Ayrılırsanız, önce psikolojimi toplamam lazım, biraz yalnız kalmam lazım, biraz zamana ihtiyacım var, kafamı toplamam lazım gibi sözlerle ayrı kalın. Ayrı evde oturun, bir müddet sonra alışacaklardır buna. Ve kabulleneceklerdir yavaş yavaş.
Daha kendimi toplamadım, kardeşimin sorunlarıyla uğraşmaya hazır değilim filan dersiniz. İşiniz varmış, kendinize yetiyorsanız, gayet güzel devam edersiniz.
Siz kendinizi topladığınızda, annenize de anlatabilmeye başlarsınız evde erkek kardeşinizle kalamayacağınızı. Evliyken kendi düzeninizi oturttuğunuzu ve artık değişik bir düzene giremeyeceğinizi söylersiniz. Sizin bir düzeniniz var, bunu bozmayın, ben gidip gelirim dersiniz.
Bir müddet 3 maymunu oynayacaksınız. İnsanlar sizin onların sorunlarıyla uğraşmadığınızı Cgörünce kendileri halletmeye başlıyorlar direk.
Ama en ufak bir suçluluk duygusu ve vicdan kuruntusu görünce, onu kullanmaya çalışıyorlar. Bu anne baba da olsa böyle maalesef.
Benim yıllardır, hiçbir sorunumla ilgilenmemiş bir anne, babam var mesela. Maddi durumları çok iyiyken, benim evime icralar geldiğinde, 8 aylık hamileyken evimden çamaşır makinesinden buzdolabına her şey alındığında yoktular.
Oğlun sünnet olduğunda, kırk kere söylemiş olmama rağmen, aramayı dahi unuttular. 3 gün sonra bizim eve misafir geliyor, yardıma gel diye aradığında, gelemem oğlum sünnet oldu dediğimde öğrendi sünnet olduğunu. Bir hediye vermek akıllarına gelmedi.
2. Çocuk için tüp bebekle düşük yaptığımda yoktular.
Yıllardır onlar için yaptığımı da çok az kişi yapmıştır kendi anne babasına.
Yine de annem, kurumuş limon kabuklarını attım diye beni evden kovar, kafası kızdı mı gelip 9 yaşındaki oğluma senin yaşında hafızlık yapıyorlar, sen daha çarpım tablosu ezberliyorsun filan diye garip laflar söyler. psikolojisi bozuldu onun da erken yaşta hasta olmaktan ama bunun ceremesini ben ve oğlum çekmemeliyiz.
Babam, devamlı şehir dışına gidip geliyor iş dolayısıyla. annem yürüyemiyor ve belki de ileride yataktan da çıkamama ihtimali var.
Bize baba, eve haciz gelecek, buradan çıkmamız lazım dediğimizde, pek çok evinden bir tanesini gösterip, oturursunuz ama kira ödeyecek duruma geldiğinizde çıkarsınız diyen ve açıkça evini de vermek istemediğini gösteren babam, şimdi devamlı kendi oturdukları lüks sitelerinden bana 800 binlik ev alacağını, oraya taşınacağımızı ima edip duruyor.
Neden? Çünkü eskiden annemin yanında bekar kardeşim kalıyordu, şimdi o da evleniyor, düğününü ben yapıyorum ve annem evde yalnız kaldığında babam onu ikide bir yalnız bırakıp gidemez eskisi gibi ama ben orada olduğumda çok rahat gidebilir.
Hiç ters ve net bir cevap vermiyorum, çünkü bu onlara cevap verme hakkı doğurur. Ve karşı argüman geliştirirler. Onun yerine geçiştiriyorum. Onlar da kendi sorunlarına çare üretmenin yollarını arıyorlar. Halbuki benim aceleci ve duygusal bir yapım vardır. Ama bunu onlara göstermek, yalnızca bu vicdanın sömürülmesine yol açıyor.
Şu anda gösterdiğim sebep oğlumun okulu, ileride başka bir şey olacak. Ve gerçekten zamanı geldiğinde konuşulacak belki gerçekler ama bu onların beni kötü evlat olarak gösteremedikleri bir zamanda olacak.
Ama insanların kendi çözemedikleri sorunları bizim üstümüze atma hakkı yok. Bunun için politik olmak lazım biraz.
İngilizce de bir deyim var, “if you don’t have the power, delay” eğer o sırada çözemiyorsan, oyala. Sorunu geçiştirmiyorsun, yalnızca oyalıyorsun etrafındakileri ve biraz zaman kazanıyorsun en azından. Bu da bir taktiktir.
Ailenle bir araya geldiğinizde, problemlerden, ev ve eş meselelerinden bahsetme, geçiştir. Bakalım filan de, yavaş yavaş su akar yolunu bulur ama 3( yaşında çalışmayan adamla, istemediğin halde Aynı evde oturmak zorunda hissetme kendini ve istemediğin şeye sana başkalarının yüklemesine izin verme.