2021-24 tüp bebek öyküsü ve mutlu son:)

Merhaba. Ankaradan yazıyorum. Ben 30 eşim 33 yaşında iken 1 yıllık deneme sonucunda bebek olmayınca doktorun yolunu tuttuk. Eşime sperm testi vs. yapıldı. Her şey normaldi ve olumsuz bir durum yoktu. Bana da gerekli testler yapıldığında bilinen bir sorun çıkmadı. Yani Sebebi bilinmeyen / açıklanamayan kısırlık (infertilite) teşhisi almış oldum. Bir devlet hastanesinde 2 kez aşılama yöntemi denendi arka arkaya. sonuç negatifti. Daha sonra bir üniversite araştırma hastanesinde tüp bebek süreci başlamış oldu. doktorumuz ilgiliydi. oradaki hemşireler vs'de yıllardır bu işi yaptıkları için alanlarında iyiydiler. Tekrar testler yapıldı, ilaçlar verildi ve yumurta toplama işi bitti. Arkasından güzel 4 adet embriyo oluştu. Embriyolar 3. günde donduruldu. Biz o zaman pek bilmiyorduk ama genelde 5.güne ulaşan embriyoların tutunma ve yaşama şansı daha yüksek olurmuş. Yani bunu doktorunuzdan ısrarla isteyiniz. İlk olarak tek embriyo transfer edildi. Görünürde hiç bir engel yoktu. Hatta doktor büyük ihtimal olur dedi. Ancak transferden sonraki 11.günde sonuç olumsuzdu. Sonra tekrar süreç başladı. Kış aylarıydı. Hava soğuktu. Covid başlamış ve yayılmıştı. Tüp bebek için Covid testi de şarttı. Aksi gibi covide yakalandım ve doktor süreci tekrar erteledi. çöldeki bahtsız bedeviydik.
2. transferde doktor 2 embriyo koyacağız dedi ama bu seferde progestoron olması gereken zamanda yükselmedi ve daha sonra çok yükseldi. Yani bu seferde hormonlar engeldi. Moralimiz bozuktu. Hiç sonu gelmeyecek karanlık bir kısır döngünün içinde debelenip duruyor ve tam çıkışı bulduk derken yine kendimizi yolun başında buluyorduk. Pandemiden sonra büyük deprem heryeri yıktı. Sanki bizimle birlikte dünyada da her şey kötü gidiyordu. Neyse sonunda 2. transferi 2 embriyo ile yapabildik. Doktor, oradaki hemşireler hepsi hadi hayırlı olsun, sende kesin millisin artık diye şaka bile yaptılar. 2 embriyo transferi, 5 günlük olması bizi de çok umutlandırmıştı. Her şey iyi gidiyordu. Olacaktı. Ama sonuç yine negatif çıktı.
Umutlarımızı kaybetmiştik. Gebeliğe neyin engel olduğunu doktorlar bilemiyordu. Hatta o arada özelde bir kadın doktora gittik. O da bir teşhis koyamadı ve infertilite dedi. Ara verdik, biraz dinlendik. Artık bebek ihtimali bize pek olmayacak bir şey gibi geliyordu. Ama eşim inatla devam edelim diyordu. O benden daha ısrarcı ve umutluydu. Üniversite hastanesindeki doktorumuzdan da memnunduk ama artık değişik bir göz tedaviye baksın diye özeli araştırmaya başladık.
Sonunda Tolga Ecemiş hocayı bulduk. Özel muayenehanesinde çalışan, kariyerini bu alana vermiş, yılların tecrübeli doktoru. Bizi dinleyip anladıktan sonra acele etmeden adım adım gideceğiz, hiç bir şeyi atlamayacağız dedi. Sebepsiz kısırlık olmaz, illa bir engel var, onu çıkarmalıyız ortaya diyerek. İlk olarak tekrar yumurta toplandı ve 5. gün embriyoları donduruldu. Embriyolar gayet kaliteli dedi. Sonra 2 adet embriyoyu yurtdışına genetik test için gönderdi. Genetik test sonuçları olumluydu. Anormal hiç birşey yoktu. Daha sonra sitometrik KIR testi yapıldı. Bu test sonucuna göre natural killer denilen ve vücudu savunan katil savaşcı hücreler benim rahmimde fazlaymış. Yani vücut embriyoyu yabancı bir varlık olarak görüp ona saldırıyor ve dışarı atıyormuş. Embriyonun rahme tutunamama sebebi (kesin olmamakla birlikte) bu olabilirmiş. Çözümü ne dedik? Historoskopi yani rahim yıkama dedi hocamız. Çok zor korkulan birşey değil ama yine de biraz insanı yoruyor. Bu işlem yapıldı ve rahim yıkandı. Bu hücrelerin etkinliği rahimde azalsın ve embriyoya saldırmasın diye. Arkasından hocamız 5 günlük 2 embriyo transfer etti. Embriyolar genetik olarak sağlam, kaliteli ve rahim ortamı hazır. Olma ihtimali çok yüksekti. Ancak 11 gün sonra yapılan beta hamilelik testinde sonuç yine hüsrandı. Hatta arada hafif bir lekelenme olmuştu ama insan o kadar yol gelmişken olumsuz değildir diye konduramıyor. Yıkılmıştık ve yorulmuştuk. Ama hocamız sağolsun hiç olumsuz düşünmeyin, illa ki olacak, insanlar çok daha büyük sorunlarla uğraşıp sahip oluyor dedi. Umutlar yeşerdi. Madem sorun savunmacı hücreler değildi ya da belki değildi.
O zaman ERA testi yapacağız dedi. İlk defa duymuştuk. Sonra okuduk, internette de bazı doktorların karşı çıktığını, faydası yok vs. diye. Zaten yeni bir test metoduydu. Tamam, onu da yapalım dedik. Adet döneminde vücut gebeliğe hazırlanırken rahimden küçük bir biyopsi alındı ve yurtdışına teste gönderildi. ERA testi rahmin gebeliğe ne zaman uygun olduğunu, daha doğrusu rahimde embriyo için açılan kabul penceresinin zamanını gösteriyordu. Bu her insanda ve her adet döneminde değişmekle birlikte zamanı doğruya en yakın şekilde saptamak için bir yöntemdi. Sonuçlar geldi. Benim sonucum post receptive çıktı. Yani işte klasik gebeliğe en yakın günden sonraki 48 saat gibi. Hatta bu nadir görülen birşeymiş. Testin sonucunda gösterilen zamanda 2 embriyoyu da transfer ettik. Ama pekte umutlanmadık. Hatta 8. gün hafif kanama gibi lekelenme oldu. Bitti bu iş, yine olmadı dedik. 11. gün kan testini yaptırdık. Hatta günün sonuna doğru saat 5 gibi bir özel hastanede hiç istemeye istemeye gittik. 2 saat sonra sonuçlar çıktı. BİNGO:) HAMİLEYDİM:)
İlk günler inanamadık. Hatta hafif kahverengi lekelenme devam edince hocamız 2 iğnede verdi. Tolga hoca sağolsun gebelik sürecini de gayet güzel takip etti. Ve sonunda beklenen gün geldi. Kızımızı kucağımıza aldık :) Eşimle birlikte ara ara bu bebek bizim mi diye beşiğin kenarından baktık :) 3 yıllık kan, gözyaşı, yorucu ve masraflı süreç mutlu sona ermişti. ama şimdi bebeğimizle oynayınca hele o artık gülmeye başlamışken harcanan her paraya, zamana ve çabaya değdi diye düşünüyoruz. Tolga hoca da sağolsun, bizim için bir şanstı arkadaşlar. Onun bilimsel yaklaşımı, tecrübesi olmasa bu sonuç olmazdı. Allah herkese hayırlı evlatlar, bol bebişler nasip etsin. Bu siteyi zamanında çok okudum, faydalandım. Umarım benimde bir faydam dokunur. Bebekten dolayı artık eskisi kadar vaktim olmasa da nete :) Yaşam varsa umut vardır. Umutsuzluğa kapılmayın. Kısmetse bazen 3 yıl sonra olur bazen 6 yıl.
Not: Masrafları yazmaya gerek yok. Malum Türkiye'de fiyatlar hızla değişirken 3 yıllık süreçte çok anlamsız kalacaktı bu duru
 
Okurken ne kadar kolay geliyor ama yaşaması gerçekten zor ve sancılı süreçler öncelikle gözünüz aydın sağlıkla büyütün inşallah bebeğinizi🌱darısı da benim gb bekleyenlere İnş en kısa zamanda ve en kolay şekilde İnş:)
 
Merhaba. Ankaradan yazıyorum. Ben 30 eşim 33 yaşında iken 1 yıllık deneme sonucunda bebek olmayınca doktorun yolunu tuttuk. Eşime sperm testi vs. yapıldı. Her şey normaldi ve olumsuz bir durum yoktu. Bana da gerekli testler yapıldığında bilinen bir sorun çıkmadı. Yani Sebebi bilinmeyen / açıklanamayan kısırlık (infertilite) teşhisi almış oldum. Bir devlet hastanesinde 2 kez aşılama yöntemi denendi arka arkaya. sonuç negatifti. Daha sonra bir üniversite araştırma hastanesinde tüp bebek süreci başlamış oldu. doktorumuz ilgiliydi. oradaki hemşireler vs'de yıllardır bu işi yaptıkları için alanlarında iyiydiler. Tekrar testler yapıldı, ilaçlar verildi ve yumurta toplama işi bitti. Arkasından güzel 4 adet embriyo oluştu. Embriyolar 3. günde donduruldu. Biz o zaman pek bilmiyorduk ama genelde 5.güne ulaşan embriyoların tutunma ve yaşama şansı daha yüksek olurmuş. Yani bunu doktorunuzdan ısrarla isteyiniz. İlk olarak tek embriyo transfer edildi. Görünürde hiç bir engel yoktu. Hatta doktor büyük ihtimal olur dedi. Ancak transferden sonraki 11.günde sonuç olumsuzdu. Sonra tekrar süreç başladı. Kış aylarıydı. Hava soğuktu. Covid başlamış ve yayılmıştı. Tüp bebek için Covid testi de şarttı. Aksi gibi covide yakalandım ve doktor süreci tekrar erteledi. çöldeki bahtsız bedeviydik.
2. transferde doktor 2 embriyo koyacağız dedi ama bu seferde progestoron olması gereken zamanda yükselmedi ve daha sonra çok yükseldi. Yani bu seferde hormonlar engeldi. Moralimiz bozuktu. Hiç sonu gelmeyecek karanlık bir kısır döngünün içinde debelenip duruyor ve tam çıkışı bulduk derken yine kendimizi yolun başında buluyorduk. Pandemiden sonra büyük deprem heryeri yıktı. Sanki bizimle birlikte dünyada da her şey kötü gidiyordu. Neyse sonunda 2. transferi 2 embriyo ile yapabildik. Doktor, oradaki hemşireler hepsi hadi hayırlı olsun, sende kesin millisin artık diye şaka bile yaptılar. 2 embriyo transferi, 5 günlük olması bizi de çok umutlandırmıştı. Her şey iyi gidiyordu. Olacaktı. Ama sonuç yine negatif çıktı.
Umutlarımızı kaybetmiştik. Gebeliğe neyin engel olduğunu doktorlar bilemiyordu. Hatta o arada özelde bir kadın doktora gittik. O da bir teşhis koyamadı ve infertilite dedi. Ara verdik, biraz dinlendik. Artık bebek ihtimali bize pek olmayacak bir şey gibi geliyordu. Ama eşim inatla devam edelim diyordu. O benden daha ısrarcı ve umutluydu. Üniversite hastanesindeki doktorumuzdan da memnunduk ama artık değişik bir göz tedaviye baksın diye özeli araştırmaya başladık.
Sonunda Tolga Ecemiş hocayı bulduk. Özel muayenehanesinde çalışan, kariyerini bu alana vermiş, yılların tecrübeli doktoru. Bizi dinleyip anladıktan sonra acele etmeden adım adım gideceğiz, hiç bir şeyi atlamayacağız dedi. Sebepsiz kısırlık olmaz, illa bir engel var, onu çıkarmalıyız ortaya diyerek. İlk olarak tekrar yumurta toplandı ve 5. gün embriyoları donduruldu. Embriyolar gayet kaliteli dedi. Sonra 2 adet embriyoyu yurtdışına genetik test için gönderdi. Genetik test sonuçları olumluydu. Anormal hiç birşey yoktu. Daha sonra sitometrik KIR testi yapıldı. Bu test sonucuna göre natural killer denilen ve vücudu savunan katil savaşcı hücreler benim rahmimde fazlaymış. Yani vücut embriyoyu yabancı bir varlık olarak görüp ona saldırıyor ve dışarı atıyormuş. Embriyonun rahme tutunamama sebebi (kesin olmamakla birlikte) bu olabilirmiş. Çözümü ne dedik? Historoskopi yani rahim yıkama dedi hocamız. Çok zor korkulan birşey değil ama yine de biraz insanı yoruyor. Bu işlem yapıldı ve rahim yıkandı. Bu hücrelerin etkinliği rahimde azalsın ve embriyoya saldırmasın diye. Arkasından hocamız 5 günlük 2 embriyo transfer etti. Embriyolar genetik olarak sağlam, kaliteli ve rahim ortamı hazır. Olma ihtimali çok yüksekti. Ancak 11 gün sonra yapılan beta hamilelik testinde sonuç yine hüsrandı. Hatta arada hafif bir lekelenme olmuştu ama insan o kadar yol gelmişken olumsuz değildir diye konduramıyor. Yıkılmıştık ve yorulmuştuk. Ama hocamız sağolsun hiç olumsuz düşünmeyin, illa ki olacak, insanlar çok daha büyük sorunlarla uğraşıp sahip oluyor dedi. Umutlar yeşerdi. Madem sorun savunmacı hücreler değildi ya da belki değildi.
O zaman ERA testi yapacağız dedi. İlk defa duymuştuk. Sonra okuduk, internette de bazı doktorların karşı çıktığını, faydası yok vs. diye. Zaten yeni bir test metoduydu. Tamam, onu da yapalım dedik. Adet döneminde vücut gebeliğe hazırlanırken rahimden küçük bir biyopsi alındı ve yurtdışına teste gönderildi. ERA testi rahmin gebeliğe ne zaman uygun olduğunu, daha doğrusu rahimde embriyo için açılan kabul penceresinin zamanını gösteriyordu. Bu her insanda ve her adet döneminde değişmekle birlikte zamanı doğruya en yakın şekilde saptamak için bir yöntemdi. Sonuçlar geldi. Benim sonucum post receptive çıktı. Yani işte klasik gebeliğe en yakın günden sonraki 48 saat gibi. Hatta bu nadir görülen birşeymiş. Testin sonucunda gösterilen zamanda 2 embriyoyu da transfer ettik. Ama pekte umutlanmadık. Hatta 8. gün hafif kanama gibi lekelenme oldu. Bitti bu iş, yine olmadı dedik. 11. gün kan testini yaptırdık. Hatta günün sonuna doğru saat 5 gibi bir özel hastanede hiç istemeye istemeye gittik. 2 saat sonra sonuçlar çıktı. BİNGO:) HAMİLEYDİM:)
İlk günler inanamadık. Hatta hafif kahverengi lekelenme devam edince hocamız 2 iğnede verdi. Tolga hoca sağolsun gebelik sürecini de gayet güzel takip etti. Ve sonunda beklenen gün geldi. Kızımızı kucağımıza aldık :) Eşimle birlikte ara ara bu bebek bizim mi diye beşiğin kenarından baktık :) 3 yıllık kan, gözyaşı, yorucu ve masraflı süreç mutlu sona ermişti. ama şimdi bebeğimizle oynayınca hele o artık gülmeye başlamışken harcanan her paraya, zamana ve çabaya değdi diye düşünüyoruz. Tolga hoca da sağolsun, bizim için bir şanstı arkadaşlar. Onun bilimsel yaklaşımı, tecrübesi olmasa bu sonuç olmazdı. Allah herkese hayırlı evlatlar, bol bebişler nasip etsin. Bu siteyi zamanında çok okudum, faydalandım. Umarım benimde bir faydam dokunur. Bebekten dolayı artık eskisi kadar vaktim olmasa da nete :) Yaşam varsa umut vardır. Umutsuzluğa kapılmayın. Kısmetse bazen 3 yıl sonra olur bazen 6 yıl.
Not: Masrafları yazmaya gerek yok. Malum Türkiye'de fiyatlar hızla değişirken 3 yıllık süreçte çok anlamsız kalacaktı bu durum.
Selam mutlu son olmasına sevindim bişey sormak istiyorum ben de çapa tıp fakultesinde tüp bebek yaptırmayı düşünüyorum ama haziran ayına randevu vermişlerdi ama haziran ayında ni bayram tatili var ilaç tedavisinden sonraki süreç bayram tatiline denk gelicek büyük ihtimalle napıcam nasıl olucak belki bi bilginiz vardır
 
Selam mutlu son olmasına sevindim bişey sormak istiyorum ben de çapa tıp fakultesinde tüp bebek yaptırmayı düşünüyorum ama haziran ayına randevu vermişlerdi ama haziran ayında ni bayram tatili var ilaç tedavisinden sonraki süreç bayram tatiline denk gelicek büyük ihtimalle napıcam nasıl olucak belki bi bilginiz vardır
merhaba. isterseniz bu konuyu doktorunuzla planlamanız daha sağlıklı olur. hormonları vs. çünkü o takip edip karar veriyor. yani takvim önemli. Ama bayrama gelirse muhtemelen ilaç tedavisini başlatmadan bayram geçsin sonraki ay bakalım diyebilirler. eğer ilaç tedavisi başlamışsa tüp bebek bölümü açık olabilir. çünkü bu tip yerlerde cumartesi bile açık oluyor hastaların günü geçmesin diye.
 
merhaba. isterseniz bu konuyu doktorunuzla planlamanız daha sağlıklı olur. hormonları vs. çünkü o takip edip karar veriyor. yani takvim önemli. Ama bayrama gelirse muhtemelen ilaç tedavisini başlatmadan bayram geçsin sonraki ay bakalım diyebilirler. eğer ilaç tedavisi başlamışsa tüp bebek bölümü açık olabilir. çünkü bu tip yerlerde cumartesi bile açık oluyor hastaların günü geçmesin diye.
Tüp bebek bölümü açmıyor gidiyormuşuz hesaplıyorlarmış eğer bayrama denk gelirse bi sonraki aya erteliyorlarmış
 
X