9 ay, 99 esma

meftunnn

Hamuş ve Bişrev
Kayıtlı Üye
29 Nisan 2013
61
49
Hamilelik sürecinizi Esmaü’l-Hüsna zikriyle geçirmek isteseydiniz hangi hafta hangi esmayı zikrederdiniz? Ayşegül Akakuş Akgün, yaratılış sürecini takip ederek bu soruya cevap veriyor...

“Mademki başıboş değiliz, mademki bir Yaratıcımız var, O’nu layıkıyla zikretmeliyiz. ’Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız, sizi Allah’ı anmaktan alıkoymasın! Böyle yapanlar hüsrana uğramışların ta kendileridir‘ (Münâfikûn Suresi, 9) âyeti uyarınca, (okuyunca irkildim ve istedim ki) çocuklarımız bizi, Yüce Yaratıcı’yı anmaktan uzaklaştırmak yerine, bilakis daha anne rahmine düştükleri andan itibaren, esma zikriyle Yaratıcı’mıza yaklaştırmalı. İnsanın yaratılış mucizesini safhalarıyla her an düşünerek, kişi ‘Yaratıcısı’na kulluğunu, fikirle ve zikirle geliştirip, O’nu bilmeli, tanımalı.”



Ayşegül Akakuş Akgün bu duygu ve düşüncelerle hamileliğinin daha ilk haftasından itibaren Esmaü’l Hüsna zikrine başlar. Akkuş, kırk haftaya yaydığı 99 ismi 9 ay boyunca tekrar eder. Akgün ayrıca bu süreçte yaşadığı duygu ve düşüncelerini kaleme alır. Akgün’ün aldığı bu notlar daha sonra “9 Ay 99 Esma” ismiyle kitaplaştırılarak Nesil Yayınları arasında yayınlanır.



“Gerek fizikî, gerekse manevî ve ruhanî bakımdan insan, Allah’ın isimlerine mazhar olabilecek üstün özellikte yaratılmıştır. Allah’ın her biri sonsuz sırlar taşıyan isimleri, aynı zamanda kullarının O’na yöneldiği birer kapı mahiyetindedir. Farklı ihtiyaçlar içindeki insanlar, o derdinin devası olan ilahî ismi zikrederek Allah’a halini arz eder. Hasta olan bir insan Rahîm ve Raûf diyebilirken, Şâfi’ ve Muâfî de diyebilir. Fakir ve muhtaç olan kimse Rezzâk veFettâh isimlerinin yanında Kerîm ve Vehhâb isimlerini de zikredebilir. İlim peşinde olan kişi Allâmü’l-Guyûb ismiyle dilini meşgul edebilir. Hidayete ermek için Hâdî ve Nûr isimleri zikredilir. Sabırsız insanlar Sabûr ismi ile, sinirli ve aceleci insanlar ise Halîm ismini kendilerine vird edinebilirler. İşte insan üzerinde yaratacağı bu gibi tesirler sebebiyle kendimiz için de, doğacak olan bebeğimiz için de bol bol Allah’ı zikredelim, diyoruz” diyen Akgün’ün kırk hafta boyunca zikrettiği isimler ve bununla ilgili aldığı notlar şöyle:


1. hafta: el-Mâlikü’l-Mülk

Farkında olsanız da olmasanız da, şu an içinizde büyük bir faaliyet var. İsteklerinizin şanı yüce Allah (c.c.) tarafından kabul edildiği çok kıymetli günler yaşamaya başladınız bile.


2. hafta: er-Reşîd, eş-Şehîd

İçinizdeki gelişmenin farkında değilsiniz. Oysa, “...O’nun ilmi dışında bir dişi ne hamile olur, ne de doğurur.” (Fâtır Suresi, 11.) O Kudret Eli, size hissettirmeden inceden inceye işliyor bedeninizi...


3. hafta: el-Hak, el-Azîm

İçinizdeki varolma çabasından hâlâ habersizsiniz. Artık ”bebek” olma isteğiyle hayata tutunmaya çalışan bir ”can” var içinizde. Belki de bilseydiniz, daha az hareket ederek ya da kendinizi yormayarak, o küçücük varlığın varolmasına âcizane yardımcı olmaya çalışacaktınız.


4. hafta: el-Muhsî, el-Muhric

Fıtratınıza kodlanmış olan ”anne-baba olma arzusu”, size duanızda ısrar ettiriyor. Bu isteğin nedenini, niçinini sorgulamasanız bile, arzunuzun gerçek olması için niyazlarınıza devam ediyorsunuz.


5. hafta: el-Muhyî, el-Habîr

Regl dediğimiz dönemin gecikmesi, küçük bir şüphe düşürebilir içinize. Yüzünüzde hafif bir gülümsemeyle “Benden gizli bir şeyler mi oluyor içimde acaba?” diye düşünebilirsiniz.


6. hafta: el-Bâri’, el-Velî, el-Vâlî

Siz hamile olup olmadığınızın cevabını arayıp dururken içinizde gebelik kesesi görülür duruma geldi bile. Ultrasonla (USG) bakıldığında, biiznillah, görülebilir durumda olan bu kesecikte, henüz 8-10 mm civarındaki bebek adayı bulunuyor.


7. hafta: el-Mü’min, el-Mâni’

Muhtemelen henüz 10 mm boyunda olan bebeğinizin her gün hızla değişeceğini, gelişeceğini bilmek bile yetiyor size. Zaten meraka da gerek yok! Çünkü Yüce Yaratıcı onu gebelik süresince amnios kesesi denilen bir sıvının içinde koruyacak.


8. hafta: el-Mübdi’, el-Musavvir

Bebeğinizin yüzü, gözleri, ağız açıklığı, dudakları, tükürük bezleri, kulak ve burun kökleri de oluşum için hazırlanıyor. Bu hafta içinde bu özelliklerin varedildiğini bilmek sizi duaya sevk ediyor.


9. hafta: eş-Şâfi’, eş-Şekûr

Gerek gebelik dönemi sıkıntılarını, gerekse hayatımızın sair dönemlerindeki hastalıklarını şifaya kavuşturarak bizi rahatlatan Rabbimize mutlaka şükredelim.


10. hafta: el-Bâkî, el-Müyessir

Şu kısacık ömrümüze böylesine mükemmel bir yaratılmayı bize bahşeden ancak fâni olmayan Biri’dir. Öyleyse bu hafta, “Ya Bâki, ya Müyessir” diyelim.


11. hafta: es-Semî’, el-Adl

Bebeğinizin işitebilen sağlıklı kulaklara sahip olması için dua edebilirsiniz. Öyleyse gözlerinizi yumun ve dilinizde zikirle bu safha safha yaratılışın güzelliğini tefekkür edin: “Ya Semî’, ya Adl!”


12. hafta: el-Hâlık, el-Hallâk, el-Fâlik

Bebeğinizi eksiksiz, kusursuz olarak kucağınıza aldığınızı düşünerek Hâlık ismini ve diğer esmâları zikretmenizi tavsiye ederiz: “Ya Hâlak, ya Hallâk, ya Fâlik!”




13. hafta: en-Nâsır, el-Müsteân

Bizi bekleyen birçok güzelliğin yanında, gelecek olan sıkıntılar için yine Yüce Rabbimize dua edelim: “Ya Müsteân, ya Nâsır!”


14. hafta: el-Bedî’, el-Muhsin

Bu hafta bebeğinizin eşi, benzeri olmayan parmak izleri yaratılacak. Öyleyse, bu hafta bize ikram edilenlere karşı biz de zikrimize zikir ekleyelim: “Ya Bedî’, ya Muhsin!”


15. hafta: el-Mütekebbir, el-Kuddûs

Dünyanın en mükemmel şehrinde bile görevler ve hizmetler aksadığı halde, vücut şehrinde en ufak bir aksama olmuyor! Eksiklik görülmeyen bütün bu faaliyetler için, “Ya Kuddûs” diyelim!


16. hafta: el-Celîl, Zü’l-Celâli ve’l-İkrâm, el-Muktedir, el-Melîk

Yüce Yaratıcı’ya, henüz ruhu bedenine kavuşmuş olan bebeğiniz için, dua etmeyi unutmayın. Bolca okuyacağınız bu zikirle Yüce Yaratıcı’nın, sizin ve bebeğinizin üzerindeki ikramının genişlemesi umulur.


17. hafta: el-Hafîz, el-Vâris

Gelecekte “Ne olacak, nasıl olacak?” korkusunu bir kenara bırakıp, tam bir teslimiyet içinde bu haftaya ait esmâ zikrimizi gerçekleştirelim: Ya Hafîz, ya Vâris!”


18. hafta: el-Hakîm, el-Hakem

İnsanda ve onu oluşturan her şeyde, ona hizmet eden her şeyde; kısaca yaratılmış olan “her bir şey”de mükemmellik, kusursuzluk ve hikmet sözkonusu. Öyleyse bu kusursuzluğa karşı “Ya Hakîm, ya Hakem diyelim!


19. hafta: es-Sâni’, el-Vâsi’

Akıl organı, akılları durduran nitelikte yaratılmış, sonsuz hikmetlerle donatılmış, çok özel bir organdır. Dilimiz anlatmakta nakıs kalsa da, zikrimiz şükrümüze vesile olsun: “Ya Sâni, ya Vâsi!”


20. hafta: el-Cemîl, el-Cebbâr

Toplumumuzda sıkça kullanılan bir tabir vardır: “Bir işin yarısı olduysa, o iş tamamlanmış sayılır. Çünkü zor kısmı başlangıcıdır. Gerisi çabuk gelir” denilir. Siz de hakikaten çok zor bir sürecin tam ortasındasınız.


21. hafta: el-Kaviyy, el-Vehhâb

Erişkin bir insanda yumruk büyüklüğünde olan kalp, 21 haftalık bebeğinizde henüz minicik halde. Bebeğimizin kalbini güçlenmesi için bu haftaki zikrimiz: “Ya Kaviyy, ya Vehhâb!”


22. hafta: el-Müneccî, el-Mucîb

Sizi ruhî ya da bedenî açıdan zorlayan haftalarda Allahu Teala’ya Müneccî ismiyle dua edebilir, Mucîb ismiyle de isteklerinizi sıralayabilirsiniz: “Ya Müneccî, ya Mucîb!”


23. hafta: el-Câmi’, el-Kâim

Bu sabah yeni bir haftaya, karnınızdaki yumrukları hissederek başlamış olabilirsiniz. Bu ilk kıpırtıları hissetmenin heyecanıyla nasıl şükredeceğinizi bilemediğiniz, karmaşık heyecanlar içinde buldunuz kendinizi. O zaman zikrimiz: “Ya Müneccî, ya Mucîb!”


24. hafta: el-Mukaddim, el-Muahhir, el-Kâfî

Bebeğin gelişimi, kendi sıkıntılarınız derken, artık erken doğum olma olasılığıyla da karşı karşıyasınız. Dilinizden düşürmeyeceğiniz zikriniz“Ya Vâkî’, ya Kâfî!” olsun.



25. hafta: el-Halîm, el-Alîm, Allâmü’l-Guyûb

Bu haftadan başlayarak, belki de bebeğinizin doğumundan sonra da, çok uzun bir süre devam etmek üzere, iyi ahlakla ahlaklanması için Halîm esmasını okumaya devam etmelisiniz.


26. hafta: el-Basîr, ez-Zâhir, el-Bâtın

Bizim gözümüzle göremediklerimizi Allah (c.c) görür ve bilemediğimiz her şeyin iç yüzünü, bilir. O’nun varlığı sanatlarıyla ve yarattıklarıyla apaçık görünür. O, Allah ki, Zâhir’dir, Bâtın’dır.


27. hafta: er-Rakîb, es-Selâm

Gözlerimizle takip edebilseydik eğer, her saniyesi bir mucize, her şekli ve hali ayrı ayrı hayrete şayan olan bu yaratılış harikasını izlerken akıllarımız zorlanırdı. Dilimiz nakıs kalsa da, biz “Ya Rakîb, ya Selâm” diyelim!


28. hafta: Rabbü'l-âlemîn, el-Müheymin

Hamileliğinizin muştulu zorluğunu ancak Allah’a dayanarak ve güvenerek tamamlayabilir, endişelerden O’nun varlığı ile emin olabilirsiniz. O’na sığınarak dualarımıza dua, zikrimize zikir ekleyelim: “Ya Alîm, ya Müheymin!”


29. hafta: es-Samed, el-Mükevvin

Bu hafta doğum sonrası bebeğinizi doyurabilmeniz için, göğüslerinizde süt üretimiyle ilgili bir hazırlık var. Yüce Allah, her şeyin Kendisine muhtaç olduğu, tüm ihtiyaç ve isteklerin O’na yöneldiği yegâne Zat’tır. Hakiki samediyyet O’na aittir.


30. hafta: el-Kâdir, el-Afüvv, el-Gafûr

Bu hafta Kâdir esması ile kendimize ve doğacak çocuğumuza güç, kuvvet, sağlık, hayırlı şeyler yapabilme yeteneği isteyebiliriz. Zira Kâdir ismindeki kudret; ilim ve iradenin ışığında ve bunlara uygun olarak bir şeyi icat etme kabiliyetidir.


31. hafta: el-Mukît, el-Muhît, el-Mümid

Bedenimizin her türlü ihtiyacını bize veren yüce Allah’a bir kez daha şükürler olsun. “Bildiğiniz her şeyi size veren Allah’tan sakının. O size hayvanlar, oğullar, bağ, bahçeler ve pınarlar verdi.” (Şu’arâ sûresi, 132) Öyleyse bu hafta “Ya Mukît, ya Muhît!” diyelim!


32. hafta: er-Rabb, en-Nâfi’, ed-Dârr

Bebeğiniz bu haftanın sonunda âdeta sekizinci ayını bitirdiğini hissedercesine, dış dünyadan gelen tüm sinyalleri duymaktadır. Özellikle annesinin sevdiği ya da sevmediği seslere karşı da duyarlıdır. Bu haftaki zikrimiz de “Ya Rabb, ya Nâfi’, ya Dârr!” olsun.


33. hafta: el-Latîf, el-Berr, el-Mâcid, el-Metîn

Bu hafta Metîn ve Latîf ismini dilinizden düşürmeyin. Hayat boyu her türlü isteklerimizin yerine gelmesi için mutlaka Allah’ın lütfuna ihtiyacımız vardır. Allah’ın lütfunun üzerimizde, kemal derecesinde tecelli etmesini elbette isteriz.


34. hafta: el-Kebîr, el-Müteâl, el-Aliyy

Bu hafta Allah’ın isimlerinin yanısıra dilinizden İnşirah Suresi’ni düşürmeyin. Gerek sizin gönlünüzü ve göğsünüzü, gerekse bebeğinizin solunumunu genişletmesi açısından bu sûreyi sıkça okumanızı tavsiye ederiz.


35. hafta: er-Rahîm, er-Raûf, el-Vedûd

Doğuma üç ila beş hafta arasında bir zaman kaldı. Artık annenizin kıymetini daha iyi bildiğinizi fark edeceksiniz. Anne ve babanıza daha özenle davrandığınızı göreceksiniz. Böylesi bir şefkat içinde de dilinizden dualar düşmeyecek.


36. hafta: el-Hayy, el-Kayyûm

Bu hafta çocuğumuzun asıl sahibine emanet olduğunu unutmayarak, “Ya Hayy, ya Kayyûm!” zikirlerinin yanısıra tam bir teslimiyetle Ayete’l-Kürsi’yi sık sık okuyalım.


37. hafta: el-Azîz, el-Kerîm

Başı aşağıya dönen bebeğinizin kafatası da son şeklini aldı; ama beyin gelişimi halen devam ediyor. Bununla birlikte sinir sistemi de güçleniyor. Yani son derece kontrollü bir şekilde üstün, şerefli bir insan yaratılmaya devam ediyor.


38. hafta: el-Vekîl, Zü’l-Eman

Bebeğiniz neredeyse dünya ile tanışmaya hazır, ancak dünyada yaşayabilmesi için gerekli olan ince ayarları yapılandırılmaya devam ediyor. Bu hafta zikirlerimizin yanında Tam bir teslimiyetle “Allah bana yeter, O ne güzel vekildir!” (Âl-i İmrân, 173) duasını dilimizden düşürmeyelim!


39. hafta: er-Rezzâk, er-Rahmân, el-Bâsıt

B

ebeğiniz her an gelebilir! Her ne kadar doktorunuz bebeğinize kavuşacağınız olası günleri söylemiş olsa da, sürprizlere hazırlıklı olun! O sebeple bütün hazırlıklarınızı tamamlayın. “Ya Rezzâk, ya Rahmân, ya Bâsıt!” zikirlerini ise dilinizden düşürmeyin.


40. hafta: el-Vâcid, el-Fettâh

Bu hafta, pek çok anne adayı için ”büyük buluşma” gerçekleşiyor. Şayet bu haftada doğumunuz gerçekleşmediyse, endişelenmeyin. Bu hafta hayırlı bir bekleyişte olmanız sebebiyle, dilinizden ”Ya Vâcid!” zikrini düşürmeyin!
 
X