Dönüştürmüyorum, sadece hani lafım size değil bazı konulara bazı öğretmen arkadaşlarımız öyle şeyler söylüyor ki (misal, ooooh yazın yatar çatır çatır yerim size ne be, oooh tatilimiz var kıskanıyosunuz işte hıh falan gibi) ya insan üzülüyor. İnanın her mesleğin kendi zorluğu var. Ve psikopat adam etkisi altına aldığı herkesi psikopatlaştırır bu da bir gerçek hani sadece öğretmenle sınırlı da değil. Bu sınırlama biraz anlamsız geldi bana. Atıyorum bir polis, psikopatsa adam da döver, ne bileyim belki aile fertlerine hırçın davranır.. Hani davranış dediğimiz a+b=c gibi formül değil, neyin altından ne çıkar bilemiyoruz burası ayrı konu zaten.
Benim tek üzüntüm açıkçası, öğretmenlerin iyi çalışma şartlarına sahipken şikayetlenmeleri ve bu duruma karşı çıkıldığında diğer mesleki çalışanların "kıskanç" damgası yemeleri. Yoksa benim 2 ablam da öğretmen. Dedem de öğretmendi. Biliyorum evet kolay meslek değil yani. Ama ne bileyim, herkes çıkarıyor ekmeğini herkes birşeyler için uğraşıyor. Öğretmeninki emek diğerlerininki değil algısı oluyor biraz.
Geçen eşimin iş yerine gittim yeminle selamlaşma cümleleri aynen şu "selaaaam, hadi iyisin tatilin uzadı olan bize oldu". Ya bismillah, bi muhabbet et, bir nasılsın de... Tatil uzadı ama kayıp hafta sene sonuna eklendi haberi yok ya da gözü yok. Tatil uzadı işte o laf yetiyor ona. Ben de karşılık olarak "kıskanma kıskanma, 9 ay biz uğraşıyoruz 3 ay da siz uğraşamadınız şu çocuklarla "diyorum haliyle. Niyete göre cevap yani. He bana göre 2 ay tatil olmasın, okul sürekli olsun, dönem aralarını 3'er hafta yapsınlar yeterli. Geliyoruz bütün senenin emeği 3 ayda çöp, her şey unutulmuş, tekrar yok, çalışma yok vs vs. Yok tatil olacaksa adam gibi seminer olsun, gidip çay içmeyelim, eksik olduğumuz alanlarda istediğimiz kurslara katılalım, geri kalmış çocuklar için isteğe bağlı kurslar olsun, satranç olsun, hızlı okuma olsun, müzik aletleri çalalım, bilmeyenler bilgisayar kullanımını öğrensin, materyal hazırlayabilsin. Olsun yani ben yaparım, çoğu öğretmen de yapar. Öğretmen bulunduğu yerde sayarsa, çalışmaya itelenmezse eğitim de bir şeye benzemiyor.
Şartlar iyi derken de evet tatilleri güzel. Kimse sana "bayramın 3. günü bi gel işimiz var" diyemez, bunun büyük rahatlık olduğunu evlenince gördüm; eşim özelde çalışıyor çünkü. Tatile çıkarken bile bilgisayarı, telefonu, dökümanları yanında ararlar diye. Rapor aldın diye korku yaşamazsın, izin almak içine ölümüne hasta olmayı beklemezsin. Evet bunlar bütün memurlarda olan güzel haklar. Ama bir yandan da devletin vermeyip beklediği şeyler var. Sana kitap harici hiç bir şey vermez. Kitapta deney yap yazar ama okula o materyaller gelmez. Yapmazsan da kimse sana hesap soramaz ama işte vicdanen en iyisini yapmak durumundasın ya kapı kapı dolaşırsın, kendi cebinden katarsın.
Ben öğretmenliğin daha vicdani bir iş olduğunu düşünüyorum, sorumluluğu hayli fazla çünkü çocukla uğraşıyorsun, bir bakışın hayatını etkileyebiliyor çocuğun maksimum dikkatli olmak durumundasın. Bu demek değil ki diğer meslekler daha iyi şartları hak etmiyor.
Konuyu daha fazla sabote etmeyeyim:)