En kıymetlimi, annemi kaybettim. Hayata devam edemiyorum...

gunesvemai

Herkes gibi olmak, olmamak gibi bir şey.
Kayıtlı Üye
23 Aralık 2021
289
412
24
Merhaba arkadaşlar, yüreği sevgi dolu olan güzel insanlar...
Bir zamanlar yine kimseyle paylaşamazken buraya annemin hastalığı ile ilgili bir konu açmıştım. Sizlerin samimi tesellileri ve fikirleri bana kendimi iyi hissettirmişti. Maalesef hayatım boyunca en korktuğum şey başıma geldi, annemi kaybettim arkadaşlar... Belki yapacak bir şey yok diyeceksiniz, ama çaresizlik tüm hücrelerime sinmişken ne yapacağımı bilemedim, içimi dökmek istedim... (Uzun yazacak olursam özür diliyorum, okumayabilirsiniz.) Bunları ağlayarak yazıyorum. Neredeyse üç ay oldu, ama acım zerre azalmıyor. Her gün aklımda ve kalbimde büyük bir boşlukla yaşıyorum, herkes bir şekilde hayat meşgalesine düşmüş devam ediyor. Evet, ben de kalkıyorum, zor da olsa gündelik işleri vs. yapmaya çalışıyorum ama o kadar zorlanıyorum ki anlatamam. Bir dağın tepesinden yüreğim sökülene dek bağırmak, veya sürekli yalnız kalıp ağlamak istiyorum..

Anneciğim son birkaç yılda ağır bir hastalık (k*s*r) geçirerek yaşama veda etti. Yanında başından beri ben vardım. En sevdiğim insanın; annem, babam, sırdaşım, en yakın arkadaşım olan annemin eriyip yitmesini izlemek zorunda kaldım ve hiçbir şey yapamadım. Morali bozulmasın diye bunca zaman yanında ağlamadım bile. Bazen ona karşı durumu hafifleştireyim derken kendimi bile kandırdığım olurdu. Ya da zaten yalnız bırakılmış olduğumuz için hem onu hem kendimi teselli etme görevi görürdüm. Ayakta geçirilen bir ameliyattan kısmi felce, yatağa düşmeye ve son olarak azalan konuşmalarla bilinç kapanmasına kadar giden bir süreç yaşadık. Son zamana dek umudumu kaybetmemeye çalıştım, ne olursa olsun beni bırakmasın diye dualarımda yalvardım Allah'a. Çünkü bir tanecik annemin nefesinin bile gölgesi vardı... Fakat olmadı, bu kadar yazılmış bizim hikayemiz. Şimdiye gelirsek, bu zamana kadar yaşadıklarımız en ince ayrıntılarıyla zihnime mıhlanmış adeta. Aklımda, hayalimde hatta bazen elimde olmadan rüyalarımda onu yine hasta görmekten ve o anları hatırlayarak tekrar aciz hissetmekten kurtulamıyorum. Bu durum zaten dinmeyen acımı bine katlıyor. Oysa annem sadece son zamanlarda böyleydi. Normal hayatı boyunca hayat dolu olmuştu. Her müşküle bir çözümü olan, hiçbirimize kıyamayan, fedakar, zeki ve mutluluğuyla bizi aydınlatan bir insandı. Ben bunları zar zor hatırlayabiliyorum, tam 'anneciğimi normalde olduğu gibi hatırlayarak biraz daha iyi hissedeceğim' diyorum ama aklımdan son zamanları silinmiyor. Her gözümün önüne geldiğinde ciğerim sökülüyor... 23 yaşına gireceğim yakında arkadaşlar. Evet yetişkin bir insanım, bu benim başıma daha küçükken de gelebilirdi, belki hiç baş edemezdim o zaman. Ama yapamıyorum. Ölenle ölemediğim gibi kalanla yaşayamıyorum. Ona öyle doyamadım ki, onu öyle sevdim ki. Bir kitapta yazdığı gibi, sanki Allah onu bana vermekle vermediği her şeyi telafi etmişti. Şimdiyse her şeyimi kaybettim ben. Ne yapsam anneme anlatırdım, ona danışırdım, bazen en yakın arkadaşımın bilmediği şeyleri o bilirdi. Yargılamaz, kucak açardı... Şimdi iyice yalnızlaştım bir odada.

Ben bu adını koyamadığım hâlden biraz çıkabileyim diye sanırım, yakınlarım bana yardımcı olmaya çalıştılar sağ olsunlar ama yine bir şey yapamadım. Örneğin bir süredir hocam ve arkadaşlarım dışarı çıkıp farklı bir şeyler yapmam için ısrar ediyorlar, bir de 'eğitimine kaldığın yerden devam edip zihnini meşgul etmelisin, iyi gelir' diyorlar. Belki de en hevesli yapabileceğim şey buydu eskiden, o yüzden iyi geleceğini düşünüyorlar. Çünkü bölümümü seviyordum, eğitim hayatımda derecelerim olmuştu, annem de beni gerek üniversitede olsun gerekse üniv. sonrası devam etmemde herkese rağmen çok fazla desteklemişti ve motivasyon kaynağımdı. Ama şimdi her şey o kadar değersiz geliyor ki, en sevdiğim şeyler de dahil hiçbir şey yapmak istemiyorum. Artık onsuz hiçbir iş yapıyor olmak veya başarmaya çalışmak bir anlam ifade etmiyor. Sabah yüzümü bile yıkamak istemiyorum. Sürekli aklımda şu düşünceler dönüyor: 'Daha çok yaşlı da değilim, olur da uzun yaşarsam nasıl dayanırım? Ve nasıl oldu da annem böyle bitti gitti.. Nasıl beni bıraktı, hiçbir yere bensiz gitmezken? Son zamanlarında 'ben seni hiç bırakmayacağım, sen de beni bırakma' diye söz verdirmişti bana oysa... Ben nasıl yapayalnız ve korumasız kalıverdim? Hayattaki zorluklarla, imtihanlarla tek başıma nasıl baş edeceğim? Her gece ağlayarak nereye kadar yaşayabileceğim?'.... Bunların hiçbirine cevabım yok. İnançlı bir insan olduğum için her şeyin kader olduğunun da farkındayım hamdolsun, ama yaşayınca çok başkaymış. İnancımdan güç alsam da zor dayanıyorum bu acıya ve düşüncelere. Benim yolculuğum henüz bitmemişse eninde sonunda ben de bir şeyler yapmalıyım, kendimi toplamaya çalışmalıyım ama nasıl ayağa kalkacağım bilmiyorum... Buraya dek okuduysanız hakkınızı helâl edin. Etrafımdaki insanlarla çok derin konuşmalara giremiyorum nedense. Yazmak, ve tanımasam da sizlerden bir şeyler duymak bana gerçekten iyi geliyor. Belki bana bir yol gösterirsiniz, şimdiden teşekkür ediyorum.
 
Annesiz kalmanın yaşı yok… anneannem 80 yaşında Vefat ettiğinde annem 55 yaşındaydı ve bana sarılıp “ben artık annesiz kaldım” diye ağladı. oysa ki rahmetli anneannem 3 yaşında annesiz kalmış ve abilernden, yengelerinden çok çekmişti. Ekmek yemesin diye yüklükteki yorgan aralarına ekmek saklanan 3 yaşında bir kız çocuğuydu. annesi hayatta olsa doya doya ekmek yiyecekti belki de…

Şimdi ben 55 yaşında annesiz kaldım diye ağlayan anneme mi üzüleyim yoksa anne nedir hiç bilmeyen, 3 yaşında öksüz kalmış rahmetli anneanneme mi? herkesin sınavı başka başka Ama annesizlik en zoru sanırım. yine de insan bir şekilde hayatına devam ediyor çünkü etmek zorunda. dilerim annenizin mekanı cennet olsun 🤲🏻🌸
 
Öncelikle başınız sagolsun.
Acinizi yüreğimde hissettim.

Anne, herkesin yerini doldurabilir ancak asla yeri doldurulamayan kişidir. O boşlukla hayata yeniden sarılmaya istekli olmalısınız. Ben de bir an önce öleyim diye düşünmenizi değil onsuz da mutlu yaşayabildiğinizi bilmek isterdi emin olun.

Onunla gezer gibi gezin, masaya onun için de çay koyun. Ama sevdiklerinizden destek alin mutlaka. Bir odaya kapanmak yerine birilerinin omzunda ağlamayı seçin. Başlarda şiddetli aglama krizleri olur elbet. Zaman gözlerde yaşarma, gülümseyerek hatırlamaya bırakarak iyileştirecek. Çok taze acınız böyle kalmayacak.
 
Canim benim ,basın sagolsun🥺

Bende 24 yasimdayken kolon kanseri sebebi ile kaybettim anneciğimi. Yalnızca ölmeden 1 ay önce öğrendik hastalığını, biz öğrenene kadar o illet tüm bedenini sarmıştı hiç bir belirti vermeden. Ne yazikki vedalasacak zamanım bile çok kısaydı bu yüzden. 46 yaşında gencecik ,hayat dolu bir kadındı.

Gittiği gün çok mutluydum ,çünkü artık acı cekmiyordu. Ertesi gün montunun cebinde alışveriş fişi ve o alışverişten artan bozuk paraları gördüm. O zaman algıladım gerçeği. Tam 6 ay kendime gelemedim ,eşime hayatı zehir ettim kendime ve bebeğime.

Şimdi aradan 6 yıl geçti inan bana alıştım. İlk zamanlar ki acısı olsaydı inan bana dayanilmazdi ama hafifliyor, bana güven.

Şükrediyorum öyle güçlü bir annenin kızı olduğum için,onunla gurur duyuyorum. Ne mutlu bana ki öyle bir annem var. Bende ona doyamadım ama onun yerine sorumsuz bir annem de olabilirdi değil mi? Çocuklarını sokağa atan anneler gibi mesela ama Rabbim bana annelerin en kıymetlisi verdi sadece ömrünü az eylemiş, ne yapalım?

Anneni düşün şimdi... o seni görüyor, sence senin bu halinden memnun mudur? Mutlu mudur?
 
Çok zor çok acı
Zamanla unutulmuyor; yine güleceksin yine kahkaha atacaksın düğünlerde oynayacaksın belki aklına gelmediği gün olacak, Canın yanacak keşke Annem yanımda olsaydı diyeceksin
En acısı en mutlu anında bile annen aklına gelecek
Kısacası hayat devam edecek.
Başın Sağolsun.. Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun.
 
Başınız sağ olsun, acınızı hissediyorum, paylaşıyorum.
Gencecik, hayatınızı etkileyecek kararlar alabilecek bir yaştasınız. Profesyonel destek alın. Herkes acınızı paylaşır, yanınızda olmaya çalışır ama psikolojik destek alarak daha normal bir yas süreci yaşarsınız. Sosyal destek önemli olduğu kadar vedanızla yüzleşmek, duygularınızı da tanımak önemli.
 
Merhaba arkadaşlar, yüreği sevgi dolu olan güzel insanlar...
Bir zamanlar yine kimseyle paylaşamazken buraya annemin hastalığı ile ilgili bir konu açmıştım. Sizlerin samimi tesellileri ve fikirleri bana kendimi iyi hissettirmişti. Maalesef hayatım boyunca en korktuğum şey başıma geldi, annemi kaybettim arkadaşlar... Belki yapacak bir şey yok diyeceksiniz, ama çaresizlik tüm hücrelerime sinmişken ne yapacağımı bilemedim, içimi dökmek istedim... (Uzun yazacak olursam özür diliyorum, okumayabilirsiniz.) Bunları ağlayarak yazıyorum. Neredeyse üç ay oldu, ama acım zerre azalmıyor. Her gün aklımda ve kalbimde büyük bir boşlukla yaşıyorum, herkes bir şekilde hayat meşgalesine düşmüş devam ediyor. Evet, ben de kalkıyorum, zor da olsa gündelik işleri vs. yapmaya çalışıyorum ama o kadar zorlanıyorum ki anlatamam. Bir dağın tepesinden yüreğim sökülene dek bağırmak, veya sürekli yalnız kalıp ağlamak istiyorum..

Anneciğim son birkaç yılda ağır bir hastalık (k*s*r) geçirerek yaşama veda etti. Yanında başından beri ben vardım. En sevdiğim insanın; annem, babam, sırdaşım, en yakın arkadaşım olan annemin eriyip yitmesini izlemek zorunda kaldım ve hiçbir şey yapamadım. Morali bozulmasın diye bunca zaman yanında ağlamadım bile. Bazen ona karşı durumu hafifleştireyim derken kendimi bile kandırdığım olurdu. Ya da zaten yalnız bırakılmış olduğumuz için hem onu hem kendimi teselli etme görevi görürdüm. Ayakta geçirilen bir ameliyattan kısmi felce, yatağa düşmeye ve son olarak azalan konuşmalarla bilinç kapanmasına kadar giden bir süreç yaşadık. Son zamana dek umudumu kaybetmemeye çalıştım, ne olursa olsun beni bırakmasın diye dualarımda yalvardım Allah'a. Çünkü bir tanecik annemin nefesinin bile gölgesi vardı... Fakat olmadı, bu kadar yazılmış bizim hikayemiz. Şimdiye gelirsek, bu zamana kadar yaşadıklarımız en ince ayrıntılarıyla zihnime mıhlanmış adeta. Aklımda, hayalimde hatta bazen elimde olmadan rüyalarımda onu yine hasta görmekten ve o anları hatırlayarak tekrar aciz hissetmekten kurtulamıyorum. Bu durum zaten dinmeyen acımı bine katlıyor. Oysa annem sadece son zamanlarda böyleydi. Normal hayatı boyunca hayat dolu olmuştu. Her müşküle bir çözümü olan, hiçbirimize kıyamayan, fedakar, zeki ve mutluluğuyla bizi aydınlatan bir insandı. Ben bunları zar zor hatırlayabiliyorum, tam 'anneciğimi normalde olduğu gibi hatırlayarak biraz daha iyi hissedeceğim' diyorum ama aklımdan son zamanları silinmiyor. Her gözümün önüne geldiğinde ciğerim sökülüyor... 23 yaşına gireceğim yakında arkadaşlar. Evet yetişkin bir insanım, bu benim başıma daha küçükken de gelebilirdi, belki hiç baş edemezdim o zaman. Ama yapamıyorum. Ölenle ölemediğim gibi kalanla yaşayamıyorum. Ona öyle doyamadım ki, onu öyle sevdim ki. Bir kitapta yazdığı gibi, sanki Allah onu bana vermekle vermediği her şeyi telafi etmişti. Şimdiyse her şeyimi kaybettim ben. Ne yapsam anneme anlatırdım, ona danışırdım, bazen en yakın arkadaşımın bilmediği şeyleri o bilirdi. Yargılamaz, kucak açardı... Şimdi iyice yalnızlaştım bir odada.

Ben bu adını koyamadığım hâlden biraz çıkabileyim diye sanırım, yakınlarım bana yardımcı olmaya çalıştılar sağ olsunlar ama yine bir şey yapamadım. Örneğin bir süredir hocam ve arkadaşlarım dışarı çıkıp farklı bir şeyler yapmam için ısrar ediyorlar, bir de 'eğitimine kaldığın yerden devam edip zihnini meşgul etmelisin, iyi gelir' diyorlar. Belki de en hevesli yapabileceğim şey buydu eskiden, o yüzden iyi geleceğini düşünüyorlar. Çünkü bölümümü seviyordum, eğitim hayatımda derecelerim olmuştu, annem de beni gerek üniversitede olsun gerekse üniv. sonrası devam etmemde herkese rağmen çok fazla desteklemişti ve motivasyon kaynağımdı. Ama şimdi her şey o kadar değersiz geliyor ki, en sevdiğim şeyler de dahil hiçbir şey yapmak istemiyorum. Artık onsuz hiçbir iş yapıyor olmak veya başarmaya çalışmak bir anlam ifade etmiyor. Sabah yüzümü bile yıkamak istemiyorum. Sürekli aklımda şu düşünceler dönüyor: 'Daha çok yaşlı da değilim, olur da uzun yaşarsam nasıl dayanırım? Ve nasıl oldu da annem böyle bitti gitti.. Nasıl beni bıraktı, hiçbir yere bensiz gitmezken? Son zamanlarında 'ben seni hiç bırakmayacağım, sen de beni bırakma' diye söz verdirmişti bana oysa... Ben nasıl yapayalnız ve korumasız kalıverdim? Hayattaki zorluklarla, imtihanlarla tek başıma nasıl baş edeceğim? Her gece ağlayarak nereye kadar yaşayabileceğim?'.... Bunların hiçbirine cevabım yok. İnançlı bir insan olduğum için her şeyin kader olduğunun da farkındayım hamdolsun, ama yaşayınca çok başkaymış. İnancımdan güç alsam da zor dayanıyorum bu acıya ve düşüncelere. Benim yolculuğum henüz bitmemişse eninde sonunda ben de bir şeyler yapmalıyım, kendimi toplamaya çalışmalıyım ama nasıl ayağa kalkacağım bilmiyorum... Buraya dek okuduysanız hakkınızı helâl edin. Etrafımdaki insanlarla çok derin konuşmalara giremiyorum nedense. Yazmak, ve tanımasam da sizlerden bir şeyler duymak bana gerçekten iyi geliyor. Belki bana bir yol gösterirsiniz, şimdiden teşekkür ediyorum.
Yazdıklarınızı okurken geçmişe doğru bir yolculuğa çıktım. Öncelikle başınız sağ olsun. Benim annem de kanser hastalığı sebebi ile 3 yıl tedavi süreci sonrası vefat etti. Ben o zaman 25 yaşında idim. Sizin geçtiğiniz yollardan ben de geçtim üstüne üstük benim üzerime kalan sorumluluklarım da vardı. Öncelikle ''niye erken gitti, neden beni bıraktı'' gibi düşüncelerden uzaklaşın. Bu onun da elinde değildi. Vakit geldiği an kimse duramıyor. Kendinize bir süre verin ve bu süreye kadar duygularınızı en doruk noktasında yaşayın. Ağlayın, zırlayın ama o süre bitince yavaş yavaş kendinize gelin. Eğer duygularınızı kontrol edemezseniz onlar sizi kontrol eder ve bütün ömrünüzü bu şekilde geçirirsiniz. Benim çevremde de aile yakınlarını kaybedenler var ve bana hayret ediyorlar. Nasıl böyle atlattın gibisinden. Dediğim tek bir şey var; olanları kabullenmek ve kendine gelmek.
 
Başınız sağ olsun mekanı cennet olsun inşallah bende 2 yıl önce babamı kaybettim böbrek kanserinden hemde 2 ay gibi kısa bir sürede hastalığını öğrendik ameliyat oldu doktor 5 yıl %50 yaşama şansı verirken babam 2 ay içinde elimizden kaydı gitti daha kemoterapi bile alamadan sizi o kadar iyi anlıyorum ki bu acının tarifi yok acı hiçbir zaman eskimiyor ama insan alışıyor bende sizin gibiydim hayat benim için babamın öldüğü gün bitti durdu diyordum ama öyle değilmiş hayat devam ediyormuş Allah onun sabrını veriyor acınız daha çok taze zamanla geçmeyecek ama hafifleyecek alışacaksın tekrar başınız sağolsun
 
Başınız sağolsun. Allah rahmet eylesin annenize. Ebeveyn kaybı çok zor. Hastalığında yanında olup bakmışsınız. Ağlama, anlatma diyenleri dinlemeyin. Bu acı paylaşarak azalıyor. İnsanlardan uzaklaşmayın, yardımcı olmak isteyenleri geri çevirmeyin. Dışarı çıkmak biraz rahatlamanıza sebep olur. Bol bol dua edin. Şöyle düşünün anneniz sizin yıllarca yas tutmanızı ister miydi? İnan hepimizin gideceği yer, zamanı gelince hepimiz gideceğiz. Hemen olmasa da eğitiminize devam edin. Anneniz böyle isterdi eminim.
 
Ağlayarak okudum çünkü ben de güzel babamı 3 ay önce kaybettim. İnsanlar bana 'Hayat devam ediyor' dedikleri zaman ağızlarına kürekle vurmak istiyordum çünkü hayat devam etmiyor. Size ne desem ne yazsam vallahi bilmiyorum. Sadece yüreğimle hissediyorum şu an yaşadıklarınızı. Eşim bile bana ' Yeter artık bu kadar yas tutulmaz' diyor. Ben de 'ama benim babam ya benim canım babam yok diyorum' .. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Bana en iyi gelen şey onunla birlikteyken 'çok güldüğümüz' şeyleri hatırlamak. Çünkü yoğun bakım sürecini hatırlayınca nefes alamıyorum. Her sabah fotoğrafını öpüp '' günaydın canımıniçi'' diyorum. Ailecek biraraya gelince o da yanımızdaymış gibi ona da bir tabak koyuyoruz. Bilmiyorum bunlar size bir nebze olsun iyi hissettitir mi? Üstelik inançlı birisiniz ve ahirette(inşallah) yeniden biraraya geleceğimizi biliyorsunuz. Bu en büyük teselli..
 
Başınız sağolsun, Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun, zamanla azalacak acınız, normal hayata döneceksiniz , zamanla annenizin eski günlerini de hatırlıcaksınız, Rabbim sabır versin :dua:
 
Öcelikle başınız saolsun, mekanı cennet olsun inşallah.

ben bu hissettiğiniz her şeyi yazmanızı tavsiye ederim, aklınızdaki her şeyi yazmanız bi nebze olsun rahatlatacaktır sizi

Eşim babasını kaybettiğinde çok zor bir yas süreci geçirdi, psikolojik yardım da aldı, sadece zaman ilacı, sabretmekten başka çare yok.
 
Allah sevgisi kadar sabrini versin konu sahibi.Ben bir sene oldu kayip yasayali,biraz daha gunlük hayatima donebildim.Acım bi nebze hafifledi.Ayrica psikolojik destek aliyorum.Ancak yani üç ay cok kısa bir süre.Bir yıl demislerdi bana eh bir nebze fark etti.Bazen yine acım ve sorumluluklarimla boguldugumu hissetmiyor degilim.Acımin en hafifledigi yer okul oldu benim.Lisede calisiyorum. O yüzden arkadaslarinin yanina donmeye calis.
 
Annemi kaybedeli 2 buçuk sene oldu. Etrafımda kimseye anlatamadığım ne varsa tek bir solukta benim yerime yazmışsın gibi okudum her bir satırını. Sana sadece sarılmak istedim.
 
Canım benim yazdıklarını okurken ağladım. Hiçbir şey yapmak istememen normal. Daha her şey o kadar yeni ki. Kendine biraz zaman ver. Rabbim gönlüne ferahlık versin. Seni hep iyi insanlarla karşılaştırsın.
 
X