Ben şanssız bir çocuk muyum

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Ohooo konu sahibesi arkadaşım. Babanız alınganmış ama bence siz zirveye oynuyorsunuz. Cidden insan annesine de bu kadar alınmaz ama. Anneniz kendi doğurduğunun fesat olup olmadığını bilir.

Anneler geçimsizdir. Daha doğrusu yaş almakla insan doğası gereği geçimsiz ve huysuz olabilir. Bu bizim de başımıza gelecek.

Çocukluk travması derseniz eğer x kuşağı travmanın alasını yaşamıştır. Siz kendi travmanıı düşündünüz, amenna. Peki annenizinkini ne yapacağız? Hicbirimizin annesi bizim kadar şanslı değildi ve hiçbirimiz de çocuklarımız kadar şanslı değil.

Ben şehir dışında üniversite okudum ve çalıştım. Daha sonra istifa edip 7 sene sonra ailemin evine döndüm. Bi gün annem bi şeye kızdı dedi ki "sen niye geldin ki ben sensiz çok rahattım"

Ben de dedim ki "canım burası benim babamın evi. Gidecek biri varsa o ben değilim. Hanimefendi gibi oturacaksan otur, oturmayacaksan sen de kendi babanın evine gidebilirsin"

Annem kısa bir şoktan sonra kahkaha attı. Valla iyi cevaptı dedi. Birlikte güldük. Halen daha zaman zaman yeri gelince birbirimize der güleriz.

Yürüyüşteki mevzuda neye kırıldınız mesela. Inanin ki anlamadım. " he valla anne kaçırıyorsun oğlumu zannettim de kostüm geldim" dersinuz güler geçersiniz. Cidden kadınin dediğinde hiçbir şey yoktu. Böyle alınganlık çok yorucu.

Anneme kırgınlığım yok mu ... var. Çok var. Hepimizin var ama benim durumun biraz daha farklı ve derin. Ama bunları asla sorun etmiyorum. Annemin ciğerini bilirim ben. Niyeti kötü değildir. Tavri kötü olabilir ama içi iyidir. Icinden geliyorum ben iyi bilirim🤭🤭🤭

Son olarak. Hepimiz onlar gibi olacağız.
Yaş aldıkca her çıkan yeni huy onlardan aldığımız bir huy olacak. Sılanın da dediği gibi "git gide anneme benziyorum afitap"

Onlar bizim gibi olamaz artık ama biz onlar gibi oluruz.

Bu sebeple kolaylaştırın, zorlaştırmaýın derim.

Sakalasin ve saka kaldırın. Sizin dediğiniz gibi yaparsak hepimiz anne babasız ve kimsesiz kalırız.
 
Merhabalar,

Bu konuya nasıl bir başlık yazmalıyım bilemedim. En sonunda "ben şanssız bir çocuk muyum" yazdım. Amacım ailemle ilgili bir derdimi paylaşmak ve sizin yorumlarınızı almak. Çünkü anne olduktan sonra kendi çocukluğum ve ailemle olan ilişkilerimde farkettiğim sorunlar ve bunları dışa vuramamak beni ciddi anlamda yıpratmaya başladı.

Ben 35 yaşındayım. Evliyim ve bir çocuğum var. Çocuğum 8 yaşında.

Eşimin ailesi ve kendi ailemden farklı bir şehirde yaşıyoruz. Bayramlarda, tatillerde iki tarafa da gideriz. Zor da olsa. Her iki tarafın da gönlünü yapmaya çalışırız. Benim ailemin oturduğu şehirde deniz var, çocuğımuz da hem anneanne ve dedesini hem de denizi sevdiği için mümkün olursa biraz daha fazla kalmaya çalışıyoruz. Fakat artık özellikle annemin davranışları beni çok rahatsız ediyor. Oğlum bunları farketmiyor eşim ise gıcık olsa da çok kafasına takmıyor fakat benim resmen canım yanıyor. Burda kalmak istemiyorum ama oğlum üzülecek diye idare etmeye çalışıyorum. Ama beni asıl üzen ne biliyor musunuz, bu anne babayla geçen çocukluğuma üzülüyorum ve ben elimden geldiğinde iyi bir evlat olmaya çalıştıkça gördüğüm muamele beni kahrediyor.

Tabi ben küçükken annem ve babam benim için dünyanın en iyisiydi. Bazı şeyleri insan anne baba olunca yada zaman içinde anlıyor. Annemin çok şüpheci, sürekli bişeylerin altında başka bişey arayan, kendini dobra gören ama aslında söylemleriyle karşısındakini iğneleyen ,inciten bir davranış tarzı olduğunu zamanla anladım. Babamsa çok alıngan, küçük şeylerden büyük tartışmalar çıkarabilen, kendini hep haklı bulmaya alışmış bir kişiliğe sahip maalesef. Tabi böyle iki kişilik evli olduğunda evde oluşabilecek tartışmaları tahmin edebilirsiniz. Çocukluğum bu tartışmaların içinde geçti. Bunların benim ruhumda yarattığı travmaları çok sonra anladım. Herkes zaman zaman anne baba tartışmalarına şahit olmuştur kimsenin çocukluğunun güllük gülistanlık olmadığını biliyorum. Ama benim yaşadığım ortalamanın bi tık üstündeydi sanırım. Bu sebeple sanki o çocukluk neşem yitip gitmiş, hayattan endişeli, içine kapanık bir insan olmuşum. Yani bunları çok sonra anladım..Şimdi yetişkinliğimde bu ruh hali aşmakta en çok zorlandığım şey..

Bütün bunlara rağmen kendilerini her konuda haklı, kültürlü, hayatta hep doğruları yapmış insanlar olarak görürler. Yani kendilerine toz kondurmazlar. mesela eşim ailesiyle bir sorunu olduğunda bunu hiç çekinmeden konuşur. Bense en ufak bir şeyi söylerken isterken boğazım düğümlenir, annem tarafından iğnelenirim, babam alınıp küsebilir. Ciddi sorunlar çıkabilir. Bu yüzden mümkün mertebe içime atarım, konuşmam.

Hamilelik dönemimde eşimle ziyaretimizde ciddi bir tartışma yaşadık ailemle. Sebep benim, eşime karşı yanlış bulduğum bir davranışı annemle paylaşmamdı. sonrasında da onun gelip konuyu babam ve eşime anlatmasıyla olay büyüdü. Ben (evet birazcık sinirli konuştum ama) anne-kız arasında konuşup halledebiliriz diye düşündüğüm bir konuydu. Eşime bazı konularda "tersler gibi" konuştuğunu (gerçekten de üstüste bir kaç kez böyle olmuştu), eğer onun ailesi benimle o tarz konuşssa benim üzüleceğimi, bu şekilde davranmasını doğru bulmadığımı söyledim. Ve bunu eşimle konuşmadığımı (evet konuşmamıştım, onlara karşı hep dürüst olmaya çalıştım) ilk kendisiyle paylaştığımı söyledim. Annem buna karşılık "sen beni terbiye mi edeceksin" diyerek olayı büyüttü. Kendisiyle hiç bir zaman gerçek bir anne-kız olamadığımızı bu olay sayesinde anladım. Hiç bir zaman bir güven ilişkimiz olmamıştı, hiç bir zaman bir sırrımız anne-kız arasında konuşulup tartışılıp tatlıya bağlanan bir mevzumuz olmamıştı. Ve beni bu olayda en çok üzen, annem ve babam bu konuyu eşimin tetiklediğine, ikimizin konuşup bu durumu bilerek yarattığımıza inanmıştı yani benim sözüme inanmamışlardı. Ve tüm bunlar olurken ben 7 aylık hamileydim. Ne annem ne babam en azından, bu kız hamile deyip edecekleri laflardan çıkaracakları olaylardan geri durmadı.

Neyse bu olay çok zor da olsa uzun zaman içinde kapandı gitti..

Şimdiye dönecek olursak, oğlum 8 yaşında. Ailemle uzağız ancak bir evlat olarak her zaman onlara en içtenliğimle dürüst, hiç bir karşılık beklemeden sevgi ve saygı duymaya ve bunu göstermeye çalışıyorum. Herşeye rağmen. Uzaktan yapılabilecek şeyler maalesef sınırlı. Ancak hep haberleşiriz, manevi her konuda destek olmaya yanlarında olduğumu göstermeye çalışırım. Her özel günlerinde sevgimi yansıtacak gönül alacak şeyler yapmaya, hediyeler göndermeye çalışırım. Aman alınmasınlar gücenmesinler diye itina ederim.

Fakat ne zaman bir tatilde evlerine gelsek, hiç bir ön yargım olmadan herşeyi unutup sıfırlayarak gelmeme rağmen, gördüğüm bazı davranışlar, işittiğim bazı sözler, "burdan bir an önce git" diyor bana. İnsan kendi ailesinin yanında da rahat edemiyorsa nerde edebilir? Ben buraya her geldiğimde kendimi mutsuz, içten içe ağlamaklı, hüzünlü, kendini ifade edemeyen, etse de dinlenmeyen, gerçekte sevilmeyen bir çocuk gibi hissediyorum. Ve çocuğumun, eşimin bir davranışına alınacaklar bir olay çıkacak diye hep diken üstündeyim. Çünkü daha önce oldu. Mesela oğlum alışkın olmadığı için bizden başka biriyle kalmıyor. Çünkü daha önce de kalmadı, Oğlumu ben kendim büyüttüm. Oğlum Anneanne ve dedesni seviyor, bunu da söylüyor zaten sürekli. Ama bizsiz sadece onlarla kalamıyor çocukcağız. Buna bozuluyorlar mesela ama sadece basit bi bozulma değil, tavırları değişiyor bize karşı.bir suç işlemişiz gibi. Buna benzer bir sürü şey yaşadım bugüne kadar, bazıları daha bile basit sebeplerdendi. Çocuk bişeye ağlıyor mesela. Buna bile alınıyorlar. "Sizin evde de böyle şeylere ağlıyor mu?" diye soruyor babam örneğin. Sonra annem ordan "bi ağlama tutturdu bu akşam, Allah Allah??" diye değişik bir yüz ifadesi takınıyor. Ben çocuğumla ilgilenmeye çalışırken, normalde sakin bir anne olmama rağmen, annemle babam alınacak diye çocuğuma kızmaya başlıyorum.

Şu yaşımda beni insan yerine koymadıklarını anladığım da çok oluyor. Abimle olan ilişkilerinde de sorunlar var ama onun görüşlerine benden daha çok önem veriyorlar bunu da farkettim. Bir de abimle yaşadıkları sorunlarla ilgili söylenirken (onun olmayıp bizim olduğumuz ortamda) annem bilerek çoğul konuşuyor. "Bütün nazları buğuzları bize, biz kimseye bişey yapamıyoruz" diyor örneğin. halbuki bahsedilen konuyla benim hiç bir alakam yok, sözde abimden bahsediyorlar. Ama laf boşa gitmesin değil mi, bu kız da nasibini alsın.


Ne yapıyorlar sana bu kadar diyeceksiniz belki, bunlar çok bişey değil diyeceksiniz. Ama özellikle annemin bu üstü kapalı, yapmacık, iğneleyici, gıcık iletişim tarzı ve babamın alınganlığı yüzünden bunları açık edemiyor olmam beni içten içe kemiriyor, mahvediyor. Babam nispeten artık daha uyumlu davranıyor ama alınganlığından bişey kaybetmediğini biliyorum. Bu annem benden ne istiyor, neden böyle yapıyor diye düşünüyorum, bazen sinirden gizli gizli ağlıyorum. Ama ne zaman açıkça konuşmaya kalkışsam en ufak bişey söylesem suratlar düşüyor, evde matem havası başlıyor.

Geçen gün dayanamadım gittim yalnızken "anne bi konuşabilir miyiz" dedim. "Noldu, bişey mi yaptım gene, neyi beğenmediniz!" Dedi. "Anne bişey yok, bi anne kız olarak konuşamaz mıyız ya biz senle, n eden böyle yapıyorsun" dedim. "Bilmem, daha önce böyle geldin konuştun sonra bi sürü sorun oldu, artık korkuyorum" dedi. (9 sene önceki olayın lafını sokuyor, kendi haklıymış gibi). "evet o benim de hayatımdaki en büyük travmalardan biriydi merak etme sadece konuşmak istiyorum" dedim. Anlattığım konu şuydu, evlerne geldiğimizde ilk gün gayet iyi davrandığını fakat sonraki günlerde suratının düştüğünü, sanki umduğunu bulamamış gibi söylemlerde bulunduğu, hep bişeylerin altında başka bişey aradığını, benim aileme karşı asla kötü niyetli bir söz söylemeyeceğim ve eğer onu üzen bişey yapıyorsak paylaşmasını istediğimi söyledim.Ben bunları ifade edene kadar "ben naptım, yine neyi beğendiremedik, geliyınuz hoşgeldiniz diyorum, şunu yapıyorum bunu yapıyorum ben daha ne yapayım!" şeklinde bir sürü saçma ve anlayışsız cümle işittim. En sonunda sadece onu üzen bişe varsa anlamak istediğimi (zar zor ve defalarca tekrar ederek) ifade ettim. Cevap olarak da öyle bişey olmadığını söyledi. En iyi günlerini yaşıyormuş, ne olcakmış ki.

Ancak iğneleyici davranışları sürüyor tabi ki. Mesela, son yıllarda bulaşık makinesini hiç kullanmaz oldular. Bir kaç kez anne makineye koysak ya dedim, zor oluyor dedim. Ben de çok yoğun çalışan biriyim. Orda geçirdiğim süre benim için de (sözde) tatil. Yılda bir kaç hafta tatilim var. Zaten yarısı yollarda geçiyor. Yani mümkünse ben de biraz olsun dinlenmek rahat etmek istiyorum. Ama nerde. Tavsiyem konusunda pek istekli olmadı. Geçen gün bulaşık yıkarken gülerek dedim ki "anne hatırlar mısın, dedemlere gittiğimizde eskiden, sen hep bulaşık yıkamak zorunda kalırdın. En son dayanamaz makineye koyardın bulaşıkları, ama onlar da koydurmak istemezdi" bunlar ağzımdan gülerek çıktı. Birlikte yaşadığımız anılardı sonuçta, anne kız güler geçeriz diye düşündüm. Bana cevabı gayet ciddi bi tavırla şu oldu "hıı, siz de şimdi onların konumuna geldiniz mi demek istiyorsun yani?"..

Geçen gece annem bahçedeydi, güzel bir bahçeleri vardır. Oğlumla eşim de aşağı indi. Ben de işimi bitirince yanlarına çıkmak için kapıya yöneldim. Eşim yukarı gelmiş. Çocuk aşağıda mı dye sordum. "Evet annenle yürüyüşe çıktılar şimdi" dedi. İçim birden kıpır kıpır oldu, üçümüz yürürüz diye düşündüm "ben de gideyim :)" dedim. İşte benim de aptal saf tarafım bu, neden gidiyorsun ki. Neyse yola çıktım baktım çok uzakta değiller. Yetiştim. Gülerek tam "buldum siziii" diyecektim ki annem iğneleyici lafını benden önce söyledi "oğlunu bana emanet edemedi, bak bak". Boğazıma bişey düğümlendi yine. O içimdeki neşe uçup gitti. Neşeyle bana doğru gelen oğluma sarılıp, "gerçekten böyle mi düşünüyorsun anne, bunun için geldiğimi mi düşünüyorsun dedim" üzgün bir şekilde. "siz de şakadan hiç anlamıyorsunuz bee herşeye alınıyorsunuz" dedi. Alınganlıkla anlamamakla suçladığı yine bendim.. Yol boyu önüme baktım, hiç konuşmadım. O, mahalleyle ilgili şeylerden konuştu durdu...

Oğlumu büyütürken okuduğum kitaplarda, çocukluğumun travmalarla dolu olduğunu anladım. Şimdiki yorgun, neşeden yoksun ruh halimin nedenlerini kavradıkça bu duygular içimde büyümeye başladı. Bir keresinde yine yalnızken anneme "ben çocukken bu kadar kavga etmek zorunda mıydınız, küçükken bu sebeple çok travma yaşadım. ben şimdi bunların bende yarattığı sorunlarla başa çıkamıyorum" dedim. "Doğru ben sussam sessiz kalsam kavga olmazdı, sessiz kalmadığım için suçluyum demi" dedi. Konuşmanın devamında, ilk defa o kadar üsteledim ve içimdekileri döktüm ki bir şekilde benden af dilemeye mecbur kaldı. Ama maalesef dilediği özürde bile kinaye vardı. İçten bir özür değildi, beni anlamamıştı, bizden yine bir anne kız olmamıştı..

Yeterince uzun yazdım, lütfen kusuruma bakmayın. Gerçek durumları ifade etmeden anlatabileceğim bir konu değildi. Bütün bunları ben mi abartıyorum yoksa gerçekten yaşadıklarım, ailemin bana davranışları normalin dışında mı, bir görüşe, tavsiyeye ihtiyacım var. Yaşadıklarımı üzüntülerimi ailemle açıkça konuşamıyorum ama bunlar içimi kemiriyor. Zaten çok akrabamız yok, çocuğumu da anneanne dedesinden mahrum bırakıp iyice yanlızlaştırmak istemiyorum. Ama bir anne neden çocuğunun her davranışının altında bir kötü niyet arar gerçekten anlamıyorum ve çok üzülüyorum. Hele ki en son size de bahsettiğim bu yürüyüş olayında ettiği laf beni çok üzdü. Yine içimde çocukça bir anlık beliren o neşe uçup gitti ve yerine üzgün, mutsuz, anlaşılmamış kişi geldi. Benim çocukluğum hep böyle mi geçti, bilmiyorum..
Benim annem ile , annenizin huyları, konuşma tarzı çok benizyor. Bende ailemdem çok çektim. 5 yıl önce babam vefat etti. Ve ben o yıl 2. evliliğimi yaptım. Bunu bile annem başıma kalktı hep. iki tane küçük çocuğum var, bebek sayılırlar daha, haliyle ses oluyor evlerine gidince, en son dediki ben sessizliğe alışkınım bana gelmesenizde olur. Aynı mahallede oturmamıza rağmen yılda 2-3 defa gidiyordum zaten. Böyle söylediği için bu bayram gitmedik. ve çok ağladım bayram günü.
 
Yengeç Burcu musunuz merak ettim
Ben yengeç insanıyım. Ama açıkçası kaldıramayacağim şaka yoktur. Hiç alakasi yok bence . Tamemen ailede şaka kültürü olup olmaması ile alakalı.

Babam biraz bunalınca kovar beni evden. Haydi bakayim herkes evine der. Ben de derim ki "burası benim babamın evi baba gitmiyorum"

Babam da diyor ki "burası benim de babamın evi"

Ben de diyorum ki "iste benim hem babamın hem dedemin evi. Benim 2 kere evim oluyor senin 1 kere. O yüzden sen git"

Bazen gelirken dondurma al diyorum. Alip geliyor "sen de iyi yerleştin buraya burası ali babanin ciftligi mi, çok masraflı olmaya başladın evine git diyor"

"Ohh babamin parasiyla yenen dondurma müthiş oluyor baba" diyorum .

Gülüyoruz. Ben onların evladıyım. Bana da şaka yapamayacaksalar kime yapacaklar.
 
Ohooo konu sahibesi arkadaşım. Babanız alınganmış ama bence siz zirveye oynuyorsunuz. Cidden insan annesine de bu kadar alınmaz ama. Anneniz kendi doğurduğunun fesat olup olmadığını bilir.

Anneler geçimsizdir. Daha doğrusu yaş almakla insan doğası gereği geçimsiz ve huysuz olabilir. Bu bizim de başımıza gelecek.

Çocukluk travması derseniz eğer x kuşağı travmanın alasını yaşamıştır. Siz kendi travmanıı düşündünüz, amenna. Peki annenizinkini ne yapacağız? Hicbirimizin annesi bizim kadar şanslı değildi ve hiçbirimiz de çocuklarımız kadar şanslı değil.

Ben şehir dışında üniversite okudum ve çalıştım. Daha sonra istifa edip 7 sene sonra ailemin evine döndüm. Bi gün annem bi şeye kızdı dedi ki "sen niye geldin ki ben sensiz çok rahattım"

Ben de dedim ki "canım burası benim babamın evi. Gidecek biri varsa o ben değilim. Hanimefendi gibi oturacaksan otur, oturmayacaksan sen de kendi babanın evine gidebilirsin"

Annem kısa bir şoktan sonra kahkaha attı. Valla iyi cevaptı dedi. Birlikte güldük. Halen daha zaman zaman yeri gelince birbirimize der güleriz.

Yürüyüşteki mevzuda neye kırıldınız mesela. Inanin ki anlamadım. " he valla anne kaçırıyorsun oğlumu zannettim de kostüm geldim" dersinuz güler geçersiniz. Cidden kadınin dediğinde hiçbir şey yoktu. Böyle alınganlık çok yorucu.

Anneme kırgınlığım yok mu ... var. Çok var. Hepimizin var ama benim durumun biraz daha farklı ve derin. Ama bunları asla sorun etmiyorum. Annemin ciğerini bilirim ben. Niyeti kötü değildir. Tavri kötü olabilir ama içi iyidir. Icinden geliyorum ben iyi bilirim🤭🤭🤭

Son olarak. Hepimiz onlar gibi olacağız.
Yaş aldıkca her çıkan yeni huy onlardan aldığımız bir huy olacak. Sılanın da dediği gibi "git gide anneme benziyorum afitap"

Onlar bizim gibi olamaz artık ama biz onlar gibi oluruz.

Bu sebeple kolaylaştırın, zorlaştırmaýın derim.

Sakalasin ve saka kaldırın. Sizin dediğiniz gibi yaparsak hepimiz anne babasız ve kimsesiz kalırız.
Yazdıklarınız oldukça güzel öncelikle teşekkür ederim. Tabi ki ailelerimizin de travmaları var, ancak ben kendi tercihimle yaşadığım travmaları çocuğuma yansıtmayı tercih edebiliyorum. Ben bu davranışların ebeveynlerde "hayattan istediğini alamamış, istediği hayatı yaşayamamış olma" durumunun yansımaları olduğunu düşünüyorum. Ama insan bunları farkedip çözebilir, davranışlarının nedenini anlayıp düzeltebilir. Herşey bizim elimizde. Tabi ki mucizeler bekleniyorum ailemden ama tek istediğim biraz daha farkında olmaları.

Siz annenizle birbirine şaka yapıp gülebildiğinizi yazmışsınız. Yeri geldiğinde olımsuz da konuşabiliyorsunuz ve geçip gidiyor. Ne güzel, imrendim. Ama herkesin annesi babası bunu yapmaya müsait değil inanın ki. Ben en ufak şeylere kapı baca çarpılan, ufacık bir sözden günlerce birbirine düşman gibi davranan bir evde çocukluk geçirdim. Bişey söylendiğinde niyetin ne olduğunu anlayabiliyorum ve gülüp geçecek insanlar olmadıklarını da biliyorum. Yani herşey sadece bizde bitmiyor. Beni alıngan bulmuşsunuz, buna katılmıyorum :) Yazdıklarınızdan anladığım kadarıyla Ailelerimiz aynı tarz değil, dolayısıyla verecekleri tepki de aynı değil..
 
annenizi kenara çekip ayar vermeye çalışmanız hoş değil. iletişim kurayım istiyorsunuz ama yaptığınızı anneniz aynı benim yazdığım şekli ile anlıyor.
şimdiki anneler çocuklarıyla arkadaş bizim neslin anneleri değil genel olarak.
bu kadar alıngan olmasanız hayat daha kolay olur sizin için.
yazdıklarınızdan siz ne kadar diken üstündeyseniz annenizinde siz orada kalırken aynı dikenin üstünde olduğu anlaşılıyor.
mesela anneniz bana emanet edemedi dediğinde gülerek yok anne seni oğlana emanet edemedim diyerek yanağına nir öpücük kondurdasanız olup bitecekmiş bütün yolu kafa önde yürümek yerine.
kadında sohbet etmeye çabalamış durmuş.
 
annenizi kenara çekip ayar vermeye çalışmanız hoş değil. iletişim kurayım istiyorsunuz ama yaptığınızı anneniz aynı benim yazdığım şekli ile anlıyor.
şimdiki anneler çocuklarıyla arkadaş bizim neslin anneleri değil genel olarak.
bu kadar alıngan olmasanız hayat daha kolay olur sizin için.
yazdıklarınızdan siz ne kadar diken üstündeyseniz annenizinde siz orada kalırken aynı dikenin üstünde olduğu anlaşılıyor.
mesela anneniz bana emanet edemedi dediğinde gülerek yok anne seni oğlana emanet edemedim diyerek yanağına nir öpücük kondurdasanız olup bitecekmiş bütün yolu kafa önde yürümek yerine.
kadında sohbet etmeye çabalamış durmuş.
Teşekkürler ancak katılmıyorum. Bir insanın annesiyle bir konuyu konuşmak istemesi ayar çekmek değildir. Yani her davranışı onların dönemine göre doğru kabul edeceksek, böyle böyle sonsuza kadar aynı döngü ile devam eder, nesilden nesile olumsuz herşeyi aktarırız. Annemin bu konuda ilk laf sokuşu değildi bana. Çocuğumı kendim büyüttüğüm için, her fırsatta söylediği bir laf. Fakat kendisi ben çocuk büyütürken çalışıyordu. Ben de işinden ayrıl gel çocuğuma bak diyemedim. Ama bunun için de eleştirildim. "Bize güvenemedi" diye herkese anlattı. "İstese gelirdik" dedi. Çocuğum onlarda kalmıyor diye de surat çektim. Tavsiyeler güzel ama ben olayın bütününü anlatmaya çalıştım yazımda. tabi ki eksikler var.

O lafı söylerken ki yüz ifadesini ben görüyorum :). Burda kendimi alınganım değilim diye savunacak değilim. Ama yazdıklarımı benim algım yanlış diye eleştirerek yaklaşırsak, o zaman konuşacak hiç bişey kalmaz. Bir kelime yüz ifadesi ve mimiklerle olumlu/olumsuz her şekilde ifade edilebilir. Yazım dilinde bunları anlatabilmek mümkün değil tabi ki. Tek bildiğim hayatımda başka kimseyle alınganlık üzerine bir sorunum olmadı.
 
Merhabalar,

Bu konuya nasıl bir başlık yazmalıyım bilemedim. En sonunda "ben şanssız bir çocuk muyum" yazdım. Amacım ailemle ilgili bir derdimi paylaşmak ve sizin yorumlarınızı almak. Çünkü anne olduktan sonra kendi çocukluğum ve ailemle olan ilişkilerimde farkettiğim sorunlar ve bunları dışa vuramamak beni ciddi anlamda yıpratmaya başladı.

Ben 35 yaşındayım. Evliyim ve bir çocuğum var. Çocuğum 8 yaşında.

Eşimin ailesi ve kendi ailemden farklı bir şehirde yaşıyoruz. Bayramlarda, tatillerde iki tarafa da gideriz. Zor da olsa. Her iki tarafın da gönlünü yapmaya çalışırız. Benim ailemin oturduğu şehirde deniz var, çocuğımuz da hem anneanne ve dedesini hem de denizi sevdiği için mümkün olursa biraz daha fazla kalmaya çalışıyoruz. Fakat artık özellikle annemin davranışları beni çok rahatsız ediyor. Oğlum bunları farketmiyor eşim ise gıcık olsa da çok kafasına takmıyor fakat benim resmen canım yanıyor. Burda kalmak istemiyorum ama oğlum üzülecek diye idare etmeye çalışıyorum. Ama beni asıl üzen ne biliyor musunuz, bu anne babayla geçen çocukluğuma üzülüyorum ve ben elimden geldiğinde iyi bir evlat olmaya çalıştıkça gördüğüm muamele beni kahrediyor.

Tabi ben küçükken annem ve babam benim için dünyanın en iyisiydi. Bazı şeyleri insan anne baba olunca yada zaman içinde anlıyor. Annemin çok şüpheci, sürekli bişeylerin altında başka bişey arayan, kendini dobra gören ama aslında söylemleriyle karşısındakini iğneleyen ,inciten bir davranış tarzı olduğunu zamanla anladım. Babamsa çok alıngan, küçük şeylerden büyük tartışmalar çıkarabilen, kendini hep haklı bulmaya alışmış bir kişiliğe sahip maalesef. Tabi böyle iki kişilik evli olduğunda evde oluşabilecek tartışmaları tahmin edebilirsiniz. Çocukluğum bu tartışmaların içinde geçti. Bunların benim ruhumda yarattığı travmaları çok sonra anladım. Herkes zaman zaman anne baba tartışmalarına şahit olmuştur kimsenin çocukluğunun güllük gülistanlık olmadığını biliyorum. Ama benim yaşadığım ortalamanın bi tık üstündeydi sanırım. Bu sebeple sanki o çocukluk neşem yitip gitmiş, hayattan endişeli, içine kapanık bir insan olmuşum. Yani bunları çok sonra anladım..Şimdi yetişkinliğimde bu ruh hali aşmakta en çok zorlandığım şey..

Bütün bunlara rağmen kendilerini her konuda haklı, kültürlü, hayatta hep doğruları yapmış insanlar olarak görürler. Yani kendilerine toz kondurmazlar. mesela eşim ailesiyle bir sorunu olduğunda bunu hiç çekinmeden konuşur. Bense en ufak bir şeyi söylerken isterken boğazım düğümlenir, annem tarafından iğnelenirim, babam alınıp küsebilir. Ciddi sorunlar çıkabilir. Bu yüzden mümkün mertebe içime atarım, konuşmam.

Hamilelik dönemimde eşimle ziyaretimizde ciddi bir tartışma yaşadık ailemle. Sebep benim, eşime karşı yanlış bulduğum bir davranışı annemle paylaşmamdı. sonrasında da onun gelip konuyu babam ve eşime anlatmasıyla olay büyüdü. Ben (evet birazcık sinirli konuştum ama) anne-kız arasında konuşup halledebiliriz diye düşündüğüm bir konuydu. Eşime bazı konularda "tersler gibi" konuştuğunu (gerçekten de üstüste bir kaç kez böyle olmuştu), eğer onun ailesi benimle o tarz konuşssa benim üzüleceğimi, bu şekilde davranmasını doğru bulmadığımı söyledim. Ve bunu eşimle konuşmadığımı (evet konuşmamıştım, onlara karşı hep dürüst olmaya çalıştım) ilk kendisiyle paylaştığımı söyledim. Annem buna karşılık "sen beni terbiye mi edeceksin" diyerek olayı büyüttü. Kendisiyle hiç bir zaman gerçek bir anne-kız olamadığımızı bu olay sayesinde anladım. Hiç bir zaman bir güven ilişkimiz olmamıştı, hiç bir zaman bir sırrımız anne-kız arasında konuşulup tartışılıp tatlıya bağlanan bir mevzumuz olmamıştı. Ve beni bu olayda en çok üzen, annem ve babam bu konuyu eşimin tetiklediğine, ikimizin konuşup bu durumu bilerek yarattığımıza inanmıştı yani benim sözüme inanmamışlardı. Ve tüm bunlar olurken ben 7 aylık hamileydim. Ne annem ne babam en azından, bu kız hamile deyip edecekleri laflardan çıkaracakları olaylardan geri durmadı.

Neyse bu olay çok zor da olsa uzun zaman içinde kapandı gitti..

Şimdiye dönecek olursak, oğlum 8 yaşında. Ailemle uzağız ancak bir evlat olarak her zaman onlara en içtenliğimle dürüst, hiç bir karşılık beklemeden sevgi ve saygı duymaya ve bunu göstermeye çalışıyorum. Herşeye rağmen. Uzaktan yapılabilecek şeyler maalesef sınırlı. Ancak hep haberleşiriz, manevi her konuda destek olmaya yanlarında olduğumu göstermeye çalışırım. Her özel günlerinde sevgimi yansıtacak gönül alacak şeyler yapmaya, hediyeler göndermeye çalışırım. Aman alınmasınlar gücenmesinler diye itina ederim.

Fakat ne zaman bir tatilde evlerine gelsek, hiç bir ön yargım olmadan herşeyi unutup sıfırlayarak gelmeme rağmen, gördüğüm bazı davranışlar, işittiğim bazı sözler, "burdan bir an önce git" diyor bana. İnsan kendi ailesinin yanında da rahat edemiyorsa nerde edebilir? Ben buraya her geldiğimde kendimi mutsuz, içten içe ağlamaklı, hüzünlü, kendini ifade edemeyen, etse de dinlenmeyen, gerçekte sevilmeyen bir çocuk gibi hissediyorum. Ve çocuğumun, eşimin bir davranışına alınacaklar bir olay çıkacak diye hep diken üstündeyim. Çünkü daha önce oldu. Mesela oğlum alışkın olmadığı için bizden başka biriyle kalmıyor. Çünkü daha önce de kalmadı, Oğlumu ben kendim büyüttüm. Oğlum Anneanne ve dedesni seviyor, bunu da söylüyor zaten sürekli. Ama bizsiz sadece onlarla kalamıyor çocukcağız. Buna bozuluyorlar mesela ama sadece basit bi bozulma değil, tavırları değişiyor bize karşı.bir suç işlemişiz gibi. Buna benzer bir sürü şey yaşadım bugüne kadar, bazıları daha bile basit sebeplerdendi. Çocuk bişeye ağlıyor mesela. Buna bile alınıyorlar. "Sizin evde de böyle şeylere ağlıyor mu?" diye soruyor babam örneğin. Sonra annem ordan "bi ağlama tutturdu bu akşam, Allah Allah??" diye değişik bir yüz ifadesi takınıyor. Ben çocuğumla ilgilenmeye çalışırken, normalde sakin bir anne olmama rağmen, annemle babam alınacak diye çocuğuma kızmaya başlıyorum.

Şu yaşımda beni insan yerine koymadıklarını anladığım da çok oluyor. Abimle olan ilişkilerinde de sorunlar var ama onun görüşlerine benden daha çok önem veriyorlar bunu da farkettim. Bir de abimle yaşadıkları sorunlarla ilgili söylenirken (onun olmayıp bizim olduğumuz ortamda) annem bilerek çoğul konuşuyor. "Bütün nazları buğuzları bize, biz kimseye bişey yapamıyoruz" diyor örneğin. halbuki bahsedilen konuyla benim hiç bir alakam yok, sözde abimden bahsediyorlar. Ama laf boşa gitmesin değil mi, bu kız da nasibini alsın.


Ne yapıyorlar sana bu kadar diyeceksiniz belki, bunlar çok bişey değil diyeceksiniz. Ama özellikle annemin bu üstü kapalı, yapmacık, iğneleyici, gıcık iletişim tarzı ve babamın alınganlığı yüzünden bunları açık edemiyor olmam beni içten içe kemiriyor, mahvediyor. Babam nispeten artık daha uyumlu davranıyor ama alınganlığından bişey kaybetmediğini biliyorum. Bu annem benden ne istiyor, neden böyle yapıyor diye düşünüyorum, bazen sinirden gizli gizli ağlıyorum. Ama ne zaman açıkça konuşmaya kalkışsam en ufak bişey söylesem suratlar düşüyor, evde matem havası başlıyor.

Geçen gün dayanamadım gittim yalnızken "anne bi konuşabilir miyiz" dedim. "Noldu, bişey mi yaptım gene, neyi beğenmediniz!" Dedi. "Anne bişey yok, bi anne kız olarak konuşamaz mıyız ya biz senle, n eden böyle yapıyorsun" dedim. "Bilmem, daha önce böyle geldin konuştun sonra bi sürü sorun oldu, artık korkuyorum" dedi. (9 sene önceki olayın lafını sokuyor, kendi haklıymış gibi). "evet o benim de hayatımdaki en büyük travmalardan biriydi merak etme sadece konuşmak istiyorum" dedim. Anlattığım konu şuydu, evlerne geldiğimizde ilk gün gayet iyi davrandığını fakat sonraki günlerde suratının düştüğünü, sanki umduğunu bulamamış gibi söylemlerde bulunduğu, hep bişeylerin altında başka bişey aradığını, benim aileme karşı asla kötü niyetli bir söz söylemeyeceğim ve eğer onu üzen bişey yapıyorsak paylaşmasını istediğimi söyledim.Ben bunları ifade edene kadar "ben naptım, yine neyi beğendiremedik, geliyınuz hoşgeldiniz diyorum, şunu yapıyorum bunu yapıyorum ben daha ne yapayım!" şeklinde bir sürü saçma ve anlayışsız cümle işittim. En sonunda sadece onu üzen bişe varsa anlamak istediğimi (zar zor ve defalarca tekrar ederek) ifade ettim. Cevap olarak da öyle bişey olmadığını söyledi. En iyi günlerini yaşıyormuş, ne olcakmış ki.

Ancak iğneleyici davranışları sürüyor tabi ki. Mesela, son yıllarda bulaşık makinesini hiç kullanmaz oldular. Bir kaç kez anne makineye koysak ya dedim, zor oluyor dedim. Ben de çok yoğun çalışan biriyim. Orda geçirdiğim süre benim için de (sözde) tatil. Yılda bir kaç hafta tatilim var. Zaten yarısı yollarda geçiyor. Yani mümkünse ben de biraz olsun dinlenmek rahat etmek istiyorum. Ama nerde. Tavsiyem konusunda pek istekli olmadı. Geçen gün bulaşık yıkarken gülerek dedim ki "anne hatırlar mısın, dedemlere gittiğimizde eskiden, sen hep bulaşık yıkamak zorunda kalırdın. En son dayanamaz makineye koyardın bulaşıkları, ama onlar da koydurmak istemezdi" bunlar ağzımdan gülerek çıktı. Birlikte yaşadığımız anılardı sonuçta, anne kız güler geçeriz diye düşündüm. Bana cevabı gayet ciddi bi tavırla şu oldu "hıı, siz de şimdi onların konumuna geldiniz mi demek istiyorsun yani?"..

Geçen gece annem bahçedeydi, güzel bir bahçeleri vardır. Oğlumla eşim de aşağı indi. Ben de işimi bitirince yanlarına çıkmak için kapıya yöneldim. Eşim yukarı gelmiş. Çocuk aşağıda mı dye sordum. "Evet annenle yürüyüşe çıktılar şimdi" dedi. İçim birden kıpır kıpır oldu, üçümüz yürürüz diye düşündüm "ben de gideyim :)" dedim. İşte benim de aptal saf tarafım bu, neden gidiyorsun ki. Neyse yola çıktım baktım çok uzakta değiller. Yetiştim. Gülerek tam "buldum siziii" diyecektim ki annem iğneleyici lafını benden önce söyledi "oğlunu bana emanet edemedi, bak bak". Boğazıma bişey düğümlendi yine. O içimdeki neşe uçup gitti. Neşeyle bana doğru gelen oğluma sarılıp, "gerçekten böyle mi düşünüyorsun anne, bunun için geldiğimi mi düşünüyorsun dedim" üzgün bir şekilde. "siz de şakadan hiç anlamıyorsunuz bee herşeye alınıyorsunuz" dedi. Alınganlıkla anlamamakla suçladığı yine bendim.. Yol boyu önüme baktım, hiç konuşmadım. O, mahalleyle ilgili şeylerden konuştu durdu...

Oğlumu büyütürken okuduğum kitaplarda, çocukluğumun travmalarla dolu olduğunu anladım. Şimdiki yorgun, neşeden yoksun ruh halimin nedenlerini kavradıkça bu duygular içimde büyümeye başladı. Bir keresinde yine yalnızken anneme "ben çocukken bu kadar kavga etmek zorunda mıydınız, küçükken bu sebeple çok travma yaşadım. ben şimdi bunların bende yarattığı sorunlarla başa çıkamıyorum" dedim. "Doğru ben sussam sessiz kalsam kavga olmazdı, sessiz kalmadığım için suçluyum demi" dedi. Konuşmanın devamında, ilk defa o kadar üsteledim ve içimdekileri döktüm ki bir şekilde benden af dilemeye mecbur kaldı. Ama maalesef dilediği özürde bile kinaye vardı. İçten bir özür değildi, beni anlamamıştı, bizden yine bir anne kız olmamıştı..

Yeterince uzun yazdım, lütfen kusuruma bakmayın. Gerçek durumları ifade etmeden anlatabileceğim bir konu değildi. Bütün bunları ben mi abartıyorum yoksa gerçekten yaşadıklarım, ailemin bana davranışları normalin dışında mı, bir görüşe, tavsiyeye ihtiyacım var. Yaşadıklarımı üzüntülerimi ailemle açıkça konuşamıyorum ama bunlar içimi kemiriyor. Zaten çok akrabamız yok, çocuğumu da anneanne dedesinden mahrum bırakıp iyice yanlızlaştırmak istemiyorum. Ama bir anne neden çocuğunun her davranışının altında bir kötü niyet arar gerçekten anlamıyorum ve çok üzülüyorum. Hele ki en son size de bahsettiğim bu yürüyüş olayında ettiği laf beni çok üzdü. Yine içimde çocukça bir anlık beliren o neşe uçup gitti ve yerine üzgün, mutsuz, anlaşılmamış kişi geldi. Benim çocukluğum hep böyle mi geçti, bilmiyorum..
Sizi anlayacak olan sizin gibi olanlardır diye başliyim çünkü bende annem ve babamın yaptıklarını anlattığımda kimse inanmak istemiyodu nasıl yani bi anne bi baba çocuğunun kötülüğünü istemez der herkez ama maalesef bende bu konuda çok çekmiş ve hala çekiyorum öyleki ne zaman güzel bi şey yaşasam bozarlar ne zaman çok mutlu olsam üzerler ama etrafa kendilerini herşeyi yapmış çok iyi anne baba gibi kendilerini gösterirler. Ben çocukken anladım annemlr babamın tuhaf olduğunu Annem hep sinirli bi kadındı anne diye bir kere seslensem ne varrr beeeee diye bağırırdı susayıp su isteyeyemez tuvaletim gelsr söyleyemez olmuştum babam da yine çok sinirli bakışıma sinirlenip kızardı niye öyle bakıyosun diyip yemek yerken fazka yersem kızardı su çok içtim diye sinirlenirdi daha 6 yaşımda durup dururken anneme dedim ki sanki sen benim annem değilsin hiç unutmuyorum annem baktı öyle boş boş hiçbişey demedi babamda niye öyle diyosun annen üzüldü öp dedi çocuk hali dayanamadım gittim öptüm annem hiçbişey demedi ben anne olsam ve çocuğum bana böyle bişey dese diye düşündüm hiç susmazdım canım kızım bem senin annenim seni çok seviyorum sen benim herşeyimsin gibi sevgi sözcükleri söylerdim heralde ama annem hiç öyle yapmadı neyse yine unutamadığım bişey daha var onu anlatayım 7 yaşlarımda sokakta oynarken yerde jilet ve ayva buldum ben çocuk aklı jiletle daha ham olan ayvayı kesmeye çalıştım tabi kesemedim ve jilet elimden kaydı parmağımın alt kısmı çizik şeklinde kesildi çok derin şimdi size soruyorum o yaştaki bi çocuk bunu yaşadığında avaz avaz ağlamaz mı? Ağlayamadım korkudan ağlayamadım annem görürde kızar diye 😭 Yerde bulduğum peçeteleri bastırdım yaraya çok acıyodu saklandım bahçede sonra ablam fark etti ve ablam beni annemin yanına götürmedi babanemin yanına götürdü demek ki ablamda annemin kızacağını düşündü neyse babanem pansuman yaptı bana yara bandıyla kapadık ve o gün bitti öyle şimdi bi sorum daha var çocuğunuz parmağını kesse farketmezmisiniz o gündem sonra bütün yaralarımı gizledim hem fiziki hem duygusal bu anlattığım 100de 1i bile değil neyse benim gibi olanlar varsa Allah sizi korusun önce ailenizden sonra tüm kötü insanlardan ve maalesef ki çocukken yaşanılan kötü şeyler unutulmuyo ailenle sorunluysanda hiçbizaman tam olark mutlu olamıyosun sevgiler
 
Ben yengeç insanıyım. Ama açıkçası kaldıramayacağim şaka yoktur. Hiç alakasi yok bence . Tamemen ailede şaka kültürü olup olmaması ile alakalı.

Babam biraz bunalınca kovar beni evden. Haydi bakayim herkes evine der. Ben de derim ki "burası benim babamın evi baba gitmiyorum"

Babam da diyor ki "burası benim de babamın evi"

Ben de diyorum ki "iste benim hem babamın hem dedemin evi. Benim 2 kere evim oluyor senin 1 kere. O yüzden sen git"

Bazen gelirken dondurma al diyorum. Alip geliyor "sen de iyi yerleştin buraya burası ali babanin ciftligi mi, çok masraflı olmaya başladın evine git diyor"

"Ohh babamin parasiyla yenen dondurma müthiş oluyor baba" diyorum .

Gülüyoruz. Ben onların evladıyım. Bana da şaka yapamayacaksalar kime yapacaklar.
Bende yengeç Burcuyum ama o alınganlık durumu var bende aileme çok alınmam ama dışarda daha da kendini belli ediyor bu yönüm çok şükür farkındayım ve törpülemeye çalışıyorum
 
Ya bende inanmazdım burçlara ama artık burçların bazı genel özelliklerinin doğru olduğunu düşünüyorum yaptığım araştırmalar çevremdekileeim burç ve özellik karşılaştırmalarını yapınca
Ben de Yengeç burcuyum ama en çok kendimle dalga geçerim mesela. 😁 Tabi biraz alıngan bir burç kişilikte eklenince olabilir. :)
 
Sizi anlayacak olan sizin gibi olanlardır diye başliyim çünkü bende annem ve babamın yaptıklarını anlattığımda kimse inanmak istemiyodu nasıl yani bi anne bi baba çocuğunun kötülüğünü istemez der herkez ama maalesef bende bu konuda çok çekmiş ve hala çekiyorum öyleki ne zaman güzel bi şey yaşasam bozarlar ne zaman çok mutlu olsam üzerler ama etrafa kendilerini herşeyi yapmış çok iyi anne baba gibi kendilerini gösterirler. Ben çocukken anladım annemlr babamın tuhaf olduğunu Annem hep sinirli bi kadındı anne diye bir kere seslensem ne varrr beeeee diye bağırırdı susayıp su isteyeyemez tuvaletim gelsr söyleyemez olmuştum babam da yine çok sinirli bakışıma sinirlenip kızardı niye öyle bakıyosun diyip yemek yerken fazka yersem kızardı su çok içtim diye sinirlenirdi daha 6 yaşımda durup dururken anneme dedim ki sanki sen benim annem değilsin hiç unutmuyorum annem baktı öyle boş boş hiçbişey demedi babamda niye öyle diyosun annen üzüldü öp dedi çocuk hali dayanamadım gittim öptüm annem hiçbişey demedi ben anne olsam ve çocuğum bana böyle bişey dese diye düşündüm hiç susmazdım canım kızım bem senin annenim seni çok seviyorum sen benim herşeyimsin gibi sevgi sözcükleri söylerdim heralde ama annem hiç öyle yapmadı neyse yine unutamadığım bişey daha var onu anlatayım 7 yaşlarımda sokakta oynarken yerde jilet ve ayva buldum ben çocuk aklı jiletle daha ham olan ayvayı kesmeye çalıştım tabi kesemedim ve jilet elimden kaydı parmağımın alt kısmı çizik şeklinde kesildi çok derin şimdi size soruyorum o yaştaki bi çocuk bunu yaşadığında avaz avaz ağlamaz mı? Ağlayamadım korkudan ağlayamadım annem görürde kızar diye 😭 Yerde bulduğum peçeteleri bastırdım yaraya çok acıyodu saklandım bahçede sonra ablam fark etti ve ablam beni annemin yanına götürmedi babanemin yanına götürdü demek ki ablamda annemin kızacağını düşündü neyse babanem pansuman yaptı bana yara bandıyla kapadık ve o gün bitti öyle şimdi bi sorum daha var çocuğunuz parmağını kesse farketmezmisiniz o gündem sonra bütün yaralarımı gizledim hem fiziki hem duygusal bu anlattığım 100de 1i bile değil neyse benim gibi olanlar varsa Allah sizi korusun önce ailenizden sonra tüm kötü insanlardan ve maalesef ki çocukken yaşanılan kötü şeyler unutulmuyo ailenle sorunluysanda hiçbizaman tam olark mutlu olamıyosun sevgiler
Aynen öyle arkadaşım. Yaşayan anlar bu durumu. Bazen psikolojik şiddet herşeyden daha kötü.
 
Ailenizin huyunu değiştiremezsiniz. Sürekli annenize konu açıp duyacaklarinizi bile bile hem kendinizi üzüyorsunuz hem annenizi alevliyosunuz. Akışına bırakın, fazla muhatap olmayın, günlük şeylerden konuşun. Ailenize yaranma çabanız var mı peki kabul görmek daha sevilmek için, onları hep memnun etmek için ekstra çaba gösteriyor musunuz bunu merak ettim.
 
Ben yazmışım gibi okudum ama inanın 19 yıllık evliliğimde koşarak gittiğim ailemin yanına ağlayarak travmalarla dönmekten bıkınca gitmeyi bıraktım 5 senedir gitmiyorum uzak şehirlerde yaşıyoruz kafam rahat psikolojimi daha yeni yeni topluyorum tavsiye ederim
 
Bu tarz bir durumda öylece, mesafe koyun, ayda yılda bir görüşün, diyemiyorum. Kendim de bunu yapamadım doğrusu. Diğer aile üyeleri neyse de anne çok farklı ve kötü de olsa insan hemen kopamıyor. Bırakıp gitseniz vicdan azabı çekiyorsunuz yaşlı insanları yalnız bıraktığınız için. Çok garip bir durum. Hiçbir tavsiyem de yok açıkçası, ben zamana bıraktım. Nereye kadar dayanabilirsek artık.
 
Ohooo konu sahibesi arkadaşım. Babanız alınganmış ama bence siz zirveye oynuyorsunuz. Cidden insan annesine de bu kadar alınmaz ama. Anneniz kendi doğurduğunun fesat olup olmadığını bilir.

Anneler geçimsizdir. Daha doğrusu yaş almakla insan doğası gereği geçimsiz ve huysuz olabilir. Bu bizim de başımıza gelecek.

Çocukluk travması derseniz eğer x kuşağı travmanın alasını yaşamıştır. Siz kendi travmanıı düşündünüz, amenna. Peki annenizinkini ne yapacağız? Hicbirimizin annesi bizim kadar şanslı değildi ve hiçbirimiz de çocuklarımız kadar şanslı değil.

Ben şehir dışında üniversite okudum ve çalıştım. Daha sonra istifa edip 7 sene sonra ailemin evine döndüm. Bi gün annem bi şeye kızdı dedi ki "sen niye geldin ki ben sensiz çok rahattım"

Ben de dedim ki "canım burası benim babamın evi. Gidecek biri varsa o ben değilim. Hanimefendi gibi oturacaksan otur, oturmayacaksan sen de kendi babanın evine gidebilirsin"

Annem kısa bir şoktan sonra kahkaha attı. Valla iyi cevaptı dedi. Birlikte güldük. Halen daha zaman zaman yeri gelince birbirimize der güleriz.

Yürüyüşteki mevzuda neye kırıldınız mesela. Inanin ki anlamadım. " he valla anne kaçırıyorsun oğlumu zannettim de kostüm geldim" dersinuz güler geçersiniz. Cidden kadınin dediğinde hiçbir şey yoktu. Böyle alınganlık çok yorucu.

Anneme kırgınlığım yok mu ... var. Çok var. Hepimizin var ama benim durumun biraz daha farklı ve derin. Ama bunları asla sorun etmiyorum. Annemin ciğerini bilirim ben. Niyeti kötü değildir. Tavri kötü olabilir ama içi iyidir. Icinden geliyorum ben iyi bilirim🤭🤭🤭

Son olarak. Hepimiz onlar gibi olacağız.
Yaş aldıkca her çıkan yeni huy onlardan aldığımız bir huy olacak. Sılanın da dediği gibi "git gide anneme benziyorum afitap"

Onlar bizim gibi olamaz artık ama biz onlar gibi oluruz.

Bu sebeple kolaylaştırın, zorlaştırmaýın derim.

Sakalasin ve saka kaldırın. Sizin dediğiniz gibi yaparsak hepimiz anne babasız ve kimsesiz kalırız.
Yorucu bi insan konu sahibi net.Annesi de yorulmus belliki.Herseyin sebebini aciklamak zorunda oldugun bi iliskide(evlilik,aile iliskilri)herkes yorulur ve sen gelme der😣Bunu anlamasi lazim.
 
Yorucu bi insan konu sahibi net.Annesi de yorulmus belliki.Herseyin sebebini aciklamak zorunda oldugun bi iliskide(evlilik,aile iliskilri)herkes yorulur ve sen gelme der😣Bunu anlamasi lazim.
Bu sonuca nerden vardınız acaba? Tanımadığınız insanlar hakkında 2-3 cümle okuyup bu şekilde net yargılara nasıl vsrabiliyorsunuz? Bazı insanlar için bu platform birilerini yargılayacak stres atma yeri olmuş belli ki. Bence siz de empatiden yoksun birisiniz belli ki.
 
Bu sonuca nerden vardınız acaba? Tanımadığınız insanlar hakkında 2-3 cümle okuyup bu şekilde net yargılara nasıl vsrabiliyorsunuz? Bazı insanlar için bu platform birilerini yargılayacak stres atma yeri olmuş belli ki. Bence siz de empatiden yoksun birisiniz belli ki.
Ablacım ıcımız kıyıldı okurken.Empatı de yaparız merak etme ama bız burdan okurken uzerimize toprak attın.Uzattın da uzattın.E gıtme ozaman dedıler,onu denesen ?Kımseyı tanımıyoruz burda yorum yaparken,ozaman kapatıp gıdelım.
 
Ablacım ıcımız kıyıldı okurken.Empatı de yaparız merak etme ama bız burdan okurken uzerimize toprak attın.Uzattın da uzattın.E gıtme ozaman dedıler,onu denesen ?Kımseyı tanımıyoruz burda yorum yaparken,ozaman kapatıp gıdelım.
Okumak zorunda değilsiniz, kimse sizi mecbur etmiyor. Boş zamanınız çok demek ki içiniz kıyılsa da okudunuz. Ben kimsenin ablası değilim. Gereksiz yorumlarınızı kendinize saklayın yada fikriniz çoksa kendi hayatınızda uygulayın. Sizin okuma ve anlama kapasitenizi bilemem ancak benim yazılarım gayet düzgün ve anlaşılırdır. Bu konuda sizin görüşünüzün benim için hiç bir önemi yok. Özel hayatımdan bahsetmem burada ancak bu konuda kendime güvenecek kadar tahsilliyim. Benden size tavsiye biraz kendi hayatınıza yoğunlaşıp içinizi kıyan şeylerle ilgilenmeyi bırakın. Enerjinizi kendinize harcayın.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
X