yoruldum ya. gerçekten.
yüzüğün denenmesi hoşuma gitmedi evet çünkü ben şehzadenin hediyelerini kimseye vermedim ve zaten evlilik yüzüklerini başkasının takmasına karşıyım. ben de takmam.
salon meselesine takılmışsınız, taşhan konuşuluyordu. sonra bana dediler ki dikmen tarafında yeni yapılan bi salon var biz de bilmiyoruz bi gidin bakın beğenirseniz tutalım. tamam dedik. birkaç gün sonra sayı istediler bizden, birkaç salon daha varmış sayıyı netleştirip ona göre karar verin diye, 450 dedik. bir hafta geçti geçmedi babası babama ben salonu tuttum demiş. burcu 600 kişi bile almaz orası diyor. ben buna nasıl takılmayayım? onlardan düğün isteyen olmadı ki kendileri yapmak istedi. bu yapılan hoş mu?
beyaz eşyada sıkıntı çıkarmadım hiçbir şey demedim ama annemler almaya gitmedi diye almadılar eşyayı. ordaki sıkıntı buydu.
ben başından beri söyledim burda. her şeyi ikimiz yapalım istedim. paralarını da istemedim onu da söyledim. ben hiçbir şeyim şöyle olsun böyle olsun demedim ki. sadece beraber seçmek istedim. siz bilemezsiniz cahilsiniz karışmayın dediler ona üzüldüm.
geçen annem diyor ki, bizim şeker kırma adetimiz var, kınada veya düğünde gelinle damadın başının üstünde özel kırmızı bi şeker kırılır ordakilere dağıtılır. en sevdiğim adettir. annem demiş bizim böyle bi adetimiz var pofuduk çok sever, onlar da demişler kendiniz yapın salonda öyle şey istemeyiz.
bi gün ben dedim ki, kına günü bizde gelin kuaförden sonra oğlan evine gider yemek yer. ne işin var dediler.
hani benim isteklerim maddi değildi zaten.
bi düşünüyorum, biz bu düğün dernek işi yüzünden ayrıldık. öncesinde sorunlarımız yoktu. süper mutluyduk diyemem kimse süper mutlu değildir de hani olağan sıkıntılardı.
kafam gerçekten karışık.