Evliliğe alışamadım.. lütfen lütfen yardımm

Kızılcık şerbeti doğa sen misin ?
Turkiye'deki kadinlarin yuzde sekseni bir sekilde Doga zaten. Hep kadin fedakarlik etsin, isinden gucunden sosyal cevresinden olsun. Hep kadin erkegin ailesine paspaa olsun. Bu duzen degisiyor, degisecek ama malesef bunu gormeye bizim omrumuz yetmeyecek. Simdi halimize bakip onceki kusak kadinlara aglayasim geliyor. Biz bugun bu sartlarda bunlari yasadik onlarin halini dusunemiyorum.
 
Turkiye'deki kadinlarin yuzde sekseni bir sekilde Doga zaten. Hep kadin fedakarlik etsin, isinden gucunden sosyal cevresinden olsun. Hep kadin erkegin ailesine paspaa olsun. Bu duzen degisiyor, degisecek ama malesef bunu gormeye bizim omrumuz yetmeyecek. Simdi halimize bakip onceki kusak kadinlara aglayasim geliyor. Biz bugun bu sartlarda bunlari yasadik onlarin halini dusunemiyorum.
Aynen öyle, hayır kız öyle benimsemis ki yaşadıklarını tek derdi kaynanası birşeye kızacak mi ? Hepsine s*ktri çekip işime geliyorsa diyecek, hayır o şehirde yaşamak zorundalarsa ki iş sebebiyle olabilir normaldir, çocuğun işi o şehirde olmak zorundadır ama kendi hayatlarını yaşamaları lazım, eşinin hayatini ya da kaynanasının beklentisini değil...
 
Eşinizle hiç konuştunuz mu buraya yazdıklarınızı? Gidişat iyiye gitmiyor ve bunalımın daha başındayken hemen önüne geçin bence oturup konuşun ve burada yapamadığınızı boğulduğunuzu çok yalnız olduğunuzu söyleyin
 
Aileler bu kadar zıtken bir de onun ailesine yakın oturmuşsunuz hiç akıl karı değil. Konuşun başka çare görünmüyor en azından şehir değiştiremeseniz de ailesinden uzaklaşın.
Ben de başka şehire geldim bu arada. Eşimin ailesi iyidir hala öyleler ama yine de yarın bir gün ne olacağı belli değil o yüzden aynı ilde başka ilçedeyiz arada mesafemiz var kafam rahat. Eşim benim istediğimi kabul etti çünkü etmek zorunda ben şehir değiştirerek en büyük fedakarlığı yaptım o da buna he demek zorundaydı öyle de oldu. Siz de konuşun eşinizle arada mesafe olmazsa çok yorar bu aile sizi.
 
Bu aile sizin ruhunuzu soldurur benden soylemesi. Sizin yaptiginiz tercihin benzerini bende yaptim 10 yildir evliyim kendimi kirk yil yaslanmis hissediyorum. Su an daha cok yenisiniz ama suraya yaziyorum, bir sure sonra esiniz tarafindan elistirilmeye baslayacaksiniz ailesine 'uyum sagla(ya)madiginiz' icin. Iste o zaman psikolojiniz geri donusu olmayan hasarlar almaya baslayacak. Bu evliligin sonu yok. Ya sinir hastasi olacaksiniz yada bosanacaksiniz baska yolu yok.
 
Çok benzer süreçten geçtim. Ama ne yapacağımı bilseydim zaten yaşamazdim. O yüzden ben akıl veremem. Akıl verenleri okumaya geldim:)
 
2 ay önce evlendim. Bulunduğun şehirden farklı bir şehire geldim. Bu şehirde merkezden uzak dağ başı gibi bir yerde yaşıyorum. Kimsem yok ne ailem ne bir tane arkadaşım. Hiçbir şekilde alışamıyorum, eski hayatımı çok özlüyorum. Aşırı sosyal, akıllı, kendi hayatının kontrolü elinde bir genç kızdım. Şu an depresif ve umutsuz bir ev kadınıyım adeta. Meslek sahibiyim, evden çalışıyorum. Evin işleri, yemek, evliliğin kendisine adapte olmaya çalışırken kendi işimi aksatıyorum. Kafa olarak kötüyüm, hiçbir şeye odaklanmıyorum. Sanki bundan önceki 28 yılımı boşa geçirmişim, önceki hayatım hiç yaşanmamış ve bir daha eski mutluluğumu bulamayacakmışım gibi hissediyorum. Eşimi çok seviyorum ve bu evlilik için çok çaba harcadık. Aşırı muhafazakar ailesinin asla gelin olarak istemediği seküler bir ailenin kızıyım. Bu evliliği ailelere kabul ettirene kadar da çok uğraştık. Ailesinin bana karşı tutumu yüzünden evlenmeden önce kendi şehrimde yaşama şartım vardı. Fakat bazı bahanelerle sözünü tutmadı ben de düğüne kısa bir süre kala vazgeçemedim. Şuan eşimin şehrinde yaşıyoruz. Hiç alışık olmadığım bir kültürle sınanıyorum. Normal şartlarda asla üzerime takmayacağım iğrenç kıyafetler giyip sürekli onun ailesine gitmek zorundayım.(Çünkü kapalı biri olmamama rağmen kolumun dahi gözükmemesi gerekiyor, saçımın açıklığını bile zar zor kabul edebildiler) Geleneksel bir yapım yok ve geleneksel bir ailenin içinde kimsesiz kaldım. Sürekli iç içe olmak istiyolar. Kayınvalidem birkaç gün gitmezsek küsüyo. Aramazsam küsüyo. Ben de istemiyorum bir arada olmak zaten psikolojim pert bırak onları kaldırmayı hiçbir şey yapmak içimden gelmiyo. Sanırım yeni evlenince aileler yemeğe davet ediliyormuş geçen gün bu sebeple de kayınvalidem trip attı. Bir de sadece ailesi değil bütün akrabalarına yemeğe gidecekmişiz, sonra da onlar bize gelecekmiş, yeni evliler için böyle bir adet varmış. Ben evlendim sanıyodum meğerse mutfak robotu olarak işe başlamışım.Ya bırakın bi kendime geleyim, bir düzenimi kurayım, bi sakin olun nolur? Sürekli annesi neye küsecek neye trip atacak diye diken üstündeyim. Kafamın arkasında hep bunlar var, aramadım trip atıcak şunu yapmadım bunu yapmadım küsecek diye beynim hep huzursuz. Ama bir yandan da istemiyorum. Zaten zar zor her şeye yetişiyorum, bir de tam zamanlı mükemmel gelin olmaya vaktim ve enerjim yetmiyor. Sanki eşimle bir hayat yaşamak için değil de bunlara gelin olmak için evlenmişim gibi. Ben hem maddi hem de davranışsal olarak çok rahat bir ailede büyüdüm. Mesela benim ailemin aklına asla gelmez böyle şeyler, iyi misin, sağlığın yerinde mi, bir isteğin var mı derler gerisine karışmazlar. Ama kayınvalidem sadece bir hafta ara verip gittiğimizde oğlum çok özledim hiç gelmiyosunuz diye ağlıyo, ben iki aydır ailemi göremedim. Tahammül edemiyorum, dayanamıyorum tüm bunlara. Bu tarz bir evliliğe asla hazır olmadığımı biliyorum, büyük ihtimalle bunu düşüneceksiniz. Hatta 40 yaşına gelsem de buna hazır olamayacağımı biliyordum fakat eşimle uzak mesafe ilişkisi yaşadığımız için evlilik bir noktada gerekli olmuştu ilişkimizin sürmesi bakımından. Ama bu durumla nasıl başa çıkarım bilmiyorum. Çok bunaldım yaşamaya dair hiçbir hevesim kalmadı. Kaybolmuş gibiyim bir yerlerde ben vardım ve onu bulamıyorum artık. Canım sıkıldığında yanına gidip bir kahve içeceğim eşim dostum, kimsem yok. Sadece akşamları yemek yediğim sonra da uyuyan bir eşim var. Ne sevdiğim adamı ne evimi ne eşyamı hiçbir şeyi gözüm görmüyor. Herkes evin çok güzel şöyle böyle derken benim için hapishaneden farksız. Eşimi çok sevsem de şu an kendi hayatımı yakmış ve onun hayatını yaşıyormuş gibi hissediyorum. Onun hayatında yanında gezdirdiği bir çantayım. Ve bu hayat asla bana göre değil. Bazen çocuk yapmayı düşünüyorum hamilelik sürecinde beni rahat bırakırlar belki kendi hayatımı yaşarım diye ama bu sebeple ve bu psikolojide bir çocuk sahibi olmamam gerektiğinin de gayet farkındayım. Evlilik bu mudur kızlar? Gerçekten hiçbir şeyi isteyerek yapmadığımız, her şeye mecbur olduğumuz. İstemediğimiz her şeyi görevimiz olduğu için yaptığımız bir hayat mı evlilik? Ben çok büyük bir hata mı yaptım? Aşk için benliğimden ve gül gibi hayatımdan mı vazgeçtim? Senin ailen ve böyle bir evlilik bana göre değil deyip sevdiğim adamı yüz üstü bırakacak biri değilim ama bu şekilde de yaşayamam. Çok çaresizim. Ruhen çöküyorum farkındayım, her gece ağlıyorum her gün mutsuz uyanıyorum. Eşim beni çok iyi tanırdı, 3 yıllık bir ilişkimiz vardı. O da ben de burada mutsuz olacağımı biliyorduk. Ama nişandan önce verdiği sözü tutmadı ve beni buraya getirdi. Biliyorum beni çok seviyo, bir gülüşüm için gözümün içine bakıyo ama ben hayatımdan her şeyi çalmış biri gibi görüyorum onu artık sadece. Bana dokunmasını bile istemiyorum. İçimde büyük bir kızgınlık ve kırgınlık var. O kendi hayatını, düzenini yaşarken beni burada yalnız ve mutsuz bir hayata mahkum etmiş gibi hissediyorum. Hem konuşacak kimsem olmadığı için içimi dökmek hem de belki benzer süreçlerden geçmiş birileri vardır diye yazmak istedim.
Merhaba 3 aşağı 5 yukarı aynı şeyleri yaşamışız, keşke birbirimizin sırtını sıvazlayabilsek :KK43:
 
2 ay önce evlendim. Bulunduğun şehirden farklı bir şehire geldim. Bu şehirde merkezden uzak dağ başı gibi bir yerde yaşıyorum. Kimsem yok ne ailem ne bir tane arkadaşım. Hiçbir şekilde alışamıyorum, eski hayatımı çok özlüyorum. Aşırı sosyal, akıllı, kendi hayatının kontrolü elinde bir genç kızdım. Şu an depresif ve umutsuz bir ev kadınıyım adeta. Meslek sahibiyim, evden çalışıyorum. Evin işleri, yemek, evliliğin kendisine adapte olmaya çalışırken kendi işimi aksatıyorum. Kafa olarak kötüyüm, hiçbir şeye odaklanmıyorum. Sanki bundan önceki 28 yılımı boşa geçirmişim, önceki hayatım hiç yaşanmamış ve bir daha eski mutluluğumu bulamayacakmışım gibi hissediyorum. Eşimi çok seviyorum ve bu evlilik için çok çaba harcadık. Aşırı muhafazakar ailesinin asla gelin olarak istemediği seküler bir ailenin kızıyım. Bu evliliği ailelere kabul ettirene kadar da çok uğraştık. Ailesinin bana karşı tutumu yüzünden evlenmeden önce kendi şehrimde yaşama şartım vardı. Fakat bazı bahanelerle sözünü tutmadı ben de düğüne kısa bir süre kala vazgeçemedim. Şuan eşimin şehrinde yaşıyoruz. Hiç alışık olmadığım bir kültürle sınanıyorum. Normal şartlarda asla üzerime takmayacağım iğrenç kıyafetler giyip sürekli onun ailesine gitmek zorundayım.(Çünkü kapalı biri olmamama rağmen kolumun dahi gözükmemesi gerekiyor, saçımın açıklığını bile zar zor kabul edebildiler) Geleneksel bir yapım yok ve geleneksel bir ailenin içinde kimsesiz kaldım. Sürekli iç içe olmak istiyolar. Kayınvalidem birkaç gün gitmezsek küsüyo. Aramazsam küsüyo. Ben de istemiyorum bir arada olmak zaten psikolojim pert bırak onları kaldırmayı hiçbir şey yapmak içimden gelmiyo. Sanırım yeni evlenince aileler yemeğe davet ediliyormuş geçen gün bu sebeple de kayınvalidem trip attı. Bir de sadece ailesi değil bütün akrabalarına yemeğe gidecekmişiz, sonra da onlar bize gelecekmiş, yeni evliler için böyle bir adet varmış. Ben evlendim sanıyodum meğerse mutfak robotu olarak işe başlamışım.Ya bırakın bi kendime geleyim, bir düzenimi kurayım, bi sakin olun nolur? Sürekli annesi neye küsecek neye trip atacak diye diken üstündeyim. Kafamın arkasında hep bunlar var, aramadım trip atıcak şunu yapmadım bunu yapmadım küsecek diye beynim hep huzursuz. Ama bir yandan da istemiyorum. Zaten zar zor her şeye yetişiyorum, bir de tam zamanlı mükemmel gelin olmaya vaktim ve enerjim yetmiyor. Sanki eşimle bir hayat yaşamak için değil de bunlara gelin olmak için evlenmişim gibi. Ben hem maddi hem de davranışsal olarak çok rahat bir ailede büyüdüm. Mesela benim ailemin aklına asla gelmez böyle şeyler, iyi misin, sağlığın yerinde mi, bir isteğin var mı derler gerisine karışmazlar. Ama kayınvalidem sadece bir hafta ara verip gittiğimizde oğlum çok özledim hiç gelmiyosunuz diye ağlıyo, ben iki aydır ailemi göremedim. Tahammül edemiyorum, dayanamıyorum tüm bunlara. Bu tarz bir evliliğe asla hazır olmadığımı biliyorum, büyük ihtimalle bunu düşüneceksiniz. Hatta 40 yaşına gelsem de buna hazır olamayacağımı biliyordum fakat eşimle uzak mesafe ilişkisi yaşadığımız için evlilik bir noktada gerekli olmuştu ilişkimizin sürmesi bakımından. Ama bu durumla nasıl başa çıkarım bilmiyorum. Çok bunaldım yaşamaya dair hiçbir hevesim kalmadı. Kaybolmuş gibiyim bir yerlerde ben vardım ve onu bulamıyorum artık. Canım sıkıldığında yanına gidip bir kahve içeceğim eşim dostum, kimsem yok. Sadece akşamları yemek yediğim sonra da uyuyan bir eşim var. Ne sevdiğim adamı ne evimi ne eşyamı hiçbir şeyi gözüm görmüyor. Herkes evin çok güzel şöyle böyle derken benim için hapishaneden farksız. Eşimi çok sevsem de şu an kendi hayatımı yakmış ve onun hayatını yaşıyormuş gibi hissediyorum. Onun hayatında yanında gezdirdiği bir çantayım. Ve bu hayat asla bana göre değil. Bazen çocuk yapmayı düşünüyorum hamilelik sürecinde beni rahat bırakırlar belki kendi hayatımı yaşarım diye ama bu sebeple ve bu psikolojide bir çocuk sahibi olmamam gerektiğinin de gayet farkındayım. Evlilik bu mudur kızlar? Gerçekten hiçbir şeyi isteyerek yapmadığımız, her şeye mecbur olduğumuz. İstemediğimiz her şeyi görevimiz olduğu için yaptığımız bir hayat mı evlilik? Ben çok büyük bir hata mı yaptım? Aşk için benliğimden ve gül gibi hayatımdan mı vazgeçtim? Senin ailen ve böyle bir evlilik bana göre değil deyip sevdiğim adamı yüz üstü bırakacak biri değilim ama bu şekilde de yaşayamam. Çok çaresizim. Ruhen çöküyorum farkındayım, her gece ağlıyorum her gün mutsuz uyanıyorum. Eşim beni çok iyi tanırdı, 3 yıllık bir ilişkimiz vardı. O da ben de burada mutsuz olacağımı biliyorduk. Ama nişandan önce verdiği sözü tutmadı ve beni buraya getirdi. Biliyorum beni çok seviyo, bir gülüşüm için gözümün içine bakıyo ama ben hayatımdan her şeyi çalmış biri gibi görüyorum onu artık sadece. Bana dokunmasını bile istemiyorum. İçimde büyük bir kızgınlık ve kırgınlık var. O kendi hayatını, düzenini yaşarken beni burada yalnız ve mutsuz bir hayata mahkum etmiş gibi hissediyorum. Hem konuşacak kimsem olmadığı için içimi dökmek hem de belki benzer süreçlerden geçmiş birileri vardır diye yazmak istedim.
Eşinizle iletişim sorununuz olabilir mi ?
Eğer ki sıkıntılı bir süreçten geçtiğinizi ve bu sürecin kötü gecmesinin sebebinin eşinizin ailesiyle ilgili olduğunu bahsettiniz ve umursamadiysa ya da bahsetmeyip anlamasını bekliyorsanız ve ısrarla anlamamazliktan geliyorsa sizi çok sevmesinden lütfen bahsetmeyin. Hem verdiği sözü tutmuyor sizi mecbur bırakıyor hem de mutsuz olduğunuzun farkında değil öyle mi ? Çok seven insan sevdiği insanın yeter ki yüzünün asık oldugunu görsün nedenini öğrenmek için elinden geleni yapar ve çözüme ulaştırmaya çalışır. Yaşadığınız hayat size zulüm ediyorsa kimse sizden daha değerli değil mutlu olduğunuz yerde bulunun bu arada çocuk olunca uzaklaşırlar diye düşünmen.... Daha çok yapisiyorlar bahaneleri çocuk oluyor tecrübeyle sabit şu anda bunun savaşını veriyorum ve anlattigin aynı aile ve anne modeli ve benim evladımı kendi çocuğu sanıyor ne kadar sinir bozucu olduğunu tahmin ediyorsundur. Kendi hayatını da dünyaya getircegin çocuğun hayatını da mahvetme zararın neresinden dönersen kâr dir.
 
Eşinizle iletişim sorununuz olabilir mi ?
Eğer ki sıkıntılı bir süreçten geçtiğinizi ve bu sürecin kötü gecmesinin sebebinin eşinizin ailesiyle ilgili olduğunu bahsettiniz ve umursamadiysa ya da bahsetmeyip anlamasını bekliyorsanız ve ısrarla anlamamazliktan geliyorsa sizi çok sevmesinden lütfen bahsetmeyin. Hem verdiği sözü tutmuyor sizi mecbur bırakıyor hem de mutsuz olduğunuzun farkında değil öyle mi ? Çok seven insan sevdiği insanın yeter ki yüzünün asık oldugunu görsün nedenini öğrenmek için elinden geleni yapar ve çözüme ulaştırmaya çalışır. Yaşadığınız hayat size zulüm ediyorsa kimse sizden daha değerli değil mutlu olduğunuz yerde bulunun bu arada çocuk olunca uzaklaşırlar diye düşünmen.... Daha çok yapisiyorlar bahaneleri çocuk oluyor tecrübeyle sabit şu anda bunun savaşını veriyorum ve anlattigin aynı aile ve anne modeli ve benim evladımı kendi çocuğu sanıyor ne kadar sinir bozucu olduğunu tahmin ediyorsundur. Kendi hayatını da dünyaya getircegin çocuğun hayatını da mahvetme zararın neresinden dönersen kâr dir.
Son kisim o kadar dogru ki cocugu kendi dogurdu sanma. Ben de bu surecten gectim. Cok zor oldu bosanma esiginden donduk. Suanda da mutlu bir evliligim yok ama.en azindan kaynana dirdiri kaprisi ayilip bayilmasi cekmiyorum. Oglusunu alsin tursusunu kursun. Artik ona ne dert yandi neler doldurdu bilmiyorum cunku hic gorusmuyorum. Kaynanayi hayatimdan cikardiktan sonra ofke nobetlerim bitti resmem genclestim. Ben lohusayken sacma sapan sebeplerden kendini acillik etti hicbirinde de elle tutulur tek bir sikintisi cikmadi ama gel gor ki kocam bunu anlayamayacak kadar anam da anam canim anam.kisisiydi. Cocuk bu tarz ailelerde en buyuk sorun. Konu sahibi hic bu risk uzerine dusunmemis belli ki. Bu forumda torununu emzirmeye calisan kv konusu bile gorduk. Aklini basina alsin. Kendisi olarak kendini kabullendirmeden, kocasi evli oldugunu anlamadan asla.cocuk yapmasin. Evet cocuk buyuk mutluluk ama bu tarz sorunlar o mutlulugu bile golgeliyor yeri geldi mi.
 
Eşinizin ailesinin dediklerini ve sizden beklentilerini bu denli umursar ve yerine getirirseniz daha çok zor günler görürsünüz. Ne demek istediğim gibi giyinemiyorum ? Onlar sizi böyle tanıdı. Lütfen artık kendinizden ödün vermeyin. Ben buyum demeyi bilin. Onlar için her yerinizi niye kapatıyorsunuz ? Ya da onları niye ikna etmek zorundasınız açık olduğunuza ?

Bunun dışında baştan şehir olayını kabul etmemeliydiniz. Şuanda denedim olmuyor demelisiniz. Yoksa işler iyice sarpa saracak. Eşiniz sizi çok önemseseydi lafını sonradan değiştirmez, karar vermenize rağmen sizi başka şehirde yaşamaya zorlamazdı.

Ailesinin giyim tarzına yaşam tarzına uydurmaya çalışmazdı.

Yapacağınız şey o şehirden taşınmak. Eşiniz gelmezse de maalesef ayrılmak. Yoksa siz böyle en sonunda kendinizden olacaksınız.
 
Bile bile evlenmissiniz. Ne bekliyordunuz anlamadim. Onunu arkasini dusunmeden cok seviyorum diye evlenmissiniz. Simdi de evlilik bu mu diye soruyorsunuz. Hayir, evlilik bu degil.
kesinlikle bu değil

konu sahibi arkadaşım pardon da ne çocuğu
beni rahat bırakırlar diyorsunuz ya ne bırakması daha herşeye salça olur evinizden hiç çıkmazlar

her gece ağlıyorum diyorsunuz eşiniz hiç mi görmüyor hissetmiyor ağladığınızı
yapamayacağınızı söylediniz hissettirdiniz mi eşinize
görmüyor mu anlamıyor mu demeyin onlar dan dan konuşmadan anlamaz
 
2 ay önce evlendim. Bulunduğun şehirden farklı bir şehire geldim. Bu şehirde merkezden uzak dağ başı gibi bir yerde yaşıyorum. Kimsem yok ne ailem ne bir tane arkadaşım. Hiçbir şekilde alışamıyorum, eski hayatımı çok özlüyorum. Aşırı sosyal, akıllı, kendi hayatının kontrolü elinde bir genç kızdım. Şu an depresif ve umutsuz bir ev kadınıyım adeta. Meslek sahibiyim, evden çalışıyorum. Evin işleri, yemek, evliliğin kendisine adapte olmaya çalışırken kendi işimi aksatıyorum. Kafa olarak kötüyüm, hiçbir şeye odaklanmıyorum. Sanki bundan önceki 28 yılımı boşa geçirmişim, önceki hayatım hiç yaşanmamış ve bir daha eski mutluluğumu bulamayacakmışım gibi hissediyorum. Eşimi çok seviyorum ve bu evlilik için çok çaba harcadık. Aşırı muhafazakar ailesinin asla gelin olarak istemediği seküler bir ailenin kızıyım. Bu evliliği ailelere kabul ettirene kadar da çok uğraştık. Ailesinin bana karşı tutumu yüzünden evlenmeden önce kendi şehrimde yaşama şartım vardı. Fakat bazı bahanelerle sözünü tutmadı ben de düğüne kısa bir süre kala vazgeçemedim. Şuan eşimin şehrinde yaşıyoruz. Hiç alışık olmadığım bir kültürle sınanıyorum. Normal şartlarda asla üzerime takmayacağım iğrenç kıyafetler giyip sürekli onun ailesine gitmek zorundayım.(Çünkü kapalı biri olmamama rağmen kolumun dahi gözükmemesi gerekiyor, saçımın açıklığını bile zar zor kabul edebildiler) Geleneksel bir yapım yok ve geleneksel bir ailenin içinde kimsesiz kaldım. Sürekli iç içe olmak istiyolar. Kayınvalidem birkaç gün gitmezsek küsüyo. Aramazsam küsüyo. Ben de istemiyorum bir arada olmak zaten psikolojim pert bırak onları kaldırmayı hiçbir şey yapmak içimden gelmiyo. Sanırım yeni evlenince aileler yemeğe davet ediliyormuş geçen gün bu sebeple de kayınvalidem trip attı. Bir de sadece ailesi değil bütün akrabalarına yemeğe gidecekmişiz, sonra da onlar bize gelecekmiş, yeni evliler için böyle bir adet varmış. Ben evlendim sanıyodum meğerse mutfak robotu olarak işe başlamışım.Ya bırakın bi kendime geleyim, bir düzenimi kurayım, bi sakin olun nolur? Sürekli annesi neye küsecek neye trip atacak diye diken üstündeyim. Kafamın arkasında hep bunlar var, aramadım trip atıcak şunu yapmadım bunu yapmadım küsecek diye beynim hep huzursuz. Ama bir yandan da istemiyorum. Zaten zar zor her şeye yetişiyorum, bir de tam zamanlı mükemmel gelin olmaya vaktim ve enerjim yetmiyor. Sanki eşimle bir hayat yaşamak için değil de bunlara gelin olmak için evlenmişim gibi. Ben hem maddi hem de davranışsal olarak çok rahat bir ailede büyüdüm. Mesela benim ailemin aklına asla gelmez böyle şeyler, iyi misin, sağlığın yerinde mi, bir isteğin var mı derler gerisine karışmazlar. Ama kayınvalidem sadece bir hafta ara verip gittiğimizde oğlum çok özledim hiç gelmiyosunuz diye ağlıyo, ben iki aydır ailemi göremedim. Tahammül edemiyorum, dayanamıyorum tüm bunlara. Bu tarz bir evliliğe asla hazır olmadığımı biliyorum, büyük ihtimalle bunu düşüneceksiniz. Hatta 40 yaşına gelsem de buna hazır olamayacağımı biliyordum fakat eşimle uzak mesafe ilişkisi yaşadığımız için evlilik bir noktada gerekli olmuştu ilişkimizin sürmesi bakımından. Ama bu durumla nasıl başa çıkarım bilmiyorum. Çok bunaldım yaşamaya dair hiçbir hevesim kalmadı. Kaybolmuş gibiyim bir yerlerde ben vardım ve onu bulamıyorum artık. Canım sıkıldığında yanına gidip bir kahve içeceğim eşim dostum, kimsem yok. Sadece akşamları yemek yediğim sonra da uyuyan bir eşim var. Ne sevdiğim adamı ne evimi ne eşyamı hiçbir şeyi gözüm görmüyor. Herkes evin çok güzel şöyle böyle derken benim için hapishaneden farksız. Eşimi çok sevsem de şu an kendi hayatımı yakmış ve onun hayatını yaşıyormuş gibi hissediyorum. Onun hayatında yanında gezdirdiği bir çantayım. Ve bu hayat asla bana göre değil. Bazen çocuk yapmayı düşünüyorum hamilelik sürecinde beni rahat bırakırlar belki kendi hayatımı yaşarım diye ama bu sebeple ve bu psikolojide bir çocuk sahibi olmamam gerektiğinin de gayet farkındayım. Evlilik bu mudur kızlar? Gerçekten hiçbir şeyi isteyerek yapmadığımız, her şeye mecbur olduğumuz. İstemediğimiz her şeyi görevimiz olduğu için yaptığımız bir hayat mı evlilik? Ben çok büyük bir hata mı yaptım? Aşk için benliğimden ve gül gibi hayatımdan mı vazgeçtim? Senin ailen ve böyle bir evlilik bana göre değil deyip sevdiğim adamı yüz üstü bırakacak biri değilim ama bu şekilde de yaşayamam. Çok çaresizim. Ruhen çöküyorum farkındayım, her gece ağlıyorum her gün mutsuz uyanıyorum. Eşim beni çok iyi tanırdı, 3 yıllık bir ilişkimiz vardı. O da ben de burada mutsuz olacağımı biliyorduk. Ama nişandan önce verdiği sözü tutmadı ve beni buraya getirdi. Biliyorum beni çok seviyo, bir gülüşüm için gözümün içine bakıyo ama ben hayatımdan her şeyi çalmış biri gibi görüyorum onu artık sadece. Bana dokunmasını bile istemiyorum. İçimde büyük bir kızgınlık ve kırgınlık var. O kendi hayatını, düzenini yaşarken beni burada yalnız ve mutsuz bir hayata mahkum etmiş gibi hissediyorum. Hem konuşacak kimsem olmadığı için içimi dökmek hem de belki benzer süreçlerden geçmiş birileri vardır diye yazmak istedim.

Iste tam da bunlari yasamamak icin "davul bile dengi dengine calar" sozune imzami atarim. Asla denginiz olmayan bir aileye gelin gitmenin acisini yasiyorsunuz, hele "hic sevmedigim igrenc kiyafetler giyip, ailesine gidiyoruz cunku kolum bile gozukmemeliymis" dediginiz yerde cok uzuldum.

Bir ibret hikayesi olarak saklanip, oteki nesillere aktarilmasi gerekiyor bu yazdiklariniz.


Ha bu arada esiniz bir gulusunuz icin gozunuzun icine bakiyor ve sizi cok seviyormus ya? Siz karsisinda cokmus ve bedbaht bi haldesiniz, buna neden dur demiyor? Kandirmayin kendinizi lutfen.
 
Evet, aşk için gül gibi hayatından vazgeçtin.
Evet, çok büyük bir hata yaptın.
Evlilik gerçekten hiçbir şeyi isteyerek yapmadığımız, her şeye mecbur olduğumuz. İstemediğimiz her şeyi görevimiz olduğu için yaptığımız bir hayat değildir. Bilakis evlilik hayatımızı kolaylaştırır. Sevgi, birlik, uyum ve dayanışma işidir evlilik. Sen en büyük hatayı eşinin verdiği sözü tutmayacağını anladığın halde devam etmekte yapmışsın, Başına gelecekleri belli ki gayet iyi biliyormuşsun. Bile bile lades demişsin. Hangi aşamada olursan ol nikah kıyılmadan vazgeçebilirdin. Gerçi hala vazgeçebilirsin ancak bir sürü prosedür gerçekleşmiş, nikah kıyılmadan önceki kadar kolay olmayacak ne yazık ki, yine de anlattıklarına bakılırsa değer.
Çocuk yapmayı ise ben olsam aklımdan bile geçirmezdim şu durumda, torunum da torunum diye yapışacaklar hamileliğin her aşamasına karışacaklar yok kilo aldın yok kilo verdin bilmemne, çocuk doğunca da yakandan düşeceğini sanmıyoum kayınvalidenin anlattığına göre, çocuk varken boşanmak da eziyet olur nitekim çocuk onlara kalsın diye envai çeşit çirkeflik yapılabilir.
Aşkın gözünü kör ettiği hanımlar için ibretlik bir konu olmuş.
Anlattıklarını okuyunca senin için yürekten üzüldüm ve acını anlayabiliyorum, iyi dileklerimi sunuyorum :/
 
2 ay önce evlendim. Bulunduğun şehirden farklı bir şehire geldim. Bu şehirde merkezden uzak dağ başı gibi bir yerde yaşıyorum. Kimsem yok ne ailem ne bir tane arkadaşım. Hiçbir şekilde alışamıyorum, eski hayatımı çok özlüyorum. Aşırı sosyal, akıllı, kendi hayatının kontrolü elinde bir genç kızdım. Şu an depresif ve umutsuz bir ev kadınıyım adeta. Meslek sahibiyim, evden çalışıyorum. Evin işleri, yemek, evliliğin kendisine adapte olmaya çalışırken kendi işimi aksatıyorum. Kafa olarak kötüyüm, hiçbir şeye odaklanmıyorum. Sanki bundan önceki 28 yılımı boşa geçirmişim, önceki hayatım hiç yaşanmamış ve bir daha eski mutluluğumu bulamayacakmışım gibi hissediyorum. Eşimi çok seviyorum ve bu evlilik için çok çaba harcadık. Aşırı muhafazakar ailesinin asla gelin olarak istemediği seküler bir ailenin kızıyım. Bu evliliği ailelere kabul ettirene kadar da çok uğraştık. Ailesinin bana karşı tutumu yüzünden evlenmeden önce kendi şehrimde yaşama şartım vardı. Fakat bazı bahanelerle sözünü tutmadı ben de düğüne kısa bir süre kala vazgeçemedim. Şuan eşimin şehrinde yaşıyoruz. Hiç alışık olmadığım bir kültürle sınanıyorum. Normal şartlarda asla üzerime takmayacağım iğrenç kıyafetler giyip sürekli onun ailesine gitmek zorundayım.(Çünkü kapalı biri olmamama rağmen kolumun dahi gözükmemesi gerekiyor, saçımın açıklığını bile zar zor kabul edebildiler) Geleneksel bir yapım yok ve geleneksel bir ailenin içinde kimsesiz kaldım. Sürekli iç içe olmak istiyolar. Kayınvalidem birkaç gün gitmezsek küsüyo. Aramazsam küsüyo. Ben de istemiyorum bir arada olmak zaten psikolojim pert bırak onları kaldırmayı hiçbir şey yapmak içimden gelmiyo. Sanırım yeni evlenince aileler yemeğe davet ediliyormuş geçen gün bu sebeple de kayınvalidem trip attı. Bir de sadece ailesi değil bütün akrabalarına yemeğe gidecekmişiz, sonra da onlar bize gelecekmiş, yeni evliler için böyle bir adet varmış. Ben evlendim sanıyodum meğerse mutfak robotu olarak işe başlamışım.Ya bırakın bi kendime geleyim, bir düzenimi kurayım, bi sakin olun nolur? Sürekli annesi neye küsecek neye trip atacak diye diken üstündeyim. Kafamın arkasında hep bunlar var, aramadım trip atıcak şunu yapmadım bunu yapmadım küsecek diye beynim hep huzursuz. Ama bir yandan da istemiyorum. Zaten zar zor her şeye yetişiyorum, bir de tam zamanlı mükemmel gelin olmaya vaktim ve enerjim yetmiyor. Sanki eşimle bir hayat yaşamak için değil de bunlara gelin olmak için evlenmişim gibi. Ben hem maddi hem de davranışsal olarak çok rahat bir ailede büyüdüm. Mesela benim ailemin aklına asla gelmez böyle şeyler, iyi misin, sağlığın yerinde mi, bir isteğin var mı derler gerisine karışmazlar. Ama kayınvalidem sadece bir hafta ara verip gittiğimizde oğlum çok özledim hiç gelmiyosunuz diye ağlıyo, ben iki aydır ailemi göremedim. Tahammül edemiyorum, dayanamıyorum tüm bunlara. Bu tarz bir evliliğe asla hazır olmadığımı biliyorum, büyük ihtimalle bunu düşüneceksiniz. Hatta 40 yaşına gelsem de buna hazır olamayacağımı biliyordum fakat eşimle uzak mesafe ilişkisi yaşadığımız için evlilik bir noktada gerekli olmuştu ilişkimizin sürmesi bakımından. Ama bu durumla nasıl başa çıkarım bilmiyorum. Çok bunaldım yaşamaya dair hiçbir hevesim kalmadı. Kaybolmuş gibiyim bir yerlerde ben vardım ve onu bulamıyorum artık. Canım sıkıldığında yanına gidip bir kahve içeceğim eşim dostum, kimsem yok. Sadece akşamları yemek yediğim sonra da uyuyan bir eşim var. Ne sevdiğim adamı ne evimi ne eşyamı hiçbir şeyi gözüm görmüyor. Herkes evin çok güzel şöyle böyle derken benim için hapishaneden farksız. Eşimi çok sevsem de şu an kendi hayatımı yakmış ve onun hayatını yaşıyormuş gibi hissediyorum. Onun hayatında yanında gezdirdiği bir çantayım. Ve bu hayat asla bana göre değil. Bazen çocuk yapmayı düşünüyorum hamilelik sürecinde beni rahat bırakırlar belki kendi hayatımı yaşarım diye ama bu sebeple ve bu psikolojide bir çocuk sahibi olmamam gerektiğinin de gayet farkındayım. Evlilik bu mudur kızlar? Gerçekten hiçbir şeyi isteyerek yapmadığımız, her şeye mecbur olduğumuz. İstemediğimiz her şeyi görevimiz olduğu için yaptığımız bir hayat mı evlilik? Ben çok büyük bir hata mı yaptım? Aşk için benliğimden ve gül gibi hayatımdan mı vazgeçtim? Senin ailen ve böyle bir evlilik bana göre değil deyip sevdiğim adamı yüz üstü bırakacak biri değilim ama bu şekilde de yaşayamam. Çok çaresizim. Ruhen çöküyorum farkındayım, her gece ağlıyorum her gün mutsuz uyanıyorum. Eşim beni çok iyi tanırdı, 3 yıllık bir ilişkimiz vardı. O da ben de burada mutsuz olacağımı biliyorduk. Ama nişandan önce verdiği sözü tutmadı ve beni buraya getirdi. Biliyorum beni çok seviyo, bir gülüşüm için gözümün içine bakıyo ama ben hayatımdan her şeyi çalmış biri gibi görüyorum onu artık sadece. Bana dokunmasını bile istemiyorum. İçimde büyük bir kızgınlık ve kırgınlık var. O kendi hayatını, düzenini yaşarken beni burada yalnız ve mutsuz bir hayata mahkum etmiş gibi hissediyorum. Hem konuşacak kimsem olmadığı için içimi dökmek hem de belki benzer süreçlerden geçmiş birileri vardır diye yazmak istedim.
Siz resmen ben olmuşsunuz. Bende bu düşüncedeyim yeni bir hayata, ailemden uzaklaşmaya, hiç bilmediğim bir şehre, yalnızlığıma alışamadımmm. Bilmiyorum olduğum yere ne zaman kendimi ait hissederim. Buna çocuk yapmak mı vesile olur. Ne olur bilmiyorum cidden
 
2 ay önce evlendim. Bulunduğun şehirden farklı bir şehire geldim. Bu şehirde merkezden uzak dağ başı gibi bir yerde yaşıyorum. Kimsem yok ne ailem ne bir tane arkadaşım. Hiçbir şekilde alışamıyorum, eski hayatımı çok özlüyorum. Aşırı sosyal, akıllı, kendi hayatının kontrolü elinde bir genç kızdım. Şu an depresif ve umutsuz bir ev kadınıyım adeta. Meslek sahibiyim, evden çalışıyorum. Evin işleri, yemek, evliliğin kendisine adapte olmaya çalışırken kendi işimi aksatıyorum. Kafa olarak kötüyüm, hiçbir şeye odaklanmıyorum. Sanki bundan önceki 28 yılımı boşa geçirmişim, önceki hayatım hiç yaşanmamış ve bir daha eski mutluluğumu bulamayacakmışım gibi hissediyorum. Eşimi çok seviyorum ve bu evlilik için çok çaba harcadık. Aşırı muhafazakar ailesinin asla gelin olarak istemediği seküler bir ailenin kızıyım. Bu evliliği ailelere kabul ettirene kadar da çok uğraştık. Ailesinin bana karşı tutumu yüzünden evlenmeden önce kendi şehrimde yaşama şartım vardı. Fakat bazı bahanelerle sözünü tutmadı ben de düğüne kısa bir süre kala vazgeçemedim. Şuan eşimin şehrinde yaşıyoruz. Hiç alışık olmadığım bir kültürle sınanıyorum. Normal şartlarda asla üzerime takmayacağım iğrenç kıyafetler giyip sürekli onun ailesine gitmek zorundayım.(Çünkü kapalı biri olmamama rağmen kolumun dahi gözükmemesi gerekiyor, saçımın açıklığını bile zar zor kabul edebildiler) Geleneksel bir yapım yok ve geleneksel bir ailenin içinde kimsesiz kaldım. Sürekli iç içe olmak istiyolar. Kayınvalidem birkaç gün gitmezsek küsüyo. Aramazsam küsüyo. Ben de istemiyorum bir arada olmak zaten psikolojim pert bırak onları kaldırmayı hiçbir şey yapmak içimden gelmiyo. Sanırım yeni evlenince aileler yemeğe davet ediliyormuş geçen gün bu sebeple de kayınvalidem trip attı. Bir de sadece ailesi değil bütün akrabalarına yemeğe gidecekmişiz, sonra da onlar bize gelecekmiş, yeni evliler için böyle bir adet varmış. Ben evlendim sanıyodum meğerse mutfak robotu olarak işe başlamışım.Ya bırakın bi kendime geleyim, bir düzenimi kurayım, bi sakin olun nolur? Sürekli annesi neye küsecek neye trip atacak diye diken üstündeyim. Kafamın arkasında hep bunlar var, aramadım trip atıcak şunu yapmadım bunu yapmadım küsecek diye beynim hep huzursuz. Ama bir yandan da istemiyorum. Zaten zar zor her şeye yetişiyorum, bir de tam zamanlı mükemmel gelin olmaya vaktim ve enerjim yetmiyor. Sanki eşimle bir hayat yaşamak için değil de bunlara gelin olmak için evlenmişim gibi. Ben hem maddi hem de davranışsal olarak çok rahat bir ailede büyüdüm. Mesela benim ailemin aklına asla gelmez böyle şeyler, iyi misin, sağlığın yerinde mi, bir isteğin var mı derler gerisine karışmazlar. Ama kayınvalidem sadece bir hafta ara verip gittiğimizde oğlum çok özledim hiç gelmiyosunuz diye ağlıyo, ben iki aydır ailemi göremedim. Tahammül edemiyorum, dayanamıyorum tüm bunlara. Bu tarz bir evliliğe asla hazır olmadığımı biliyorum, büyük ihtimalle bunu düşüneceksiniz. Hatta 40 yaşına gelsem de buna hazır olamayacağımı biliyordum fakat eşimle uzak mesafe ilişkisi yaşadığımız için evlilik bir noktada gerekli olmuştu ilişkimizin sürmesi bakımından. Ama bu durumla nasıl başa çıkarım bilmiyorum. Çok bunaldım yaşamaya dair hiçbir hevesim kalmadı. Kaybolmuş gibiyim bir yerlerde ben vardım ve onu bulamıyorum artık. Canım sıkıldığında yanına gidip bir kahve içeceğim eşim dostum, kimsem yok. Sadece akşamları yemek yediğim sonra da uyuyan bir eşim var. Ne sevdiğim adamı ne evimi ne eşyamı hiçbir şeyi gözüm görmüyor. Herkes evin çok güzel şöyle böyle derken benim için hapishaneden farksız. Eşimi çok sevsem de şu an kendi hayatımı yakmış ve onun hayatını yaşıyormuş gibi hissediyorum. Onun hayatında yanında gezdirdiği bir çantayım. Ve bu hayat asla bana göre değil. Bazen çocuk yapmayı düşünüyorum hamilelik sürecinde beni rahat bırakırlar belki kendi hayatımı yaşarım diye ama bu sebeple ve bu psikolojide bir çocuk sahibi olmamam gerektiğinin de gayet farkındayım. Evlilik bu mudur kızlar? Gerçekten hiçbir şeyi isteyerek yapmadığımız, her şeye mecbur olduğumuz. İstemediğimiz her şeyi görevimiz olduğu için yaptığımız bir hayat mı evlilik? Ben çok büyük bir hata mı yaptım? Aşk için benliğimden ve gül gibi hayatımdan mı vazgeçtim? Senin ailen ve böyle bir evlilik bana göre değil deyip sevdiğim adamı yüz üstü bırakacak biri değilim ama bu şekilde de yaşayamam. Çok çaresizim. Ruhen çöküyorum farkındayım, her gece ağlıyorum her gün mutsuz uyanıyorum. Eşim beni çok iyi tanırdı, 3 yıllık bir ilişkimiz vardı. O da ben de burada mutsuz olacağımı biliyorduk. Ama nişandan önce verdiği sözü tutmadı ve beni buraya getirdi. Biliyorum beni çok seviyo, bir gülüşüm için gözümün içine bakıyo ama ben hayatımdan her şeyi çalmış biri gibi görüyorum onu artık sadece. Bana dokunmasını bile istemiyorum. İçimde büyük bir kızgınlık ve kırgınlık var. O kendi hayatını, düzenini yaşarken beni burada yalnız ve mutsuz bir hayata mahkum etmiş gibi hissediyorum. Hem konuşacak kimsem olmadığı için içimi dökmek hem de belki benzer süreçlerden geçmiş birileri vardır diye yazmak istedim.
Eşinizle aranız nasıl bilmiyorum ama ben bu evliliği fazla uzun süreli göremiyorum.Esiniz sizi ailesine savunacak.Bende orta halli muhafazakar ailede büyüdüm.Bana bile kolunu açma deseler ben cildiririm.Benimde kv sorun yapıyordu.Alkole karşıyız biz mesela Nisan'da alkol beklentileri olmuş olmayınca surat atmış maalesef aileler uyusmayinca üzülerek söylüyorum evlilik yürümez.
 
Neden bu kadar pasifsiniz
Misal kayinvalide bir hafta oğlunu görmeyince ağlıyor diyorsunuz o esnada ben ağaç kovugunda mi yetiştim iki aydır annemde beni görmüyor ama sizin gibi de yapmıyor neden demiyorsunuz

Ve bu arada ondan kurtulun bakın içten çürüyorsunuz yapmayın kendinize bunu
 
X