İnsan bu durumu yaşarken sadece kendi bebeği bu kadar düşkün gibi hissediyor ama değil

aynısını ben de diyorum, bıraktırmasam asla bırakmaz istemez. Tam bir meme düşkünü, keyif için emiyor zaten artık, aç tok hiç farketmiyor.
Alanınız ne tam bilmiyorum ama benim uzmanlığım ve eğitimim de 0-6 yaş dönemi üzerine. İçiniz rahat olsun, öyle gece beslenmesini kesince güvenli bağlanmayı baltalamıyoruz

bu öyle bir şey değil, çocuğumuza sınır koymayı öğretmek, bunu yaparken kararlı olmak, sabır, sakinlik ve şefkat göstermek asıl, koruyor güvenli bağlanmayı ki bunun için de bizim önce kendimize şefkatli davranmamız gerekiyor. Uyumadan da bunu yapmak çok zor:) Sürekli uykusuz bir anne bir yerden sonra çöker. Kaldı ki gece beslenmesini keserken çocuğu bir köşeye atmıyoruz. Sen orada ağla, alışırsın evlat da demiyoruz :)
3 gece baba ve ben insanüstü bir sabırla kararlılık gösterdik. Çığlık kıyamet ağladı, önce ağlamayı kestik. Perdeleri açtık, kedileri uyudular mı diye kontrol ettik, oyuncaklara merhaba dedik, ağaçlara el salladık, kısa süreli ışığı aç-kapa oynadık, şarkılar söyledim, su içtik, öpüştük koklaştık vs yani bir şekilde memeyi unutturup tekrar uykuya geri döndürmeye çalıştık. Uykusu açıldı önce tabi ki ona da kabul. Bu defalarca sürdü ve saatler aldı. Uykusuzluktan ve kucakta taşımaktan kollarım titriyordu artık ama vazgeçmedim. Haftasonu daha çok babamız destekledi. Benim oğlumda önce dik bir şekilde kucakta omuzda gezinmek işe yaradı. Önce kafasını omzumuza yasladı yorgunluktan ve uykusuzluktan. Sonra iyice mayışınca kollarımızda uyumayı da kabul etti. Tekrar ağlarsa hoop tekrar memeyi unutturma önce. Yani ağlarken zorla sallayıp uyutmaya çalışmadık. Bu süreçte hep koynumuzda, en güvendiği yerdeydi. Saatler sonra zaten uyku galip geliyor, dayanamıyor ve uyuyorlar, ağlarken zaten uyuyamaz. Saatler sürüyor sakinleşmek ve memeyi unutturmak ama oluyor. Sonra bir bakmışsın uyumuş. Sonra bir de bakmışsın ki bir gün yeni bir öğreti elde edilmiş, yeni bir uyku alışkanlığı edinilmiş. Memesiz, uzanarak uyuma, sabaha kadar deliksiz uyuma

uyumayı öğrenmiş yani çocuğum !
Ve sınırlar..bu çok önem verdiğim bir konu, hem çocuğum hem öğrencilerim için. Her konuda, hayatın her alanında sınırlar düzen ve sağlık getirir. Benim çocuğum fark ettim ki su içiyormuş. Emzirmeye sınır getirince çocuğum su içmeye, dahası iştahla yemek yemeye başladı. Ona kalsa sürekli ama sürekli gece gündüz farketmeksizin meme emecekti. Şimdi öğlene kadar memelerim sadece onun

istediği kadar emebilir, ama sonrası anne saati

Şuan her ikimiz içinde premium dönem diyorum ben

mutlu anne-mutlu bebek.
Biyolojik olarak kabul etseniz de etmeseniz de uykusuzken mutlu, pozitif ve enerjik olamazsınız sürekli. Kaldı ki bir yaşından sonra bebeğin ana gıdası anne sütü değildir, yetmez, artık anne sütü ek besleyici ve bağışıklığı destekleyici şeklinde sınırla verilmelidir ki ana gıda alımına da ket vurmasın.
Konudan biraz bağımsız ama; Toplumumuzda emzirmeye gerektiğinden fazla anlam yüklendiğini de düşünenlerdenim. Hormonlarımızı kullanıyorlar ve farketmeden sorularıyla bile psikolojik baskı altına alınıyoruz :)) Bu, çeşitli sebeplerle emziremeyen anneleri de derinden yaralıyor. Bir gün emzirmeyi bıraktığımızda oğlumla; o bakışlarını, elleriyle yumuş yumuş yapmasını, ağzında meme çıkardığı sesleri ve gülüşlerini deli gibi özleyeceğim evet bunu biliyorum ama bedenim yine sadece bana ait olacak, yaralar, ısırma acıları geçecek ve bedenimle ilgili kendime hesap vereceğim sadece diye de daha özgür hissedeceğim. Ve emzirmeyi bırakmanın oğlumla aramdaki bağ ile hiç bir ilgisi olmadığını ve zedelemeyeceğini de asla unutmayacağım! Böyle de bir çelişki ve bunu konuşmaktan da asla utanmıyor ve çekinmiyorum

Emzirmeye aşırı düşkün biri asla

olmadım.
Neyse; ana konuya döneyim

Demem o ki, 2026 yılında umarım kendinize ve çocuğunuza uyku hediye etme cesaretini gösterebilirsiniz biricik anneler. Hepinize mutlu ve sağlık dolu bir yıl dilerim.