işe gitmemekle hata yapmışsın, işe ara verme git. böyle dönemlerde rutine devam etmek çok önemli. rutin işlerini asla aksatma. iş, arkadaş buluşmaları, sorumluluklar vs. sana yaşadığım iki ayrılık acısı dönemini kısaca anlatayım, aralarında bir fark var:
1) bundan 3 sene önce eski iş yerimden ayrıldığımda oradaki aşkım da bitmek zorunda kalmıştı. çok yoğun hisler besliyordum, onu her gün görmeye çok alışmıştım. 2-3 hafta içinde başka bir işe başladım, evet üzüntüm yine devam ediyordu ama yeni iş, yeni ortam, yeni insanlar, kendimi kanıtlama ve gösterme çabası, yeni iş yerine adapte olma falan derken abartmıyorum ama 1 ay içinde falan hiçbir şey olmamış gibi tüm moralimi, keyfimi, her şeyimi toparlayıp atlattım. asla değersizlik de hissetmedim. zihnim de meşguldü, neden, niçin sorularını pek sormadım. üzülmedim mi tabii üzüldüm ama uzamadı o ruh hali.
2) bundan birkaç ay önce bir ayrılık yaşadım, açıkçası duygularım üstte verdiğim örnekteki kadar yoğun değildi. fakat evden çalışıyorum ve evden çalışıyor olmak bu dönemde beni inanılmaz aşağı çekti. ofisimiz bana uzak olduğu ve tüm ekip evden çalıştığı için kafamı dağıtabilecek bir iş ortamım yoktu, günlük rutinim de. sabah kalkıyorum, pc başına geçiyorum tüm gün evde yalnızım. ne dedikodu yapacak bir iş arkadaşı var, ne bir müşteri toplantısı... hiçbir şey yok sadece iş ve ben varım. şansıma çok da yoğun değildi o dönem işler. üzüntü sürecim o kadar uzadı ve kendimi öyle depresif hissettim ki anlatamam. o dönem bu işten ayrılıp normal ofiste çalışan bir yere mi girsem diye düşündüm hatta. o yüzden diyorum ki evde durma, evde kalma, dışarı çık, rutine devam et. sonuçta insan kalkıyor, giyiniyor süsleniyor ofise gidiyor. arkadaşlarla laflıyor, kahve içiyor, öğle yemeğine çıkıyor, gelen giden oluyor ister istemez her gün bir sürü insana karşı iyi ve güçlü gözükmek zorunda kalıyorsun. öyle öyle derken kendi acın hafifliyor.