Anne olmak isteyenlere yumurtalarını veriyor

Caddy

Guru
Pro Üye
28 Mart 2012
8.170
2.003
Dördüncü Uluslararası Bahar Üreme Sempozyumu’nda Moldovalı bir kadın donör, 'Anne olmak isteyenlere faydam olsun diye yumurtamı veriyorum' dedi.

Girne’de düzenlenen Dördüncü Uluslararası Bahar Üreme Sempozyumu’nda Moldovalı bir kadın donör, kürsüye davet edilince anne olmak isteyenlere yumurtasını neden bağışladığını anlattı.

11138687_10153370358519248_1551802462549873119_n.jpg



7-8 Mayıs tarihlerinde Girne’de Acapulco Oteli’nde yapılan Dördüncü Uluslararası Bahar Üreme Sempozyumu’nda Moldovalı kız donör, kürsüye davet edilince anne olmak isteyenlere yumurtasını neden bağışladığını anlattı. Hafta başında İngiltere'den gelen 100’e yakın tüp bebek uzmanının sorularını Ada’da öğrendiği bozuk Türkçesiyle yanıtlayan genç kızın Moldova pasaportu taşıdığı ve diğer üç kız kardeşiyle birlikte yılda iki kez yumurta verdiği öğrenildi.



30’un üzerinde tüp bebek uzmanı ile 60 dan fazla Profesör ve Konsültanın katıldığı toplantıda üreme sağlığı ve IVF de güncel konular, problemler ve gelişmeler tartışıldı. Toplantının ev sahipliğini Dr. Halil İbrahim Tekin'in yönettiği Kıbrıs Magusa Tıp, Crown IVF Merkezi ile İngiltere'den Liverpool Kadın Hastanesi’nin Tüp Bebek Bölümü Şefi Dr. Rafet Gazvani yaptı. Çok başarılı geçen toplantıda iki gün boyunca daha çok yumurta donasyonu ile ilgili etik konular ve diğer tıbbi problemler tartışıldı.


Çok içten bir şekilde “Anne olmak isteyenlere faydam olsun diye yumurtamı veriyorum” diyen Moldovalı kızın, bu hizmeti karşılığında 1000-1500 sterlin para aldığı öğrenildi. Türkiye’de donörlük yasak ama KKTC’ye gelip gazinolarda çalışan veya üniversitelerde okuyan öğrenci kızlar, donörlüğe meraklı. Moldovalı kız da diğer üç kız kardeşi ile lokantalarda ve güzellik salonlarında çalışırken sık sık yumurtalarını bağışlıyor. Moldovalı kız donör olmayı daha önce deneyen tanıdıklarından öğrendiğini söyledi.


DHA, kimlikleri gizli tutulan dört kız kardeşin babaları tarafından Ermenistan’dan Moldova’ya kaçırıldıklarını ve en büyük kız kardeşin bir Kıbrıslı Türk ile evlenip KKTC’ye göç ettiğini öğrendi. Donör kızlardan yumurta alan anne adayları bu kızları tanımadığı gibi donörler de kime yumurtalarını verdiklerini bilmiyorlar. Her şey büyük bir gizlilik içinde yürütülüyor.

DR. TEKİN, 2007'DE 64 YAŞINDAKİ BİR KADININ TEDAVİSİNİ YAPARAK HAMİLE KALMASINI SAĞLAMIŞTI


Tüp bebek alanında tanınan isimlerden olan Dr Halil İbrahim Tekin, 2007 yılında yaptığı bir operasyonda 47 yıldır evli olan ancak bebek sahibi olamayan 64 yaşındaki Alman vatandaşı Türkan Katıçelik'in hamile kalmasını sağlamış, Selim ve Türkan Katıçelik'in bebek sevinci dünya basınına da konu olmuştu.
 
Hepsini geçtim de 64 yaşındaki kadının çocuk doğurması nedir allah aşkına ya? Nasıl bakacaksın sen o çocuğa? Kalmış şurda 5-10 senelik sağlıklı ömrün, niye o çocuğu dünyaya getirirsin be kadın. Başlarım ben böyle çocuk sevgisine. Bencillik resmen.
 
Ben ozunde yapilan isleme karsi degilim. Evli bir ciftin cocugu olmuyorsa baska bir kadindan yumurta alinip en azindan babanin biolojik baba olmasi saglanabilir. Ancak, burada dogacak cocugun da haklarinin gozetilmesi gerekir. Hangi insan biolojik annesini merak etmez ki? bunun cocuktan, yarinin yetiskin bireyinden gizlenmesi etik degil. Ikincisi, o cocuk biolojik annesinin kimligini ogrendiginde ondan utanmamali, Anne adayi titizlikle secilmeli, onune gelene yumurta dagitan ne idugu belirsiz bir annesi olmasini kimse istemez. Bilmedigi bir suru kardesinin olmasini kimse istemez. Biolojik annesinin belki de bir hayat kadini olmasini kimse istemez. Yani hic bir yondem bu yapilan islem etik degil, bir insanin, dogmamis bir cocugun haklarinin daha dogmadan gaspedilmesi soz konusu burada..
 
Dunyada milyonlarca anne babasiz, yuvasiz cocuk var. Butun yollarin tikandigi noktda bu cocuklardan birini evlat edinmek, ona bir yuva saglamak cok daha guzel, cok daha etik.. bu konuda bir annenin anlattiklarini paylasacagim:

EVLATLIK

Evleneli oniki yıl olmuştu. Çocuk sahibi olamamıştık.
Tedavi için gittiğimiz doktorların hemen hepsi aşağı yukarı aynı şeyleri söylemişlerdi. Bu gerçekleri duymak eşim için de benim için de her seferinde yıkım oluyordu. "Çocuk sahibi olabilmeniz imkansız görünüyor"

Bu kelimelerin her tekrarlanışı umudumuzu iyice
yitirmemize neden olmuştu.

-Neden evlatlık edinmiyoruz? dedim eşime
-Sahipsiz onca çocuk varken...
Belki de Allah onlardan birine sahip çıkmamızı istiyor.
Ve belki de bu yüzden bir bebek sahibi olmamızı dilemiyor.


Yetimhanede bebeklerin bulunduğu bölüme
girer girmez, ilk onu gördüm. Ayaklarını havaya dikmiş, elleri ile onlara ulaşmaya çalışıyordu.
Harikulade bir bebekti ve ben ondan gözlerimi alamıyordum.

-Bu... bunu kendimize evlat edinelim dedim.

Daha ilk bakışta ona karşı öylesi güçlü bir sevgi hissettim ki, sanki doğurduğum çocuğumu emanet bıraktığım bir yerden
geri almak üzere gelmişim hissine kapıldım.

Ancak yetimhane yetkilileri evlat edinebilmenin biraz güç olduğunu söylemişlerdi.

-Ben bu bebek için sonuna kadar mücadele edeceğim.
dedim eşime Oda zaten bu konuda en az benim
kadar kararlıydı. O günden sonra, gerçekten de onun
için çok mücadele etmek zorunda kaldık.

Bir çok araştırma, soruşturmaya tabi tutulduk.
Aylarca uğraştık ama sonunda onu bize verdiler.

Kızımızın hayatımıza girmesi ile birlikte yuvamızın
tek eksiği de artık tamamlanmıştı. O harika bir bebekti.
Eşimle ben onun için çıldırıyorduk.

Kızım okul çağına geldiğinde ona gerçeği anlattık.
Artık kendisinin öz anne ve babası olmadığımızı biliyordu. Bu gerçeği öğrenmiş olması onda tahmin ettiğimiz şoku yaratmadı. Küçücüktü fakat inanılmaz derecede olgun bir çocuktu.

Birgün arkadaşıyla sohbetlerine tanık oldum. Sevgili kızımın o gün arkadaşına söylediği sözler, benim hayatımda aldığım en güzel ödül oldu.

"Ben evlatlığım" dedi kızım
Arkadaşi şaşkın bir ifade ile sordu;"Evlatlık ne demek?"

Küçük kızım şöyle yanıt verdi.
"Annenin karnında değil, yüreğinde büyümektir."
 
Dunyada milyonlarca anne babasiz, yuvasiz cocuk var. Butun yollarin tikandigi noktda bu cocuklardan birini evlat edinmek, ona bir yuva saglamak cok daha guzel, cok daha etik.. bu konuda bir annenin anlattiklarini paylasacagim:

EVLATLIK

Evleneli oniki yıl olmuştu. Çocuk sahibi olamamıştık.
Tedavi için gittiğimiz doktorların hemen hepsi aşağı yukarı aynı şeyleri söylemişlerdi. Bu gerçekleri duymak eşim için de benim için de her seferinde yıkım oluyordu. "Çocuk sahibi olabilmeniz imkansız görünüyor"

Bu kelimelerin her tekrarlanışı umudumuzu iyice
yitirmemize neden olmuştu.

-Neden evlatlık edinmiyoruz? dedim eşime
-Sahipsiz onca çocuk varken...
Belki de Allah onlardan birine sahip çıkmamızı istiyor.
Ve belki de bu yüzden bir bebek sahibi olmamızı dilemiyor.


Yetimhanede bebeklerin bulunduğu bölüme
girer girmez, ilk onu gördüm. Ayaklarını havaya dikmiş, elleri ile onlara ulaşmaya çalışıyordu.
Harikulade bir bebekti ve ben ondan gözlerimi alamıyordum.

-Bu... bunu kendimize evlat edinelim dedim.

Daha ilk bakışta ona karşı öylesi güçlü bir sevgi hissettim ki, sanki doğurduğum çocuğumu emanet bıraktığım bir yerden
geri almak üzere gelmişim hissine kapıldım.

Ancak yetimhane yetkilileri evlat edinebilmenin biraz güç olduğunu söylemişlerdi.

-Ben bu bebek için sonuna kadar mücadele edeceğim.
dedim eşime Oda zaten bu konuda en az benim
kadar kararlıydı. O günden sonra, gerçekten de onun
için çok mücadele etmek zorunda kaldık.

Bir çok araştırma, soruşturmaya tabi tutulduk.
Aylarca uğraştık ama sonunda onu bize verdiler.

Kızımızın hayatımıza girmesi ile birlikte yuvamızın
tek eksiği de artık tamamlanmıştı. O harika bir bebekti.
Eşimle ben onun için çıldırıyorduk.

Kızım okul çağına geldiğinde ona gerçeği anlattık.
Artık kendisinin öz anne ve babası olmadığımızı biliyordu. Bu gerçeği öğrenmiş olması onda tahmin ettiğimiz şoku yaratmadı. Küçücüktü fakat inanılmaz derecede olgun bir çocuktu.

Birgün arkadaşıyla sohbetlerine tanık oldum. Sevgili kızımın o gün arkadaşına söylediği sözler, benim hayatımda aldığım en güzel ödül oldu.

"Ben evlatlığım" dedi kızım
Arkadaşi şaşkın bir ifade ile sordu;"Evlatlık ne demek?"

Küçük kızım şöyle yanıt verdi.
"Annenin karnında değil, yüreğinde büyümektir."
Çok duygulandım yaa..
 
Dunyada milyonlarca anne babasiz, yuvasiz cocuk var. Butun yollarin tikandigi noktda bu cocuklardan birini evlat edinmek, ona bir yuva saglamak cok daha guzel, cok daha etik.. bu konuda bir annenin anlattiklarini paylasacagim:

EVLATLIK

Evleneli oniki yıl olmuştu. Çocuk sahibi olamamıştık.
Tedavi için gittiğimiz doktorların hemen hepsi aşağı yukarı aynı şeyleri söylemişlerdi. Bu gerçekleri duymak eşim için de benim için de her seferinde yıkım oluyordu. "Çocuk sahibi olabilmeniz imkansız görünüyor"

Bu kelimelerin her tekrarlanışı umudumuzu iyice
yitirmemize neden olmuştu.

-Neden evlatlık edinmiyoruz? dedim eşime
-Sahipsiz onca çocuk varken...
Belki de Allah onlardan birine sahip çıkmamızı istiyor.
Ve belki de bu yüzden bir bebek sahibi olmamızı dilemiyor.


Yetimhanede bebeklerin bulunduğu bölüme
girer girmez, ilk onu gördüm. Ayaklarını havaya dikmiş, elleri ile onlara ulaşmaya çalışıyordu.
Harikulade bir bebekti ve ben ondan gözlerimi alamıyordum.

-Bu... bunu kendimize evlat edinelim dedim.

Daha ilk bakışta ona karşı öylesi güçlü bir sevgi hissettim ki, sanki doğurduğum çocuğumu emanet bıraktığım bir yerden
geri almak üzere gelmişim hissine kapıldım.

Ancak yetimhane yetkilileri evlat edinebilmenin biraz güç olduğunu söylemişlerdi.

-Ben bu bebek için sonuna kadar mücadele edeceğim.
dedim eşime Oda zaten bu konuda en az benim
kadar kararlıydı. O günden sonra, gerçekten de onun
için çok mücadele etmek zorunda kaldık.

Bir çok araştırma, soruşturmaya tabi tutulduk.
Aylarca uğraştık ama sonunda onu bize verdiler.

Kızımızın hayatımıza girmesi ile birlikte yuvamızın
tek eksiği de artık tamamlanmıştı. O harika bir bebekti.
Eşimle ben onun için çıldırıyorduk.

Kızım okul çağına geldiğinde ona gerçeği anlattık.
Artık kendisinin öz anne ve babası olmadığımızı biliyordu. Bu gerçeği öğrenmiş olması onda tahmin ettiğimiz şoku yaratmadı. Küçücüktü fakat inanılmaz derecede olgun bir çocuktu.

Birgün arkadaşıyla sohbetlerine tanık oldum. Sevgili kızımın o gün arkadaşına söylediği sözler, benim hayatımda aldığım en güzel ödül oldu.

"Ben evlatlığım" dedi kızım
Arkadaşi şaşkın bir ifade ile sordu;"Evlatlık ne demek?"

Küçük kızım şöyle yanıt verdi.
"Annenin karnında değil, yüreğinde büyümektir."

Niye bi kadın için bi bebeği karnında taşımak bukadar önemli anlamıyorum hiç anlamıcamıda biliyorum;

Yazınızdan çok duygulandım istemsizce yürü beee dedim küçücük bir çocuk nasıl böyle düşünür:KK64:

Çocuğu olmayan annelere sesleniyorum lütfen evlat edinin; böyle iğrenç yollara başvurmayın ilerde bilmeden kardeşler evlenicek ve korkarım bizler hiç bikemicez:KK43: Türkiye'de de bu yönteme başvuran çok insan var.
 
bagislamiyor, satiyorlar. Yurt disinda ki kizlarin oara kazanmak icin basvurdugu bir yol, ee rus olunca soyumuz guzel olsun diye talip coktur. Ama arkadaslarinda dedigi gibi ne soy ne sop belli olmayacak yakinda.
 
Dunyada milyonlarca anne babasiz, yuvasiz cocuk var. Butun yollarin tikandigi noktda bu cocuklardan birini evlat edinmek, ona bir yuva saglamak cok daha guzel, cok daha etik.. bu konuda bir annenin anlattiklarini paylasacagim:

EVLATLIK

Evleneli oniki yıl olmuştu. Çocuk sahibi olamamıştık.
Tedavi için gittiğimiz doktorların hemen hepsi aşağı yukarı aynı şeyleri söylemişlerdi. Bu gerçekleri duymak eşim için de benim için de her seferinde yıkım oluyordu. "Çocuk sahibi olabilmeniz imkansız görünüyor"

Bu kelimelerin her tekrarlanışı umudumuzu iyice
yitirmemize neden olmuştu.

-Neden evlatlık edinmiyoruz? dedim eşime
-Sahipsiz onca çocuk varken...
Belki de Allah onlardan birine sahip çıkmamızı istiyor.
Ve belki de bu yüzden bir bebek sahibi olmamızı dilemiyor.


Yetimhanede bebeklerin bulunduğu bölüme
girer girmez, ilk onu gördüm. Ayaklarını havaya dikmiş, elleri ile onlara ulaşmaya çalışıyordu.
Harikulade bir bebekti ve ben ondan gözlerimi alamıyordum.

-Bu... bunu kendimize evlat edinelim dedim.

Daha ilk bakışta ona karşı öylesi güçlü bir sevgi hissettim ki, sanki doğurduğum çocuğumu emanet bıraktığım bir yerden
geri almak üzere gelmişim hissine kapıldım.

Ancak yetimhane yetkilileri evlat edinebilmenin biraz güç olduğunu söylemişlerdi.

-Ben bu bebek için sonuna kadar mücadele edeceğim.
dedim eşime Oda zaten bu konuda en az benim
kadar kararlıydı. O günden sonra, gerçekten de onun
için çok mücadele etmek zorunda kaldık.

Bir çok araştırma, soruşturmaya tabi tutulduk.
Aylarca uğraştık ama sonunda onu bize verdiler.

Kızımızın hayatımıza girmesi ile birlikte yuvamızın
tek eksiği de artık tamamlanmıştı. O harika bir bebekti.
Eşimle ben onun için çıldırıyorduk.

Kızım okul çağına geldiğinde ona gerçeği anlattık.
Artık kendisinin öz anne ve babası olmadığımızı biliyordu. Bu gerçeği öğrenmiş olması onda tahmin ettiğimiz şoku yaratmadı. Küçücüktü fakat inanılmaz derecede olgun bir çocuktu.

Birgün arkadaşıyla sohbetlerine tanık oldum. Sevgili kızımın o gün arkadaşına söylediği sözler, benim hayatımda aldığım en güzel ödül oldu.

"Ben evlatlığım" dedi kızım
Arkadaşi şaşkın bir ifade ile sordu;"Evlatlık ne demek?"

Küçük kızım şöyle yanıt verdi.
"Annenin karnında değil, yüreğinde büyümektir."
:KK9::KK9::KK9::KK9::KK9::KK9:
 
nesil karışacak kardeşler evlenecek bu ne yaaa birileri buna dur demelii..
Yok canım kimse bu işe dur demez,okadar çokki bu yola baş vuran insanlar burnumuzun dibinde Kıbrıs'ın Rum kesiminde çatır çatır yapıyorlar,bizim kesimde yasak göya ama inanması güç heleki şu anda hala yayında olsan bi dizide alenen yapılabileceği herkese öğretilmişken durdurması çok zor,kadınlar doğuracaz diye her yola başvuruyorlar malesef:KK43:

Yuvasız çocuklarda yuvalarda Kapıları gözlüyor:KK42: off içim şişdi bu konudan:KK34:
 
X