Bu sistem hem ebeveynleri hem de çocukları strese sokuyor maalesef. Oysa ki henüz 11 12 yaşındaki çocukların öncelikle yeteneklerini keşfedecekleri, yapmaktan keyif alacakları fiziksel ve ruhsal gelişimlerini karşılayacak aktiviteler, konumlarına göre değişen sorumluluklarla gerçek yaşamı öğrenebilecek basit ev işleri öğrenmeye, gezip görmeye, yorulana kadar çılgınca koşup eğlenmeye, dayatılarak değil de isteyerek kitap okumaya ihtiyaçları var.
Benim de 6.sınıfa giden kızım var. Ama bu şartlarla Türkiye'de bir gelecek düşünemiyorum. Dili Almanca olan bir okula gidiyor. Almanca ve ingilizceye ağırlık veriyorum. Yüzmeye pandemi nedeni ile ara vermek zorunda kaldık. Lisanslı basketbolcu. Keman çalıyor. Bu aktivitelerin hepsini yalnızca kendi isteğiyle yapıyor. Seçimlerine asla karışmadık.
Kitap okuma alışkanlığı ise 1.5 yaşından beri rutinimiz. Her zaman kitap okumayı çok severdi. Tüm bunlar sayesinde yeni nesil denilen sorularda gayet başarılı. Bu güne kadar çocuğuma hiç bir zaman ders odaklı özel ders aldırmadım,kurslara, etüt gibi yerlere göndermedim, göndermeyi de düşünmüyorum. Yalnızca 1.sınıfta Bilsem'i kazanmıştı. Hala oraya devam ediyor.
Yani çocuklarımıza sürekli tablet, telefon verip, 11 yaşından sonra sistemin getirdiği baskı ile dayatılan kurslar, özel öğretmenler, testlerle zorlamak yerine, küçük yaşlardan itibaren bireysel, sosyal, görsel, duyusal ve sanatsal gelişimlerine odaklı ve onların keşfederek eğlenmesine olanak sağlamak, kitap okuma alışkanlığı kazandırarak tüm bu alanlarda istikrarlı olmak, başarıyı yakalamaları için yeterli.