- 21 Ağustos 2008
- 2.318
- 23
“Sevgili Kızım Aybüke Nur’a;
Henüz birkaç günlüksün… Ben de mektup yazma alışkanlığının neredeyse sona erdiği bu çağda sana bir mektup yazmak; bu mektubu sevdiklerimle paylaşmak ve aklın erdiğinde de sana okumak üzere yazıyorum…
Canım Kızım; öncelikle seni vererek bizleri sevindiren Yüce Allah’a (c.c.) sonsuz hamd olsun… Yaratıcımız istemedikten sonra yaprağın kımıldamayacağını, isterse imkansız denenlerin olacağını bilenlerdeniz ve O’na sonsuz iman edenlerdeniz elhamdülillah… İleride senin de Yüce Allah’a (c.c.) layık bir kul olacağına inanıyoruz ve dualarımızda bunu da Rabbimizden diliyoruz…
Bitanecik Yavrum; çok şanslısın biliyor musun; zira Hz. Muhammed’in (s.a.v.) ümmeti içinden çıktın… Zira kıyamete günbegün yaklaşmaktayız ve insanlık sapıtmışlığın zirvelerinde dolaşıyor… Özellikle “Batı” toplumlarının böylesine pervasızlaştığı, alçaklaştığı, zalimleştiği bir zamanda onların evlatları olarak doğanlara acıyoruz… Onların da Hakkı ve hakikati bulmaları için dua ediyoruz… Ne mutlu bizlere ki; Müslüman anne ve babaların çocukları olarak doğduk… Ne mutlu bizlere ki; insanlarının nerdeyse tamamı Müslüman olan Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşlarıyız…
Sevgili Aybüke Nurum; geçirdiğimiz dokuz aylık süreçte Yüce Allah (c.c.) “yaratılış ve doğum mucizesi” ile bizleri bir kez daha kendisine hayran bıraktı… Allah’a (c.c.) inanmayanların ne derecede kör, sağır, dilsiz, kalpsiz ve beyinsiz olduklarını bir kez daha ve günbegün izleyerek anladık… Allah’ı (c.c.) inkâr eden zavallıların sadece doğum sürecini takip etmeleri bile iman etmelerine yeter ve artar bile… Ama kalpleri körelmemişse…
Yuvamızın Meleği; senle birlikte evimize bir kat daha bereket, mutluluk ve sevgi geldi… Yüce Allah (c.c.) senin sayende evimizi meleklerle şenlendirdi… Cennet-i alâ kokularıyla bezenmiş olarak seni bizlere gönderdi... Şükürler olsun senin vesilenle bizleri cennet kokusuyla ödüllendiren Rabbimize…
Sevgili kızım; Müslüman-Türk bir neslin temsilcisi olarak doğdun… Bu kimlik dünyanın en güzel kimliği olduğu kadar, en ağır kimliğidir de… Allah’a (c.c.) layık kul olmayı, Peygamber Efendimize (s.a.v.) layık ümmet olmayı, İslam’ın bayraktarı ve yegâne umudu olan Türk Milletine layık birey olmayı gerektiren ağır bir kimlik… Bizlerin bu kimliği ne derecede hak ettiğimiz tartışılabilir… Hatalarımız pek çoktur… Ama yeni nesil, 21. yüzyıl nesli, Asım’ın nesli inşallah çok daha güzel olacak… Müslüman-Türk Milletinin erkek ve kız fertleri olarak bu köhne dünyayı düzeltecek iman, ihlâs ve seciyeye ulaşacaksınız inşallah… Allah (c.c.) seni ve bütün bebekleri, çocukları imanla, ihlâsla, vatan ve millet sevgisiyle donatır inşallah…
Seni çok seviyorum…
Baban”
Henüz birkaç günlüksün… Ben de mektup yazma alışkanlığının neredeyse sona erdiği bu çağda sana bir mektup yazmak; bu mektubu sevdiklerimle paylaşmak ve aklın erdiğinde de sana okumak üzere yazıyorum…
Canım Kızım; öncelikle seni vererek bizleri sevindiren Yüce Allah’a (c.c.) sonsuz hamd olsun… Yaratıcımız istemedikten sonra yaprağın kımıldamayacağını, isterse imkansız denenlerin olacağını bilenlerdeniz ve O’na sonsuz iman edenlerdeniz elhamdülillah… İleride senin de Yüce Allah’a (c.c.) layık bir kul olacağına inanıyoruz ve dualarımızda bunu da Rabbimizden diliyoruz…
Bitanecik Yavrum; çok şanslısın biliyor musun; zira Hz. Muhammed’in (s.a.v.) ümmeti içinden çıktın… Zira kıyamete günbegün yaklaşmaktayız ve insanlık sapıtmışlığın zirvelerinde dolaşıyor… Özellikle “Batı” toplumlarının böylesine pervasızlaştığı, alçaklaştığı, zalimleştiği bir zamanda onların evlatları olarak doğanlara acıyoruz… Onların da Hakkı ve hakikati bulmaları için dua ediyoruz… Ne mutlu bizlere ki; Müslüman anne ve babaların çocukları olarak doğduk… Ne mutlu bizlere ki; insanlarının nerdeyse tamamı Müslüman olan Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşlarıyız…
Sevgili Aybüke Nurum; geçirdiğimiz dokuz aylık süreçte Yüce Allah (c.c.) “yaratılış ve doğum mucizesi” ile bizleri bir kez daha kendisine hayran bıraktı… Allah’a (c.c.) inanmayanların ne derecede kör, sağır, dilsiz, kalpsiz ve beyinsiz olduklarını bir kez daha ve günbegün izleyerek anladık… Allah’ı (c.c.) inkâr eden zavallıların sadece doğum sürecini takip etmeleri bile iman etmelerine yeter ve artar bile… Ama kalpleri körelmemişse…
Yuvamızın Meleği; senle birlikte evimize bir kat daha bereket, mutluluk ve sevgi geldi… Yüce Allah (c.c.) senin sayende evimizi meleklerle şenlendirdi… Cennet-i alâ kokularıyla bezenmiş olarak seni bizlere gönderdi... Şükürler olsun senin vesilenle bizleri cennet kokusuyla ödüllendiren Rabbimize…
Sevgili kızım; Müslüman-Türk bir neslin temsilcisi olarak doğdun… Bu kimlik dünyanın en güzel kimliği olduğu kadar, en ağır kimliğidir de… Allah’a (c.c.) layık kul olmayı, Peygamber Efendimize (s.a.v.) layık ümmet olmayı, İslam’ın bayraktarı ve yegâne umudu olan Türk Milletine layık birey olmayı gerektiren ağır bir kimlik… Bizlerin bu kimliği ne derecede hak ettiğimiz tartışılabilir… Hatalarımız pek çoktur… Ama yeni nesil, 21. yüzyıl nesli, Asım’ın nesli inşallah çok daha güzel olacak… Müslüman-Türk Milletinin erkek ve kız fertleri olarak bu köhne dünyayı düzeltecek iman, ihlâs ve seciyeye ulaşacaksınız inşallah… Allah (c.c.) seni ve bütün bebekleri, çocukları imanla, ihlâsla, vatan ve millet sevgisiyle donatır inşallah…
Seni çok seviyorum…
Baban”