10 yaşındaki kızım

10,5 yaşındaki kızım eylülde ortaokula başlayacak inşallah. Sabah 8 de servise bindirip akşam beşte alacağım.
Çocukların bu kadar kısıtlanmalarını doğru bulmuyorum. Mahallenizdekileri görüyorsunuz, peki ya görmediğiniz çocuklar? Serviste, okulda vs??
Ayrıca çok elit gördüğünüz ailelerin çocukları da çok ilginç davranışlar sergileyebiliyor. Siz çocuğunuza neyin iyi neyin kötü olduğunu öğretin, bırakın arkadaşlarını kendi seçsin.
 
Ben de doksanlar çocuğuyum. Tüm mahalle sokaktaydi, annem aynı sizin gibi milleti kinar,bizi göndermezdi. Hem tehlikeli diye korkardı hem de sosyoekonomik olarak düşük bir mahalle. Tüm gün kapı onunde oturan kadinlar, küfürlü konuşan çocuklar , annee suuu diye çığıran cocuklar,çocuğunu sabah salıp gece eve alan - nerede olduğunu bile bilmeyen analar...
Tamamen sizinle aynı sebep.
Sonuç?
Çocukluğumda güzel anılarım oldukça az. Resmen evde kitap okuyup ablamla evcilik oynamaktan başka bir şey yapmazdık. Basketbola voleybola falan da vermezlerdi, 3 ay evde sıkıntıdan patlardik.
Çocuğunuza bunu yapmayın bence. Çok yanlış bir davranış.
Bir de gitmeye gitmeye, oynamaya oynamaya mahalleden de dislaniyorsun,arkadassiz kalıyorsun.
Bizi kimse oyununa almazdı mesela.
Bunun etkisi olarak ablam ergenlikte inanılmaz arkadas düşkünü biri olmuştu. Arkadaşıyla bozuşunca sevgilisinden ayrılmış gibi günlerce gozleri dolu gezerdi. Bu hali unide eşiyle tanışana kadar devam etti. Sonra bitti neyse ki.
Beni de soyle etkiledi, cocukken o kadar az anım var ki , hayatta anı kazanmak için tonla şeye çabalar oldum. Yani ilk onsekiz yılımi size yarım saatte Özet geçebilirim ama son oniki yılımı on günde anlatamam:) hani Harry Potter'i hiç izlememissindir de bir filmini sevince birkaç gün içinde uykusuz kalıp tüm filmlerini izleyip tüm kitaplarını sipariş vermişsindir ya, işte öyle bir açlıkla bir şeyler yapmaya çalışıyorum hayatımda .
Bunca soyutlamanin cocuğa yarari değil zararı var kesinlikle. Ayrıca bir cocuk kötü arkadaşı da görsün, kendi savunma mekanizmasini geliştirsin. Benim çevremde o kadar sigara içen, küfür eden arkadaşım vardı ne sigaraya heves ettim ne küfüre mesela. Kişi kendisini bildikten sonra...belki de siz böyle sıktığıniz için o dışlanma korkusuyla herkesin her şeyine he diyen,ezik bir kız olacak. Sırf dışlanmamak için ileriki hayatında istemediği şeyleri istiyor gibi davranacak. Ve düşününce alttan alta suçlusu siz olacaksınız.
Boyle de bir şey var...
Cam fanusta çocuk yetişmez bence,biraz salın kızınızı
 
Bazen de ön yargılı olabiliyoruz. Bizim sokakta da var bi kız 13 yaşındaymış erkeksi bi tipi var hiç hoşlanmam. Tanıdım kızı çok da şekermiş 😀 insanlar siz nasılsanız öyle davranıyorlar. Yaşınızda büyük değil. Onlarla voleybol yakar top oynayın o kadar hoşlarına gidiyor ki. Beni balkonda görünce çağırıyorlar gel abla diye 😀 benim çocuklar küçük tabi. Gözlemlediğim bu şekilde. Hem sizin yanınızda küfür de edemezler uyarırsınız da çok da güzel söz dinliyorlar
 
Ben de doksanlar çocuğuyum. Tüm mahalle sokaktaydi, annem aynı sizin gibi milleti kinar,bizi göndermezdi. Hem tehlikeli diye korkardı hem de sosyoekonomik olarak düşük bir mahalle. Tüm gün kapı onunde oturan kadinlar, küfürlü konuşan çocuklar , annee suuu diye çığıran cocuklar,çocuğunu sabah salıp gece eve alan - nerede olduğunu bile bilmeyen analar...
Tamamen sizinle aynı sebep.
Sonuç?
Çocukluğumda güzel anılarım oldukça az. Resmen evde kitap okuyup ablamla evcilik oynamaktan başka bir şey yapmazdık. Basketbola voleybola falan da vermezlerdi, 3 ay evde sıkıntıdan patlardik.
Çocuğunuza bunu yapmayın bence. Çok yanlış bir davranış.
Bir de gitmeye gitmeye, oynamaya oynamaya mahalleden de dislaniyorsun,arkadassiz kalıyorsun.
Bizi kimse oyununa almazdı mesela.
Bunun etkisi olarak ablam ergenlikte inanılmaz arkadas düşkünü biri olmuştu. Arkadaşıyla bozuşunca sevgilisinden ayrılmış gibi günlerce gozleri dolu gezerdi. Bu hali unide eşiyle tanışana kadar devam etti. Sonra bitti neyse ki.
Beni de soyle etkiledi, cocukken o kadar az anım var ki , hayatta anı kazanmak için tonla şeye çabalar oldum. Yani ilk onsekiz yılımi size yarım saatte Özet geçebilirim ama son oniki yılımı on günde anlatamam:) hani Harry Potter'i hiç izlememissindir de bir filmini sevince birkaç gün içinde uykusuz kalıp tüm filmlerini izleyip tüm kitaplarını sipariş vermişsindir ya, işte öyle bir açlıkla bir şeyler yapmaya çalışıyorum hayatımda .
Bunca soyutlamanin cocuğa yarari değil zararı var kesinlikle. Ayrıca bir cocuk kötü arkadaşı da görsün, kendi savunma mekanizmasini geliştirsin. Benim çevremde o kadar sigara içen, küfür eden arkadaşım vardı ne sigaraya heves ettim ne küfüre mesela. Kişi kendisini bildikten sonra...belki de siz böyle sıktığıniz için o dışlanma korkusuyla herkesin her şeyine he diyen,ezik bir kız olacak. Sırf dışlanmamak için ileriki hayatında istemediği şeyleri istiyor gibi davranacak. Ve düşününce alttan alta suçlusu siz olacaksınız.
Boyle de bir şey var...
Cam fanusta çocuk yetişmez bence,biraz salın kızınızı


Sizin anlattiklarinizi okuyunca aklıma geldi. Liseyi yatılı olarak okudum. Türkiye'nin her yerinden 20-25 kız çocuğu zor bir okulda bulusuyorsun. Rekabet kizkavgasi gırla. Benim gibi sokakta her tür çocukla oynayanlar hemen kaynasirken, ana-babasinin sosyo-kulturel kaygılarla o kurs senin bu bale benim yetiştirdiği ama mahallesinde oynatmadigibir arkadaş ilk sene hiç kaynasamadi. İkinci sene tam samimilestik derken Msn'de tanıştığı bir adama (adam diyorum üniversite 3'e gidiyordu) kaçtı. İki merhabam olan kızı kalktık gece gece babasıyla Ankara barlarinda aradik.

Babası da öyle hot-zot biri de değil. Adam bürokrat, modern son derece kibar biri. Desem ki kız evdeki şiddetten zulümden kaçtı. Yok neymiş asik olmusmus çok sevmismis. Bu tiple birinci sınıfın ortasından beri yazisiyormus. Tabi arkadaşı olmayınca kimse de farketmemis.
İyiyi kötüyü doğruyu yanlışı bilen bir çocuk en azından iki kelam edecek insanlarla iletişim kurar. Belki ana-babasinfan sakladığı derdini açar ona. Beni de ne saçmalıklar dan arkadaslarim alikoymustur. Annemin tanimasa kesinlikle tasvip etmediği arkadaşlarım hem de.
 
Son düzenleme:
Sizin anlattiklarinizi okuyunca aklıma geldi. Liseyi yatılı olarak okudum. Türkiye'nin her yerinden 20-25 kız çocuğu zor bir okulda bulusuyorsun. Rekabet kizkavgasi gırla. Benim gibi sokakta her tür çocukla oynayanlar hemen kaynasirken, ana-babasinin sosyo-kulturel kaygılarla o kurs senin bu bale benim yetiştirdiği ama mahallesinde oynatmadigibir arkadaş ilk sene hiç kaynasamadi. İkinci sene tam samimilestik derken Msn'de tanıştığı bir adama (adam diyorum üniversite 3'e gidiyordu) kaçtı. İki merhabam olan kızı kalktık gece gece babasıyla Ankara barlarinda aradik.

Babası da öyle hot-zot biri de değil. Adam bürokrat, modern son derece kibar biri. Desem ki kız evdeki şiddetten zulümden kaçtı. Yok neymiş asik olmusmus çok sevmismis. Bu tiple birinci sınıfın ortasından beri yazisiyormus. Tabi arkadaşı olmayınca kimse de farketmemis.
İyiyi kötüyü doğruyu yanlışı bilen bir çocuk en azından iki kelam edecek insanlarla iletişim kurar. Belki ana-babasinfan sakladığı derdini açar ona. Beni de ne saçmalıklar dan arkadaslarim alikoymustur. Annemin tanimasa kesinlikle tasvip etmediği arkadaşlarım hem de.
Bir de benim gözlemim aşırı steril çevrede yaşayan, ne ailede ne arkadaşta yalan dolan vs görmeyen, kavga gürültü bilmeyen insanlar herkesi böyle zannediyor ve kanmaya çok meyilli oluyorlar. Çok iyi ailelerden,steril çevrelerden gelip iki güzel lafına kanıp şerefsiz insanlarla evlenen, ya da herkese kanıp kefil olan, borç veren insanlar da çok var. Çünkü söylenen her şeyi doğru zannediyorlar, herkesi kendi -kendi çevresi gibi görüyorlar. Mesela bizim bir aile dostumuz da bu duruma örnek , adam "gerçekten zorda olmasa istemezdi" diye düşünüp buyuk iyiliklerin altına giriyor insanlar için. Oysa aslında herkes o ve onun yetistigi kulturdeki gibi anca çok zorda kalınca Rica minnet bir şey isteyen kişiler değil ki, nice kişi yolunu bulmuş, kendini acindirip milleti kazikliyorlar...
Bunların hepsi cam fanus yüzünden bence.
Hatta ayse kulin de buna örnek. Üc kuşak sülalesini anlattığı kitapları vardı,sonra kendi hayat hikayesini yayinladigi iki kitap daha çıkarttı (veda, umut,hayat, hüzün)
Ailesi köklü bir aile, yalan yok,aldatma yok, ailesi için yaşayan adamlar , günlük çekişmeler hariç olaylara karışmayan kadınlar...kendisi de doğuyor Ankara'nın nezih bir semtinde, yazları adalarda köşkler, okuyor teyzesinin de öğretmenlik yaptığı Robert kolejinde...adeta bir camdan fanus.
Ama yaşarken bunun etksini çok görüyor. Mesela herkesi kendi ailesi gibi düzgün sandığı için , söylenen sözlere kandigi için yanlsi evlilikler yapıyor, iki koca - dört oğul
Boşanma davalarında çeşitli iftiralar duyuyor, iş hayatında bazı şeyler yasiyor. Gerçek dünyayı bilmediği için o kadar saf , o kadar naif düşünüyor ki , olan yine ona oluyor....
Cam fanus konusunda ben de böyle düşünüyorum. Bir çocuğu cam fanusa koyup onu dunyanin kötülüklerinden uzaklaştırmak bir ebeveynin yapacağı en büyük kötülüklerden biri bence
Çocuklarınızı gerçek dünyaya hazırlayın. Kimse onlara sizin kadar merhamet gostermeyecek, bari ilk darbelerini hala sizin kanatlariniz altında olduğu yaşta yesin ki nasıl kalkabileceğini onlara gösterin
 
Artık kötülük sadece sokakta değil ki.
Asıl tehlike dijital dünya. Evde nasıl koruyacağım ben çocuğumu diye dertleniyorum ben asıl. Çünkü büyüdüklerinde telefon ve bilgisayarları kiişisel sınırları içine giriyor.

Steril bir fanusun içinde büyütmek yerine doğru ve yanlışı ayırt etmeyi öğretmeliyiz bence çocuklara. Böylece gözümüz kapalı dünyanın öbür ucuna bile gönderebiliriz.

Bir de anneler , başka bir annenin yetiştirdiği çocuğu çok kolay etiketliyorlar. Kapıya gelen çocuklar belki de sandığınız kadar yanlış yetiştirilmiş çocuklar değillerdir.
 
Oturduğunuz yerdeki bütün çocukların kötü yetiştirilmiş olması mümkün değil. Mutlaka iyi çocuklar ve iyi aileler vardır aralarında. Onlarla arkadaşlık kurmasına teşvik edebilirsiniz.
 
10 yaşında bir kızım var ben de 35 yaşındayım .Ben doksanlar çocuğuyum yani bilenler bilir sokakların güvenli insanların masum oldugu mükemmel yıllar .Şimdi kızım 10 yaşındaki kızım dışarda oynamak istiyor ki otudugum semt itibariyle insanlar biraz çocuk yetiştirme konusunda biraz duyarsız .Açayım biraz hemen çocuklar nerede olduğundan hiç haberleri yok .Küfür etmeleri sorun değil .Ya da annelerine isimle hitap etmeleri yada kitap okumaları ki zaten ailelerde okumuyor .İşte burada kızımla oynamak istiyorlar kızımda onlarla ama ben istemiyorum .Çünkü yaş olarak etkilenecek yaşta olduğunu düşünüyorum.Gecen akşam 8 de çağırmaya gelmişler ellerinde telefonla müzik açmışlar falan .Bı taraftan da kizimin dışarda oynamasını da engellemek de istemiyorum.Kaldım arada bı akıl lütfen .
Değil 15te olsa akşam 8de dışarıya göndermem okuluna derslerine hakim olsun gündüz saatlerinde okul arkadaşı yada mahalle arkadaşı ile görüşebilir oda dışarda sadece benim gözümün görmediği biryere asla göndermem kızın daha küçük çeşitli romanlar hikaye kitapları al beraber kitap okuma saati falan yapın o saatlerde ilgisini cekecegi kitaplar olsun
 
Ben 80’ler çocuğuyum. Çocukluğum Ankara Bahçelievler’de geçti. Sabah sokağa çıkardım, 8’den önce eve girdiğimi hatırlamıyorum. Arkadaşlarım hep erkekti. Misket oynardık, bisiklet yarışı yapardık. Ama bizim semt çok güvenilirdi. O zamanlar göçmen yoktu, suç oranı düşüktü. Köşedeki bakkal amcamızın, aşağı kattaki komşumuzun gözü hep üstümüzdeydi.
şu an bende çocuğumu sokağa salmam. Her türlü sapıklık oluyor. Sosyalleşecekse okulundaki arkadaşlarıyla sosyalleşsin. İmkanız varsa güvenilir siteye taşının. Orda güvendiğiniz bir ailenin çocuğuyla arkadaşlık kursun.
 
90lar cocugu 11 yas ergen annesiyim,annem o yillarda calisandi,bende okuldan cikar evime (boynumda anahtarla) yemek yer sokaga cikar,oyunlar oynardim.Kizim simdi sokaga cikmaya korkuyor,arabalardan.Arkadaslari var elbet birlikte avm ye gidiyoruz,onlar sinemaya gidiyor ben magaza geziyorum.Telefon elinde.Sinemadan cikip.Kahvecide sutlu birseyler icip guya ozgurluklerini kutluyorlar :)Derken cikarken alip evlere servis ediyorum.
 
10 yaşında bir kızım var ben de 35 yaşındayım .Ben doksanlar çocuğuyum yani bilenler bilir sokakların güvenli insanların masum oldugu mükemmel yıllar .Şimdi kızım 10 yaşındaki kızım dışarda oynamak istiyor ki otudugum semt itibariyle insanlar biraz çocuk yetiştirme konusunda biraz duyarsız .Açayım biraz hemen çocuklar nerede olduğundan hiç haberleri yok .Küfür etmeleri sorun değil .Ya da annelerine isimle hitap etmeleri yada kitap okumaları ki zaten ailelerde okumuyor .İşte burada kızımla oynamak istiyorlar kızımda onlarla ama ben istemiyorum .Çünkü yaş olarak etkilenecek yaşta olduğunu düşünüyorum.Gecen akşam 8 de çağırmaya gelmişler ellerinde telefonla müzik açmışlar falan .Bı taraftan da kizimin dışarda oynamasını da engellemek de istemiyorum.Kaldım arada bı akıl lütfen .
Çocuğunuz herşeyi anlayabilecek bir yaşta. Ona doğruyu-yanlışı öğretebildiyseniz bu yaşa kadar arkadaşlarının yanlış davranışlarını örnek almaz hatta onlara doğruyu anlatır. Benim oğlum 7 yaşında ama tam da böyle davranıyor. Gün içinde birkaç saat sizin gözetiminiz altında yaşıtlarıyla oynamasında hiçbir sorun yok bence
 
Ben de doksanlar çocuğuyum. Tüm mahalle sokaktaydi, annem aynı sizin gibi milleti kinar,bizi göndermezdi. Hem tehlikeli diye korkardı hem de sosyoekonomik olarak düşük bir mahalle. Tüm gün kapı onunde oturan kadinlar, küfürlü konuşan çocuklar , annee suuu diye çığıran cocuklar,çocuğunu sabah salıp gece eve alan - nerede olduğunu bile bilmeyen analar...
Tamamen sizinle aynı sebep.
Sonuç?
Çocukluğumda güzel anılarım oldukça az. Resmen evde kitap okuyup ablamla evcilik oynamaktan başka bir şey yapmazdık. Basketbola voleybola falan da vermezlerdi, 3 ay evde sıkıntıdan patlardik.
Çocuğunuza bunu yapmayın bence. Çok yanlış bir davranış.
Bir de gitmeye gitmeye, oynamaya oynamaya mahalleden de dislaniyorsun,arkadassiz kalıyorsun.
Bizi kimse oyununa almazdı mesela.
Bunun etkisi olarak ablam ergenlikte inanılmaz arkadas düşkünü biri olmuştu. Arkadaşıyla bozuşunca sevgilisinden ayrılmış gibi günlerce gozleri dolu gezerdi. Bu hali unide eşiyle tanışana kadar devam etti. Sonra bitti neyse ki.
Beni de soyle etkiledi, cocukken o kadar az anım var ki , hayatta anı kazanmak için tonla şeye çabalar oldum. Yani ilk onsekiz yılımi size yarım saatte Özet geçebilirim ama son oniki yılımı on günde anlatamam:) hani Harry Potter'i hiç izlememissindir de bir filmini sevince birkaç gün içinde uykusuz kalıp tüm filmlerini izleyip tüm kitaplarını sipariş vermişsindir ya, işte öyle bir açlıkla bir şeyler yapmaya çalışıyorum hayatımda .
Bunca soyutlamanin cocuğa yarari değil zararı var kesinlikle. Ayrıca bir cocuk kötü arkadaşı da görsün, kendi savunma mekanizmasini geliştirsin. Benim çevremde o kadar sigara içen, küfür eden arkadaşım vardı ne sigaraya heves ettim ne küfüre mesela. Kişi kendisini bildikten sonra...belki de siz böyle sıktığıniz için o dışlanma korkusuyla herkesin her şeyine he diyen,ezik bir kız olacak. Sırf dışlanmamak için ileriki hayatında istemediği şeyleri istiyor gibi davranacak. Ve düşününce alttan alta suçlusu siz olacaksınız.
Boyle de bir şey var...
Cam fanusta çocuk yetişmez bence,biraz salın kızınızı
Çok haklısınız
 
Back
X