• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

2009 Eylül Anneleri Paylaşım Alanı

hamileler dıkkat!
özelikle hamilelikte görülen rahatsızlıklardan biri karpal tünel sendromu’dur. El ve kolda uyuşma ile ortaya çıkan hastalık ilaç veya cerrahi yöntemlerle tedavi edilebiliyor. Op. Dr. Serdar armağan karpal tünel sendromu ile ilgili en çok merak edilen soruları yanıtlıyor.

Tuzak nöropati vücudumuzun çeşitli yerlerinde görülen, yakınındaki anatomik yapıların sıkıştırması sonucu buradan geçen sinirin yaralanmasıdır. Karpal tünel sendromu (kts) üst kolda en sık görülen tuzak nöropatidir. Median sinir avuç içi tarafında tam bilek kıvrımında bulunan karpal tünel denilen kanal içinden geçer ve baş, işaret ve orta parmağım avuç içine bakan yüzeyine dağılır. çeşitli nedenlerle burada meydana gelen sıkışma sonucu kts dediğimiz hastalık meydana gelir.

Karpal tünel sendromu’na tetikleyen nedenler nelerdir?

- el bileğinin tekrarlayan hareketi,
- bilek üzerine direkt baskı,
- uzun süreli vibrasyon yapan el aletlerinin kullanılması,
- yanlış pozisyonda bilgisayar kullanımı,
- hamileliğin ilerleyen devreleri,
- romatoit artrit, şeker, hipotiroidi (tiroit bezinin az çalışması)gibi sistemik hastalıklar,
- müzisyenlik, teknisyenlik veya bahçe işleriyle uğraşma.

Karpal tünel sendromu hangi şikâyetlerle ortaya çıkar:

- geceleri uyuşuk el ile uyanma. En çok baş, orta ve işaret parmağında uyuşukluk ve daha sonra bu parmaklarda oluşan ve bazen kola yayılan ağrı başlangıç şikayetidir.

- hastalık tedavi edilmezse özellikle el sıkmada zorlanma, eldeki eşyayı düşürmeler başlar

- daha ileri evrelerde tedavi edilmez ise başparmağın el bileğine yakın avuç içi tarafındaki kasta erimeler başlar.

Karpal tünel sendromu nasıl teşhis edilir?

Hastanın anlatmış olduğu şikayetler ile tanı konur. Kts hastalığın kesin teşhisi iyi bir nörolojik muayene ile başlar daha sonra boyun fıtığını ayırmak için mrı istenir. Ve hastaya emg (sinir iletim testi) tetkiki yaptırılır. Ayrıca sistemik hastalığı ayırmak için gerekli kan tetkikleri istenir (kan şekeri, tiroit hormon seviyeleri, kan sayımı). Bu verileri değerlendiren doktor tanıyı kesinleştirdikten sonra hastalığın tedavisini planlar.

Karpal tünel sendromu’nda tedavi nasıl uygulanır?

Hastanın şikayetleri az ve yeni başlamış ise öncelikle hastalığı tetikleyen şeker gibi sistemik hastalıklar varsa bunlar tedavi edilmeli bunun için dâhiliye uzmanından yardım alınmalıdır.

şikâyetleri devam eden hastaya el bileğini nötral pozisyonda (doğal pozisyonda) tutan atel takılır. Ağrı kesici ve bu bölgedeki ödemi azaltacak ilaçlar verilir. Bilek bölgesine steroid enjeksiyonları denenebilir.

El bileğine yük veren ve median sinirin sıkışmasına sebep olan hareketler yasaklanır. Hastalarımızın % 50’si bu tedaviden sonuç alınır ama dikkat edilmezse şikayetler tekrarlayabilir.

Yukarda saydığımız önlemler ve tedaviden sonuç alamayan hastalarımıza lokal veya genel anestezi altında cerrahi tedavi uygulanır. 3 - 4 cm’lik bir kesi ile mikroskop altında sıkışan sinir üzerindeki bant açılır. Sinir bu girişimle rahatlatılarak hastamızı bezdiren şikâyetlerden kurtulması sağlanır. Aynı gün taburcu edilir. O gece hastamız rahat bir şekilde uyur.


payalşım tşk tatlım
 
Güzel hamişler bugü nasılsınız bakalım??? ben dün doktordaydım ikili test sonucumu aldım iyi çıktıçok şükür üçlü test dedi yok istemiyorum dedim...kafamı boşa bulandıramam oransal rakamlarla valla bu yeterli zaten oğlumdada yaptırmamıştım dedim...tamam dedi neyseki...17 nisanda görücem kuzumu..ozaman gerçekten kızmı daha net öğreniriz inşallah...istanbullu hamişler buluşma varmı buluşma??
 
kızlar moralim bozuldu bizim şirkette küçülme var benim müdürümde bugün senin işleri paylaştırıcam dedi doğum iznine daha çok var onun için beni gözden çıkartmışlar anladığım kadarıyla moralım bozuldu ama bir yandan da bebişimi büyütürüm

Herşeyin hayırlısı tatlım ya. Üzme kendini.

pembee msjımı tekrar duzelttım ama orasını okumamıssın.elma sırkesı dıorum cok ıyı gelıo gunes lekelerıne.onu pamuga dokup her gun sılıosun.halamda vardı baya koyu renk olmustu alnında falan duzenlı kullnadı sımdı gectı.haberın olsun denemek ıstersen

Aaaaa elma sirkesini bende deneyim kız. Benimde suratımda çil dolu. Doktor her gittiğimde yüksek faktörlü kremini sürmeyi unutma diyor bana. Sirekeyi denicem bende.

5848 demetcim ya kocasına üçüncü tabakla bebişi haber veren kimdi kızlar ondan fikir al bak o bu işin duayeni.özel bişi yapmak istiyorsan adres o yaniii.

Kıssss o bendim ben kaydirigubbakcemile3

İzmir


Türkiye'den sıkıldığım zaman İzmir'e giderim ben.

Simite gevrek deriz biz...

Çekirdeğe çiğdem.

Kordon elektrik aleti değildir.

Kumru da kuş değildir bizim için...

Yengen'i yeriz.

Sen sigorta dersin...

Biz asfalya deriz.

Uzatmayız...

Gidiyom geliyom deriz.

Domates dediğin, domat işte.

Evimiz isterse 800 metrekare olsun, balkonda otururuz. Hıdrellez filan gibi mazeretler uydurur, sabaha kadar sokaklarda içeriz. Bi oturuşta 60'ar 80'er midye yeriz, istifno severiz, cibez'e bayılırız; gece 3-4 gibi boyoz'a dalmazsak, kan şekerimiz düşer! Boş lafa karnımız toktur bu arada, tırışkadan teyyare gibi atasözlerimiz vardır...

*

Paraşüt kulesinden atlamayana kız vermezler; kızlarımızı da tavlayamazsın ha... Canı çekerse, o seni tavlar! Liseye giden kızının erkek arkadaşının olması kasmaz babaları; kendilerinin de kız arkadaşı vardı lisede... Bak iddia ediyorum, okey şampiyonası düzenlense, İzmirli kadınlar alır kupayı... Erkekleriyle kahveye giderler çünkü... Şaşırdın di mi? Al buna da şaşır, nargile içerler... Askılı giyerler, şortla gezerler, öküz gibi bakarsan, bi çakar, bi de duvardan yersin... Gönül Yazar'ız, Sezen Aksu'yuz; bir gül takıp da saçlarına, çıktı mı deprem sanırdın kantosuna, Karantinalı Despina'yız... Sensin Varoş! Biz tenekeli mahallede bile el ele gezeriz.

*

Erkeklerimiz de fena değildir hani... Detaya girmeyeyim, Ayhan Işık, Metin Oktay, Mustafa Denizli mesela, bi fikir verir sana... Ertuğrul Özkök'ün kırdığı cevizleri okuyoruz; eşi kafasına ütü atmış... Ayıptır söylemesi, Mahsun Kırmızıgül'le Alişan'ı ayırt edemeyiz biz.

*

Gülümseriz.

*

Enginarın başkentidir; İzmirlidir incir. Kazandibi hemşeri... 78 çeşit köftemiz olduğu için, McDonald's'ın bunalıma girdiği tek şehirdir... Zeytinyağı severiz, dünyanın en boktan durumuna bile düşsek, zeytinyağı gibi üste çıkmayı daha çok severiz... Sana ne birader, keyfimizin káhyasıyız, yazlıklara gitmek için 8 şeritli otoyol yaptık; Güzelbahçe, Seferihisar, Urla, Karaburun, Çeşme, öbür tarafta Dikili, Foça, çipurayız... Pak Bahadur'u özleriz... Durup dururken faytona bineriz, bi yere gitmeyiz aslında, öööle turlarız... Hava güzel, daralırız, okulu ekeriz. Mezun olduktan sonra öğretmeniyle kadeh tokuşturmayan öğrenciyi zor bulursun İzmir'de.

*

Siz sembol diyorsunuz ama, saat kaç diye Saat Kulesi'ne bakanı bulamazsın, altında buluşanlar bile zahmet edip kafasını kaldırmaz, birbirine sorar saati! Rahatızdır... Çocukları Kemeraltı'da kaybederiz, alışverişe devam ederiz, esnaftan biri bulup getirir, çıkışta Kemeraltı Karakolu'ndan alırız... Ağlayıp zırlamak bi yana, çoğu dondurmayı bitirmediği için ayrılmak istemez karakoldan, iyi mi... Aceleye gelemeyiz! Bir sene önceden duyurmaya başla, de ki, 22 Ağustos saat 20'de tiyatro başlıyor... 20.30'da geliriz... Sanatçılar da İzmirliyse, tiyatro zaten 21'de filan başlar... Uçak 6 saat rötar yapsın, istifimizi bozmayız, bizim için ekstra bira içme vesilesidir bu... Kuyruk olmaz, çünkü kuyruk varsa, İzmirli sıkılır, gider. Pratiktir... 201 sokağı bulduysan, yanındaki 202'dir. Tek tek isim vermeye üşeniriz.

*

35'imiz var.

35 buçuğumuz da var.

34 plaka gördük mü, kapışırız... Arkadan sirenleriyle isterse Cumhurbaşkanı gelsin, bana mı sordu, tarladan gitsin, makam arabasına yol vermeyiz.

*

Özetle, arızayız!

*

Erkek çocuklarına en çok "Efe" adı konulan şehirdir orası... Zeybek duyduğumuzda, içimiz cız eder, kalkar oynarız. Hasan Tahsin orada, Kubilay orada, Latife Hanım orada, Zübeyde Hanım bize emanet, bize... Mustafa Kemal de, ağlar kadınlarımız... Sokak sokak, bulvar bulvar, Milli Mücadele Müzesi'dir... İstanbul'daki gibi Birinci Ahmet Çeşmesi falan yoktur orada... Ankara'daki gibi Cinnah Caddesi, Arjantin Caddesi de bulamazsın pek...

Yaa adam süper yazmış. Çok özledim memleketimi bende :çok üzgünüm: resmen burnumda tütüyor. Havası suyu herşeyi bambaşka sanki.

teşekür ederim ayfercım kocam alıştırdı bana nargıle içmeyi ayy her hafta içerdık özledim valla o gunleri

Bende aralıkta İzmire gittiğimde içmiştim nargilemi türk kahvesi eşliğinde. Ama nerden bilirdimki son nargilemmiş :CüvCüv:
 
kızlar merhaba;
henüz iki saat önce keşfettim burayı bayıldım walla...
13+2 günlüğüm bende.
umarım güzel paylaşımlar yaparız.
aranıza hoşbuldum yanekaydirigubbakcemile3

aramıza hoşgeldin canım

kız İzmir den ne güzel bahsettiniz canım şimdi İzmir çekti delikafadulden şehir aşermek :bbo:
 
Hamilelik döneminde cinsel yaşam

Coşkun Bel



Psikiyatri Uzmanı Dr. Evrim Erbek, gebeliği tehdit eden tıbbi bir durum yoksa, çiftlerin hamilelik süresince güvenli bir şekilde cinsel ilişkiye girebileceğini belirtti.


Dr. Evrim Erbek şöyle devam etti:

Bazı durumlarda sınırlama getirilebilir

"Hamilelik, cinsellik de dahil olmak üzere, birçok alanda partnerlerin yaşamında değişikliklerin olduğu bir dönemdir. Eğer gebeliği tehdit eden tıbbi bir durum yoksa çiftler hamilelik süresince güvenli bir şekilde cinsel ilişkiye girebilirler. Fetus, korunaklı amnion sıvısının içinde güvendedir. Sık tekrarlayan düşük, erken doğum öyküsü, çoklu gebelik, erken membran rüptürü, düşük tehditi, ilişki sırasında ağrı ve kanamanın olduğu bazı durumlarda cinsel ilişkiye kadın doğum uzmanı tarafından sınırlandırma getirilebilir. Hamileliğin ilk üç ayında pek çok kadın bulantı, kusma ve halsizlik gibi; cinsel arzu ve isteği azaltan bir dizi fiziksel yakınmalar ve düşük yapma kaygısı yaşarlar. Bu durumda cinsel ilişki ilgi çekici gelmeyebilir. Sık idrara çıkma hissi de bazen ilişkiyi zora sokabilir…

Yan yana pozisyonlar tercih edilmelidir

Memede hassasiyet, hamileliğin ilk üç ayında başlar ve hamileliğin sonuna kadar devam eder. Bazı kadınlar bu dönemdeki meme uyarılmasından rahatsız olurken, bazıları bu durumdan hoşlanabilirler. Hamilelikte cinsellik söz konusu olduğunda en temel nokta annenin rahatıdır, bu rahatlığı sağlamak için farklı ilişki pozisyonları denenebilir. Cinsel birleşme sırasında, partnerin kilosu, rahatsız edici olabilir. Bu dönemde yan yana pozisyonlar, yüz-yüze olanlara tercih edilmelidir. Eğer seks sırasında iç organlarda rahatsız edici bir baskı hissi olursa penisin derin girişlerinden kaçınılması uygun olabilir. Kadının üst konumda olduğu ilişki tarzı daha derin bir giriş sağlar ancak kontrolün kadında kalmasına da olanak tanır. Meme uyarılması, hafif bir sıvı salınımı yapar, bu normal ve zararsızdır. Erken doğum riskinin olduğu çoklu gebelik gibi durumlarda, doktor son 3 ayda meme uyarılmasını da içeren cinsel ilişki ve orgazm yaşantısından kaçınılmasını önerebilir.

Cinsel birleşme olmadan da, cinsellik yaşanabilir

Hamilelik döneminin ilk üç ayında devam eden huzursuzluklar ve sıkıntılar, ikinci üç ayda genellikle biter. Pek çok kadın bu dönemde, enerjilerinin geri geldiğini ve cinsel arzularında bir artış olduğunu ifade ederler. Vajina ve bebeğin konumu ile de bağlantılı olarak, kadınlar bu dönemde daha çok uyarıldıklarını ve cinsel haz aldıklarını söylemektedirler. Tüm bunların dışında asıl önemli olan partnerlerin aralarında oluşturdukları ortak dildir. Cinsel birleşme olmadan da, cinsellik yaşanabilir. Sarılma, dokunma ve masaj tekniklerini denenebilir. Her iki taraf için de önemli olan uyumu yakalamaktır. Hamile kadınların çoğu bebeğin zarar göreceği ve düşük yapacakları kaygısı ve yanlış inanışlar nedeniyle gebelik süresince cinsel ilişkiye girmekten kaçınırlar. Yapılan çalışmalar hamile kadınların gebelikte cinsellikle ilgili kaygılarını doktorlarına danışmaktan kaçındıklarını, çok az hamile kadının bu konuyu rahatlıkla doktoruyla konuşabildiğini, doktorların da bu konuyu hastalarıyla açıkça konuşmaktan kaçındığını göstermektedir. Hamilelerin her konuda olduğu gibi cinsel yaşamlarını etkileyen kaygılarını da rahatlıkla doktorlarına danışabilmeleri, hamilelik süresince daha doyumlu bir cinsellik yaşamalarına yardımcı olur."
 
begümcüm iyiyiz tatlım tşk.ler gözün aydın sonuçlarn iii çıkmış
 
Güzel hamişler bugü nasılsınız bakalım??? ben dün doktordaydım ikili test sonucumu aldım iyi çıktıçok şükür üçlü test dedi yok istemiyorum dedim...kafamı boşa bulandıramam oransal rakamlarla valla bu yeterli zaten oğlumdada yaptırmamıştım dedim...tamam dedi neyseki...17 nisanda görücem kuzumu..ozaman gerçekten kızmı daha net öğreniriz inşallah...istanbullu hamişler buluşma varmı buluşma??


canım çok sevindim testin sonucunun iyi çıkmasına benimde doktorum 3'lüye gerek yok dedi ma ben yaptırcam ya
 
GEBELIK SORUNLARI
MıDE EKŞıMESıNı NASIL AZALTMALISINIZ?

Eğer hamilelik süreciniz mide yanma, ekşime ve kazınmalarıyla tatsız bir hale gelmişse:

" Daha sık aralıklarla beslenmeye, küçük porsiyonlar halinde besinler tüketmeye çalışın.
" Yağlı, kremalı, soslu besinlerden uzaklaşın.
" Size dokunduğunu düşündüğünüz yiyecekleri belirlemeye çalışın.
" Yüksek yastıkta yatın.
" Karnınıza basınç yapacak besinler giymeyin.
" Yemek sonralarında hafif yürüyüşler yapın.

SORUN AYAKLARINIZIN ŞıŞMESıYSE

Ayak şişmelerinin en sık görüldüğü dönem hamileliğin ilk üç aylık periyodudur. Bu dönemde alabileceğiniz basit tedbirlerle ayak şişmelerinizi azaltabilirsiniz.

" Sık giysiler, iç çamaşırları kullanmayın.
" Rahat ve geniş ayakkabılar giyin.
" Uzun süre ayakta kalmayın.
" Uzun süre oturmayın.
" Fırsat buldukça ayaklarınızın ayaklarınıza bir destek alın ve onları yükseğe kaldırın.
" ıstirahat ederken vücudunuzun sol yanına yatmaya çalışın.


Gebelik dönemi özel bir beslenme planı gerektirir mi? Evet! Gebelerin beslenmelerinde bazı değişimler yapmaları gerekiyor. Bunun nedeni annenin normal metabolik düzeninin üzerine bebek gelişiminin eklediği değişikliklerdir. Yapılan araştırmalar yeterli ve dengeli beslenen annelerin daha sağlıklı bir bebek dünyaya getirdiğini gösteriyor. ıyi beslenen annelerin gebelik sürecinde olaşabilecek problemlere karşı daha fazla direnç kazandıkları belirtiliyor. Bebeğin doğum ağırlığı, beyin ve beden gelişimi de annenin beslenmesiyle yakından ilişkili. Rahim içinde ölüm, erken doğum ve gebelik zehirlenmesi gibi sorunlarda da annenin gebelik dönemindeki beslenmesi etkili oluyor.
ıhtiyaçtan az beslenme diş çürüklerine, kansızlıklara, ağırlık kaybına, kemik zayıflamasına yol açıyor. ıhtiyacından fazla kalori tüketen anneleri ise; hipertansiyon, gebelik diyabeti, kilo artışı, ödem gibi sorunlar beklemektedir.

FAZLA KALORı GEREKıR Mı?

Gebelik döneminde günlük enerji ihtiyacı biraz değişiyor. Gebe annenin enerji ihtiyacı hesaplanırken yaşı, fiziksel aktivitesi, boyu-kilosu gibi faktörler dikkate alınmalı, gebeliğin ilk 3 ayında günlük kaloriye ortalama 100-200, 2. ve 3. üç aylık dönemlerde ise 200-350 kalori civarında kalori ilavesi yapılmalıdır. Bu değerler belirlenirken annenin beden kitle indeksi dikkate alınabilir. Annenin gebelik süresince ek proteine de ihtiyaç vardır. Anne ve bebeğin gebelik sürecinde depoladıkları protein miktarı yaklaşık 900 gr civarındadır. Bu da ortalama 3-4 gr protein depolaması demektir. Genel olarak anne adaylarına gebelik süresince normal gereksinimlerine ek olarak günde 20 gr daha protein verilmesi önerilmektedir.

VıTAMıN MıNERAL EKLEYELıM Mı?

Gebelerin vitamin ve mineral ihtiyaçları da farklıdır. Anne adaylarının özellikle demir, iyot ve kalsiyum gibi mineral eksikliklerine karşı korunmaları şarttır. Gebe kadınların günlük kalsiyum ihtiyacı 1000 mgr civarındadır. Gebelikte tüketilen süt veya yoğurt miktarının 500 gr civarında tutulması ve 50-60 gr kadar peynir tüketilmesi bu ihtiyacı çoğu kez karşılamaktadır. Yeterince kalsiyum alamayan annelerde vejetaryen beslenenlerde ilave kalsiyum desteği verilebilir.

DEMıR EKSıKLıĞıNE DıKKAT!

Anne adaylarının demir ihtiyaçlarını karşılamak çok önemlidir. Kırmızı yağsız et, derisi alınmış kümes hayvanları, yumurta, balık, tam tahıllar, baklagiller, koyu yeşil sebzeler ve balık en önemli demir kaynaklarıdır. Gebe annelerde işi şansa bırakmamaları, hayvansal kaynaklı demir tüketimini arttırmaları öneriliyor. Bir gebenin ortalama olarak günde 15-20 mg civarında ek demire ihtiyacı vardır. Gebelik sürecinde meydana gelen bu ek ihtiyacı sadece diyetle karşılayabilmek genellikle mümkün olmamaktadır. Bu nedenle anne adaylarının demir içeren destekler kullanmaları tavsiye edilmektedir. Bizim düşüncemiz gebelerin demir eksikliği yönünden dikkatle izlenmeleridir. Bu hem annenin, hem de doğacak çocuğun sağlığı için çok önemlidir. Biz kalsiyum içeriği yüksek demirden zengin besinlerin öğünlerde sık sık yer almasını istiyoruz. Demir emilimini arttıran C vitamininde zengin meyve çiğ sebzelerin demirden zengin hayvansal ürünlerle birlikte tüketilmelerini tavsiye ediyoruz. Demir emilimini engelleyen çay, kahve gibi içeceklerin sınırlanmasını öneriyoruz.

Gebelik süresince bütün annelerin tuz -sodyum tüketimini dikkatle izlemek gerekiyor ama eskisi kadar katı bir sınırlama bugün pek gerekli görülmüyor. Aşırıya kaçmadan orta düzeyde bir tuz veya sodyum tüketiminin daha sağlıklı olduğu belirtiliyor.

D VıTAMıNı VE ÇıNKOYU UNUTMAYIN

Gebeleri yakından ilgilendiren bir mineralde çinkodur. Çinko vücudun yeni dokular yapması, yeni ve kaliteli hücreler üretmesinde önemlidir. Beyin gelişiminde çinko ciddi görevler üstlenmektedir. Güçlü bir bağışıklık sistemi için de çinkoya ihtiyaç vardır. Kısacası gebe annenin de karnında büyüyen bebeğin de yeteri kadar çinko almaları şarttır. Çinko en çok kırmızı et, kümes hayvanları ve deniz ürünlerinde bulunmaktadır. ımkan olduğu takdirde demir kadar çinko ihtiyacının da giderilmesine çalışılmalıdır.

Anne adaylarının vitamin ihtiyaçları da çok önemlidir. Gebelikte D vitamini ihtiyacının yerine konması önemlidir. Artan kalsiyum ihtiyacına bağlı olarak D vitamini ihtiyacı da yükselmektedir. D vitamini ihtiyacını gidermek için süt ve süt ürünleri çoğu kez yeterli görülmemekte, anne adaylarının güneş ışığından da faydalanmaları, diğer hayvansal proteinlerle D vitaminleri ihtiyaçlarını gidermeleri önerilmektedir.

FOLıK ASıT ÇOK ÖNEMLı

C vitamini gereksinimini yerine koymak daha kolaydır. Her gün sabah kahvaltısında tüketilen bir bardak portakal suyu bile bir gebenin C vitamini ihtiyacını karşılayabilmektedir. Eğer yeteri kadar sebze-meyve tüketiyorsa gebelerde C vitamini eksikliğine bağlı bir sorun genellikle görülmemektedir. Gebelerin ihtiyaç duyduğu çok önemli bir B vitamini vardır: Folik Asit. Folik asit anne adaylarına özellikle ilk üç ayda çok lazımdır. Gebeliğin ilk üç aylık döneminde vücudunda yeteri kadar folik asit bulunduran annelerde omurilik bölgesinde oluşan "Spina Bifida gibi doğumsal defektli bir bebek doğurma riski azalmaktadır. Folik asit gereksinimi yerine koymak için en garantili yol gebe kalmaya karar vermeden 4-5 öncesinden itibaren her gün 400 mikrogram folik asit kullanmaktır. Gebeliği takiben bu miktarın günde 600 mikrograma yükseltilmesi önerilmektedir. Folik asiti doğal yoldan karşılamak için anne adayları daha fazla koyu yeşil yapraklı sebze, turunçgil, yağlı tohumlar ve kuru baklagil tüketmeleri tavsiye edilmektedir. Gebelik süresince alınan çoklu vitamin-mineral desteklerinin içinde folik asit bulunup bulunmadığına dikkat etmek gerekmektedir.

OMEGA 3 ıÇıN BALIK VE CEVıZ

Biz anne adaylarının hamilelik sürecince sık sık balık, ceviz ve diğer omega-3 kaynağı besinleri tüketmelerini tavsiye ediyoruz. Bedeninde yeteri kadar omega-3 yağ asiti bulunduran annelerin çocuklarının beden ve özellikle beyin gelişimlerinin daha sağlıklı olacağını düşünüyoruz. Yeteri kadar Omega-3 yağları kullanan annelerin daha sağlıklı bebekler doğurduklarını gösteren çalışmaların sayısı oldukça yüksek. Haftada 2-3 gün taze ve doğal balık tüketimi yeterli görülüyor.

Gebelik döneminde ne kadar su tüketelim? Su herkes için önemli bir besin unsurudur ama anneler için daha fazla önem kazanmaktadır. Anne ve bebeğin günde ortalama 2,2,5 litre sıvı tüketimine ihtiyaç vardır. Belirli bir miktar su tavsiyesi yerine, susadıkça bol bol su içmek bir hamile için yeterli olmaktadır. Vücudu susuz bırakmamak hamileler için daha önemlidir.

Hamilelik-beslenme ilişkisi sadece bebek ve annenin sağlığının korunması için değil, hamilelik süresince ortaya çıkan bazı sağlık problemlerinin azaltılması veya önlenmesi yönünden de gereklidir. Sabah bulantıları, kabızlık, şişmeler, mide yakınmaları bir hamilenin nasıl beslendiği ile yakından ilişkilidir. Hamilelik döneminde ortaya çıkan bazı sağlık sorunlarında nasıl bir beslenme planı uygulayacağınızın yanıtını yarın vereceğiz.

BEBEĞıNıZı SÜTÜNÜZLE BESLEYıN

Emziklilik döneminde uygulanan beslenme planı hem annenin hem de büyüyen bebeğin sağlığı bakımından çok önemlidir. Hemen belirtelim! Anne sütünün miktarını ve kalitesini etkileyen üç önemli etken var: Annenin tükettiği yiyeceklerin yeterli, dengeli ve çeşitli olması, hamilelik döneminde kazanılan yedek besin deposunun miktarı ve annenin psiklojik durumu...

Salgılanan sütteki besleyici unsurların önemli bir kısmı annenin yediklerinden sağlanır. Bu dönemde besinlerle alınan kalorinin tümü süt için harcanmamakta, vucüdun diğer ihtiyaçları için de kullanılmaktadır. Süt veren annelerde besinle alınan toplam enerjinin %80'ini süt yapımı için kullanılır. Sağlıklı bir annenin günde ortalama 800 ml kadar süt salgıladığı dikkate alındığında emziklilik döneminde annelerin günlük enerji tüketimlerine 750 kalori kadar ilave gerekir. Bu miktarın 500 kalorisini annenin gün boyunca yediklerinden, 250 kalorisi ise gebelik döneminde kazanılan depolardan sağlanacaktır. Kısacası emziren bir annenin günlük kalori ihtiyacına 500 kalori kadar bir ilavenin yapılması gerekir.
 
Hamilelik döneminde cinsel yaşam

Coşkun Bel



Psikiyatri Uzmanı Dr. Evrim Erbek, gebeliği tehdit eden tıbbi bir durum yoksa, çiftlerin hamilelik süresince güvenli bir şekilde cinsel ilişkiye girebileceğini belirtti.


Dr. Evrim Erbek şöyle devam etti:

Bazı durumlarda sınırlama getirilebilir

"Hamilelik, cinsellik de dahil olmak üzere, birçok alanda partnerlerin yaşamında değişikliklerin olduğu bir dönemdir. Eğer gebeliği tehdit eden tıbbi bir durum yoksa çiftler hamilelik süresince güvenli bir şekilde cinsel ilişkiye girebilirler. Fetus, korunaklı amnion sıvısının içinde güvendedir. Sık tekrarlayan düşük, erken doğum öyküsü, çoklu gebelik, erken membran rüptürü, düşük tehditi, ilişki sırasında ağrı ve kanamanın olduğu bazı durumlarda cinsel ilişkiye kadın doğum uzmanı tarafından sınırlandırma getirilebilir. Hamileliğin ilk üç ayında pek çok kadın bulantı, kusma ve halsizlik gibi; cinsel arzu ve isteği azaltan bir dizi fiziksel yakınmalar ve düşük yapma kaygısı yaşarlar. Bu durumda cinsel ilişki ilgi çekici gelmeyebilir. Sık idrara çıkma hissi de bazen ilişkiyi zora sokabilir…

Yan yana pozisyonlar tercih edilmelidir

Memede hassasiyet, hamileliğin ilk üç ayında başlar ve hamileliğin sonuna kadar devam eder. Bazı kadınlar bu dönemdeki meme uyarılmasından rahatsız olurken, bazıları bu durumdan hoşlanabilirler. Hamilelikte cinsellik söz konusu olduğunda en temel nokta annenin rahatıdır, bu rahatlığı sağlamak için farklı ilişki pozisyonları denenebilir. Cinsel birleşme sırasında, partnerin kilosu, rahatsız edici olabilir. Bu dönemde yan yana pozisyonlar, yüz-yüze olanlara tercih edilmelidir. Eğer seks sırasında iç organlarda rahatsız edici bir baskı hissi olursa penisin derin girişlerinden kaçınılması uygun olabilir. Kadının üst konumda olduğu ilişki tarzı daha derin bir giriş sağlar ancak kontrolün kadında kalmasına da olanak tanır. Meme uyarılması, hafif bir sıvı salınımı yapar, bu normal ve zararsızdır. Erken doğum riskinin olduğu çoklu gebelik gibi durumlarda, doktor son 3 ayda meme uyarılmasını da içeren cinsel ilişki ve orgazm yaşantısından kaçınılmasını önerebilir.

Cinsel birleşme olmadan da, cinsellik yaşanabilir

Hamilelik döneminin ilk üç ayında devam eden huzursuzluklar ve sıkıntılar, ikinci üç ayda genellikle biter. Pek çok kadın bu dönemde, enerjilerinin geri geldiğini ve cinsel arzularında bir artış olduğunu ifade ederler. Vajina ve bebeğin konumu ile de bağlantılı olarak, kadınlar bu dönemde daha çok uyarıldıklarını ve cinsel haz aldıklarını söylemektedirler. Tüm bunların dışında asıl önemli olan partnerlerin aralarında oluşturdukları ortak dildir. Cinsel birleşme olmadan da, cinsellik yaşanabilir. Sarılma, dokunma ve masaj tekniklerini denenebilir. Her iki taraf için de önemli olan uyumu yakalamaktır. Hamile kadınların çoğu bebeğin zarar göreceği ve düşük yapacakları kaygısı ve yanlış inanışlar nedeniyle gebelik süresince cinsel ilişkiye girmekten kaçınırlar. Yapılan çalışmalar hamile kadınların gebelikte cinsellikle ilgili kaygılarını doktorlarına danışmaktan kaçındıklarını, çok az hamile kadının bu konuyu rahatlıkla doktoruyla konuşabildiğini, doktorların da bu konuyu hastalarıyla açıkça konuşmaktan kaçındığını göstermektedir. Hamilelerin her konuda olduğu gibi cinsel yaşamlarını etkileyen kaygılarını da rahatlıkla doktorlarına danışabilmeleri, hamilelik süresince daha doyumlu bir cinsellik yaşamalarına yardımcı olur."


paylaşım için teşekürler canım
sizlere bişey mı somk istiyorum kocanızla arkadasmı oldunuz gece
 
özgeee
yuzdekı çiller ıcın sana bısıy tavsıye edeyım.pılav yaparken prıncın nısastası gtsın dıe yıkıos ya o suyu dokme.onunla yuzunu yıka aklına geldıkce.çilleri gecırıo.
 
arkadaşlar bşiy soracağım ağda yaptıran var mı varsa acıdı mı bu hafta mutlaka gitmem lazım artık mağara adamı olmadan gideyim diyorum ama bazı arkadaşlarım çok daha fazla acıyor dedi deneyimi olan var mı?
 
özgeee
yuzdekı çiller ıcın sana bısıy tavsıye edeyım.pılav yaparken prıncın nısastası gtsın dıe yıkıos ya o suyu dokme.onunla yuzunu yıka aklına geldıkce.çilleri gecırıo.

hadi ya neler duyuyorum böyle. Sen nerden biliyosun bacım?

bız 3 ay bıtene kadar arkadası gec kardeş olmustuk ama sımdı yenıden nıkah kıydıkkaydirigubbakcemile3

Ya bize doktor bişi söylemedi bu konu hakkında belki unuttu. Bende birşey soramadım utandım :utangac: biz hala kardeş gibiyiz. Ama adam yakında duvara tırmanabilir kaydirigubbakcemile3
 
arkadaşlar bşiy soracağım ağda yaptıran var mı varsa acıdı mı bu hafta mutlaka gitmem lazım artık mağara adamı olmadan gideyim diyorum ama bazı arkadaşlarım çok daha fazla acıyor dedi deneyimi olan var mı?
canım benım ıcın farketmedı. her zamankı gibi oldu.
 
hadi ya neler duyuyorum böyle. Sen nerden biliyosun bacım?



Ya bize doktor bişi söylemedi bu konu hakkında belki unuttu. Bende birşey soramadım utandım :utangac: biz hala kardeş gibiyiz. Ama adam yakında duvara tırmanabilir kaydirigubbakcemile3

dr bişey demedıyse sorun yoktur. benımkı ılk muayenede kanama bandı gordu. ıkızlerden bırı gelısmedı vs vs sorunlar yasadık yasak dedı:)
 
arkadaşlar bşiy soracağım ağda yaptıran var mı varsa acıdı mı bu hafta mutlaka gitmem lazım artık mağara adamı olmadan gideyim diyorum ama bazı arkadaşlarım çok daha fazla acıyor dedi deneyimi olan var mı?

canım bahsettıgın harelde genıtal bölge diğerleri zaten okadar cok acımıyo bende kendım agda ile alıyoum üst tarafta sorun olmuyo 2-3 seferde bitiyo ama alt dudak kısmını doktor eldıvenı ile yada agdayı elıme alıp küçük küçük alıyorum okadar acımıyor dayanırsın yani
 
benım koçişte 10 gun önce geldıgınde nıkahı kıydıkta sadece yapan bizmiyiz diye süpheye düştüm

bide dip not arkadaslar 6 aydan sonra cınsel ılışkı yapılmzsa bebek dogarken temız doguyomuş elınde yüzünde pislık olmuyomuş
 
Back
X