Aşka,sevgi ve sevgiliye dair paylaşımlar...

:1yes2:hep cesurların işidir aşk. 'Sen git' demeli egonun o yüksek sesine, egomuzu dinlendirmeli bir ağaç gölgesinde, aşk kapıyı o zaman çalar derim ben, bilmem ortak ne der ?
cano tam tarz olmuşşş bu yazı, valla bravo :çiçek:
 
Efsaneye göre bülblü,çiçeklerin kraliçesi güle aşıktır.Gül önce solgun bir ak güldür.Ve goncanın seher vakti açtığı sanılır.Bülbül bütün gece bu anı bekler.
Gonca açılacak,bülbül seyredecektir.Ama uykuya dalar ve goncanın açılışını seyredemez.Her seferinde kaçırır fırsatı.Gül mevsimi geçer bülbül lal olur.Gül mevsimi gelir ötmeye başlar,gülün açılmasını kendi muhabetine karşılıl vermesini
bekler.Öter durur,gül naz eder.Bülbül hasretle gülün dalına konar ama daldaki dikeni fark etmez.Ve diken bülbülün göğsüne batar,al kanlar sızar bülbülden.Gülün toprağına akan kanlar yağmur suyuyla gül findanına geçer ve ondan sonra beyaz gül kıpkırmızı açmaya başlar..Bu yüzden* Gül' ün kırmızısı bülbülün kanındandır* yada Vefakar bülbülün ölümüne sebep olan gül haicabında kızarır; denir.Ve de 'Gül'ü seven dikenine katlanır'..

Bu hikaye sevdiği insanların kaprislerinden yorulanlara....:nazar:
 
geçinemeyen iki sevgili

Günlerden bir gün aşk meleği oklarını yanlışlıkla iki kişiye fırlatır.
"Bu ne biçim melek" demeyin olmuş bir kere..
Dünyada en son aşık olması gereken iki zıt karakterdir kahramanlarımız.
Bir arada olmaması gereken bu iki karakter aslında ömürleri boyunca acı çekmişlerdir ta ki meleğimiz hayatının en büyük hatasını yapana kadar..
Oklar isimlerinin başharfi D ve M olan iki şanssız karakterimizi yaralamıştır.
O büyük buluşma gününde yarım olan karakterlerimiz D ve M diğer yarısını bulmuştur ancak ortada çok büyük bir problem vardır.
D ve M daha önce hiç hissetmedikleri ve belki başka hiçbir zaman hissedemeyecekleri güzel şeyler hissetmişlerdir ama bunun sonu olmadığından yakınıp durmuşlar bir süre..
İki karakterimizde işini gücünü bırakmış,dünyadan ve sorumlu oldukları insanlardan bihaber inzivaya çekilmişler.
Ancak bu sırada dünya birbirine girmiştir,insanlar çıldırmış,dünya sanki tersine dönmüştür sadece D ve M'nin değil tüm insanların hayatı alt üst olmuştur.
Tabii aşkın gözü kördür D ve M'nin bunun farkına varması uzun zaman almıştır bu süre içinde küçük kıyametler kopmuş D ve M ancak dostlarının uyarmasıyla durumun farkına varmışlardır.
Kahramanlarımızdan M'nin gözünün önündeki perdeler kalkıp olayın ciddiyetini fark edince D'ye artık ayrılmaları gerektiğini yoksa sadece ikisinin mutlu olması uğruna birçok insanın hayatının kararacağını anlatmıştır.
Ancak, D kabullenememiş, bunun mümkün olmayacağını, onsuz hayatın zindanda yaşamaktan farklı olmayacağını anlatmış durmuştur, fakat M
kafasına koymuştur bir kere ayrılmalarının en doğru karar olacağını söylemiş,bırakıp gitmiştir D'yi..
O günden sonra D ve M hiç aramamış, sormamışlar birbirlerini. .
Ama ne D mutludur ne de M..
İkiside kendilerini görevlerine adamış hep başkaları için çalışmıştır,ne bir başkasına gönül verebilmişler ne de yaşadıkları o güzel günleri unutabilmişlerdir.
D hiçbir zaman yedirememiştir,anlamamamıştır sevdiğini..
Ama gururunu yenipte gidememiştir M'ye..
M hep bu kararın en doğru karar olduğunu düşünmüş ama yürekten inanamamıştır buna sadece öyle yapması gerektiği için yapmıştır,mutsuzdur ama yapılabilecek başka bir şey yoktur.
O günden sonra D ve M aynı yerde bulunmamak için çok çabalamışlardır.
Aslında çoğu zaman buluşmuşlar mecburiyetten her buluşmada küçük kıyametler kopmuş,insanlar üzülmüş,ağlamıştır hatta kimi insanın canına
mal olmuştur bu buluşma...
Merak ettiniz değilmi bu iki bahtsızın gerçek adını daha fazla meraklandırmayayım sizi.

Duygu ve Mantıktır asıl isimleri..

Dünyada en son bir araya gelmesi gereken iki geçinemeyen sevgili..
 
Yazık, adamın onca çabalarına rağmen kadın yine de gitmiş. Paylaşımın için teşekküler canım.
 
Ben Bir Kere Aşık Oldum Sadece .......Ben bir kere aşık oldum sadece. Küçücük bir gülümsemeyle başladı her şey. Oysa hiç kimseden hiçbir şey istememiştim ben.

.......Daha önce de kalbimin hızla çarptığı zamanlar olmuştu hayatımda. Ama hiçbir zaman böylesine ağrımamıştı sol yanım ve böylesine güzel gelmemişti daha önce dinlediğim hiçbir şarkı.

.......Ben bir kere aşık oldum sadece. Gelip geçici hüzünlerdi diğerleri sadece o çok sevdiğim şiirdeki gelip geçici hüzünlerdi yıllar sonra adlarını bile hatırlayamadığım.

.......Ben bir kere aşık oldum sadece. Beş yaşında bir çocuğun etrafına sürekli gülücükler saçan bakışlarıydı tutulduğum, “Üniversiteli bir kız rüyasıydı sanki” sen benim hiçbir şeyimsin diyerek kendime bile yalanlar söylediğim.

.......Hiç bir şeyim eksik değil sanıyordum atabilmek için yüreğimi aşk denen kuyunun bilinmeyen karaltısına. Sevgiliye söylenebilecek en güzel sözler ezberimdeydi hala ve kendimden bile vazgeçebilme kabiliyetiyle hazırdı gönlüm damdan düşer gibi ayaklarımın dibine yuvarlanan aşka.

.......Oysa ne kadar yanıldığımı zaman gösterdi bana. Sabahlara kadar konuşabilecekken ve anlatabilecekken bildiğim her şeyi sevgiye dair, susmak düştü yine payıma. Çünkü dünyanın en zor şeyiydi bir sevgiyi söyleyebilmek şayet gerçekten seviyorsanız. Kaybedeceklerini göze alamamak ve inadına her gün biraz daha kaybetmektir artık yaşanılan.

.......Oysa ne kadar isterdim bir kerecik olsun kendini benim gözlerimle görebilmeni. Belki o zaman anlardın, beni sevmeyecek olsan bile neler çektiğimi.


Ben bir kere aşık oldum sadece
Gerisi mi?
Boşver gerisini.........!
 
Güzelim yüregine saglik,,, Anlami cok büyük her satirinda duygu yüklü,,,
Dilerim Hersey gönlünün istedigi gibi olur Sevgilerimle,,,a.s.a.s.a.s.
 
ay cok harikaydı.... Her ikisinide aynı anda yaşatmak yada yaşayabilmek öyle zorkii..Muhakak biri tartı gibi agır basıyo...
Çok tşklerrrrrrr sılacımmma.s.
 
Aşk nasıl akar bir yürekten diğer bir yüreğe? "İlk bakışta aşık oldum" der kimisi... Hiç yaşamadım bilemem. Doğrusu inanmam da... Kim böyle söylese ya da nerede okusam bu cümleyi, olsa olsa etkilenmektir bunun adı, aşk değil diye düşünürüm. Böyle bir cümleden sonra şartlanılmış bir aşk yaşanır ve biter. Anıldığında geçici bir hevesmiş aslında diye düşünülür belki de... Neyse asıl konumuz bu değil. Düşsel bir aşkın hikayesi anlatacağım ben size, ya da isterseniz yaşanmış bir aşk deyin siz bu aşka... Bu hikayede, ilk bakışta aşk yok, arkadaşlıktan aşka dönüşen bir hikaye de değil bu! Bir yasak aşk öyküsü hiç değil! İçinde biraz hüzün, biraz mutluluk gözyaşı, birkaç şiir ve şarkı, yaralı iki yürek, kaygılar ve tabii ki uykusuz saatler var. Bu hikayenin içinde en çok ümit var. Merkezde ise aşk...



Birbirine uzak iki şehir... Biri taş binalarla çevrilmiş, sokaklarında asık yüzlü insanların dolaştığı, kuru ayazların kol gezdiği bir şehir... Diğeri deniz kokusu iliklerine kadar sinen... Bu birbirinden çok farklı iki ayrı şehirde, birbirine çok benzeyen iki insan... Birbirlerinden habersizken, aynı gecede aynı yıldızlara bakıp aynı dileği tutuyorlar belki bir gün... Sonrasına siz masal deyin, ben hikaye... ya da bir düş... Dedim ya hikayede en çok ümit var diye; bir ümitle başlıyor işte her şey...



Aşka en çok bahar yakışır değil mi? Oysa bir kış mevsiminde başlıyor bu düşsel aşk. Dışarıda kış, yüreklerde bahar... Kırlar yerine, yüreklerde açıyor papatyalar... Dışarısı soğukmuş, buz gibiymiş, ne gam? Yüreklerde güneş...



Kadın taş binalı, kuru ayazlı şehirde yaşıyor. Sahteliklerden, yalanlardan bıkmışlığıyla bir uçurumun kenarındayken, bir ümit tutuyor elinden... Yani deniz kokan kentten gelen adam! Onun ne işi vardı o uçurumun başında diye soracaksınız şimdi? O da aynı sebeple oradaydı. Belki adam çevresindeki tüm sahteliklerin ve yalan sevdaların içinde adamlığından utanmıştı da , onu uçurumdan atıp rahatlamak istiyordu. Yüreğini de fırlatıp atacaktı; böylece kimse acıtamayacaktı onu bir daha... Ama karşılaşmayı hiç beklemediği o yer de kadınla karşılaşmıştı işte... Adam ve kadın elele verip vazgeçtiler yüreklerini atmaktan... Ne de olsa bir ümit vardı içlerinde hala... Aslında onların yürekleri elele tutuştu... O ikisi birbirlerinin gözüne kaşına değil, boyuna posuna değil, yüreklerine aşık oldular... Ve ilk sözleri "Yüreğine aşığım" oldu aşka ilk adımı atarken. En çok kelimeler yardım etti onlara, birbirlerinin yüreğine dokunmaları için.
Bir gece vaktinde kadın adamı düşünürken güncesine şöyle yazdı:



" Aşk nasıl akar bir yürekten diğer bir yüreğe? Belki bir şarkıyla, belki bir şiirle gelir. Belki de bir yıldız olarak düşer avucunuza, dilek tuttuğunuz bir gecede... Uzak bir kentte bir yürek şiirler yazar adınıza... Her dizede onu bulursunuz, her dizede kendinizi... 160 karaktere sığdırmaya çalışırsınız içinizden taşan her duyguyu... Sığdıramazsınız... Sonra beceremeseniz de şiir yazmayı onun kadar güzel, bir şiir dökülür kaleminizden...



Sesini hiç duymadığım,
Hiç dokunmadığım ellerine,
Bir şaire vurgunum şimdi.
Ben hiç oldum, o herşey!
Yaşadığı kentte,
Bir gece olsun uyumadım,
Gezmedim sokaklarında,
Duymadım o kentin gürültüsünü
Ve koklamadım denizinin kokusunu...
Ben onun avucundaki yıldız oldum,
O benim içimde ümit..
İşte bu yüzden;
Aşkın adı ümittir artık, ümidin adı aşk! "



Adamsa bir hikaye yazdı ve anlattı bir aşkın başlangıcını... Sordu: " Bir ümit üzerine aşk yazılabilir mi? " diye. Kimi onaylayarak ümit üzerine aşk yazılır dedi, kimi vazgeç dedi aşkın aleviyle kırmızıya dönmekten... Bir başkası bu hikayenin sonu sadece hüsran diyerek ümitleri kırdı ve bir dost destek verdi, kadın ve adamın mutluluğuna katılarak... Sonu ne olur? Ne kadın biliyor, ne adam, ne de diğerleri... Tek bilen var sonunun ne olacağını, gözle görülmeyen varlığı en derinde hissedilen tek bilen...



Şimdi iki ayrı kentte, birbirlerinin yaralarını kelimelerle sarmaya çalışan, iki yaralı yürek avuç içlerinde bir yıldız tutarak, birbirlerini düşünüyorlar. Ağlamanın ne kadar güzel olduğunu keşfediyorlar yeniden... Büyük bir mutlulukla yaşarken aşkı, hatta mutluluğu içlerine daha fazla çakmak için uykularını feda ederken hep 'bir ümit' içlerinde... Ve bir taraftan kaygılanıyorlar, korkuyorlar gün gelir bu büyü bozulur diye...Kelimelere, şiirlere, şarkılara sığınıyorlar birbirlerini daha çok hissetmek için... Sonuç olarak düşsel bir aşka 'merhaba' diyen iki ayrı yürek, tek yürek olup açtılar kapılarını mutluluğa... Ve göze aldılar ne zaman geleceği meçhul olan hüznü... Yani bir ümidin üstüne aşk yazıldı, ve daha bitmedi hikaye... İçinizden geliyorsa devam edin hadi yazmaya ve bir isim daha verin aşka...



Aşkın adı ümittir artık, ümidin adı aşk...
:asigim:Şeniz:1hug:
 
bende hiç sevmiyorum hayatıma istediği gibi giren ve gitmek istediğinde çekip giden insanları ama ne yapalım aşk cesurların işi demişler ben cesurum...
 
Seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun?


Seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun?
Elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek.
Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun?
”Seni seviyorum” sözcüğü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan sudan söz etmek.
Seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun?
Aynı şeyleri seninle aynı anda düşünmek birlikte ağlamak gülmek. Ve buradayken bile seni çılgınca özlemek…
Seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun?
Seni hiç tanımadığım bir sürü insanlarla paylaşmak. Senin yanında olan, seninle konuşan herkesi çocukça kıskanmak.
Seninle olmanın en mutlu yanı ne biliyor musun?
Tanıdık birileriyle karşılaşma tedirginliği ile yollarda yürümek yan yana… Elimdeki şemsiyeye inat yağmurda ıslanmak birlikte. Elimde kır çiçeğiyle seni beklemek… Aynı mekanlarda aynı yiyecekleri yemek.
Seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun?
Sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara aya anlatmak… Okuduğum kitabın sayfalarında dinlediğim şarkıların türkülerin şiirlerin her mısrasında seni bulmak.
Seninle olmanın en zor yanı ne biliyor musun?
Seni kaybetme korkusuyla hayatta ilk kez tattığım o tarifsiz duygularımı umut denizinin ortasında küreksiz bir sandala hapsetmek. Sevgili yerine yıllarca dost kalmayı başarmak. Yalın ayak yürümek bıçağın en keskin yerinde. Kanadıkça tuz yerine gözyaşlarımı basmak yüreğime.
Seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun?
Nereden bileceksin?
Sen benimle hiç olmadın ki. Olsaydın avuçlarım terlemezdi… Isırmazdım dilimin ucunu… Özlemezdim seni yanımdayken. Kıskanmazdım.
Korkmazdım yollarda yürümekten. Islanmazdım yağmurlarda… Yıldızlara aya dert yanmaz, böyle her şarkıda sarhoş olmazdım.
Korkmazdım seni kaybetmekten ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize… Ve her kulaçta haykırırdım seni..

Ama sen hiç benimle olmadın ki…

YA AKLIN BAŞKA YERLERDEYDİ YA YÜREĞİN…

Can YÜCEL
 
BİRİCİK SEVGİLİM?E
Söze nasıl başlamalıyım bilmiyorum.anlatmanın kafi gelmediği yerlerde yazmaya sığınan yüreğim , bu defa onu bile başaramamanın ezikliğini duyuyor içinde.
Karanlık gecelerimin aydınlık sabahı!...bir günü daha özleminle kapatıyorum.çoğu zaman bir soluk kadar yakın olsan da bana , bazen bir ufuk kadar uzak olduğunu hissediyorum içim parçalanarak.istediğinde dokunamamanın ezikliğini şimdi daha iyi anlıyor buruk yüreğim.senin düşünerek daha kaç sabah tüketirim ve kaç gece daha adını sayıklayarak uyanırım?inan bilmiyorum?.
özleminin talan ettiği bu yürek şimdilerde mahşer yeri sevdiğim.acımasız bir gün doğumu alıp gider diye seni ellerimden , karanlık gecelere mahkum ettim kendimi.doğmasın günlerim yanımda sen olmayacaksan.ve bitmesin günler sabahına kaderimde yazmayacaksan.
Aydınlığın karanlığa düştüğü yerlerde ve denizlerin sahillere vurduğu zamanlarda aşığım sana.bir gün doğumu belki ay tutulması?belki de ölümün olduğu yerde vurgunum sana?bir ömür aidim sana ve sende bana.

Dudaklarıma dua olmuş adının baş harflerini içime kazıyarak gideceksin sevdiğim!arkanda yitik bir beden ama seninle dolu bir yürekle bırakacaksın beni!içimde sensizliğin korkusu , gözlerimde gidişinin son resmiyle kalıcaksın aklımda! Her damla göz yaşına kurban edeceğim bu bedenim , gidişin karşında aciz ve yoksun!ilk defa kaybetmek korkusuyla bölünür oldu gecelerim.aydınlık sabahına hasret kalıcam sevdiğim. Kokuna hasret dudaklarından dökülecek bir çift sevgi sözüne muhtaç bırakacaksın beni. Aklımda kalacak o gidişinin son resmiyle karanlık gecelerimin duaları olacaksın.bu gidişin yarım bırakacak beni,bedenimi!ve sana dair her şeyi!.......

İçimde öyle güzelsin ki!...bırakıp gitmene dayanmıyor yüreğim?kahrolsun ki gözlerim iki damla yaşla bırakıcam seni o son görüşümde gerimde!aklımda kalıcak olan bu hayalle bırakıp gitmene razı olmayacak kalbim.sen hep gül bebeğim!gül ki aydınlansın sabahlarım!ve çok sev beni!sev ki dayanacak gücü bulayım!

Zaman ne getirir bilmem.tek korkum araya giren bu ayrılığın yok etmesi beni.gidişlere tahammülüm kalmadı ki gelişlere sabrım olsun!korkuyorum bir tanem.gün gelirde beni unutursun , gün gelirde sabahlarıma doğmazsın diye kabus oluyorsun gecelerime.ben alıştım sana!öyle ki sensiz geçen her saniyem azap bana!sesine hasret kalacak olan bedenim kaç karanlık gecenin sabahına varır bilemem.

Zaman dursa!......
Hiç akmasa!.......
Gitmesen!........

Hayatımda belki de ilk defa yakarışlarım kabul olunsun diye yalvarıyorum Tanrı?ma. Dualarımın tek sahibini bana bağışlasın diye nelerimi feda ettiğimi bilseydin anlardın seni ne kadar çok sevdiğimi!

Döndüğünde bul diye beni kilitledim yüreğimin kapılarını!sahibim oldun!ve hep öyle kalacaksın!şayet bir gün döndüğünde olamazsan bıraktığın yerde??.

Sevginin ateşi ömrüm oldukça sönmeyecek!üşüdüğümde beni ısıtacak olan tek şey yüreğimde bıraktığın ateş olacak!içim seninle dolu!bir başkasına yer açılmayacak asla!

ölmezsem eğer , döndüğünde bıraktığın yerde bulacaksın beni!dedim ya ömrüm yettikçe seninim.tek sahibimsin!



sensiz dünyayı sevmiyorum!ve sensiz sebepsiz bir hayat istemiyorum!

Beni yokluğuna mahkum etmeden dön AŞKIMM

Beni sensiz , beni sessiz bırakma!

SENİ SEVİYORUM!!!
 
bir hayalin peşinde yıllarca koşabilmektir aşk.üstelik harcanan yılların sonunda o hayali hiç gerçekleştirememe olasılığına rağmen!
günleri,geceleri bir odaya kapanarak geçirirken bir telefon çığlığına,bir kapı ziline ömrün yarısını verebilmeyi düşünmektir aşk!
yada duyulacak bir sesle ömrün üzerine bir ömür daha eklendiğini hissetmektir aşk!
birine hayatını bağlamışken,onsuz olamayacağını düşünürken,bir gün yapayalnız kalma korkusunun bütün vicudunu titretmesidir aşk!
herşey çok iyi giderken,mutluluk ormanında hergün yepyeni fidanlar dikerken,insanların sana ve ona gıpta ile baktığını düşünürken,bir sabah uyandığında onu yanında bulamamak korkusunun seni deli etmesidir aşk!
terkedildiğinde hayata küseceğini,suçlayacak yüzlerce insan bulacağını,intikam yeminlerini edeceğini bilmektir aşk!
bir özlem şarkısının içini eriten ezgilerinin kulağından girip yüreğine doğru akmasını,sonrada gözlerinden damla damla dışarı aktığını hissetmektir aşk!
tutkun yüzünden aptallıkla suçlanmayıda göze almaktır aşk.sana 'aptal'diyenlere söyleyecek hiçbir kelime bulamazken yüreğinin 'onu seviyorum'diye haykırmasıdır aşk!
plansız,hesapsız,ölçmeden,kaygısızca ama her olumsuzluğuda göze alarak kendini bırakmaktır aşk!
yarını hiç düşünmeden sadece içinde bulunduğun anın hazzını bütün,bütün benliğinde hissetmektir aşk!
ve aslında hiçbir benzetmenin,hiç bir tarifin aşkı tanımlamaya yetmeyeceğini bile bile ,bu konu üzerinde yazma cesareti göstermektir aşk!
M.COŞKUNDENİZ
 
Bilirim ki aşkın bahçesinden bir gül koklayan, şeyda bülbül olurmuş.
Bilirim ki aşkın pınarından bir damla içen, ömrünce sarhoş gezermiş.
Bilirim ki kavuşmak olmasa sevdalılar, ağlayı ağlayı kör olurmuş.

Biliyor musun, iki gözüm; bugün ayın kaçı?
Hangi mevsimdeyiz? Bahar mı, kış mı, sonbahar mı, yaz mı; inan farkında değilim.
Sıla ne yana düşer, gurbet ne yanda? Nerdeyim, nasılım? Bilmiyorum.

Derdim, kederim ne ? Biliyor musun yanıtını?...
Neşemi, sevimcimi, yaşama gücümü yitirdim.
O coşkulu, mutlu, umutlu günlerimi ne de çok özlüyorum.
Öylesine bir özlem ki bu; ne sen sor, ne ben söyleyeyim.
Sevdiklerim, özlediklerim ve bana dost olanların her biri başka bir yerde; hiç birine kavuşamıyorum.

Dalları fırtınada kopmuş bir ağaç gibiyiz iki gözüm.
Her dalımız bir sınır boyunda, her yaprağımız bir ülkeye savrulmuş.
Bir yanımız vizeli, bir yanımız kaçak.
Çocukluğumu, ilk gençliğimi, geçmişimi, memleketimi velhasıl eskiye ait herşeyimi nasıl özlüyorum biliyor musun?
Özümü özlüyorum, özümü.....Kendim olabilmeyi, sözümde durmak için verdiğim çabayı,
kendime dürüst olmak için kendimle olan mücadelemi, özümle barışık yaşamayı özlüyorum.
En iyi sen bilirsin, bir huyumu terk etmek için sarf ettiğim gayreti.
Doğaya, insanlara, hayvanlara, çocuklara olan sevgimi,
tutkumu ve yüreğimdeki ateşi, dimağımdaki tadı da en iyi sen bilirsin.

Zaman geçiyor, hayat geçiyor, ömrümde akşam çanları çalmaya başladı bile.
İnsanın mutlulukları, heyecanları, hayatı, yaşadıkları geride kalıyor iki gözüm.
Bizim gibileri yıllar geçtikçe daha bir duygusallaşıyor.
Toplumların gittikçe bencilleştiği, duyarsızlaştığı dünyamızda olup bitenler beni hüzünlendiriyor.
Acaba bu durumun bilincinde ve farkında olan çevremizde kaç insan var ?
Binbir düşünce üşüşüyor beynime. Anılarla, özlemlerle boğuşmak beni yıpratıyor.
İç acısıyla dolu, yaralı,
bin yerinden vurgun yemiş bir gönülle acılara karşı umarsız olmaya çalışıyorum ama olmuyor.
Belki bir gün son bulacak ufuklarda solar hüznümüz.
Hala bir şeyler bekleyerek bulutsu bir sise gömülüyor her şey.

Şimdi ise, gülmek-ağlamak arası monoton bir hayatın girdabında kaldım.
Üzerime ölü toprağı serpilmiş gibi.
Silkinip çıkamıyorum. Gün ışığına, suya hasret bitkiler gibi tatsız ve tuzsuzum.
İşte şimdi böyle bir insan oldum iki gözüm. Gayesiz ve huysuz .
Evden sokağa her çıkışımda, penceremden dışarı her bakışımda, karabasan gibi çöken sis ve karanlık dokunuyor bana.
Oysa ışık umut, umutsa hayat demektir. Ben mi o ışığı yitirdim, yoksa o ışık mı beni; bilmiyorum.

Nedense hep geçmişe bir özlem duygusu büyüyor içimde...
İşte böyle iki gözüm. Hangi gündeyiz? Bugün ayın kaçı? Hangi mevsimdeyiz ?
Bilmiyorum. Bilsem de, benim için artık hiç bir önemi yok..........

Uzun yıllar önce sevdamı yüreğime yükleyip geldiğim bu yabancı ülkede, koynunda volkanları taşıyan bir dağ gibi sustum.
Suskunluğumu delicesine haykırmak isterken, içime ağuları akıttım ve öylece sustum.
Kara bir diken gibi yuttum ve içime yığılıp öğlece kalakaldım.
İçimdeki yangını, yüreğimdeki yarayı, gözlerimdeki damlayı sorma.
Hasretlere dayayıp başımı, hüzünle geçip giden günlere, gecelere döndüm sırtımı iki gözüm.
Yorgun, yetim ve yaralı. Gönlümün duvarına kocaman bir sevda resmi çizdim, bir de ateş yaktım ocağıma dağ gibi
Ki, okyanuslar söndüremez.

İnsanlar, var olalı beri kabullenmiş sevdayı. Herkes kendi sevdasının Mecnunu; kendi hasretinin delisi olmuş.
Kendi hikayesini, kendi sevdasını en büyük sanmış ve saymış; büyütmüş yüreğinde dağ dağ.
Sabır sabır beyninin gergefine işlemiş. Benim sevdam da benim için dünyanın en büyük, en kutsal sevdası....

Ben ki, sevdanın çöllerinde ayrılıkların en büyük hasretini çektim Leyla ‘mın. Ferhat oldum dağları deldim.
Kerem oldum yaktım kendimi. Pir Sultan oldum asıldım, Nesimi oldum yüzüldüm. Kavuşmak için gönlümü yollara düşürdüm.
Horlandım, ezildim, hakaretlere, işkencelere maruz kaldım.

Yüreğimdeki yangını, gözlerimdeki hicranı sorma iki gözüm. Acılarımı kimsesizliğime yükleyip, uzayıp giden yollara düştüm.
Yorgun, yetim ve yaralı. Aşık oldum, yaktım kendimi. İçimde bin yangınla çıktım yola.
Sevgilime şiirler yazmak, şarkılar bestelemek, türküler yakmak en büyük ibadetimdi.
Kavuşmak ise en inanılmaz hayalim.

Bilirim ki aşkın bahçesinden bir gül koklayan, şeyda bülbül olurmuş.
Bilirim ki aşkın pınarından bir damla içen, ömrünce sarhoş gezermiş.
Bilirim ki kavuşmak olmasa sevdalılar, ağlayı ağlayı kör olurmuş.

Aşk olmasa iki gözüm, içimde biriktirdiğim bu yangın olmasa,
dolmasa iliklerime aşkın hasreti, bu yangın yüreğimi sarmasa,
avuçlarımı yakmasa bu ateş, akar mı damarlarımdaki kan!
Bir gün kavuşmak hayali olmasa, nasıl dayanılır bu yaşama,
bu kimsesizliğe, bu gurbete, bu hasrete iki gözüm, nasıl?

sorma
ben kimim, adım ne, nereden geldim
kim açtı bu kahrolası çukuru yüreğimde
kimi sevdim, kime özlemim
kaç yıl sevda doldu iliklerime
kaç yıl eksildim.

tut ki, bir pınarım suyu kesik
akamadım nazlı nehirlere tut ki
susturulmuş binlerce türkü
bastırılmış binlerce acıyım
baştanbaşa aşk ve ateş

tut ki, incinmiş bir gülüşüm
gecikmiş bir düş
bir ateşin çemberinde
yarım kalmış sevinçler kanayan

tut ki, kar altında sevincim
bütün mevsimlere küsmüşüm

kanadı kırık bir serçeyim tut ki
dağlarda koparılmış kınalı bir çiçek

ateşin zulmünü gördüm
suyun ihanetini
baştanbaşa aşk
baştanbaşa hasret
susturulmuş
milyonlarca türküyüm

bir sarı çiçek
bir sarmaşık belki
çözer dilini yüreğimin

ihanetlerin kilitlediği...
 
Oysa ışık umut, umutsa hayat demektir. Ben mi o ışığı yitirdim, yoksa o ışık mı beni; bilmiyorum. cok guzel bı yazı tesekkurler:KK66:
 
Nasıl seviyorum seni;ne kadar seviyorum.Farkında mısın?Bütün dualarıma Allah'tan sonra senin adınla başlıyorum.Her damla gözyaşım yalnızca senin için.Öyle umutlarım hayallerim var ki sana dair...Her zaman canımı yakan,beni korkutan...Acaba gerçekten bu kadar imkansız mısın benim için?Yoksa alnımdaki yazı mısın?
Beni seni sevdiğim kadar sevsen die düşündüüm her an kalbimdeki acıyı hayatında bi kere olsun hissettin mi acaba?
Sevmekten,seviorum demekten korktuumsun sen.Her an canımı yakarsın die zindan oluor bana bu hayat...
Nolurdu dönebilseydik o günlere?Seviorum sözcüğü yine dökülseydi yine o güzel dudaklarından kalbime...Nolurdu yine sana korkmadan seviorum diyebilseydim....Benim misin deil misin ben bile bilmiorum artık...Sevgilime,her şeyime,hayalime,umuduma dokunmaya korkuorum...Ne kadar yakınsan aslında bi o kadarda uzaksın bana...Dokunsam da mesafeler var sanki arada...Tenine dokunsam da kalbine dokunamıorum sanki...
Sensizliği düşünmek bile nası yakıo kalbimi bilsen...Sensizliğin korkusuyla yaşamanın verdiği acıyı bir bilsen..Bir bilsen nası sevdiğimi acaba yine aynı mı olurdu die düşünmeden edemiorum.
Verdiğimiz sözler,ettiğimiz yeminler n kadar eskide kaldı deil mi?Kopmasak da beraber de olsak yine uzaksın sanki bana...O kadar acı ki sana dokunup seni hissedememek...
Yıllarca nefessiz kalıpta son nefesi verememek gibi...
Hayalimsin sen...Durmadan üzerine düşler inşa edip kendimi avuttuğum.Korkumsun her sözümde...Kırarım die kırılırım die konuşamadıımsın..Beni en iyi anlayanken artık beni her zaman yanlış anlayansın....
Ne kadar uzaksın bana....Ne kadar...Ne kadar imkansız senin kalbinde yaşamak..Ne kadar zor seni bırakmak....Çekip gitmek..Her gün acılar çekip,her gün gözlerinde yaşları tüketip adım attırmayansın...
Ah diorum....Bir dönüp gidebilsem arkamı sana...Yerine taşları bassam bağrıma...Vursam kendimi yollara...Yinede unutabilcek miyim seni?Yoksa hep kanayan yaram mı olucaksın...Hep uzağımda mı kalıcaksın...Ah bi gidebilsem..Bi sensizliği öğrenebilsem...Bu kadar büyük mü olurdu acaba acım...

Ne farkeder ki...Sanırım senle mutsuzluk,acı sensiz mutsuzluktan daha ii heralde...

Nolursun...Artık ya tamamen bnm ol...Ya da çek git hayatımdan...Bırak sensizlikten gözyaşlarım kurusun...Bırak güneş doğmasın pencereme.Bırak nefes almayı unutayım..Bırak yatağım mezarım olsun...Ama nolur yakma artık canımı...Ben terkedemem seni...Nolur bırak git beni...Ya da gel artık bana tamamen..Tüm kalbinle gel...Bırak gözlerim yeniden ışıldasın aşkınla....Geceme güneş ol...Bırak yatağım en güzel düşlerimin,en mutlu anlarımın günlüğü olsun....Ama nolur...Yakma artık canımı....
 
çok güzel bir yazı ya teşekür ederim.

ah ah sevdiğim geldi aklıma.

evvel yarin sevglisi ben idim
şimdi uzaklarda bakan el oldummmsenağlama
 

> Sevmek cesarettir,Korkunun oldugu yerde ask yoktur.
> Sevmek; Düzenlere,oyunlara,kötülüklere meydan okumaktir.
> Sevmek; uzaklasmaktir yalandan, bencilligi hiçe saymaktir.
> Bir baska açidanda inanmaktir sevmek.
> Gerçekten inanmaktir, tümden inanmaktir.
> Insan sevince; sevdigine bütün varligi ile teslim olmamissa,yeteri derecede
> sevmemis demektir.
> Ve ona kayitsiz sartsiz inanmiyorsa,sevgiden bahsetmeye bile hakki yoktur.
> Kiskançlik inancimizin bütünlügü ölçüsünde besler aşkı.
> Şüpheyse öldürür.
> Süphenin oldugu yerde inancin yeri olmaz.
> Sevgiden bahsedilemez orada.
> Kiskançliksa; kutsal bir duadir,dudaginda sevenlerin.
> Sevmek; var olmaktir bir bakima,derinden bakilinca yokluga benzer.
> Sevmek bütünlenmektir.
> Çok seven eksildigini zanneder,oysa artmaktadir sevmek,çogalmaktir.
> Çevrenin gözlerimizden silinmesi, önce bir eksilme hissi verir insana.
> Fakat o her seyimizi varligi ile doldurdukça arttigimizi anlariz.
> O bir tek kazanç,bütün kayiplarimiza bedeldir.
> Bir an gelir; her şeyi onunla degerlendirmeye baslariz.
> O bugün mutluysa yasamak güzeldir. Kabimiza sigmayiz.
> Sarkilar söylemek gelir içimizden.
> O kederliyse ,gözlerimizde hersey kederlidir artik
> Bütün güzellikler bir bir yitirirler anlamlarini.
> O anlarda ölümü düsünürde,yine ölemeyiz kurtulamamak için.
> Yanmaktir,tutusmaktir sevmek ve yasadikça hiç sönmemektir.
> Dinle sana sevmenin ne olmadigini söyleyecegim önce.
> Ne oldugunu sonra anlayacaksin.
> Dinle, sevmek alis veris degildir.
> Geometri degildir,aritmetik degildir.
> En degerli seydir belki,ama karsiliginda hiçbir sey alinmaz.
> Karsiliksiz bir çeke atilmis kuru bir imza degildir sevmek.
> Iskambil kagidi degildir,zar degildir,bir dilim degildir,hesap pusulasi
> degildir sevmek. Sevginin bedeli yine sevgiyle ödenir,altinla degil.
> Sevilmekse; sevmenin mükafatidir ancak,karsiligi degil.
> Bir sevgiye eş bir baska sevgi olamaz.
> Çünkü her sevgi birbirinden büyüktür.
> Sevgi tartilamaz, sevgi ölçülemez.
> Sevgi; gram degildir, mesafe degildir.
> Derinlik sanirsiniz,yüksekliktir o.
> Sevgi; dudak degildir,göz degildir,saç degildir.
> Sandalye degildir sevgi,yatak degildir, çarsaf degildir.
> Geçip karsisina seyredemezsiniz,manzara degildir,tablo degildir,heykel
> degildir.
> Okuyamazsiniz kitap degildir.
> Bilmece degildir,çözemezsiniz.
> Istesenizde içinizden atamazsiniz.
> Kan degildir,kesip damarinizi akitamazsiniz.
> Siz agladikca o güçlenir içinizde
> Akmaz, gözyasi degildir.
> Kus degildir uçmaz,
> Çiçek degildir koklanmaz.
> Bitmez çile degildir.
> Ne desen o degildir sevmek.
>


aLıntı ama benim çok sevdiğim biri tarafından bana yazıLmış...
 
Seni ilk gördüğüm gün başka kim varsa silinip gitti hayatımdan. Tatlı anılar bir yana, hangi olay varsa zihnimden silindi. Yepyeni, tertemiz bir başlangıçtı bu. Çıplağım, karşında arınmış durumdayım. Yaşamın iki yüzlülüğünü, yalancılığını, ihanetlerini, kalleşliklerini soyunup karşına en saf, en yalın benliğimle çıktım.
Sana ait olanı yaşamak istiyorum ben. Aşksa aşk, sevinçse sevinç, hüzünse hüzün, acıysa acı... Senden gelen hiçbir şey korkutmuyor beni. Sen yanımda olduktan sonra her şeye dayanabileceğimi biliyorum. Gözlerindeki derin uçurumlarda bir dağcı edasıyla gezinmek mutlu ediyor beni. Seni her gün yeniden keşfediyorum. Bu keşifte yolumu kaybetmeme imkan yok. Pusulamda rehberimde sensin. Karanlık yollarda ışığımda sensin.
Demet demet çiçek oluyorsun. Ben o çiçek tarlasının acemi bahçıvanı, birini koklasam diğerinin hatırı kalır diye üzülüyorum. Neyse ki her gün yeniden açıyorsun. Ve ben o renk renk çiçekleri bir daha koklama şansına sahip oluyorum.
Ne desem de sevda mı anlatsam diye düşünüyorum. Bu güne kadar söylenmiş en güzel sevda sözcükleri bile sana duyduğum aşkı ifade edemeyecek diye korkuyorum. Dünyanın bütün dilleriyle “Seni Seviyorum” desem yetmeyecek biliyorum.
Bana dokunduğunda tatlı bir ürperti kaplıyor bedenimi. Hafif bir meltem nasıl gıdıklarsa insanın vücudunu öyle oluyorum işte. Ama senin dokunuşların bu dünyadan uzaklaştırıyor beni. Kendimi lacivert bir okyanusun ortasında buluyorum. İçimdeki sonsuzluk duygusu büyüyor. Hiç bitmesin istiyorum dokunuşların...
Nereye gidersem gideyim yanımda *ürüyorum seni. Hiç yalnız değilim bu yüzden.Ne gecelerim sensiz geçiyor, ne gündüzlerim. Yaptığım her şeyde, attığım her adımda mutlaka sen de varsın.
Özlemek aşkın yaramaz çocuğu. Ben o çocuğu bile uslandırdım artık. Özlenen sensin çünkü.
Sen benim için bu dünyada özlenmeye değer tek şeysin. Karşıma nasıl çıktığının önemi yok.Biz buna hayatın sürprizi diyelim.
Hani bir piyango bileti alır cüzdanında unutursun da haftalar sonra hatırlayıp listeye baktığında ikramiye kazandığını görür, sevinirsin ya...

İşte Sen Benim Hayatımın Büyük İkramiyesisin ! sen benim canımsın kanımsın ruhumun en güzel en derin yerindesin.... AŞKIM... askıma olan özlem bu (

Hayat ne Garip bazen hersey elinde saniyorsunuz ama hiçbirsey istediginiz gibi değildir..

birini seviyorsunuz tüm hayatınız boyunca sadece bir kere aşık olmuş sunuzdur ama onada el atip uzanip alamiyorsunuz...

insani bitirinde bu değilmidir. Sevipte Kavuşamamak Sevipte Alamamak ben böyle bitiyorum iştee Anılarlan Hergün baktığım her yerde hayaller görerek Ben boyle BİTİYORUM iştee!!!!
........................................................................................................
 
X