göre anksiyete temelde bir iç çatışmanın (intrapsişik) ürünüdür.Buradaki çatışma benlik ile altbenlik,ya da benlik ile üstbenlik arasında oluşabilir.Altbenlikten haz ilkesi doğrultusunda doyum arayan dürtüler üstbenliğin gerçekleri tarafından engellenir.Benlik bunlar arasındaki çatışmayı çözerek dürtüyü bastırırsa (represyon) sorun çözülür.Benlik çatışmayı çözemezse,bastıramazsa bunu tehlike olarak algılar.Bütün bu süreç bilinç dışında yaşanır.Bilinç alanında ise ortaya anksiyete çıkar.Buna serbest yüzen anksiyete denir.Eğer bastırma işe yaramadığında bu çatışmayla başetmek için diğer savunma düzeneklerini kullanırsa kullandığı savunma düzeneğine göre diğer anksiyete bozukluklarının klinik tabloları gelişir.
B-Davranışcı Varsayım:KK70:avranışçı görüşe göre anksiyete öğrenilmiş bir süreçtir.Koşullu uyaranlar koşulsuz tepkilere neden olur.Ayrıca sosyal öğrenme ile ailenin tepkileride model olarak alınır.
C-Bilişsel (Kognitif) Varsayım:Bu varsayıma göre anksiyetenin nedeni olayın kendisi değil,bu olayın kişi tarafından nasıl yorumlandığı nasıl algılandığıdır.Olayların çarpıtılmış düşünce örüntüleriyle algılanması sonucunda anksiyete ortaya çıkar.
2-Biyolojik Varsayımlar:Anksiyete bozukluklarında otonom sinir sisteminde sempatik etkinliğin arttığı,buna bağlı olarak fizyolojik belirtilerin ortaya çıktığı düşünülmektedir.Biyokimyasal olarak yapılan çalışmalarda nörotransmitterler üzerinde durulmakta,noradrenalin ve serotonin düzeylerinin arttığı düşünülmektedir.Ayrıca bazı nörokimyasal maddelerin (sodyum laktat) gibi verilmesiyle yapay olarak panik nöbetleri ortaya çıkarılabilmektedir.Bunların dışında kalıtımsal bir yatkınlığın olduğundan da söz edilmektedir.
Anksiyete Hakkında Bilinmesi Gerekenler:Fazla miktarda alınan kahve,çay,kolalı içecekler,kakao ve çikolata ile yorgunluk ve uykusuzluğun anksiyeteyi arttırdığı öne sürülmektedir.Alkol anksiyeteyi yatıştırır gibi gözüksede,aslında durum kaplanı kuyruğundan yakalamak gibidir.Anksiyeteyi yatıştırmak için alkol almak ,bağımlılığa zemin hazırlayabilir.Anksiyete bozuklukları,kadınlarda erkeklere nazaran iki kat fazla görülür.Belli bir başlama yaşı yoktur,her yaşta ortaya çıkabilir.Anksiyete belirtileri tekrarlayabilir ya tekrarlanırsa ne yaparım korkusu yerine kim korkar hain kurttan anlayışı iyileşmenin anahtarlarından biridir.Korktuğumu sakladım yanımda bulunanlarda anlayacaklar o zaman ne yaparım rezil olurum şeklinde bir utanma duygusu anksiyeteyi arttırır.Yanınızda bulunanlar yaşadıklarını düşündüğünüz gibi sık farkedemeyebilirler.Fark etseler bile durumu genellikle düşündüğünüzden farklı yorumlarlar.Siz anksiyete yaşayan bir kişi için ne düşünürdünüz?
Ölüm,çıldırma,nefessiz kalma,düşüp bayılma gibi korkular yaşanır.Ama unutmayın korktuğunuz şey başınıza gelmez.Örneğin,şiddetli bir anksiyete nöbeti yaşayan kişinin o sırada bayılıp yere düşeceğine dair bir korkusu ve düşüncesi olabilir.Oysa anksiyete sırasında kişinin kan basıncı belirli bir süre yükseldiği için kişinin bayılması söz konusu değildir.Bu basınç yüksekliği ve beyin kanaması veya benzeri bir olaya yol açmaz çünkü vücudunuz kendisini korur ve kan basıncı bir süre sonra eski düzeyine döner.
Anksiyete yaşayan pek çok kişi anksiyetesini paylaşmakta güçlük çeker.Çevresindekilerin kendisini anlamayacaklarını durumunu abarttığını söyleyeceklerini veya kendisini deli yerine koyacaklarını düşünür.Kendisini bu sorunu yaşayan tek kişi olarak algılar.Oysa anksiyete bozuklukları her 100 insanın yaklaşık 30'unda yaşamlarının bir döneminde ortaya çıkar.
Anksiyete Tedavi Yolları:Anksiyete bozukluklarında acil krizler gelen hastalara ilk olarak anksiyetenin neden olduğu bedensel belirtileri ve artmış olan sıkıntıyı azaltmaya yönelik girişim yapılmalı ve hastanın huzursuzluğu yatıştırılmalıdır.
Kişiye hastalık hakkında bilgi verilmeli,karşılıklı güven ilişkisi kurulmalıdır.Sonraki aşamada hastalık öyküsü ve hastalığın seyri dikkate alınarak gerekli tedavi programı düzenlenmelidir.Anksiyete bozukluklarında ilaç tedavileri ve psikoterapi teknikleri kullanılabilir.İlaç tedavisinde uygun ilaç seçimi,yeterli süre ve yeterli doz kullanımı son derece önemlidir.İlaç tedavisi ile psikoterapinin beraberce uygulanması tedavideki başarı oranını artırmaktadır.
Anksiyete bozuklukları psikolojik danışmanlık,psikoterapi ve ilaç tedavisi ile düzelebilir.
Farmakoterapi en az 6 veya 12 ay sürecek bir tedavidir.Anksiyete bozukluğu olan kişiler genellikle çeşitli fiziksel sorunlardan yakındıkları için ilaç seçiminde yan etkileri nispeten az olan ilaçları kullanmaya özen göstermek gerekir.İlaç yan etkisinin yarattığı bir sorun,eğer kişiye yeterince bilgi verilmediyse,oldukça olumsuz algılanıp mevcut sıkıntı ve kaygıları arttırabilir.Bu durum kişinin tedaviye olan inancını yitirmesine ve tedaviyi yarıda bırakmasına yol açabilir.Günümüzde yan etkisi oldukça az olan,bağımlılık yapmayan ve güvenilir ilaçlar anksiyete bozukluklarının tedavisinde yaygın olarak kullanılmaktadırlar.Bu araştırmamda bana yardımcı olan internet sitelerinede buradan şükranlarımı sunuyorum ve efendim herkesede buradan huzur dolu,sağlık dolu,mutluluk dolu güzel günler diliyorum.Hoşçakalın
 
Çok güzel bir yazı paylaştığın için gerçekten çok sağol okumak çk iyi geldi kendimi yeniden gözden geçirebilirim Moralimi düzelttiniz.. Çok teşekkürler.. :KK42:
 
X