eve gitmedim ya. belki öyle anlamışlardır bilemem ama orda da söyledim. "ben sevgilimi bekliyordum, telefonu kapalı olunca mecburen arabanın yanında bekledim, açık olsa başka yere çağıracaktım" dedim. nasıl anlaşılırsa artık. ama asla öyle ezilip büzülmedim.
evlenince ayrı olacağız uzak olacağız o anlamda değil bu arada. zaten ev yakın olacak. onun demek istediği o değil. kayınvalidem de benzer şeyler söyledi. onlara göre, anne baba olarak çocuklarının yuvasını kurmak onların görevi. her ihtiyacınız tam olsun diyorlar. biz bunca yıl çocuklarımız için çalıştık eksiksiz evlenin diyorlar. kendisi söyledi. "kaç yaşında kadınsın, akıllısın, zekisin, ben zaten evlendiğinde sana karışacak değilim. ama yuvanızı en iyi şekilde kurmak benim sorumluluğum" diyor. "annemiz babamız bize yapamadı biz çok zorluk çektik ama elimizde varken neden çocuklarımız için en iyisini yapmayalım" diyor.
sevgilime de haklı demiyorum. bence haksız. ama aile onun ailesi, hangi tavrın doğru olduğunu daha iyi bilir. "habersiz gelmelerini istemiyorsan bu evlendikten sonra habersiz gelirlerse düşünülecek sorun" diyor. şimdi zamanı değil ona göre. ailelerine dışardan giren ilk gelinim. benim anladığım kadarıyla onlar da tedirgin zaten ben serin duruyorum diye. bence her şey en baştan konuşulup sınırlar çizilmeli ama o zamanla zaten kendiliğinden olacağını düşünüyor. dediğim gibi onun ailesi.
beklentilerimin karşılandığı yerler hiç yok değil. dediğim gibi burda okuyoruz "kayınvalidemler tek bir iğne almadı" diyorlar. benimki iğneme kadar almak istiyor. ben onlara ne kadar nankör görünüyorum kim bilir. ne istesem alacak muhtemelen, benden hiçbir şeyi sakınmıyorlar. adam bana "ben senin için çalışıyorum, tabi ki her istediğin olacak" diyor. bunu hangi kayınpeder söylüyor?
kayınvalidemin de dediği gibi, insanlar gelinlerinden yemek saklıyorlar. ben buzdolabını açıp bi şey alsam kadın aşırı mutlu olacak, onun derdi de benim az yemem. yediğim içtiğim asla gözlerine görünmüyor. yemezsem üzülüyorlar. kaç gelin kayınvalidesinin evinde her istediğini yiyebiliyor? kaç tanesi babasının ölümü beklenirken gelinin eline anahtar verip "sen sabah da bi şey yemedin, acıkmışsındır git ne istiyorsan ye" diyor? başkası olsa "öldün mü nasılsa sofra kurulacak, bekle şimdi seni mi düşünelim" der.
oturduğum yerden kalkmasam asla iş buyurmuyor. "ben ne yapayım" demediğim sürece "kalk şunu yap" demiyor. benden öyle beklentileri yok yani ne bileyim.
kadın beni yatak odasına gönderdi ya. "ben ne yapayım" dedim, "camları aç da havalansın" dedi. kaç gelin kayınvalidesinin yatak odasına girebiliyor ki? ve kaç kayınvalide daha kasımda sözü takılmış gelininin eline evinin anahtarını verip "sen ister evde kal ister aşağı babama gel, ne zaman istersen o zaman gel" diyor?
hangi kayınvalide çay servisini gelin yapıyor diye kızına fırça atıyor?
söz takıldığı gece, annemin mutfakta kalmasını istemedi, "gençler var, siz benimle oturun" dedi. sevgilimin kuzenleri yengeleri falan servise yardım etti. kaç kayınvalide dünürünün evinde dünürünü yanına oturtup kendi kızına yeğenine hizmet ettiriyor? bize geldiğinde de asla oturmuyor zaten. hep bi "yardım edeyim siz yorulmayın beraber yapalım" derdinde. hangi kayınvalide kendi çayını almak için kalkıyor?
evet her şeyin en pahalısı olsun istiyor, belki ben ucuzunu daha çok beğenirim diye düşünmüyor, ben ilk defa evleniyorum diye benden çok bildiğini düşünüp yol göstermek istiyor, çok fazla hayali beklentisi var, en iyisini bildiğine inanıyor ve bizim bundan faydalanmamızı istiyor, lafını sözünü bazen bilmiyor ama bana kızına davrandığından farklı davranmıyor. ama ben o evde kızı gibi rahat davranmadığım için de olmayacağını düşünmüş. kaç kayınvalide gelini evinde rahat davranmıyor diye üzülüyor?
artıları da var eksileri de var. hangisi daha ağır duruyor? ve gerçekten artıları objektif yazdığımı düşünüyorum. eksileri zaten biliyorsunuz.