20 Kasım 2025, AKREP Burcu’nda YENİAY; Tavan Arasındaki Hayaletle Eğleşme Zamanı!
20 Kasım 2025 günü, İstanbul’a göre 09:47’de YENİAY adını verdiğimiz Güneş-Ay kavuşumu tam halini alıyor. YENİAY haritasını yorumlarken aşağıdaki göstergeleri dikkate alıyorum;
Ay ve Güneş Akrep Burcu’nun 28 derecesinde kavuşuyorlar. Retro konumdaki Merkür ve Lililth de bu kavuşuma eşlik ediyor. YENİAY Stelyumu haritanın 11-12 ev sınırında gerçekleşiyor ama daha ziyade12. Ev enerjisi taşıyor.
YENİAY ile Yengeç’te retro olan Jüpiter ve Balık’taki retro Satürn ve Neptün kavuşumu arasında bir Büyük Su Üçgeni oluşuyor
Su Üçgeni, YENİAY’a karşıt olan retro Uranüs’e bir uçurtma, YENİAY’a 60 derece yapan Pluto’ya ise ikinci bir uçurtma çıkartıyor.
Yükselen 20 derece Yay ve yöneticisi Jüpiter Su Üçgenin bir parçası.
MEALİ;
Manipüle olmaya da hem kendimizi hem çevremizi abartılı bir kaygı ile manipüle etmeye de çok yatkın bir süreçten geçtiğimizi söyleyerek açalım konuyu. Arka planda durup içimizi karartan, aklımızı esir alan, yüreğimizi buran maddi, duygusal ve fiziksel ihtimallerin kanalizasyon patlamış gibi gündemimizi işgal etmesi mümkün. Ancak korku ve kaygı oluşturan konulara, yepyeni bir bakış açısı ile yaklaşmak imkanı da YENİAY’ın hediyesi olabilir.
Sosyal düzlemde hem Türkiye’de hem Dünya’da;
Geçmişte yapılması gereken bir fedakarlık, zaruri bir temizlik olarak servis edilmiş ve birçok kişinin hasar almasına, kayıp yaşamasına neden olmuş operasyonların, arka planına dair şaşırtıcı bilgiler açığa çıkabilir.
Geçmişte yaşanmış haksız mağduriyetler konusunda telafi girişimleri gündeme gelebilir.
Geçmişten beri soruna yol açmış ve bir türlü kökü kazınamamış tehditler olduğu ileri sürülerek, bunları gidermek için yeni operasyon yapılabilir.
Eskiden gerçekleşmiş algı operasyonları açığa çıkabilir ama bir yandan eskiden beri işe yaradığı bilinen türde yeni algı operasyonları devreye girebilir.
Mali sorunlar derinleşebilir ve yolsuzluk dosyaları açılabilir. Resmi kurumlarla ilgili borçlar alacaklar konularında temizlik harekatları ve düzenlemeler yapılabilir.
Bireysel düzlemde;
- Dönüp bakmaya cesaret edemediğimiz kaygılara artık bakmamız ve el atmamız gerekebilir. Konu ister sağlık olsun, ister para ve başarı, ister duygusal ve psikolojik alanlar; hem zarar görmekten korkup hem de hakikati kucaklamaktan ve gereğini yapmaktan kaçtığımız meselelere el atmamız gerekebilir. İşin güzel yanı, cesaret gösterip durumun özüne indiğimizde, baş edilemeyecek bir şey olmadığını görebilir ya da sorunu büyütenin bizim bugüne dek tutunduğumuz bakış açısı ve davranış modeli oluğunu anlayabiliriz.
- Bize kendimizi hayat karşısında güçsüz ve çaresiz hissettiren kayıplarımıza dair eski acılara, kırgınlıklara, bir türlü temizleyemediğimiz küskünlük ve mağduriyet hislerine fazlasıyla tutunduğumuzu görmemiz gerekebilir. Geçmişin yenilgilerine tutunmak bizi geldiğimiz yeri görmekten, kendimizi ve şimdi elimizde olanları takdir etmekten, şükür ve umut duygusuyla hayata sarılmaktan alıkoyuyorsa, bu artık bizim tercihimizdir. Bir kez yaşanılan bir zararı büyüten ve devam ettiren, şifalanma iznini kendimizden sakınan biziz. Bunu görmek bizi geçmişin yüklerinden özgürleştirebilir.
- Hayat üzerindeki kontrolümüzü yitirmek gibi ”anlamsız” bir kaygıyla kendimizi boğuyor olabiliriz. Bu anlamsız bir kaygıdır zira kimsenin öyle bir gücü ve yeteneği yoktur. Hayatta kalma becerimiz, ne olduğunu anlamaktan, kabul ve idrak etmekten ve gereğini yapabilmekten gelir. Eğer biz enerjimizi hayata uyumlanmaya değil, direnmeye ve gücümüzü aşan şeyleri kontrol etmek için uğraşmaya verirsek, bu bize zaman ve enerji kaybettirir. Üstelik de bitmeyen bir yenilgi duygusu ağzımızın tadını sürekli kaçırır.
- Hayaletlerin en tehlikeli yanı bizim onları hayalimizde istediğimiz kadar büyük ve korkunç yapabiliyor olmamızdır. Kendimizi hayaletin çok tehlikeli, bizim ise çok çaresiz olduğumuza ikna ettiğimiz için, bir türlü çıkıp tavan arasına bakamaz ve hayalet sandığımız şeyin eski bir eşyanın gölgesi olduğunu fark edemeyiz.
Karanlık ışıkla, pislik gayretle, hastalık şifaya vesile bir adım atmak ve umutla, borç ödemekle giderilir. Yok saymak, kaçmak, içimizde ve gözümüzde büyütürken elimizi sürmemek, sorunu sadece içinden çıkılmazmış gibi algılamamıza neden olur. Bir kez el atıp çözüme yürüdüğümüzde ise, hafifleriz ve önümüzde temiz yollar açıldığına şahit oluruz.
Hayal kırıklığı, küskünlük, yenilmişlik gibi duygular ise sadece ipini bırakmakla çözülür. Onları kalbimize koyan olayların ipini elimizde tutarak, gidip dönüp onları irdeleyerek, kendimizi koruduğumuzu zannederiz. Oysa yaptığımız şey sadece geçmişe mahkum kalmaktır. Biz böyle yaptığımız için geçmiş geçemez! Hep bizimle kalır ve bizi büyümekten, hayatı ve kendimizi keşfetmekten alıkoyar.
Bu YENİAY’da bakmak istemediğiniz yere bakın, yapmak istemediğiniz işi yapın, görmek istemediğiniz hakikati bulun ve kucaklayın. İdrakin, temizlik ve dönüşüme kapı açmanın, sizi özgür kılacağını bilin. Kaçındığınız mücadelelere doğru cesur bir adım atın. Kafanızda büyüttüğünüz ihtimallerin verdiği acının, gerçekte çekeceğiniz sıkıntıdan çooook daha büyük olduğunu hayretle fark edin.
Junoastroloji