Evlilik stresi nasıl geçecek

Queen of the North

Kuzeyin Kızı
Pro Üye
14 Mayıs 2010
16.471
22.462
2.5 ay sonra evlenicem nasipse ama nişanlılık dönemimiz cok sancılı gecıyo neden anlamadım cok bunalıyorum kalbım kırılıyo kalbını kırıyorum nişandan önce gayet iyiydik 9 aydır falan hep bi gerginlik var üstümüzde iyi de kötü de batar hale geldı herkeste aynı durum söz konusumu yoksa benmı fazla abartıyorum anlamadım sıkıldım paylaşayım dedim :KK59::KK59::KK59::KK59:


bir yazı paylaşmak istedım

Bu bir peri masalı olmalıydı! Ama hissettiğiniz tek şey huzursuzluk ve gerginlik… Sanki içinizde başka biri var. Ve o tanımadığınız biri nikah masasına oturduğunuzda “Hayır!” diye haykıracak ve duvağını atıp, gözyaşları içinde koşarak salonu terk edecek… Korkmayın, hepsi geçecek… Hemen her gelinin başına gelen şeyi, evlilik öncesi sendromunu yaşıyorsunuz.

Aslında onu çok seviyordunuz. Yani davetiye listesi ile ilgili o büyük patırtı kopmadan önce her şey gayet yolundaydı. Hele düğün pastasının kaç katlı olacağına kesinlikle karışmayacaktı! Hem evlenince kıyafetlerinize de karışmayacağı ne malum? Ayrıca bugün nikah şekeriyle ilgilenmeyen yarın sizinle hiç ilgilenmez! Böyle bir adamla ömrünüzü tüketeceğinize emin misiniz? Yoksa yol yakınken vaz mı geçmelisiniz? Ya sizi mutlu edemezse? Acaba o doğru kişi mi? Gerçekten ruh eşinizi buldunuz mu? Acaba yanlış seçim mi yapıyorsunuz?

Durun! Öncelikle sakin olun. Sakın endişelenmeyin ve kendinizden şüphe etmeyin. Çünkü evleniyorsunuz ve bu durum birçok sorumluluğu beraberinde getiriyor. Yalnızca hem kendinizin hem de partnerinizin bu sorumlulukları sağlıklı bir şekilde yerine getirebileceğinizden endişe duyuyorsunuz. Bu noktadan baktığınızda altında ezilecek gibi hissettiğiniz o sorumluluklar aslında sandığınız kadar ağır değil. Ömür boyu sürmesini hayal ettiğiniz bir aşk anlaşmasına imza atıyorsunuz. Yıllardır belki de sadece günü gününe yaşamaya alışmışken, artık iki kişilik düşünmek ve yaşamınızın bundan sonraki kısmını sevdiğiniz insana göre ayarlamak ilk bakışta korkutucu gelebilir. Ama evlilik aslında hiç de içinden çıkılamayacak duygusal bir kaos değil. Sizin yaşadığınız şeyin tam adı evlilik öncesi sendromu… Ve inanın bunu yaşayan ne ilk ne de son gelin adayı siz değilsiniz!


Aşkın gözü kör mü?

Evliliğe hazırlanan birçok kadının yaşadığı bu çıkmazı psikiyatristler son derece normal buluyor. Belki de yaşanan sorunu çözebilmek için işin en temeline inmek ve “insan neden evlenir” sorusuna yanıt bulmak gerekiyor. Toplumun değer yargılarına göre her birey belirli bir yaş dönümüne geldiğinde evlilik ve çocuk sahibi olmakla ilgili aile ve çevre baskısı yaşamaya başlar. Cinsel çekim, psikolojik gelişim, sevgi ve aşk gibi duygular da bireye evliliği çağrıştırır. Sevginin coşkulu dönemini yaşayan kişi karşısındakinin iyi, güçlü ve olumlu özelliklerini idealleştirir. Aşık insan kendini olduğundan çok daha mutlu, coşkulu ve bütün hisseder. Sevilene yakınlık göstermek, onu anlamaya çalışmak ve onun yanında bulunmak isteği ön plandadır. Güçsüz ve yetersiz yanlar algılanmaz. Kısaca aşkın gözü kördür de denebilir…

Aynı dönemdeki sahiplenme tutkusu, yaşanan duyguların devamının sağlanması çiftleri evlilik kararına itebilir. Düğün hazırlıkları yaptığınıza göre buraya kadar bir sorun olmamalı. Büyük ihtimalle siz ve müstakbel eşiniz de aynı evrelerden geçerek bu kararı aldınız. Ancak toplum evliliği idealleştirip, onu sonu olmayan bir yaşantı biçimi gibi sunma eğiliminde… Evlilik öncesindeki bu stres de işte tam da bu nedenle ortaya çıkıyor.

Uzmanlar bu stresten arınmanın ilk adımını evliliği her şeyin gönlünüzce olduğu bir cennet olarak görmekten vazgeçmek olarak tanımlıyor. Uzman psikolog Handan Arslantaş sevginin aşama aşama ilerlediğini ve yüceleştirilmiş sevgiyi coşku sonrası düş kırıklığının takip edeceğini dile getiriyor: “Yaşanan düş kırıklığına dayanan, onları işleyebilen kişiler saygı ve güven ağırlıklı sürekli ilişkiler kurabilir. Kendini düşünürken karşısındakinin çıkarlarını da gözetme, eşitlik ve aynı haklara sahip olma ilkesi, ortak duygudaşlık, karşısındakiyle özdeşleşme prensiplerini yakalamak gerekir. Evlilikler genellikle bir seçme süreci sonrasında gerçekleşir. Evlilik kararı ile toplumsallaşma aileler, arkadaşlar ve ortak yaşam alanlarının paylaşılması söz konusudur. Kişi, duyguları, kendi gerçeklik algılaması ve yakın çevresinin önerileri arasında gerginleşir. Alıngan ve hassas durum güvensizliğe, şüpheciliğe, ufak olayları abartmaya, karşı tarafı denemek adına uygunsuz taleplere neden olur. Coşkulu sevginin yerini eksiz, güçsüz, yetersiz yanlarla yüzleşme ve düş kırıklığı alır. Coşkulu sevgi özlemi, alışkanlıklar, tutkular, birlikte bütünleşme isteği farklı iki algılamaya neden olur. Sevgi ile hoşlanma, aşk ile sıradan sevgi arasında ayrım yapmak zorlaşır.”


Ruh eşi mi, baş belası mı?

Özellikle bizimki gibi gelişmekte olan toplumlarda kız çocukları küçük yaşlardan itibaren büyüyünce özel birine aşık olacakları, sonsuza dek sürecek mutlu bir evlilik yapacakları ve bir gün anne olacakları söylemleriyle büyütülür. İlk bakışta tek eşlilik tüm çağdaş toplumların beklentisi gibi görünse de, dünya üzerindeki farklı kültürlere ait farklı topluluklar üzerinde yapılan sosyolojik araştırmalar bu beklentinin ancak beşte bir oranda gerçekleşebildiğini gösteriyor. Dolayısıyla tek eşli bir yaşamın insan doğasının ideali olduğunu söylemek pek de gerçekçi görünmüyor.

Handan Arslantaş evlilik öncesi yaşadığımız bu stresi bilimsel olarak şu şekilde açıklıyor: “Sevgili rolünden eş rolüne geçmek aynı zamanda anne-baba evindeki genç rolünden dönüşümsüz olarak vazgeçmeyi gerektiriyor. Sorumluluk almak kişiliğin olgunlaşmasında ve yetişkinliğe geçişte en önemli dönüm noktalarından biri. Evlilik öncesi dönemde bireyler birbirini bu yönde tartmaya başlar. Özgürlüklerin yönetimi, cinsellikteki doyum, maddi konularda işbirliği, ortak gelecek beklentileri, problem çözme yetenekleri, farklılıkları hoşgörüyle karşılayabilme, dini eğilimler, karşıdaki kişinin bilgi ve görgüsüne saygı duyma, ailelerin kabulu ve ebeveynleri ilişkiye karıştırmayacak kadar bireyselleşmiş olmak, neşe, espri gücü, öfke yönetimi ve günlük yaşam alışkanlıkları hep bu dönemde alıcı gözle sorgulanır. Tüm yakın çevre de bu sorgulamaya gönüllü olarak katılır. Davetiye seçimi, ailenin yanındaki bir bakış, basit bir bilginin paylaşılmaması, çıkarlardaki ufak eşitsizlikler gibi çok ufak detaylar ileride ciddi bir soruna temel olacakmış gibi masaya yatırılır.

Ve evlilik öncesinde süre, güç mücadelesi, üstünlük ve taviz vermeme savaşına doğru kaymaya başlar. Birlik ve bütünlük kavramı, kız ya da erkek tarafı rekabetlerine, karşılıklı saldırı ve savunma durumuna dönüşebilir. Böylece beni tamamlayan doğru eşi buldum mu, yoksa başımı belaya mı sokuyorum soruları gündeme gelmeye başlar.”


İdeal evlilik nedir?

Evliliğe giden yolda çiftler zaman zaman ara yollara saparak amaçlarından uzaklaşabiliyorlar. En ufak bir problem ortalığı savaş alanına çevirebiliyor. Satın alınacak kanepenin rengi aslında yaşamınızı temelden etkilemeyecek bir konu olduğu halde her nasılsa bu dönemde kendinizi müstakbel kocanızla ilgili korkunç planlar yaparken bulmanıza neden olabiliyor. Unutmayın, siz evleniyorsunuz ve aslında ikiniz de aynı tarafta duruyorsunuz. Hiç de hayati olmayan bir konuyla ilgili alınacak bir kararda bile soğukkanlılığınızı kaybedecek noktaya gelmeniz, anlaşamadığınızı değil, üzerinizdeki yoğun baskılardan kaynaklanıyor. Gelinlik seçimi, evin dekorasyonu, davetli listesi, nikah şekeri gibi evlilik öncesi dönemde önem kazanan işlerin aslında birbirinizi kırmaya değecek şeyler olmadığını geriye dönüp baktıktan sonra fark ediyorsunuz. Aslında ne gelinliğinizin modelini ne de nikah şekerinizi davetlilerden hiçbiri bir süre sonra hatırlamayacaktır. Ama bir ömrü birlikte geçireceğiniz insanın kırılan kalbini onarmanız çok daha zor olacaktır.

Stres ve gerginlik bazen öyle noktalara gelir ki, hayatınızın en güzel hatırası olması gereken düğününüzü bir kabus gibi yaşar ve tadına varamazsınız. Şunu unutmamak gerekiyor ki mükemmel ilişki yoktur. Herkes kendi kişilik sınırları içinde ve kendi doğrularıyla yaşar, ilişkilerini de bunlara göre seçer. Bir ömrü birlikte geçirmek için çiftlerin karbon kopya olması gerekmez.

Evlilikte de birey olarak varlığını sürdürmek hem kişinin ruhsal sağlığı hem de ilişkinin sağlığı açısından oldukça önemli. Hayatını birbirine odaklanmadan, kişisel ilgi alanlarından vazgeçmeden, kariyer ve iş yaşamlarını da dengeleyerek yürütülen evlilikler her zaman daha uzun soluklu olacaktır. Ayrıca partnerinizin başlangıçta görmezden geldiğiniz, zaman içinde tahammül edilemez bulmaya başladığınız kusurlarını onunla konuşmaya çalışın. Bunlarla yüzleşmek, yıllar sonra otomobilini park ettiği yeri bulamıyor ya da dişlerini fırçalarken hırıltılı sesler çıkarıyor diye ondan soğumanızdan ya da “Benim evlendiğim erkek bu mu?” diye isyan etmenizden çok daha iyidir. Unutmayın ki, güzel bir gelin olabilmeniz stres ve gerginlikten uzak olmanıza bağlı. Siz iyisi mi bazı şeyleri oluruna bırakıp evliliğin keyfini çıkarın.

Eğer bunu başaramıyorsanız ve şüpheleriniz sizi yiyip bitirmeye başladıysa da sağlıklı bir karar verebilmek için profesyonel bir yardım alın. “Kaçak Gelin” filmini de bir an önce unutmaya
 
Son düzenleme:
evlilik öncesi dönem gercekten stresli oluor insan.bende 3 ay sonra evleniyorum kısmetse.ve şuan sinirsel baş dönmeler vs yaşıyorum.insan cok fazla beyin yorgunluğu yaşıyor.ve bu stres yüzünden zamanla birbirinide kırabiliyorsun.aynı seyleri bende yaşıyorum cnm çok fasla takılma bence
 
canım hani sen şu babasına çok düşkün olan arkadaştın değil mi?

normaldir bunları yaşaman inan her nişanlılık döneminde olan şeyler bunlar,aileden ayrılıp yeni bir hayat kurmanın vermiş olduğu strestir bu emin ol..
herşey göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor hiç üzmeyin birbirinizi...
 
bizde de durum aynı..:KK9: 35 gün sonra düğünümüz günde 10 kere tartısıyoruz neyse ki uzatmıyoruz..tatlı telaslar bunlar sanırım biz biraz hassas oluyoruz bu dönemde..:21::21:
 
canım hani sen şu babasına çok düşkün olan arkadaştın değil mi?

normaldir bunları yaşaman inan her nişanlılık döneminde olan şeyler bunlar,aileden ayrılıp yeni bir hayat kurmanın vermiş olduğu strestir bu emin ol..
herşey göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor hiç üzmeyin birbirinizi...


hafıza mükemmel evet dogru gecsede kurtulsam bır an önce dayanamıyorum ki ben hep telkin etmeye calısıyorum kendımı rahat ol diye ama gun yaklastıkca iice sinirlerim laçkalastı kızmayacagım seylre bıle kızar hale geldım yaaa:KK14::KK14:

evlilik öncesi dönem gercekten stresli oluor insan.bende 3 ay sonra evleniyorum kısmetse.ve şuan sinirsel baş dönmeler vs yaşıyorum.insan cok fazla beyin yorgunluğu yaşıyor.ve bu stres yüzünden zamanla birbirinide kırabiliyorsun.aynı seyleri bende yaşıyorum cnm çok fasla takılma bence



inş kırgınlıklar kalıcı olmadan evlnırız en co korkum o ama napim o da bende dayanamıyoruz patlıyoruz bazen sonrada pişmanlık duyuyorum üzülüyorum
 
Son düzenleme:
Biz erkek arkadaşımla 3 yıldır beraberiz ve anca 3 yıl sonra evlenebilicez bence böyle beklemek daha sinir bozucu ve yıpratıcı bir durum halinize şükredin.
 
Şimdiden hayırlı uğurlu olsun :)

Bu süreçte emin ol herkes strese giriyor

biz evlenmemize 1 ay kala ayrılma kararı almıstık sen düşün artık

gece gündüz tartısıyorduk saçma sapan seylerden hemde.

Size tavsıyem bu süreci en az hasarla atlatmaya çalışın

mümkün olduğunca az görüşün bununda faydası olacak emin ol

10 kere konusuyorsanız telde 5'e düşürün...
 
Ben evlilik öncesinde eşimle birbirimizi yediğimizi hatırlıyorum.İnanın hergün ben bu adamla yapamam diyordum hergün ki severek evleniyordum hatta aşıktım hala da aşığım :KK1::KK1::KK1:.Sakin olmanızı ve konuşarak birbirinizi kırmaktan uzak durun.Tartışmalarda asla karşınızda ki kişinin de sizinle aynı stresi paylaştığını ve hayatını birleştirmek için birbirinizi seçtiğinizi ve kimsenin sizi sizden daha iyi anlamayacağını asla unutmayın..Tatlı telaşlar bunlar sakin olun her tartışma bakıyorsunuz büyüyecek birbirinizi sevdiğinizi söyleyin biz öyle yapardık:KK4::KK4:
 
evlilik stresi evlenene kadar geçmicek
10 küsür günüm kaldı hala geçmiyor
kavgalar tartışmalar yanlış anlamaların haddi hesabı yok :KK1:
bakalım inş. evlenince düzelir
işin kötüsü sevgili nişanlıyken olmayan şeyler
birden oluyor sebep yok ortada bi gerginlik :44:
 
Kızlar aslında bu zamanların hayatın en güzel zamanlarından biri olması gerekiyor değil mi... Ama öyle olmuyor maalesef. Flört dönemi herşey mükemmel ama bir söz ve nişan oldu mu gerginlikler başlıyor. Aslında nedeni çok açık... Alacağımız sorumluluklarımızın farkına varıyoruz ve bu ister istemez insanı geriyor, her ne kadar sevdiğimiz adamla evleniyor olsak da... O ana kadar anne ve babamızın yamacında oluyoruz ama yuvadan uçmak insanı inanılmaz strese sokuyor. Ben isterdim ki o zamanlarım çok güzel geçsin ama olamadı maalesef sizler gibi :KK43: Düğün alışverişiydi, ailelerin bir araya gelmesiydi, ev almasıyıd ya da kiralamasıydı, düğün hazırlıklarıyıd, gelinlik-damatlık seçimiydi, balayı karmaşasaydı derken o güzelim zamanlar sıkıntıyla stresle geçip gidiyor. Aynılarını yaşadığım için kendinizi üzmeyin diyemiyorum. İnşallah en az hasarla atlatırsınız bu dönemlerinizi. Mutluluklar diliyorum...
 
Bende ilerisi için "o günler çok güzel olur heralde tatlı bir telaş yeni ev hazırlıkları ayyy ne güzeelll" diyordum ki bu yazılanları okuyana kadar
Demek sıkıntılı geçiyormuş
Bende seneye bu zamanlarda aynı konumda olabilirim allah kısmet ederse tabi
Hiç mi güzel geçiren yok biraz moral depolasaydık onlara bakıp
Ama genel böyleyse napalım artık dertse çekeriz
Şuan bu durumu yaşayan arkadaş da üzülmesinler o halde
 
Evlenince herşeyi unutuyorsunuz mutsuz günler değil o zamanlarda sadece stresli kaç parçaya ayrılacağınızı şaşırıyorsunuz.Anlayış karşılıklı çok önemli biz eşimle tabi o zaman nişanlımla baktık birbirimizi kırıyoruz daha az görüşmeye ve özlemeye bıraktık kendimizi..
 
Şimdiden hayırlı uğurlu olsun :)

Bu süreçte emin ol herkes strese giriyor

biz evlenmemize 1 ay kala ayrılma kararı almıstık sen düşün artık

gece gündüz tartısıyorduk saçma sapan seylerden hemde.

Size tavsıyem bu süreci en az hasarla atlatmaya çalışın

mümkün olduğunca az görüşün bununda faydası olacak emin ol

10 kere konusuyorsanız telde 5'e düşürün...

Ben evlilik öncesinde eşimle birbirimizi yediğimizi hatırlıyorum.İnanın hergün ben bu adamla yapamam diyordum hergün ki severek evleniyordum hatta aşıktım hala da aşığım :KK1::KK1::KK1:.Sakin olmanızı ve konuşarak birbirinizi kırmaktan uzak durun.Tartışmalarda asla karşınızda ki kişinin de sizinle aynı stresi paylaştığını ve hayatını birleştirmek için birbirinizi seçtiğinizi ve kimsenin sizi sizden daha iyi anlamayacağını asla unutmayın..Tatlı telaşlar bunlar sakin olun her tartışma bakıyorsunuz büyüyecek birbirinizi sevdiğinizi söyleyin biz öyle yapardık:KK4::KK4:

evlilik stresi evlenene kadar geçmicek
10 küsür günüm kaldı hala geçmiyor
kavgalar tartışmalar yanlış anlamaların haddi hesabı yok :KK1:
bakalım inş. evlenince düzelir
işin kötüsü sevgili nişanlıyken olmayan şeyler
birden oluyor sebep yok ortada bi gerginlik :44:

Kızlar aslında bu zamanların hayatın en güzel zamanlarından biri olması gerekiyor değil mi... Ama öyle olmuyor maalesef. Flört dönemi herşey mükemmel ama bir söz ve nişan oldu mu gerginlikler başlıyor. Aslında nedeni çok açık... Alacağımız sorumluluklarımızın farkına varıyoruz ve bu ister istemez insanı geriyor, her ne kadar sevdiğimiz adamla evleniyor olsak da... O ana kadar anne ve babamızın yamacında oluyoruz ama yuvadan uçmak insanı inanılmaz strese sokuyor. Ben isterdim ki o zamanlarım çok güzel geçsin ama olamadı maalesef sizler gibi :KK43: Düğün alışverişiydi, ailelerin bir araya gelmesiydi, ev almasıyıd ya da kiralamasıydı, düğün hazırlıklarıyıd, gelinlik-damatlık seçimiydi, balayı karmaşasaydı derken o güzelim zamanlar sıkıntıyla stresle geçip gidiyor. Aynılarını yaşadığım için kendinizi üzmeyin diyemiyorum. İnşallah en az hasarla atlatırsınız bu dönemlerinizi. Mutluluklar diliyorum...

Bende ilerisi için "o günler çok güzel olur heralde tatlı bir telaş yeni ev hazırlıkları ayyy ne güzeelll" diyordum ki bu yazılanları okuyana kadar
Demek sıkıntılı geçiyormuş
Bende seneye bu zamanlarda aynı konumda olabilirim allah kısmet ederse tabi
Hiç mi güzel geçiren yok biraz moral depolasaydık onlara bakıp
Ama genel böyleyse napalım artık dertse çekeriz
Şuan bu durumu yaşayan arkadaş da üzülmesinler o halde





sevindim yanlız değilim ya benım huyum cok kötü gülüp gecemıyorum bi laf dedıyse 10 laf sayıyorum alttan almayı beceremıyorum bir türlü diyorum ya iyi de batıyo kötüde gereksız alınganlıklar mesela bugun telefonla konusuyoruz sana bişiy söylıcem dedım o da ne var diye cvp verdı aslında ağzından ne oldu cıkacaktı ama cıkmadı tabı ben bunu duyunca aldım ele girdim yola acıklamasına bile fırsat vermedım kırıp döktüm en son yanlıs cıktı agzımdan dedı ama ben kıracagımı kırdım gectım aslında bunda bişiy yok gereksiz bişiy ama ben neden büyüttüm anlamadım cocukca davrandım
 
kız bende cevap yazarsın diye volta atıyorum topicte desene gidiyorum ben diye:KK31:inşallah evlenince bu topici gülerek okuyacağız bende çok stresli ve gerginim ama görüyorumki ve az önce okuduğum yazıda anladımki herkes yaşıyorumuş üzlüme
 
kızlar bende 3 ay sonra evleniyorum günler yaklaştıkça bende bi acayiplikler olmaya başladı.önceleri evlenmek için can atıyodum biren önce düğünümüz olsun istiyodum.ama şimdi kavga etmek istiyo canım.evimden ayrılacağım çin içten içe nişanlımı suçluyorum.abuk sabuk şeylere kızıyorum kavga etmyorum tutuyorum kendimi ama bazen tutamadığımda oluyor.sonra evlenince ev işi yapacağım,yemek yapacağım bide çocuk yapacağım aklıma geliyo bunlar aklıma gelince çok korkuyorum şimdi prensesler gibiyim anneciğim yemeğimi bile önüme hazırlıyo evlenince bunları yapmak çok zor geliyo korkuyorum sanki beceremezmişim gibi geliyo.çocuk doğurmaktan ve bakmaktan korkuyorum.evlenince özgürlüğümün gideceğinden korkuyorum sonra son kavgamızdan sonra ecabe doğru kişiylemi evleniyorum diye düşünmeye başladım.kavgamızda incir çekirdeğini doldurmaz ama bana bunları düşündürdü.
 
kızlar bende 3 ay sonra evleniyorum günler yaklaştıkça bende bi acayiplikler olmaya başladı.önceleri evlenmek için can atıyodum biren önce düğünümüz olsun istiyodum.ama şimdi kavga etmek istiyo canım.evimden ayrılacağım çin içten içe nişanlımı suçluyorum.abuk sabuk şeylere kızıyorum kavga etmyorum tutuyorum kendimi ama bazen tutamadığımda oluyor.sonra evlenince ev işi yapacağım,yemek yapacağım bide çocuk yapacağım aklıma geliyo bunlar aklıma gelince çok korkuyorum şimdi prensesler gibiyim anneciğim yemeğimi bile önüme hazırlıyo evlenince bunları yapmak çok zor geliyo korkuyorum sanki beceremezmişim gibi geliyo.çocuk doğurmaktan ve bakmaktan korkuyorum.evlenince özgürlüğümün gideceğinden korkuyorum sonra son kavgamızdan sonra ecabe doğru kişiylemi evleniyorum diye düşünmeye başladım.kavgamızda incir çekirdeğini doldurmaz ama bana bunları düşündürdü.





kız bende cevap yazarsın diye volta atıyorum topicte desene gidiyorum ben diye:KK31:inşallah evlenince bu topici gülerek okuyacağız bende çok stresli ve gerginim ama görüyorumki ve az önce okuduğum yazıda anladımki herkes yaşıyorumuş üzlüme



inşallah canım gülerek okuruz ya destek falanmı alsak ne yapsak bu dönemı daha az zararla atlatmak için yada nişan dönemı uzun oldugu içinmi bu kadar sey yasıyoz anlamadım kı ya
 
Kızlar ben 3 sene nişanlı kaldım.Bu streslerin süre ile ilgisi yok inanın sadece kendinizi akışına bırakın ve farklı şeylerle ilgilenin biraz zor ama kendimden biliyorum çıldırmak üzereydim::KK1::KK1::KK1:
 
canım bilmiyorum ne alacaksak alalım yoksa delircez:KK1:


bencede delirmeden bakmak lazım caresıne bence biz kızlar gereksız yere hassas davranıyoruz erkekler fazla takıyo gıbı gözukmuyo en azndan benımkı takmıyo gibi nedense ben paranoya halıne getırdım ee şimdi böyle yaptıkca nısan dönemınde acaba evlenıncede aynıları olurmu diye düşünüyorum hersey bıttı sıra bunu dusunmeye geldı sankı offfff
 
X