9 yıllık ilişkim 2 ayda nasıl bitti !

o anlamda söylememiştim ben onu aslında. kayınvalideme ne zaman gitsem illa ki bi teyze orda oluyor mesela en azından, boğuluyordum bazen. biz o kadınla bi tek o konuştuğumuz gün başbaşa kahve içebildik, vıcık vıcıklık derken bunu kastediyordum. bağlılıktan, bütünlükten eskisi kadar dem vurulmaz diye düşünmüştüm. olmuyor mu o? yine mi her gün toplaşılacak?

Anneannemin vefatından sonra kardeşler hiç olmadığı kadar yakınlaştılar mesafe var ama telefon diye bir şey de var. Babaanneminkinden sonra da her fırsatta bir araya gelinmesi için sebep bulmaya başladılar. Benim sülale özelinde durum bu. Annem somut/soyut mesafeleri bilmem kaç sene önceden koyduğu için kendi adına problem yok ama, diğer dipdibe gelinlerin hali benim tanık olduğum 15 senedir değişmedi. Eltilerlen, görümcelerlerlen her daim saadet yumağı. Kapımızı kapattıktan sonra evimiz ayrı olur boş lafı, birinin el işini alıp zili çalmasıyla her gün yeniden yanlışlanıyor.
 
Kendimi suan sizin yerinize koyuyorum da.. bayginlik sinir stres geldi bana resmen.
Baslarim onun ailesine de evlerine de..9 yil sevdigim adamla birliktelik yasamisim evlilik ile taclandirmaya düsünmüsüz..
Konusurum sevdicegimle evlilik icin tarih belirleriz..salon belirleriz ..ev bakariz. Geri kalan herkese de buna uymak düser.
Aileler en fazla kendi fikirlerini sunar ve bizde o fikiri ya uygulariz ya uygulamayiz..
Ama sizin durumunuza bakiyorum ..ne sevdiginle konusuyorsunuz ne de nerde oturcaginizdan haberiniz var vs.. arka plana kakilmis sizin adiniza baskalarinin (onun ailesinin) karar vermesini bekliyorsunuz. Bir de ciddi ciddi buna kafa patlatiyorsunuz. Allah askina bi silkelenin bu sözlünüzle konusun.. size ne dayisinin borcundan bilmem nesinden..sizinle ne alakasi var.. sözlünüze sinir oldum resmen. Size de ne diyecegimi bilmiyorum basiretiniz mi baglandi yoksa olaylarin icindesiniz diye mi göremiyorsunuz gercekleri..belki kendinizi kandiriyorsunuz..bana bile sikinti basti bekleye bekleye..peygamber sabri var sizde. Belki de sevdiginize direk böyle böyle yapmak istiyorum varmisin deseniz adam karsi cikacak tamamen kopacak diye korkuyorsunuz.. bilemicem. Ama korkuyorsaniz yapin söyleyin.. ya olsun ya olmasin artik yeter yani.
Kendinize biraz deger veriyorsaniz oturun sözlünüz ile ikinizin gelecegi, evliligi, oturacaginiz ev vs hakkinda konusun anlasin lütfen. Ona da anlatin sizin bir aile olacaginizi artik kendiniz karar vermek sorumluluk almak zorunda oldugunuzu.
Bu hayati siz yasayacaginizi o yüzden her karari anca sizin vermesi önemli oldugunu. Sonra da ailelerinize karar verdiginiz hersey hakkinda bildirim verin bukadar basit. Bu kadar tantayana ne gerek var anlamiyorum..

valla bence de aynen dediğiniz gibi olması gerekiyor ama biz daha "biz böyle düşündük" demeden "şöyle yaparız" diye plan yaptıkları için ben mal gibi kaldım resmen. "noluyo ya, tamam anne baba da yani onlara ne ki, niye bu kadar karışıyorlar ki, ama biz böyle konuşmamıştık ki, neden böyle oldu ki, bunlar neden benim başıma geliyor ki" diye saf saf bakmaktan "teyze az geri basın" diyemedim. ne zaman ciddi bi sıkıntımız olsa ordan başka bi sıkıntı patladığı için ben kendi derdimi şey edemedim. ama artık gerçekten çok sıkıldım.
 
Anneannemin vefatından sonra kardeşler hiç olmadığı kadar yakınlaştılar mesafe var ama telefon diye bir şey de var. Babaanneminkinden sonra da her fırsatta bir araya gelinmesi için sebep bulmaya başladılar. Benim sülale özelinde durum bu. Annem somut/soyut mesafeleri bilmem kaç sene önceden koyduğu için kendi adına problem yok ama, diğer dipdibe gelinlerin hali benim tanık olduğum 15 senedir değişmedi. Eltilerlen, görümcelerlerlen her daim saadet yumağı. Kapımızı kapattıktan sonra evimiz ayrı olur boş lafı, birinin el işini alıp zili çalmasıyla her gün yeniden yanlışlanıyor.

ha öyle olmuyor yani. anladım.
 
ha öyle olmuyor yani. anladım.

Bakın size gerçekten bir şey sormak istiyorum.

Sevgilinizin ve ailesinin keyfini beklerken sinirlenmiyor musunuz? Ortada sizin hayatınızla ilgili planlar var. Konuşulup konuşulmayacağı, ne zaman konuşulacağı, ne hakkında konuşulacağı hakkında hiçbir şekilde fikriniz yok.

Sürekli o evden çıkan haberleri bekliyorsunuz. Sevgilinize nasıl patlamıyorsunuz?
 
valla bence de aynen dediğiniz gibi olması gerekiyor ama biz daha "biz böyle düşündük" demeden "şöyle yaparız" diye plan yaptıkları için ben mal gibi kaldım resmen. "noluyo ya, tamam anne baba da yani onlara ne ki, niye bu kadar karışıyorlar ki, ama biz böyle konuşmamıştık ki, neden böyle oldu ki, bunlar neden benim başıma geliyor ki" diye saf saf bakmaktan "teyze az geri basın" diyemedim. ne zaman ciddi bi sıkıntımız olsa ordan başka bi sıkıntı patladığı için ben kendi derdimi şey edemedim. ama artık gerçekten çok sıkıldım.

O yüzden sevdiceginizin elinden tutacaksiniz. Öyle aile olunmaz böyle böyle aile olunur yuva kurulur diye anlatsaniz iyi olur artik. Cunku anlamiyor.. sizde sanirim konusursam tam konusurum ortalik dagilmasin diye korkuyorsunuz geri cekilip olaylarin kendiliginden yerine oturmasini bekliyorsunuz. Ama birseyin oldugu yok görüldügü üzere..
Ve sizin hayatiniz olduguna göre artik ipleri elinize alsaniz iyi olur. Yoksa 9 yil daha beklersiniz veya size sunulan evliligi yasarken bulursunuz kendinizi..
 
Bazen bu konu fakeeeeee, böyle sacmalik mümkün olamaz yook yok olamaz diye ciglik atasim geliyor.
Veya pofuduk yazacagin kitap icin burdan fikirler bekliyorsun diye düsünüyorum :KK70:
Kendin bile sonuca odakli degilsin ki cok rahatsin sanki.. incik cincik ettik burda adamin sülalesini cidden :KK59:
 
Bakın size gerçekten bir şey sormak istiyorum.

Sevgilinizin ve ailesinin keyfini beklerken sinirlenmiyor musunuz? Ortada sizin hayatınızla ilgili planlar var. Konuşulup konuşulmayacağı, ne zaman konuşulacağı, ne hakkında konuşulacağı hakkında hiçbir şekilde fikriniz yok.

Sürekli o evden çıkan haberleri bekliyorsunuz. Sevgilinize nasıl patlamıyorsunuz?

ben "iyi günde kötü günde"nin ne demek olduğunu biliyorum demek ki. zaman veriyorum sadece. hani zaten 9 yıldır bekliyorum, beklemeye alışmışım galiba.

sonuçta o da televizyon karşısında göbeğini kaşımıyor şu an. ha patlayacağım az kaldı biliyorum da şiddetini kestiremiyorum. çok da sakin değilim yani. bi de patladığımda çok kötü oluyor onu biliyorum. resmen kendi öfkemden kendim korkuyorum.
 
O yüzden sevdiceginizin elinden tutacaksiniz. Öyle aile olunmaz böyle böyle aile olunur yuva kurulur diye anlatsaniz iyi olur artik. Cunku anlamiyor.. sizde sanirim konusursam tam konusurum ortalik dagilmasin diye korkuyorsunuz geri cekilip olaylarin kendiliginden yerine oturmasini bekliyorsunuz. Ama birseyin oldugu yok görüldügü üzere..
Ve sizin hayatiniz olduguna göre artik ipleri elinize alsaniz iyi olur. Yoksa 9 yil daha beklersiniz veya size sunulan evliligi yasarken bulursunuz kendinizi..

konuşursam tam konuşurum ve nasıl desem, sevgilim hariç, herhangi bi insana kırıldığımda çok zor affederim. işlerin o raddeye gelmesini istemiyorum.

cenazeden sonra böyle olacağını biliyordum bi de. bütün düzenleri bozulmuştu zaten, o tarafta yeniden düzen kuruluyor ve bu zaman alıyor. üstüne başka sıkıntıları da var. hani zaten her şey alt üst olmuştu bi de üstüne pofuduk böyle yaptı densin istemiyorum.

benim öyle sıkıntılarım varken biri bana gelse kendi derdini patlasa ben de çok tınlamam üstüne bi de terslerim zaten. valla şu an onların yerinde ben olsam "babam ölmüş, biz babamla uğraşırken kardeşim bize yetirmek için yığınla borç yapmış, şimdi o nasıl ödenecek onu düşünüyoruz, sen ev derdinde misin, sanki ev boşaldı da hemen evlenip içine giriyorsun, bekleyemedin mi" derim. ama bunu öyle bi zamanda dile getiririm ki "bekleyemedin mi" diyecek durumları olmaz.

çünkü bana "istersen ev alalım" dendi, ama şu an gidip de "ev alalım" desem kabul etme ihtimalleri çok az. almayacakları için değil, bunu istemenin sırası olmadığı için.

koca namzedimle de az önce konuştum, o iş olacak gibi. birkaç güne netleşir. fena yerden vurdum.

bi de biz güya dün konuşacaktık, evdeki sorunun ne olduğunu öğrenmek için zorladım, öğrenince de ev konusu önemsiz kaldı. yani diğerinin detayları daha mühim bence. ve o yüzden benim uzakta oturmam da şart gibi.
 
Bazen bu konu fakeeeeee, böyle sacmalik mümkün olamaz yook yok olamaz diye ciglik atasim geliyor.
Veya pofuduk yazacagin kitap icin burdan fikirler bekliyorsun diye düsünüyorum :KK70:
Kendin bile sonuca odakli degilsin ki cok rahatsin sanki.. incik cincik ettik burda adamin sülalesini cidden :KK59:

valla benim de çığlık atasım geliyor bazen. kardeş payı'nda bi sahne vardı, 13. bölümdü sanırım, emrah eda'ya "herkes duysun, seviyoruuuuuuuuuuuum" diye bağırıyordu da bi adam arabanın camından kafayı çıkarıp "bana ne laaaan, bana neeeeee" diyordu, evi basıp o şekil bağıracak kıvama geldim çoktan :mad:
 
Bazen bu konu fakeeeeee, böyle sacmalik mümkün olamaz yook yok olamaz diye ciglik atasim geliyor.
Veya pofuduk yazacagin kitap icin burdan fikirler bekliyorsun diye düsünüyorum :KK70:
Kendin bile sonuca odakli degilsin ki cok rahatsin sanki.. incik cincik ettik burda adamin sülalesini cidden :KK59:

bi de harbi sonuca odaklanamıyorum. sürekli sorun çıkıyor sonuca odaklanamıyorum. bu da bitsin ne çıkacak bakalım. yeter yemin ediyorum yeter ya. adamın tüm aile büyüklerini gömdüm resmen rahata ermek için hala bekliyorum yeter. ne sülaleymiş. bıktım bıktım. ve şu an patlasam kimse bana "ailemiz, değerlerimiz" cart curt ötemez çünkü yeterince anlayış sabır saygı gösterdim yeterince zarar da gördüm.
 
konuşursam tam konuşurum ve nasıl desem, sevgilim hariç, herhangi bi insana kırıldığımda çok zor affederim. işlerin o raddeye gelmesini istemiyorum.

cenazeden sonra böyle olacağını biliyordum bi de. bütün düzenleri bozulmuştu zaten, o tarafta yeniden düzen kuruluyor ve bu zaman alıyor. üstüne başka sıkıntıları da var. hani zaten her şey alt üst olmuştu bi de üstüne pofuduk böyle yaptı densin istemiyorum.

benim öyle sıkıntılarım varken biri bana gelse kendi derdini patlasa ben de çok tınlamam üstüne bi de terslerim zaten. valla şu an onların yerinde ben olsam "babam ölmüş, biz babamla uğraşırken kardeşim bize yetirmek için yığınla borç yapmış, şimdi o nasıl ödenecek onu düşünüyoruz, sen ev derdinde misin, sanki ev boşaldı da hemen evlenip içine giriyorsun, bekleyemedin mi" derim. ama bunu öyle bi zamanda dile getiririm ki "bekleyemedin mi" diyecek durumları olmaz.

çünkü bana "istersen ev alalım" dendi, ama şu an gidip de "ev alalım" desem kabul etme ihtimalleri çok az. almayacakları için değil, bunu istemenin sırası olmadığı için.

koca namzedimle de az önce konuştum, o iş olacak gibi. birkaç güne netleşir. fena yerden vurdum.

bi de biz güya dün konuşacaktık, evdeki sorunun ne olduğunu öğrenmek için zorladım, öğrenince de ev konusu önemsiz kaldı. yani diğerinin detayları daha mühim bence. ve o yüzden benim uzakta oturmam da şart gibi.

Evdeki sorun dayının borçları değil mi?

Bir de iyi günde kötü gündenin anlamını bilmeniz güzel de, size pek iyi günler yaşatmıyorlar. Yani keşke sevgiliniz de gelse konu açsa, sevgilim şöyle şöyle yapıyor dese de sizin yaptığınız ağır haksızlıkları görüp adalet anlayışıma bir ferahlık gelse.
 
Evdeki sorun dayının borçları değil mi?

Bir de iyi günde kötü gündenin anlamını bilmeniz güzel de, size pek iyi günler yaşatmıyorlar. Yani keşke sevgiliniz de gelse konu açsa, sevgilim şöyle şöyle yapıyor dese de sizin yaptığınız ağır haksızlıkları görüp adalet anlayışıma bir ferahlık gelse.

işte sabretme sebebim tam olarak bu. adalet terazisi dengelenmesin. bi şey istediğimde veya bi şey istemediğimde, gerçekten ne demek istediğim anlaşılsın. "bu kız buna buna buna anlayış gösterdi, buna göstermiyor, demek ki gerçekten sıkıntı var" densin. valla okuyoruz burda, duyuyoruz etrafta, sürekli sorun çıkaran kadınlar var, ve bir yerden sonra gerçekten ciddiye alınmıyorlar. onlara dönmek istemiyorum.

sevgilim uzun zamandır durumun da farkında, toparlarız sanırım yakında. yani evet orda oturalım dedi, biraz diretti ama istemediğimi anladığında, beni zorlamayacak. olurunu olmazını konuşuyoruz şu an biz. yani herkes farklı evet, bazılarına göre bunu teklif etmemeliydi, ben reddettiğimde konuyu kapatmalıydı, babasına karşı çıkmalıydı, veya benim bunu reddetme hakkım yok, herkese babası ev vermiyor ben burnumla kakıyorum falan filan uzar gider. herkes kendi ilişkisini, kendi sevgilisini bilir. benimki orda oturmak istiyor evet, ısrar edecek evet, ama beni istemediğim halde orda oturmak zorunda bırakmayacak. bunun da ayrımındayım. tamamen beni ezip geçmez. tartışıyoruz şu an, olması gereken de bu. fikir ayrılıklarında tartışılmalı. bi taraf diğerine görüşünü dikte etmemeli. ben tartışmayı her zaman destekledim zaten. kimisi kabullenir küser, asla tarzım değil, kırılırım çünkü o zaman. tartışıyoruz, sebeplerimi de gerçekten dinliyor ve ben orda oturacağımızı düşünmüyorum şu an.

evdeki sorun dayının borçları evet ama sorun para değil. sorumluluk.

 
bi de buraya yazmayı unuttum, düğün kurbandan sonra olacakmış.
babası demiş ki "kız madem güzün olsun çok istiyor, kurbandan sonraya kalsın". ama bi de "ben bunu pofudukla konuştum, haberi var" demiş ki ben çok endişelendim.
ağustosa yetişmez diye mi yoksa ben istiyorum diye mi bi şey diyemem, günahlarını alamam. benimki onlarda kalsın.
 
işte sabretme sebebim tam olarak bu. adalet terazisi dengelenmesin. bi şey istediğimde veya bi şey istemediğimde, gerçekten ne demek istediğim anlaşılsın. "bu kız buna buna buna anlayış gösterdi, buna göstermiyor, demek ki gerçekten sıkıntı var" densin. valla okuyoruz burda, duyuyoruz etrafta, sürekli sorun çıkaran kadınlar var, ve bir yerden sonra gerçekten ciddiye alınmıyorlar. onlara dönmek istemiyorum.

sevgilim uzun zamandır durumun da farkında, toparlarız sanırım yakında. yani evet orda oturalım dedi, biraz diretti ama istemediğimi anladığında, beni zorlamayacak. olurunu olmazını konuşuyoruz şu an biz. yani herkes farklı evet, bazılarına göre bunu teklif etmemeliydi, ben reddettiğimde konuyu kapatmalıydı, babasına karşı çıkmalıydı, veya benim bunu reddetme hakkım yok, herkese babası ev vermiyor ben burnumla kakıyorum falan filan uzar gider. herkes kendi ilişkisini, kendi sevgilisini bilir. benimki orda oturmak istiyor evet, ısrar edecek evet, ama beni istemediğim halde orda oturmak zorunda bırakmayacak. bunun da ayrımındayım. tamamen beni ezip geçmez. tartışıyoruz şu an, olması gereken de bu. fikir ayrılıklarında tartışılmalı. bi taraf diğerine görüşünü dikte etmemeli. ben tartışmayı her zaman destekledim zaten. kimisi kabullenir küser, asla tarzım değil, kırılırım çünkü o zaman. tartışıyoruz, sebeplerimi de gerçekten dinliyor ve ben orda oturacağımızı düşünmüyorum şu an.

evdeki sorun dayının borçları evet ama sorun para değil. sorumluluk.

Dikte etmek sağlıksız, küsüp gitmek de, bu konuda aynı fikirdeyiz.

Ama sanki her şey yolundaymış ve bu sevgilinizin normal bir isteğiymiş gibi düşünemiyorum ben. Mahcup olmayı becerebilen insanları her zaman sevmişimdir, çünkü hatalarının bilincinde olduklarını düşünüyorum.

Yani mahcup olsun derken el pençe divan dursun anlamında değil tabi. Ama hakkınızı versin, yaptıklarını görsün ve kendi isteklerine bu alanda biraz set çeksin, ancak bu şekilde anlayabilirsiniz gerçekten hatalarının farkında olup olmadığını.

Bu bana daha çok geçiştirmek gibi geliyor. Özür dilerim, bir daha olmayacak, peki tamam. Ama daha sonra aynı minvalde bir istekle karşınıza çıkmak için 3 günden daha uzun bir süre beklemeliydi, bu benim fikrim. Korkmamış hiç, burası önemli bana göre.

Bir de bu forumda çok gördüğüm bir şey, siz de üstünde durmuşsunuz o nedenle bahsetmeden geçemeyeceğim. Burada birçok kadın, terazinin haklı tarafında kalmak adına yapmaması gereken şeyler yapıyor. Bu biraz da ego ile alakalı diye düşünüyorum. Yani evet, olayı bizim gibi dinleyenler sizi yüceltip sevgilinize sayacaktır, çünkü çirkin bir hareket yapmadınız. Evet, haklı olarak anılacaksınız ve sevgiliniz de hep hata yapmış olarak kalacak.

Ancak sorun şu ki; haklı olmak hayatta hiçbir işe yaramıyor. Hakkınız için savaşmadığınız sürece. Yani asil olan sizin yaptığınız gibi beklemekten çok, hak ettiklerinizi beyan etmeniz bana göre. Yoksa kimsenin 10 yıl sonra çıkıp da, biz X'e çok haksızlık ettik diyeceğini sanmıyorum. Hatta demeyeceğine eminim.

Ama örnek olarak veriyorum; sizin evinizin kapısına gelen onlar olsaydı, bu izlenim onlarda kalıcı olurdu. Yanlış bir şey yaptın = Bedel ödemen gerek. Bu aslında çok basit bir denklem ve koşullanma sağlayıcı. İnsanlar bedelini ödemedikleri şeyleri unutmaya ve önemsememeye meyillidir, umarım sizin hikayeniz bu şekilde son bulmaz.
 
Dikte etmek sağlıksız, küsüp gitmek de, bu konuda aynı fikirdeyiz.

Ama sanki her şey yolundaymış ve bu sevgilinizin normal bir isteğiymiş gibi düşünemiyorum ben. Mahcup olmayı becerebilen insanları her zaman sevmişimdir, çünkü hatalarının bilincinde olduklarını düşünüyorum.

Yani mahcup olsun derken el pençe divan dursun anlamında değil tabi. Ama hakkınızı versin, yaptıklarını görsün ve kendi isteklerine bu alanda biraz set çeksin, ancak bu şekilde anlayabilirsiniz gerçekten hatalarının farkında olup olmadığını.

Bu bana daha çok geçiştirmek gibi geliyor. Özür dilerim, bir daha olmayacak, peki tamam. Ama daha sonra aynı minvalde bir istekle karşınıza çıkmak için 3 günden daha uzun bir süre beklemeliydi, bu benim fikrim. Korkmamış hiç, burası önemli bana göre.

Bir de bu forumda çok gördüğüm bir şey, siz de üstünde durmuşsunuz o nedenle bahsetmeden geçemeyeceğim. Burada birçok kadın, terazinin haklı tarafında kalmak adına yapmaması gereken şeyler yapıyor. Bu biraz da ego ile alakalı diye düşünüyorum. Yani evet, olayı bizim gibi dinleyenler sizi yüceltip sevgilinize sayacaktır, çünkü çirkin bir hareket yapmadınız. Evet, haklı olarak anılacaksınız ve sevgiliniz de hep hata yapmış olarak kalacak.

Ancak sorun şu ki; haklı olmak hayatta hiçbir işe yaramıyor. Hakkınız için savaşmadığınız sürece. Yani asil olan sizin yaptığınız gibi beklemekten çok, hak ettiklerinizi beyan etmeniz bana göre. Yoksa kimsenin 10 yıl sonra çıkıp da, biz X'e çok haksızlık ettik diyeceğini sanmıyorum. Hatta demeyeceğine eminim.

Ama örnek olarak veriyorum; sizin evinizin kapısına gelen onlar olsaydı, bu izlenim onlarda kalıcı olurdu. Yanlış bir şey yaptın = Bedel ödemen gerek. Bu aslında çok basit bir denklem ve koşullanma sağlayıcı. İnsanlar bedelini ödemedikleri şeyleri unutmaya ve önemsememeye meyillidir, umarım sizin hikayeniz bu şekilde son bulmaz.

sizin demek istediklerinizi anlıyorum. ama şurayı kaçırıyorsunuz bana göre.

sevgilim zaten "o konu kapandı, hadi annemlerle altlı üstlü oturalım, vıcık vıcık sevgi yumağı olalım" şeklinde söylemiyor bunu. sıkıntıları görmezden gelmiyor.
"evde bazı durumlar oldu, dayım evi boşaltıyor, orda oturalım" diyor.

çünkü orası onun evi. evet ben onun ailesiyle aynı binada oturmak istemiyorum ve haklıyım, ama o da kendi evinde oturmak istiyor. o ev o otursun diye alınmış, sonra aile büyüklerinin bakıma ihtiyacı olunca aile büyüklerinin vefatının ardından ona iade edilmek üzere ödünç olarak dayısına verilmiş ve şimdi iade ediliyor. "bak benim burda evim var, orda oturalım" diyor. diyebilir. sorunun farkında olduğu için "evimize düzenimize karışamazlar, uzakta oturmaktan farkı olmaz, müdahale etmelerine izin vermem" de diyor, demek ki bal kaymak olmadığını biliyor. benim orda oturmaya yanaşmayacağımı bildiği için orda oturmanın gerekliliği üzerine bana göre saçma sapan bahaneler de üretebiliyor. sonuçta herkes ister kendi tapulu evinde oturmayı. çok az insan kendi tapulu evi dururken sırf annesinin alt katında diye başka yere kiraya çıkar. ev onun olduğu için yadırgamıyorum. ha bana deseydi ki "babamın alt katındaki daire satılıkmış, orayı bizim için alacaklar, orda oturacağız" işte o zaman cıngar çıkardı. ama benim de oturacağım evi seçme hakkım var. bunu görmezden gelmiyor zaten.

bi de terazinin haklı tarafında kalmak için çok yapmamam gereken şey yapmadım. güzellikle olsun diye uğraşıyorum. nasıl desem, "yeter" dediğimde gerçekten yetmiş olmalı ki, onlar da bunu bilmeli ki bi daha yapamasınlar. onlara gittiğimde öyle oldu, arka arkaya "bunları bunları bunları yaptınız sesimi çıkarmadım daha ne istiyorsunuz" falan filan bi dünya laf saydım gıkları çıkmadı. hatta kayınvalidem bazı şeyleri düşünmüş belli ki, cenazede gidip gelmelerimde fırsat buldukça açıklama yaptı. veya onlara göre yanlış anlaşılabilecek davranışımı hemen orda sordu, ben de sordum. ders alınması budur bana göre. "şöyle yaptın, yanlış, olmaz" yerine, "şöyle yapsan daha iyi olur" kalıbına geçti kadın. "bu böyle yapılır" yerine, "böyle yapıyorlar, çünkü şundan şundan, sen ne düşünüyorsun" falan diyor. az şey değil bence. ha evet olması gereken buydu zaten ama herkes aynı kalıptan çıkmıyor maalesef. o tarz bi kadının buna evrilmesi takdir edilmeli en azından.

hak ettiklerimi de beyan ediyorum, ama yerinde ve zamanında yapmaya çalışıyorum. şimdi hepsi o borcun şokundayken biz gitsek "biz burda oturmak istemiyoruz" desek, "bi dur allahını seversen zaten ortalık karışık" durumu olur. ama ortalık sakinleştikten sonra bunu desek, "biz düşündük, şurda şöyle bi ev var" desek, en azından daha uygun olur.

yani ilk duyduğumda sevgilim gitsin olmaz desin ortalığı birbirine katsın istedim evet, ama şimdi düşününce onların teklifini reddedip başka şey talep etmek yerine, yani sırf "ben aynı binada oturmam" deyip onların çözmesini beklemek yerine, o evin neden uygun olmayacağını anlatıp uygun olanı beyan etmek daha mantıklı geliyor.

sevgilime beyan ettim ben şahsen, "olm ben ilk başta evin yerini bilmediğim için öbür evi kabul ettim de harbi harbi uzakmış lan, dolmuşla kızılaya 45 dakika sürüyor, sokulludan falan baksak olmaz mı, ben buraya 10 dakikada geliyorum, ben iş için illa ki toplu taşımayla kızılaya inmek zorundayım, hem burda çevreyi falan da biliyorum" ve daha bi sürü şey dedim mesela. orayı reddederken bazı bakımlardan çok daha avantajlı başka bi bölge önerdim. kıyas yaptım resmen. bu geçerli sebep ve beyan. "ananla aynı binada oturmak istemiyorum, olur mu lan öyle şey, başka ev olsun" demek, teklifi reddetmek ve çözüm talep etmek.

farkı anlatabildim mi bilmiyorum. ev konusu ilk açıldığında çok sinirliydim galeyana geldim de düşündükçe bu şekilde çözmek daha mantıklı geliyor.
 
sorduğunuza cevap olarak yazıyorum, ben şu an zaten bana baskı uygulanmadan istediğim hayatı yaşamak için çabalıyorum.

ha evlenmem, karşıma kimse çıkmaz ama yine dimdik dururum. o ayrı konu.

ben şu an "istemediğim hayat" ve "uygulanan baskı" kısmını değiştirmeye çabalıyorum. istediğim yöne sokmak için uğraşıyorum.

öncelikle evliliginize giden yoldaki sorunlara dair sorumlulugun size ve sevgilinize ait oldugunu asla aklınızdan cıkarmayın,
bunu ezberden tekrarlamaktan bahsetmiyorum,
boylece sevgilinizi hangi konularda zorlamanız gerektigini ve kıyamadıgınız durumlarda onun sizin aksinize rahat davranıslarını daha net gorursunuz.

aslında baskıyı uygulayan kp, kv degil, size dogrudan birsey soylemeye de hakları yok zaten,
siz sevgilinizin ısrarına karşı net oldugunuz sürece o da kendi sorunlarını kendisi cozmeye yonelenecek,
sizi kaybetmemek icin ısrarını size degil, kendi ailesine yapacak.

makul olmayan istekleriniz yok ki...
aksine ne mal varlıgında gozunuz var, ne de mızmız gelinlerin tuhaf ceyiz isteklerine sahipsiniz.
once şunu siz kabul edin; ic ice yasamayı istememek en dogal hakkınız.
böylece karsı tarafa bahaneler sunma ihtiyacı da duymazsınız, ikna edilecek bir yanı olmadıgı icin de sevgilinizin sunacagı tüm gerekceleri rahatlıkla çürütürsünüz.
o istedigi kadar burası benim tapulu evim desin, farketmiyor,
madem niyeti başından beri buydu neden daha onceden hic soylemedi?

"kv ile yakın oturmak sorun degil de, teyzeler vs oyle apartman istemem" minvalinde bir acıklamanız vardı,
bunu da aklınızdan silmenizi tavsiye ederim,
yoksa -annenizin yanlıs cıkma ihtimali olan tahminlerine göre hareket ettiginizde- en iyi olasılıkla her aksam yemekte sadece kv ve kp yi görürsünüz... diger ihtimalleri yazmak bile istemiyorum.

yerinizde olsam annem sürekli beni ikna etmeye calısıyor ve alttan almamı ögütlüyorsa "senin acını umursamayan insanlardan bahsediyoruz, oturmaya geldiklerinde evladından uzak kalmaktan ne anlarsınız diyen insanları bana savunma, art niyetle (?) yaklasmasalar dahi her gün buna benzer düsüncesiz cümlelerin muhatabı olamam" diyerek sustururdum,
kendi kızınin iyiligini isterken neyi göze aldıgını hatırlatmak belki size yapacagı uyarılarda daha rasyonel olmasını saglayabilir...
kaldı ki buna da gerek oldugunu düsünmüyorum, kendi ailemle bile ugrasıyorum dediginiz icin yazdım.
onlar simdiye kadar olumlu yaklastıysa sizin vazgecmek istemediginizi bildigi icinmiş gibi duruyor.
bana kalsa anneme bunu diyen kv adına o sevgiliye de ozur dilettirirdim, mahcubiyetten yerin dibine girene kadar da yüzüne bakmazdım, hatta o sıkı aile ilişkileri icinde kv'ye de yansıyacagını bildigimden ondan da bu konuda acıklama beklerdim, fakat bu kısımları şu an geciyorum.

yine yerinizde olsam hicbir sekilde bu konularda kv-kp ile muhatap olmam,
"kiraya nasıl cıkarız? işim garanti degil..." düsünceleri icin de kimsenin garantisi olmadıgını, ailesine guvenerek bu yola cıktıysa baştan vazgecmesi gerektigini söyler ve bir kez olsun isteklerim karşısında yetiskin gibi davranmaya davet ederdim,
evlilik 2kişilik bir sorumluluktur, ailenin yapmak istediklerinden bize uyanları kabul ederiz bunlar haricinde her seyin -eksiklerle dolu bir evimiz de olsa- sadece bize ait olmasını istiyorum demek bile anlayana yeterli aslında.
bu bir nevi restlesme midir? evet.
fakat onun bu durumu kabul etmemesi durumunda yol ayrımına gelmekten de geleceginiz icin korkmamak gerektigini dusunuyorum,
sonucta "onlarla aynı apartmanda yaşarsam er ya da gec ayrılırız" diyen sizsiniz.

eger" isim garanti olsaydı belki..." kıvamına geldigi an hem bu belirsizlikler nedeniyle hem de sırf bunu öne sürdügü icin en mantıklı hamle olarak 6 ay beklemeyi öne sürerdim,
tabii bu da geçen 3ay gibi olacaksa hic olmaması gerektigini de belirterek.
9 yıl beklemisim, sonunda her seye razı geliyorum gibi olacaksa hic olmasın daha iyi, 2-3ay daha beklemisim cok mu?
biz iş bakalım, kıt kanaat gecinelim, gerekirse ac kalalım ama kendi evim, kendi hayatım olsun derdim.

eger sevgilinizle kendinize güvenmiyorsanız da evlenmeyin zaten,
daha bu olayların cocukla yasanacakları var, yetistirmesi var, var da var...
hayatın hicbir zaman garantisi yok. fabrikator de olsanız iflas ihtimali her zaman vardır, onun öne sürdügü gerekceye gore kimse evlenmesin o zaman.

ailesiyle kötü olmaya, restlesmeye bunu dahil etmeye de gerek yok.
eger o çözümü bunda goruyorsa da onun kendi kararı.
aslında sayfalarca yazdıgınız sey hep aynı... istekleriniz icin ne kadar mucadelecisiniz, hayalleriniz ne derece ortak? tüm süreç ve sorunlar da bununla ilgili.
 
öncelikle evliliginize giden yoldaki sorunlara dair sorumlulugun size ve sevgilinize ait oldugunu asla aklınızdan cıkarmayın,
bunu ezberden tekrarlamaktan bahsetmiyorum,
boylece sevgilinizi hangi konularda zorlamanız gerektigini ve kıyamadıgınız durumlarda onun sizin aksinize rahat davranıslarını daha net gorursunuz.

aslında baskıyı uygulayan kp, kv degil, size dogrudan birsey soylemeye de hakları yok zaten,
siz sevgilinizin ısrarına karşı net oldugunuz sürece o da kendi sorunlarını kendisi cozmeye yonelenecek,
sizi kaybetmemek icin ısrarını size degil, kendi ailesine yapacak.

makul olmayan istekleriniz yok ki...
aksine ne mal varlıgında gozunuz var, ne de mızmız gelinlerin tuhaf ceyiz isteklerine sahipsiniz.
once şunu siz kabul edin; ic ice yasamayı istememek en dogal hakkınız.
böylece karsı tarafa bahaneler sunma ihtiyacı da duymazsınız, ikna edilecek bir yanı olmadıgı icin de sevgilinizin sunacagı tüm gerekceleri rahatlıkla çürütürsünüz.
o istedigi kadar burası benim tapulu evim desin, farketmiyor,
madem niyeti başından beri buydu neden daha onceden hic soylemedi?

"kv ile yakın oturmak sorun degil de, teyzeler vs oyle apartman istemem" minvalinde bir acıklamanız vardı,
bunu da aklınızdan silmenizi tavsiye ederim,
yoksa -annenizin yanlıs cıkma ihtimali olan tahminlerine göre hareket ettiginizde- en iyi olasılıkla her aksam yemekte sadece kv ve kp yi görürsünüz... diger ihtimalleri yazmak bile istemiyorum.

yerinizde olsam annem sürekli beni ikna etmeye calısıyor ve alttan almamı ögütlüyorsa "senin acını umursamayan insanlardan bahsediyoruz, oturmaya geldiklerinde evladından uzak kalmaktan ne anlarsınız diyen insanları bana savunma, art niyetle (?) yaklasmasalar dahi her gün buna benzer düsüncesiz cümlelerin muhatabı olamam" diyerek sustururdum,
kendi kızınin iyiligini isterken neyi göze aldıgını hatırlatmak belki size yapacagı uyarılarda daha rasyonel olmasını saglayabilir...
kaldı ki buna da gerek oldugunu düsünmüyorum, kendi ailemle bile ugrasıyorum dediginiz icin yazdım.
onlar simdiye kadar olumlu yaklastıysa sizin vazgecmek istemediginizi bildigi icinmiş gibi duruyor.
bana kalsa anneme bunu diyen kv adına o sevgiliye de ozur dilettirirdim, mahcubiyetten yerin dibine girene kadar da yüzüne bakmazdım, hatta o sıkı aile ilişkileri icinde kv'ye de yansıyacagını bildigimden ondan da bu konuda acıklama beklerdim, fakat bu kısımları şu an geciyorum.

yine yerinizde olsam hicbir sekilde bu konularda kv-kp ile muhatap olmam,
"kiraya nasıl cıkarız? işim garanti degil..." düsünceleri icin de kimsenin garantisi olmadıgını, ailesine guvenerek bu yola cıktıysa baştan vazgecmesi gerektigini söyler ve bir kez olsun isteklerim karşısında yetiskin gibi davranmaya davet ederdim,
evlilik 2kişilik bir sorumluluktur, ailenin yapmak istediklerinden bize uyanları kabul ederiz bunlar haricinde her seyin -eksiklerle dolu bir evimiz de olsa- sadece bize ait olmasını istiyorum demek bile anlayana yeterli aslında.
bu bir nevi restlesme midir? evet.
fakat onun bu durumu kabul etmemesi durumunda yol ayrımına gelmekten de geleceginiz icin korkmamak gerektigini dusunuyorum,
sonucta "onlarla aynı apartmanda yaşarsam er ya da gec ayrılırız" diyen sizsiniz.

eger" isim garanti olsaydı belki..." kıvamına geldigi an hem bu belirsizlikler nedeniyle hem de sırf bunu öne sürdügü icin en mantıklı hamle olarak 6 ay beklemeyi öne sürerdim,
tabii bu da geçen 3ay gibi olacaksa hic olmaması gerektigini de belirterek.
9 yıl beklemisim, sonunda her seye razı geliyorum gibi olacaksa hic olmasın daha iyi, 2-3ay daha beklemisim cok mu?
biz iş bakalım, kıt kanaat gecinelim, gerekirse ac kalalım ama kendi evim, kendi hayatım olsun derdim.

eger sevgilinizle kendinize güvenmiyorsanız da evlenmeyin zaten,
daha bu olayların cocukla yasanacakları var, yetistirmesi var, var da var...
hayatın hicbir zaman garantisi yok. fabrikator de olsanız iflas ihtimali her zaman vardır, onun öne sürdügü gerekceye gore kimse evlenmesin o zaman.

ailesiyle kötü olmaya, restlesmeye bunu dahil etmeye de gerek yok.
eger o çözümü bunda goruyorsa da onun kendi kararı.
aslında sayfalarca yazdıgınız sey hep aynı... istekleriniz icin ne kadar mucadelecisiniz, hayalleriniz ne derece ortak? tüm süreç ve sorunlar da bununla ilgili.

yazdıklarınıza uzun uzun açıklama yapacak bi yer yok, haklısınız. ama ben de yapmam gerekeni yapıyorum zaten, evi kabul etmedim, kabul edeceğim anlamına gelen hiçbir şey yapmadım, sürekli ve ısrarla reddediyorum. konuşuyoruz bu aralar, yakında ev bakmaya başlarız diye düşünüyorum.

hayır yani benim evim tekke dergah gibi kullanılsın da bi ev parası da ben mi borç yapayım? ha ona sorsan anasını babasını haftada bir görürmüşüm. yemiyorum ben bunları.

sigara almaya gidemeyeceğim ev benim değildir. ha bi de orası olursa sigarayı nerde içiyoruz dur bi de ordan vurayım ben.
 
yazdıklarınıza uzun uzun açıklama yapacak bi yer yok, haklısınız. ama ben de yapmam gerekeni yapıyorum zaten, evi kabul etmedim, kabul edeceğim anlamına gelen hiçbir şey yapmadım, sürekli ve ısrarla reddediyorum. konuşuyoruz bu aralar, yakında ev bakmaya başlarız diye düşünüyorum.

hayır yani benim evim tekke dergah gibi kullanılsın da bi ev parası da ben mi borç yapayım? ha ona sorsan anasını babasını haftada bir görürmüşüm. yemiyorum ben bunları.

sigara almaya gidemeyeceğim ev benim değildir. ha bi de orası olursa sigarayı nerde içiyoruz dur bi de ordan vurayım ben.

size bir arkadasımdan ornek vereyim,
yeni yapı ve iyi yerlerde biri aileden biri de kendisinin 2dairesi vardı.
sırf ailesiyle apartman komsusu olmamayı, 2sokak oteyi geciyorum, yakın bir semt olmasını dahi istemedi, cunku annesi yürüyüse cıksa cat kapı gelir biliyor...
kapıyı penceri kapatsan, uyuyor taklidi yapsan, geline söz bırakmadan ogul olarak tavır alsan... bu sefer kendi ailesiyle kotu olacak. arada kalmaya deger mi?
üstelik o kadar şirin bir annesi var ki... fakat klasik ogul düşkünü bir anne, ileride de torunun pesinde gezecek muhtemelen.
kendi birikimiyle alınan evi bıraktı, gitti kiraya cıktı.
hatta iş yerine de hic yakın olmayan bir semte gecti, kendince ailesine bahaneler sundu.
arkasından da gelin cok iyi de bizim oglan huysuz diye laf edildi...
yani bir bahane sunulacaksa bu kendi ailesine olur, siz sevgilinize istemiyorumdan baska hicbir sey demek zorunda degilsiniz aslında.

tüm buraya yazdıklarınız yaşanmamıs farzedelim, sevgiliniz bir anlık bosluga gelip "geniş ailenin şenligi" temalı bir gazla böyle birsey teklif etmiş olsa
"ailenle uzaktayken birsey dediklerinde ayda 1 görür sabrederim, kin gütmem, niyetlerini bildigimden yapıları böyle diyip gecerim, fakat hergun çamasır asarken bile karsılastıgımda kelimelerin yanısıra kasına gözüne bir bakıslarına bile anlam yukleyip iyice iplerin gerilmesine neden olabilir, düsman olabilirim. ne seni, ne de aileni üzmek istemiyorum, iyi ilişkiler icin uzak olmak şart" derdim.

hatta o annenize söylenen cümlenin hesabını sorsaydınız vakti zamanında... simdi boyle bir teklifle bile gelemezdi, "sürekli boyle seylerle mi ugrasacım?!" diye çıkışmanız yeterdi - ki bu bile fazla bence-
"ne munasebet?! nasıl teklif edebilirsin?!" daha uygun bir cumle.

alınmayın ama aklı olan da eşiyle ailesini karsı karsıya getirmez, sorumlulugu ustune alır,
kötü biri olacaksa ben olayım gelininkini unutmazlar ama benim tavırlarıma yine katlanırlar der,
sırf yakın oturmak icin ailem benimle de iliskilerini kesiyorlarsa direkt olarak veya ajitasyonla dolaylı yoldan baskı uygulamalarına da izin vermem.

fakat sevgilinizin kabul etmis gibi gozuken halinde bile "pigmepofuduk istemiyor" diyecegini soylemisti, ya da bu sizin tahmininizdi,
"bunu desin sorun degil, ikna olsun yeter" diyordunuz fakat bu bile büyük sorun aslında.
neden istemiyor? sorularının cevapları sizin aileyle gerilmenize neden olur,
sonrasında "madem uzak istiyorlar ne halleri varsa görsünler, kuzu kuzu geri gelecekler" e döner...
bu kadar zıtlasmayı göze alıyorsanız da bunca zamandır neden sustunuz ikinizde? veya sizin oraya gidip gelmelerinizin ne anlamı kaldı?
hani alıştı (!) diyorlardı... o "pigmepofuduk da bizden oldu cekinmiyor artık" olumlu tavırları azılı düsmanlıga döner, benden soylemesi.
o vakit size daha onceden söylenen "siz istemiyorsanız karısmayız tabii, ama ailenin olması güctür, tecrube vs" cümleleri duyacagınız en olumlu cümleler ve tehditler olur, tabii ki artık sizi konusmaya layık bir insan olarak görürler ise.
 
En yakın arkadaşımın yaşadığı: adamın ailesi daha bunlar sevgili iken gittiler adama mamaktan ev aldılar kendi diplerinde, bizim kız şu an sevgiliyiz söz hakkım yok dedi sustu, aile istemeye gelince oğlumuzun mamakta evi var diye girdi konuya, arkadaşımın babası ben kızımı orda oturmam dedi ki arkadaşım da istemiyodu, o ev satıldı evlenince bunlar Cebeci tarafına işlerine yakın bi eve taşındılar kiraya, satılan evin parası artı altınları artı yaptıkları diğer birikim sayesinde bugün Batıkent te arkadaşımın ailesine 10 dk mesafede ev aldılar 2 haftaya taşınırlar

vallaha cinnetlik. ..dede hasta sevgili evden çıkamaz konuşamaz ailenin tüm terbiyesizliği kendilerinin hiçbir çabası olmadan unutulur, dede ölür bu seferde taziye var konuşulmaz ses edilmez hatta aile ile birlikte misafir ağırlanır, şimdi de dayının borcu gene alengirli işler. ..pofuduk bana bildirim gelmemiş yeni baktım konuya ben seni en son bıraktığımda zaten. söz bozuldu nasıl söylesem onlara demiyo muydun, babama beni isterken vaad ettikleri ev bu değildi o yüzden söz bozuldu zaten diyodun, şimdi ailende otur diyo yani, hani sertti baban bana böyle mi söz verdiniz diyemez mi, oturursam boşanırım dediğin eve oturcaksın gibi sonunda

ayrıca annen seni rahatlatıyo napsın çünkü zamanında çok üzüldüğünü kilo verdiğini vücudunda bişeyler çıktığını falan gördü kadın ne desin
 
Back
X