- 29 Şubat 2012
- 61.512
- 62.458
- Konu Sahibi Huy Meselesi
- #1
Ağız yaralarından birçok kişi muzdariptir. Aft diye de bilinen ağız yaraları ağızda dil, diş eti, yanak, damak gibi hassas bölgelerde meydana gelen kişinin yemek yemesine, bir şeyler içmesine, konuşmasına engel olmakta hatta tükürük salgılarını bile kontrol edememesine neden olmaktadır. Sarı ya da beyaz renkli olabilen ülserler ve 1-2 mm kadar derinliğinde olabilmektedir. Ağız yaraları tek başına olabildiği gibi çok sayıda da çıkabilir. Bayanlarda daha sık oranda görülebilen ağız yaraları değişik sebeplere bağlı olarak ortaya çıkmaktadır.
Ağızda yaralara, ağızda normalde de bulunan Candida albicans olarak isimlendirilen bir mantar türü neden olmaktadır. Var olduğu halde her durumda hastalık yapmamasının nedeni ise bağışıklık sistemimizin bu tür mantarı yok edebilmesidir. Fakat tersi durumda ise aynı şeyi söyleyemeyeceğiz.
AĞIZ YARALARINDA ROL OYNAYAN ETMENLER Ağız yaralarında değişik nedenler rol oynamaktadır. Ağız yaralarının birçoğu çok ciddi sorunlar olduğunu ifade etmez. Kişinin sağlıksız beslenmesi ya da diğer bir tabirle buna bağlı olarak bağışıklık sisteminin zayıflaması sadece aft değil tüm hastalıkların altında yatan temel nedendir. Ağız yaralarına maruz kalmadan önce vücut direncini artıracak şekilde beslenmeye özen göstermeniz gerekmektedir. Kendinize bakım yapmadığınızda aft oluşumu hızlanacak hatta sıklaşacaktır. Bağışıklık sisteminin zayıf olmasına sürekli antibiyotik kullanımı da neden olmaktadır. Bu nedenle her hastalandığımızda antibiyotik kullanımı doğru bir davranış değildir. Antibiyotik kullanımı böbreklere ve bağırsak ortamında yaşayan faydalı bakterileri yok etmektedir. Bunu ifade ettikten sonra aşağıda sıralanacak olanlara dikkat ederseniz ağız yaralarının oluşma ihtimalini azaltmış olursunuz. Aft oluşumunda etkili olan diğer faktörler şunlardır;
STRES: Çağımızın çoğu hastalıklarının en büyük nedenlerinden biri strestir. Stres yani sürekli gergin olma hali kişinin direncinin kırılmasına neden olur. Direnci kırılan insanda aft oluşumu hızlanabilir. Özellikle bu dönemlere, kadınların adet öncesinde sıklıkla karşılaşılmaktadır. Doğal olarak stresi yok eden sarı kantaron çayını size tavsiye ediyoruz. Psikolojinizi düzeltmenize yardımcı olacaktır.
YİYECEKLER: Yediğimiz yiyeceklerin sertliği yumuşaklığı, sıcaklığı ve soğukluğu aft oluşumunu tetikleyebilir. Sert olan yiyecekler yumuşak olan ağız mukozasını tahriş edebili, aft oluşumuna zemin hazırlayabilir. Aşırı tuzlu, acı gıda tüketimi, aşırı sıcak yiyecekler de aft olumuna neden olur.
TRAVMA: Ağızda meydana gelen tahrişlere bağlı olarak ağız yaraları meydana gelebilir. Bu, diş fırçasının sert kullanımı ilgili olabilir ya da yanlışlıkla yanak veya dudakların ısırılması ile ilgili olabilir. Bunların dışında yanlış protez takılması yad sert yiyeceklerin tüketilmesine de bağlı olabilir.
DİŞ MACUNU: Diş macunlarının yapısında bulunan köpürtücü madde(sodyum lauryl sülfat) ağız aftının sebeplerindendir. Bu maddenin aşırı olmayan diş macunları tercih edilmelidir.
Ağız yaralarının diğer sebepleri ise Behçet Hastalığı, B12 vitamini eksikliği, aşırı C vitamini tüketimi, Konjonktivit, retinit, lokositoz, demir eksikliği, sigara içme olarak sayılabilir.
AĞIZ YARALARINDA TEDAVİ
Genellikle ağız yaraları kendi kendine bir haftaya kadar iyileşebilmektedir. Doktora görünüldüğünde doktorunuz size antibiyotik tedavisi ve ağız içi gargara verecektir. Bunlarla büyük oranda iyileşme sağlanabilmekte, tedavi hızlandırılabilmektedir.
Misvakın ağız içi asitlik derecesi ile aynı asitlik derecesine sahip olması aft oluşumunu engellemektedir. Misvak, ağız temizliğinin yanı sıra balgam sökücü, hafıza kuvvetlendirici ve güzel telaffuzu sağlama gibi olumlu etkileri de bulunmaktadır.
Yaralı alanlara tuz koymak ağız yaraları ile mücadelede etkili bir yöntemdir. İster eliniz ile bu tuzu yara üzerine uygulayabilir yada tuzlu su ile sıkı bir şekilde gargara yapabilirsiniz. Yaralara tuz koyduğunuzda bunun yara üzerinde erimesini bekleyin. Canınız acıyacak ama bu yaraları mikroplardan arındırdığı için iyileşme süresi kısalacaktır. Dilinize ve ağzınıza günde üç kez tuz uygulayabilirsiniz. Aynı işlemi sirke kullanarak da yapabilirsiniz. Faydasını göreceksiniz.
Baharatlı ve asitli yiyeceklerden kaçının. Ağız yada dilinizde çıkan yaralar ile mücadele ederken domates veya domates sosu, narenciye veya diğer asit içeren gıdalardan yemeyin. Bunlar ağzınızı daha fazla tahriş eder, iyileşme yavaşlar ve daha fazla zaman alır.
Ağız yaraları için bir diğer etkili madde ise kabartma tozudur. Elinize kabartma tozu koyun ve birkaç damla su ilave ettikten sonra bir macun kıvamına gelinceye kadar karıştırın. Sonra macunu tamamen eriyinceye kadar yaralı bölgede tutun. Günde 3 defa bu uygulamayı kullanabilirsiniz.
SLS içermeyen diş macunu ile günde iki defa dişlerinizi fırçalayınız. Sodyum lauret sülfat, bir köpürtme ajanıdır, köpürmeyi sağlar ve bu madde yaralarınızın daha da kötüleşmesine yol açabilir. Bu tip diş macunlarını eczanelerde bulabilirsiniz.
Ağrıyı azaltmak ve rahatlama sağlamak için uyuşturma jelleri uygulayabilirsiniz. Eğer ağız yaraları yada ülserlerinden ötürü konuşma ve yemek yeme konusunda sorunlar yaşıyorsanız Anbesol gibi Benzocaine içeren bir uyuşturma jeli kullanmanızı öneririz. Bu jeller gerek duyuldukça, günde birkaç kez ağız yada dildeki yaralara uygulanabilir. Ağız yaralarınız iyileştikçe bu uyuşturucu jelleri kullanmayın-bırakmalısınız. Eğer sıklıkla ağız içi yaralarınız oluyorsa ve iyileşmesi uzun süre alıyorsa bir hekime başvurmanız gerekir.
(sabah)