güncellemek isterim ankara'da gittiğim falcıları:
1- rukiye: çok kısa bakıyor. o kadar ki, "şu an güzel bir haber bekliyorsun sen, o gelecek; sevdiğin biri mi var, adında e var... bu e seni istiyor ama bir şey önüne engel olmuş. sana mesaj atacak. ben diyeyim üç gün sen de beş gün arayacak" diyor.
klasik yani bunu ben de herkese söyleyebilirim. ztn toplasan beş dakika bakmıyor, yazsan dört cümle yazabiliyorsun kağıda. tutuyor mu fal, bilemem. tutuyor olabilir. güzel haber alacaksın dediğini her şeye yorumlayabiliyorsun.
2-terapi- fikriye* mihriye:
bu iki kardeşi karıştırıyorum ben.
sürekli benim de kızım var deyip psikologluk yapan bir tanesi var,
bir de hiç alakasız söyleyeni var.
üniversiteyi bitirmişsin, işten ayrılmışsın gidiyosun.
sana "sınavların var, onları geçeceksin. bi tane felsefeyle ilgili ders var" falan diyor.
enine boyuna bakarak uyduruyor.
3-avanti deniz:
uzun zamandır gitmiyorum, bir ara sıkça gittim.
uzun bakar fala.
ama yok saçmalıyormuş.
sana sevdiğin adam dönecek 3 ay sonra falan demişti. aradan iki üç yıl geçti.
arkadaşıma eski sevgilisi için "sana kaşar diyor. unut onu" demişti.
kız o adamla evlendi.
tutturamıyor.
4- cidan ve dilca kafeler...
bırakın allaşkına, bardağın üzerine koyduğunuz 1 liradan medet uman yerler. ikisinde de defalarca baktırdım, tırt.
ayıp olmasın diye hı hı dedim geçtim.
5-gül bahçeli
geçiniz. anlık durumu eh işte biliyor.
ben gazeteciyim bana niye tıp okudun falan dedi.
yan masalarla ilgileniyor, yemek söylüyor.
öyle mal mal ağzının içine bakıyorsunuz.
o kadar para verip iki kelimesini dinlemeye çalışıyorsunuz.
ha değer mi
değmez.
baya zaman sonra baktım bir şey bildiği yok.