katılıyorum size bende kendisini kırmadan güzelce yazmaya çalıştım ,alttakişekilde son kısmı okursanız belki sizde unutabilirsiniz bazı şeyleri hangimiz zaten derinden unutttu ki yapılanları ama yapacak birşey yok idare etmek zorundayız...
Tereliye sanırım tavsiyelerime uyup bir yardım almadın

Önceki konularını es geçerek tüm samimiyetimle yazıyorum.
Senin şuanki insanlık ve vicdan görevin ameliyattan önceki gün kayın validenlere git.
Börek çörek açma kurabiye tarzı şeyler yap ziyarete gelen olduğunda ikam ederler.
Sulu yemek zaten yapılır.
Lazımlı birşey var mı ölç tart.
Ameliyat günü de git hastaneye.
Düğün saati evine gider hazırlanır düğüne gidersin.
Ertesi gün de git yanına taburcu mu olur eve mi çıkar bilemem ama yanında ol.
Bu senin insanlık görevin.
Kim ne yapmış ne etmiş diye düşünmeden yapman gerek bunları.
Kimsenin âhı kimsede kalmıyor bu dünyada.
Etme bulma dünyası der büyüklerimiz.
Biz kalbimizi temiz tutacağız, en ufak bir lekeye mahal vermeyeceğiz.
Nitekim Efendimiz (s.a.v) bir hadis-i şerifinde kin beslemeyen Mü’minler için şu ifadeyi kullanıyor:
“Bu Allah’tan korkan tertemiz kalptir, içinde hiç bir günah, zulüm, kin ve haset yoktur.” (İbn’i Mâce, Zühd, 24)
Kin tutmak, kişinin İslâma karşı gevşekliğinin bir göstergesidir. İslam ahlakına sahip kimse, bu hareketin kalpteki bir hastalık olduğunu bilir. Bu hastalık bir kere baş gösterince, zamanla adeta bir “davranış” haline gelir ve önlemi alınmazsa kişinin dini duygularını yer bitirir..