boşuna kendinize dert edinmeyin.
mesela benim babam kitap gibi konuşur, telefonu açarken bile "Merhaba yassycim, bugün nasılsın? Sesini duymak istedim" der. konuşma içinde de sürekli olarak tam cümleler kurar. ben mesela "o öyle değil" diyorsam babam "açıkçası ben o durumun o şekilde olduğunu düşünmüyorum" der. insanlara yardım eder yüzlerce öğrenciye burs verir ama ben "eli kolu olan çalışsın, devletten burs alsın, bu insanların diğer fakir olanlardan tek farkı seninle karşılaşmaları mı çok saçma" diye düşünürüm. babam siyaset konuşmaz. "sadece cahil insanlar siyaset, din ve para hariç konuşacak bir şey bulamaz" der ama ben tam zıttı hepsi hakkında konuşmayı da severim. babam alkolü gevşemek için kullanır, başka şeyler içer yine gevşemek için yılda nerdeyse 1 kez. ben ikisini de hayvan gibi eğlenip dağıtmak için alırım alırsam. aynı şeyleri yaparız ama amaçlarımız farklıdır.
annem bambaşka bir dünya mesela.annemle bir konuyu konuşmak istiyorsan o konu kesinlikle çok önemli veya anneme bir şey öğretecek olmalıdır. oturup boş dedikodu yapmaz veya ne bileyim bu biber soğan fiyatları vs onları bile tartışmaz. "Neden bunu konuşayım pardon ama konuşsam ne değişecek" der geçer. Gereksiz kelime kullanmaz. Siyasi görüşünü hiç kimse bilmez. çok modern bir insandır ama dekoltenin kalitesizlik olduğunu düşünür mesela, ne kadar ölçülü giyinirsen o kadar adam yerine koyulursun der ama ben dekolte severim ve olması gerektiğini düşünürüm.
annemin dini inançları vardır, babamın var mı yok mu bilmiyorum, benim yok.
babam the doors dinler, annem hans zimmer, ben amerikan rap. ikisinden biriyle yolculuk yaparken tek ortak paydamız tarkanın ahde vefa albümü olur onun dışında müzik zevklerimizi sevmeyiz.
daha saysam bir sürü şey sayarım yani ailemle çok farklıyız biz de ama karşılıklı oturup konuşunca çoğunlukla tartışmadan kalkıyoruz. ne kadar tartışsak da iki tarafın da fikirleri değişmez çünkü.