- 31 Ağustos 2018
- 64
- 45
- 18
Yakın tarihte düğünümüz var ve bu süreci can sıkacak herhangi bir sorun yaşamadan sadece heyecanla geçirelim diye telkinde bulunmuştuk birbirimize. Nitekim de öyle oldu, sıkıntısız geçirdik sayılırdı ta ki bugüne kadar. Zihnen cok yorgunum ve şimdiden yapacağımiz balayının hayalini kuruyorum diyebilirim. İşte bu balayı yeri konusu tartışmamızın çıkış noktası oldu. Başlıca para birimleri yaz donemindeki kadar başını alıp gitmeden yurtdışında balayı yapma konusunda anlaşmıştık. Ama vizenin ucu ucuna yetişmesi,yetisememesi sebebiyle iptal ettik. Bir şeylerin olmaması değil, olur gibi olup olmaması sinir bozucu olan durum. Bu süreçte hiçbir şeyi bu kadar istememistim ve de. İptaline üzüldüğüm ve tripvari bir kac soylemim için nişanlım beni memnuniyetsizlik ve nankörlükle itham etti. Ben kesinlikle kabul etmedim bu söylemleri. Beni asıl üzen tüm olumlu şeyleri göz ardı edip olumsuz olanlara yönelmesi. Hep renkli çiçekler gibi mi olacağız? Arada bir solduğumuzda da birbirimize katlanamiyorsak ne anlamı var ki atacağimiz imzanin? Mutsuzlukta da beraber olmak gerekmiyor muydu, ya da ben mi yanlış anladım evliliği. Tüm güzel şeyler beraber olacak ama firtinada herkes kendi köşesine çekilip dinmesini mi bekleyecek? Bir türlü anlatamıyorum, elimde plaket ve takdir belgesi ile benim için yaptıklarına teşekkür edeyim istiyor sanırım. Her şey söylemden mi ibaret ki, ilk kez barbie bebeği olmuş kız çocuğu gibi sevinirken yanımda ama Murat Kekilli'nin tımarhanedeki klibinde olduğu gibi davransam olmayacak mı mesela? (Tabi ki öyle davranmiyorum da)
Hele ki bu olayda kesinlikle kötü bir söylemim olmadı. evet birazcik trip atmıs olabilirim ama karsilik verip sonuç olarak liseli gibi engel atmasina (kendisi 32yasindadir) ve bugünü böyle kapatmamiza gerek var mıydı?
Ne kadar komik değil mi su durum? Kendini genel olarak haklı bulduğu için savunmalarımı geçersiz sayiyor. Evlilik ve iletisim konulu eğitim varsa oraya mi gitmeli bilmiyorum. Tek bildiğim sac dokulmesinin stresle bi ilgisi varsa ve ben bu şekilde bı iletişim devam ettirirsem başımda saç kalmayacağı.
Hele ki bu olayda kesinlikle kötü bir söylemim olmadı. evet birazcik trip atmıs olabilirim ama karsilik verip sonuç olarak liseli gibi engel atmasina (kendisi 32yasindadir) ve bugünü böyle kapatmamiza gerek var mıydı?
Ne kadar komik değil mi su durum? Kendini genel olarak haklı bulduğu için savunmalarımı geçersiz sayiyor. Evlilik ve iletisim konulu eğitim varsa oraya mi gitmeli bilmiyorum. Tek bildiğim sac dokulmesinin stresle bi ilgisi varsa ve ben bu şekilde bı iletişim devam ettirirsem başımda saç kalmayacağı.
Son düzenleme: