Daha iki aylıkmış. Küçücük, minicik allah bağışlasın. Benim size önerim ek gıdaya geçince, bütün yemekleri mama diye adlandırmayın. Hepsinin adını, ne ile yapıldığını söyleyerek yedirin. Mesela çorba değil, mercimek çorbası, şehriye çorbası gibi. Şehriyenin ne olduğunu görmek ister misin deyip ona şehriye gösterin mesela. Balıksa hangi balık, etse hangi hayvanın ki. Sebze ise hangisi. Bu şekilde öğrenme yeteneği gelişecek ve çok güçlü bir hafızaya sahip olacak.
Ona bol bol şarkı söyleyin, erken konuşur. Ne yaparsanız göz teması kurun, ihtiyaçlarını bezgin bir şekilde karşılamayın. Gece altını değişirken bile güler yüzle gözlerine bakın, ona güven aşılayın.
Her istediğini yapmayın. Bir çikolata yedi ikincisini istiyor, sadece hayır demeyin. İkinci çikolatayı o an neden yememesi gerektiğini ciddi bir şekilde anlatın ve ne zaman yiyebileceğini açık açık belirtin. Onunla bu çikolata krizi konusunda işbirliği yapın. Mesela bu çikolatayı yarın öğlen yemeğinden sonra yiyebilirsin. Eğer yemen gereken zamanı unutursan ben sana hatırlatırım şimdi çikolatamızı yerine kaldıralım.. gibi. Onunla bir yetişkinmiş gibi konuşun.
Çok önemli, asla bebek diliyle konuşmayın, siz yetişkinsiniz, bebek olan o. başkaları da bu şekilde konuşursa uyarın. çocuğun düzgünce konuşup kendini doğru ifade edebilmesi açısından bu çok önemli.
Bebekler, büyüme aşamasında bize şirin gelen minik yanlışlar yaparlar. Aslında bu hataları çocuk doğrusunu bilmediği için yapıyor, bizler eğlenelim diye değil. Onunla eğlenmek yerine dur sana göstereyim bak böyle olacak deyip doğrusunu göstermelisiniz. Siz doğrusunu göstermeseniz nereden öğrenecek ki. Bir çocuğun büyürken ihtiyacı olan en önemli şey öğrenmektir.
Çocuğunuz emeklemeye, yürümeye başlayınca küçük kazalara açık hale gelecek. tehlike anında ona maruz kalacağı tehlikeye eşdeğer bir ses tonuyla sertce uyarmalısınız. Mesela yemek pişerken ocağa yaklaşıyor. Alışık olmadığı sert bir ses tonuyla onu uyarın. oradan uzaklaştığından emin olana kadar gözlemleyin. Kendiniz oradan uzaklaştırmayın, bunu kendisi yapmalı. Size güvenmeli. Ses tonunuzdaki uyarıyı dikkate almayı öğrenmeli. (tabi makul tehlikelerden bahsediyorum, pencereye tırmanma durumu gibi çok tehlikeli bir durum değil. Öyle bir durumda çocuğun kendini korumasını bekleyemeyiz. Acil müdahele etmek gerekir.). Bir diğer yanlışta çocuğu tehlikeli bir durumu yumuşak, sevecen ses tonuyla anlatmaya çalışmak. Çocuk ne dediğinizi anlamayacak, sadece ses tonunuza odaklanacaktır, mesela yumuşak bir ses tonuyla yanarsın dediğinizde yanmanın ne olduğunu bilmediğinden uyarınızın bir faydası olmayacak, dediklerinizi dikkate almayacak ve tehlike onun için devam edecek. O yüzden bağırman gerekiyorsa bağırmalısın, bağırarak , sert bir ses tonuyla, haydi pikniğe gideceğiz dediğinizde çocuk, pikniği kötü bir şey gibi algılar. Onun için duruma göre tonlama yapmalısınız.
Çocuğunuz çok küçük olduğundan, devamlı sizin yanınızda ve güvende. Ama dünyanın bin türlü hali var. Aamir Khan'ın çocuk tacizlerine karşı çocukları bilinçlendiren bir videosu var, küçük çocuklar için hazırlanmış. internetten bulabilirsiniz. İlk önce siz izleyin. İsterseniz çocuğunuza siz anlatın ve ya videoyu izletin, bilgilensin, uyanık olsun bu çok ama çok önemli.
Az ve öz oyuncak.
Bu arada boyama kitaplarının çocuğun hayal gücünü zayıflattığu konusunda bir yazı okumuştum. Bu da aklınızda olsun. Boş bir kağıt ve hayal gücü yeterli.
Duygusal zeka adlı kitabı okuyun. Yazarı hatırlamıyorum maalesef. Yıllar önce okumuştum. Her çocuk özeldir adlı filmi izleyin. Yönetmen ve oyuncu Aamir Khan.
Benden bu kadar. Biraz uzun oldu ama çocuk gelişimi önemli.