- 12 Temmuz 2024
- 230
- 323
- 23
- Konu Sahibi pembeborek
- #1
Merhaba hanımlar. Bu konuyu açmaya sitede birkaç yazı okuduktan sonra karar verdim. Belki bazı taze annelere bir nebze yardımcı olabilirim. Ne kadar ihtiyaç duyulduğunu biliyorum çünkü.
Benim şu an 4 aylık dünyalar tatlısı bir bebişim var. Allah uzun güzel ömürler versin inşallah. Daha yeni yeni annelikten ciddi anlamda keyif almaya başladığımı söyleyebilirim. Tabi buraya kadar kolaylıkla gelmedim. Psikolojik anlamda çok sıkıntılar yaşadım cehennemin içine girdim çıktım diyebilirim.
Ama çıktım. Çünkü bebeğim artık benimle iletişime geçiyor bana gülüyor. Bütün yorgunluğuma değiyor.
Doğumdan sonra kafanızın içinde oluşan abuk sabuk düşünceler SİZE AİT DEĞİL. Vücudunuz beyniniz hayatınız öyle bir süreçten geçiyor ki. 1 sene önceki ben ve şu anki ben aynı kişi değiliz. Hayatımda hiç bu kadar kısa sürede bu kadar değiştiğimi dönüştüğümü hatırlamıyorum. Çok sancılı bir süreç. Hamilelik, doğum, lohusalık. Hepsi birbirinden zor evet. Ama bir daha yaşar mıyım bunları kızım için? Binlerce kere evet. Hepimizin süreci farklı. Ama tek bir şey var herkeste aynı olan. Zorlanıyoruz, zorlanacağız. Ama bunlar bizi anneliğe hazırlıyor. Ve annelik bunların hepsini yaşamaya değer.
Bebek doğar doğmaz kendinizden müthiş bir annelik beklemeyin. Çünkü yapamazsınız. İnsanız biz. Tek yapabileceğiniz şey, geçecek diyerek telkinde bulunmanız kendinize. İnsanın aklına öyle düşünceler geliyor ki. Kendimi şurdan atsam mı, ben bu çocuğa bakamayacağım, her şeyin suçlusu benim. Nasıl şu an kendim için bir şey yapmak isteyebilirim ben ne kadar bencil bir anneyim.. Nolur bu düşüncelerin tamamen fiziksel yorgunluğunuzdan kaynaklandığını bilin. Bunların sebebi siz değilsiniz, bebeğiniz de değil. Sadece sürecin bir parçası. Çok yorgunsunuz. O kadar zayıf ve vesveseye açık bir halde oluyoruz ki. Bebeğinize ve kendinize inanın. Kim ne derse desin bebeğinizi kucağınızdan indirmeyin. Ona sürekli dokunun, kokusunu içinize çekin. Bugünler geçecek. Çok kısacık bir süre. Belki 40 gün, belki birkaç ay, belki 1 yıl. Ama bitecek. Ben bebeğinizle ne kadar güçlü bir bağ kurarsanız o kadar çabuk lohusa kafasından çıkacağınıza inananlardanım. Sosyal medyaya kulaklarınızı kapatın. Dışardaki insanlara kulaklarınızı kapatın. Sadece bebeğinize bol bol sarılın, emzirebiliyorsanız emzirin. Öpün koklayın. İlk günler bırakın böyle geçsin. Hayata geç kalıyorum korkusu yaşamayın. Artık hayatınız hep böyle olmayacak. Öyle bir şey yok. O düşünceden vazgeçin. Ben kızım olmadan bir hayat düşünemiyorum artık.
Kaç gece yorgunluktan ben sabaha çıkmam heralde diye düşünüp kaç kere müthiş bir enerjiyle uyandığımı biliyorum. Allah insana öyle bir güç veriyor ki. Şu anki disiplinime, gayretime öyle şaşırıyorum ki. Başka bir ben var artık. Ben bu halimi çok daha fazla seviyorum. Eski halimin yasını tutmuyorum. Kendimi daha iyi bir versiyonuna evrildim hepsi bu. O düşünceler, hormonlar, vücuttaki değişiklikler hepsi bizi anneliğe hazırlıyor. İyi bir şey için çekiyoruz yani bu sancıları. Hepsinin bir amacı ve sebebi var. Hiçbiri boşuna değil.
Siz nankör değilsiniz, bencil değilsiniz. Sadece fiziksel olarak zor bir süreçten geçiyorsunuz. Ve o süreç bitecek. Bununla kavga etmeye gerek yok. Kabullenicez ve sabredicez. Geçiyor, geçecek. Kendime bunları defalarca söyledim. En zor zamanlarımda. Büyüklerimiz bizi anlayamazlar. Onların bizi anlamasını beklemeyin. Onlarla zamanlarımız farklı. Ben sizi anlıyorum. Bu yazdıklarımı birinden duymayı o kadar çok isterdim ki. İnşallah bunları duymaya ihtiyacı olan annelere ulaşabilirim.
Tekrar söylüyorum: o korkunç düşünceler size ait değil, hayır delirmediniz, hayatınız bitmedi hatta her şey yeni başlıyor, uykusuz geceleriniz eninde sonunda bitecek, bebeğinizi çok seviyorsunuz ve daha önce başka bir canlıya bu kadar büyük bir sevgi duymadığınız için bu duyguyla ne yapacağınızı bilemiyorsunuz, zamanla her şey yoluna girecek rayına oturacak. Her şeyden önemlisi bebeğinizle kurduğunuz bağ. Bu bağı da onunla vakit geçirdikçe, ona bakım verdikçe, ona sarıldıkça güçlendireceksiniz. Sadece sabredin ve bekleyin. Kısacık bir süre sonra her şey düzene girecek. Korkmayın, kendinizi sürece bırakın :) hepinizi öpüyorum
Benim şu an 4 aylık dünyalar tatlısı bir bebişim var. Allah uzun güzel ömürler versin inşallah. Daha yeni yeni annelikten ciddi anlamda keyif almaya başladığımı söyleyebilirim. Tabi buraya kadar kolaylıkla gelmedim. Psikolojik anlamda çok sıkıntılar yaşadım cehennemin içine girdim çıktım diyebilirim.
Ama çıktım. Çünkü bebeğim artık benimle iletişime geçiyor bana gülüyor. Bütün yorgunluğuma değiyor.
Doğumdan sonra kafanızın içinde oluşan abuk sabuk düşünceler SİZE AİT DEĞİL. Vücudunuz beyniniz hayatınız öyle bir süreçten geçiyor ki. 1 sene önceki ben ve şu anki ben aynı kişi değiliz. Hayatımda hiç bu kadar kısa sürede bu kadar değiştiğimi dönüştüğümü hatırlamıyorum. Çok sancılı bir süreç. Hamilelik, doğum, lohusalık. Hepsi birbirinden zor evet. Ama bir daha yaşar mıyım bunları kızım için? Binlerce kere evet. Hepimizin süreci farklı. Ama tek bir şey var herkeste aynı olan. Zorlanıyoruz, zorlanacağız. Ama bunlar bizi anneliğe hazırlıyor. Ve annelik bunların hepsini yaşamaya değer.
Bebek doğar doğmaz kendinizden müthiş bir annelik beklemeyin. Çünkü yapamazsınız. İnsanız biz. Tek yapabileceğiniz şey, geçecek diyerek telkinde bulunmanız kendinize. İnsanın aklına öyle düşünceler geliyor ki. Kendimi şurdan atsam mı, ben bu çocuğa bakamayacağım, her şeyin suçlusu benim. Nasıl şu an kendim için bir şey yapmak isteyebilirim ben ne kadar bencil bir anneyim.. Nolur bu düşüncelerin tamamen fiziksel yorgunluğunuzdan kaynaklandığını bilin. Bunların sebebi siz değilsiniz, bebeğiniz de değil. Sadece sürecin bir parçası. Çok yorgunsunuz. O kadar zayıf ve vesveseye açık bir halde oluyoruz ki. Bebeğinize ve kendinize inanın. Kim ne derse desin bebeğinizi kucağınızdan indirmeyin. Ona sürekli dokunun, kokusunu içinize çekin. Bugünler geçecek. Çok kısacık bir süre. Belki 40 gün, belki birkaç ay, belki 1 yıl. Ama bitecek. Ben bebeğinizle ne kadar güçlü bir bağ kurarsanız o kadar çabuk lohusa kafasından çıkacağınıza inananlardanım. Sosyal medyaya kulaklarınızı kapatın. Dışardaki insanlara kulaklarınızı kapatın. Sadece bebeğinize bol bol sarılın, emzirebiliyorsanız emzirin. Öpün koklayın. İlk günler bırakın böyle geçsin. Hayata geç kalıyorum korkusu yaşamayın. Artık hayatınız hep böyle olmayacak. Öyle bir şey yok. O düşünceden vazgeçin. Ben kızım olmadan bir hayat düşünemiyorum artık.
Kaç gece yorgunluktan ben sabaha çıkmam heralde diye düşünüp kaç kere müthiş bir enerjiyle uyandığımı biliyorum. Allah insana öyle bir güç veriyor ki. Şu anki disiplinime, gayretime öyle şaşırıyorum ki. Başka bir ben var artık. Ben bu halimi çok daha fazla seviyorum. Eski halimin yasını tutmuyorum. Kendimi daha iyi bir versiyonuna evrildim hepsi bu. O düşünceler, hormonlar, vücuttaki değişiklikler hepsi bizi anneliğe hazırlıyor. İyi bir şey için çekiyoruz yani bu sancıları. Hepsinin bir amacı ve sebebi var. Hiçbiri boşuna değil.
Siz nankör değilsiniz, bencil değilsiniz. Sadece fiziksel olarak zor bir süreçten geçiyorsunuz. Ve o süreç bitecek. Bununla kavga etmeye gerek yok. Kabullenicez ve sabredicez. Geçiyor, geçecek. Kendime bunları defalarca söyledim. En zor zamanlarımda. Büyüklerimiz bizi anlayamazlar. Onların bizi anlamasını beklemeyin. Onlarla zamanlarımız farklı. Ben sizi anlıyorum. Bu yazdıklarımı birinden duymayı o kadar çok isterdim ki. İnşallah bunları duymaya ihtiyacı olan annelere ulaşabilirim.
Tekrar söylüyorum: o korkunç düşünceler size ait değil, hayır delirmediniz, hayatınız bitmedi hatta her şey yeni başlıyor, uykusuz geceleriniz eninde sonunda bitecek, bebeğinizi çok seviyorsunuz ve daha önce başka bir canlıya bu kadar büyük bir sevgi duymadığınız için bu duyguyla ne yapacağınızı bilemiyorsunuz, zamanla her şey yoluna girecek rayına oturacak. Her şeyden önemlisi bebeğinizle kurduğunuz bağ. Bu bağı da onunla vakit geçirdikçe, ona bakım verdikçe, ona sarıldıkça güçlendireceksiniz. Sadece sabredin ve bekleyin. Kısacık bir süre sonra her şey düzene girecek. Korkmayın, kendinizi sürece bırakın :) hepinizi öpüyorum
