Arkadaşlar kalabalık bir ailede büyüdüm.teyzemler,dayımlar,kuzenler..vs.aynı şehirde hep iç içeydik.5 teyzem var hiçbiri eğitimli insanlar değil.okuma yazmaları dahi yok.küçümsemek için söylemiyorum sonuçta onlar da kanımdan canımdan insanlar fakat artık ben yoruldum.içlerinde dip dibe oldukça bunca senedir köreldiğimi görüyorum.onların cahil olması neden beni bu kadar yordu?eğitimsiz olmalarına hiçbirşey demiyorum ama insan kendini biraz geliştirebilir değilmi.köyden çıkalı yıllar oluyor hepsi şehire evlenmiş evet dar gelirli aileler ve ne yazııkki yine sadece benim ailemin maddi durumu iyi ve eğitimliller.ama cahillik ve parasızlık değil ki artk bu başka bişey.
ben buraya kadar hiçbir şey demiyorum,fakat teyzemlerle oturup 2 kelime sohbet edemiyoruz.şehire ve zamana hala ayak uydurabilmiş değiller.kuzenler arasında da sadece ben ve kardeşim üniversite mezunu ve bir meslek sahibiyiz.diğerleri okumadılar.herkes kendi yolunu ayrı çizdi.
büyükler ne tv izler ne gazete okurlar zaten okumaları yok,ne gezip tozup iki insan tanırlar,ne film ne eğlence tek bildikleri dedikodu.kendilerini geliştirme merakları hiç yok.diyelim tvde ünlü bi siyasetçiden bahsedicek lafı geçmiştir,"aha o koca kafalı adam işte," der komiklik yapmaya çalışırlar akılları sıra.bunca yıl böyle nasıl heba edilir ben düşünürken,onlar okuyan insanları küçümser,elinde roman dahi görse dalga geçerler vs..onlara göre okul insanları aptallaştırıyor,sık sık "okula gitsem vali olurdum" sözlerini işitiyorum.oysaki o kadar darlıkta kıtlıkta evlerine 5 kuruş getirmişlikleri yok.takdir edersinizki benim ailem onlarla birlikteyken kültür çatışması yaşadı.yani annem de zamanla onlara benzedi.okumayı unutmak üzere resmen.bir toplumda girdiklerinde konuşacak 2 kelimeleri yok takip ettikleri hiçbirşey ellerinden gelen hiçbir iş yok.ama başbaşa kaldıklarında dedikodunun haddi hesabı yok.elimde roman görseler onu da ders kitabı zannediyorlar.ilk ergenlik dönemlerinde yanlış birşey yapıyorum galiba diye düşünmeye başladım çalışmaktan utanır hale geldim.sürekli eleştirmeler kıyaslamalar her konuda...ve onlara göre çalışmak dünyanın en sıkıcı işi.onun yerine devrilip yan gelip yatmak daha eğlenceli ve daha karlı bir uğraş.yıllar böyle geçti.ben eleştirilmemek pahasına herşeyi uzak tutmaya çalıştım onlardan.ama beceremedim.her saniye içimizdelerdi.mesafe koymaya çalıştım annem yalnızlaştı olmadı onların etkisinden yavaş yavaş kurtulmaya başlıyoruz yaşlandıkça çok sık görmüyorum onları.ve damarıma eskisi gibi basamıyorlar.bu yüzden çok düşündüm uzak bir şehire evlenmeyi akrabalrdan uzak olmayı.kafamın rahat olmasını istedim.öyle esir almışlar ki bizi seneler sonra farkediyoruz gerçekleri ama kaybımız daha doğrusu kaybım çok.çok duygusal yetişştiğimden her söylediklerini bilir kişi ifadesi olarak kabul eder kusuru kendimde arardım.oysaki onlar bizi takip etmeli bizden çok şey öğrenmeliymiş,artık onları hayatımın içinde görmek istemiyorum.akraba kelimesinden nefret ediyorum.annemin ve babamın fazlsıyla uysal yapıa olmaları onların bu şekilde hareket etmelerine yol açtı.bilmiuorum net olarak anlatabildimmi kafam karışık biraz karışık oldu galiba benim gibi yakın akrabalarını bu nedenlerle sevmeyen var mı?
ben buraya kadar hiçbir şey demiyorum,fakat teyzemlerle oturup 2 kelime sohbet edemiyoruz.şehire ve zamana hala ayak uydurabilmiş değiller.kuzenler arasında da sadece ben ve kardeşim üniversite mezunu ve bir meslek sahibiyiz.diğerleri okumadılar.herkes kendi yolunu ayrı çizdi.
büyükler ne tv izler ne gazete okurlar zaten okumaları yok,ne gezip tozup iki insan tanırlar,ne film ne eğlence tek bildikleri dedikodu.kendilerini geliştirme merakları hiç yok.diyelim tvde ünlü bi siyasetçiden bahsedicek lafı geçmiştir,"aha o koca kafalı adam işte," der komiklik yapmaya çalışırlar akılları sıra.bunca yıl böyle nasıl heba edilir ben düşünürken,onlar okuyan insanları küçümser,elinde roman dahi görse dalga geçerler vs..onlara göre okul insanları aptallaştırıyor,sık sık "okula gitsem vali olurdum" sözlerini işitiyorum.oysaki o kadar darlıkta kıtlıkta evlerine 5 kuruş getirmişlikleri yok.takdir edersinizki benim ailem onlarla birlikteyken kültür çatışması yaşadı.yani annem de zamanla onlara benzedi.okumayı unutmak üzere resmen.bir toplumda girdiklerinde konuşacak 2 kelimeleri yok takip ettikleri hiçbirşey ellerinden gelen hiçbir iş yok.ama başbaşa kaldıklarında dedikodunun haddi hesabı yok.elimde roman görseler onu da ders kitabı zannediyorlar.ilk ergenlik dönemlerinde yanlış birşey yapıyorum galiba diye düşünmeye başladım çalışmaktan utanır hale geldim.sürekli eleştirmeler kıyaslamalar her konuda...ve onlara göre çalışmak dünyanın en sıkıcı işi.onun yerine devrilip yan gelip yatmak daha eğlenceli ve daha karlı bir uğraş.yıllar böyle geçti.ben eleştirilmemek pahasına herşeyi uzak tutmaya çalıştım onlardan.ama beceremedim.her saniye içimizdelerdi.mesafe koymaya çalıştım annem yalnızlaştı olmadı onların etkisinden yavaş yavaş kurtulmaya başlıyoruz yaşlandıkça çok sık görmüyorum onları.ve damarıma eskisi gibi basamıyorlar.bu yüzden çok düşündüm uzak bir şehire evlenmeyi akrabalrdan uzak olmayı.kafamın rahat olmasını istedim.öyle esir almışlar ki bizi seneler sonra farkediyoruz gerçekleri ama kaybımız daha doğrusu kaybım çok.çok duygusal yetişştiğimden her söylediklerini bilir kişi ifadesi olarak kabul eder kusuru kendimde arardım.oysaki onlar bizi takip etmeli bizden çok şey öğrenmeliymiş,artık onları hayatımın içinde görmek istemiyorum.akraba kelimesinden nefret ediyorum.annemin ve babamın fazlsıyla uysal yapıa olmaları onların bu şekilde hareket etmelerine yol açtı.bilmiuorum net olarak anlatabildimmi kafam karışık biraz karışık oldu galiba benim gibi yakın akrabalarını bu nedenlerle sevmeyen var mı?
Son düzenleme: