Bebek Beslenmesi GDO ' lu ürünler bebek mamalarında!

Bebek Beslenmesi, Ek Besin Önerileri, Mamalar, Anne Sütü, 3 yaştan büyük çocukların çok yeme ya da yememe, obezlik, iştahsızlık, okulda beslenme, beslenirken dikkat edilecek konuların yani her türlü yeme problemlerinin paylaşıldığı alan.
bugün fellik fellik günlük süt aradık yok marketlerde...
bulamadık yakınımızdaki bir marketle anlaştık her gün getirtecek bize günlük süt.derken akşam birde biyerler daha vardı oralara bakalım dedik süt ürünleri satan bir yer vardı tanımadığım bir marka poşette pastörize edilmiş günlük süt.
onu aldık kokusu uht sütler gibi değil sanki köyden alınmış süt gibi ne bileyim yaa..
 
bu arada ben miluanın kaşık mamasını yediriyordum gece de sütle yani pıanrın ilk adım sütüyle yapıyordum muhallebisini uyurkende süt veriyordum bu konuda rahatım şükür..
araştırmaya devam edeyim
 
bebeğim 12 aylık olana kadar malesef bende kullandım bebelac milupa gibi mamaları,1 yaşına gelincede pınarın çocuk sütünü kullanmaya başladım mamalarını onunla yapıyorum sadece meyveli yoğurt veriyordum onun içindede mısır nişastası varmış o yüzden bi daha vermicem Allah evlatlarımızı korusun..
 
kızlar merak ediyorum çok bilen varsa cvp yazssın lütfen ben günlük süt alyorum bakkaldan şişe içinde sekin kokusu diğer sütlerden farklı bundada gdo denen meret varmıdır acaba
 
merhaba akadaşlar.ilk önce paylaşımlarınız için çok tşk ederim.inanın başdan sona dehşetle okudum ve gözyaşlarımıda tutamadım.özellikle yavrusu olan arkadaşlarım akın etmiş buraya ki içler acısı bir durum.diyecek birtek kelime bulamıyorum.allaha havale ediyorum ben bunlaras sebep olanları.
benimde bir evladım var 2gün sonra 11.ayına gircek.gece maması olarak milupa kullanıyordum ,bazen kahvaltılarında bebelac,cicibebe büsküvi.kızımı yaklaşık 8ay ful emzirdim yani ozamana kadar sütüm çokdu hala emzriyorum ama sütüm yok artık.ben inek sütüne başlammışdım dr.muz sulandırarak vermeye başlamamızı söylemişdi.arada inek sütü veriyorum.
bugün marketten aldığım hazır mamayı az önce gittim attım çöpe.çorbasını,meyvesini her öğün veriyorum zaten.günlük süt almaya karar verdim,cicibebe de artık olmıcak evimizde.hatta yarın dr.muzu aarayıp keçi sütü hakkında bilgi alcam ve vermeye başlıcam kızıma.
Ne yapcaz ,nasıl beslicez yavrularımızı hergün düşünmekden delircem artık.domuz gribinden sonra kii bu vaka daha berbat bi pskoljiye yol açdı.
gerçekden çok saolun arkadaşlar.sevgiler
 
yakında keçi sütünede bi hile katarlar yine çaresiz kalırız bak bekleyinde görün :eek:lmaz:
 
GDO ÜRÜNLERİ SAĞLIĞIMIZI NASIL ETKİLER?

GDO'lu ürünlerin temel sakıncalarından biri de insan sağlığına karşı olumsuz etkileri. Uzmanlara göre, sağlık riskleri şunlar; antibiyotiklere karşı dayanıklılık oluşması, gıda olarak kullanımda insan ve hayvanda toksik ya da allerjik etki yapması, doğrudan alım durumunda insan ve hayvan bünyesindeki mikroorganizmalarla birleşme ihtimali.
GDO'lu ürünlerin oluşturduğu sağlık risklerini doğrulayan bilimsel araştırmalara her geçen gün bir yenisi daha ekleniyor. Örneğin, Brezilya fındığının bir genine sahip olan transgenik soya fasulyesi, fındığa alerjisi olanlarda alerjiye neden oluyor.
Rowett Enstitüsü'nde çalışan Arpad Pusztaria'nın son deneyleri GDO'larla ilgili yeni kuşkular ortaya çıkardı. Sözü edilen çalışmada, genetik yapısı değiştirilmiş patateslerin fareler için toksik olduğu, bağışıklık sisteminde bozukluklar, viral enfeksiyonlar gibi birçok etkileri olduğu ortaya çıktı. Genetiği değiştirilmemiş patateslerle beslenen fareler gayet sağlıklıydı. Sonraki deneyler toksikliğin gen transferi yöntemiyle ilgili olduğunu ortaya çıkardı.

Bir başka deney, besinler yoluyla aldığımız yabancı DNA'nın hücrelerimize taşınabileceğini ortaya çıkardı. Yakın zamana kadar DNA'nın bağırsaklarımızda sindirilebileceği düşünülüyordu. Ancak deneyler durumun aksini kanıtladı. Bakteriyel bir virüsün DNA'larıyla beslenen farelerde bağırsak boyunca yaşayabilen ve kana karışabilen büyük virüs DNA'sı parçaları bulundu. Alınan DNA'lar lökositlerde, dalak ve karaciğer hücrelerinde de görüldü ve virüs DNA'sının fare genomuna yerleştiği kanıtlandı. Hamile farelere yedirilen virüs DNA'sı, ceninin ve yeni doğmuş yavruların hücrelerine geçtiği de belirlendi.

 
yakında keçi sütünede bi hile katarlar yine çaresiz kalırız bak bekleyinde görün :eek:lmaz:
canım buyuk ıhtımalle keci koyun ınek bunların sutlerınde var.nedenmı cunku gdolu urunlerın hayvan yemlerıde hayvan yemlerı var.alah sonumuzu hayır etsın.ama malesef hıc ıyı bır yere gitmıyo bu dunya.ama tek suclusu bız ınsanlar.alahın verdıgı nımete degıstırmeye daha cok verım alayım daha cok para kazanayım dıye kalkısırsan tabı bunlar olucak.bunun ıcın tek yapılacak sey avrupa bırlıgı ulkeri gıbı ne bu gdolu urunler ulkeye sokulacak nede tohumları turkıyede kullanılacak.tohumu denetlemek ıcınde belırlıbır teskılat kurulacak.ama gel görkı hukumet ne yapıyor amerıkayla elele verıp gdolu urunlerın ve tohumların ulkeye serbest olarak gırmesını saglamak ıcın calısmalarını devam ettırıyo.bunun ıcın tek yapılacak sey cıkacagız sokaklara protesto edıcez.sesımızı duyuracagız.dusunsenıze her ılde duzenlense bu protestolar ve katılım cokolsa olur herhalde cunku gercekler ortada belkı ozamn bır seyler degısebılır.belkiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii....:1no2::1no2:
 
'GDO'lu Ürün Yemiyorum Demek Mümkün Olmayacak'

Resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren GDO yönetmeliğine karşı tepki büyüyor.

Resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren GDO yönetmeliğine karşı tepki büyüyor. Uzmanlar yasa çıkmadan çıkan yönetmeliğin zararları kamuoyunca henüz bilinmeyen GDO'yu tartışılmadan meşrulaştırdığını belirtirken, 'GDO'suz' ibaresinin yasaklanmasının ise ekolojik tarım yapmayı imkansız hale getireceğini vurguluyor. GDO'lu ürünlerin oluşturduğu sağlık risklerini doğrulayan bilimsel araştırmalara ise her geçen gün bir yenisi daha ekleniyor.
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Başkanı Gökhan Günaydın, geçtiğimiz günlerde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren gıda ve yem amaçlı genetik yapısı değiştirilmiş organizmalar (GDO) ve ürünlerinin ithalatı, işlenmesi, ihracatı, kontrol ve denetimine ilişkin yönetmeliğinin "hukuk, egemenlik ve halk sağlığı açısından bir skandal" olduğunu söyledi.

Günaydın, oda binasında düzenlediği basın toplantısında, biyogüvenlik yasası çıkarılmadan GDO yönetmeliği çıkarılmasını eleştirdi. Bakanlar Kurulu’na sunulan Ulusal Biyogüvenlik Yasa Tasarısı Taslağı’nın yeni yasama döneminde Meclis’e geleceğinin Hükümet sözcüsü Cemil Çiçek tarafından daha önce açıkladığını ifade eden Günaydın, "Ulusal Biyogüvenlik Yasa Tasarısı geri çekildi. Yasa Meclis’e gelseydi, konu kamuoyu önünde tartışılacaktı ve halkın tepkisini çekecekti" dedi.

Günaydın, yönetmelik ile GDO’ların ülkeye girişine meşruluk kazandırıldığını, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın söz konusu düzenlemeyle sanki bu ürünlerin ticareti yasaklanmış gibi bir algı oluşturup kamuoyunu yanılttığını iddia etti. GDO’lar konusunda 10 yıla ulaşan bir zaman dilimi boyunca kamuoyunu aydınlatma çabası içinde olduklarını anlatan Günaydın, ZMO olarak 10 gün gibi kısa sürede GDO’lu ürünlerin yasaklanmasına ilişkin olarak 300 bin imza topladıklarını söyledi. Günaydın, halkın yüzde 90’nın bu ürünlerin ülkeye girişine karşı olduğunu, demokratik bir ülkede yasa ve düzenlemeler çıkarılırken halkın isteklerinin dikkate alınması gerektiğini vurguladı.

‘800 ÇEŞİT GDO’LU ÜRÜN MASAMIZA GELİYOR’
Günaydın Türkiye`de kapıların GDO`ya zaten açık olduğunu söyleyerek, şunları dile getirdi: `GDO`lu üretimin yüzde 99`unu ABD, Arjantin, Kanada ve Çin yapıyor. Türkiye, GDO`lu üretimin yüzde 90`ından fazlasını oluşturan 4 ana üründe, yani pamuk, soya, kanola ve mısırda ithalat yapıyor. İthalatın yapıldığı ülkeler de ABD ve Arjantin. Türkiye`de ithalatçı bir firma `ithal ettiğim hammaddede GDO yok` derse bu beyan yeterli sayılıyor. Türkiye`ye 2003`te 1.8 milyon ton mısır, 900 bin ton soya girdi. 2005`te bu rakam 1.2 milyon tona çıktı. Bunlar ABD ve Arjantin`den geldi. Bugün mısırdan ve soyadan üretilen 800 çeşit GDO barındıran ürün tüketici sofrasına giriyor. Bisküvi, kraker, puding, bitkisel yağ, bebek maması, çikolata ve gofret gibi pek çok gıda ürününde GDO olmasına rağmen, tüketicinin bundan haberi olmuyor.`

‘BÖBREK YETERSİZLİĞİ VE KISIRLIĞA YOL AÇIYOR’
Basın toplantısına Ankara Tabipler Odası adına katılan Prof. Dr. Kenan Demirkol ise GDO’lar üretilirken her bir genetik değişiklikte 8 kimyasal madde kullanıldığını, vücut tarafından sindirilemeyen söz konusu ürünlerin böbrek yetersizliği ve kısırlığa yol açtığını ifade etti. Yemek yapmakta kullanılan ve 1908 yılında ilk kez üretilen margarinin içindeki zararlı asitlerin yapılan araştırmalarla ortaya konulduktan sonra margarin yapımında bu maddelerinin artık kullanılmadığını anlatan Demirkol, "GDO’lu ürünler üçüncü nesilleri etkiliyor. Bunlardan vazgeçmek için margarinde olduğu gibi bir 100 sene daha mı bekleyeceğiz" diyerek söz konusu ürünlere ilişkin önlem alınması çağrısı yaptı.


‘HALKI RİSKLERE KARŞI KORUMASIZ BIRAKIYOR’

Yönetmeliği değerlendiren uzmanlar GDO'lu tohum üretimi ve kullanımının yasak olmasına karşın, yönetmeliğin bunu tehlikeye atacağı görüşünde.

Ahmet Atalık, (Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı): Mısır ve soya 1500'ün üzerinde gıda maddesinde katkı olarak kullanılıyor. Denetim artacak deniyor ama çikolatadan meşrubata birçok üründe katkı maddeleri yoluyla bu ürünleri tüketeceğiz. GDO'lu ürün yemiyorum demek mümkün olmayacak.
Yönetmelikte binde 9'un altında GDO içeren ürünler kapsama alınmıyor. Bakanlığın laboratuar ve denetim mekanizmalarının yetersiz olduğunu görüyoruz. Denetim mekanizması olsa da ithalatçı firmanın beyanı dikkate alınıyor.

Ilgın Özkaya Özlüer, (Ekoloji Kolektifi): 2007'de Bandırma Limanı'na gelen mısır yüklü gemiden alınan numuneleri analiz ettirmiştik ve bu mısırların GDO'lu çıktığı kamuoyu ile paylaşmıştık. O günden bugüne bu mısırların akıbetini takip edebilecek bir alt yapı ve izleme sağlanamadı. Yönetmeliğin oluşturduğu sistem genel olarak GDO'lar ile ilgili faaliyette bulunacakların beyanları ile sınırlı kılınmış. GDO'nun risklerine karşı halk korumasız bırakılıyor.

Hakan Ozan Erzincanlı, (Yeşiller Partisi, Ziraat Yüksek Mühendisi): "Yasadan önce yönetmeliğin çıkması, bakanlığın her an karar ve mevzuat değiştirilebileceği anlamına geliyor. İyi niyet gözükmüyor. Mısır, pamuk gibi ürünlerin Türkiye'deki üretimine bakarsak zaten yüksek verimlilik kapasitesi görürüz. Zaten GDO'lu tohumla verimlilik artışı sağlanacağı, tarım ilacı kullanımı düşeceği kanıtlanmamış. Bu süreçte 'nasıl olsa ürünleri ithal ediyoruz, niye kendimiz yetiştirmiyoruz?' diyenler çıkacak. Yönetmelik şu an yasak olan GDO tohum kullanımının önü açılacak. Kanun da o safhada çıkabilir.

Levent Gürsel Alev, (Ekolojik Üreticiler Derneği Başkanı): GDO'lu yemlerin tohum olarak kullanılma riski var. GDO'lu tarım totaliter bir teknik ve bulaşma yoluyla ekolojik tarımın imkansız hale gelmesine yol açabilir. GDO'suz ibaresinin yasaklanması da biz ekolojik tarım yapanlar ve satanlar açısından bir engellemedir. Organik Tarım Yasası'na göre GDO'lu tohum kullanmanız yasaktır ve tüketici güveni için bu ibareyi bir çok üretici kullanmaktadır. GDO'lu ürünlere ve tohuma her zaman karşıydık. Bu konuda yasa düzenlemesi yapılmadan yönetmelik çıkarılmasında tuhaflık var. Yönetmelik şirketlerin lobisi sonucu ticari avantajlar için hazırlanmış. Ayrıca neden binde 9 oranı belirleniyor. Ekolojik tarıma devam edebilmemiz için bizim sıfır riskle ürün üretmemiz gerekiyor.

GDO NEDİR?
Bir canlının gen diziliminin değiştirilmesi ya da ona kendi doğasında bulunmayan bambaşka bir karakter kazandırılması yoluyla elde edilen canlı organizmalara "Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar", kısaca GDO adı veriliyor.
Bir canlıdan diğerine gen aktarımı, bir çeşit kesme,yapıştırma ve çoğaltma işlemi olup, genetik mühendisleri tarafından uygulanıyor. Aktarılacak gen önce bulunduğucanlının DNA sından kesilerek çıkarılıyor.Sonra vektör adı verilen taşıyıcı virüs ile bu gen DNA molekülüne yapıştırılıyor.

Frankeştayn Gıda olarak da nitelenen GDO'lar bugün kolera bakterisi geni taşıyan yonca, akrep geni taşıyan pamuk, tavuk genli patates,balık genli domates gibi gıdalar şeklinde karşımıza çıkıyor.

İnsanlık bugün doğal çeşitliliğe zarar vererek tür zenginliğinin yok olmasına yol açan GDO ların çeşitli yollardan yayılarak yeni Frankeştaynlar yaratma tehlikesiyle karşı karşıya.


GDO ÜRÜNLERİ SAĞLIĞIMIZI NASIL ETKİLER?

GDO'lu ürünlerin temel sakıncalarından biri de insan sağlığına karşı olumsuz etkileri. Uzmanlara göre, sağlık riskleri şunlar; antibiyotiklere karşı dayanıklılık oluşması, gıda olarak kullanımda insan ve hayvanda toksik ya da allerjik etki yapması, doğrudan alım durumunda insan ve hayvan bünyesindeki mikroorganizmalarla birleşme ihtimali.
GDO'lu ürünlerin oluşturduğu sağlık risklerini doğrulayan bilimsel araştırmalara her geçen gün bir yenisi daha ekleniyor. Örneğin, Brezilya fındığının bir genine sahip olan transgenik soya fasulyesi, fındığa alerjisi olanlarda alerjiye neden oluyor.
Rowett Enstitüsü'nde çalışan Arpad Pusztaria'nın son deneyleri GDO'larla ilgili yeni kuşkular ortaya çıkardı. Sözü edilen çalışmada, genetik yapısı değiştirilmiş patateslerin fareler için toksik olduğu, bağışıklık sisteminde bozukluklar, viral enfeksiyonlar gibi birçok etkileri olduğu ortaya çıktı. Genetiği değiştirilmemiş patateslerle beslenen fareler gayet sağlıklıydı. Sonraki deneyler toksikliğin gen transferi yöntemiyle ilgili olduğunu ortaya çıkardı.

Bir başka deney, besinler yoluyla aldığımız yabancı DNA'nın hücrelerimize taşınabileceğini ortaya çıkardı. Yakın zamana kadar DNA'nın bağırsaklarımızda sindirilebileceği düşünülüyordu. Ancak deneyler durumun aksini kanıtladı. Bakteriyel bir virüsün DNA'larıyla beslenen farelerde bağırsak boyunca yaşayabilen ve kana karışabilen büyük virüs DNA'sı parçaları bulundu. Alınan DNA'lar lökositlerde, dalak ve karaciğer hücrelerinde de görüldü ve virüs DNA'sının fare genomuna yerleştiği kanıtlandı. Hamile farelere yedirilen virüs DNA'sı, ceninin ve yeni doğmuş yavruların hücrelerine geçtiği de belirlendi.

 
çok üzüldüm çok ne yiycek evlatlarımız deli olucam sadece mamadamı var sankı herseyde var sebze sebze değil süt süt değil et et değil bizimle alay ediyolar ALLAH cc yarabbim bizi korusun evlatlarımızı korusun..aannemin eskıden yaptığı biber kızartması domates ssoslu yada domates salatası ıcerı kadar kokuları gelırdı sımdı bı damla domates kokusu varmı acaba yazık en cok yawrulrımıza acıyorum içler acısı durum...
 
evet kızlar. bebeğimize ne yedireceğiz hiç bilmiyorum. yazık bebeklerimize. ben gıda mühendisiyim. gıdalarda zaten onca katkı maddesi vardı. birde genetiğiyle oynadılar..üzgünüm ama bir süre sonra organik tohum bile bulamayacağız. hep kısır tohumlar.. benim terasım var. orada baharda bişeyler ekeceğim.. abartmıyorum.. eşime bir çiftlikte yaşayalım diyorum.. her şeyi kendim eker biçerim.. yani o kadar ya...bana dese hadi gel gidelim seve seve .. mamaları bırakın sebzelerden bile yedirebileceğimiz pek bişi kalmadı...çok üzgünüm, biz neyse yaşamımızın bir dönemini doğal ürünlerle geçirdik.. ama kızım için çok endişeliyim.. olmazsa organik pazarlar var.. şişli de varmış.. oradan alışveriş yaparız artık.. sertifikalı ürünler.. orada da artık onların vicdanlarına kalmış.. ne yapalım.. ya.....
 
GDO ÜRÜNLERİ SAĞLIĞIMIZI NASIL ETKİLER?
Bakteriyel bir virüsün DNA'larıyla beslenen farelerde bağırsak boyunca yaşayabilen ve kana karışabilen büyük virüs DNA'sı parçaları bulundu. Alınan DNA'lar lökositlerde, dalak ve karaciğer hücrelerinde de görüldü ve virüs DNA'sının fare genomuna yerleştiği kanıtlandı. Hamile farelere yedirilen virüs DNA'sı, ceninin ve yeni doğmuş yavruların hücrelerine geçtiği de belirlendi. [/FONT]


bu korkunç bir şey bunun ne demek olduğunu anlayabiliyomusunuz.. gdo lu gıdaları yediğimiz takdirde bu dna lar size ve daha sonra karnınızdaki bebeğinizin dna sına yerleşiyor:1shok:
 
kızlar okudunuz değil mi milupa da ve bebelacda yokmuş..
bu en azından geçmiş için beni biraz da rahatlattı..
Allahım korusun yavrularımızı
bu arada doktorum da bugün bu konu konuşulacak
 
gülşahcım bildiğim kadarıyla milupada ve bebelacta da var ne yazıkki cici bebede de var ama rahatlıkla devam sütü olarak golden goad u tavsiye ederim içeriği gayet temiz keçi sütünden yapılan bir mama zaten ben kızama ondan içiriyorum cici bebe yerinede büyük ihtimalle bebek kurabiyesi yapıp vericem evde valla napıcağımı şaşırdım ne kadar kötü bişey mehdi ekerinde yaptığı iş değil ki artık ürünlerin üstündede yazmayacak gdo lu diye çünkü o kadar çok şeyde gdo varki....
 
evet kızlar. bebeğimize ne yedireceğiz hiç bilmiyorum. yazık bebeklerimize. ben gıda mühendisiyim. gıdalarda zaten onca katkı maddesi vardı. birde genetiğiyle oynadılar..üzgünüm ama bir süre sonra organik tohum bile bulamayacağız. hep kısır tohumlar.. benim terasım var. orada baharda bişeyler ekeceğim.. abartmıyorum.. eşime bir çiftlikte yaşayalım diyorum.. her şeyi kendim eker biçerim.. yani o kadar ya...bana dese hadi gel gidelim seve seve .. mamaları bırakın sebzelerden bile yedirebileceğimiz pek bişi kalmadı...çok üzgünüm, biz neyse yaşamımızın bir dönemini doğal ürünlerle geçirdik.. ama kızım için çok endişeliyim.. olmazsa organik pazarlar var.. şişli de varmış.. oradan alışveriş yaparız artık.. sertifikalı ürünler.. orada da artık onların vicdanlarına kalmış.. ne yapalım.. ya.....

valla ben 1 senedir balkonumda bilumum sebze meyve yetiştirmeye çalışıyorum. roka çilek bile yetiştirdim. ama benim şansım eşim de bu konuda çok duyarlı. daha bir gün pastaneden pasta alıp yediğimizi bilmem, ya da marketlerden abur cubur, işlenmiş gıda vs.. evimize girmiyor o tür yiycekler. tuzumuz turşu yapılan kaya tuzu (en sağlıklısı), beyaz şeker hatta şeker tüketmemeye çalışıyoruz; bizim kültürümüzde şeker yoktur arkadaşlar dikkatinizi çekerim. bal ve pekmez vardır. eskiden tatlandırıcı olarak onlar kullanılıyordu. yakında kendi peynirimi yapmaya başlıcam, sucuğumu da.. tek hayalimiz bahçeli bir köy evi, inekler, tavuklar, keçiler..
arkadaşlar bu iş aslında sandığınız kadar zor değil. ne yapıcaz biliyor musunuz? en iyisini talep edicez. piyasadaki ürünleri almıcaz, kullanmıcaz. bakın herkes maillere kilitlendi, herkes mama markalarına mail yağdırıyor. bir bilinç oluştu az çok ama her an eskiye dönebiliriz gene. nasıl mı? bir ünlü çıkar??? uğur dündar, ayşe özgün, güvenilir biri mesela kadınların sevdiği güvendiği; seda sayan mesela.. ya da yeni anneee hah sağlık manyağı ebru şallı mesela çıkar tv de milyonların önünde der ki; ben çocuğuma bebeğime şu mamayı yediriyorum, gittim gördüm araştırdım ürünlerinde hiç bir şekilde GDO yok. sizde güvenerek kullanabilirsiniz der ve olay kapanıverir. hafızamız zayıftır bizim üç gün sonra aynı mamaları yedirmeye devam ederiz çocuklarımıza. öyle güzel ikna ederler ki insanı güveniveririz hemen.
arkadaşlar uyanalım! lütfen uyanalım! asla ve asla bu ürünleri satın almayalım. bizler için en iyilerini üretmek zorundalar. üretmezlerse biz başımızın çaresine bakarız değil mi hanımlar? biz kadınların herşeye gücü yeter, olmazsa kendimiz eker biçeriz balkonlarımızda. ben çok inanıyorum ama yeter ki pes etmeyin ve bunlara göz yummayın. LÜTFEN!!
 
ben doktorumu izleyemedim ya offfffff:sinifsinif:
alttaki eşimin halası kahveye gelince kaldı:gitme:
biri bana özetleyebilirmi bu konudaki yorumları..:kedi:
damlacım ben zaten devam stü olarak pınarın ilkadım sütünü içiriyorum.mama vermiyorum biberon maması olarak.inek sütüne geçtim bile yani..2 ay oldu nerdeyse.
bilemiyorum o kadar karışığımki..aç mı kalalım ne yani..
 
[*]Ne dior bunlar ya, insani resmen deli ederlerkötükedihüso biri kanser etmez dior, digeri baska bi sey der offff :umursamaz::kızgın:
 
X