- 21 Ekim 2014
- 621
- 474
- 53
- 40
- Konu Sahibi cheerfulsky
- #101
Anne olmayı çok istedim. beklenen bir bebek olduğu için hamileliğime şaşırmadım, kolay olmayan ama çokta zorlanmadığım bir hamilelik geçirdim. En büyük sorun şeker yüklemesinde şeker sorunumun ortaya çıkması oldu. Son iki ay insülin kullandım ama Allah şahit hiç ama hiç şikayet etmedim. Kabul bazen açlığıma yenilip ağladım ama asla bebeğimden bir şikayetim olmadı. Muhtemel doğumum 15 Nisan olacaktı fakat şeker dolayısıyla 9 gün erken dünyaya geldi bebeğim. Son bir haftayı evimden uzakta geçirdim, şeker kontrolleri için hastanede yattım, bütün doğum hazırlığımı yaptım, valizlerimiz arabanın bagajında bekledi, ben sadece pijamalarımı aldım gittim hastaneye. Yazsam o bir haftadan roman çıkartırım sizlere, ama ben en özel günün anlatacağım. 06.04.2012 Cuma... Kızıma olan hasretim son bulacaktı, o sabah saat 6 da kalktım güne başladım, ilk doğum (sezaryen) benim olacaktı, abdest aldım odamdaki lavaboda, dişlerimi fırçaladım, saçlarımı taradım. Bir gün önce Doktorum 1 saatliğine eve gidip gelmeme izin vermişti, duşumu almış, son kontrollerimi yapmıştım. Aç olmama gerektiği için kahvaltı yoktu, şekerim kontrol edildi ve Allaha şükürler olsun ki yükselmedi, eğer yükselse idi bir ilaç vereceklerdi. Saat 9 da beni doğumhane bölümüne aldılar fakat olacak ya acil sezaryen olması gereken bir anne geldi, öncelik ona verildi, ben ikinci sıraya kaldım. Sonra bir acil sezaryen daha geldi hatta ikinci gelen anneye ben yatağımı bile verdim. Benim ki planlanan bir sezaryen olduğu için sıkıntısız ve sakin bekliyordum. Hatta arada bulmaca bile çözdüm. Dua ettim. Zaman akmadı. Operasyonu yapacak olan doktorlarım harika mükemmel dört dörtlük insanlardı. Hepsini de zaten tanıyor biliyordum bir haftadır hastanede yatmanın getirisi J o gün bana sıra gelene kadar saat 3 oldu. Dışarıda beni eşim, yengem ve en yakın arkadaşım bekliyordu. Kız kardeşim ve babam şehir dışındaydılar o yüzden yanımda olamadılar. O gün sürekli dua ettim özellikle ayetel kürsi okudum, bir hadiste bu sureyi doğum yapacak kadınlara öneriyor Peygamber (SAV) efendimiz. Bir gün önce hemşirelerden birinin öğüdünü dinleyerek derin derin nefes alıp verdim bunu özellikle ameliyat sırasında yapmamı önerdi daha az sırt ağrısı yaşarsın ve daha rahat ayaklanırsın demişti. Saat 15.50 de Dr. Esra Hocam “hadi” dedi “sıra sende”. Beni rahatsız eden tek şey ameliyathaneye yanında sadece hademelerle gitmekti, bir gün önce Esra Hocama söylemiştim bunu oda sağ olsun beni rahatlatmak için ameliyathaneye benimle beraber indi, eşimde geldi yanımda. Yengem ve arkadaşım, kardeşten öte canım Nurumla da bir iki dakika görüştüm kapıda. Trajik komik bir şey oldu, kadındoğum servisinde tüm ameliyathaneler dolu olduğu için ben Beyin Cerrahisinde doğum yaptım. Ameliyathane soğuktu evet tüm ameliyathaneler gibi ama ben o kadar sakindim ki çok profesyonel hareket ettim, önce belimden iğne yapılması gerekliydi epidural değil spinal iğne yapılacaktı, hazırmısın dedi Tuba Hocam, hazırdım tabii hem de nasıl hazırdım yarım saat sonra ışığıma bebeğime kavuşacaktım, hem hazır hem de çok sabırsızdım. Oturur pozisyonda öne soğru eğilmemi söylediler, biraz canın acıyabilir dedi doktor ama inanın hissettiğim acı kalçadan iğne yapılırken hissettiğim acıdan fazla değildi. İğneyapıldıktan 10 saniye sonra ayaklarımda bir sıcaklık hissi oluştu ve bu sıcaklık kalçalarıma doğru yayıldı ve 2 dakika içinde tamamen hissizleşti belden aşağısı. Aletler edavatlar takıldı, serum bağlandı, tansiyon kalp ritmi bağlandı ve başlıyoruz dediğinde Tuba Hocam işte o an deriiiiiiiin bir nefes aldım ve tüm ameliyat boyunca da sürekli derin nefes alıp verdim. Faydasını da gördüm inanın bu öneriyi veren hemşireye o kadar çok dua ettim ki sezaryen ameliyatlarından sonra şiddetli sırt ağrıları olurmuş ben hiç ama hiç yaşamadım. Artık başlamıştı, büyük buluşmaya sayılı dakikalar kalmıştı, doktorlar kendi aralarında konuşuyorlar hatta dizilerden bahsediyorlardı bir ara bana “iyi misin” diye sordu Tuba Hocam, “iyiydim tabii, ben yan gelmiş yatıyorum işi siz yapıyorsunuz” dedim, güldüler. Hissettiğim şey sanki karnımın içinde dolaşan bir küçük ağırlıktı. Oradan oraya geçen arada baskı yapan bir ağırlık vardı karnımda, bazen kaburgalarıma kadar çıkıyordu ama asla acı duymadım, hareketsiz kalırsınız da ayaklarınız uyuşur acımaz ama dokunulduğunu hissedersiniz ya onun gibi işte. Bir ara biraz midem bulanır gibi oldu. Bu arada çok ama çok anlayışlı bir anestezi uzmanı vardı yanımda en başından soruna kadar çok nazik ve anlayışlı davrandı saçlarımı düzeltti, üzerimi düzeltti midem bulandığında da “iyi misin” diye sordu midem bulandı dedim başımı yana çevirdi “çıkarmak istersen rahat ol” dedi, yüzümü sildi. Aslında ben midem bulanıyor içim karışıyor derken kızım bedenimden ayrılıyormuş, sanırım onun etkisiydi, biz anne kız çok mutlu bir hamilelik geçirdik, kızım beni hiç zorlamadı, bende uslu bir anne oldum ve kızımın isteklerini yerine getirdim J o sırada duydum Tuba Hocamın sesini “ ay bu ağlayarak geliyor” dedi. “pek sıkılmış içerde, hemen çıkmak istiyor” dedi. Anestezi doktoru “çok güzel bir kız” dedi “BENİM KIZIM” dedim “BENİM KIZIM”. Evet Allah’ıma binlerce kez şükürler olsun ki benim kızım, ağladım o an onu görebilmek için kıpırdanmak istedim ama yapamadım, biraz ilerdeki masaya götürdüler çocuk doktoru Sema Hanımı görebiliyordum, “ ne yapıyorlar” diye sordum “sana kızını hazırlıyorlar” dedi Anestezi Doktoru. Sonra yeşil bir bezin içinde beyaz ve kırmızı karışımı kapkara saçları olan minicik burunlu gözleri koca koca açık elleri yumuk yumuk bir melek gördüm, yanıma getirdiklerinde ilk içimden geçen yine şükretmek oldu, kokladım Allah’ım cennette kokusu bu mu dedim, bu kadar mı güzel ağladım çık ağladım, anestezi doktorum göz yaşlarımı sildi. “Annesi bize müsaade” sedi Sema Hoca, kızımın kontrollerinin yapılması gerekiyor ve tabii şekerine bakılması. Ben şeker sorunu yaşadığım için kızımda şeker hastalığı olup olmadığının anlaşılması gerekiyor L. Kızım gittikten sonra Tuba Hocam yanaklarımı okşadı “iyi misin” diye sordu. “iyiyim tabii ama bir an önce kızıma gitmek istiyorum” dedim. Sonrası çok kısa sürdü aslında, ameliyatı bitirmeleri ve dikişleri atmaları 10 dakika sürdü sürmedi. Sonra beni sedyeye alıp ayılma odasına götüreceklerdi, Tuba Hocam ve diğer doktorlar, hasta bakıcılar hep beraber örtüden tutup beni sedyeye geçirirken Tuba Hocam “Amma kilo almışsın ha!” dedi. Bende hemen cevap verdim “1,5 kilo aldım sadece hocam, teessüf ederim” dedim, Tuba Hocam “bunun ayılma odasına ihtiyacı yok valla gayet kendinde” diyerek şakalaştı benimle. Ayılma odasına aldılar beni tansiyonuma baktılar, ben ısrarla kızıma gitmek istiyorum dedim. Sonra bi an etrafıma baktım ben hayatımın en mutlu anını yaşarken orada olmak istemezdim, ayılma odasında her türlü hasta var, inleyenler ağlayanlar oradaki hemşirelerden birinin dikkati beni rahatlattı, “etrafına bakma” dedi bana ve zaten 30 dakika kalmam gerekiyordu ama 10 dakika sonra beni odama gönderdiler. Beni odama çıkaracakları sırada başka bir ameliyat haneden hamileliğim boyunca kontrollerimi yapan doktorum Selçuk Bey çıktı, el salladım “Hocam benim işim bitti gidiyorum” dedim gülüştük. O sırada karşıdan bir kapı açıldı ve arkadaşımı Nurumu gördüm, kızımı bebek odasına almışlar, onlarda beni beklemek için yeniden aşağı ameliyathaneye inmişler. Odama gidiyorum diye bağırdım. Beni odaya aldılar, üzerimi temizlediler bunlar teferruat, asıl önemli olan küçük meleğime kavuşma anım. İnsanlar önce neden en kötüyü düşünür hiç anlamam, daha yeni doğum yapmış bir kadına sen sezaryenle doğum yaptın sütün gelmez demek neyin kafası, daha bebeğim gelmeden strese soktular beni. Ama yaradan Mevlam nasıl ki bir kadına anne olmayı nasib etti bir anneyi de bebeğini emzirmek onurundan mahrum etmez. Bir hemşirenin kucağında geldi meleğim, bembeyaz zıbınlar içinde, cennetten çıkmış bir küçük melek annesinin kollarına gelmek istiyor, hiç ağlamadı. Allah (cc) öyle büyük öyle kudretli ki kızımı kucağıma aldığım anda damarlarımda bir hareketlenme bir sıcaklık hissettim, göğüslerimde bir acı hissi oluştu ve benim sütüm aktı. Kızım kucağıma aldığımda önce kokladım onu, elerine, parmaklarına yüzüne dokundum, bunca zaman hayat ettiğim yüz ama hayallerimden katbekat güzel bir yüz kucağımdaydı. Ve kavuştum meleğime… hoş geldi ASYA SENA evimize, ailemize, dünyamıza.