Yazmayayım dedim ama kantarın topuzu kaçıyor sizde.
İki ayrı ev iki ayrı masraftı madem, siz neden eşinizle başka bir eve geçtiniz? İki ayrı masraf olmasaydı, abinizle anneniz de taşınsaydı sizinle madem? Maksat iki ayrı masraf olmasın?
Annenizi bildiğin asosyal, kendine yetemeyen biri haline getirmişsiniz "onu yapamaz, bunu edemez" diye diye. Kimse anasının karnından her şeyi bilerek doğmuyor.
Babam öldüğünde annem 50 yaşındaydı, ömründe cep telefonu sahibi olmaya gerek duymamış, resmi kurumlardaki her işi tek telefonla halledilmiş biri olan kadın, son 6 senedir tek başına yaşıyor ve bankaymış, SGKymış her işini kendi hallediyor, sahibi olduğu bir ticari taksi var onun evraklarıyla ilgileniyor. Öğreniliyor yani.
Anneniz illa da sokağa çıkamayacaksa evde çocuk baksın. Çocuğu evine getirirler, alışverişini de siz veya abiniz yaparsınız haftalık. Buyrun çözüm? Sizden iyi geliri olur. Kiraya da, alışverişe de yeter.
Ama yani eli ayağı tutan bir yetişkin için bütün gün evde köşe yastığı gibi oturup başkalarının ona bakmasını beklemek buradan bakınca anca uyanıklık gibi görünüyor.
Veya siz bütün gün evde oturup koca yolu gözleyeceğinize girin bir işe çalışın. Hem annenize hem kendi evinize faydanız olsun. Bekarken abiniz izin vermemiş, şimdi de eşiniz vermiyordur kesin?
Bilmiyorum nedense siz yazdıkça daha da samimiyetsizleştiniz gözümde.
Gelecek gelin annenizi kabul etmeli yani, sizin için durum bu. Beraber yaşamayı kabul etmiyorsa evlenmek yok. Zira daha önce bu beraber yaşama meselesinden bozulan ilişkileri olmuş abinizin. Anneniz olan hanımefendi o zaman bile dememiş yani "Böyle olmaz oğlum, bir çaresine bakalım" diye.
Pardon unuttum gerçi, iki ev, iki masraftı dimi?
Teşbihte hata olmaz; abiniz eşek olunca, semer vuranı da bol olmuş.
Kendisine sabır, anneniz ve siz diğer kardeşlere vicdan diliyorum.