Bir kaç saat önce nişanımı attım...

Vala hata sende. Ama İngiltere gibi bir ulkeyi, meslegini, tum insani olanaklarını, o saygılı anneni babanı elin bitli çingeneleri için terk edip gitmene allah razı olmamış.

+1
Böyle koca deliliği görmedim hayatımda. Koca olsun da taştan çamurdan olsun yeter ki olsun ben evi barkı bırakır giderim önemli değil üstüne ev satarım demiş konu sahibesi özet bu. Hayatımda böyle bir şey ne gördüm ne de duydum.
 
Merhaba arkadaşlar...

Başlıkta da belirttiğim gibi, nişanımı attım. Çok seviyorduk birbirimizi, o kadar çok seviyorduk ki, sekizinci yılımızdaydık. Şu an neler hissettiğimi bile bilemeyecek kadar donuk bir haldeyim. Sanırım biraz uzun olacak yazacaklarım, affınıza sığınırım.

Beni hiç bir zaman ailesine karşı savunmadı, çokta birşey istemedim ki. Sadece beni korumasını, savunmasını bekledim. Küçük ablası annesiyle birlikte nişanlımın aklını çelmek için çok uğraştılar. Bana bayramda hediye edilen çeyrek bile başıma kalkıldı ablası tarafından. Ben yurtdışında doğdum büyüdüm, şu an da doğduğum ülkedeyim. Bayram geçer seyran geçer, bana bir çöp bile almış değiller, yani bayramlarda yırtıyorlar Türkiye de olmadığım için hiç bir hediye almadım. Yukarıda bahsettiğim çeyrekte görümcemin çeyreğiymiş meğerse başıma kalkabilmek için onu yollamışlar. Onu da tabi ben nişanlımla bayram hediyesi konusunu açtıktan sonra akıl etmişler. Düşünüp değer verdiklerinden degil...

Temmuz ayında İstanbula geldik, bayrama denk geldiği için ve baba tarafım İstanbulda olduğu için gelip gösteriş olarak koluma 2 bilezik geçirdi annesi yüzünü asarak. Nişanımız oldu ve bana bayramda taktığı bilezikleri çıkarttırıp taktırdı ama bişe demedim çünkü bir sorun olarak görmedim o an ama babamın bana aldığı bileziği de kendileri taktı olarak anons ettirdiler. Salonun parasını da babam ödedi, boş çıkmayim diye de set aldı adamcağız. Bunları yapabilmek için ve nişanlımı İngiltereye getirebilmek için burada ki evini sattı ama onlar bana bir çöp veremedi. Ağustos ayında da nişanlımı da aldık ailemle İngiltereye geldik çünkü burada yaşamayı istiyorduk.

İşte bundan sonra başladı herşey. Bu yaz evlenmek istedik çünkü artık yanlış geliyordu aynı evde nişanlı olarak yaşamak ve 8 yıl olmuştu birlikteliğimiz yani bunu 10 seneye çıkarmanın da anlamı yoktu. Vakti geldiği için annemgili arattık ve söylettik bu durumu. İstediğimiz ise 2 bilezik ve zincir oldu, duyar duymaz kaynanam "ne?!" dedi bir bağırdi orda sonra telefon kayınbabaya verildi. Öteki gelinlerinin elinden altınlarını nasıl zorla aldıklarını anlatmaya başladılar anneme. Bu ne demektir? Ailem çıtını bile çıkartmadı, babam zaten yumuşak, yapıcı, pozitif ve sakin bir adam, annemde aynı şekilde.

İşte bu olaydan sonra başladılar kaynana-görümce harekâtlarına. Annemle ilgili yalanlardan tutun da benim başıma kalkmalardan, babamın yüzüne karşı nişanı bitirip, bağırıp telefon kapatmalara kadar gitti iş. Kayınbaba olacak o şahsın dediklerini tek tek yazayım size. "Beni neden yoruyorsunuz!? Düğün müğün çalmıyorum size, ne hâliniz varsa görün! Bu iş bitmiştir. Beni bir daha aramayın, rahatsız etmeyin! Gidin düğününüzü Hilton'da yapın." Sen benim nişanımı ne yüzle bitirirsin ki? Bunları deme sebebi de ne biliyor musunuz? Bize sormadan gidip Hatay'da taa nerde kendi istedikleri tarihte salon tutuluyor. İstediğimiz yerde salonlar doluymuş diye haber yolluyorlar gelinleriye ve gidip kendileri yapacaklarını yapıyorlar.

Biz de araştırdık ve salonların boş olduğunu öğrendik, babam aradı ve boş yerlerin olduğunu söyledi, yani git istediğimiz yeri tut bile demeden adam ağzını açtı ve yukarıda yazdığım konuşma geçti. Babam kabul edecekti tuttukları salonu ama ağzını bile açamadı yüzüne kapandı telefon. Ben ânında nişanlıma haber verdim çünkü babasi nişanı attı, çalışıyodu aradığımda. Benden hemen sonra aramışlar nişanlımı ve "salonunuzu tuttum oğlum düğünüzü yapacam" demiş. Bir insan bu kadar iki yüzlü olur. İşte böyle böyle nişanlımın aklına girdiler. Ona kedi bize köpek gibi oldular. Kızmayın köpek dediğim için çünkü benim sevdiğimi, ilişkimi bitirdiler.

Bunlardan sonra bana görümceler mesaj atmaya ve uyarmaya başladılar. Hepsine saygı çerçevesinden tavrımı koydum seviyemi düşürmeden. Görümce hanım kendi için 6 bilezik isterken iyi de, ben 2 tane isteyince neden "Ben İlkay gibi 10 milyarlık altın istemiyorum" diyorsun? Artık yalanlarından, iftiralarından, her gün nişanlımı arayıp aramızın kötü olup olmadığını sormalarından bıktım. Adam nişanı bitirdiği halde ben sevgimden bırakmadım. Babam gel oğlum ben düğününü yaparım dedi o gün. Bunu hangi kayınbaba yapar? Bir gün olsun beni ve ya ailemi aramadılar inanır mısınız? Benim Temmuz ayında düğünüm olacaktı, bir gün olsun aramadılar. İsteklerim bile sorulmadı. Orada gelinlerini oğullarından boşamaya çalışırken, kızın karnında ki bebeği düşürtmeye çalışırken elleri taa İngiltereye kadar gelip bizim huzurumuzu bile bozdular.

Mutlu olalım diye hepsini telefonumda engelledim mesaj atamasınlar diye ve utanmadan nişanlımı arayıp resimlerimizi istiyorlar. Ne kadar yüzsüz utanmazsınız siz! Doğduğum ülkeyi nişanlım için, mesleği için terk etmeyi, ailemden uzak kalmayı bile seçtim. Türkiye de yaşayacaktım onun için. Ben burdaki kendi hayatımı senin için çöpe atmayı bile kabul ederken, sen beni bir gün olsun savunamadın... Allahtan korkmadılar ama. Beni istemediklerini de dile getirmişler zaten. Görümcem gibi istenmeyen gelin olmayı kabullenemezdim. Benim ve ailemin defalarca afedersiniz ağzına ettikten sonra ben neyi ne için devam ettireyim ki? Aileler düşman olmuş, hergün nişanlımdan hakaretler, evi terk etmeler, sana mecbur değilim, sen kimsin laflarını neden işiteyim ki?

Nişanlım bunları hiç görmedi. Hep ben suçlandım. Sen iyi olsan iyi olur severlerdi herhalde, sen kötü şeyler yapıyorsun ki sana kötüler dedi bana. Allahtan kork be Allahtan. Babası benim oğlum yok, kızım var bile dedi nişanlıma. Anneme, "Sen nasıl kocana gittin ki kızına altın istiyorsun?" bile dedi babası. Allahtan hiç bir zaman korkmadılar. Sessizliğimi kullandılar ama bitirdiler herşeyimizi. Ne yapacağımı bilemiyorum.
herşeye katlanırım ama ana kuzusu bir erkekten koşarak uzaklaşırım
 
Gordugum bu kacinci ornek acaba?
Guzelim ingilterede dog buyu sonra gel burdan bir ayiyi bul sev, pes, dunya mi kucuk siz mi cok basarilisiniz ayi bulma konusunda anlamadim, orada erkek yok mu arkadasim?
 
Yahu bilezik istemek zincir istemek bayramda hediye beklemek bana çok abes geliyor... herkes kendine yakışanı yapar takas takar takmazsa kendi ayibidir. Siz neden istiyorsunuz ki ? Ben sizin ve ailenizin tavrını hiç beğenmedim gerçekten...
 
Avrupa size insan ilişkileri konusunda hiç mi bir değer katmadı? Bu kadar tavize nasıl göz yumdunuz?
 
Asimile olmamak adına gram değişim göstermiyorsunuz ya kusura bakmayın ama hiç anlayamıyorum.. Öncelikle sizden başlayalım, allah aşkına yıl 2016 olmuş ne bileziği, ne zinciri, ne hediyesi.. neden kendinizi zorla ağırlatıyorsunuz ki? kaldı ki bütün yaşananlara rağmen adamı İngiltereye almanızı da anlamadım.. Siz Tr'de yaşamayacak mısınız neden o orada?

Adama gelince, belli ki ailesi sizi istemiyor, adam da sadece ama sadece oturum almak için sizinle birlikte.. neden evlenmek için bu kadar çaba sarfediyorsunuz? 8 sene farklı ülkeden ilişki yürütülmez zaten, buradan bile işkillenilmesi gereken bir durum bu..
 
Allah şahit kardeşim. Benim ailemin zerre kadar suçu yok ama her zaman ben suçlandım. Ailesinin suçunu kendine hiç bir zaman yediremedi ve görmemezlikten geldi yani hep afedersin k*çlarını topladı. Hep yanlış anladığımı söylüyor, ablaları anlamadığımı, anlayamadığımı söylüyor. Nişanlım da herkesi birbirine düşürdüğümü, benden b*k bile olamayacağını söylüyor ve beni istediği güne lanet ediyordu ama atlatıp barışıyorduk hep, çok ta mutluyduk. En son olanlardan sonra halen beni suçlayıp ailesini savunmasından sonra koptu herşey.
Aynı evde nıye evlenmeden yasıyorsunuz bunu anlamadım.Ikıncısı bayram hedıyesı gıbı seyler beklemek sacmalık .ucuncusu oglanın amacı yabancı ulke olmasın .Bu ıste hayır yok .
 
Kiz alip verme olaylarinda erkek tarafi bana gore her zaman biraz daha ilgili alakali olmali..
Hediyesidir altinidir ustune duseni yapsin herkes...
Bayramda seyranda telefon beklemesi, hediye beklenilmesi, taki muhabbetinin olmasi toplumumuzca gayet olagan seyler...
Sizi paragoz sandiklari icin boyle olduklarini dusunmuyorum..
Zira ay bu devirde altin mi kaldi, istemek ne gorgusuzluk diyen turden bir aile olsalardi, kizlarini evlendirirken kendileri de altin muhabbeti yapmazlardi..
Belli ki gayet kotu bir aile.. Nisanliniz da konmus gokten Ingiltereye birakip gider mi hic..
 
+1
Böyle koca deliliği görmedim hayatımda. Koca olsun da taştan çamurdan olsun yeter ki olsun ben evi barkı bırakır giderim önemli değil üstüne ev satarım demiş konu sahibesi özet bu. Hayatımda böyle bir şey ne gördüm ne de duydum.
İngiltere'yi bırakıp buraya mı yerleşecekmiş:KK57:
Hem de geleneksel ömür törpüsü, kanser edici, sinir hastalığına davetiye çıkaran, misyonları ve hayat gayeleri bir başkasının hayatına karışıp, hayatını zehir edip, hayata küstürene kadar devam etmek olan koca ve ailesi için!
Bunun için kilometrelerce yol tepmek de nesi. Bu niteliklere sahip birileri illaki vardır orada da, çok mazoşist ise arasa bulurdu, ne de olsa bela aranınca bulunan bir şey.
Hem ne diyeceğim, bir ilişkide sadece bir taraf veriyorsa, fedakarlığı falan da o taraf yapıyorsa sadece, o ilişki sağlıklı değildir. Hatta ilişki bile değildir, ilişkide iki taraf eşittir. Fakat bu durumda eşitlik yok, kızın babası düğünü bile ben yaparım demiş yanlış anlamadıysam.
Bunlara ek olarak, isteyen duygusuz desin de biri için mevcut iyi şartlarımdan vazgeçip de attan inip eşeğe binemem. Bunu yapmam yani. Böyle deyince sanki olmuyor gibi ama, aşk için Türkiye'den çıkıp da Afrika cumhuriyetlerine yerleşmeye benziyor şu durum. Hadi aşk neyse de, adam aşık değil, ailesi ise potansiyel hayattan bezdirici bir takım iken şu hareketin gereksizliğine bakar mısınız arkadaşlar ya. :KK14:
 
Merhaba arkadaşlar...

Başlıkta da belirttiğim gibi, nişanımı attım. Çok seviyorduk birbirimizi, o kadar çok seviyorduk ki, sekizinci yılımızdaydık. Şu an neler hissettiğimi bile bilemeyecek kadar donuk bir haldeyim. Sanırım biraz uzun olacak yazacaklarım, affınıza sığınırım.

Beni hiç bir zaman ailesine karşı savunmadı, çokta birşey istemedim ki. Sadece beni korumasını, savunmasını bekledim. Küçük ablası annesiyle birlikte nişanlımın aklını çelmek için çok uğraştılar. Bana bayramda hediye edilen çeyrek bile başıma kalkıldı ablası tarafından. Ben yurtdışında doğdum büyüdüm, şu an da doğduğum ülkedeyim. Bayram geçer seyran geçer, bana bir çöp bile almış değiller, yani bayramlarda yırtıyorlar Türkiye de olmadığım için hiç bir hediye almadım. Yukarıda bahsettiğim çeyrekte görümcemin çeyreğiymiş meğerse başıma kalkabilmek için onu yollamışlar. Onu da tabi ben nişanlımla bayram hediyesi konusunu açtıktan sonra akıl etmişler. Düşünüp değer verdiklerinden degil...

Temmuz ayında İstanbula geldik, bayrama denk geldiği için ve baba tarafım İstanbulda olduğu için gelip gösteriş olarak koluma 2 bilezik geçirdi annesi yüzünü asarak. Nişanımız oldu ve bana bayramda taktığı bilezikleri çıkarttırıp taktırdı ama bişe demedim çünkü bir sorun olarak görmedim o an ama babamın bana aldığı bileziği de kendileri taktı olarak anons ettirdiler. Salonun parasını da babam ödedi, boş çıkmayim diye de set aldı adamcağız. Bunları yapabilmek için ve nişanlımı İngiltereye getirebilmek için burada ki evini sattı ama onlar bana bir çöp veremedi. Ağustos ayında da nişanlımı da aldık ailemle İngiltereye geldik çünkü burada yaşamayı istiyorduk.

İşte bundan sonra başladı herşey. Bu yaz evlenmek istedik çünkü artık yanlış geliyordu aynı evde nişanlı olarak yaşamak ve 8 yıl olmuştu birlikteliğimiz yani bunu 10 seneye çıkarmanın da anlamı yoktu. Vakti geldiği için annemgili arattık ve söylettik bu durumu. İstediğimiz ise 2 bilezik ve zincir oldu, duyar duymaz kaynanam "ne?!" dedi bir bağırdi orda sonra telefon kayınbabaya verildi. Öteki gelinlerinin elinden altınlarını nasıl zorla aldıklarını anlatmaya başladılar anneme. Bu ne demektir? Ailem çıtını bile çıkartmadı, babam zaten yumuşak, yapıcı, pozitif ve sakin bir adam, annemde aynı şekilde.

İşte bu olaydan sonra başladılar kaynana-görümce harekâtlarına. Annemle ilgili yalanlardan tutun da benim başıma kalkmalardan, babamın yüzüne karşı nişanı bitirip, bağırıp telefon kapatmalara kadar gitti iş. Kayınbaba olacak o şahsın dediklerini tek tek yazayım size. "Beni neden yoruyorsunuz!? Düğün müğün çalmıyorum size, ne hâliniz varsa görün! Bu iş bitmiştir. Beni bir daha aramayın, rahatsız etmeyin! Gidin düğününüzü Hilton'da yapın." Sen benim nişanımı ne yüzle bitirirsin ki? Bunları deme sebebi de ne biliyor musunuz? Bize sormadan gidip Hatay'da taa nerde kendi istedikleri tarihte salon tutuluyor. İstediğimiz yerde salonlar doluymuş diye haber yolluyorlar gelinleriye ve gidip kendileri yapacaklarını yapıyorlar.

Biz de araştırdık ve salonların boş olduğunu öğrendik, babam aradı ve boş yerlerin olduğunu söyledi, yani git istediğimiz yeri tut bile demeden adam ağzını açtı ve yukarıda yazdığım konuşma geçti. Babam kabul edecekti tuttukları salonu ama ağzını bile açamadı yüzüne kapandı telefon. Ben ânında nişanlıma haber verdim çünkü babasi nişanı attı, çalışıyodu aradığımda. Benden hemen sonra aramışlar nişanlımı ve "salonunuzu tuttum oğlum düğünüzü yapacam" demiş. Bir insan bu kadar iki yüzlü olur. İşte böyle böyle nişanlımın aklına girdiler. Ona kedi bize köpek gibi oldular. Kızmayın köpek dediğim için çünkü benim sevdiğimi, ilişkimi bitirdiler.

Bunlardan sonra bana görümceler mesaj atmaya ve uyarmaya başladılar. Hepsine saygı çerçevesinden tavrımı koydum seviyemi düşürmeden. Görümce hanım kendi için 6 bilezik isterken iyi de, ben 2 tane isteyince neden "Ben İlkay gibi 10 milyarlık altın istemiyorum" diyorsun? Artık yalanlarından, iftiralarından, her gün nişanlımı arayıp aramızın kötü olup olmadığını sormalarından bıktım. Adam nişanı bitirdiği halde ben sevgimden bırakmadım. Babam gel oğlum ben düğününü yaparım dedi o gün. Bunu hangi kayınbaba yapar? Bir gün olsun beni ve ya ailemi aramadılar inanır mısınız? Benim Temmuz ayında düğünüm olacaktı, bir gün olsun aramadılar. İsteklerim bile sorulmadı. Orada gelinlerini oğullarından boşamaya çalışırken, kızın karnında ki bebeği düşürtmeye çalışırken elleri taa İngiltereye kadar gelip bizim huzurumuzu bile bozdular.

Mutlu olalım diye hepsini telefonumda engelledim mesaj atamasınlar diye ve utanmadan nişanlımı arayıp resimlerimizi istiyorlar. Ne kadar yüzsüz utanmazsınız siz! Doğduğum ülkeyi nişanlım için, mesleği için terk etmeyi, ailemden uzak kalmayı bile seçtim. Türkiye de yaşayacaktım onun için. Ben burdaki kendi hayatımı senin için çöpe atmayı bile kabul ederken, sen beni bir gün olsun savunamadın... Allahtan korkmadılar ama. Beni istemediklerini de dile getirmişler zaten. Görümcem gibi istenmeyen gelin olmayı kabullenemezdim. Benim ve ailemin defalarca afedersiniz ağzına ettikten sonra ben neyi ne için devam ettireyim ki? Aileler düşman olmuş, hergün nişanlımdan hakaretler, evi terk etmeler, sana mecbur değilim, sen kimsin laflarını neden işiteyim ki?

Nişanlım bunları hiç görmedi. Hep ben suçlandım. Sen iyi olsan iyi olur severlerdi herhalde, sen kötü şeyler yapıyorsun ki sana kötüler dedi bana. Allahtan kork be Allahtan. Babası benim oğlum yok, kızım var bile dedi nişanlıma. Anneme, "Sen nasıl kocana gittin ki kızına altın istiyorsun?" bile dedi babası. Allahtan hiç bir zaman korkmadılar. Sessizliğimi kullandılar ama bitirdiler herşeyimizi. Ne yapacağımı bilemiyorum.
Allahın sevgili kuluymuşsun
Kurtar kendini
Bak foruma şu an bile 2 konu açıldı
Eşlerinin ailesi yüzünden boşanıyolar

Bence kararından vazgeçme
 
Merhaba arkadaşlar...

Başlıkta da belirttiğim gibi, nişanımı attım. Çok seviyorduk birbirimizi, o kadar çok seviyorduk ki, sekizinci yılımızdaydık. Şu an neler hissettiğimi bile bilemeyecek kadar donuk bir haldeyim. Sanırım biraz uzun olacak yazacaklarım, affınıza sığınırım.

Beni hiç bir zaman ailesine karşı savunmadı, çokta birşey istemedim ki. Sadece beni korumasını, savunmasını bekledim. Küçük ablası annesiyle birlikte nişanlımın aklını çelmek için çok uğraştılar. Bana bayramda hediye edilen çeyrek bile başıma kalkıldı ablası tarafından. Ben yurtdışında doğdum büyüdüm, şu an da doğduğum ülkedeyim. Bayram geçer seyran geçer, bana bir çöp bile almış değiller, yani bayramlarda yırtıyorlar Türkiye de olmadığım için hiç bir hediye almadım. Yukarıda bahsettiğim çeyrekte görümcemin çeyreğiymiş meğerse başıma kalkabilmek için onu yollamışlar. Onu da tabi ben nişanlımla bayram hediyesi konusunu açtıktan sonra akıl etmişler. Düşünüp değer verdiklerinden degil...

Temmuz ayında İstanbula geldik, bayrama denk geldiği için ve baba tarafım İstanbulda olduğu için gelip gösteriş olarak koluma 2 bilezik geçirdi annesi yüzünü asarak. Nişanımız oldu ve bana bayramda taktığı bilezikleri çıkarttırıp taktırdı ama bişe demedim çünkü bir sorun olarak görmedim o an ama babamın bana aldığı bileziği de kendileri taktı olarak anons ettirdiler. Salonun parasını da babam ödedi, boş çıkmayim diye de set aldı adamcağız. Bunları yapabilmek için ve nişanlımı İngiltereye getirebilmek için burada ki evini sattı ama onlar bana bir çöp veremedi. Ağustos ayında da nişanlımı da aldık ailemle İngiltereye geldik çünkü burada yaşamayı istiyorduk.

İşte bundan sonra başladı herşey. Bu yaz evlenmek istedik çünkü artık yanlış geliyordu aynı evde nişanlı olarak yaşamak ve 8 yıl olmuştu birlikteliğimiz yani bunu 10 seneye çıkarmanın da anlamı yoktu. Vakti geldiği için annemgili arattık ve söylettik bu durumu. İstediğimiz ise 2 bilezik ve zincir oldu, duyar duymaz kaynanam "ne?!" dedi bir bağırdi orda sonra telefon kayınbabaya verildi. Öteki gelinlerinin elinden altınlarını nasıl zorla aldıklarını anlatmaya başladılar anneme. Bu ne demektir? Ailem çıtını bile çıkartmadı, babam zaten yumuşak, yapıcı, pozitif ve sakin bir adam, annemde aynı şekilde.

İşte bu olaydan sonra başladılar kaynana-görümce harekâtlarına. Annemle ilgili yalanlardan tutun da benim başıma kalkmalardan, babamın yüzüne karşı nişanı bitirip, bağırıp telefon kapatmalara kadar gitti iş. Kayınbaba olacak o şahsın dediklerini tek tek yazayım size. "Beni neden yoruyorsunuz!? Düğün müğün çalmıyorum size, ne hâliniz varsa görün! Bu iş bitmiştir. Beni bir daha aramayın, rahatsız etmeyin! Gidin düğününüzü Hilton'da yapın." Sen benim nişanımı ne yüzle bitirirsin ki? Bunları deme sebebi de ne biliyor musunuz? Bize sormadan gidip Hatay'da taa nerde kendi istedikleri tarihte salon tutuluyor. İstediğimiz yerde salonlar doluymuş diye haber yolluyorlar gelinleriye ve gidip kendileri yapacaklarını yapıyorlar.

Biz de araştırdık ve salonların boş olduğunu öğrendik, babam aradı ve boş yerlerin olduğunu söyledi, yani git istediğimiz yeri tut bile demeden adam ağzını açtı ve yukarıda yazdığım konuşma geçti. Babam kabul edecekti tuttukları salonu ama ağzını bile açamadı yüzüne kapandı telefon. Ben ânında nişanlıma haber verdim çünkü babasi nişanı attı, çalışıyodu aradığımda. Benden hemen sonra aramışlar nişanlımı ve "salonunuzu tuttum oğlum düğünüzü yapacam" demiş. Bir insan bu kadar iki yüzlü olur. İşte böyle böyle nişanlımın aklına girdiler. Ona kedi bize köpek gibi oldular. Kızmayın köpek dediğim için çünkü benim sevdiğimi, ilişkimi bitirdiler.

Bunlardan sonra bana görümceler mesaj atmaya ve uyarmaya başladılar. Hepsine saygı çerçevesinden tavrımı koydum seviyemi düşürmeden. Görümce hanım kendi için 6 bilezik isterken iyi de, ben 2 tane isteyince neden "Ben İlkay gibi 10 milyarlık altın istemiyorum" diyorsun? Artık yalanlarından, iftiralarından, her gün nişanlımı arayıp aramızın kötü olup olmadığını sormalarından bıktım. Adam nişanı bitirdiği halde ben sevgimden bırakmadım. Babam gel oğlum ben düğününü yaparım dedi o gün. Bunu hangi kayınbaba yapar? Bir gün olsun beni ve ya ailemi aramadılar inanır mısınız? Benim Temmuz ayında düğünüm olacaktı, bir gün olsun aramadılar. İsteklerim bile sorulmadı. Orada gelinlerini oğullarından boşamaya çalışırken, kızın karnında ki bebeği düşürtmeye çalışırken elleri taa İngiltereye kadar gelip bizim huzurumuzu bile bozdular.

Mutlu olalım diye hepsini telefonumda engelledim mesaj atamasınlar diye ve utanmadan nişanlımı arayıp resimlerimizi istiyorlar. Ne kadar yüzsüz utanmazsınız siz! Doğduğum ülkeyi nişanlım için, mesleği için terk etmeyi, ailemden uzak kalmayı bile seçtim. Türkiye de yaşayacaktım onun için. Ben burdaki kendi hayatımı senin için çöpe atmayı bile kabul ederken, sen beni bir gün olsun savunamadın... Allahtan korkmadılar ama. Beni istemediklerini de dile getirmişler zaten. Görümcem gibi istenmeyen gelin olmayı kabullenemezdim. Benim ve ailemin defalarca afedersiniz ağzına ettikten sonra ben neyi ne için devam ettireyim ki? Aileler düşman olmuş, hergün nişanlımdan hakaretler, evi terk etmeler, sana mecbur değilim, sen kimsin laflarını neden işiteyim ki?

Nişanlım bunları hiç görmedi. Hep ben suçlandım. Sen iyi olsan iyi olur severlerdi herhalde, sen kötü şeyler yapıyorsun ki sana kötüler dedi bana. Allahtan kork be Allahtan. Babası benim oğlum yok, kızım var bile dedi nişanlıma. Anneme, "Sen nasıl kocana gittin ki kızına altın istiyorsun?" bile dedi babası. Allahtan hiç bir zaman korkmadılar. Sessizliğimi kullandılar ama bitirdiler herşeyimizi. Ne yapacağımı bilemiyorum.


ee 8 yildir birliktesiniz ayni evde yasiyorsunuz karsi taraf hatayda dugun yapmaya kalkiyor kulturel acidan uyumlu oldugunuza eminmisiniz ? nasil fark etmediniz ailesinin boyle insanlar oldugunu yada onu gectim nisanlinizin boyle oldugunu nasil anlamadiniz ? Insan bir aileyi ilk gordugunde, evinden konusmasindan tavrindan oturup kalkmasindan anlar yani az cok nasil bir cevresi hayat standarti oldugunu. Oyle adamlardan beklenti icine girmek asil yaptiginiz buyuk hata.
Karsi taraf ve nisanliniz hatali ama sizde de hata var, madem 8 yildir birliktesin hic nisandi oteki seneye dugundu yok altindi zincirdi yok bayramda hediyeydi diye mahalle teyzeleri gibi tutturmayacaktiniz isi gucu geliri olmayan (yarin birgun bunlar benim guvencem olur seklinde dusunen) kizlar gibi yani. Yani tamam o dedikleri kulturumuzun bir parcasiymis eskiden de simdi milletin canini al parasi alma devrindeyiz zaten nisanda adamlarin ne mal oldugunu anlamissin hala ne diye beklenti icine giriyorsunuz ki.
Madem adamlarin dugun anlayisi size uymuyor sade bir nikah toreni yapacaktiniz erkek tarafida artik evinin onunde davul mu caldirir yemek mi veriri mevlut mu okutur onlarin bilecegi is, adam belliki sizin ailenin standartlarini yuksek gormus size firsat vermeden de kendi butcesine uygun gordugu bir yeri tutmus. Basta anlayip ona gore kendinizi rezil etmeyecek bir orta yol bulacaktiniz yani.
Resmen olan iliskinize olmus, hos nisanlininda dedikleri pek hos degil ama. 5-6 ayda sorunsuz halledilecek seyler alacaktiniz kocanizi gidecektiniz birdaha da yuzlerini 3-5 seneye bir gorecektin akilli davranamamissiniz yani.
Adamlar zaten yurt disinda yasiyorsunuz diye sizi para babasi olarak goruyordur oyle insanlara minnet etmeyecktiniz yani hatta adam yerine koymayip hicbirseye karistirmayacaktiniz. 2 bilezik 1 zincirle hayatiniz kurtulmayacakti sonucta..
 
Allah korusun böylelerinden :KK57: Çok üzüldüm adınıza.
Allah yardımcınız olsun ve ailenize size layık bir Adam çıkarsın karşınıza.
 
İthal damada oldum olası karşıyım mutlu olana rastlamadım
 
O degil de hani ulkemizde hala adetlerin dayanilmaz agirligini yasiyoruz zaten. Siz kac senedir Avrupa'dasiniz hala mi bilezik, hala mi zincir? Ayrica da deger oyle olculmez. Ben evlenirken kimse birsey takmadi ama esimin gozunde degerim baya saglam yani.
 
allah yardımcın olsun canım. ucuz kurtulmuşsun
 
X